Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm_ Gözler yalan söylemez

@sonbahar_ayazi

Kapıda kim mi vardı. Yüzündeki öfkeyle dünyaları ateşe çevirebilecek tek kişi

 

Derek,

Namı diğer kırmızı şövalye.

 

Gözlerini ilk defa böyle görüyordum.

Diego yu görsede şaşırmadı.

 

" Benimle geliyorsun Gökyüzü Varisi. "

Bana Gök dememişti

Gözlerindeki saf ateş benim yüzümdenmiydi?

 

" Noluyor? "

" Sana anlatacak vaktim yok. Diego sen arkada ol ve Gök. Sende beni takip et. "

 

Hızlıca odadan çıktığında ne olduğunu anlamasamda peşine takıldım.

 

Hızlı adımlarımızı vardı. Tam o an yukarıdaki merdivenden biri benim üstüme doğru atladı.

 

Hafif çığlığımla ellerimi kendime siper ettiğimde kalkanım beni korudu.

 

Derek afallasada devam etti. Diego ise kılıcıyla adamı sırtından vurdu.

 

" Derek neler oluyor. "

Diego nun sesi sinirliydi olduğu durumdan memnun değil gibiydi.

 

Bende memnun değildim.

 

" Diana sana tek bir soru sorucam. "

Yutkundu.

 

" Şuan savaş var 2-3 hafta sonra olması gereken savaş şuan gerçekleşiyor. Sana tek sorum şu, bizimle savaşmak istiyormusun. "

 

Dondum. Onlara çok şey borçluydum. Fakat bunun karşılığı gerçekten savaşmıydı?

 

Aklım yerine otur ne işin var senin savaşla desede vicdanım ve kalbim git ve onlarla savaş diyordu. Ve ben her zaman çoğunluğa hak verirdim.

 

Başımı olumlu anlamda salladım.

" Evet, sizinleyim. "

 

Onun yüzünde anlamsız bir gülüş vardı.

 

" O zaman, başlıyoruz. "

 

Belindeki kılıçlardan birini bana verince hızlıca kavradım. Tam elime göreydi. Mavi çizgileri olan ince ama keskin bir kılıçtı.

 

Saçlarımı arkaya attım.

Solumda Derek sağımda Diego

 

Krallığın sınırları içerisine giren sadece hainler vardı. Asıl savaş surlar dışındaydı.

 

Koşar adım dışarı çıkmıştık. Atalarımız bizi bekliyordu. Hızlıca atıma atladığımda Derekte bindi.

 

Gözleri benimkilerlen buluştuğu an aklımı okudu.

 

Başını evet anlamında salladı.

" Haydi kızım ! "

 

İnci koşmaya başladığında Derek hemen yanımdaydı.

 

" Hazırsın " Dedi " Hemde her halinle "

 

Sözleri anlamsızca bana güç verirken daha da hızlandım.

 

" Asker sayısı kaç "

" Bizim iki katımız. "

 

Bizden fazlaydılar. Hemde çok.

Ama içimde deli cesareti vardı.

 

" Asker sayısı olarak bizden fazla olabilirler. Ama hiçbirinde bizden yok "

 

Yanımıza gelen toynak sesleriyle başımı çevirdim.

Buradaydılar.

 

Royan, Luka, Esteria, Nady , Derek ve ben

 

Biz varken onlar 10 kat daha şanssızdı.

 

" Hazırmısın Çaylak ilk savaşına girmene saniyeler kaldı. "

 

Royan a döndüm.

 

" Yardıma ihtiyacın olursa seslenmen yeter. "

 

Evet belki şuan fazla övüngendim. Fakat moralimi yüksek tutmlıydım.

 

Luka atını bana yaklaştırdı.

" Zorlanırsan yardım istemekten çekinme."

 

Gulümsediğimde bana göz kırptı. Atı yanımdan uzaklaşırken bu sefer yanıma Nady yaklaştırdı atını.

 

" Acıma, öldürmekten de korkma çünkü onlar seni ne öldürmekten nede canını yakmaktan çekinmicekler. "

 

Başımı salladım.

Birini öldürebilirmiydim.

