Yeni Üyelik
11.
Bölüm

11.Bölüm: "Mutluluk Neydi ?"

@uuykusuzvedengesiz

Yine ben söylemeyeyim dedim ama siz bu bölüm de yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyin lütfeen.🌼 Destek olan herkese teşekkürlerr vee herkese keyifli okumalaaaar.

 

Mutluluk bazen küçük bir dilim kek, bazen tek kelime bir söz, bazen de ellerinin altında var olduğunu öğrendiğin bir candı. İçini umutla dolduran, heyecandan ruhunu karnaval yerine çeviren, mutluluktan gözlerinin dolmasının sebebiydi.

Üstümdeki şoku Canan Hanım'ın uzattığı suyu içerek biraz olsun atabilmiştim. Ellerim karnımdan ayrılmazken Canan Hanım birkaç tavsiye verip bugünlük bu kadar olduğunu söylemişti. Müsaade istemeyi zar zor akıl edip odadan çıktığımda arkamdan kapıyı yavaşça kapattım. Kapalı gözlerimle derin bir nefes aldığımda içimdeki mutluluğun sakin kalmamı zorlaştırmasına rağmen çığlık atmamak için kendimi sıkarak gözlerimi araladım. Gözlerimin önüne uzatılmış çiçekleri görmemle anında çatılan kaşlarım burnuma gelen kokuyla hemen indi. Bakışlarım çiçekleri tutan ellerin sahibine döndüğünde yüzümdeki kocaman gülümsemeyle ileri atıldım. Allah'ım! Özlemden birkaç günde burnumun direğini sızlatan adam sonunda gelmişti. Sağ salim karşımdaydı!

Alper sağ şakağıma bir öpücük kondurup birkaç saniye boyunca kokumu solumakla yetindi. Kendimi biraz geri çekip başımı boynuna gömdüğümde bundan memnun bir şekilde kolları belime dolandı. Az önce öğrendiğim haberi şimdi verseydim, ne tepki verirdi ki!

Heyecandan olduğum yerde yığılmamak için çaba gösterirken ortalığı ayağa kaldırma ihtimaline karşı haberi vermeyi biraz ertelemeye karar verdim. Hem özel bir an olsun istiyordum. Sadece ikimizin olduğu bir an...

Uzun bir sarılmadan sonra geri çekildiğimde daha yeni yeni aklıma gelen ihtimallerle gözlerimi her bir noktasında aceleyle gezdirdim. Alper ne yaptığımı anlamış bir şekilde dudaklarındaki tebessümle sol yanağımı okşayarak konuştu.

"Bir şeyim yok, sağ salim döndüm güzelim."

Sözleriyle ona güvenip daha fazla oyalanmadan elini tutup çekiştirmeye başladım.

"Gel hadi, evimize gidelim."

Alper sesli bir şekilde gülerek onu çekmeme izin verdi ve peşimden gelmeye başladı.

"Bu kadar çok mu özledin beni ?"

Şimdi böyle muzip muzip konuşmasının intikamını eve gidince kat kat alacağımdan emin olduğumdan başımı sallamak haricinde bir şey yapmayıp ilerlemeye devam ettim. Adımlarım çalıştığım odayı bulduğunda kapıyı olabildiğince sessizce aralayıp Alper'le birlikte içeriye girdim. Odada Burcu'dan başka kimseyi göremeyince gözlerim istemsizce duvardaki saate kaydı. Canan Hanım'ın yanında tahmin ettiğimden daha fazla durmuştum.

Burcu ayağa kalkıp meraklı gözlerini üzerimde gezdirdi.

"Bir şey çıktı mı Beyza, merak ettim bende seni ?"

Alper kaşları çatılı bana döndü.

"Sen neden doktorun yanına gitmiştin ki, iş için değil miydi ?"

Olduğum yerde haberi bağırarak vermemek için kendimi sıkarak Alper'e yan bir bakış atıp Burcu'ya döndüm.

"Bir sıkıntı yok merak etme, yarın detaylı konuşuruz olur mu ?" diyerek üstü kapalı bir cevap verdiğimde Burcu beni onayladıktan sonra vedalaşıp çıkmıştı. Burcu'nun odadan çıkmasıyla Alper soru dolu bakışlarıyla bana yöneldi.

"Önemli bir şey yok sevgilim. Sadece genelde ellerim soğuk olduğundan herhangi bir vitamin eksikliği falan olup olmadığını öğrenmek için."

Alper kaşlarını kaldırıp yanıma adımladı.

"Herhangi bir şey çıktı mı ?"

Evet! Bir şey çıktı! Bebeğimiz!

