Yeni Üyelik
6.
Bölüm

6.Bölüm: "Anlamak Ve Alışmak"

@uuykusuzvedengesiz

Bazen durupta olduğumuz yere baktığımızda, olduğumuz yere şaşırırız ya. Vay be, deriz. 'Ne ara yaşadım bu kadar, ne ara geldim buralara ?'

Ben bugüne kadar yaşadığım şeyleri bir kenara bırakmış, sadece olduğum andaydım. Sevdiğim adamın göğsüne yaslanmış, haftalardır yeni düzmeye çalıştığımız evimizin bahçesindeki salıncakta oturuyorduk. Rüzgâr hafif hafif eserek yüzümüzü yalıyor, bizse bundan zerre rahatsız olmadan huzurla birlikte olmanın keyfini çıkarıyorduk.

Alper başıma ufak bir öpücük bırakıp kokumu içine çekerek güldü.

"Var ya, seninle şu halde olmak o kadar kıymetli ki..."

Sözleriyle gülüşüm git gide büyürken belime sarılı elini usul usul okşadım. Tam benim içinde aynı şekilde olduğunu söylemek için dudaklarımı aralamıştım ki çalan telefonun sesiyle konuşmadan dudaklarımı geri birbirine bastırdım.

Alper çalan telefonuna uzanıp pozisyonumuzu bozmadan yandaki sehpadan telefonunu aldı. Her ne kadar ben ekranı göremesemde gerilen kaslarından anlayarak yerimde dikeldim.

Alper tekrar başıma bir öpücük kondurup eliyle koluma dokundu.

"Biraz müsaade eder misin güzelim ? Bunu açmam lazım."

Başımı sallayıp önünden kalkıp kenara çekildim ve onunda kalkıp birkaç adım uzaklaşmasını izledim. Gelen telefonun işiyle ilgili olduğunu tepkilerinden anlamak zor değildi. Bu yüzden çıt çıkarmadan sessiz sessiz konuşmasının bitmesini bekledim. Alper bir dakikaya yakın süren telefon konuşmasını bitirip telefonu sağ cebine koydu ve bana doğru döndü. Bakışları düşünceyle etrafta gezinirken benim konuşmamla bana baktı.

"Önemli bir şey mi var ?"

Alper alt dudağını dişleri arasına alarak başını iki yana salladı. Fakat birkaç saniye sonra duraksayıp cevabını düzelterek sorumu tekrar cevapladı.

"Şimdilik yok."

Bakışlarımı birleştirdiğim ellerime çevirip ayağımın altındaki çimleri eze eze söylendim.

"Her an olabilir mi yani ?"

Alper derin bir nefes alarak 'yani' der gibi başını iki yana eğerek yanıma geldi. Bedenimi kolları arasına alıp başımı göğsüne yasladı.

"Yarın bir kışlaya uğrayacağım. Yarın belli olur."

Takıldığım yeri kaşlarımı çatarak sormak için yerimde kıpırdanarak Alper'in kollarını gevşetip biraz geri çekildim.

"Hani izne çıkmıştın ?"

Alper bir belini belimden çekip göğsündeki elimin üzerine koyup elimi okşayarak kafasını kafama yasladı.

"Evet çıkmıştım, ama çağırırlarsa gitmeme gibi bir lüksüm yok güzelim." diye mırıldandı sağ şakağıma bir öpücük bırakıp devam etti.

"Büyük ihtimalle yerime birisini bulamazlarsa giderim."

Yüzüm düşünceli bir hal aldığında bende boşta olan elimle zaten düzgün olan gömleğinin yakasını düzeltiyormuş gibi yaptım.

"Ne kadar sürer peki o belli mi ? İki hafta kaldı nikâha, ya yetişemezsen ?"

Alper dudaklarını birbirine bastırarak omuzlarını silkti.

"Nasip be güzelim."

