@uykuluhatun
|
Bir saniye ne dedi o? Damat mi dedi ? Kalbimin hızlı atmasını ayak parmağım bile duymuş olabilirdi. Bir Deniz'e bir Melike anne arasında gözlerim mekik dokuyordu. " Şey Melike anne sen bizi yanlış an-" lafını bitirmeden Onur gelmişti, evet şimdi sıçmıştık. Onur Esra'nin teyzesinin oğluydu aramızda 10 yaş olmasına rağmen bana aşıktı hatta takıktı diyebiliriz. Gelip boynuma sarıldı. Deniz olayı çok yanlış anlarsa o zaman seni gebertirim Onur! " Geceee nasılda özlemişim seni!" kafasını saçlarına koydu saçlarımı kokladığını buradan duyuyordum. Yüzümü buruşturdum. " Histtt bilader bıraksana kızı kene gibi yapıştın! " Deniz miydi o kafamı cevirdiğimde Onur zar zor ayrılmıştı benden, ensesinden tutuyordu, sesi hiddetliydi, şiddetliydi, seksiydi.. hele bakışları.. Gözlerinden alev çıkarabilirdi.. Küçük bir çocuktu sonuçta 13 14 yaşlarındaydı. " Onur, Gece kızımın nişanlısı " kafamı aniden Deniz'den ayırıp Melike anneye çevirmiştim. Deniz hiç beklemediğim bir şey yaptı yanıma gelip - o kadar boy farkına rağmen- omuzlarimdan tutup kendine cekti. " Nişanlımdan uzak dur küçük yoksa fena olur ." Gözler sürekli Deniz ve Melike anne arasında gidip geliyordu. Çizgi filmdeki karakterler bir o tarafa bakar bir bu tarafa bakar ya şuan onlardan farkım yoktu." Resmi olarak tanışmadık," dedi elini öptü Melike annenin. "Ben Deniz, Deniz Güney." benide bırakmamıştı, bu hali derin nefes alıp gülümemelikti. " Çok memnun oldum Deniz oğlum bende Melike, nasıl rahat ediyorsan öyle hitap edebilirsin." dediğinde Deniz bıyık altından gülümsedi.. " Madem nişanlısıniz yüzükler nerede peki? "dedi yırtık dondan çıkan Onur. Denizin omzumdaki eli belime gelince yamuldum. Tik vardı bende yapmacık bir şekilde sırıttım dişlerimin arasından - tikim var - diyebildim.. Kaşları hayretle havaya kalktı Allahım bu çocuğu yiyebiliyor muyduk? Eli belimden omuzlarıma gelene kadar yamuldum fazlasıyla gıdıklanıyordum. Belime dokunduğu an küfür etme baslardım ama Deniz 'di karşımdaki yemezdi. " Daha resmi olarak yüzük takmadık sadece tek taş vardı onu da hanımefendi düşürmüş , yüzük önemli değil önemli olan senin gibi hödüklerin - burayı fazlasıyla vurgulamıştı- yanlış anlamasına sebep oluyor. " o kadar kendinden emin konuştu ki ben bile nişanlıyız sanmıştım. " Esra nişanlımla bir fotoğraf çeker misin ? Bazı hödüklere inat". Telefonu çıkarıp ona uzattı benim burdan çingan çıkarmam gerekirken sadece sırıtıyordum. Esra iki üç defa flaşi patlattı ekrana bakıp güldü telefonu verdi. Deniz bakma gereği duymadan cebine koydu. " Hadi küçük teyzenin elinden tut önden yürü. " dediğinde Onur nefret dolu bir bakış attı.Melike anne bize hayran hayran bakmıştı. Sonra Esra'nin koluna girip yürümeye başladılar , aramızda biraz mesafe olunca Deniz'in koluna iki defa vurdum. ''Sen ne yaptığını sanıyorsun manyak misin? " fazla yüksek şekilde söylediğimin farkındaydım. Allahtan öndekilerle aramizda baya mesafe vardı ne konuştuğumuzu duymayacaklardı. " Fena mi ettim ? Cocuk bildiğin sümük gibi yapıştı. Melike hanım da bana damat dedi ne dedirteydim kendime? Geniş bir sevgilisi var mi deseydi kadın? " sinirlendiğini her halinden belliydi bunu bir bakışla bile anlatabilirdi. " Onur çocuk daha 13 14 yaşlarında." " Çocuksa çocukluğunu bilsin." " Sorun da orada biz arkadaşız sussaydın bende gerçeği deseydim." o sinirlendiyse bende sinirlenmiştim kollarımı göğsümde doladım , bu sırada yağmur ciselemeye başladı. Harika! Su romantik anda nasıl onunla kavga edebilirdim Allah aşkına ! " Of Efser arkadaşız evet arkadaşlar birbirine yardım eder. Yardım etmem bir daha." dedi yanımdan yürüyüp geçti.
