@sonbahar_ayazi
|
Hiçbir zaman acıya dayanıklı biz kadın olmamıştım.
En ufak çizik, yara tüm korkularımı kaplardı.
Oysa birkaç saat önce cayır cayır yanarken o kolyeyi çıkarmamıştım.
O akşam odama bırakılmıştım. Uyandığımda baş ucumda duran Derekti. Başımda kocaman bi havlu vardı.
Derekin yanında ise kocaman içi su dolu bir kap.
Ben uyandıktan sonra sessizce odamdan gitmişti. Hiçbir şey söylemeden.
Derek çıkalı 5 dakikadan fazla olmamıştı. Kapı iki kez tıklandığında. " Gir " dedim.
Gelen kişi, hiç beklemediğim biriydi. Royan.
" Naber çaylak. Bugün nasılsın bakalım." Yüzümü buruşturdum. " Biraz başım ağrıyor. Sen niye geldin? "
Royan gözlerini devirdiğinde tekrar konuştu.
" Burdada sanki herşey çıkar ilişkisi. Halini hatırını sormaya geldik. Beyenemedinmi ."
Bende başımı yana yasladım.
" Sadece, beklemiyordum. Alışık değilim birinin beni merak etmesine. "
Bunu söylerken yüzümde zerre mimik oynamadı. Ağzıma geleni söyleyen biriydim. Ve küçük bir not. Kendimi acındırmak için demedim.
Ben kendimi birine açtığım zaman acındırmış olmuyorum sevgili sen.
" O zaman alış çünkü kapıda bekleyen 3 kişi daha var. Ve hepsi seni merak ettiği için burada. Toparlan ayrıca güç eğitimin var. "
Elindeki küçük kutuyu komidine bıraktı.
" Her ağrıya deva 1 tane alsan yeter. " Ayağa kalkıp oda yavaşça odadan çıktı.
Hemen ardından bu sefer kapı çalmadan Esteria ve Nady girdi.
" Diana! Dün çok korktuk iyisin dimi. "
Hızlı adımlarla yanıma gelip baş ucuma çömeldi Esteria.
" İyiyim, sadece biraz başım ağrıyor. "
" İlaç bulmamı istermisin. " Bunu söyleyenin Nady olması şaşırtıcıydı.
" Royan bir ilaç verdi."
Başını sallayıp yine sessizliğe büründü.
" Diana hazirlanman lazım. Güç konturolu dersin olucak birazdan. "
Bu haldeyken ben nasıl güç konturolu yapacaktım.
" Bunu yapamam bu haldeyken çok zor. "
" Zor ama imkansız değil, haydi kalk. "
Yatakta oturur pozisyona geldiğimde Royanın verdiği ilacı elime aldım. Yanımda duran sürahiden bardağa su doldurup ilacı ağzıma attım kötü bir tozu vardı.
Hemen suyu içip yuttum.
Kızlar beni 10 dakikada hazırladığında diz boyunda bir elbise giymiştim. Fakat nerden bulduklarını bilmediğim mavi çizmeler getirmişlerdi.
Başıma çok sade bir taç taktıklarında onu tel tokayla sabitlediler .
Birlikte kapıdan dışarı çıktığımızda Derek kapının önünde beni bekliyordu.
" Hazırım gidebiliriz. " Konuşmuyordu. Sadece başını sallayıp yürümeye başladı.
Esteria ve Nady e döndüğümde onlarda anlamaz bakışlar attı.
Peşinden ilerlerken oldukça beyazladığını fark ettim.
" Derek iyimisin? Ayrıca teşekkür ede-"
" Sadece muhafızınım, farklı birşey düşünme. Emir böyleydi. "
Ne düşünebilirdimki. Bana gerçekten yardım etmek istediği için yaptığınımı. Veya her neyse.
Sadece arkadaşım olduğu için yaptığını sanmıştım.
Oysa o sadece babasının emri için yapmıştı.
" Farklı birşey düşünmedim, sadece bunun için teşekkür ettim. Bizim oralarda böyledir. Birinin sana iyiliği dokunursa teşekkür edersin. Ama pardon sizin burada herşeyin çıkar ilişkisine bağlı olduğunu unutmuşum. "
Bana döndü yavaş amınlarla bana ilerledi tan göz hizamda durduğunda nefesi yüzüme çarpıyordu.
