
Damien'ın yemek boyunca bacağımda olan eli, çevremizde dönen kaos ortamında bile bir an beni bırakmadı.
Gözlerimi tabağımdan yukarı kaldıramadım, utandığımdan değil, utanacak bir şey yapmamıştım. Çevremde dönen konuşmalar öyle hızlı gelişiyordu ki gözlerimi kaldırsam önce kime bakacağımı şaşıracaktım. Birinin sesini ötekinin sözleri kesiyordu.
"Bu ne demek Damien?" Edward'ın yüksek ses tonu çevremizdeki herkesi bir an için susturdu. Damien'ın bakışları buz gibi keskinleşti; karşısında sırıtıp duran Scott'a döndü.
"Ben açıklayayım büyükbaba, Damien şirketi alabilmek için herkesi kandırdı, bu kadın zaten en başından beri kim olduğu konusunda yalan söylüyordu, onun da sebebi ortaya çıktı. Belli ki o da kendi itibarını düşündü, hepimizi oyuna getirdiler."
Damien'ın parmakları bir anda kasıldı.
"Kapa çeneni Scott," dedi buz gibi bir tonla. Ama ayağa kalktığında sesi buzdan ateşe döndü. "Yoksa o çeneyi kırarım. Nereden buldun onu?"
Scott'ın yüzündeki sırıtış büyüdü. "Senin gibi ben de parayla her şeyi çözebildiğimi fark ettim Damien, açığını bulmak çok zor olmadı. Şunu da es geçmeyelim, sevgili kuzenim şirketi almakla kalmamış, bir de üstüne bu kadına yayınevi açmış, kitaplarını bastırıyor. Ödemeyi bu şekilde yaptığı da anlaşıldı sanırım, sen de çok şanslı bir kadınmışsın, tatile geldiğin yerde bir milyarderi bulmak müthiş olmalı." Gözlerim şokla açıldı.
Sinirle yerimde doğruldum. "Ne diyorsun sen ya?"
Damien elini omzuma koydu. "Sakın onunla ilgili herhangi bir şeyi bu konuşmaya dahil etme, pişman ederim. Hepinizi" dedi etrafına bakarken. Yanaklarım kızarmaya başladı.
"Niye? Yalan değil mi zaten aranızdakiler? Kadın sevgilin bile değil Damien, öğrendik gerçeği. Daha fazla yanında gezdirmene gerek yok. Niye hala korumacı sevgili numarası yapıyorsun?"
"Senin kuş beynin bunu muhtemelen algılamayacak ama yeniden söyleyeyim, o anlaşmanın hiçbir anlamı yok, Nora benim sevgilim." Dedi tane tane.
"Anlaşma burada, gayet anlamı var" dedi Scott kağıdı önüne çekerken, Edward ellerine bakıyordu, ne düşündüğünü bile bilmiyordum. Bakışlarım Tina'ya döndü korka korka, abisini izliyordu, yüzünde resmen hayal kırıklığı vardı.
"Abi ne demek bu?" Damien onu duymazdan geldi, belki de duymadı.
"Uğruna babamı resmen şirketten atacağın anlaşma büyükbaba, üstelik sana başından beri bu ilişkiye inanmadığını söyleyen ilk kişi oydu, kim haklıymış?"
"Scott otur." Dedi Edward sakince. Scott yine gülümsedi, ilk tanıştığımızda ne kadar sakin ne kadar babasıyla alakasız görünüyordu oysa ki. Damien ile aralarının iyi olduğunu düşünmüştüm.
"O yalancılarla aynı masaya oturmam ben. Bunlara kanıp koskoca şirketi bıraktın büyükbaba, bence en büyük hüsran senin."
"Koskoca şirket benim babamındı seni asalak. Büyükbabam'a sadece vasiyet bırakmıştı! Şu güne kadar onun sırtından geçinmekten başka bir halta yaramayan baban da onun sayesinde kariyer yaptı, ben zaten benim olanı almak için, zaten babamın olanı almak için saçma sapan şartlarınızdan birini yerine getirdim." Dönüp amcasına bir bakış attı. "Şirket zaten bizimdi, sizin payınız küçücüktü, o kadarı bile babam sayesindeydi, size kalsa onu da satardınız o dönem. Ben benim olanı aldım, sizin olanı değil, sizin olan da hala olduğu gibi duruyor farkındaysan."