" Üç günlüğüne nişanlıymışız gibi davranır mısın ? " bak bak teklife bak ulan kadınların yüz karasıyım ben gidip teklif ettim. İçimde ki sesi birisi sustursun lütfen ya ne geveze bu iç sesim. Denizin asık suratı birden eski haline döndü dudakları yukarı kıvrılınca bende de gülümseme isteği oldu. " Bana uyar ama sizde bir akşam yemeği yerim hem de yemekleri sen yapacaksın." Şu an koşu yarışlarına girsem üst üste kazanırım gibi hissediyordum içimdeki heyecan mutluluk enerji anca bu şekilde geçerdi yada geçmezdi fikrim yoktu. Beynim bu adamın yanında neden doğru düzgün çalışmıyordu ki ? " Ta-tamam bana uyar." ne zaman gelecekti ki dolapta malzeme var mıydı ? Kızlarla pazara da çıkmadık markete giderdik bizde ne yemeği yapsam ? En önemlisi ne giyecektim. Son anda gözümün önünde sallanan eli fark ettim " Hangi dünyaya gittin ? ne kadar seslendim sana. " "Hıı, Satürne uğrayıp geldim, havalar nasıl orada diye baktım." dediğimde güldü yüzüme dik dik baktı , bana öyle bakma sen öyle bakınca hızlı hızlı nefes alıyorum dünyam duruyor sen hariç herkes yok oluyor gibi oluyor. " Yarın akşam saat 8 de uygundur herhalde. " aklımdan geçen başıma gelmişti yarın çok erkendi ama gelmede diyemezsin. " Tamam tamam , artık yürüsek diyorum ." yavaş yavaş adım atmaya başladım. Sırtımda gezinen gözlerin tabi ki farkındaydım görmesem de sırıttığinı hissediyordum. Deniz Güney'in mutlu olması beni mutlu ediyordu. Kendimi kandırıyorum, Deniz'e karşı hislerim aşktı, kelebeklerimi halay çektiren cinsten hemde! " Nişanlım beni beklesene." dediğinde dona kaldım ,derin bir nefes alıp omzumdan ona baktım Deniz ise çoktan dibinde bitmişti. " T-tamam" diyebildim ne diyebilirdim ki başka birlikte yavaş yavaş yürümeye başladık. Zaman kavramı Deniz'in yanında yerler bir oluyordu. " 3 gün mu kalacak Melike hanım? " kaşları kaldırarak sormuştu bu soruyu . Neden içimde ki ses Deniz'in çok yakışıklı , karizmatik, sempatik , tatlı ... Ne abaza bir iç sesim varmış benim haberim yokmuş.. " Hayır İzmir'e gidiyorum ablamın yanına." üst dudağıyla alt dudağının üzerini örttü Gece başka bir tarafa bak hadi hemen. Gözlerimi resmen adamın dudaklarına dikmiştim , gözlerimi dudaklarından çekip yola çevirmiştim yoksa sakarlığım yüzünden yeri boylayabilirdim. Hoş bende ki bu şansla ben çöle düşsem kutup ayısıyla bile karşılaşırım o derece. " Ablanın adı ne peki? " " Efsun." " Evli mi ? " " Evet" " Çocukları var mi ? " şu an ki halimize gülmemek için dudaklarımı kemirdim bildiğin beni sorguya çekmişti " Evet var ikiz." " İsimler ne peki " " Miraç , Miray." " Kaç yaşındalar peki?" daha fazla tutamadım dudaklarından kaçan kahkahayı. Deniz'in yandan bakışı benim utanmama fazlasıyla neden oldu.. " Şey özür dilerim kimse art ardına soru yağmura tutmamıştı hele de ailem konusunda. " " Sadece nişanlımı tanıyorum, bunları daha önce hiç konuşmamıştık. " dişlerini göstererek sırıttı. Ağzından bal damlıyor desem yeriydi ciseleneyen yağmur çoktan durmuştu. " Sizin ev nerden gelsek kısa "deyip evi izlemeye başladı. Şu an ki hali fazla doğaldı. " Sana katılıyorum." gülümsedim nedense seninle tanıştıktan sonra bu evin yolları bana kısa gelmeye başlamıştı. " Senin küçük camdan bizi izliyor sakin kafanı çevirme!" gözleri o an beni buldu. " Yaptığım şey yüzünden de bana kızma lütfen. " deyip yüzüme yaklaştı. Nefesim ve kalbim hızlandı, onun ılık nefesi yüzümü yakmaya hatta kül etmeye hazırdı. Arkadaşlar yangın var içimde bir yerde bir şeyler tutuştu! Aydilge'nin şarkısı benim için yazılmıştı resmen, yangın var!
