Yeni Üyelik
Aden Karavezir
@siren_
Dış dünyanın kötülüğünü ve büyümek zorunda olduğum gerçekliğini reddederek beni terk etmeyecek ve kıpır kıpır olan çocukluğumu diri tutacak son dalım olarak burayı görüyor ve buraya sığınıyorum. Ne olursa olsun yazdıklarım benim değerlilerim çünkü onlar geleceğe bırakacağım tebessüm oluşturan anılarım. Bazılarını ergenliğimde yazdığım için okuyunca her ne kadar `bu ne anasını satayım` desem de altın değerindeler. Size küçük de olsa bir etki bir gülümseme bırakabilirsem ne mutlu bana. İyi okumalar.
Profili Paylaş
YAZDIĞI KİTAPLAR
İdam Okulu (Bitti)
Türkiye`de bir ilk olan Karavezir Okulu yetenekli öğrencileri toplayıp geleceğe hazırlayan bir okuldur. Okulun sahibi olan ve aynı zamanda okulda okuyan Alev Ateş Karavezir bu okulu kurarak babasından sonra yöneteceği şirketler için öğrenci yetiştirmektedir. Okul aynı zamanda iyi insanlara kibir`den ve ego`dan uzak insanlara da önem göstermektedir. Lakin her okulda olduğu gibi bu okulda da zorbalık gibi olaylar olduğu için Alev ve arkadaş grubu buna bir çare bulur. KARA KART oyunu. Bu oyun çok tehlikeli bir oyundur ama gerekli olduğu için yapılmasında zorunludur. Kara kart çekildiği kişi kartı çeken kişi ile Kemik Kıran kafes dövüşün`e girmek zorundadır.Kart çekilen kişi kafes dövüşünü kazanırsa okulda kalmaya devam edebilir. Bu kitapta annesinin terk ettiği babasının veliahtı olan Alev Ateş Karavezir`i, arkadaşlarını ve kuzenlerini okuyacaksınız.
4g önce
 
Mahalleden Biri
Kız erkekten büyüktür(!) Şuradan başlayalım o halde. Ben Efsun mahallesinin bir köşesinde sıkışıp kalmış lakin o köşede kendi cennetini kuran mahalle fertlerinden sadece biriyim. Adı gibi etkileyici olan bu mahalle 21. yüzyılın alışagelmişliklerin dışında bir samimiyet ve komşuluk bağları barındırıyor. Mahalleye ilk taşındığında oluşan atmosfere dayanamayıp şoka giren insanlar olduğu haberleri doğrudur bu arada. Seksenlerden bu güne yıpranma ve aşınmalar olsa da insanlığını ve merhametini kaybetmeyen bu insanlar benim 18 senelik tek ailem olmuştu. 2005 yılında Kocakarı soğuklarının başladığı çetin geçen günlerden birinde çınar ağacının dibindeki bir kundakta ağlarken bulmuşlar beni. Ömrüm uzun olsun diye değil o soğukta donayım diye. Göbek bağımın düşme zahmetine bile katlanma gereği görmemişler. Şansım ise beni bu mahallede bulmuş. Beni bırakan biyolojik aileme rağmen bu insanlar beni şefkatleri ile ısıtmış, evlerine almak için birbirleriyle yarışmış adeta. Büyüklerim öyle anlatırdı daha doğrusu. Yarışın kazananı ise uzun zamandır çocukları olmayan anne ve babam olmuş. 28 senelik evlilikleri boyunca bir sürü tedavi deneyip sonuç alamamalarına rağmen nankörlük etmeyip vardır bir hayır diyerek Allah`a dua eden aileme emanet olarak verilmişim. Ha bir de üvey abim var. Temir... Evet yanlış okumadınız adı Temir. Mahallenin gencinden tut yaşlısına kadar hem korkulan hem de sevilen ismi. Benim için ise hayatımı hiç düşünmeden verebileceğim abim. Hikayemi/hikayemizi okumaya hazır mısın?
6g önce
 
