@uykuluhatun
|
Geçmişimizin yapısı bozuk olunca geleceğimiz şekilsiz oluyor. Yani ben buna inanıyorum, geçmişimle yüzleşmek kalbimin derinlerindeki acıları yüzeye çıkarsa da geçmişi hatırlamak her zaman iyidir. En azından nerden geldiğini , ne amaçla geldiğini unutmamanı engeller. Geçmiş her zaman geleceğe yön verir, gelecek aslında geçmiş ve bugünün elindedir. Benim geçmişimde Kamran ve Efsun vardı, aile olarak nitelendirdiklerimi pek saymıyorum. Beni dünyaya getirmek dışında pek bir işleve sahip değillerdi. Yeni yıla son iki hafta kalmıştı belki de daha az .. Benim için yılbaşı kutlamak kadar saçma bir şey yoktu. İstanbul da da yılbaşı kutlaması eşittir tacizdi, o yüzden evimde uyuyarak girmek gibisi yoktu. Saat daha 6 buçuğa geliyordu belki de kızlar gelmiştir yada alışverişe çıkmışlardı. Yavaş yavaş merdivenleri çıkarken ise başladığımdan beri evi otel gibi kullandığım aklıma geldi. Kızlara bugün en iyisi güzel bir akşam yemeği hazırlamaktı. Kapının kilidini açıp ayakkabıları çıkardım, ilk olarak elimi yüzümü yıkadım rahat bir şeyler giyip saçlarımı topuz yaptım. Kendimi mutfağı attım yarın kesinlikle akşama kadar uyuyacaktım. Kollarımı sıvayıp yemek yapmaya başladım... Yemeklerin altını kapatıp salatayı yaptım. İlk olarak evi süpürgeye çektim , kirli çamaşırları makinaya atıp çalıştırdım. Ellerimi yıkarken kızların gülüşmelerini duydum aram ikisiyle limoni olsa da bu onları yumuşatırdı. " Efseer evde misin? " diye bağırdı Esra. Bu kızın harfleri uzaltması çok hoşuma gidiyordu. " Evet yemek hazır ellerinizi yıkayın gelin. " dedim sandalyeyi tuttum sofranın son haline baktım. Yemek bildiğim halde üniversitenin ilk yılı yemek kursuna gittim çok farklı tarz yemek öğrensem de vazgeçilmez yemeklerim vardı. " Zahmet etmeseydin biz hallederdik evi, " dedi sandalyesini çekip otururken Nur, yine pembe ayıcıklı pijamalarını giymiş şeker kıza dönmüştü. Esra saçlarını toplayıp eşofman tişört giymiş oturmuştu sofraya. " Uzun süredir evi aksattım o yüzden " diyerek oturdum, bardağıma suyu doldurup ilk olarak bir yudum su aldım sonra yemek yemeye başladım. Bulaşıkları Esra'ya kitledikten sonra film gecesi yapmaya karar verdik, mısır patlatıp tv karşına geçtik. Duygusal bir hint filmi ayarlamıştık. sadece ortak yanımız hint filmi manyağı olmamızdı. Üçümüz bir koltukta bağdaş kurarak oturmuştuk bir elimizde selpak diğer elimizde kola vardı. Hem ağlıyorduk hem tıkanıyorduk, biz üç duygusal filmin sonuna kadar ağlamıştık. Burnumu çektim," Size doyum olmaz ama ben bu filmden sonra kendimi odaya hapsedeceğim ve beni yarın erken uyandıranı geberteceğim." Tehditi savurduktan sonra odaya gidip kapıyı kapattım. Boydan aynadan gözlerime bakınca kıpkırmızı olduğunu fark ettim duygusal olmak gerçekten berbattı. Telefonumun mesaj sesiyle yatağa doğru yöneldim, yatağa uzanıp telefona elime aldım 7 mesaj görünce şaşırmadım desem yalan olurdu. 4 Ukala Yarım'dan 2 si Can'dan 1 Deniz'dendi. Deniz mi ? Birden oturup pozisyonuna geçtim mesaj girdim. Deniz ; Mesajı nerdeyse 4 defa okumuştum ne demeye çalışıyordu ki ? Bana mesaj atmayan kendisiydi. Onu es geçip Kamran'in mesajlarını açtım Ukala Yarım Ciddimisin!! Yaşasın ! cevap versene Kiraz kokulu.