İçimden söylediğim bu cümleleri geç ne kadar dışımdan bağıra çağıra haykırmak istememe rağmen dakikalardır yaptığım gibi sesimi çıkarmadım. Allah'ım, resmen dakika başı aynı ikilemde kalıyordum!

Hem sorusunu cevaplamak hem de yalan söylememek için, "Kötü bir şey yok." diye mırıldanmakla yetindim.

Alper beni onaylayıp onunkilerin yanında minicik kalan ellerimi tutarak avuçlarının içine aldı. Sıcak nefesini ellerime verirken kısık sesiyle konuştu.

"Ben ısıtırım seni."

Ben dudaklarım hafif aralanmış bön bön suratına bakakaldığım için bir tepki veremezken Alper gülerek bir elimi tutmaya devam etti ve çantamı diğer eline alıp ikimizi birden odadan çıkardı. Hızlı adımlarımız dakikalar içinde bizi arabaya götürdüğünde heyecanla Alper'e döndüm.

Alper bakışlarını yüzümde gezdirip gülümsedi.

"Sen kullanmak ister misin güzelim ?"

Bakışlarım araba ve onun arasında gidip gelirken sakin olmaya çalışarak omuzlarımı silktim.

"Bilmem, olabilir."

Alper cevabım üzerine benim tarafıma gelirken ben de şoför tarafına geçtim. İkimizde sonunda arabaya bindiğimizde arabayı çalıştırdım. Kırk dakika içinde evimize geldiğimizde arabadan indik ve uyumlu adımlarla eve girdik. Alper'in dudakları eve girer girmez alnımı bulduğunda gülerek kendimi uzaklaştırdım. Kalbim öyle hızlı atıyordu ki artık kalp çarpıntım olabileceğini düşünecektim.

Alper ondan uzaklaşmamdan hoşlanmadığını belli eder bir ifadeyle kaşlarını çattı. Fakat birkaç dakikalığına da olsa onu bir yerlere göndermeliydim çünkü o öğrendiği anı kaydetmeyi çok istiyordum. Her istediğimde açıp o ifadesini görebilmeyi çok istiyordum.

"N'oldu güzelim ?"

Bakışlarım sorusuyla üstünde kısa bir tur attığında gözlerim ellerinde takılı kaldı. Ne kadar da güzel elleri vardı. Uzun parmakları, düzgün tırnakları ve belirgin damarları...

Gözümün önünde sallanan el ile bakışlarımı irkilerek daldığım ellerden çektim ve o ellerin sahibine baktım.

"Beyza, güzelim bir haller var sende. Hayır mı ?"

Birkaç saniye boş boş yüzüne bakmakla yetinsem de yutkundum ve sonradan sorduğu soruları ekarte ederek ilk sorduğu sorusuna cevap verdim.

"Ellerini yıka."

Alper önce bir "Ne ?" sesi çıkardı ve ellerini sallayarak konuştu.

"Tamam, tamam. Bir şey var ama anlamadım ve artık sorgulamıyorum. Tamam. Sen ne dersen öyle olsun."

Alper boşvermişlikle lavaboya doğru ilerlediğinde hızla cebimdeki telefonumu çıkarıp boydan olan kitaplığın rafına koydum. Önünü büyük bir bibloyla kapatıp kamerası açıkta kalacak şekilde dayadım ve videoyu başlatıp kitaplığın karşısındaki koltuğa geçtim. Oturduktan saniyeler sonra ayağa kalkıp koltuğun yastıklarını düzelttim ve tekrar oturdum. Fakat yerimde duramayıp tekrar ayaklandım. Böyle de ayakta ağaç gibi dikilecek miydim yani ?! Tekrar koltuğa oturup başımı salonun girişine çevirdiğimde anlamsız bakışlarla beni izleyen kocamla karşılaştım.

Alper başını iki yana sallayarak alt dudağını büktü.

"Yani sorgulamayacaktım ama anlam veremiyorum Beyza. Daha önce seni hiç böyle görmedim güzelim gerçekten ne var ?"

Oturduğum yerden kalkıp Alper'in dibine kadar girip elini tuttum ve kamerada gözükeceğine emin olduğum bir konumda durdurdum onu.

"Söyleyeceğim şimdi ne olduğunu."

Alper beklentiyle derin bir nefes aldığında cesaret vermek ister gibi elimi sıktı hafifçe. Bir taraftan da meraklı hareleri yüzümü talan ediyordu.

Bakışlarımı bakışlarına dikip dolu dolu gözlerle hiçbir ifadesini kaçırmak istemeyerek ona baktım. Boğazımı konuşmak temizleyip dudaklarımı araladığımda aslında bu haberi beklememe rağmen çok çabuk kabullendiğimi fark ettim.

