Gözlerimi açtığımda bambaşka bir yerdeydim.
Burada ne yüzsüzüm göl nede arkadaşlarım vardı.
Şimdiyse kulaklarıma gelen at sesleri giderek yaklaşıyordu.
Göz hizama üç at girince şaşkınlığım çok büyüktü. Hayır Atlar yüzünden değil.
Bellerinde kın vardı.
Hemde yirminci yüzyılda.
Burda neler oluyordu.
" Korkma, sana zarar vermicez, fakat güvenliğin için bizimle gelsen daha iyi olur."
O saatten sonra güvende kalmak imkansızdı...
Bitmek bilmeyen ateş seslerinden hiçbir şekilde rahatsızlık duymuyordum.
Yanımda timim vardı. Yine bir çatışmanın ortasındaydık. Ülkemizden bu müsibetleri atmadıkça bize ne rahat vardı nede uyku.
Andımızı içip gelmiştik biz bu timin arasına.
Komutanımız bize söylediği son sözler asker olmadan önceki son adımımızdı.
" EGER SEN TÜRK ASKERİYSEN TÜRK ÇOCUĞU!
NE TERÖRİSTTEN NEDE KAFANIN ÜSTÜNDEN GEÇEN MERMİLERDEN KORKACAKSIN ! ÖLMEKTEN KORKMAYACAKSIN. UNUTMAKİ SEN VATANI KORİYACAKSIN.
GEREKİRSE SEN KENDİ KAFANA SIKACAKSIN, UNUTMA! SEN ÖLECEĞIN VAKİTTE BİZ YENİ ASKERLERİ ARKANIZDAN GÖNDERMİŞ OLACAĞIZ
VAR OLUN !"
Hepimizin ağzından tek bir ses çıktı.
" EMREDERSİNİZ KOMUTANIM "