@siren_
|
"Başaracaksın, çünkü güzel duaların ve güvendiğin Rabb'in var."
. . ~~~~ ☽✿☾ ~~~~ ~~~~ ☽✿☾ ~~~~ . . Ruhumun senden İlahî, şudur ancak emeli: İnsanların namusu sadece bedeni midir sevgili okurum? Ne düşünüyorsun? Geçen eğitimden, sınavdan, mesleklerden, yönetimden vb. konuşmuştuk. Baskı sonrası ihtimallerde dahildi konuya. İnt*har gibi. Bu bölümde konumuz namus olsun biraz. Sen burayı sadece bir askeri kurgudan ibaret sanmıyorsundur umarım. Ben yazar... Her hangi bir kimliği olmayan... Çünkü tam olarak ben de bilmiyorum kim olduğumu. Kafan karıştı lakin merak etme bu belirsizliği bu bölümde az da olsa dindiricem. Öncelikle sana benim buraya düşme hikayemi anlatmalıyım sanırım. Adım lazım değil takma adımda da bahsedildiği gibi 'ben bittim'. 'Aq' kısmı biraz değişik bir konu topluma ayak uydurmaya çalışmıştım sadece. Eğitim hayatım boyunca hep dışlanan zorbalığa uğranan o kız var ya işte o benim. Lakin benim meselem biraz daha farklı. Ben ondan da aşağılandım. Ben yaşıtlarıma göre hep daha saf olmuşum, belki hala öyle. Neyse, bu saflık sadece iyi huy, affetme, kötü düşüncesi olmama gibi şeyler değil. Mesela ilk zorbalığa uğradığım zaman 1. sınıfın ilk günü olmuştu. Belki saçma bulacaksınız lakin çocukluğu hatta okul öncesi bile aşağılanarak büyüyen ben için o gün hayatımın kabusunun başlangıcıydı. Sınavlarım -fen hariç- hepsinden 85 üstü notlar alırdım lakin ben bu notların ne iş olduğunu bile bilmiyordum. Düşük not olan arkadaşlarım benden daha da nefret ederdi böylelikle. Saçlarım... biraz garipti. Onlara göre...Hani şu elektriklenip yukarı çıkan başa çıkılamayan dalgalı saçlar. Beni çirkin bulup ilk gün yanlarına oturmamı istememişlerdi. Çocukluk arkadaşım hariç. Gerçi o da beni kullanmak içindi ya... Bunları anlattığım için bana acımayın beni yargılamayın lütfen. Ben beni tanıyın istiyorum. Birileri beni tanısın beni görsün. Her bakan göremez her duyan işitemez her dokunan hissedemez. Ben size kendimi sunuyorum. Sevmem kendimden bahsetmeyi. Şimdi diyeceksiniz o zaman bu ne. Farkettim. İnsanlar kendilerini gördüğü kişilerin yanında rahat. Beni tanıyın istiyorum. Kendinizi görün istiyorum satırlarımda. Yalnızlığımı yalnızlığınıza pay ediyorum. İlk 4 sene bu şekilde geçti. Tek bir kız arkadaşım dahi yoktu. Onların arasında yerim yoktu benim. Ortaokul ise tam anlamıyla bir rezaletdi. Zorbalığın ağırlığı benim için burada başladı. Sevilmezdim. Neden inanın ben de bilmiyorum. Gerçekten. Notlarım diğerlerine nazaran daha iyiydi özellikle matematik. O benim dostumdu beni yalnız bırakmaz babamdan uzaklaşmamı sağlardı. Hayır, babamı seviyorum. Ama... alması var işte. O benim travmam aynı zamanda zaafım. Diğer çocuklar gibi serzenişte bulundum kusura bakmayın ama öyle değil. O benim gerçekten travmam. Erkeklerden korkma sebebim. Evlenmek istememe sebebim. Onlardan nefret etme sebebim. Haksız değilim. Ben sanırım çöktüm. Sürekli etrafa gülücükler salıp kardeşlerimin gülmesi için yaşıma yakışmayan şeyler yapıyorum, çizgi filmler izliyorum, çocukça nazlanıp anneme yaklaşıyorum, en çok ben sevileyim istiyorum. Bencilce değil bu. İstiyorum çünkü görmedim yaşamadım. Kardeşlerim bu hareketlerimi saçma bulup beni azarlada da yapmaktan vazgeçemiyorum. Ben yaşayamadığım çocukluğumu şimdi yaşamaya başladım. Gerçi çocukluğu şiddetle geçen birisine bunu çok görmeleri haksızlık değil mi? Daha ergenliğe bile girmeyen bir çocuk...bayramda....