" Peki, benim çıkarım neymiş ? "
" Babanın gözüne girmek olabilirmi. "
" Onun gözüne girmeye, ihtiyacım olduğunu sana düşündüren nedir? Ben sadece aklımdan ve kalbimden emir alırım Gök. Ve onlar bana bunu yapmamı söyledi."
Yüzümdeki sert ifadeyi daha fazla tutamadım, yavaş yavaş yerini şaşkınlığa bıraktı.
Tekrar arkasına dönüp ilerlemeye başladığında bende devam ettim. Yol boyunca daha fazla konuşmadık.
Beni sarayın arka kısmına götürmüştü. Burası bir çeşit eğitim alanı gibiydi. İpler, koşu alanları, tırmanma alanları...
Bizse şuan daire içine alınmış bir alanın içerisindeydik.
" Şimdi Gök. Sihirlere geçmeden önce kurallarımız var. "
" Evet hocam dinliyorum. Ama yalnız burda saçını çekebileceğim bir öğrenci yok. O kuralı atlayabiliriz. "
Gülerek başını sağa çevirdiğinde onu gördüm. Bir çukur, gamzesi vardı.
Yüzündeki tebessümü koruyarak yerdeki saksı çiçeğini bana verdi.
" Senden tek istediğim bu saksıya , dokunmadan havada tutman. "
Kaşlarımı çattım. Bunu nasıl yapacaktım.
" Öyle bakma. Güçlerin seni dinlicektir. "
Derin nefes verdim elimdeki saksıyla kısa bir an bakıştım. İçimden sadece kelimeler geçiyordu.
Sen bir varissin ve görevin bunu havaya kaldırmak.
☆☆☆
Lanet olası bu saksı havalanmak bitmemişti.
İçimden geçirdiğim kelimelerin hattı hesabı yoktu. Ama yinede uçmuyodu bu şey.
2 saate yakındır buradaydı. Derek sandalyeye oturmuş 2 saattir beceriksizliğimi izliyordu.
En sonunda sinirime hakim olamadım. Saksıyı havaya kaldırdım.
" Lanet olası saksı havalansana. "
Diye öyledir bağırdımki, tüm kuşlar uçuşmaya başladı ve en önemlisi ne biliyormusunuz. Saksı artık bende değildi.
Şaşkınlıkla etrafıma bakarken alkış sesleri duydum. Biri tam yanımda. Diğerleriyse saraydaki balkondan.
Gülmeye başladığımda bende kendimi alkışladım.
" Başardım. "
" Bunu çözmen iyi oldu anlamışsındır artık. "
Neyi demedim, anlamıştım iki saatten fazladır bunu o istediği için yapmaya çalışıyordum. Oysa demin kendim istediğim için yapmıştım.
Başımı salladım bunu bana söyleseydi çok daha önce yapabilirdim.
" Aferin Gökyüzü varisi, aynen devam. " Lukanın göz kırpışına gülümsedim.
" İlaçlar yaramış demek çaylak'a. " Bunu diyen Royan dan başka biri değildi.
" Aferin Diana çok güzeldi. " " Tebrikler "
Esteria ve Nady inde sözleri buydu. Hepsine gülümsememi gönderdim.
" Peki Gök. Şimdi senden bir şey daha isticem. Eline ateşken küre yapanilirmisin."
Anlamsız bakışlar atsamda denicektim.
Hadi Diana güçlerini göster ona vur herşeyini dışarı. Koru kendini kalkanını kuşan.
Yandığımı hissettim fakat kapattığım gözlerimi açmaya cesaret edemedim.
Ateşi daha yoğun hissetmeye başladığımda daha fazla direnmeyip gözlerimi açtım.
Tanrı aşkına !
" DEREK ! "
Çığlığımla Derek önüme geçti. Aramızda ateşten bir duvar örmüştüm. Önümde Ateşten bir kalkan vardı.
Gülerken bana baktı. " Sakin ol Gök sadece güvende olduğunu hisset. "
Dediğini yapacaktım.
Güvendesin Diana savaş yok , yıkılış yok. Kalkan eller veya sözler yok. Özgürsün her şeyinle, ruhunla, ellerinle, kalbinle...
Yavaş yavaş ısı azaldı. Ce kalkan tamamiyle ortadan kalktı.
