Yeni Üyelik
2.
Bölüm

Şeytanla Uyumak

@siren_

Mahlas'ım belki takılır kafanıza belki de uçar gider. Mühim değil, olmaz da. Kalıcı değilim hiçbir yerde. Lakin sözlerim kalsın aklınızın bir köşesinde, düşüncem.... biraz da hayallerim. İmkansızlıklar imkan dahilinde olduğu zaman hür olun. Unutmayın elleriniz bağlıysa değil düşünceleriniz bağlıysa esirsiniz.

zaer

~~~~☽✿☾~~~~

"Onlar binlerce yıldır ne istediklerini çok iyi biliyorlar, çok iyi örgütlenmişler, çok kurnazlar, çok iyi hazırlanmışlar, yıldırım gibi epemize düşüyorlar. Onların belli amaçları var, benimse zayıflamış, harap olmuş sinirlerim. Bu adil bir savaş değil. Bir makineye karşı gelinemez. insana karşı koyulabilir. Fakat bu bir makine, bir kasap makinesi, vicdanı ve aklı olmayan ruhsuz bir alet. Ona karşı koyulamaz."

Stefan Zweig-Mecburiyet

.

.

.

.

~~~~☽✿☾~~~~

~~~~☽✿☾~~~~

.

.

.

~~~~☽✿☾~~~~

Tertiadecima Generatione Günlükleri

11.Kitap Gn.Y.Nicholas'ın el yazısı

Bugünün tarihi 12 Kasım Sevgili Efendim.

1998'in en trajedik olayının yaşanacağı ve 12'yi 13'e bağlayan gecenin yaşanacağı gündeyiz. Tanrılar epey sinirli olmalılar Sevgili Efendim ya da epey mutlu, bunu bilmiyoruz. Yılın geçireceği ilk kanlı ay tutulması ve güneş tutulması saatler sonra gerçekleşecek duyumunu aldık. Tarikat epey endişeli ve telaşlı bu süreçte.

Sayın pek kıymetli General Andreas bunun bir işaret olduğunu söyledi ve tutulma için çalışmalara başlama emrini vermiş bulundu. 9.ekip bunun için en uygun seçimdi lakin gittikleri görevden henüz gelmediler bu sebebiyetle 4.ekip arayışta. Bu gece kurban edilecekler kanlar onların seçkinliğine bırakıldı.

11 ırk ve bir Tanrıça, Efendim.

Tutulma için 11 ırktan 13'er kişi toplamda 143 kişi olmak üzere Tanrı'nın bizi affetmesi için kan sunulacak. 143 günahkar ve aciz insan...

Tanrıça bugün, ayin sırasında doğacak. 9.ekip, 1742 doğumlu Gece Kahini Koman Alaton'un yazdığı el yazma çevirisine göre onu aramaya gitti.

O bugün doğacak ve kutsanacak.

Tanrı onu bize gönderecek Sevgili Efendim, bugün bayram.

Bir hediye Efendim, bizim için.

Tanrı onu ve bizi kutsayacak kanlarla ve affedilmemiz için bize bir şans verecek.

Vaad edilen hazineye şükür olsun ve kurban edilecek 143 damla kana.

Ve Tanrıya.

Yüce görklü Tanrıya canım ve kanım feda olsun, onu yaşamımın sonuna kadar koruyacağım.

