~Alevden~

Alarmın çalması ile Pazartesi sabahına başlangıç yaptım. Bu hafta okulun 2. haftasıydı. Kalkıp lavaboya gittim. Elimi yüzümü yıkayıp ayna baktım ve kendimi motive etmeye çalıştım. Yani en azından denedim. Yaparsın Alev sadece okul insanlara sabredebilirsin onları dövmeyeceksin. Dün geçirdiğim krizden dolayı yorgun hissediyordum. Umarım aşağıda bunun konusunu açmazlar. Dolaba ilerleyip üstümü giyindim.

Okul üniforması olarak bunu seçmem hayatımda yaptığım en doğru seçim olabilir bence. Türkiyedeki diğer okullara baktığımda bu fark atar. Karnımın gurultusu ile daha fazla beklemeyin aşağı indim. Herkes dalgındı. Onları toparlamak amacıyla 'Günaydın' diye bağırdım. Geri dönüşünü alıp masaya oturdum.

+Afiyet olsun gençler.
+Sana da

Kumsal'ın yemeği ile oynadığını görünce;

+Kumsal beğenmediysen başka birşey hazırlatabilirim

+A hayır beğendim. Ya Alev dün için gerçekten özür dil-

+Bu mevzuyu kapattık. Bir daha özür duymayacağım. Afiyet olsun.

Kumsal buruk bir tebessümle yemeye başladı. Hepimiz kahvaltımızı bitirip okula doğru yol aldık. Bu sefer motorumun arkasında Ege vardı.

Ege
+Kuzen bassana şu gaza mıymıy gidiyoruz. Demin kaplumbağa bizi geçti

diye dalga geçince aragaz verip basa bildiğim son hızla sürmeye başladım. Arkadan Ege'nin yaratıcı küfürleri geliyordu. Bense ona kahkaha atmakla yetindim. Okula yaklaşınca Ege'ye;

+Drift atayım mı?
+At at

Onayını aldıktan sonra okula girdim ve drift atarak motoru park ettim. Ege bir kahkaha attı ve motordan inip kaskı bana uzattı.

+Oğlum çok eğlenceli la bu. Babam izin verse keşke. Neden izin vermiyorsa...

+Acaba neden serseri?

Dudaklarını bilmiyorum dercesine büzdü.

+Ah Ege ah bilmiyoruz sanki motoru eskiden nasıl sürüp kaza yaptığını. Sence dayım sana bir daha motor alır mı?

+Olsun benim canım kuzenim bana alır. Alırsın dimi en sevdiğim kuzenim? Hı?

Nah çekerek
+Al sana nah
dedim.

Sırıtarak Ege'nin yanından Oğuzlara doğru ilerledim. Çardağa oturdum.

+Nabersiniz Karavezirler

Sefa
+İyiyiz aşko sen?

+Bende iyiyim eyvallah

Efes telefondan kafasını birden kaldırdı ve;

Efes
+Hass**tir oğlum duydunuzmu la?

Teo
+Neyi? Ne oldu söylesene

Efes
+Hani geçen sene Kunt Lisesi ile büyük bir kavga olmuştu ya

+Her zaman oluyor bu zaten

Efes
+Yok en son olandan bahsediyorum. Hani müfettişin gelip ceza verdiği hatta.

Eeee?

Efes
+Ceza işini unutmamış herif gerçektende verecekmiş. Bugün cezayı açıklayacakmış. 'İki okulun kavga etmesini önleyemiyorsak bunu en az zarara indirmeye çalışırız bizde' demiş.

+Bana bir bilgi gelmedi

Efes
+Şimdi açıklandı zaten yarın iki okul toplanacakmış. Cezayı o zaman duyurucaklarmış.

+Bizimkiler o lise ile bir araya gelirse toplu katliam çıkar. Bu ne kadar doğru sizce. Saçmalık.

Oğuz
+Burada devreye biz giricez o halde. Bizimkilerin güvenliğini biz sağlayacağız.

Poyraz
+Tamam o halde hallederiz .

Sefa
+Barikat çeksek araya

+Barikat tutarmı lan bizimkileri. Çin Seddi çekmemiz gerek anca tutar djdjfjkekr

Poyraz
+Buldum lan

+Ne buldun

Poyraz
+Zararı en aza indirelim. İki okuldan sadece temsilciler gitsin cezayı öğrenip okula duyursun.