Önce "Alper," diye sadece adını mırıldanabildiğim için yutkunarak kendime birkaç saniye vakit verdim.

"Alper, hani senin çok istediğin bir şey vardı ya."

Alper cümleye girişimle gözlerini kısarak bakışlarını kısa bir an etrafta dolaştırıp tekrar yüzüme baktı.

"PS 5 ?"

Alper'in sorusuna gözlerimi devirip derin bir nefes verdim.

"Sen PS 5 mi istiyordun ?"

Alper omuzlarını silkip kısık gözleriyle mırıldandı.

"Özel bir isteğim yok ama olsa olurdu."

Başka şartlarda belki aklına ilk hamilelik ihtimali geleceği yerde bizim bunu önceden konuştuğumuz için bunu düşünmüyordu bile. Adam kalkmış bana oyun diyordu oyun!

"Ah dayanamayacağım artık ben daha fazla!" diye yüksek sesle konuştuğumda Alper 'sonunda' der gibi başını salladı.

"Alper ben hamileyim!"

Bağırarak yüzüne haykırdığım haberle Alper birkaç saniye boyunca boş boş suratıma baktı ve sonra açık kalmış ağzını kapattı.

"Ne ?" "Nesin sen ?"

Omuzlarımı silkip tekrarladım.

"Hamileyim, hamileyim!"

Alper bu sefer duyduğu şeyin gerçekliğine emin olmuş olacak ki iki elini kapatıp yüzünü sıvazladı. Ellerini yüzünden indirip dolmuş gözleriyle gözlerime baktı.

"Hamilesin. Hamilesin öyle mi Beyza ?"

Beklediğim bağırışların aksine karşılaştığım sakinlikle içimde bir şeylerin kırıldığını hissederek yerimde sallandım ve sadece başımı sallayabildim.

"Ama sen şu an çocuk istemiyordun ?""

Dolu gözlerimi görmemesi için eğdiğim başımı hızla kaldırıp koluna bir şaplak attım. Derdi şimdi anlaşılmıştı işte!

"Manyak mısın Alper! İkimizden bir parça, canınızdan can! Rabbim böyle bir şey nasip etmiş istemez miyim hiç!"

Sözlerim biter bitmez omuzları rahatlamış gibi çökerken kendisi de koltuğa çöktü. Ellerini yüzüne dayadığı için her ne kadar yüzünü göremesem de hareket eden dudaklarından şükrettiğini anlayıp gülümsedim. Saniyeler sonra ellerini yüzünden çektiğinde diliyle dudaklarını ıslatıp bakışlarını bana çevirdi. Tam o anda sağ gözünden damlayan yaşa içim gitti. Burnunu çekip dudaklarındaki tebessümle bana baktı.

"Hamilesin yani şimdi sen ?"

Sorusuna hızla başımı salladığımda dudaklarını ıslatma hareketini tekrarladı ve inanamıyormuş gibi tekrar sordu.

"Bizim bi bebeğimiz olacak yani ?"

Gülerek tekrar başımı salladığımda o da benim gibi gülmeye başladı ve yerinde duramıyor olacak ki ayağa fırladı. Gülüşleri büyüyüp kahkahaya dönüşürken bende önümdeki manzaranın tadını çıkarıyordum.

"Allaaah! Baba oluyorum lan! Baba oluyorum ben!"

Evi inletecek kadar yüksek bir sesle bağırdında n'apacağını bilemiyormuş gibi küçük bir çocuk misali zıplaya zıplaya yanıma geldi. Ben onun bu haline gülerken Alper yanıma oturup ellerini yanaklarıma koydu ve alınlarımızı birleştirdi.

"Beyza! Ah Beyza! Nerden çıktın geldin hayatıma bilmiyorum ama o kadar güzel geldin ki!"

Usul usul akan gözyaşlarım sözleriyle hızlandığında alınlarımızı ayırdı ve bir elini karnıma indirerek devam etti.

"Getirmeye de devam ediyorsun."

Söyleyecek başka bir söz bulamamış olacak ki omuzlarını silkti.

"Teşekkür ederim güzelim."

Dudaklarını dudaklarıma bastırmadan önce ettiği teşekkür içimdeki minik kelebeklerin hızla kanat çırpmasına sebep olduğunda ve de şükür ettim Allah'a.

Bana böyle bir eş verdiği, ve böyle bir duygu yaşattığı için.

-Bölüm Sonu-

 

Ah benim güzelleriim, mutluluğunuzun keyfini çıkarın.

•Düzenlenmedi.

 

Loading...
0%