Ben böyle bir insanmıydım.

Çiçekleri suluyan ellerim başka birini canından koparabilirmiydi...

 

Yüzümde korku varken Dereke döndüm. Yüzümü gördüğü an yanıma yaklaştı.

 

" Derek... "

" Şşşş tamam, korkma. "

 

Dişimi dudağıma geçirdim.

 

" Ben hiç birini öldürmedim... "

" Tamam, öldürme ama geriye püskürt onları. Anlaştıkmı. "

 

Başımı anlaştık anlamında salladım.

 

" Savaş anında yanımdan uzaklaşma. Sana birşey olmasın. "

O atını hızlandırarak önüme geçti. Bu sefer yanıma Esteria gelmişti.

 

" Diana, meraketme biz yanındayız. "

Başımı sallayıp atımı daha hızlı sürmeye başladım.

Büyük kapıy geldiğimizde kapı, bizim için açıldı.

 

Hızlıca kapıdan geçtiğimizde,kapı hemen ardımızdan kapandı.

 

Sarayın önünde muhafız ordusu duruyordu. Hepsinin elinde kılıç ve kalkan vardı. Okçular en önde duruyordu.

 

Ben Dereki takip ettiğimimde okçuların bile önüne geçmiştik. Bize güvenim tamdı tağki sağ taraftaki orduyu görene kadar.

 

Çok... çok fazla ve donanımlı görünüyorlardı.

 

Karşı tarafın okçularının önünde 4 varis vardı.

 

Luka toplantıda bahsetmişti.

 

Şimşek varisi hepsinin başı olan namı diğer kara varis.

Fırtına varisi,

Güneş varisi ve en sonunda

İlüzyon varisi

 

" Ooo hoşgeldiniz varis dostlarım. "

 

Derek Elindeki kılıcı salladı.

 

" Pek hoş gelmedik ama merak etme, hoş dönücez sayende. "

 

Önümüzdeki Kara varis güldü.

 

" Siz nasılsınız gökyüzü varisi. İsterseniz size burada tam yanımda bir yer ayırabilirim. "

 

Yüzündeki gülümseme masumluktan uzaktı.

 

" İyiyim. Sen nasılsın? "

Tam cevaplicaktıki devam ettim.

 

" A pardon yüzündeki korkuyu unutmuşum. Çokmu korkuyorsun. İstersen buraya gelebilirsin. "

 

Kara varisin gülüşü yavaş yavaş şeytani bir ifadeye dönerken Royanın ve Luka nın gülme sesi geldi.

 

" Eee görüşmeyeli nasılsın. Boynundaki yara iyileşmiş merak etme bu sefer daha derine inerim. "

 

Hepimizin yüzünde gülümseme vardı. Fakat ben korkuyordum. Ölmekten hele ki kimsesiz ölmekten çok korkuyordum.

 

Mezarıma çiçek bırakanım olmayacaktı.

 

Mezarıma bir papatya bırakan bile olmayacaktı.

 

İstemsizce titredim ve gülüşüm soldu.

 

" Okadar emin olma be Royo, fazla özendiysen ben sana yaparım. Aynısından ama daha keskininden. "

 

" Bukadar konuşma yeter. "

Derekin sesi ortamı bir bıçak gibi kesmişti.

 

" Şimdi ya gidersiniz, yada bitersiniz. "

Kara varis ofladı.

 

" Kralın buyruğu var savaş istemediğini, sadece onu istediğini söyledi. Yani eğer onu bize verirseniz tek bir kan damlası dökülmeden gideriz. Üstelik verirseniz karşılığını kat be kat alacaksınız."

 

Bunu söyleyen Güneş varisiydi.

 

" Fakat vermezseniz onu her şekilde sizden alırız. "

 

Bahsettikleri bir malmışta alım satım yapıyor gibiydiler.

 

Fakat burda bahsedilen kişi bendim.

Aklımda tek bir soru vardı.

 

Derek beni verirmiydi?

Hızla Derek e döndüm. Oda bana dönmüştü.

 

Gözlerime uzun uzun baktı.

Kulağıma eğildi.

