" Olay yeri inceleme herke, kenara !"

Polislerin bağırış sesleri kulaklarımda yankılanıyordu.

" Buyrun sayın savcım. "

Başımla selamlayıp şeridin altından geçtim. Büyük bir konser alanıydım, çalışanlardan biri kostümleri hazırlarken kostüm kutusunu açıyor.

Ve bum

Ceset ordan ona göz kırpıyor.

Ceset bu akşam orda şarkı söyleyecek Sibel Laçin e ayitti.

Sibel çalışanların dediğine göre hazırlık saatine kadar oraya gelmemişti.

Bende inanmış gibi yapmıştım. Cesedin oraya yürüyerek gelecek hâli yoktu ya.

Tabi bir ihtimal öldürüldükten sonra bırakılma ihtimali vardı.

Hızlı adımlarla sahneye çıktığımda buradaki tek

Savcı olmadığımı anladım.

Mert Savcı da buradaydı üstelik askerler her tarafı sarmıştı.

Mert in yanında bir asker duruyordu baya heybetliydi. Mert ten bile uzundu.

" Savcım erkencisiniz. "

Mert genelde kanlı işleri sevmeyen bir savcıyı oda ayrı bir garipti.

" Evet Savcım. Durum nedir. "

Yanındaki asker konuşmaya başladı.

" Sibel Laçin 27 yaşında vicudunda bolca darp izi var. Gelirken saldırıya uğradığı biliniyor fakat buraya nasıl bırakıldığı hakkında herhangi bir fikir yok. "

Bunlar zaten tahmin ettiğim şeylerdi.

" Kadını görebilecek miyiz peki?"

Yanıma bir polis memuru geldiğinde bana eldiven verdi. Hızlıca elime eldivenleri geçirdiğimde askere baktım.

" Eminmisin Savcı Hanım kadın kötü bir halde adlı tıptan gelene kadar açmayalım isterseniz. "

Ofladım.

" Kadınım diye yapıyorsanız midem sizden dayanıklıdır asker bey. Ama madem öyle söylüyorsunuz adli tıp ı bekleyelim."

5 dakika içinde adli tıp uzmanları gelmişti.

" Buyrun "

Elimdeki eldivenleri askere ve Mert savcıya verdim.

Asker eline eldivenleri giydiği an sandığın kapağını yavaşça kaldırdı.

İçindeki kız zorlan sığmıştı sandığa. Sandığın çoğu kanlıydı.

Kızın üstünde hiçbir kıyafet yoktu. Adli tıpçılar hemen kızın üstüne üşüşürken bende onları inceliyordum.

Mert daha fazla bakmamış ve arkaya doğru gitmişti. Şuan yanımda sadece bir asker ve polis memuru vardı.

" Sayın Savcım benden bir isteğiniz varmı? "

" Buranın yetkililerini, çalışanlarını, temizlikçilerini de dahil hepsini karakola götürün ifadelerini alın."

Başıyla onayladıktan sonra hızlı adımlarla yanımdan uzaklaştı.

Kutuyu incelerken altında bi kağıt olduğunu farkettim.

Adli tıpçılara döndüm.

" Durun."

Hepsi bana bakarken diz çömeldim. Ve yanımdaki askere baktım.

" Sandığın sağ tarafını kaldırırmısın. "

Başını sallayıp sağ tarafından kaldırdığında, yavaşça kağıdı aldım.

Çilen Aksoy'a

Beni hatırladın mı Çilen artık kartlar dağıtıldığını göre oyuna başlayabiliriz.

Sevgilerle ;

Kara Kutu

Kara Kutu...

Zamanında yakalamak için çok uğraştığım bir seri katildi.

1 yıl kadar aradan sonra anlaşılan yeniden başlamıştı cinayetlere.

" Amirim bi buraya bakabilirmisiniz? "

Hızlıca yanıma geldiğinde kağıdı delil poşetine koydum.

" Kara Kutu geri gelmiş amirim. "

" Nasıl olur Savcım. "

Elimdeki kağıdı amire gösterdim.

" Taklitçi olabilir. "

" İşte tam bu yüzden özellikle bunu dosyada görmek istiyorum. "

Başını salladığında elimdeki poşeti amire verdim.

" Mert Savcım. İfadeleri size bırakıyorum. "

Mert savcıyla eşleştiğimizde genelde böyle olurdu. O kandan tiksindiği için bu işleri ben yapardım. Oda ifadeleri hallederdi. Sonraysa ifadeleri inceleyip yorumu ikimiz yapardık.

" Tamam Savcım akşama hepsi elinizde olur. "

Başımı salladığımda tekrar genelde kıza döndüm. Uzun kumral saçları ile baya güzel bir kızdı. Fakat her yeri morarmıştı.

Karnındaki morlukla yeşile dönüktü. Bazılarıysa sarı.

Yani kadın direk öldürülmemişti.

İlk önce darp edilmiş sonraysa büyük ihtimal sırtından vurularak öldürülmüştü.

Çantamdan not defterimi çıkardığımda ilk önce kadının ismini sonraysa görüşlerimi yazdım.

" Bu arada asker bey siz neden buradasınız. Sizinde etrafı gözlemeniz gerekmiyormu. "

Sorumla askerin başı bana döndü.

" Savcı Hanım hakkınızda koruma emri çıkartıldığı için yanınızda olmak zorundayım. "

Koruma emrimi?

Bunu baş savcının yaptığına emindim. Hızlıca Mert e döndüm.

" Hemen yetiştirdiniz dimi Savcım. "

Gülümsedi.

" İşimiz bu Çilen Savcım "

Baş Savcının mağlesef bana takıntısı vardı. Ve beni çoğu zaman tehlikesiz yerlere gönderirdi.

Allahtan 1 aydır baş savcının bana olan hassasiyeti dedikodusu konuşuluyordu da yalanlamak için orta durum yerlere gönderiyordu.

Askere tekrar döndüğümde konuştu.

" Savcı hanım artık kendi arabanızı değil benim arabamla gideceğiz. O yüzden arkadaşlara söyleyip arabanızı evinize kadar bırakacaklar. "

Başımla onayladım. İtiraz etmenin manası yoktu, ilk koruma emrim değildi.

" Yeni Köy Caddesi Zümrüt apartman. "

Hızlıca sahneden indiğimizde askere biri bağırdı.

" Komutanım akşam maç var sizdeyiz dimi."

Komutan başıyla onayladığında o önde ben arkada arabaya doğru gidiyorduk.

Araba orta boyuttaydı. Siyah mat bir rengi, kahve tonunda koltukları vardı.

Hızlıca kapımı açıp bindiğimde asker de benimle birlikte bindi.

Yola başlamıştık. Tarif etmeme hiç gerek kalmıyordu. Kendi evinin yolu gibi gidiyordu.

" İsmin ne iki de bir asker denmek garip olmalı."

Başını yoldan ayırmadı.

" Sizede sürekli Savcım diyorlar, gayet normal. "

"Yani ismini söylemicekmisin. Ben böyle daralırım. Mesleği kenara bıraksak. "

Başıyla onayladı.

" Ben Kara Yüce. "

Kara ismi istemsizce aklıma Kara Kutu yu getiriyordu. Gözlerim açılarak ona baktığında güldü.

" Merak etme Kara Kutu denen manyak ben değilim. "

" Tamam bende Çilen Aksoy "

1. Bölüm sonu

Evet bu sefer kısa bölümlü Yani max 1000 kelimelik bölümler okuyacağınız bir kitap olacak bu.

Sevgilerle saygılarla sağlıcakla kalın

Sevgilerle ~E~