Yeni Üyelik
19.
Bölüm

19. Bölüm

@siyahbaykuss

Genç adam, kucağında karısıyla beraber süitin kapısını zorlukla açarak içeriye girdi. Karısı sarhoşluktan bilinci yerinde değildi bu yüzden onu çift kişilik kırmızı çarşaflarının üzerine dikkatlice yatırdı. Bilinci yerinde olmadan yatan karısını rahatsız etmeden üzerini örttü.

Genç adam ayağa kalkıp boğazını sıkıyormuş gibi gelen kravatını boynundan çekiştirerek çıkardı. Kravatını kendisi değil de karısının çıkarmasını çok isterdi o an. Aklında bugün için çok farklı şeyler vardı ama karısının alkole bu kadar savunmasız olduğunu bilmiyordu.

Genç adam kravattan sonra rahat nefes alabilmek için gömleğinin birkaç düğmesini açtı ve yatağın ucuna doğru oturdu. Bilinci yerinde olmayan karısına doğru başını çevirdi.

Güzel yüzüne, saçlarına oradan da boynuna doğru gezindi bakışları. Leyla’nın bilinci yerinde olsa bu kadar rahat bakamazdı, kendisi de biliyordu. O yüzden rahat rahat inceledi karısını.

Çok güzel karısı vardı ve erkeksi bir şekilde bundan tatmin oluyordu. Leyla’yla uğraştığında, onunla zaman geçirdiğinde veya onunla boş boş otururken bile tarifsiz bir huzur içinde buluyordu kendisini.

Leyla’ya baktığında bazen küçüklükleri gözüne canlanıyordu. Karısının hafızasında ikisinin küçüklüklerine dair bir anısı olmasa da kendisinin dün gibi aklındaydı. İşte o sıralarda Leyla’ya benzeyen bir kız çocuğun hayali istemsizce canlanıyordu.

Kenan, bunun için erken olduğunun da farkındaydı. Çünkü daha yeni evlilerdi ve geçen zaman ikisini de birbirine yabancı kılmıştı. Daha karısı kendisine, bu evliliğe alışamamıştı. Çocuğa mı alışacaktı?

Aklına gelen çocuk fikrini uzaklaştırıp karısına doğru yaklaştı genç adam. Görünüşte yine birbirlerine uzak olsa da Kenan bir yasağı çiğniyormuş gibi geliyordu. Özellikle de Leyla’nın şuan bilinci açık değilken.

Kenan içgüdüsel hislerle kolunu uzatıp Leyla’nın çarşaftan gözüken sol eline elinin arasına almıştı. Yüzük parmağında ki olan yüzükler ikisinin arasındaki evliliği görünür kılan şeylerden biriydi.

Alyans ve tektaşı bulunan yüzük parmağını yavaş hareketlerle okşadı. Ardından da elinin iç yüzünü başparmağıyla okşarken buldu kendisini. Elleri kendi ellerine nazaran boyutu daha küçük ve inceydi. Bu yüzden içinde şefkate benzer tuhaf adlandıramadığı bir his belirdi.

Siyahı andıran koyu renk gözlerini Leyla’nın alkolden dolayı pembeleşmiş yüzünde gezdirdi. Yüzüne bakarken aklına gelen anılarla yüzünde tebessüm belirdi.

*

‘’Of ağabey! Dışarı çıkmak istiyorum… Ödevlerden çok sıkıldım.’’ dedi küçük çocuk oflaya puflaya. Hava çok güzeldi ve dışarı çıkıp arkadaşlarıyla oynamak istiyordu.

Ağabeysi Kamuran, kardeşi Kenan’a bakıp ‘’Akşam sakın ödevlerin için benden yardım isteme.’’ diyerek uyardı kardeşini ama uyarışlarının boşuna olduğunu biliyordu.

Kamuran da biliyordu ki akşam uyuma vakti olduğunda erkek kardeşi ağlayarak yanına gelecek ve ödevini duygu sömürüsüyle yaptıracaktı.