Oğuz
+Bence de öyle yapalım. Konuşuruz sonra zil çaldı gidelim.

Okula doğru ilerlerken Egelere baş selamı verdim o sırada Sefa'nın kahkaha sesleri geldi. Omuzuma vurup karşı tarafı gösterdi. Ay hayııırrr. Onu gören diğerleri de gülmeye başladı.

Sefa
+Alev kanka bak senin ki geliyor.
Ardından tekrar bir kahkaha patlattı.

Gösterdikleri kişi bana 9.sınıftan beri takıntılı olan Berat'tı. Çocuk o kadar arsızdı ki utanmıyordu da. Ama masum sevdiği için saygı duyuyordum. Bir de inadı olmasa.

4 senedir yapmadığı şey kalmamıştı. Artık saygı çerçevesini de indirip kafa göz daldığım zamanlar oldu öyle dereceye getiriyordu ki bazen. Hatta bir seferinde ayh hatırladıkça sinirleniyorum müdürün odasına gizlice girip okulun hopörlerine bağlanmış aşkını itiraf etmişti. O gün Oğuzlar can sağlığı için çocuğu yaka paça okuldan kaçırmışlardı.

Birde bana sürekli çorap hediye etmesi ayrı bir ironi. Çorap ne alaka hâla anlamış değilim ya. Dediğine göre ilk alındığında çorapların kendine has olan kokusu varmış onu beğeniyormuş peki bundan banane. Sabrımın ekstrasını kredi çekerek kullanmaya devam ediyor çocuk böyle özetleyebiliriz sanırım. Yanımı gelen Beratla düşüncelerimden sıyrıldım. Bilin bakalım elinde ne var?

Aaa nasıl tahmin ettiniz, çorap... Çorabı gören Sefalar bu sefer gülmekten yere yattılar. Çocuğun gururunu incitecekler diyeceğim lakin artık bir gururunun kalmadığını bildiğimden ses etmedim. Aslında takıntı olmasa çok iyi arkadaş olurduk ama o bunu yanlış anlayabilirdi.

+Sayende çorap koleksiyonum oldu Berat eyvallah sağolasın da artık bıraksan mı peşimi ha? Ne dersin hadi yap böyle bir çılgınlıkta hepimizi şoka sok. Bak tedavi paranı karşılamayı teklif ediyorum artık kurtul şu takıntıdan Berat savrımın sonundayım çünkü. Hatta bir daha 1 metre yakınımdan geçersen geleceğin için iyi olmayacak bu sana son uyarım. Anladın inşallah.

Berat
+Yapma böcüşüm. Çorabın renhini mi beğenmedin yoksa. İstersen Marsupilami baskılıda var bir dahakine ondan alırım he?

Çocuklar gülmekten nefessiz kaldı resmen. Ben size göstericem gülün siz gülün. Tam ağzımı açıp cevap vericektim ki Ege yaklaşıp elini belime attı ve yanağımdan öptü.

Ege;
+Sevgilim bir sorun mu var bu çocuk seni rahatsız mı ediyor. Öyle birşey varsa...

Sevgilim mi? Ege kırk yılın başı bir işe yaradı ama bunu sana söyleyip egonu tatmin etmiyeceğim.

Berat
+Sevgilim mi? Alev böceğim bana bize bunu nasıl yaparsın. Sana daha ne çoraplar alıcaktım ben.

+Şaka heralde. Bak Berat parçalarım lan seni. Hala çorap diyor kafayı yiycem defol gözüm görmesin seni.

Sefalara dönüp

+Gülün amk konuşmuyorum sizinle bir daha. Gidiyorum ben

Efes
+Ama niye öyle diyorsun böcüşüm hem sana daha Marsupilamili çorap alıcaktık.

+Efes
diye çığlık atıp onu kovalamaya başladım arkamdan bizimkilerde kahkaha atıyordu tabi.

(Çorapçı Berat)
.
.
.
.
.
~Sefadan~

+Hocam bu soru bozuk ay pardon yani yanlış.

+Ne saçmalıyorsun oğlum? Soru değil senin kafa bozuk.

+Nasıl yaa?

+ Hadi herşeyi geçtim sekizle dördü toplayıp nasıl kök üç buldun. Nolur bunu bana açıkla seni derstten geçiricem.

