Yeni Üyelik
Saniye Solak
@saniyesolak
Profili Paylaş
YAZDIĞI KİTAPLAR
Melekleri̇̇n Katli̇̇ami
Melekler, evrenin en güçlü yaratıkları... Bembeyaz kanatlarından akan asaletin karşısında durabilecek tek bir ırk bile yoktu. Hayatlarını Dünya`nın huzuruna ve barışına adamışlar, dengeyi korumak için yaşıyorlar ve gerekirse bu uğurda savaşıyorlardı. Binlerce yıl bu böyle devam etti... Ta ki bin yıl önce Meleklere kendi içlerinden biri ihanet edene kadar... Herlewing ritüeli sırasında, etraflarına ördükleri koruma kalkanı delindiğinde her şey için çok geçti... O gece tüm melekler, cadılar tarafından acımasızca katledildi... Biri hariç... Bin yıllık bir mahkûmiyet... Bin yıllık acı... Bin yıllık bir direniş... Bin yıllık vazgeçiş... Ve o geri döndüğünde artık sadece bir melek değildi... *** "Gücünle aranda tek bir engel var Selene... O güç seni yok etmeden önce aşman gereken tek bir engel var. Ve sen bunun ne olduğunu çok iyi biliyorsun. Les Pyllmons şehrine git, Logan Acy Stark`ı bul. O engeli aşana kadar cadılardan seni koruyabilecek tek kişi o."
4h önce
 
Kukla
İnsanların gözünde, Türkiye`nin sayılı zenginlerinden biri olan Kahraman Hancı`nın biricik kızı gibi görünüyor olabilirdim ama aynaya baktığımda gerçeği gören sadece bendim. Babası tarafından hiç sevilmemiş, yıllarca zorlu eğitimlerle ve antrenmanlarla ince ince işlenmiş, asi ruhumu zapt etmek için korkunç cezalardan nasibini almış ve en sonunda da amacına ulaşılmış bir proje. Profesyonel bir hırsız... Ama hikâyem bu değil. Yani bütünüyle değil demek istedim... Bilemezdim, yıllarca vücuduma kod gibi işlenen tüm bu yeteneklerimin, bambaşka bir noktada hayatımı kurtaracağını... Ben İzel İzem Hancı... Bir gün inadım yüzünden bir adamı öptüm... Nazik, kibar ve düşünceli bir adam... Her genç kızın hayallerini süsleyecek türden... Hayır sorun adamda değildi, o gerçekten öyle biriydi. Sorun o adama takıntılı olan başka bir kızdaydı. Başta klişeleri oynuyorduk. O, okulun popüler kötü kızı, bense okula yeni gelmiş burslu, normal bir üniversite öğrencisi... Onun beni tanımadığını düşündüm ama asıl onu tanımayan bendim. Hayatımı nasıl bir belaya bulaştırdığımı bilmeyen... ~~~ Klişenin nasıl bir noktaya evrildiğine inanamayacağınız bir evren sizleri bekliyor. Aile baskısı, özgürlük mücadelesi, hacker savaşları ve doğuştan psikopatların bir arada olduğu bir dünya. Ve İzel ve Savaş`ın soft ama bir o kadar da tutkulu aşkı...
2g önce
 
Körebe (Dark Of Pink Romance)
Beni aldattığını sandım... Kendimden bile çok ona güvendiğim, her şeyim olan o adamın beni aldattığına gerçekten inandım. Resimler öyle söylüyordu çünkü... Resimler bunu gösteriyordu... Yüzü görünmüyordu hiç birinde ama vücudunu süsleyen dövmelerin her biri benim eserimdi. Çetin Aral Bakırcı, benim en sevdiğim tuvalimdi. Beni aldatmış mıydı yani? Hayır... Hayır... Gerçekten bundan çok daha farklıydı. Çok daha korkunç. Biri vardı. Kendine Niks diyordu. Hepimizin hayatını mahvetmeye yemin etmişti. Ve bunu başarıyordu... Kendi kurduğu, kurallarını kendinin belirlediği bir oyunda hepimizi tek tek avlıyordu... ~~~ Not: On sekiz yaşından küçükler için kesinlikle uygun olmayan bir kurgudur. Ayrıca Dark of Pink Romance kategorisi tamamen benim ürünümdür.
5g önce
 