üzerinde hevesle giydiği bayramlıkları ile şeker toplamaya gitmek yerine annesine bir şey olacak korkusuyla ayaklarına yapışıp kalırsa bu kimin suçu? Benim bayramım da çocukluğumda o gün bitti. Annemin yardım çığlığı arasında adımı söyleyerek benden yardım istemesi ile ben büyümem gerektiğini anladım. O değil ben onun annesi oldum. Ben değil o benim kollarıma sığındı ağladı. Ufacık zaten benim annem göğsüme anca geliyor. Ah sürekli konudan saptığım için bana kızmayın aklıma anılar doluşup duruyor. Okula geri dönelim. Ortaokul. Zorbalanan başka bir arkadaşım vardı dış görünüş tarafından diğerlerinden farklıydı. Biraz da fazla bakımsız...sorun değildi. Sırf o grubun arasına girmek için onu zorbalamalarına izin veriyordu. Ona yardım etmemle başladı. Çocukça hareketler... Çocukça sırama uhu sürmeler, yiyeceklerini bir şey kaymalar, tenefüste çantamı kilitleyip saklamalar, mesaj atıp küfür etmeler...Evet ortaokul da da arkadaşım yoktu. Bu da sorun değildi çünkü ilk okuldan tecrübeliydim bu mevzuya. Ben ilk çocuktum ve bilirsiniz onlar anne babanın tecrübesizliği yüzünden bocalayanlardır. 1.sınıfta babamdan korktuğum için arka odalara kaçıp sanki bulunamayacakmışım gibi kaçmam... Sırf 'm' harfini okuyamadım diye... Ben harfleri babamın eve getirdiği o küçük beyaz tahta da öğrendim. Ama unutmam o beyaz tahtaya vurunca nasıl şiddetli ses çıkardığını bağırışların çarpıp bana geldiğini. Tahta kaleminin o kokusu bana zehir. Sıkılsıysanız alt trafa geçip kitabın diğer bölümünü okuyabilirsiniz mahcubum size karşı ama ihtiyacım var buna. Artık yok sayılmak istemiyorum. Despot bir insandı ailem. Notlar ilah gibiydi. Sanki düşük aldığımda okumayacakmışım gibi düşünürdüler. Sırf bir insan matematikten 56 aldı diye babasının karşısında titrer mi? Kaç kez e okula bakmasınlar diye okul numaramı unuttum yalanını söyleyecektim? Notlarım çok iyiydi ama hepsi değildi. Zaten sorunda buydu ben ilk çocuktum herşeyin en iyisi en güzeli olmak zorundaydı. 'Seni varya öldürürüm, bu notlar ne, neden iş arkadaşımın oğlu senden yüksek aldı, çalışmıyor musun, eve gidelim bacaklarını kırıcam' kalıplaşmış cümlelerdi bunlar ama her seferinde aynı etkiye sahiptiler. Hafifletilmiş anlatıyorum ama bu bile kötü hissettiriyor. Benim arkadaş yapmaya vaktim olmamış. Korkuyorum. Hadi ortaokulu da geçelim. Lise... Neredeyse 1,5-2 sene gittim liseye. Pandemi, deprem derken... Okulun yurdunda kalıyordum. Çok şikayet adiyorum ama inanın bana bunca zaman gördüğüm şey zorbalık değilmiş. Bu sefer bana çok kişi geldi arkadaş olmak için. Onları öyle ittim ki bir daha gelmemeleri için. Çünkü daha fazla kalbim dayanamıyordu. Gerçekten acıyordu. Yurtta yediğin fazladan bir lokma bile sana öyle batıyordu ki öylesine dışlanmıştım ki muhtaç olmamak için canımı vereceğim adam saatlerce ağlayıp