@siren_
|
Umarım iyisinizdir. Lütfen beğenmeyi unutmayın. . Gordania Umay Sonat •26 yaşında •Matematik öğretmeni . Erim Karakurt •24 yaşında •Aile şirketinde Ceo .
•22 yaşında •Aile şirketinde çalışıyor. . Sungur-Han Karakurt •İkizler •18 yaşındalar . Kayra Karakurt •17 yaşında •En küçük kardeş • Sungur'dan Eve gelir gelmez Kayrayı da alıp abimin çalışma odasına çıkmıştık. Onları görmeye tahammülümüz yoktu zaten. "Ne konuşacağız abi?" Boran abim masanın başındaki koltuğa oturup sözü devraldı. Yüzü gergindi ve gözleri yüz ifademizi iyice anlamak istercesine keskindi. "Biz bir şey öğrendik. Çok önemli bir şey. Lakin öncesinde oturun çocuklar ve sakin sakin lafımızı bitirmemizi bekleyin." Abimin her zaman ki anaç tavrı sesinden kalıntı taşısada gerginlik daha ağır basıyordu. Bu kadar önemli ne olmuş olabilirdi ki? Han ve ben anlaşmış gibi yan yana ikili koltuklardan birisine sıkış tepiş oturduk. Kayra karşımızda sandalyesindeydi, Erim abim ise ayaktaydı ve elindeki kağıdı bize uzattı. "İki hafta önce geldi bu mektup bize daha doğrusu o adama." Yavaş yavaş sindire sindire ve ağızından çıkan her kelimeyi vurgulayarak konuşuyordu. Han kağıdı eline aldı ve açtı. Bende eğilip okumaya çalıştım eğik yamuk yazıları. Her bir cümle dehşete düşürdü beni. Yaktı içimde ki sevgi dilenen çocuğun kalbini tel tel. Ablam... Benim... Benim ablam... Tek cümlesi yaktı kalbimi o koca koca satırlarda. Aranan gözlerimin ilgi odağı bir o cümleydi sadece ve bana yetti. Buldum onu. Babama yazılmış o koca mektupta yalnızca 'kızın yaşıyor' cümlesi diğer satır satır yazılmış cümleleri anlamsız kılmıştı gözümde. Korkuyorum, yemin ediyorum ondan çok korkuyorum. Ama korkum bizi sevip sevmeyeceğinden. Eğer ön yargım olursa da bundan dolayı. Bizi annem bile istememişken o bizi sever, sarıp sarmalar mıydı? Sanmam ailemiz zaten darma dağınık. Biz desek evi terk ettik gelir mi ki yamacımıza? Birleştirir mi ailemizi, ister mi bizi? Ya onun da ailesi varsa o da bizi istemezse. "Ne sikim saçmalık lan bu? Dalgamı geçiyorsunuz bizimle?" Han elinde ki kağıdı buruşturup fırlattı. Erim abim ona temkinli adımlarla yaklaşmaya başladı. Yumruk yaptığı ellerini avuç içlerime aldım destek amaçlı ama hızla kendine geri çekti. "Sakin ol aslanım. Sakin ol hiç bir şey olmayacak." Kayra bir yandan korku dolu gözlerle bakıyordu. Boran abim kulağına sakinleşmesini fısıldıyordu ama nafile. Han çok hassastı, anne ve babamla ne yaşadı ne konuştular ona ne söylediler bilmiyorum ama bu konu açılınca kriz geçiriyordu ve şuan onlardan biri yaşanıyor. Daha önce de babam kız evlatlık almıştı bizden büyüktü keşke o gün ailemize katılacağına ben ölseydim ki Han bunları yaşamasaydı. O kız ile Han arasında olan mevzuyu yalnızca Erim ve Boran abim biliyor. Han gittikçe kötüleşmeye başladı. Ellerini boğazlarına sarıp sıkmaktan yüzü kızarmış morarmaya dönüyordu. Nefes alamıyordu. "Boran sakinleştiriciyi getir böyle olmayacak." Boran abim odadan çıkıp sakinleştiriciyi getirmeye giderken Han boğazındaki elleri çekti artık gözünün aşinalığı bizden çıkmıştı. "DOKUNMA BANA" diyerek Erim abime yumruk attı, abim bir kaç adım geriye sendeledi. "Abi lütfen dur." Kayra köşede bir şey yapamayarak hapis olduğu sandalyeden çaresiz bakışlarla ağlıyordu. İkinci yumruk ile yere düştü Erim abim. Üstüne çıkıp yüzünü yumruklamaya başladı. Abimin yüzü kandan gözükmüyordu lakin karşılıkta vermiyordu. Sinirini onda boşaltmazsa kendisine zarar verecekti. Daha fazla dayanamayıp yanlarına ilerledim kollarımı beline sardım bundan irkilerek çeneme attığı dirsek ile yere düşürdü beni. Erim abime geri döndü. "Bu böyle olmayacak. HADİ BORAN ABİ NEREDE KALDIN?" Hala transta gibi sadece yumruk atan Han'ın sırtına tekmeyi indirip Erim abimin üstünden çekilmesini sağladım. Erim abim gözleri kısık bakarak toparlanmaya çalışsa da nafileydi. Han'ın ateş saçan kör gözleri onun ardından beni buldu. Beni tanıyamadı. "Aaaah" Evi titreten bir bağırış savurdu ve küfürler ederek bu sefer bana saldırdı. Yumruğu da ağırdı şerefsizin. "Geldim geldim abim. Han'ı sıkı tut." Boran abimin gelmesi ile dikkatim dağılmış ikinci yumruğu yemiştim. Kararan gözlerimin müsaade ettiği kadarıyla Han'ı tespit edip yanağına tokadı geçirip çelme taktım. Yere düşen bedeninin üstüne çıkıp ellerini çapraz şekilde bağlayıp üstüne oturdum. Tepiniyordu altımda. "Vur abi tuttum." "Özür dilerim." yalnızca son fısıltısı değdi kulaklarıma. Biliyorum kardeşim asıl ben özür dilerim. Vurulan iğne ile kısa süre sonra tepinmeleri yerini karanlığa bıraktı. İşimiz zordu gerçekten çok zordu. ...............................
|
0% |