Öfkeden kuduran Scott'a döndü yeniden, herkes pür dikkat onu dinliyordu. "Babanın bile hissesi duruyor. Basit bir matematik. Babamın olana göz dikmişken bana ahlak dersi verme, sırf Phil kendi işini batırıp küçücük bir hissesi kaldı diye şimdi babam ölünce yeniden eşitleneceğini düşündü." Dedi sakince, kelimelerinin altındaki hiddeti görüyordum ama yine de sakin kalıp açıklamaya çalışıyordu. Bu halde bile.
"Eğer senin açgözlü baban benimkini hasta haliyle manipüle etmeseydi, 'Damien daha çok genç aile kurması gerekiyor iş yüzünden yapamaz' saçmalıklarıyla beynini yıkamasaydı benim önüme böyle bir saçmalık da çıkmayacaktı. Ben, benim ve kardeşlerimin olanı almak için yaptığım bir şeyden utanacak değilim."
"Bu yüzden de kendine paralı bir sevgili buldun öyle mi?" Phil masada ilk kez konuştuğundan doğrudan bana baktı. "Ne akıllıca, her şeyi parayla çözmen yani. Bravo Damien, şirket sayende asla batmaz."
"Bunu sen mi söylüyorsun?" Dedim buz gibi bir sesle, sessizce. Masa benden daha sessiz olduğu için elbette duydu. Kulaklarım öfkeden çınlıyordu adeta.
"Sen daha Damien'ın annesi hastanedeyken ve herkes korkmuş durumdayken, beni parayla tehdit etmedin mi?"
Damien'ın annesi şokla kalakaldı.
"Damien'ı terk etmem için? Bir ilişkisi olduğunda her şey ona bırakılacak korkusuyla benden kurtulmaya çalışmadın mı? Benim anlaşma yapabileceğim olası her yayınevini arayıp işimi batırdın, anlaşmış olduğum yayınevimden atılmamı sağladın. Üstelik bunu daha hiçbir şeyden haberin bile yokken yaptın." Hafifçe gülümsedim. "Yani Damien'a oyun oynadığı için gücenecek bir sıfatın yok, sen o oyuna çok başında katıldın. Şirketten neredeyse çıkıyor olman tamamen bize katılmanın eseri, boşuna bu anlaşmayı suçlama." Dedim. Scott'a döndüm. "Yani masum babanı şirketten bizim oyunumuz attırmayacaktı sandığının aksine, beni işimden ettiği için olacaktı bu."
Elbette ağzımı açıp ona bir şeyler söyleyecektim. Adamın yüzü öfkeden kızardı.
"Yani sen oyun oynadığınızı itiraf ediyorsun?" Dedi Scott.
"Gerizekalı değilsen bunu anlarsın Scott, hakkım olanı almak için oyun oynamak zorunda bırakıldım. Ve oynadım, Nora da bana yardım etti. Ama karşılığında para yoktu, birbirimize yardım ettik." Dedi Damien bıkkınlıkla.
"Anlaşmanız 3 haftalıkmış, Nora'nın tatili bitince yani." Scott güldü. "Ne oldu? Oyun tutunca bırakmak istemediniz mi? İyi bir reklam yüzü olduğuna mı karar verdin yoksa Damien? Bence o kadar da iyi bir yüz değil." Dedi bana bakarak.
Damien ne ara masanın etrafından dolaştı ve ne ara Scott'ın üstüne atladı göremedim bile.
Onu ilk defa bu kadar öfkeli ve kontrolsüz gördüm, Scott'ın yüzüne defalarca attığı yumrukları sonunda koluna yapışan öteki amcası durdurdu.
"Sakın ona hakaret etme, seni öldürürüm." Dedi hırsla. Nefes nefese kalmıştı. Gözlerim dolmaya başladı, buradan çıkıp gitmek istiyordum.
"Herkes öğrenecek, bu yaptığınız boktan anlaşmayı da, haksızlığı da herkes öğrenecek." Diye bağırdı Scott. "Bizi şirketten atmanın bedelini sana ödeteceğim." Bana döndü "seni de es geçeceğimi sanma."
"Yeter!" Edward elini masaya vurduğunda kadehler şangırdadı, Tina'dan bir hıçkırık yükseldi.