yalvardım beni oradan alsın diye. Yemin ettim sofra da olabildiğince az yerim evde sesim çıkmazdı. Acıdı bana, o gün de hava çok kötüydü dışarıda fırtına vardı. Ondan sonraki günler boğazımdan yemek zor geçti. Utanıyordum sofraya oturmaya gözlerine bakmaya. Ama bilmiyorlar yaşadıklarımı. Dışlanmak filmlerde veya kitaptakiler gibi değil. Yemin ederim. Bana inanın. Söylemek isterdim. Güvensizliğimi, bunun için arkadaş edinemediğimi. Sinirlenmemeye başladım lise döneminde. Çünkü normal olmayan vaziyetler olmuştu. Artık sinirlenince uyuşup felçli gibi olmaya başlamıştım, duygularım yıpranıktı. Bipolar gibiydim 5 dakika önce gülüp sonra durgunlaşıyordum. Ağlayamıyordum. Arkadaşlarım beni çok güçlü buluyordu yardım istediklerinde ve yahut sınav haftaları sıramın önünde değil etrafında sıraya giriyorlardı. Notlarım lisede çok iyiydi. Aşırı iyi bir ortalama ile diploma aldım. Öğretmenlerin gözdesi sayılırdım. Yine yalnızdım. Hiç unutmam sınav senemdi ve ben...gerçekten kötüydüm. Bu ergen tripleri değildi dedim ya ben çocukluktan büyümeye atladım diye. Benim hiç öyle davranışların olmadı. Kimse ile kafe de buluşmadım mesela, eğlenmedim. Benim eğlence anlayışım evden çıkıp balkona geçmekti. Ben ilçe sınırlarını bile hatırlamıyorum. Neyse dediğim gibi sınav senemdi, yalnızdım, kalem ucu bile soran birinden şüpheleniyordum ve ev içi durumlar. Günde en az 2 defa ölmemek için kendime bahaneler ürettim. İntihar etmek istemiyordum çünkü ben inançlı birisiyim ve Allah'tan korkuyordum. Onun kırılmasını istemiyordum çünkü yalnız kalplarin içinde Allah vardır ve o oradan hiç çıkmadı. Bunun içinde beni yargıladılar. Saçma ergen tavırları yapma ne intiharı dediler. Bir kez sarılsalar yeterdi. O gün dönümdü benim için. İnsanlardan gelmeyen hayır başka şeylerden gelir dedim. Wattpad'i indirdim. İhtiyacım olan tüm duygular burada vardı. Özellikle aile kitaplarına büyük bir rabetim. Neredeyse bin kitap varsa dokuz yüzünü ben okumuşumdur. O kadar hastalıklı bir şey oldu ki bu durum saatler geçirsim Wattpad de. Ayda 120 kitap okuyordum o derece. Gerçi hala öyle. Beklentilerimi karşılıyor bana kızmıyordu çünkü kitaplar. Beni tanımıyorlardı ama bana yaşamadığım duyguları önce tanıttılar sonra yaşattılar. Bu platform sadece insanlardan değil evdekilerden de kaçış oldu bana. Burası benim ikinci değil birinci evim. Siz okuyucular bilmiyorsunuz ama buraya bana attığınız her hangi bir yorum için havaya uçuyorum ben. Ben artık insanları yüz yüze değil ekran arkasından seviyorum. Kendi oluşturduğu farklı kişiliğiyle. Çünkü o zaten yalan ve bana ayrıca bir yalan söylese kırılmam. Çünkü o kendi kurguladığı karakter. Beni tanıyın canım okurum. Beni artık birisi tanısın. Ben kimliksizim. Uyumsuzum ama herşeye uyum sağlayanım. Çok sevilen aynı zamanda nefret edilenim. Korkağın tekiyim ama aynı zamanda dünyanın en cesur insanı olabilirim. Herkese meydan okur babamın bir ses yükseltmesine boyun eğerim. Annem için yapabileceklerim akıl sağlığının almayacağı şeyler. Yüksek sesten nefret ederim. Yüzüme sinirle bakılması benim travmam. Erkeklerden nefret ederim. Sebepsiz