Mi̇si̇lleme
Geçmişinden sıyrılamayanlar bir kafesin içinde yaşamaya mahkûmdur. Önemli olan o kafesi nasıl şekillendirdiğindir. Benimkinin parmaklıklarının her bir köşesine intikam yeminim kazınmıştı. Dün bir küçük kız çocuğuydum, bugün Yazgı Deha Yaman. Dün ölüydüm, bugün azrail... Dün katildim, bugün yine katilim... Dün kendim için öldürüyordum, bugün `onun` için... O... Hayatı bana emanet edilen adam.. O... Canım pahasına canını korumak için çabalarken canım olan adam... ⏳ PROLOG: "Peşimde dolanmayı ne zaman bırakacaksın sen?" Kızgın sesi dudağımın sağ köşesinin kıvrılmasına neden olurken ona meydan okuyan bir bakış attım. "Kurşunların kıçında patlamasını istemiyorsan, yaklaşık beş ay boyunca hiçbir zaman." "Gidip ojeni falan sürsene sen, böyle işlerle uğraşana kadar..." diye homurdandı arabaya binmeden hemen önce. Pes eden taraf o olduğu için hissettiğim zafer duygusuyla şoför koltuğuna yerleştim bende. En sonunda bana karşı kazanamayacağını anlamış gibi görünüyordu. Dikiz aynasından ona bakarken arabayı çalıştırıp evin büyük bahçesinde ilerlemeye başladım. Evin garajından bahçe kapısına kadar olan mesafe yaklaşık beş dakikaydı. "Gel bir anlaşma yapalım..." diye alay ettim o arka koltukta tableti ile ilgileniyormuş gibi yaparken. Tableti ile ilgilenmediğini biliyordum. O nohut tanesi kadar olan aklından, beni vazgeçirmek için yeni planlar geçtiğini biliyordum. "Sen ojelerimi sür, ben seni hayatta tutayım..."
3h önce
 
ALDANIŞIN PORTRESİ
"Burada olmayı hak etmiyorsun, o senin yüzünden öldü. Defol git buradan!" Başım yeniden önüme düştü ve göz yaşlarım daha da hızlandı. Bir adım daha atmaya zorladım kendimi... "Yaşadığımız her şey senin suçun!" "Sen istedin o lanet yere gitmeyi, bizi sen ikna ettin!" "Keşke sen ölseydin!" Mezarlığın kapısından içeri güç bela bir adım atarken "Keşke..." diye fısıldadım ağlamaktan boğuklaşan sesimle. "Keşke ben ölseydim." Tutunduğum duvardan elimi ayırıp mezarların arasına doğru yürümeye başladım. Yağmur niye hiç durmuyordu? Madem yağıyordu içimdeki bu acı, bu yangın niye sönmüyordu? Gördüklerim, şahit olduklarım öyle korkunç şeylerdi ki... Hiçbir kuvvet silemezdi onları hafızamdan, hiçbir güç bu yangını çekip alamazdı yüreğimin ortasından. Suçluluğumda boğulurken derin bir nefes almaya çalıştım, kollarımı bedenine sardım çaresizce. Eskiden karanlıktan korkardım ama şimdi, hiçbir karanlık içimi saran hisler kadar katrana bulanmış olamazdı. Taze toprakla örtülmüş ve başına tahta bir kazığın çakılmış olduğu mezarın önünde durdum. Toprak kokusu ilk kez huzurlu hissettirmiyordu. Tahta kazıkta yazan isme bakamadım, yüzüm yoktu o ismi dudaklarımdan dökmeye. Usulca çöktüm mezarın başına ve elim ıslak toprakta gezinirken "Özür dilerim..." diye fısıldadım hıçkırıklarımın arasından. "Çok özür dilerim..." Alnım toprakla buluşuna değin eğildim ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım... Bir karar almıştım. Sonuçları çok ağır olmuştu... Çok... Ve pişmanlığım yaşananları geri alamıyordu. O geri gelmiyordu. Hepsi benim suçumdu. Ama bedelini ben değil o ödemişti.
2h önce
 
Loading...
0%