‘’Gelmem, hadi ağabey lütfen!’’ diyerek ısrar eden kardeşini kıramayan Kamuran ‘’Tamam ama akşam ezanı okununca evde ol.’’ diyerek kardeşini uyardı.

Annesi ve babası evde olmadığı için küçük kardeşine bakma görevi de ağabey olan Kamuran’a düştü ne kadar istemese de.

Ağabeysinden onayı alan Kenan, ödevlerinin başından kalkarak sanki arkasından biri kovalıyormuş gibi ayakkabılarını giyip babasının yeni aldığı kırmızı ve siyah renklerinin hakim olduğu futbol topunu alıp koşarak evden çıktı.

O sırada da küçük kız babasının yeni aldığı bebeğiyle kapısının önünde oturmuş kendi kendine evcilik oynuyordu. Yeni oyuncağını da daha kimseye gösterememişti. Ablası okuldaydı, arkadaşlarının anneleri de hava sıcak olduğu için çıkmalarını istememiş bu yüzden de Leyla tek başına oynarken bulmuştu kendisini.

Kendi zihninde kurduğu oyuna öylesine dalmıştı ki karşı komşusunun küçük oğlu Kenan’ın kapıdan çıkmasıyla dikkati dağılmıştı. Başını kaldırdığı vakit gördüğü Kenan’la yeni bebeğini alıp koşturarak Kenan’ın yanına gitti.

‘’Bak Kenan, bu bebek benim. Gördün mü?’’ diyip Kenan’ın yüzüne doğru tutarak. Kenan, Leyla’dan daha uzun olduğu için kafasını eğip ilgilenmeden bakıyormuş gibi yaptı.

Leyla, Kenan’ın bebeğine doğru düzgün bakmadığını anlayınca ısrar edip ‘’Ama bebeğime bakmadın.’’ dedi.

‘’Baktım, hadi oyalama beni.’’ diyerek oradan hemen ayrılacaktı ki Leyla ‘’Kamuran!’’ diye bağırana kadar.

Leyla’nın kendisinden büyüklere abla, ağabey yada buna benzer saygı sözcükleri demek gibi bir huyu yoktu. Onun ağabeysi yoktu sadece kendisinden büyük aynı evde yaşadığı ablası vardı o kadar.

Kamuran, camdan çıkıp Leyla ve Kenan’ı bir arada görünce ‘’Ne yaptı Kenan yine ağabeycim.’’ dedi Leyla’ya doğru. Kenan ve Leyla çok anlaşamaz, daha doğrusu Kenan, Leyla yaşıtı ve aynı cinsiyette olmadığı için kâle almazdı.

‘’Kenan, bebeğime bakmıyor.’’ diyerek Kenan’ı ağabeysine şikayet etti.

‘’Arkadaşlarımı çağıracağım bu bana bebek diyor ağabey.’’ derken Kamuran elini alnına koyup sıvazlamaya başladı.

Kamuran her gün yaşanan bu olay karşısında ne yapacağını bilemediği için ‘’Ben bakayım ağabeycim bebeğine.’’ Leyla’nın uzattığı bebeği eline alan Kamuran ‘’Aa bebek sana ne kadar benziyor. Senin gibi sarı saçları var.’’ diyerek Leyla’nın gönlünü aldı.

O sırada da Kenan fırsattan istifade ortamdan uzaklaşıp arkadaşlarını çağırmaya gitti. Arkadaşlarının ya hava sıcak olduğu anneleri izin vermiyor yada yapacak ödevleri vardı. Kısacası arkadaşsız kalmıştı. Oysa sokağa ağabeysinden yalvararak dışarı çıkabilmişti.

Eli boş bir şekilde eve dönen Kenan, Leyla’yı hala kendi evlerinin kapısının önünde oynayarak gördüğünde el mahkum yanına gitmişti.

Yanına gelen Kenan’ı gören Leyla ‘’Benimle oynamaya mı geldin Kenan?’’ diye sorduğunda Kenan cevap vermeden oturdu. Sabah ki bakmadığı bebeğini Kenan’ın eline veren Leyla ‘’Bak, babam bunu bana benzediği için almış.’’ dedi.