değilim. Hiç unutmam lisenin ilk yılı bir erkek bana Instagram'dan mesaj attı diye yurdun bir köşesinde korkudan atak geçirdiğimi. Tüm sosyal mecralardan çıktığımı... Ya da abi dediğim insan tarafından 2 kez taciz edilmeye çalışıldığımı... Yine bir erkek tarafından kaçırılmaya çalışıldığımı... Ve bunu anlatıp destek göremeyecek kimsem olmadığını. Ben yazar. Beni tanıyın çünkü bende sizin gibiyim belki daha azı belki daha fazlası. Acımanıza ihtiyacım yok çünkü gücüm sizi şaşırtır. Neden bunları konuştuğumuzu düşünürseniz bir sebebi yok. Onu siz yaratın. İhtiyacınız mı var konuşmaya. Bana kimse sormadı ama ben size soruyorum. Yazın mahcup olmadan çekinmeden. Bilirim bunun önemini. Güzel değilim, ortalama bir yüze sahibim. Zeki olduğum ben değil etrafımca duyduğum bir şey. Gerçi onlardan uzak durarak bunu kanıtladığıma inanıyorum. Duygularımı dorukta yaşarım. İyiyim. Kim olduğumu hala bulamadım ama bir tahminim var. Sanırım ben aracıyım. En mutsuzu mutlu ederim. En ümitsize ümit besletirim. En korkuluya güven veririm. Ben inandırıcıyım. İçimdeki merhametten nefret ederim. Çünkü o kadar fazla ki en zalim insanın bile göz yaşına dayanamaz. Yalan söylenip söylenmediğini kesinlikle anlayamam hoş anlasam da umurumda olmaz. Direk uzaklaşırım. Hakkıma atılan iftiralar ağırlık fark etmeksizin göz ardı ederim. Çünkü ömrüm bir şeylere nefret besleyemeyeceğim kadar kısa. Bir zaman kadar gençlerden nefret ederdim. Kızın erkeğe satılmasını onu öpmesini hoş bulmazdım hala da bulmuyorum çünkü İslami değerlere göre seviyorum harama bulaşmadan masumca sevmek. Ben bu çağa ait hissetmiyorum. İğreniyorum. Artık tüm suçları onlarda bulmuyorum. Aile, çevre... Gençler sevilmiyor. Sevilmiyorlar. Baba sevgisi görmemiş bir kız sevgili ediniyor ve en ufak bir ilgide eksikliğini onda kapatmaya çalışıyor. Erkekler siz sadece sevgili değil baba görevi de görüyorsunuz. Nasıl bir baba gibi davranırsanız o kızı o kadar elde edersiniz. Çünkü ihtiyaç var. Sevilmiyoruz. Ben bu çağa ait değilim. Burada yaşamak istemiyorum, bu insanlarla. Ben kibar nazik çağın insanıyım. Düşüncenin... Kibrin olmadığı. Dediği gibi 'bu dünya hassas kalıplar için cehennem'. Burası bir cehennem. Ben zaer. İnsanları seven ve sevmeyen. Size sesleniyorum okurlarım. Canım okurlarım. Yalnız okurlarım. Sizi tanımıyorum ama bu önemli değil. İster en zalim olun ister en mazlum. Ben sizi tanımasam da severim. Yeter ki beni merhametimden vurmayın. Çünkü en değerli o kaldı. Bilmem dinler misiniz size bir öneri sunsam. Belki size göre az yaşadım ama bu konuda tecrübeliyim. Mutluluk aranmamalı vakit kaybı mutluluk yaratılmalı kimseden yardım almadan muhtaç olunmadan. Hayır iyi insanlar yok. İnsanlar bir süre iyidir. Sevin ailenizi ve verip vermediği tüm nimetler için yaratıcıya şükredin. Çünkü o bunu hak ediyor. İnanın ban bir gün doğru yolun bu yol olduğunu öğreneceksiniz. Bu yolda ben isterseniz yanınızdayım isterseniz hiç doğmamış gibiyim. . ~~~~☽✿☾~~~~ Hakkari Merkez Camii ... بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ اِنَّا فَتَحْنَا لَكَ فَتْحاً مُب۪يناًۙ١ لِيَغْفِرَ لَكَ اللّٰهُ مَا تَقَدَّمَ مِنْ ذَنْبِكَ وَمَا تَاَخَّرَ وَيُتِمَّ نِعْمَتَهُ عَلَيْكَ وَيَهْدِيَكَ صِرَاطاً مُسْتَق۪يماًۙ٢ وَيَنْصُرَكَ اللّٰهُ نَصْراً عَز۪يزاً٣ هُوَ الَّـذ۪ٓي اَنْزَلَ السَّك۪ينَةَ ف۪ي قُلُوبِ الْمُؤْمِن۪ينَ لِيَزْدَادُٓوا ا۪يمَاناً مَعَ ا۪يمَانِهِمْۜ وَلِلّٰهِ جُنُودُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ وَكَانَ اللّٰهُ عَل۪يماً حَك۪يماًۙ٤ لِيُدْخِلَ الْمُؤْمِن۪ينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ جَنَّاتٍ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ خَالِد۪ينَ ف۪يهَا وَيُكَفِّرَ عَنْهُمْ سَيِّـَٔاتِهِمْۜ وَكَانَ ذٰلِكَ عِنْدَ اللّٰهِ فَوْزاً عَظ۪يماًۙ٥ وَيُعَذِّبَ الْمُنَافِق۪ينَ وَالْمُنَافِقَاتِ وَالْمُشْرِك۪ينَ وَالْمُشْرِكَاتِ الظَّٓانّ۪ينَ بِاللّٰهِ ظَنَّ السَّوْءِۜ عَلَيْهِمْ دَٓائِرَةُ السَّوْءِۚ وَغَضِبَ اللّٰهُ عَلَيْهِمْ وَلَعَنَهُمْ وَاَعَدَّ لَهُمْ جَهَنَّمَۜ وَسَٓاءَتْ مَص۪يراً٦ وَلِلّٰهِ جُنُودُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ وَكَانَ اللّٰهُ عَز۪يزاً حَك۪يماً٧ Rahman ve Rahim olan Allah'ın (c.c) adıyla 1 - Doğrusu biz sana apaçık bir ihsân ettik. 2 - Böylece Allah senin geçmiş ve gelecek günahını bağışlar. Sana olan nimetini tamamlar ve seni doğru yola iletir. 3 - Ve sana Allah, şanlı bir zaferle yardım eder. 4 - İmanlarına iman katsınlar diye müminlerin kalplerine güven indiren O'dur. Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır. Allah bilendir, her şeyi hikmetle yapandır. 5 - Mümin erkeklerle mümin kadınları, içinde ebedi kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetlere koyması, onların günahlarını örtmesi içindir. İşte bu, Allah katında büyük bir kurtuluştur. 6 - Ve o Allah hakkında kötü zanda bulunan münâfık erkeklere ve münâfık kadınlara, Allah'a ortak koşan erkeklere ve ortak koşan kadınlara azap etmesi içindir. Kötülük onların başlarına gelmiştir. Allah onlara gazap etmiş, lânetlemiş ve cehennemi kendilerine hazırlamıştır. Orası ne kötü bir yerdir! 7- Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır. Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ يٰسٓۜ١ وَالْقُرْاٰنِ الْحَك۪يمِۙ٢ اِنَّكَ لَمِنَ الْمُرْسَل۪ينَۙ٣ عَلٰى صِرَاطٍ مُسْتَق۪يمٍۜ٤ تَنْز۪يلَ الْعَز۪يزِ الرَّح۪يمِۙ٥ لِتُنْذِرَ قَوْماً مَٓا اُنْذِرَ اٰبَٓاؤُ۬هُمْ فَهُمْ غَافِلُونَ٦ لَقَدْ حَقَّ الْقَوْلُ عَلٰٓى اَكْثَرِهِمْ فَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ٧ اِنَّا جَعَلْنَا ف۪ٓي اَعْنَاقِهِمْ اَغْلَالاً فَهِيَ اِلَى الْاَذْقَانِ فَهُمْ مُقْمَحُونَ٨ وَجَعَلْنَا مِنْ بَيْنِ اَيْد۪يهِمْ سَداًّ وَمِنْ خَلْفِهِمْ سَداًّ فَاَغْشَيْنَاهُمْ فَهُمْ لَا يُبْصِرُونَ٩ وَسَوَٓاءٌ عَلَيْهِمْ ءَاَنْذَرْتَهُمْ اَمْ لَمْ تُنْذِرْهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ١٠ ......... İmam okuduğu yasini kapattı ve ellerini dua etmek için semaya kaldırdı. Arkasında duran cami cemaati de açtı ellerini caminin kubbesine doğru. "Allahümme Rabbena ya Rabbena tegabbel minna duaena vekti hacetena bi hurmeti sureti yasin ve ecirna minennari ve min azabil kabri ve min şerri sualin bi fadli sureti yasin." 