+Şimdi şöyle ki.
Kıvıramayacağımı anlayıca şaşkınca hocaya döndüm
+Hocam

+Efendim

+Şimdi farkettim de siz ne kadar zayıflamışsınız böyle Afrodite benzemişsiniz. Ne Afroditi hatta o sizin yanınızda halt yemiş. Gençler böyle bir hocamız olduğu için ne kadar şanslıyız değil mi? Kimin bu kadar güzel öğret-

+Tamam Sefa anladım yavrum otur.

+Hocam yemediniz değil mi?

Hoca kafasını sağa sola salladı
+Hayır evladım bu sefer yemedim başka sefere denersin artık

Hızlıca kafamı sallayıp
+Tamam hocam ben başka zaman şey ederim onu.

Yerime geçtim. Efesin kulağına eğilip
+Keşke babam beni sanayiye verseydi.

Efes
+Sanayiye gidip ne olacaktın mal?

+Araba en azından bir işe yarardım.Malmısın Efes sence?

Efes
+Salak ahahahaha. Ne bileyim oğlum ben neyse zil çalınca devriye gezelim mi?

+Olur tamam
.
.
.
Zilin çalması ile Efesle dışarı çıktık. Bugün pek birşey yoktu. Keşke Alev olsa da eğlenseydik azıcık. O olmasa grup eksik olurdu herkesin neşesi gibi. Keşke öz kardeşim olsaydı. Tanıştığımız günü hatırlıyorum da nasıl etkilenmiştim ondan. Hayran kalmıştım idolümdü resmen gerçi hâla öyle.

~4 sene önce 21 Temmuz 2019~
Yazar'dan

Yine babası tarafından aşağılanmış ve tüm şirketin önünde tokat yemişti Sefa. Ergenliğin verdiği hormonlarla gururuna yediremeyip hışımla şirketten çıkıp bilmediği ara sokaklara girmişti. Az gitmemişti göz yaşlarından dolayı göremediği yolla iyice kaybolmuştu. Olduğu yerde durup etrafı çıkartmaya çalıştı. O sıra arkadan bir kaç tıkırtı ve sonrasında ayak seslerini duydu.

Korkup koşmaya başladı takip ediliyordu bunu arkadaki ayak seslerinden anladı. En sonunda girdiği bir sokakta sıkışıp kaldı. Arkasına dönüp kaçacakken adamlar geldi. Dört kişiydiler ve onun değil dördüne, birine bile gücü yetmezdi.

Adamlardan bir tanesi;
+Sefa, Sefa, Sefa bizi uorduğuna değdi mi be oğlum?

İğrenç gülüşleri sen rahatsız oldu Sefa. Onlara;
+Benden ne istiyorsunuz
diye sordu.

Adam;
+Senden mi? Senin gibi bir işe yaramaz ergen bize ne verebilir ki?

Sefa
+O halde neden peşimdesiniz?

Adam
+O p*ç baban bizi dolandırdı. Elimizde ne var ne yok aldı soyup soğana çevirdi bizi. Bizde intikam almaya geldik. Oğlundan.

Sefa dayak yiyeceğini anlayıp bağırmaya yardım istemeye başladı. Adamlar ona bir yumruk atıp yere düşürdüler. Karnına tekme atmaya devam ederken arkadan bir ıslık sesi geldi. Kumral Sefa'nın yaşlarında bir kız sarsak adımlarla adamlara yaklaştı sarhoş gibiydi ama değildi.

Kız;
+ Ooo eğlence çıktı bize de. Sıkılmıştım bende iyi oldu heee

Sefa onu kurtarmaya geldiğini sanıp ilk sevinsede sözlerini duyunca iyice ümidini kaybetti. Aldığı darbelerden dolayı gözleri gidiyordu zaten.

Adam;
+O zaman eğlenceye hoşgeldin güzelim

Kız sırıtarak ona 'güzelim' diyen adama yaklaştı. Ona bir gülümseme bahşetyi ilk sonra bu gülümsemesini birden durdurdu. Tıpkı bir psikopat gibi gözükmüştü adamın gözünde.

Kız;
+Güzelinmiyim cidden?

Adam kızın bu sözü ile afalladı.
.
.
.
.
.
.
.
.