Yangın var, yıkılıyor dünyam Aşkından darmadumansam Of aman, aşkına isyan! Ah, geceleri yaksam Yangın var, yıkılıyor dünyam Aşkından darmadumansam Of aman, aşkına isyan! Ah sen de benimle yan! Yaklaştı yaklaştı ve yanağına küçük bir buse kondurdu..
**
Galileo dediklerine kim inanmadıysa taş olsun! Dünya dönüyor ben bunu şu an hissediyorum, kim diyor dünya düz! Fıldır fıldır dönmez ayaklarım yerden kesilmezdi! O kadar yaklaşıp dudağımı öpmesini beklemek çok mu arsızca? Sadece dudakları yanaklarıma çok azıcık değmesi bile saç diplerime bile alev atmaya yetmişti... Benden uzaklaştı yere bakıp sırıttı gözlerimin içine bakıp, "İyi geceler." diyerek yürümeye başladı. Arkasına bakıyor gülüyor önüne dönüyordu. Gözden kaybolana kadar arkasından bakakaldım. Sonra öptüğü yere elimi koydum o ani hatırmak bile kalbimin tekrar tekrar hızlanmasına yetiyordu. Karnımda aşağı doğru inen tatlı bir sızı vardı sanırım içimdeki kelebekler bu kadar heyecana dayanamayıp gebermişlerdi, evet kesinlikle gebermişlerdi! İç sesimden bahsetmek istemiyorum kendileri şu an fazlasıyla edepsiz. Elimi yanağımdan çekip eve doğru döndüm. Aydilge aşk kadın şarkıların beni anlatıyor! İçim içime sığmıyordu, merdivenler koşarak çıktım. Sırıtmamak elde değildi. Dilime dolanan " Yine ben aşık oldum, darmadağın, yağmur oldum Kapıyı tıklamadan açan Esra'nın yanağına öpücük kondurdum. Esra bana deliymişim gibi bakması nedense normal geliyordu. Şu an Nur'a olan kırgınlığım bile geçmişti.. " Kafan güzel, ne içtin kızım" dilime dolan şarkıyı anca Nur'un bu sözleriyle kestim " Bilmem su içtim sanırım. " gözlerimi devirerek tekli koltuğa oturdum. Melike anne çoktan yatmıştı malum kadın yol yorgunuydu. " Aşk sarhoşu olmuş baksana, " dedi Onur iğneleyici bir şekilde. Nur ise büyük olan gözlerini daha da büyüterek bakmıştı. Esra buna olanları anlatmadı mi ? Göz kırpıp " Evet deli divanedir kendisi etrafındakilerinde öyle olmasını istiyor." böyle bir imada bulunca ters ters baktım. Nur'du bu ne kadar iyi davranmış olsa da canını sıkıldıysa o kişinin canını çıkarana kadar uğraşırdı, O Nur Yıldır'dı. Ona asla zorla bir şey yaptıramazsınız, ne kadar hoşuna gitmiş olsa da! " Esra benim dersim 10 da başlıyor yarın erken yaparsanız kaldırın kahvaltıya yok uyursanız, ben kuru ekmeğe talibim.." " Ulan eşşek nasılda duygu sömürüsü yapıyor kaldırırım prensesim kaldırmaz olur muyum. İzin aldım bir hafta bu hafta hep evdeyim. " sırıttım eğer o evdeyse bütün temizlik ona kitlenmiş demek oluyor. Has... içimdeki edepsiz tam küfür edecekken susturdum aniden ayağı kalktım. " Noldu kızım birden" dedi sesi endişeliydi. Elimi ağzıma götürüp tırnaklarımı yemeye başladım " Evet nişanlım yemeğe gelemez mi? " hepsine soru işareti olduğu belliydi hele ki Nur'da. Allahtan saf değildi olayı çaktırmazdı, " Peki yarın ben alışveriş yaparım sende gelince yaparsın. " dedi Esra kafasını geri yaslayıp gözlerini kapattı. "Bana uyar menüyü sen hazırlarsın, siz de kalkın malum misafir var uyusun." diyerek odama ilerledim. Kapıyı kitleyip üzerime rahat bir şeyler giydim yüzündeki makyajı