Yeni Üyelik
4.
Bölüm
@sudesi

Sabah gözlerimi açtığımda saat 10'a geliyordu. Telefonumu elime alıp sosyal medya hesaplarıma göz gezdirdim.

Rehberden Bahar'ın ismini bulup aradım, Yataktan kalkarken telefonu uykulu sesiyle açtı.

"Hadi bana gel de kahvaltı yapalım." Dedim hızlıca.

"Geliyorum, omlet yap." Dedi ve telefonu resmen suratıma kapattı. Yüzümü yıkadıktan sonra saçlarımı at kuyruğu yaparak topladım. Mutfağa geçip kahvaltıyı hazırlamaya başladım. Yarım saat sonra kapı çaldığında kapıya koştum.

Dağınık topuz yaptığı turuncu saçları her yerden kendini belli ediyordu.

"Hadi çabuk ol, omlet hazır." Dedim içeri geçerken. Kapıyı kapatıp peşimden geldi.

Birlikte kahvaltımızı yaparken ona olanları anlatıyordum.

"Anlayacağın adam dengesizin teki. Amacını hala anlayamadım ama bir daha gerekmedikçe konuşmayı düşünmüyorum." Dedim.

"Ben de anlamadım ama çok da umursama, adamın karakteri böyledir. Yakında alışırsınız birbirinize. Zorundasınız, beraber çalışıyorsunuz" dedi. Başımla onayladım.

"Öyle maalesef" dedim nefesimi dışarı vererek.

İşle alakalı sıkıntılarını anlatırken ona destek olmaya çalıştım. Sıkıcı insanlarla ve iğrenç bi patronla çalışıyordu. İş değiştirmek istediğini söylediğinde ona hak verdim. Huzursuz bir ortamda çalışmıştım, biliyordum ne kadar can sıktığını.

"Gece dışarı çıkalım mı? Kafan dağılır?" Dedim gülümseyerek.

"Bu güzel kahvaltıdan sonra dağıldı bile. Ama olur, uzun zamandır yapmıyoruz bir şeyler" dedi.

Tüm öğleni evde keyif yaparak geçirdik. Akşama doğru hazırlanmaya başlamıştık bile.

"Önce geçen gittiğimiz yerde yemek yiyelim mi? Cidden bayıldım oraya." Dedi Bahar.

İçim huzursuz olmuştu bile.

"Orası Çağan'ın arkadaşının restoranıymış." Dedim elbisemi giyerken. Siyah mini ince askılı elbisemin altına çizmelerimi geçirdim.

"Gitmeyelim mi yani?" Dedi dudaklarını büzerek. Kendini acındırmaya çalışıyordu.

"Tamam gideriz. Çabuk hazırlanalım o zaman. Sonrasında bir şeyler içmeye çıkarız hem." Dedim.

Hafif bir makyaj yaptıktan sonra hazırdım.

Bahar da pantolon ve şık bir bluz giymişti.

Bahar'ın arabasına bindiğimizde kısa sire sonra restorana gelmiştik. Umarım Çağan'ı burada görmezdim.

Girdiğimizde geçen sefer oturduğumuz tarafa oturduk. Bu sefer daha çok müşteri vardı, bu beni bile mutlu etti. Yemeklerimizi söylediğimizde Şef gömleği içinde biri yanımıza geldi.

"Hoş geldiniz, ben buranın şefi Bora." Dedi gülümseyerek "Bugün yeni yaptığımız bir tatlımız var o yüzden gelen müşterilerimize fikir açısından denettirmek istiyoruz. Arzu ederseniz yemeğiniz bittiğinde size de göndermek isterim"

Bahar'ın gözleri mutlulukla açıldı.

"Tabii ki, tatlıya asla hayır demem. Bu arada yemeklerinize bayıldık. Restoran gerçekten çok güzel olmuş" dedi kibarca Bahar.

"Kesinlikle, ilerleyen zamanlarda burada masa bulabileceğimizden şüpheliyim" dedim ben de.

Adam sevinçle gülümsedi.

"Çok mutlu ettiniz teşekkür ederim. Size her zaman bir masa ayırırız. Yemek yemeye bayılan insanlar için hep yerimiz olacaktır." Dedi Bahara bakarak.

Bahar'ın ilgisini çektiğini anlayabiliyordum. Kadının zaten yemek yapabilen erkeklere zaafı vardı. Adam üstelik şefti. Bahar için bunlar yeterliydi.

"Arkadaşım geçen sefer geldiğimizde iş arkadaşlarından biriyle karşılaştı burada. Sanırım sizin arkadaşınızmış." Dediğinde Bahar'a susması için işaret vermeye çalıştım. Konu açacak başka şey bulamamıştı beni yem olarak kullanıyordu kurnaz.

"Öyle mi? Kimle karşılaştınız?" Diye sordu Bora bana dönerek.

"Çağan beyle beraber çalışıyoruz. Onların şirketine yeni başladım." Dedim.