"Bu konuşulanlar, özellikle anlaşma kısmı eğer bu evin dışına çıkarsa, herhangi birinden Damien ve Nora ile ilgili bir söylenti duyar veya görürsem hepinizi silerim. Bu aileyi rezil etmenize müsaade etmem, asla. " parmağını Scott'a doğru salladı. "Sakın!"
"Onun yaptığı ne olacak?" Diye sordu Phil.
"Size buradan çıkmayacak dedim, asla. Nora ile ilgili, işiyle ilgili eğer bir daha tehdit duyarsam yine aynı şeyi yaparım. Paradan başka bir şey düşünmüyorsanız sizi parayla tehdit edeceğim, madem diliniz o. Hepinizi servetimden men ederim, ne şirketlerde, ne ortaklıklarda hiçbir hakkınız kalmaz!"
Adam öfkeden kıpkırmızı kesildi. Sonra bize döndü.
"Beni o kadar büyük bir hayal kırıklığına uğrattın ki Damien."
Damien elimi tuttu.
"Bunun için üzgünüm, yine de yaptığımdan pişman değilim." Edward'ın yüzü daha fazla kızardı. "Ne için yaptığım ortada, beni buna mecbur bıraktığınız için ve kendi babamın emeğiyle kurup tüm hayatımı da orada geçirdiğim şirketi almam için bana şart koştuğunuz şeyin saçmalığını görmüş oldunuz işte. "
"Yine de böyle olmaması gerekiyordu Damien, baban böyle mi olmasını isterdi?" Dedi Edward.
"Sence babam böyle mi olmasını isterdi?" Dedi Damien gülümseyerek. "iyi ki de o anlaşmayı yapmam için beni böyle bir sıkıntıya soktunuz ama, en azından şimdi böyle düşünüyorum. Sayenizde Nora'yla tanıştım, yani düşündüğünüzün aksine ona gerçekten aşık oldum . Benimle ilgili her şeyi düşünebilirsiniz ama o anlaşma benim hayatımı kurtardı, ama şirketi değil bana Nora'yı vererek yaptı. Gerisi umurumda bile değil."
Scott'ın dudağından kan süzülürken bile o sırıtışı silinmemişti. Damien ona doğru bir adım attı.
"Sen hâlâ bunu bir oyun sanıyorsun ama ben bu oyunu kapattım Scott. Artık oyunda değiliz. Şirket de, hisseler de umurumda bile değil, sizin olsun. Ama Nora'ya dokunanın ellerini kırarım. Onunla ilgili bir şey ima et, sonra parayla çözebileceğin bir şey bırakacak mıyım elinde izle." Dedi.
Sonra bana döndü. "Gidelim mi?" Başımı salladım hızlıca.
Kapıdan çıkarken kimseye bakmadım, Damien yanımda öfkeyle soluyordu.
"Böyle bir şeye maruz kaldığın için çok üzgünüm, özür dilerim." Dedi. Öfkeden titreyen omuzlarını görebiliyordum.
"Asıl böyle bir şeye sen maruz kaldığın için üzgünüm, annen ve Tina da şok oldu." Dedim sıkıntıyla.
Arabaya binip oradan ayrılırken ikimiz de konuşmadık.
"Şimdi ne olacak? Rahat duracağını sanmıyorum Damien, tüm ailen haksızlığa uğradığını düşünüyor." Dedim.
"Umurumda bile değil, halledeceğim. Sen bunları düşünme." Dedi elimi tutup. Nasıl düşünmeyecektim ki?
"Eline nasıl geçmiş ki onun sözleşme? Sadece sende ve bende vardı?"
"Avukatta da vardı, yani sözleşmeyi avukat hazırladı. İmzaladıktan sonra da elbette ona verdim, ondan bulmuştur." Dedi.
"Nasıl? Avukatın mı verdi yani?"
"Başka kimsede yoktu." Dedi öfkeyle. Telefondan birini aradığında avukatına ulaşmaya çalıştığını anladım. "Açmıyor, açamaz tabii ki. Scott ona ne kadar teklif etti de bir açığımı paylaşabilecek seviyeye geldi merak ediyorum."
"Şirketi senden almaya çalışacaklar değil mi?" Diye sordum. Gözlerim yeniden dolmaya başlamıştı, orada yaşadığımız şey ilişkimizin hiçbir aşamasında yaşamak istediğim türden bir yüzleşme değildi.
Onun da aynı fikirde olduğundan emindim.