Len cevaap verseneeeeeeeeeeeğğğğğ Geleceğin günü iple çekiyorum kardeş . Mesajları görünce sırıtmadan edemedim, benim yarım benden manyaktı. Alıcı : Ukala Yarım; Evet , geçer artık beklicez :) iyi geceler ikizim Onun mesajına cevap verdikten sonra Can beyin mesajın açtım. Nur olmasa bana mesaj atacağını pek sanmıyordum neyse Can; Kayıp kız. Şu Nur'la yemek ayarla ya ! Ulan ben bu kızı çok seviyorum :( Mesajları okuyunca içimi hüzün kaplasa da onların ikisinin arasını yapmak istiyordum ama nasıl olacaktı hiç bir fikrim yoktu. Alıcı : Can Toplu bir yemek düzenleyelim az kişi olursa şüphelenir bizim ki :) iyi geceler. Telefonun sesini kısıp komidinin üzerine koydum Deniz'e cevap vermek istemiyordum. O nasıl o kadar attığım mesajı cevapsız bırakmıştı, şimdi anlasın nasıl oluyor. Cidden bazen ergene bağladığım doğrudur , kendime şaşıyordum. Pembe bol tişörtume dizlerimi sıkıştırdım saçlarımı da saldım , çenemi dizlerime koydum. Telefonumu elime alıp selfi çekmeye başladım, uzun süredir sanal alemine güncelleme yapmıyordum. Bir tanesini beğenip açıklamaya "İyi geceler.. " yazıp paylaştım aslında hiç uykum yoktu ama kendimi uyumaya zorluyordum. Ona cevap vermeyip fotoğraf atmak, kudurtmanın birinci yoluydu. Fotoğraf attıktan sonra Kamran beni aramıştı. Gece 3'den 5 e kadar Kamran'la konuşarak geçirmiştim bir haftadır gülmediğim kadar gülmüştüm. İkizim benim her şeyimdi onun varlığı bile mutlu olmaya yetiyordu. Yattığımda sabah ezanı okunuyordu , düşünceler ve ikizim yüzünden sabahlamıştım. Ben anı yaşamak isteyen biri olduğum için Deniz'i istiyordum onu daha yakından tanımak daha az özlemek istiyordum. Ama kadınlık gururu diye bir şey var, Allah'ım düşmanımın başına vermesin. Bende gurur ve inat olduğu sürece yalnız kalmaya mahkumdum. Yalnız öleceğim diye korkuyorum. Midemde tepinmeyi bırakan filleri bile özlüyordum. Bir çarpışmanın beni bu hale getireceğini bilsem Nur'u dinlemeyip öküz Selim'in yanına gider miydim, gitmezdim.. Hala uykum yoktu gözlerimde gram uyku yoktu en iyisi kitap okumak kesin o zaman uykum gelirdi. ⚡⚡⚡ Ellerimle gözlerimi ovalayıp tek gözümü açıp etrafa baktım, baş ucundaki saatime baktım saat 2. 10 geçiyordu. Esneyip banyoya gittim elimi yüzümü yıkadım, gözlerim hala kızarık ve şişkindi. Soğuk bir duşla kendime geldim üzerime temiz kıyafetler giyip mutfağı yöneldim çay suyu koyduğumda telefonum sesiyle odama hızlıca gittim. Saliha arıyor... "Efendim canımcim." " Napıyosun kız?" -"Kahvaltı yapacağım dersin bittiyse gelsene tek başına kahvaltı hiç çekilmiyor." " Bende buluşalım diyecektim sohbet ederiz hem kızların selamı var canım." "Bekliyorum çabuk ol, sende onlara selam şöyle hepsini öptüm." Telefonu Saliha'dan önce kapatıp cebime koydum. Kahvaltıda misafir olacağı için patates soymaya başladım.. Patatesler tabağa alırken Saliha çoktan gelmişti, salatalıkları doğramaya başlamıştı. Okul hakkında sohbet ederken kahvaltımız çoktan bitmişti. Benim yaptığım kahvaltı başkaları için öğle yemeğiydi. " Deniz ile durumlar nasıl Gece? " tabakları tezgaha koyarken sormuştu. " Denizle bir durum yok ki" dedim soğukça. " Hadi len çocuktan fazlasıyla hoşlanıyorsun. " " Ben hoşlanıyorum sanırım o hoşlanmıyor." çoktan dudaklarımı kemirmeye başlamıştım. " Sizin tanışmamız tam bir klişe illa bir şey olmak zorunda!" kıkırdamaya başlaması beni de güldürmüştü. "Haklısın çarpışma tam filmlerde ki gibi ama burada bir hata var filmdeki çocuk kıza sırılsıklam aşık bizim çocuk ise mesaj atmaya üşeniyor." omuz silkip içeri doğru yürümeye başladı şalını çıkarıp saçlarını serbest bıraktı. Bir süre daha oturduk, saatlerce konuşsak da sürekli farklı muhabbet ediyorduk. Saliha gitmesine yakın kızlar gelmişti, fırsat bu fırsat bu işi bu akşam halletmeliydim. " Yemeğe çıkalım mi ? Ben ısmarlıyorum " dişlerimi göstererek