silip yatağa uzandım. Komidinin üzerinde duran telefonum titredi , telefonu elime alınca sırıttım bunu Deniz hediye etmişti en iyisi izmir dönüşü ona hediye almaktı. Deniz ; İyi geceler nişanlım! :D yarın akşam inşallah acillik olmam :) Çatılan kaslarıma inat dudaklarımda tebessüm vardı. İşte bu adam benim devrelerimi böyle yakmıştı. Can ve ikizime cevap verdikten sonra bugünü düşünerek sırıtmaya başladım. Bugün Denizle fazla yakındık çok fazla.. Edepsiz sesim ortaya çıkmadan gözlerimi kapattım! ⚡⚡⚡ " Hadi canım öptü yani," bunu Derya tam tamına 10 kez sormuştu. Gülerek kafamı olumlu bir şekilde salladım. " manyak ne güzel işte fırsat tam ayağına gelmiş gideceğin güne kadar yararlan." diyerek araya girmişti. Diyorum götü yakın olandan korkun diye, mesela bendende korkun benimde götüm yere yakındı malum boyum 1.55... " Nasıl yani? " Bana yandan mal misin bakışı attı gözlerini devirdi. " Yani diceğim şu ki az aptaldın Deniz'den sonra daha da aptal oldun. " gözlerimi kısıp dudaklarımı büzdüm ve kolunu cimcikledim. Kolunu ovalayıp "Ne ama yalan mi? Haksiz miyim Derya? " Derya ellerini havaya kaldırdı." Ben karışmıyorum aranızda halledin." deyip aradan sıvıştı. . Ah bu kızlar beni delirtecekti. " Diyeceğim şu ki, yakın olmak istiyor sana burası belli , sende gidene kadar yakın ol gönlünü kazan ha, kapiş ? Yavaş yavaş tekrar etmemi ister misin? " diyip göz kırptı. Haklıydı hem de çok haklıydı Saliha, cümlenin sonunda laf soksa da dil çıkarıp olayı rafa kaldırdım. " Bana müsaade son derse gireyim Makbuş'un yanına gideyim. "diyerek çantamı omzuma alıp kızlara el sallayarak merdivenlerden çıktım. " Hadi inşallah iyi şeyler olacak gibi akışına bırak ama çok yakın olmayın ayıp! " diyen Derya'ya güldüm. Onlar iyi ki varlar yoksa ben kime içimi dökeceğim.. * " Kızım Gece sen çık artık iki gündür çok yoruldun hem bugün Deniz size yemeğe geliyormuş, oyalamıcak mışım seni." dediğinde elimdeki bardak kayıp düştü. " Ben şey özür dilerim elimden kaydı." şimdi nerdeyse ağlıyacaktım. " Aman senden önemli mi? Deniz bana her şeyi anlattı umarım sakıncası yoktur. " eline ayaklı küreği ve süpürgeyi aldı elinden almaya kalksam bile buna izin vermedi. " Gece çık diyorum saat 4 oldu nerdeyse hazırlık yaparsın Melike hanıma selam. " dedi sanki beni kovar gibi bir hali vardı ama haklıydı ben ne giyecektim? Ne yemek yapacaktım? Sonraki sorunlarımı düşünmeye karar vererek içimde ki kavgaya karıştım. Yemekleri yaptın Gece hanım ne giyeceğin kaldı öyle mi ? İçimdeki sese katılmak istemesem bile haklıydı. Telefonum uzun titremesiyle cebimden çıkardım. Deniz arıyor... Derin bir nefes alıp verdim ve telefonu açtım. "Efendim Deniz." "Nasılsın çıktın mı kafeden?" "Evet, çıktım eve gidiyorum." " tamam o zaman akşam 8 gibi geliyorum haberin olsun." "Evet bekliyor olacağım yani bekliyoruz." sırıttığına yemin edebilirim ama ispatlayamam! "Görüşürüz." "Görüşürüz." Telefonu kapatıp alnıma vurdum bazen cidden salak olduğumu düşünüyordu cidden. Yol boyunca ne yapsam ne giysem diye düşündüm. Üstümü değiştirip saçlarımı topuz yaptım Melike anne ve