Bu sefer ıslıklar eşlik etti alkışlara. Ellerime kaydı gözlerim.
" Buna, inanamıyorum ."
" İnan; bu eller, bu güçler , bu hisler hepsi senindi. Sadece doğru zamanı bekliyorlardı. Korkma kullan onları. "
Gözleri sıcaktı, güven veriyodu.
Ellerimi açtım ellerimin birinde hava diğerinde ateş vardı şimdi.
Derekin dudağı kıvrıldı. Ellerimi aşşağı doğru saldığımda elime sanki ip verilmişti ve o toplar onlara bağlıydı Derekten uzaklaştım. elimdeki ateşle çevrili olan topu çevirmeye başladım son gücümle yere vurduğumda ne oldu dersiniz.
Toprak ikiye yarılmıştı.
Derek in bile şaşkınlığı gözünden okunuyordu. Bukadar çabuk alışmamı beklemiyordu.
Yüzüne baktığım sırada dudakları hafifçe oynadı ne dediğini anlamasamda önemsemedim.
Biraz daha şov yapabilirdim. Elime gelen su küresini yukarı fırlattım. Ve evet yağmur başlamıştı.
Ellerimi iki yana açıp Gülmeye başladım. Başarmıştım.
Arkadan gelen tebrik doku sesler yakınlaşınca onlara döndüm.
" Sen seçilmiş varissin, herşeyinle ispatladın bunu. "
Her yerimiz sırım sıklaktı. Gücümün ağırlığından Yani taşmasından olsa gerek dolu yağıyordu.
" Hadi gel Gök. üşütüceksin yoksa. "
Hızlı adımlarla saraya girdiğimizde ikimizinde yanında görevliler vardı. İkiside bize havlu uzattı.
Hızlıca havluyla saçlarımın nemini aldığımda adam hâlâ yanımdaydı.
" Kralın sizi çağırıyor efendim. "
Derek başıyla onayladığında hızlıca yürümeye başladık. Altın kaplamalı kapıya geldiğimizde kapı bizim için açıldı.
Kral aynı yerinde duruyordu bizi görünce gülümsedi.
" Haberleri aldım Gökyüzü varisi, alıştınmı güçlerine. "
Şaşırmadım. Kraldı herşeyden haberi olması normaldi.
" Zamanla alışabilirim. Fakat savaşa girebilecek kadar iyimiyim ondan emin değilim kralım. "
Kral ilk önce duraksadı sonrayda yüzündeki gülümseme solmadan konuşmaya devam etti.
" Oğluma güveniyorum, o seni hazırlayacaktır. Ayrıca bana kral diye hitap etmene gerek yok, kızım yaşındasın."
Bana kimse bu adamın ismini söylememişti, nasıl hitap edicektim.
Kral gençti 45 yaşında gözüküyordu. Babamdan bile gençti.
" Size ne diye hitap etmemi istersiniz. "
Durdu düşündü.
" Victor amca ya nedersin. Diğer varisler bana hep öyle seslenir. "
Başımı salladım.
" Oğlum, birazda sen anlat Diana ile nasıl gidiyor. "
" Güçlerini kullanmayı iyice öğrendi. Fakat diyer kırallıklara çoktan haber gitmiştir. "
Victor amca başını salladı. " Sana birini göndericem Diana. Yakın koruman olucak. Ona güvenebilirsin. "
Başımı salladığımda Derek kaşlarını çattı, ama sesini çıkarmadı.
" Bakma öyle Derek işine bulaşılmasını sevmezsin ama sende çok yoğunsun."
Derin bir nefesin ardından devam etti.
" Ayrıca Derek yakın bi zamanda Diana ya krallığı gezdirirsin. Halk merak ediyor. "
Derek tekrar başıyla onayladığında yavaşça odadan çıktık.
" Seç, Kılıç mı çeviklik mi? "
" Kılıç. "
" Bi saat sonra hazır ol Royan la Luka kılıç eğitimi için gelicek. "
Başımla onayladığımda. Odamın önündeydik.
Hiç beklemediğim bir an kulağına eğildi.
" Varisler hariç kimseye güvenme. "
Sessiz bi uyarı gibiydi. Başımı salladım. Yavaş adımlarla içeri girdiğimde yaptığım ilk şey üstüme kuru birşeyler giymekti.