‘’Evet sana çok benziyor. Oyuncak bebek olsaydın aynı böyle olurdun.’’ diyince Kenan, Leyla bunu iltifat olarak aldığı için gülmüştü. Çok beğendiği bebeğine benzetilmek hoşuna gitmişti

Bebeğini eline alıp erkek bebeği Kenan’a veren Leyla ‘’Senle ben karı kocayız tamam mı? Şimdi markete gidiyoruz.’’ diyince Kenan’da, Leyla’ya dahil olmuştu ve ağabeysi çağırana kadar Kenan o gün Leyla’yla evcilik oynamıştı.

*

O zamanki evcilik hikayesi gerçek olmuştu. Kenan ve Leyla gerçekten evlenmişlerdi.

Yüzündeki tebessümü silip ayağa kalktı genç adam. Acilen duş alıp aklını toplamalı ve üzerine sinen alkol kokusundan kurtulmalıydı. Süitin içinde bulunan banyoya girdi. Üzerini çıkartıp ılık suyun altına girmişti.

Duştan çıkan genç adam beline havluyu sarıp odaya girdi. Karısı hala sırtüstü uyuyordu, Leyla’ya çok bakmadan saçını havluyla kurup üzerini giyinip Leyla’nın yanına yatmıştı.

Yatak alkolün ağır ekşi kokusuyla karışık karısının güzel kokusu kokuyordu. Leyla, Kenan’ın çarşafın altına girmesiyle ona çekilir gibi Kenan’ın olduğu tarafa dönüp uyumasına devam etti. Leyla’nın bu hali Kenan’ı gülümsemesine yetmişti.

Duş almak Kenan’ın uykusunu getirdi. Bu yüzden genç adam karısıyla beraber uykuya daldı.

*

Kenan, bedeninde gezinen eller sebebiyle gözlerini açmak zorunda kaldı. Saat kaç olduğunu bilmiyordu genç adam ama hava karanlıktı. Sağına doğru baktığında karısının gözleri kapalı ama uyuduğunu gördü ama elleri karın bölgesinden göğsüne doğru bir şekilde okşuyordu.

Genç adam etkilenmemeye çalışarak çarşafın altına elini sokup çıplak teninde gezinen elleri, ellerinin arasına aldı.

Leyla, Kenan’la mesafesini kapatıp üzerinde bulunan elbisesinin izin verdiği müddetçe bir bacağını Kenan’ın bacağının üzerine atıp başını da Kenan’ın boynuna doğru yerleştirdi.

Genç adam ne olduğunu anlayamıyordu. Hala rüyada mıydı acaba?

‘’Leyla, uyanık mısın güzelim?’’ diye seslendi emin olmak için ama Leyla’dan ses gelmiyordu.

Leyla, güzel kokuyu koklamak için derin nefes aldı. Kokuya doğru çekiliyordu şuan ama Leyla’nın her derin nefes alması Kenan’ın ereksiyon olmasına sebep oluyordu.

Genç adam derin nefes aldı. Leyla’nın bilinci yerinde ve istekli olsa çoktan karşılık verirdi eylemlerine ancak bilinci yerinde değildi.

Kenan dayanamayarak yataktan kalkmak zorunda kaldı. Leyla, bedeninden uzaklaşan beden sebebiyle gözlerini açtı. Kenan kalkmıştı.

‘’Sorun mu var?’’ Genç kadının sesi sarhoş gibi çıkmaması Kenan’a biraz özgüven aşılamıştı.

‘’Ayıldın mı? Nasıl hissediyorsun?’’

‘’Biraz başım ağrıyor o kadar. Saat kaç?’’

Kenan, duvar saatine bakıp ‘’Gecenin 3’ü’’ diyerek cevapladı.

‘’Sen neden kalkmıştın?’’ dedi Leyla.