Esra yaprak sarmaya başlamışlardı. " Yaprak sarması mi?" Neredeyse çığlık gibi çıkmıştı sesim. Melike anne gülüp elindeki yaprağa odaklandı. Yanağını öptüğüm zaman " deli kiz" diye mırıldandı. Esra'nin morali bozuktu kesin yine ne zaman evleneceksin diye tutturmuştu. " Valla Efser bile bulduysa Nur'un vay haline." " Ama Melike anne!" dediğine ciyakladım. "Haksız mıyım? Erkek Fatma gibi dolanıyordun etrafta ama Deniz'de çok yakışıklı maşallah çok da kıskanç Onur'u parçalıcak gibi bakıyordu." sırıttım beni kıskanıyordu, beni beni Bihterini diyerek iç konuşmadan uzaklaştım.. Konuyu değiştirmek istiyordum yoksa bu mutluluk ve heyecan yemek yapmama engel olacaktı " Mercimek çorbası , tavuk sote , pilav , salata , sarma yeter Gece. " Diye çemkirdi, kolay ve rahat bir menüydü. " Az değil mi bunlar ? " dediğimde ikisi de dönüp yüzüme dik dik baktı. " Kızım ordu çağırmadın alt tarafı Deniz oğlumu çağırdın." ne bilim eve yemeğe ilk defa nişanlımı çağırıyordum hoş nişanlım bile değildi, çakma da olsa heyecan yapmıştım. " Tamam tamam ben yapıyorum , sizde sarmayı çabuk bitirin." " hemen canım sen emret yeter ki " " Esraaaaaa!" " Tamam tamam bak sen sevmiyorsun diye iç harcına kuş üzümü koymadık." " Ay Allah razı olsun valla. " deyince Esra kahkaha atmaya başladı.. ⚡⚡⚡ Çorbanın altını kıstım , salata yapıldı, pilav demlemedeydi , tavuk sotenin ağzı kapalıydı, sarma hazırdı oley herşey tamam." deyip Esra ya döndüm. Mutfakta sadece ikimiz kalmıştık elini göğsünün üzerinde birleştirdi " Efser duygularını neden bu kadar yoğun yaşıyorsun?" kalçamı tezgaha yasladım. " Öyle mi yapıyorum?." tebessüm ettim elimi yüzüme bulaştırmadan yemekleri halletmiştim.. " Ona aşıksın ve herkes farkında hatta Deniz bile! "Sen ciddi misin?" "Ah ah Efser'im iyi ki bağlanma dedim. "derin nefes verdi. " Napayım ya 3 yıl sonra Selim'i almıştım hayatıma o da 2 haftaydı ömrü.. Deniz bambaşka boyut." "Biliyorum güzelim o yüzden diyorum ya Mert olayından sonra toparlanman uzun zamanını almıştı." "2 yıl kadar." dedim soğukça.. " Ömrünün en güzel zamanlarıydı hemde seni mutlu görmek inan çok mutlu ediyor. Ben mutlu olmadan şikayetçi değilim benim derdim mutsuz olursan diye." " Anlıyorum ve akışına bırakıyorum." Deniz ile ben olamazdık, onun seviyesinde değildim bir kere.. Seviye derken ilk olarak boyu kastettim. " ah keşke ona bakarken kendini görebilsen. Annem ikinizin de birbirine deli gibi aşık olduğunu söyledi biliyorsun Annem bu konularda fazla sinsi.." yapmacık bir şekilde sırıttı. " Bilmiyorum Esra. Ancak platonik olurum daha ilerisi olacağını sanmıyorum çok sancılı bir dönem beni bekliyor olacak gibi ." gözümün önüne gelen saçı üfleyerek önümden çektim. Kafamı yukarı kaldırdım, dediğim gibi olacaktı hele yanında bir kız gördüğüm an darmadağın paramparça olacaktım bunu çok iyi biliyordum. " Belki de her şey farklı olur takma kafana ama ikinizde birbirinize güzel bakıyorsunuz. " " Esra bu konuyu kapatsak zaten 3 günlük bir oyun bu." " Annemler 3 gün sonra gitmiyor Efser." " Ama ben gidiyorum." tırnaklarıma baktım. Evet moralim bozuldu oyunda