'Amin' sesi yükseldi camide. "Ya Rabbi!" diye seslendi İmam bey Allah'a. "Şu anda huzurunda büyük bir ümitle sana el açan, vatanına, milletine hizmet için, vatanına kurban olsun diye eline kına yakılan yiğitlerin, Mehmetçiklerin, annelerin, babaların, kardeşlerin, eşlerin, çocukların, akrabaların, komşuların yapmış oldukları duaları kabul eyle, kalplerindeki güzel ve halis istekleri Sen makbul eyle." Kadın, erkek, çocuk, yaşlı fark etmeksizin amin dediler duaya. "Hep birlikte, büyük bir coşkuyla askere uğurladığımız evlatlarımızı, vatanına, milletine bağlı olarak yetişmelerini ve sağ salim olarak yurtlarına dönmelerini nasip eyle... Askerlerimizin istikballerini parlak, kıyamet gününde yüzlerini ak eyle Ya Rabbi! Halk içinde imanlarıyla itibarlı, millet ve memleketimize faydalı olmalarını müyesser eyle Ya Rabbi!" Amin "Ey Rabbimiz! Dinimizi, Kur'an'ımızı, ırzımızı, namusumuzu, iffetimizi, şerefimizi, ordumuzu, yurdumuzu muhafaza eyle. Memleketimize göz diken düşmanlara ve memleketin kötülüğüne çalışanlara fırsat verme Ya Rabbi!" "Dinimize yardım edenleri iki cihanda aziz eyle, her türlü hizmetlerinde muvaffak eyle Ya Rabbi! Senin yolundan, Kur'an yolundan, İslam'ın yolundan bizleri ayırma Ya Rabbi!" "Bu aziz vatanı korumak, İslam'ın sancağını dalgalandırmak için cepheden cepheye koşan ve bu uğurda canını feda eden bütün şehitlerimizin ruhunu şad eyle Ya Rabbi!... Bugün burada, canı, gözü gibi büyüttüğü fidan gibi delikanlıları, genç yiğitleri yetiştiren ve gururla, iftiharla, dualarla başı dik, alnı açık, gururla, göğsünü gere gere askere dua edenlerin duasını kabul eyle Ya Rabbim. Alçakça yapılan saldırıda verdiğimiz canların şehadetini kabul eyle. Çocuklarımızı bize sağsalim kavuşturdun şükürler olsun Allah'ım." dedi İmam. Özlem hanım sürekli şükürler olsun rabbim diye sayıklıyordu. Kolları arasında ki yavrusunun kafası göz yaşları ile ıslanmıştı. Dağ gibi evladı. Mehmetçiği Özgür. Ardından fatiha okundu ve cemaat ayaklandı. Dışarıda şehitler ve esir alınan askerlerin sağ salim evlerine varmasının şerefine dağıtılacak lokmalar dökülüyordu. Ziya Gökalp'in 1912 yılında gerçekleşen Balkan Savaşı sırasında Türk askerleri için yazdığı şiirdir. Şiirin ilk mısrası şu şekildedir; Elimde tüfek, gönlümde iman, Dileğim iki, Din ile vatan... Ocağım ordu, büyüğüm Sultan, Sultan'a imdat eyle Kral! Ömrümüzü uzun eyle Ya Rabbi! ~~~~ ☽✿☾ ~~~~ On Üçüncü Nesil Günlükleri 11.Kitap Gn.Y.Nicholas'ın el yazısı Bugünün tarihi 18 Mart Sevgili Efendim. Dea 13 yaşında ve o artık değişiyor. Dün tam anlamı ile ergenliğe girdi. Gelenek olarak tüm kıyafetleri çıkarıldı ve vücudu tül bir bezle bezendi. Tıpkı huriler gibi 70 kat ama ince bir elbiseydi. Kan damlaları bitene kadar ki 1 hafta bu şekilde geçti. Şimdi ise o yorgun ve uyuyor. O çok güzel efendim bunu her seferinde size tekrar tekrar dile getirmekten mutluluk duyarım. Tanrı bizi kutsasın ve affetsin. Tanrı Dea ve bizden yana. 143 damla kana ve Dea'ya. DEA... ~~~~ ☽✿☾ ~~~~ . . . . . Duanın alındığı site. ***https://www.sefamerve.com/blog/detail/656/askerlerimiz-polislerimiz-ve-sehitlerimiz-icin-okunacak-dua.htm#:~:text=Askerlerimizin%20istikballerini%20parlak%2C%20k%C4%B1yamet%20g%C3%BCn%C3%BCnde,%2C%20ordumuzu%2C%20yurdumuzu%20muhafaza%20eyle.
|
0% |