Görklü Dea.

~~~~☽✿☾~~~~

17/03/2018

TG Eğitim Merkezi No:2

"Potasyum Nitrat'ı kaynattınız mı? Beherglas nerede?"

"Şurada bayan Cena." diyerek laboratuvar tezgahının en sağını gösterdi Jenna. Cena'nın bakışları önünde bulunan imbikten beherglası buldu. Oturduğu sandalyeden kalkıp elindeki el yazması deftere son kez göz gezdirdi.

"Bay Damon beherglas 'da ki potasyum nitrat kaç derece olmuş bakar mısınız?"

Damon eline aldığı dereceyi beherglas da ki potasyum nitrat'a soktu fazla eğildiğinden dolayı diğer eli ile buharlaşan gözlüğünün önünü sildi.

"Bayan Cena 423 derece olmuş."

"Karıncaların damıtılma işlemi bitti elde edilen formik asiti balon jojeye koyun. Damon elindeki temiz jojeye 22 gram sülfat koy zaten 330 dereceyi buldu sıcaklığı 2 dakika beklettikten sonra da büretle birlikte 4 damla gliserin ekle. Aeron, potasyum nitrat'ın altını kapat ayırma hunisine ekle ve Damon'a ver. Damon ne yapacağını biliyorsun değil mi?"

"Elbette bayan Cena." diyerek soruyu onayladı.

"Çok güzel böyle devam. 3.75 gram afyon ekleyin çok fazla olmasın bildiklerini zorlanmadan söylettirecek kadar beyinlerine rahatlık versin yeter."

"Bayan Cena şirli mantarı ne işe yarayacak? Burada damıtılmış da?" diye sordu Eva.

"Şirli mantarı başka kaynaklarda halüsinojen mantarı olarak geçiyor Eva yani anlayacağın elimizin altındaki denek olmayacak şeyler görecek yavaş yavaş delirmeye başlayacak. Bunu bulmak çok zordu yasak olduğu için kaçak aldım epey bir para döktüm o yüzden lütfen dikkatli ol."

"Anladım efendim. Ne kadar koyulması gerekiyor."

"Sınır bunun için 14 gram lakin bu miktar epey fazla hemen kafayı oynatması işimizi kolaylaştırmanın aksine zorlaştırır. Sen ver bana ben hallederim." diyerek yerinden kalktı ve Eva'nın elinde damıtılmış olan şirli'yi aldı.

9 gram şirliyi dikkatle damla damla olmak üzere sülfata ekledi. Her bir damla da kararan sıvı sanki daha fazla siyah olabilecekmiş gibi koyulaşıyordu. Büyük bir sabır ve ustalıkla elde ettiği sıvıyı yarım saat soğuması için beklemeye aldı.

"Fiona, sevgili deneklerimizi çağırır mısın acaba? Duymamız ve işe yarayıp yarayamayacağını öğrenmemiz gereken şeyler var."

Fiona'nın şeytani gülümsemesi maske yüzünden gözükmese de çekik gözlerinin yanındaki kaz ayaklarının oluşmasıyla anlaşılmıştı.

"Elbette bayan Cena."

Eldivenlerini çıkarıp mekanizmanın üstündeki cihazda parmak izini okuttu açılan kapı ile koşarak uzaklaştı. Onun gidişinin ardından laboratuvar tezgahının üzerindeki karmaşa toparlanmaya başlandı. Damon ve Aeron deneklerin oturacağı yerleri ayarlarken Eva ve Jenna kullanılan tüpler yok edilmek adına özel kutularına koydu, artık tezgahın üzerinde sadece 4 adet şırınga ve adının latince 'dayanılmaz' anlamına gelen 'intolerabilis' konulan ilaç vardı. Yaklaşık 20 dakika sonra kapının 'fosss' sesi ile açılması duyuldu.

İlk olarak askeri tıraşlı, alnından yanağına doğru gözünün üzerinden dikiş izi geçen bir eleman girerek Cena'ya baş selam verdi ve karşısında durup elini uzatarak;

"2.ekip'den Kiros, Dea." diyerek selamını tamamladı. Hemen ardından sağ ve solunda 2.ekip'den askerler bulunmak üzere 4 denek içeriye giriş yaptı. Hepsi selam verip deneklerin durması gereken yerde durdular.

En son içeriye General yardımcısı Nicholas ve Fiona girdi. Herkes, her şey tamdı artık vakti gelmişti. Yerlerine sabitlenen deneklerin ardından askerler arkadaki yerlerini aldılar. Ortalıkta sadece deneklerin yalvarmaları ve yardım feryatları vardı.

"Lütfen yalvarırım yapmayın."

"Ne olur bırakın."

"Yemin ederim bir daha yap-"

Şırıngaya çekilen mat siyah ilaçla yalvarmalar sadece acı çığlığa dönüştü. Çoğu merakla olacakları bekliyordu, denekler ise boşa kendilerini tüketiyordu.

Damon 108 numaralı deneğin koluna turnikeyi bağladı elleri ile damarını bulup belirginleştirdi. Bu işlemi her birisine yaptı. Aynı anda 12 miligramlık iğneler derilerinin altından damarlarına enjekte edildi. Geriye beklemek kaldı.

~~~~☽✿☾~~~~

"Bu ne demek farkında değil misin? Nasıl bir şey başardığından haberin bile yok. Bunu kimse bilmemeli Cena, anladın mı?" başını sertçe ovuştururken bir yandan da söylenmelerine devam ediyordu.

"....."

"Anladın mı dedim Cena! 2. ekipten 9 kişi kan yemini etti ağızlarını açtıkları an leş olurlar, şu anlık izlenme altındalar. 4 denek ve ilacı yapmanda yardımcı olan stajyerler ise toprağın altındadır şuan. İntolerablis'in formülünü sadece sen bileceksin ve bu seninle mezara gidecek. Yalnızca üçümüz sen, ben ve general. Bu artık bizim sırrımız." bıkkınlıkla bir nefes verdi. Öfkelenmişti artık.

"Anladım Nicho lakin sende şunu unutuyorsun artık karşında küçük Cena falan yok kafam basıyor yani neyi söyleyip söyleyemeyeceğimi." diyerek sitemini dile getirdi Cena.

"İyi, ben uyarayım da. Neyse üzerindeki kanlardan arın bunu kutlamalıyız Cena."

"O zaman akşam kutlamaya ne dersin?"

"Akşam görüşürüz Marcena."

"Görüşeceğiz Nicholas."

~~~~☽✿☾~~~~

~~~~☽✿☾~~~~

 

Loading...
0%