olsa çok güzeldi. " Pardon nereye?" " İzmire" " Ve sen şuan mi söylüyorsun? " " Gece kızım giyinmedin mi? Saat sekiz olacak "diyen Melike anne beni büyük bir azardan kurtarmıştı. " Hadi ya Esra off " diyip yanlarından koştura koştura geçtim . Dolabı açıp mal mal bakmaya başladım " Ben ne giyeceğim , off saçlarım." çekmeceden hemen düzleştirici çıkartıp prize taktım. Mavi dar paçayı gözüme kestirdim üstüne koyu lacivert gömleği aldım. Hızlı bir şekilde üstümü değiştirdim, saçlarımı düzleştirmeye başladım. " Ahh kulağım yandım!" diye mizmizlandim. Boşuna demiyorlar acele ise şeytan karışır diye. Yatağın üzerimdeki telefonum çalınca ne olur ne olmaz diye düzleştirici saçımdan uzaklaştırdım Deniz arıyor... "Efendim?" "Sizin mahalledeyim geleyim mi ?" " E - evet tabi." "Görüşürüz o zaman." "Görüşürüz" Saçımı son kez baktım üstümü düzeltip göz makyajı yaptım borda rujumuda hafif sürdüm. Derin bir nefes aldım içeri gittim. Esra ve Melike anne koltuğa oturmuş tv izliyorlardı " Nasıl olmuşum ? " ikisi de gözlerini çevirip bana baktı Esra ıslık çalıp " Kızım sana düz saç ne kadar yakışıyor. " " Ve bordo rengi.." Melike anne Esra'yı tamamlamıştı. Gülerek gözlerimi devirdiğim an kapı çalındı. " Nur bugün arkadaşlarıyla seninkidir." Kapıya yöneldiğimde kalbimin sesi kulaklarıma kadar geliyordu. Hey kalp bu kadar hızlı atmak zorunda mısın? Evet iç sesim kalbimi azarlıyordu. Tekrar kapı çalındığında derin bir nefes aldım kapıyı açtım. " Yok artık! " yukardan aşağı Deniz'i süzdüm oda aynı şekilde beni süzmüştü. İkimizde lacivert rengi giymiştik, o lacivert kazak ben gömlek ekstra keten pantolonu vardı. " Siz sözleşerek mi giyiniyorsunuz? Doğruyu söyleyin bu kadarı tesadüf olamaz." sormuştu Esra gülerek. "Hayır " "Hayır " ikimizde aynı anda söylediğimiz zaman ikimizde gülmeye başladık. Deniz'in elindeki rengarenk karanfiller sonradan dikkatimi çekti. " Bu sizin için Melike Abla " çiçeği elime uzattı yavaşça elinden alırken parmakları elime değdi elleri sıcacıktı benim ellerimi yakacak kadar sıcaktı. " Teşekkür ederim ne gerek vardı." duraksadı. "Oğlum kızımız heyecandan içeri buyur etmeyi unuttu gel içeri kapıda kaldın." Evet Melike anne göm beni çok güzel. Mutfaktaki masayı salona getirmiştik ve masayı çoktan kurmuştuk. Esra elimdeki çiçekleri aldı vazoya koymaya gitti " Ben ellerimi yıkasam , banyo nerede ? " Deniz gözlerimin içine bakarak sormuştu " Şeyde koridorda soldan ikinci k-kapı " şeyde nedir ya şey nedir. Deniz yanımda geçip koridora ilerledi. Allahım o kendine has kokusu yine burnuma gelmişti. Kokusunu derin bir nefesle içime çektim. " Efser kızım. " " He" ben var ya odunum biliyorsunuz değil mi? " Havlu tutsana nisanlına ayıp!" hafif kaslarını çatmıştı Esra tam kapıya yöneldiğim an elime havluyu verdi içeri yöneldi. Havlu tutmak nedir kaçıncı yüzyıldayız ? Bu sırada tam kapıdan Deniz çıktı elini yüzünü yıkamış yavrum havlu bulamamış sanırım onu da bana soracaktı. " Efser ha-" lafını tamamlamadan eline havluyu verdim. Havluya sonra bana baktı sırıttı "Teşekkür ederim, bu arada küçüğü göremedim? " " Bende