"Ne güzel bir tesadüf bu. Ortak arkadaşlarımız varmış." Dedi bakışlarını Bahardan ayıramıyordu resmen. Bu çok hoşuma gitmişti.

"Siz yemeğinizin tadını çıkarın. Benim mutfağa dönmem gerek." Dedi izin isteyerek. O gittiğinde "seni hain, nasıl beni öne atarsın?!" Dedim Bahar'a.

"Ne yapabilirim? Adamı görmedin mi? Aklıma sadece o geldi ve söyleyiverdim. Affet beni" dedi gülerek.

Yemeklerimiz geldiğinde gözlerim kapıya kaydı. Lanet olsun! Cidden lanet olsun.

"Şaka olmalı." Diye fısıldadım.

"Ne?"

"Kapıya bakarsan anlarsın, bunlar hep senin suçun!" Dedim sinirle.

"Kızım saçmalama, ben mi dedim adamı çağır diye?"

"Sen söyledin ama onunla arkadaş olduğumuzu"

"Sus buraya geliyor, görmemiş gibi yaparız" dediğinds ona bıkkın bir bakış attım.

"Hazel?" Off! Sese doğru döndüğümde Çağan tepemizde dikiliyordu.

"Çağan?" Dedim yalandan bi şaşkınlıkla.

"Bora aradı da, buraya geliyordum zaten, bir arkadaşımın burada olduğunu söyledi. Sen olduğunu düşünemedim." Dedi gülümseyerek.

"Yaa öyle oldu. Bahar sağolsun sohbet ederken söyledi seni tanıdığımızı. Arkadaşına tekrar teşekkür edersin bizim için. Her şey çok güzel olmuş" dedim ve hızlıca yemeğime döndüm. Ağzıma kocaman bir lokma aldım. Belki yemek yediğim için susardı. Ama hayır adam gitmek bilmiyordu.

Bahar'a elini uzatıp kendini tanıttı. Benim bela arkadaşım durur mu? Çağan'la sohbet etmeye başladı.

Bora tekrr yanımıza gelmişti. Bahar onunla konuşmaya devam ederken Çağan yanımdaki sandalyeyi çekip oturdu.

"Yemek yemekle çok meşgulsün sanırım." Dedi. Sesinden güldüğünğ anlayabiliyordum. Ağzımdaki lokmayı yutup ona döndüm.

"Pardon" dedim göz devirerek.

"Çok enerjik bir arkadaşın var" dedi gözleriyle baharı işaret ederken.

"Öyledir, her zaman güldürecek şeyler bulur." Dedim gülümseyerek.

"Bir şeyler içmeye gideceğiz. Gelmek ister misin?" Dediğini duydum Bahar'ın Boraya. Bu kızdaki cesarete hayrandım doğrusu. Kimseden çekincesi yoktu.

Boranın Bahar'a karşı boş olmadığı zaten ortadaydı. Adam gülümsemeden duramıyordu Bahar'a bakarken.

"1 saat sonra çıkabilirim ama Çağanla beraber bir şeyler yapacaktık. Sizin için sakıncası yoksa hep beraber gidelim." Dedi bize dönerek.

Ağzımdan direkt "olmaz" kelimesi çıktığında tüm gözşer bana dönmüştü. "Yani ş-şey sizin planınızı bozmak istemeyiz." Dedim mahcup bir şekilde. Çağan yanımda rahatsız a kıpırdandı. Onu gücendirmiş miydim acaba? Ama ne yapabilirdim ki? Benim iş arkadaşımdı ve adamızda tuhaf bir elektrik vardı. Bunun farkındaydım.

"Bozmazsınız, değil mi Çağan?" Dedi Bora Çağan'a bakarken.

"Elbette sorun yok. Beraber bir şeyler içmeye gidebiliriz." Dediğinde sesi yine buz gibi olmuştu.

Bahar sevinçle gülümsedi.

"Tamamdır o zaman. Ama ben önce yemeklerimi bitirmeliyim. Lütfen bizi yalnız bırakın da tadını çıkarayım." Dedi. Cümleleri Bora'nın çok hoşuna gitmiş olacak ki adam kahkaha attı.

"Yemeklerime bayılan birini görmek çok güzel." Dedi. Çağan yanımdan sessizce kalktı ve Borayla beraber bir masaya gitti.

"Beni ne kadar zor duruma soktuğunun farkında mısın?" Dedim Bahar'a bakarak.

"Biliyorum biliyorum, haklısın. Ama ben Borayı çağırdım. Çağan'la planları olduğunu nereden bilebilirdim? Lütfen birazcık katlan bebeğim. Adamdan gerçekten hoşlandım." Dedi üzgün gözlerle bakarak.

"Tamam tamam, Boranın da senden hoşlandığı çok belliydi. Sırf bunun için susuyorum. Ama şimdiden söyleyeyim ben erken kaçarım. Siz yalnız kalırsınız. Beni sakın zorlama" dedim uyararak. Hemen uslu uslu başıyla onayladı.

