18. Bölüm
Sude / Küçük Bir Anlaşma / 17. Bölüm

17. Bölüm

Sude
sudesi

Kendimi iyi hissetmiyordum, stres her zaman mideme vururdu. Yalan söylediğim adamın arabasına kusup biraz daha rezil olmamak için camı açtım ve biraz temiz hava gelmesi için dua ettim. Yanaklarımın kıpkırmızı olduğundan emindim, yüzüm yanıyordu. Damien’ın söylediği şeyden sonra büyük bir sessizlik olmuştu, duyduğum tek şey Tina’nın beceriksiz özürleriydi, ondan da utanıyordum. Yalan söyleyen bizdik ama o tamamen yanlış anladığını düşünüp mahcup olmuştu, kendimi iğrenç hissediyordum. Ona bakamamıştım bile, Damien da sessizlikten faydalanıp arabayı çalıştırmış ve yola devam etmişti.

Nefes almaya çalıştım, rüzgar saçlarımı uçuştururken biraz olsun yüzümdeki yanma gitti.

Gerçekten biliyor muydu? Ona rağmen yalan söylememe izin mi vermişti yoksa rol mü yapıyordu? Sorular beynimin içinde son 10 dakikadır durmaksızın dönüyordu. Damien akıllı bir adamdı elbette araştırmadan benimle anlaşma yapmazdı ama araştırması için de bir sebebi yoktu çünkü ben pasaportunu kaybetmiş dümdüz bir turisttim. Ayrıca sözleşmede anlaşma dışında bir şey bile yoktu, ben onu araştırmıştım ama onun beni araştırmadığına emindim. Öyle olsa benimle en başında anlaşmazdı zaten, bunların olabileceği ihtimalini düşünürdü. Ama bir yandan da biliyordum demesi beni şaşırtmıştı, belki de sonradan öğrenmişti ve anlatmam için beklemişti.

Bu gece biter bitmez bunları öğrenecektim, ona göre bir yol izleyeceğimiz kesindi.

“Geldik” dedi Damien. Arabayı park etmişti ama kimseden çıt çıkmıyordu, daha fazla bu gergin atmosferde duramayacağım için kapıyı açtım. Şirketin önünde olduğumuzu görünce biraz gerildim, demek burada çalışıyordu.

Tina önden gidip kapıdan girdiğinde Damien yanıma geldi.

Birlikte içeri girerken bana mesafeli durduğu gözümden kaçmamıştı, şimdiye çoktan rolüne girmesi gerekirdi. Bu istemsizce midemde rahatsız edici bir huzursuzluk oluşturdu, onunla aramızın soğuk olmasını umursamamalıydım. Bakışlarındaki umursamazlıktan da etkilenmemeliydim, 1.5 hafa sonra o bir yabancıydı. Bunu içimden defalarca tekrarladım, o bir yabancı olacaktı.

Asansör devasa binanın 16. Katında durduğunda Damien bana döndü.

“Ailem de burada”

Bir an anlamadım, gözlerim konuşan dudaklarına takılmıştı. Ama sonra dediğini idrak ettim ve kaşlarım şaşkınlıkla havalandı.

“Ne?”

Asansörün kapısı açıldığında elimi yakaladı ve sıkıca sardı, tutuşu sertti. Beni asansörden çıkarırken kaşlarım çatıldı, beni resmen oyuna getirmişti!

“Damien” dedim uyarırcasına. Bana cevap vermedi çünkü salon insanlarla doluydu. Onun peşinden yürürken panik içinde ayaklarıma bakıyordum, bu adamın hayatına bu kadar dahil olamazdım. Kız kardeşiyle tanışmak bile yeterince felaketti!

“Damien lütfen” dedim yalvarırcasına, bu konularda berbattım görmüyor muydu.

Tam önümde durup beni belimden yakaladı, bedenim onun sert bedenine çarptığında nefesimi tuttum. Kokusu tüm hücrelerimi uyandıracak kadar baş döndürücüydü.

“Bu gece diğerlerinden daha inandırıcı olman gerekiyor Nora, herkes birbirimize deli gibi aşık olduğumuzu düşünürse bu anlaşmadan kurtulacaksın, yoksa anlaşmayı uzatacağım. Yalanının küçük bedeli bu” dediğinde kaşlarımı çattım.

“Bana sakın emir verme” diye tısladım. “Hiçbir boku uzatamazsın, 1.5 hafta sonra buradan gidiyorum.”

“Onu göreceğiz” sonra tuttuğu elimi dudaklarına götürdü ve gözlerini gözlerimden ayırmadan bir öpücük kondurdu.

Tüm bedenim yay gibi gerilirken sıcacık nefesi tenimi yaladı geçti, bakışları aramızda bir kayışı kopardı sanki, derin bir uçurum açtı.

İlk tanıştığımızda nasılsak öyleydik, bunu gördüm.

Duyguların ne denli hızlı değiştiğini unutuyordum, aptallık etmiştim. Onunla gülüp eğlenerek tam olarak aptallık etmiştim, o beni kullanmaya devam edecekti elbette. Arkadaş falan değildik. Bu gece yalan söylediğim için özür dilemeyi düşünmüştüm, kendimi çok kötü hissetmiştim üstelik sadece 2 haftadır tanıdığım bir adama yalan söylediğim için. Tam bir salaktım…

Tuttuğu elimi sıkıca kavrayıp beni kalabalığın içine çekerken onu durdurmadım, bu saatten sonra kimle tanıştığım umurumda değildi. Buradan defolup gittiğimde yokluğumun sebebini açıklayacak kişi Damien’dı nasılsa. Yalan söyleme sebebimizi de o açıklamak zorundaydı, tıpkı bu gece kardeşine açıkladığı gibi. Madem artık biliyordu o zaman çekinecek bir şeyim kalmamıştı, oyununa ayak uydurabilirdim. Sonunda zaten onu görmek zorunda kalmayacak ve sessiz sakin hayatıma dönecektim.

Böylece yüzüne bir gülümseme yerleştirdim, Damien beni belimden tutup bir masaya yönlendirdiğinde de gülüşümü sabitledim.

“Nora, bu amcam Phil ve kuzenim Scott.” Adam dikkatle beni süzdü, kuzeni daha sıcakkanlı bir tebessümle bana bakıyordu.

“Memnun oldum genç bayan, bu gece gelmeniz ne kadar ince bir davranış” dedi.

“Damien herkesin burada olacağını söylediğinde kaçırmak istemedim, daha önce tanışmamıştık” dedim uzattığı elini sıkarlen. Damien oyuncuydu, ben ondan da iyi olurdum. Bunu bir kurgu gibi düşündüğümde eğlenceli bile sayılabilirdi, burada hayal kırıklığına uğrayacak insanları umursamak benim görevim değildi, Damien’ındı. Ben yalan söylemekten mutlu değildim ama beni bu yalanın içine çeken oydu. Onun ailesiydi, ben bir yabancıydım. Bu yüzden gülümserken tüm dişlerimi gösterdim, herkes ona deli gibi aşık olduğumu sanacaktı, burada daha fazla kalmaya niyetim yoktu.

Scott’un elini sıkarken esmer teni ve koyu kahve gözledi Damien’a pek benzemese de amcası benziyordu.

Damien amcasının hala bana bakan yüzüne huzursuzlukla baktı, adamın bakışlarında ne olduğunu kestiremedim. Neyi tarttığını da anlayamadım, sanki beni ölçüyordu.

“Damien senden bahsedince biz de tanışmak istedik, birlikte yemeğe çıkalım. Burası seni tanımamız için fazla gürültülü Nora” dedi gülümserken.

“Nora sürekli seyehat ediyor bu hafta, birlikte tatil planı yaptık. Belki başka zaman” dedi Damien benden önce atılarak.

“Nereye gidiyorsunuz?” Diye sordu Scott içkisinden bir yudum alırken.

O sırada başka bir adam daha geldi, Damien’a hafifçe selam verdikten sonra bana döndü.

“Siz Nora olmalısınız” elini uzattığında çapkın bir sırıtışla yüzüme bakması kaşlarımı çatmama sebep oldu. “Damien’ın kuzeniyim” dedi. Kaç kuzeni vardı tanrı aşkına bunun? Gecenin kalanı boyunca her yerden birileri çıktı resmen!

