Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm~ Sesinin Tınısı

@sessizliktekigizem

Bugün lisemin ilk günüydü. Tüm eğitim hayatım boyunca olduğu gibi yine zorbalanacağım 4 yıl beni bekliyordu. Sinirlerim bozulmuştu düşünürken ama yine de takmayıp çantamı hazırlamaya koyuldum. Dev bir poşet, dört defter ve kalemlik. He tabii çikolatalı ekmek ve bir şişe su detayını unutmayalım.

 

 

 

Bana kalsa sağlıklı beslenmeye bayılan bir insandım ama öyle bir ailem vardı ki hamurişi yapmaya bayılırlardı. Özellikle ben sağlıklı beslenmeye başlayınca poğaça börek yapar sonra "İradeni korusaydın. Diyetin amacı bu." derlerdi.

 

 

 

Düşüncelerime dalmışken çantamın fermuarını kapatıp mikrodalgaya koyduğum tostu ve masanın üstündeki sütü alıp yola koyuldum. Saçımın önlerinden minik tutamlar alıp arkamdan lastik tokayla tutturmuştum. Beyaz spor ayakkabılarımla fıtı fıtı otobüs durağına yürürken yemeğimi bitirip duraktaki çöp kutusuna elimdekileri attım.

 

 

 

~~~

 

 

 

Tüm gün isimler tanışma faslını yaşadıktan ve ders kitaplarını aldıktan sonra son iki ders müzik seçenler olarak bahçeye inmiştik. Hoca herkese sırayla ismini sorup şarkı söyletiyordu. Özgüvenimiz gelişirmiş. Dalga malzemesi olur size demiyo da...

 

"333 Mirza sıra sende. Kendini tanıt ve bir şarkı söyle."

 

"Mirza Yıldırım. Trabzon'luyum. İstanbul'a babamın tayini dolayısıyla geldik. Ben size 'Senden Güzeli Mi Var?' şarkısını söyliycem. I ım

 

 

 

Yollarına gül dizeyim, ver elin', ner'de?

 

Al canımı, yıllarına sereyim, gitme

 

Benim gönlüm sendedir, yâr, sendeki bende

 

Bir başkasına yaramaz bu can, üzülme

 

Hayran oldun, gülüm

 

Bu dünya aşka büründü

 

Başka başka diyarda bi' benden güzeli mi var?

 

Ömrüm bir idi, bin oldu

 

Sevdam coştu, kudurdu

 

Aşka karşı diyarda bi' senden güzeli mi var?

 

Bu yol uzun, ben beklerim günahım neyse

 

Sen canım' al, ben razıyım bir hazin söze

 

Senin gönlün bendedir, yâr, bendeki sende

 

Bir başkasına yaramaz bu can, üzülme(...)"

 

Her "senden güzeli mi var?" dediğinde bu tarafa bakıyordu. Bazen çok tanıdık geliyordu gözüme ama tayin sebepli yeni geldiklerini söylemişti. Nasıl tanıyabilirdim ki?

 

"334 Mihra sıra sende. Kendini tanıt ve bize bir şarkı söyle tatlım."

 

"Ben Mihra Aktaş. İstanbul'luyum. Ben de Kış Bahçeleri şarkısını söyleyeceğim:

 

Yok, anlamadım

 

Farkına varmam çok zaman aldı

 

Sanki musallat oldum

 

Başını belaya sardım

 

"Git" diyemedi

 

Sevdi mi, sevmedi mi, anlayamadım

 

Hayatının en kıyısına

 

En köşesine sığamadım

 

Can veremedi

 

Kış bahçelerinde soldu aşkım

 

Baharlarına, yağmuruna

 

Yazlarına varamadım

 

Sevme beni

 

Senin sevmelerine kalmadım

 

Tutma elimi

 

Gecelerce için için ağlamadım

 

Bir of çektim içimden

 

Of

 

Aşk gitti

 

Aşk veda etti...(...)"

 

Gözlerime gözlerini dikmiş bakıyordu. Bakışları canımı yakıyordu.

 

Sen kimsin be adam? Neden canımı bu kadar çok yakıyorsun?

 

Elimi kalbime atma ihtiyacı hissettim ama yapmadım. Gözleri gözlerimin derinlerine öyle bir bakıyordu ki vücuduma ardı ardına hançerler saplanıyormuş gibi hissediyordum. Ben daha ne olduğunu anlamamışken yanımdaki kız beni dürttü:

 

"İyi misin Mihra?"

 

"Ha evet iyiyim teşekkürler."

 