öyle eve geldiğimde yoktu. " " o çocuk sizinle kalmak zorunda mi? " Sen böyle dersin de kalır mı be.. " yani bir süre " yüzümü onun yüzüne sabitleyince göz göze geldik ah gözleri bu kadar güzel olmak zorunda mıydı? Bir çift kahverengi göz beni nasıl bu hale getirebiliyordu? " Beni taklit etmeyi bırak millet sözleşmiş gibi giyindiğimizi sanıyor. ' dedi bıyık altından sırıtarak , kirli sakal hiç bir erkeğe bu kadar yakışmazdı. "Tabi ya kesin öyledir." sırıtarak gözlerimi devirdim. " Bana ukalalık yapma" deyip burnumu sıktı elime havluyu bırakıp içeri yöneldi. Olduğum yerde donakaldım. " Efser herkes seni bekliyor." Esra bileğinden tutunca " Hasta mısın ? Ateşin var sanki? " "Hasta değilim hadi gidelim." dedim.. Yangınnn varr, içimdeeeeeee yangın varrrrrrrr, şimdi Halil Sezai geçiş yapmıştım.. Masaya oturup yemeklerimiz yemeğe başladık tabi ki bütün yemekleri ben servis etmiştim. Deniz baş köşeye oturdu sağına ben soluna Melike anne , Esra'da hemen annesinin yanına oturmuştu. Ara sıra yemek yerken Deniz'i seyrediyordum Melike anne de her seferinde beni yakalıyor gülüp başını sallıyordu. Deniz'in yüzüne baktığım an gözlerinde ki morluklar yine vardı. Acaba neden morluklar bu kadar belirginleşir, kollarını hafif yukarı sıyırdı. Kollarında ki damarlar fazlasıyla belirgindi ince deriden fışkıracak gibi duruyordu. Deniz kollarına baktığımı görünce sıyırdığı kollarını aşağı indirdi. Yapmacık bir şekilde sırıttı, yemek sonuna kadarda suratı asıktı. Esra yemek boyu Deniz'in ısrarı sonucu fotoğraf çekip selfi yapmıştı. Deniz ile fotoğraflarım çoğalıyordu, anılar biriktiyorduk.. Yemeği bitirip çoktan sohbet etmeye başlamışlardı. Bende çayları doldurup getirmiştim, tepsiyi Deniz'in önüne çay alması için uzattığım an kalbim yerinden çıkacakmış gibi hissediyordum sanki beni istemeye gelmiş bende ona tuzlu kahve ikram ediyordum. Düşüncesi bile yüzümün alev almasına yetmişti. Çay bardağına uzandığında eli titriyordu bardağı bu yüzden iki eliyle almıştı. Heyecanlandığı için titrememişti değil mi ? Çayları dağıtıp bende onun yanına oturdum yan profilden doya doya ona bakıyordum. "Ee oğlum düğün ne zaman ? Yani yaşınız gelmiş daha fazla uzatmayın" Melike anne bunu dediği an çayı püskürtmemek için kendimi zor tuttum. Deniz ise öksürük krizi tuttu çayları sehpaya bıraktık. " Deniz iyi misin?" Esra elindeki peçeteyi Denize uzattı , elleri hala titriyordu. "İyiyim bir şeyim yok, bilmiyorum Melike abla bu Efser'in karar vereceği bir şey." deyip arkasına yaslandı. Evet topu bana atmıştı ona ters bakış atıp, " Su üniversite bitsin hele zaten ilk yarı bitti bitecek. " Melike anne dediğimden memnun olmasa da konuyu kapatmıştı. "Geç oldu ben kalkayım. " kapıya doğru yöneldi. Deri ceketi son anda aklıma geldi ve uzattım. " Hava soğuk dikkat et Deniz kendine." " Şunlara bak maşallah nasılsa yakışıyorlar." birbirimize bakıp kafamızı eğdik.. "Hadi içeri girin ben yolu biliyorum." kapıyı kapatmadan arkasında bıraktığı kokuyu derin bir nefesle içime çektim. Şöyle bir gerçek vardı... (herkesin bildiği) Deniz'e aşık olmuştum..
|
0% |