Tina bir ara yanımıza geldi ve beni kenara çekip “Gerçekten çok özür dilerim, abimin bildiğini anlasam asla o tarz laflar etmezdim” dedi.

“Biliyorum, haklısın da zaten. İnan sorun değil, ben takılmadım bile” dedim içtenlikle. O da gülümsedi, içi rahatlamış gibiydi.

“Aramız iyi o zaman?”

“Evet, iyi tabii ki” gülümsedim.

“Sevindim, o zaman sorabilirim. Arkadaşım kitabı imzalamanı istedi, bir günde iki kez kitabı görmek sorun olmayacaksa sevinçten havalara uçar” dedi gülerek.

Hafifçe güldüm, bu konuda şaka yapabiliyor oluşu gerginliğimi atmama sebep oldu.

“Tamam, imzalarım. Ama sırf bu aramızda sır olarak kalacak. Burada tatildeyim ve pek fazla iş istemediğimden nerede olduğumu paylaşmıyorum. Siz de söylemeyin” dedim. En azından şu an dürüsttüm.

Başını salladı.

“Abimle nasıl tanıştınız ki o zaman? Pek Londraya gitmez aslında” dedi.

“Uçakta, ben buraya gelirken” dedim. En azından bazı yalanları bir şekilde devam ettiriyordum, yoksa içinden çıkamayacaktık.

“Ben bir lavaboya gideyim, izninle” dedim. Gerisini Damien’a sorabilirdi çünkü ne diyeceğim hakkında en ufak bir fikrim yoktu.

Müziğin sesi iyice yükselmişti, bunun bir parti olacağını unutmuştum.

İnsanlar dans etmeye başlamıştı, bir şirket için fazlasıyla salaş bir etkinlikti, özellikle de Damien gibi birinin şirketi için. Belli ki bu konularda o kadar da sert değildi.

Tinadan kaçıp bir köşede içkimi yudumlarken Damien’ı gördüm. Bir adamla hararetli bir şekilde konuşuyordu, sert çenesi kasılmıştı ve çatılmış kaşları bana durumdan memnun olmadığını anlatıyordu. Üstündeki beyaz gömlek kollarına yapışmıştı ve üstteki İKİ düğmesi açıktı, bronz tenine bakışlarım değdiğinde göğsümden aşağıya bir şeyler akıyor gibi hissettim. Derin bir nefes alıp gözlerimi üstünden çekeceğimde bakışlarımız kesişti, beni yakalamıştı. Adama bir şeyler söyleyip bana doğru ilerlediğinde elimdeki içki bardağını çevirmeye başladım. Uzun adımlarla yanıma ulaştı.

“Eğleniyor musun?” Diye sordu bardan bir içki isterken.

“Çok” diye geveledim.

Yanımda dururken bakışları üstümdeydi, bu yüzden ona döndüm. Bir adım yaklaştım böylece çevredekiler konuştuklarımızı duyamayacaktı.

“Tüm bunların anlamı ne? Amcandan hoşlanmadığın çok açık” dedim. “Şirketi senden çalmaya mı çalışıyorlar?” Diye fikir yürüttüm. Kalabalık bir aile oldukları belliydi, dahası kuzenlerinden sadece Scott sempatikti, diğerleri Damien’ın tüm gece her adımını izlemişti.

“Onun gibi bir şey” dedi, bu itirafı karşısında kaşlarımı kaldırdım.

“Gibi?”

“Nora, bence senin bana bir şeyler anlattırman için yanlış bir gecedeyiz”

“Bence fazlasıyla doğru bir gecedeyiz, herkes her şeyi öğrense daha iyi olurdu”

Bana bir adım daha yaklaştı, şimdi göğsüm neredeyse onunkine değiyordu.

“Bence de, mesela ilk tanıştığımızda mesleğini sorduğumda” bana elini uzattı. “Dans edelim”

Bu adamın ani ruh değişimlerine ayak uyduramıyordum, uzattığı eline baktım. Sonra etrafımıza, bir kaç gözün üstümüzde olduğunu fark edince istemeye istemeye tuttum ve dans edenlerin arasına karıştığımızda gülümsemeye çalıştım.