Alper'in cevabıyla başımı göğsüne yaslayıp gözlerimi kapattım. Aklıma hiç gelmemesi gereken tüm kötü ihtimaller doluşurken tek yapabildiğim gözlerimden akmak için fırsat kollayan yaşlarımı kendimi sıkabildiğim kadar sıkıp tutabilmekti. Fakat tüm çabama rağmen bir gözyaşı sol gözümden kayıp gittiğinde ellerim ikimizin arasında olduğu için silemedim. Alper kaşlarını çatıp geri çekilirken kaşlarını çatarak bana baktı. Eli çeneme ulaşmış göz yaşımı silip, göz yaşının geçtiği yerleri de kurularken sıkıntıyla konuştu.

"Yapma böyle Beyza'm. Giderken gözüm arkada mı kalsın ?"

Başımı iki yana sallayıp burnumu çektim.

"Hayır hayır." diye mırıldandım ve sıkıntıyla kısa bir es verip devam ettim.

"Ama korkuyorum."

Alper yüzüme şefkatli bir bakış atıp elimden tutarak az önce kalktığımız salıncağa doğru çekti. Önce kendi oturup sonra beni de yanına oturttu. Başım sanki yeri hep orasıymış gibi direkt göğsünü bulurken omzuma attığı kolunu biraz aşağı indirerek kolumu okşamaya başladı.

"Korkmana gerek yok ki güzelim. Eğer ecel geldiyse görevde değil burda da ölebilirim. Öyle değil mi ?"diyerek bana doğru dönüp karşı karşıya olmamızı sağladı. Dudaklarını diliyle ıslatıp gözlerini gözlerime dikti.

"Beyza bak, bu benim işim. İşimden önce benim hayatım bu. Ne zaman çağırırlarsa ben gitmek zorundayım. Bazen gidip dönmem çok uzun sürebilir, bazen gittiğim gibi dönemeyebilirim," dedi ve nefeslenip duruşunu dikleştirip devam etti.

"Belki bir gün hiç dönemeyebilirim. Ama sen bileceksin ki, ben dönmesem bile boşa can vermedim. Bizim için, eğer nasip olursa çocuklarımız için, ailemiz için, bu topraklarda yaşayan herkes için, Allah rızası için can verdim. Ve eğer olurda gerçekten bir gün şehitlik mertebesine layık olabilirsem, gözüm arkada kalmayacak çünkü benim yol arkadaşım sensin. Ben sana güveniyorum Beyza."

Gözlerimden akan yaşlar yanaklarımdan ellerime damlarken Alper aramızdaki o ufacık mesafeyi de kapattı ve elleri artık aşina olmuş gibi hemen yanaklarımı buldu. Burnumu sesli bir şekilde çekip sonradan yaptığımın farkına vararak utanarak Alper'e baktım. Alper tepkime gülerken konuyu değiştirmek için yanağına bir öpücük bırakıp sanki az önce hüngür hüngür ağlayan ben değilmişim gibi neşeyle konuştum.

"Merak etme, güvenine layık olmak için çalışacağım."

Alper cevabıma memnun bir şekilde gülümseyip aramızdaki mesafeyi daha da aza indirdi. Ve şimdi dudakları sadece birkaç santim uzağımdaydı. Alper derin bir nefes alarak tam kalan o kısacık mesafeyi de kapatmak için harekete geçmişti ki bu sefer benim çalan telefon melodisiyle gözlerini kapatarak geri çekildi. Bense utançtan yanan yanaklarımla hızla aramızdaki mesafeyi açtım ve alelacele cam olan kapıdan salona koşturdum. Ellerim titrer vaziyette çantamın içindeki telefonu en sonunda doğrultup alabildiğinde arayan kişiyle olabildiği kadar biraz daha kızardım. Fakat bu utangaçlığı sesime yansıtmamak için üstün bir çaba göstererek telefonu açtım.

"Efendim babacığım ?"