Üstümü giymiş olsam bile saçlarım hâlâ ıslaktı. Kapı iki kez tıklandığında. Gel dedim.
Kapı yavaşça aralandığında içeriye bir muhafız girmişti.
" Merhaba yeni varis kral tarafından seni korumak üzere gönderildim. "
Muhatızlar böyle konuşmazdı. Muhakkak bir saygı çerçevesi olurdu.
" Ha bu arada bende saygı sözcükleri beklemezsen sevinirim. Ben özel bir korumayım. Krallığa ait değilim. Ha tabi bu arkadaş olamayacağımız anlamına gelmiyor. Ben Diego."
Birkaç dakika öylece durduk.
" Benim için sorun yok, bende Diana. "
Yavaş adımlarla cam kenarındaki koltuguma oturdu.
" Umarım başım kesilmeden yarına kadar yasayabilirim. "
Kaşlarımı çattığımda bende onun yanındaki tekli koltuğa oturdum.
" Ne demek istiyorsun? "
" Derek in senin korumanın ben olduğumu öğrenince delirmesinden bahsediyorum. "
Kaşlarımı çattım.
" Neden delirsinki "
" Çünkü işine bulaştım, onun görevini ben üslendim. "
Derekin bukadar görev düşkünü biri olduğunu bilmiyordum. İşinin hafiflemesi güzeldi aslında.
ayağa kalktı komidinin üstündeki sürahiden kendine bi su durduğunda ağzım açık kalmıştı.
Benim bardağımdan içmişti. Bu kesinlikle hijyenik değildi.
" Sen sürekli böyle odmdamı duracaksın!"
" Evet Kralın emri. "
" Of, saçlarımı kurutmaya gidiyorum sakın geleyim deme. "
Bende hızlı adımlarla kalkıp banyoya ilerlediğimde hızlıca banyoya girip kapıyı kapattım.
Mağlum burda fön makinesi olmadığı için hızlıca elime havlu alıp saçlarımı kurutmaya başladım.
Saçlarım çok uzundu ve kurutmak epey zordu. Saçlarımı baktığımda bi an aklıma makas geldi. Hızlıca o düşünceyi savurup kurutmaya devam ettim.
Saçlarım, beni seven tek kişinin armağanıydı. Bu armağana ihanet edemezdim.
Nemini aldığımda azda olsa kurumuştu. Tekrar hızlı adımlarla odama girdiğimde Diego hâlâ oradaydı.
" Gitmeme konusunda ciddisin sanırım. "
" Sen uyurken burada olmicam tadını çıkar. Herkes benimle aynı odada bulunmak ister varis. "
Gür bir kahkağa attığımda bana tip tip bakıyordu.
" Sen öyle san, emin ol kimse peşinde bir kuyruk istemez. "
" Sen bana hangi hakla kuyruk dersin deli kadın ! "
Yüzünde yalancı bi sinir varken aniden oda gülmeye başladı.
" Seninle eğlenicez gibi görünüyor çakma varis. "
Yüzümde sevimli bir sırıtışı vardı. Fiziksel özellikleriyle bana baya benzeyen biriydi. Kahverengi hafif dalgalı saçları ve çok hafif sakalı vardı.
" Eğleneceğimiz zamanlari iple çekiyorum. Digo."
" Digo ne lan, köpek ismi falanmı ?"
Kapının çalınmasyıla çok eğlenceli olmayan sohbetimiz yarıda kesilmişti.
Gir dediğim an içeriye Royan ve Luka girmişti.
Gözleri ilk beni görmüştü onun ardından Diego yu. İkiside şaşkın bakışlarını ondan alamazken yüzlerinde kocaman bir gülümseme belirdi.
" Vaybe kardeşim, demek çaylağın yeni koruması sensin. "
Royan hızlı adımlarla gidip Diego ya sarılınca oda karşılık verdi.
" Uğraşıcaz artık bu çakma varisle napalım. "
Ayrıldıklarında yüzleri gülüyordu benimse yüzümde yarı şaşkın yarı sinirli bir ifade vardı.
" Sen ne zaman döndün bayadır ortalıklarda yoktun. "
" Var bizimde işlerimiz kaba sakal. "
Kaba sakal ? Royan eskiden kaba sakalmıydı.
Aniden gür bir kahkağa attım.
" Sen eskiden kaba sakalmıydın. " Royan elini alnına atıp kötü bakışlarını Diego ya gönderdi.