Deli gibi aşık görünecektik, birbirimize tahammül edemiyor gibi değil…

Beni belimden tuttuğunda elbisenin üstünden bile dokunuşunu çırılçıplak hissettim, tenim karıncalandı.

Birinin dokunuşundan bu kadar kolay etkilenmek daha önce başıma gelmemiş bir durumdu ve bedenim buna uyum sağlayamıyordu. Ellerimi boynunun arkasında gevşekçe birleştirdim. Yavaşça birlikte hareket ederken gözlerini benden ayırmadı.

“Bana şöyle bakmayı kes” dedim gülümseyerek.

“Nasıl bakmayı?”

“Şöyle işte, bu kadar dikkatli bakmandan nefret ediyorum. Beni geriyorsun” dedim başımı yana eğerken, dışarıdan eminim birlikte tatlı tatlı konuşan iki sevgiliydik ama o sesimdeki hiddeti duyuyordu.

“Sana dikkat etmem gerektiğini kanıtladın bugün”

“Zaten biliyormuşsun, neden uzatıyorsun ki Damien?”

Kaşlarımı kaldırdığımda bana gülümsedi.

“Yüzünde gülümseme olduğunda çok daha güzelsin” kalbim gümbürdedi, tamamen aptalca olduğunu bildiğim halde kalbim yerinden çıkacak gibi oldu ve aptal yanaklarım kızardı.

“Sen de konuşmadığında çok daha yakışıklı görünüyorsun, ağzını açtığında seni boğasım geliyor” dedim yüzümü onunkine yaklaştırırken, Damien’ın arkasında amcasının bir kadınla bir şeyler konuşarak bizi izlediğini gördüm.

“İzleniyorsun Damien, hayranların var sanırım” dedim.

“Hmm” diye bir ses çıkardı, delici yeşil gözleri içimdeki ateşi körüklüyordu.

“İzlemeye devam etsinler, ne kadar çok izlerlerse o kadar kolay inanacaklar” dedi. Sonra bir elini belimden yukarı çıkardı, bir an bu hareketinden kaçacak gibi olsam da diğer eli belimi sıkıca kavramıştı ve hala dans etmeye devam ediyorduk. elinin geçtiği yerdeki tüm kaslarım gerildi sanki. Sol omzumdaki saçlarımı omzumun gerisine iterken boynumu açığa çıkardı. Ben daha ne yaptığını takip edemeden dudaklarını boynumla omzum arasındaki hassas tene değdirdiğinde kaskatı kesildim, ağzımdan titrek bir nefes kaçtı. Boynuma ıslak ve karnımın altında bacaklarımı birbirine bastırmama sebep olacak bir öpücük kondurduğunda gözlerimi istemsizce kapattım. Dudaklarını bir süre orada tutarken nefesi boynumu ısıtıyordu.

“Bırak Damien” dedim fısıltıyla, dudaklarını biraz daha boynumda tutmaya devam ederken ayakta duramayacaktım. Bu heriften bu kadar etkileniyor olmam acınasıydı.

Hafifçe geri çekildiğinde dudaklarını kulağıma yaklaştırmıştı. “Hayranlarıma sana ne kadar aşık olduğumu gösteriyordum”

Geri çekildi, dudaklarım kurumuştu hatta tüm ağzım kurumuştu.

Dilimle dudaklarımı ıslatırken bakışları dudaklarıma kaydı, gözleri garip bir bakışla üstümde geziniyordu. O da mı etkilenmişti yani? Buna içimden gülmek geldi… umrunda bile olmadığına emindim, bu bile roldü.

Yüzüme bir gülümseme kondurdum. Ona bu konuda berbat olmadığımı gösterirdim.

Elimi kaldırıp gülümseyerek yüzünde gezdirdim, ne yaptığımı şaşkınlıkla takip etti ama engel de olmadı. Olamazdı da zaten, bundan faydalandım ve parmak uçlarımı alt dudağında gezdirdim. Yüzümü onunkine yaklaştırıp “Bir daha böyle bir şey yaparsan dudaklarını koparırım Damien Langley, öpecek kimseyi bulamazsın”

Ellerimi tekrar boynunda birleştirirken geri çekildim.

Bölüm : 05.04.2025 15:35 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...