Karşı taraftan gelen birkaç hışırtı sesinden sonra babamın meraklı sesi duyuldu.

"Saat geç oldu kızım, ne zaman geleceksin ? Eğer Alper bırakamayacaksa almaya geleyim ?"

Babamın sözleriyle gözüm duvardaki saate kayarken saatin gece on bir olduğunu görmemle gözlerim açıldı.

"Saatin bu kadar geçtiğini fark edememişiz baba, Alper bırakacağını söylemişti. Çıkarız şimdi." diyip parmağımdaki alyansla oynayarak babamın beni onaylan sözlerini dinleyip veda edip kapattım. Alper'e haber vermek için cam kapıya doğru arkamı döndüğümde onu kapıya yaslanmış beni izlerken bulmak beni irkiltmişti. Alper nefesini ağır ağır bırakarak kısık sesle mırıldandı.

"Çok güzelsin Beyza."

Aldığım iltifatla yüzüme hakim olan gülümsememe aşık olduğum adama baktım.

"Alper," diye mırıldanıp ona doğru adımladımlayarak kollarımı beline sardım. Burnumu burnuna sürterek yanağını teğet geçtim ve kulağına yetişebilmek için ayaklarımın üzerinde durdum. Heyecanlandığını vücut tepkilerinden anlayabiliyordum. Gülmemek için kendimi zor tutarak kısık tonda tuttuğum sesimle konuştum.

"Babam aradı ya. Merak etmiş, beni eve bırakman gerek."

Alper sözlerimi algıladığı gibi benden bir adım uzaklaştı ve yakasını çekiştirerek arkasını döndü.

"Ben arabanın anahtarlarını alıp geleyim."

Ben gülerek onun bahçeden anahtarları alıp gelmesini beklerken bir taraftan da eşyalarımı toparlıyordum. Hiçbir şey unutmadığıma emin olup çantamı koluma taktım. Alper' de peşimden gelip kapıyı kilitledi ve çıktı. Yarım saat içinde evin önüne geldiğimizde Alper'e döndüm.

"Kahve içmek ister misin ?"

Alper tek kaşını kaldırıp gülerek bana baktı ?

"Babanla karşılıklı mı ?"

Sorusuyla az önce evden çıkarken söylediğim söze ithafen böyle söylediğini anlayıp güldüm.

"Benimle içmeyi mi tercih ederdin ?"

Alper 'yani' der gibi başını omzuna eğdi ve şirin bir şekilde gülümsedi.

"Eh, biraz öyle."

Cevabına gülümsedikten sonra Alper saatin geç olduğunu söyleyip daha sonra içmenin daha iyi olacağını söyledi. O yüzden birkaç veda sözcüğünden sonra arabadan inmek için arabanın kapısını açtım. Fakat ben inemeden Alper bileğimden tutup beni kendine çekerek burnunu boynuma yasladı. Hareketiyle dudaklarımda filizlenen gülümsemeyle birlikte, başını kaldırıp gözlerime bakan gözlerine diktim bakışlarımı. Alper git gide yüzüme yaklaşıp yanağıma bir öpücük bıraktı. Tam bende onu öpmek için uzanacaktım ki sokaktan gelen sesle gözlerimi kapattım.

"Kız Beyzaa, yanındaki kiim ?!"

Ah be Aysel abla, ne ara geldin sen kızının yanından ?

-Bölüm Sonu-

Bu bölümü de burda keseliiim.

Eveet sırada mood fotoğraflar serimiiz.

Bu bölüm duygulu olan çiftimiz;


Alper'e yanaşıp geri çekilen Beyza'ya karşı Alper cjsncjdj;



Saatin on ikiye geldiğini görüp evde Beyza'yı bekleyen Ferdi Amca

cnsnfjdn;


Bu da bölüm sonu Beyza ve Alper'i gören Aysel abla cnsmcjjs;


Yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyiniz lütfeen.


Loading...
0%