Yeni Üyelik
[ kral ] - Etiketin'de Kitap Listesi
Siyah Kalp
Ateş bütün yüzünü aydınlatmıştı hiç aklına gelmeyecek bir kare ile karşı karşıya kalmıştı ateş evinin her yerini kaplamış ve sevdikleri ile arasında bir duvar gibi onu onlardan ayırmıştı. Yetimhane geceye bir ölüm güneşi açtırmıştı sanki ölüm kızıllığı sanki bir yılan gibi binanın her yerini kaplamıştı o kadar hızlı ilerlemişti ki ilk fark eden kişi bakışında bütün bina çoktan alevler arasındaydı hemen mahalle ayağa kalksa da kovalarla yapılan müdahalenin çok bir yararı olmuyordu. İçerden gelen çığlıklar kulakları parçalıyordu onun beyninde yankı bulunuyordu dizlerinin üzerinde olan biteni izliyordu hareket kabiliyetini tamamen kaybetmiş gibiydi onun yerine İçinde ki geçti. Ayağa kalktı hiç tereddüt etmeden koştu ama nafileydi iki kolundan tutulup sürüklendi çığlık atmak istedi izin vermediler o kadar çırpındı tekmeledi göz yaşı döktü onu oradan uzaklaştırdılar dizleri üzerine üçüncü kişi kızın yüzünü tutup kaldırdı "Müdahale edemezsin Kraliçenin emridir karşı gelemezsin" dedi.
3a önce
  Yazar@rumeysacoskun
| Kehanet | Elementleri̇n Vari̇si̇
Onun, " Ateşle oynuyorsun kehanetin kızı " demesiyle adımlarım kendiliğinden durmuştu. Gülerek tekrardan arkamı döndüm. Çözemediğim o karmaşık göz rengi ile keskin bakışları bendeydi. " Kurucuya ateşle oyna diyemezsin kral, " dedim küçümser bir tınıyla. Bir kaç adım yaklaştım ve kararlı bir duruşla " Bu sefer kartlar değişti. Oyun yeniden oynanıyor, kişiler elenerek masadan kalkıyor. Kazanansa hep bir adım önde oluyor, " Bir kaç adım daha yaklaştım ve tam önünde durdum. Bakışlarımı tehditkâr bir şekilde gözlerine kilitledim. " Bu sefer yakmaya değil, yanmaya hazır olun! " Wattpad kapatıldığı için buradan devam edilecektir.
4a önce
  Yazar@kitapsahnem
Gümüş Hançer
"Düşmanlarının gözlerinin önünde acizliğini mi göstereceksin ?" Ne diyordu bu sikik herif? Ölüyordum, oyuna gelmiştim. Zaten başından sonuna kadar acizdim. "Sadece bu tiyatro oyununun romantik bir son sahnesini oynayalım." Konuşurken zorlanıyordu. Ilık nefesleri boynumda süzülüyordu. Sanki ona gümüş hançeri saplayan ben değilmişim gibi umursamaz davranıyordu. "Peki." dedim. "Bu dramatik tiyatro oyunun adı ne?" Damarlarımda kol gezen acı yüzünden soluklanarak konuşmak zorunda kalmıştım. Boşta kalan eliyle çenemi kavradı. Başımı göğsünden ayırarak gözlerimizin buluşmasını sağladı. Boynundan çenesine doğru belirginleşen damarları sanki siyah bir iplik gibiydi. Göz çevresi siyaha bezenmişti. Verdiği nefesler yüzüme çarpıyordu. Nefesi kan kokuyordu. "Kukla`nın Ölümü." dedi. Kukla bendim ve bunun da gayet farkındaydı. Sanki sadece ben ölecekmişim gibi konuşuyordu. Ölüme bile kaybedemez miydi? "Hadi!" dedi. "Romantik sahneyi oynayalım." Gözlerindeki heyecan gerçek miydi? Aldığımız nefeslerden birini geri veremeyecektik. Biraz sonra yere yığılıp kalacaktık ve o... Gerçekten de deliydi. Rahat bir ölüm yok muydu? Belki Andrew`in kollarında sahte de olsa huzurlu bir ölümüm olabilirdi. Yüzümün önüne düşen saç tutumlarını kulağımın arkasına doğru itti. Yüzü ya gerçekten yaklaşıyordu ya da bilincimi gerçekten kaybediyordum. "Sadece." dedi. Nefesi yüzümü yalayıp geçti. "Ölene kadar öpüşelim." Ve dediği gibi de oldu. Ölene kadar öpüştük.
4a önce
  Yazar@nsnryld
Loading...
0%