Sıra Luka ya gelince koşarak kapıdan geldi ve Diego nün üstüne atladı.
Evet gerçekten bunu yapmıştı. Yanağına kocaman bir öpücük attığında Digo onu zorla yere fırlattı.
" Lan git babaannem gibi öpme suratımı. "
" Özledik napalım ballı ekmeğim. "
Of gülmekten karnıma ağrılar girecekti.
" Neyse, Diana hazırsan kılıç eğitimin var." Başımı salladığımda hızlıca kapıya yöneldik.
Digo da bizimle geliyordu.
Hızlı adımlarla tekrar bahçeye indiğimizde yağmur durmuştu. Gücüm kısa süreli olmalıydı.
Royan yavaş adımlarla kılıçları konulduğu bir tahtadan aletin yanına gitti. İçlerinden birtanesini alıp yere attı.
" Göster hünerlerini varis. Sadece güçle hallolmuyor malesef. "
Yerdeki kılıcı yavaşça aldığımda düşündüğümden hafif olduğuna şaşırmıştım.
İki elimde gel git yaptı kılıç. Sonunda iki elimle birleştirdim.
***
Hızlıca soldan dönüp kılıcımı Royanın kılıcıyla buluşturdum. Ama durmayıp kılıcı çektim ve hızlıca aşşağıdan savurdum.
Bu sefer afallamıştı.
Kılıcı tam boynuma doğru hızla salladığında eğilerek kaçtım.
Sonunda Gülerek ellerini kaldırdı. Kılıcı tam yere bırakmak için yere edildiğinde üzerime zıplaması bir oldu.
Yere düşmüştüm. Elindeki kılıçla kalbime saplayabilirdi. Kaybetmiştim.
Kahkağa attım. " Çok iyi hareketti bunu bana neden öğretmedin. "
Gülerek kılıcı çekti ve elini uzattı.
" Gizli bir numaraydı diyelim. " Fakat tek gizli numarası olan o değildi.
Tuttuğum eli hızla çekip yere yatırdım artık yukarıda kılıcımla ben vardım.
" Bu-bu nasıl olur. Hakkını vermek gerekir iyiydin. "
" Buda gizli bir numaraydı. "
Lise zamanlarında ' Destan ' dizisi yüzünden kılıç dersleri almıştım.
Ben acaba buraya yaratılmış olabilirmiydim. At desen var kılıç desen var. Mükemmeldim.
Aferin küçük Diana, şimdiki bana çok yardım ettin.
Bu sefer kenara oturmuştum. Royan Luka ve Digo da yanımdaydı.
Derek neredeydi? Burada olur diye düşünmüştüm. Diego ya bukadar mı kızgındı.
Kendime odaklanmalıydım.
" Diana gerçekten hızlı öğreniyorsun. Bizim koca küreği bile yere fırlattın. "
Royan Luka nın kafasına bir sille çaktı.
" Sensin lan kürek. " Onların konuşmasına takılmadan Diego ya döndüm.
" Saat kaç? " " yedi buçuk. "
" Bukadar yeter ben odama çıkıyorum. " Ayağa kalktığımda gerçekten yorgundum. Sabahtan beri birçok çalışma yapmıştım ve daha Esteria ve Nady le açıklık çalışması yapacaktım.
Diago arkamdan geliyordu.
" Bi sorunmu var Dina ?" " Hayır sadece yoruldum. "
Nefes aldı. " Daha çok yorulacaksın varis. "
Evet bunlar sadece başlangıçtı. Sarayın merdivenlerini çıkmak gerçekten çok zordu.
Odamın kapısına vardığım an kendimi odama fırlattım.
Diago da kendini koltuğuma bırakmıştı.
Kapı dan diye duvara çarpınca ayağa fırladım.
Diago ani bir refleksle ayağa fırlayıp önüme geçti.
Kapıda kim mi vardı. Yüzündeki öfkeyle dünyaları ateşe çevirebilecek tek kişi
Derek, Namı diğer kırmızı şövalye. 3.BÖLÜM SONU 3. Bölümün sonuna hoşgeldiniz. Sizce Derek neden öfke saçıyordu? Gelecek bölüm fikirlerinizi de buraya alayım Sevgilerle sağlıcakla kalın ♡ |
0% |