1 saat sonra hep beraber restorandan çıktık. Bahar ve Bora sohbet ederek önden ilerliyordu. Arkada Çağanla sessizce yürürken halimden hiç memnun olmadığımı anlamak zor değildi.

İlk konu açan ben olmayacaktım. Gecenin sonuna kadar susmak zorunda kalsam da önemli değildi.

Bahar'ın arabasına bindiğimde derin bir nefes verdim.

"Hazel, seni çok sinirlendiriyorsa iptal edelim. İşim çıktı falan derim" dedi Bahar ilgiyle bana bakarken.

Ona gülümsemeye çalıştım. "Hayır merak etme, rahatsız olacağım bir durum yok sadece geriliyorum işte."

Başını sallayıp arabayı çalıştırdı. Kendini kötü hissettiğini anlayabiliyordum. Bu gece zaten amaç onun moralini düzeltmekti bu yüzden kendi kişisel sıkıntımın onu da üzmesine izin veremezdim.

"Şansa bak ama, yemek yapabilen bir şef sonunda senden hoşlandı" dedim kımırdayarak. Bahar keyifli keyifli güldü.

"Sonunda!" Dedi zaferle.

"Tabii adamı tanımıyoruz, pisliğin teki de çıkabilir. Şu ana kadarki gözlemlerim iyi yönde" dedi.

"Benim de öyle, kibar biri." Dedim.

Ara sıra geldiğimiz bir bar'ın önüne park etti Bahar.

Arabadan indiğimizde Çağan da arabasını park ediyordu.

Girmek için onları bekledik. Çağan üzerinde keten beyaz bir gömlek ve koyu renk kot pantolon giyinmişti. Onu takım elbise dışında ilk defa görüyordum. Restorandayken fark edememiştim demek...

Geçmeme müsaade etti ve beraber içeri girdik. Canlı müzik olanbir yerdi. Masalardan birine oturduğumuzda sipariş verdik. Kendime bir kadeh şarap söyledim. Çağanın yanımda oturan varlığı mideme kramplar girmesine sebep oluyordu. Fazla içecek halde değildim.

"Endüstri mühendisiyim" dediğini duydum Bahar'ın belli belirsiz. Müzikten pek anlaşılmıyordu.

Kulağımın dibinde bir nefes hissettim.

"Güzel anlaşıyor gibiler" dedi çağan. Nefesi saçlarımı gıdıkladı.

Ona doğru yaklaşıp "bence de öyle. Bora çok kibar davrandı bize." Dedim gülümseyip. Bakışları bir an için dudaklarıma kaydı gülümserken. Mideme yayılan sıcaklığı görmezden gelmeye çalıştım. Yüzü yüzüne çok yakındı "orada sık karşılaşacağımızı söylemiştim" dedi. Gülerken gözlerinin kısılması hoşuma gitmişti.

"Sevdiğimiz bir yer oldu" dedim "şans işte"

Yüzümü ondan uzaklaştırdım. Nefes almalıydım, sakin...

İçkilerimiz geldiğinde Bora ve Bahar derim bir sohbete dalmışlardı.

Şarabımdan bir yudum alıp ettafu izlemeye başladım. Daha doğrusu Çağan dışındaki şeylerle ilgilenmeye başladım.

Tekrar kulağıma eğildiğinde nabzım yeniden yükseldi.

"Sık gelir misiniz buraya?" Diye sordu.

"Fırsat buldukça" dedim.

"Bahar da yoğun çalışıyor. Genelde iş çıkışları yemek yemek için buluşuruz, hafta sonu bazen buraya geliyoruz" dediğimde başını salladı. Kasıtlı olarak mı bana bu kadar yakın duruyordu yoksa fark etmemiş miydi

"Sen?" Dedim boş bulunarak.

"Ben ne?"

"Sen geliyor musun bu tarz yerlere? Ya da iş dışında yaptığın şeyler var mı acaba?" Dedim imalı bir bakış atarak. Hafifçe gülümsedi ve tekrar kulağıma eğildi. Konuşurken dudakları kulağıma temas ediyordu resmen.

"Ara sıra ve evet iş dışında da bir hayatım var Hazel." Dedi.

Şaşırmış bir şekilde dudaklarımı büktüm.

"Çok şaşırdım gerçekten. İşinden başka şeylere de önem verebiliyorsun demek?" Diye sordum onu zorlayarak. Ne var? Hoşuma gitmişti onunla uğraşmak.

Yeniden dudaklarıma indi bakışları. İstemsizce dilini bie an için dudaklarımda gezdirdim. Ağzı kapanıp açıldı ve gözlerini bana dikti.

"İşimi sevmem için çok sebebim var." Dediğinde kalbim hızlandı. Sakin Hazel, sakin...

Aramızdaki elektrik elle tutulur cinstendi. O da bunun farkındaydı ve bu tehlikeli bir hal alabilirdi.

Loading...
0%