"Sen endişelenme, bir şey olmayacak. Yayınevi konusunda da." Dedi, ona dönüp baktım. Çenesi hala sıkılıydı, alnında minik ter damlaları birikmişti.
"Benim endişelendiğim o değil, sensin."
Cevap vermedi.
"Seni şimdi eve götüreceğim, benim Brian ile görüşmem gerekiyor. Şu avukatı da bulmam lazım, sen bunları düşünme. Arkadaşınla vakit geçir, yarın konuşuruz." Dedi.
"Damien ben eve-"
"Nora lütfen güzelim, merak edecek bir şey yok. Eve git, arkadaşınla tatile geldin. Bunu da bozmak istemiyorum, ben halledeceğim. Sen hiçbir şeye canını sıkma."
"Yine de yapabileceğim bir şey olmalı, yanında olmak istiyorum Damien. O kavga yalnız bırakmak isteyeceğim türden bir şey değildi."
"Büyükbabamla konuşmam gerekiyor, Tina ve annemle de öyle. Ama şimdi değil, biraz kafamı toplamam gerekiyor, ne yapacağımı düşünmem gerekiyor." Dedi.
Evin önüne gelmiştik, kemerimi çözdüm. Damien ceketini bile almamıştı, üstteki düğmesinden ikisini açarken onu izledim.
"Üzgünüm." Dedi özür dilercesine, gözlerimde yaşlar birikti. Hala beni düşünebiliyor olması içimi burktu.
Uzanıp dudaklarına uzun, nefessiz bir öpücük bıraktım. "Seni seviyorum, lütfen haber ver." Dedim. Başını salladı, arabadan inip eve girene kadar bekledi. Kapıyı kapattığımda arabanın çalışma sesini duydum. O uzaklaştığında tuttuğum nefesi verdim, Helena gözlerini ovuşturarak salondan çıktı.
"Hoş geldin canım." Dedi.
Onu pijamalarıyla, Damien'ın bizim için aldığı evde elinde koca bir jelibon paketiyle gördüğümde gözlerimde biriken yaşlar bir anda serbest kaldı. Hüngür hüngür ağlamaya başladım, Helena benim konfor alanımdı fakat bu ev de benim konfor alanım olmuştu çünkü ikisini bir arada gördüğümde resmen patlama yaşadım. Helena şokla yanıma koştu.
"Ne oldu?! Nora?!"
Ağlamam durmadı, yorgunluktan mıydı bilmiyorum ama dizlerimin bağı çözüldü sanki, yere oturduğumda ve sırtımı kapıya yasladığımda Helena da benimle yere oturdu.
"Ne oldu Nora? Korkuyorum?" Dedi eliyle beni kendine çekip sarılırken.
"Bilmiyorum, biraz ağlamam izin ver." Dedim hıçkırırken.
"Tamam, tamam ağla." dedi.
İkimiz kapının önünde ne kadar oturduk bilmiyorum, ona olanları anlattım.
"Daha biz kendi yaptığımız anlaşmayı zor kabullenmişken bir de insanlara kabullendirmeye çalıştık Helena, iğrenç bir ortamdı, o kadar kötü hissettim ki. Damien'ı görmeliydin, sinir krizi geçirecekti neredeyse." Dedim burnumu çekerken.
"O herif o anlaşmayı nasıl öğrendiyse, ben bile bazen unutuyordum Nora. Keşke hiç ortaya çıkmasaydı."
"Avukat satmış işte Damien'ı, işinden olur zaten. Damien peşini bırakacak gibi değildi, asıl sorun o da değil. Şimdi Damien'ın başına bir ton dert açılacak." Dedim başımı ellerimin arasına alırken.
Helena sırtımı sıvazladı. "Yani Nora, yine de atlatamayacağı bir şey değil, bir çaresini bulur. Adam bu konularda uzman." Dedi şakayla karışık. Gülümsemeye çalıştım ama elbette başaramadım.
"Sürekli kötü bir şey olmasından yoruldum, bize bakışlarını görmeliydin. Hala ilişkimize inanmıyorlar tabii ki, doğal olarak. İnanacaklarını da sanmıyorum." Dedim.
Helena omuz silkti. "Ne zamandan beri insanları takıyorsun? ne düşündükleri önemli değil, büyükbabası zaten onlara iyi bir ayar vermiş. Bir şey olmayacak, olursa da o zaman düşünürüz Nora, canını sıkma."