Çalıntı Çocuk
Normallerin dışında bir aile kurgusu... İskoçya`dan Türkiye`ye uzanan bir hikaye. . Ardından Gordania`yı kolundan çekip tezgahkara gösterdi. "Bak gözel abem. Bu kız taa İskoçyalardan gevur memleketlerden geldi. Dedi bana Buğra benim canım çilek çekeyyo bana çilek alacan mı? Dedim almam mı? Sana dedim kurban olsun çilek yatadana kurban olduğum." Sonra Alp`in kolundan çekiştirdi. İkisinin ortasında Buğra vardı. "Aha bak bu da nişanlısı kızı bir üzmüş bir üzmüş. Gönlünü almek için geliverdik buraya. Bir kapandı ayağıma bir kapandı sorma. En gözel çileğe alakta barışsın benlen hurma tanem diyiverdi de buraya gettim onları. Senden başka gözel çilek saten bulamadım burda." Alp ve Gordania şok ile tezgahkar ise memnun bir ifadeyle bakıyordu. "Bulaman tabi. Rahmetli anamın ata tohumlariylen eki verdim ben bunları. Güvercin boku serpiştirdim gübre diye. Tabi güzel olacak." "Ya ya. Nası gözel abem." Buğra tezgahkarın yaklaşmasını istedi ve kulağına eğildi. Fısıldayarak konuştu ama Alp ve Gordania onu duydu. "Bi de biliyonmu gözel abim bu oğlan çok fakir bak şu ayağında ki çarığa taşlı maşlı erkek adam giyer mi bunu. Napsın süt oğlan mecburiyet.... çöpten buluverdi de giyiverdi... Nasıl sevindi bir göreydin. Gel sen şunu yap 15 kayme. Tüm gönüller mutlu olsun." Tezgahkarda onun kulağına fısıldadı. Acıyıvermişti çocuğa, içi kıyılmıştı resmen. "Çok mu fakir?"
7g önce
 
Tutsak Prens
Kim çirkin bir prens`i sevebilir ki?
5g önce
 
Acıma Sız
"Kimsiniz?" diye sordu. Verebilecek çok cevap varken ona verebileceğim tek şey bu oldu. "Güzel soru, biz kimiz? Biz Tertiadecima Generatione sizin deyiminizle TG`yiz. . . . "Bu arada." diyerek giriş yaptı tekrar cümleye. "Zaaflarını fazla belli ediyorsun dikkat et düşman en çok oradan vurur." "Sen gibi mi?" dedi kaşlarını kaldırarak. "Beni karşı tarafına mı koydun?" diye sordu Marcena. "Nereye koymalıyım?" diye soruya soruyla cevap verdi Berk. "İnsan kendi kararının sonuçlarını çevresiyle öder. İyi düşün... bana yetersen ve ben istersem karşında olurum. Ama benden sana tavsiye kazanamayacağın kumara girme çünkü bu karşındaki kadın kumarda senin masaya koyduğun miktarla yetinmez senden fazlasını alır. Kanını, canını, çevreni, yolda selam verdiğini bile. Pis oynarım ben söylemiş miydim bu arada? Tıpkı büyüdüğüm yer gibi... Pis oynarım ve sonrada ellerimi silip hiç pislenmemiş gibi temiz temiz güle oynaya ayrılırım yanından. Şimdi tekrar düşün beni karşına alabilecek misin?" "Sen!" dedi hiddetle. "Gerçekten de göze alınamayacak bir tehdit ama aynı zamanda göz önünde bulundurulması gerekilen bir kadınsın. Karşıma alsam ve seni yensem kaybedecek olan yine ben olacakmışım gibi geliyor. Yanlış mıyım?" diye kendince bir çıkarımda bulundu. "Doğru." Kafasını salladı ağırca aşağı doğru. "Doğru lakin eksik." "Sen beni karşına alamazsın, ben istersem senin karşına geçerim ve sen bunu bir lütuf olarak sayarsın." dedi gülerek. . . .
5g önce
 
Loading...
0%