" Gözler yalan söylemez Diana eğer beni anlamak istiyorsan gözlerime bak. "

 

Gözlerinin içine baktım. Güven diyordu iç sesim çünkü gözler yalan söylemez.

 

" Güveniyorum. "

Dedim.

" Çünkü gözler yalan söylemez. "

 

Gülümsemesi derinleşti.

Gözlerimi onun gülüşünden ve gözlerinden alamazken bir öksürük sesi geldi.

 

Diago bize bakıyordu.

Boğazımı temizleyip önüme döndüğümde Derekte döndü.

 

" Kararı verdim. "

Derek hepimize göz ucuyla baktı. Sonra yüzüne o sinsi gülümsemesini takındı.

Elini kaldırdı, ve yumruk yaptı.

 

" Okçular, atış serbest. "

Aynı anda bütün oklar fırlatıldı. Hazırlıklı olanlar kurtulmuştu fakat yavaş olanların boyunları artık okluydu.

 

" Kıza zarar vermeyin. Savaş başlasın kılıcımı çekip attan indim.

Benimle birlikte diğerleride inmişti.

 

Herkes dört bir yana koşuştururken bana doğru yaklaşana kılıç savurdum.

 

Böyle olmazdı ben birine zarar veremezdim.

 

Güçlerim.

Onlar ben izin verirsem sadece yaralardı. Öldürmezdi.

 

Hızlıca ateşi düşündüm. Elimde olan sıcaklığı umursamadan önümdeki adama fırlattım.

 

Hızlıca yere düşen adama aniden kılıç sokulunca afalladım.

Bunu yapan Diegoydu.

 

Bana doğru gelen Güneş varisini görünce hızlıca kılıcı elime aldım.

 

Bana diklemesine savurduğu kılıcı dönerek atlattım. Savunduğum kılıcım karnına gelince hızlıca geri çekildi.

 

" Sen- Sen nasıl... "

Beni beceriksiz biri olarak beklediği açıktı.

 

Hızla öfkesini kusandı. Ve kılıcını dengesizce savurdu.

 

Hızlıca kılıcımla destek verdiğimde boşta kalan elimi arkama sakladım. Gücüm azaldığı an ateş topunu hızlıca karnına savurdum. 2 metre gerilediğini şaşkındım.

 

Çünkü karnında yanık izleri oluşmaya başlamıştı.

 

Bilinçaltımdan gelecek her hangibi bir sinyale kapalıydım.

 

Tek bir sinyalim açıktı oda Aklım.

Fakat o bana savaş diyordu.

Ve ben öyle yapacaktım.

 

Önüme gelen her adamı ilk önce kılıcımla sersemletiyor.

Sonraysa ateş toplarıyla bayıltıyordum

 

Elimdeki kılıcı hızla savurduğumda yine aynı şekilde ateş topuyla bayılttım.

 

Fakat gördüğümşey durmama yetmişti.

Luka, Kara varisin elindeydi.

 

Hızlıca o tarafa doğru koştum.

Savaş durmuştu zaten çok az asker ve okçu kalmıştı.

 

" Ya bana onu verirsin. Yada kardeşine elveda dersin Ateş Varisi. "

 

Gözleri ilk bana kaydı. Onun gözlerine baktığımda gördüğüm tek bir his vardı.

 

Çaresizlik ve feda...

 

Hayır dedim başımla.

" Beni alın. "

İleri giden adımlarımı Derek durdurmak istedi fakat aniden ikimizin kafasına dayanan ok.

 

Sadece beni istemediklerinin göstergesiydi.

 

Onlar hem seçilmiş varisi. Hemde Laze krallığının Veliaht varisini istiyorlardı.

 

4. BÖLÜM SONU

Evet ben çok yoruldum yazarken. Artık şu ikisinin arası olsun ya cidden.

 

Neyse bana vermek istediğiniz fikir veya isteklerinizi buraya yazabilirsiniz.

 

Sonraki bölüm hangi kitabıma gelsin?

Her zamanki gibi

Sevgiyle, saygıyla, sağlıcakla kalın
Sevgilerle ~E~

Loading...
0%