"Yine de Tina ve annesi..." dedim, devamını getiremedim. Helena ayağa kalktı.
"Hadi gel, yukarı çıkalım bir duş al, sonra inelim, çikolatalı pasta sipariş edelim. Sabaha kadar film izleyelim." Dedi.
"Güya buraya tatile geldin, ama resmen benim yüzümden psikologluk yapıyorsun." Suçlulukla konuştuğumda bana kızgın bir bakış attı.
"Git duşunu al ve gel."
Yukarı çıktım ve dediğini yaptım, yine de düşündüğüm tek şey Damien oldu. Üstüme temiz bir pijama takımı geçirip aşağıya indiğim zaman kapı çaldı.
"Sipariş gelmiştir, sen geç geliyorum." Dedi Helena.
Kanepede otururken yanına geldi, iki koca dilim keki önüme koydu, çatal uzatırken tekrar ağlayacak gibi hissediyordum.
"Keşke o yemeğe hiç gitmeseydik, bir şey olacağı belliydi." Diye söylendim ağzıma bir dilim kek atarken.
"Kaçınılmaz son diye bir şey var Nora, adam her türlü bu olayı patlatacaktı. Kaotik bi giriş istemiş demek ki, bugünü uygun bulmuş." Diye omuz silkti.
"Yarın önceden konuştuğumuz yerlere gidelim, kafamız dağılsın. Bu olumsuz ortamlardan sıkıldım artık."
"Emin misin, evde oturup ağlayabiliriz?" Diye dalga geçti, hafifçe gülümsedim.
Sabaha kadar dediği gibi film izledik, Damien iyi olduğuna dair bir mesaj attı, muhtemelen Brian ile hasar tespiti yapıyorlardı.
Bu işi nasıl halledeceğine dair bir fikrim yoktu, diğerlerinin şirketten vazgeçeceğini ya da Edward'ın tehdidini umursayacağını düşünmüyordum.
Düşünmeyi bırakmalıydım, benim yapabileceğim hiçbir şey yoktu. Tina ile doğru zaman geldiğinde konuşurdum.
Sabah Helena ile kahvaltı yaparken Damien'ı aradım. İkinci çalışta açtı.
"Günaydın" dedi. Ses tonundan keyifsiz olduğu belliydi.
"Nasılsın?" Diye sordum direkt. "Bir gelişme var mı? Aklım sende Damien." Dedim.
"Maalesef, avukat yerin dibine girmiş gibi. Scott zaten boş boş konuşmaya devam ediyor, büyükbabam yakında beni sorguya çağıracak." Dedi derin bir nefes alırken. Sesinden resmen yorgunluk akıyordu. "Sen nasılsın?" Diye sordu.
"Aynı, Helena ile dışarı çıkacağız, seni bugün görmek istiyorum ama işin vars-" derken sözümü kesti.
"Senin için tabii ki işim yok Nora, hatta akşam bir galaya gidiyoruz. Brian arayacaktı sizi aslında." Dedi. Arkadan Brian'ın sesi yükseldi.
"50 tane iş verirsen onu sona bırakırım herhalde." Damien hafifçe güldü.
"Arkadaşımın oynadığı bir filmin galası var, gelirsen çok mutlu olurum. Helena ve Brian da gelmeli, beraber gideriz. Helena ile de zaten ilgilenemedik." Dedi.
"Saçmalama Damien, daha dün öyle bir kavgadan çıkmışken bugün gidip poz mu verelim? Yine?"
"Evet Nora, ilişkimize inanmamaları umurumda değil, benim sevgilimsin, beraber hep yaptığımız gibi bir davete katılacağız. Onları kafamıza takmadığımızı görmeliler, ben zaten sorunu çözüyorum." Dedi. Söylediğinden hiçbir şey anlamadım.
"Şirketi gerçekten onlara bırakmayı düşünmüyorsun değil mi?" Diye sordum, bunun kararı elbette bana düşmezdi ama uğruna gerçekten uğraştığı şirketten vazgeçmesi beni inanılmaz kötü hissettirirdi.
"Akşam sizi alırız. 9'da hazır olun canım." Sonra telefonu çat diye kapattı...
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 49.98k Okunma |
4.58k Oy |
0 Takip |
68 Bölümlü Kitap |