Yanımdaki suyu içip bakışlarımı ondan kaçırdığımda biraz daha iyi hissediyordum. Ne kadar uzun süre dalmışsam çıkış zili çalmıştı. Çantamı sırtıma takarak yürüdüm. Bir yandan su içmeye devam ediyordum. Ne yapmıştı o çocuk bana öyle?

 

Enerjimi toplamak için yanımdaki karamelli çikolatayı yemeye başladım.

 

"Karamelli çikolata hı? Bana da çok iyi geliyor yorulduğumda. Seçimlerin çok iyi."

 

Yanımdaki sese döndüğümde Mirza yanımdaydı. Bu çocuk burdan mı gidiyordu evine gerçekten? Çikolatamın son lokmasını yuttuğumda paketi çöpe atarken konuştum.

 

"Ş-şey evet ortaokuldan beri yorucu olduğunu düşündüğüm günler çantama atarım. Aynı çikolatayı sevdiğimizi bilmiyordum."

 

"Normal değil mi Mihra? Daha bugün tanıştık. Daha çok şey öğrenirsin. Pek gizli saklı biri değilimdir aile konuları falan dışında. Bugün derste neden öyle oldun birdenbire? Hoca bile seslendi sana duymadın."

 

"Ha şey ben dalınca etrafı duyamıyorum. Bir şey düşünüyordum."

 

Mirza tam cevap verecekken otobüs geldi. Vedalaşıp otobüse bindiğimde otobüse onun da bindiğini farkettim. Önce şaşırsam da sonra arkaya ilerledim. Demir tutunma yeri olan ayakta durma kısmının sonuna geçtiğimde Mirza da yanımda durdu.

 

"Demek otobüsümüz de aynı prenses. Bu demek oluyor ki birbirimizi daha çok tanıma fırsatımız olacak. Sevindim buna."

 

Gülümseyip başımı salladım. Biz konuşup tanışmaya devam ederken geldiğimiz duraklardan birinde aniden otobüs doldu. Benim karşımda bizden biraz büyük bir abi durdu. Ben mesafemi ayarlayıp Mirza'ya döndüm ve konuşmaya devam ettik.

 

Otobüs doluydu evet ama insanların arasında bir iki karış mesafe kalabilecek haldeydi. Buna rağmen önümdeki adam bana fazla yaklaşmıştı. Bakışlarını üstümde hissediyor ama ne yapacağımı bilmiyordum. Mirza'nın bakışlarından da adamdan rahatsız olduğu belli oluyordu.

 

Adam en sonunda tamamen dibime girmeye kalktığında Mirza hızla adamı hafifçe itmiş ve aramıza girmişti.

 

"Eee kuzen bugün okul nasıldı? Bayadır fırsat bulup görüşemedik iyi oldu böyle."

 

Gözlerimle teşekkür eder bakışlar atıp cevap verdim.

 

"İyi kuzen güzel geçti. Haklısın uzun süredir görüşemedik. Sen neler yaptın?"

 

Biz böyle konuşmaya devam ederken Mirza arkadan deminki adamın ayağına sertçe ve bilerek basmıştı. Adam canının acıdığını belli eden bir ses çıkartmış ancak bişey diyememişti çünkü suçundan dolayı olduğunun farkındaydı. Diğer durakta otobüsten indi.

 

5 durak sonra ben de inmiş, Mirza'yla vedalaşmıştım. Eve geldiğimde günün şokunu atlatmaya çalışmıştım.

 

~~~

 

Sabahın ilk ışıklarıyla okul için uyanmış ve hazırlanmıştım. Anne babamı da yanaklarından öptükten sonra evden çıkıp durağa gitmiştim. Otobüse bindiğimde Mirza'yı görmüş sohbet ederek gitmiştik.

 

Okula geldiğimizde yanımda oturan kızla konuşmaya başladım. Dün bana 'İyi misin?' diyen kızdı. Adının Leyla olduğunu dün zaten öğrenmiştim. Biz birbirimizle tanışırken hoca içeri girdi.

 

 

 

Üçüncü dersi yarılamıştık. Dersimiz sınıf öğretmeniyleydi. tanışma faslı bittikten sonra okul kurallarından olması gereken sınıf düzeninden falan konuşmuştu. Şimdi ise sıra düzeni yapacağını söylemişti. Herkes ayakta bekler haldeyken Beni alıp öğretmen masasının hemen önüne oturtmuştu. Ben orta sıra kızıydım olmadı bu...

 

Düşünüp düşünüp kendimle dalga geçerken Leyla'ya bakıyordum. Hoca onu alıp arkama oturtmuştu. Yanıma ise...

 

Mirza'yı...

Loading...
0%