Kenan gerçekleri açıklamanın Leyla’yı utandıracağını bildiği için ‘’ Susamıştım. İster misin?’’ demek zorunda kaldı.

Leyla üzerindeki elbise onu rahatsız ettiği için ‘’Sen bekle ben getiririm. Hem de üzerimi değiştiririm.’’ dedi.

Kenan kabul ederek yatağa uzandı ama çarşafı üzerine çekip ereksiyon halindeki bedenini sakladı. İçinden de derin nefes almadan edemedi. Ya o an Leyla’nın bilinçsizce yaptığı dokunuşlarına karşılık verseydi ne olacaktı?... Düşünmek bile istemiyordu genç adam.

Leyla geceliklerini giyip Kenan’a su bardağını uzattı. Suyu içen Kenan bardağı komodine koyup uzanırken Leyla’da uzanıp ağrıyan şakaklarına elleriyle masaj yapıyordu.

‘’Başın ağrıyorsa resepsiyondan hap isterim?’’

‘’Yok, gerek yok. Gecenin bu saati kimseyi rahatsız etmeyelim.’’

‘’O zaman masajı ben yaparım istersen.’’ dedi Kenan.

Kafasını olumlu anlamda sallayan Leyla yattığı yerden doğruldu. Kenan’da, Leyla’nın arkasına geçip başını biraz daha geriye, kendisine doğru eğip karısının başını göğsüne yaslamıştı. Ellerini şakaklarına getirip masaj yapmaya başladı.

İkisi de ne kadar zaman geçti bilmiyordu ama Leyla, Kenan’ın göğsünde uyuşmaya başlamıştı. Kenan, Leyla’ya baktığında gözlerini kapattığını gördüğünde ‘’Uyudun mu?’’ deme ihtiyacı duydu.

‘’Uyumadım ama mayıştım.’’

Kenan, Leyla’ya bakmadan edemedi. ‘’Çok güzelsin.’’

Leyla gözlerini açarak ‘’Güzel olduğum için mi evlendin benimle?’’ dedi.

‘’Olabilir.’’

‘’Beni mahalleden taşındığınızdan beri hiç görmemiştin ki.’’

‘’Hatırlamıyorsundur belki ama ben seninle evcilik oynadığımız günlerde bile o yaşlarımda bile hissediyordum eşim olduğunu.’’

Leyla garipser bir şekilde kaşlarını çattı. ‘’O günleri hatırlıyor musun?’’

‘’Az biraz.’’ Genç adam her anlarını dün gibi hatırlıyordu.

Güzel yeşil gözleriyle kendisine bakan karısına daha fazla dayanamadı genç adam. Başını eğip dudaklarını, karısının dudaklarıyla buluşturdu. Leyla’nın da karşılık vermesiyle ateşli bir öpüşmeye dönüştü öpüşmeleri.

Leyla kollarını kocasının boynuna dolayıp kendisine daha çok çekti. Leyla bu gece kendisini sınırlandıran prangalarından kurtulup bir adım atmıştı.

Kenan, karısını bırakmadan ikisinin de uzanmasını sağladı. Dudakları ayrıldığında Leyla’nın ağzından ilk çıkan cümle ‘’Bütün ışıkları kapatalım.’’ oldu.

Kenan, Leyla’nın dudakların dudaklarının arasına alıp dilini de araya sokmuştu. Leyla bu ani hareket karşısında ne lamba ne ışık hepsini unutup kocasına ayak uydurdu. Kenan’ın elleri karısının pijamasının içinden kalçalarını okşarken, Leyla’nın elleri de kocasının ensesindeki saçlarındaydı.

Kenan, dudaklarını ayırıp Leyla’nın boynuna doğru yöneldi. Hareketleri tamamen yumuşaktı. Karısının ilk yaşadığı duygular olduğunu tahmin ettiği için ona göre davranıyordu ama bu kendisi için oldukça zordu.

İlk önce kıyafetler üzerlerinden ayrıldı sonra da bedenleri zevkli bir gecenin esiri olmuştu.

Loading...
0%