sırıttım. Üçü de dönüp bana baktı Saliha'yı yollamamaya karar verdim onunda gelmesi gerekiyordu. " Hayırdır Gece hangi dağda kurt öldü ?" Tek kaşını kaldırıp sormuştu Nur. Hepsi onun içindi bundan haberi olmaması benim sağlığım şu anlık tehlikeye atmıyordu. " Destan'la buluşacağiz annesiyle yemek sözüm var Efserciğim, başka seferr" dedi Esra odasına gitti. " Nuuur bari sen gel! " dudaklarımı bükerek masum masum bakmıştım. " Köpek yavrusu gibiyi bakmayı kesersen gelirim ama hesap ortak ?" göz kırptı. " Tamam ama güzel bir yere gidelim " kafasını olumlu bir şekilde sallayıp odasına gitti. "Yine ne işler karıştırıyorsun Gece?" Kolumu sıktı " Ahh yavaş olsana!" diyip kolumu sıvazladım canım açımıştı. Kokusunu mu aldı acaba? Bir şeyler karıştırğımı hemen anlamıştı! "Caaan ya!" dedim sitem ederek. Harfleri neden böyle uzattım bilmiyorum. Saliha anlamış olacak ki benim giyinmem için çenesini kapatmıştı. Koltukta otururdu, bende odama geçip dolabın önünde durdum. Aslında bundan sonraki hayatımı odamda geçirebilirdim kimseyi görmek yada konuşmak istemiyordum içimdeki boşluk bunu istiyordu. İçimdeki boşluğu yutabilen daha büyük boşluk istiyordu. Alıcı : Can 9'da sahildeki restoranta gel biz orda olacağız. Mümkünse yalnız gel , tesadüfen görmüş gibi olurum ^^ Mesajı yazıp yatağın üzerine attım , ben ne giyecektim ki .. Derin nefes alıp dolabı açtım havanın soğuk olması benim pantolon giyemeye yöneltti. ⚡⚡⚡ Yemek siparişlerini verip beklemeye koyulmuştuk, Nur gündelik ama sık siyah bir elbise giymişti ve pembe rujuyla odak noktasını dudakları yapmıştı. Her zaman ki gibi asık yüzü ve soğuk bakışlarıyla etrafı izliyordu. Sadece ben ve Esra'ya karşı çok sıcakkanlıydı, diğerlerine karşı her zaman mesafesini koruyordu. Can'a ciddi anlamda acıyordum, Nur'a kendini kabul ettirmek zor olacaktı. Masadaki herkes sessizidi, nerede kalmıştı bu Can diye içimden sövmedim desem yalan olurdu. Sırf onlar için gelmiştik boşuna çıkmış olmayayım bari dediğimde kapıdan içeri girdi. Lacivert dar kesin gömlek siyah pantolon ve siyah deri ceket. Ciddi anlamda yakışıklıydı ve gözü bizimkinden başkasını görmüyordu. " Aaa Can'da buraya gelmiş! " ( Burada flash tv oyunculuğumu sergiliyorum..) dediğimde Nur'un tepki vermesi bekledim gözünü bile oynatmadı. Ruhsuz kız. " Can gelsene? " diyince elimle gel gel işareti yaptım. Saliha ne yapmaya çalıştığımı çözmeye çalışıyordu. " Efser nasılsın bu ne güzel tesadüf? " sanki gerçekten tesadüfen tanışmış gibi rol yapıyordu. Bizden oyuncu olmaz, Allah belamızı versin. " İyiyim Can oturmaz mısın? " Yok yok kızda hala tık yok Nur hala spagettisini yemeğe çalışıyordu. " Olur mu hiç canım gel buyur bizimde sohbete doyum olmuyordu." gözlerimi devirdim. Benim yanım yani Nur'un karşısı boştu oda hemen oraya yerleşti bir an bile gözlerini ayırmıyordu. Tüm gözler Can'a baksa da onun gözü Nur'dan başkasını görmüyordu. " Saliha bu Can Can bu Saliha," diye tanıştırdım. Kısaca selamlastılar Can yüzüme dik dik bakıyordu. " Nur bu Can , Can bu Nur " dediğimde anca kafasını kaldırdı. Film izliyor gibi onları izliyordum. Nur kafasını kaldırdığını hafif 5 saniye bakıştı sonra elini uzattı. " Memnun oldum. " dedi soğukça. Benim bir yolunu bulup bunları yalnız bırakmam gerekiyordu. " Bana müsaade Alperen beni bekliyor. " dedi Saliha vedalaşıp çıkışa yöneldi. Can, Nur'un sürekli yüzüne bakıyor sözde bana bir şeylerden bahsediyordu. " Deniz ulaşamıyormuş sana Efser " çatalı tabağın kenarına koyup. " Öyle miymiş(!) " alay ettiğim bariz belliydi. Nur salatasıyla boğuşurken Can bana gitmem için kaş göz yapıyordu. " Merhaba! " sesiyle kafamı çevirdiğimde Denizi gördüm. " Deniz?" dedim çatık kaş ile, onun burada ne işi vardı?" Sonra gözlerimi kısarak Can'a baktım, şapşal şapşal sırıtıken omuzlarını yukarı kaldırıp indirdi.
|
0% |