@uykuluhatun
|
Dudaklarım kıvrılıp istemsizce gülümsedim, aşk.. O kadar farklı bir şeydi ki, seni yerden yere vururken bir anda gökyüzüne çıkarabiliyordu. Bu his hem güzel hem de baş belasıydı ne yapacağım hakkında bir şey bilmiyordum ama umurumda değildi. Anı yaşayacaktım geleceği düşünerek şu anı kaçıramazdım, an da kalacaktım. Can ve Tunç Deniz'in bir adım gerisinde durarak onun koruyucu melekleri gibi duruyordu.Siyah renk Deniz'de beden bulmuştu, siyahın asilliği bir tek Deniz'e böyle yakışırdı. Yavaş yavaş yanlarına doğru yürümeye başladım, zihnimde kaç defa koşa koşa gidip Deniz'e sarılmıştım inanın saymamıştım. Gerçek hayatta bu ise çok zordu. Can bana yandan masum bir bakış attı bir adım öne gelip ellerini açtı. "Söyle ona Gece söyle.." diye mırıldandı " Neyi? " sırıtacak gibi oldu ama Tunç'un isyanıyla sırıtışı yüzünde kaldı. " Hadi oğlum 10 dakikası var arabasının kene gibi yapıştın." "Tunç bazen beyninin içini çok merak ediyorum, oradaki sistem nasıl nasıl işliyor? " sabır çekip kafasını salladı. "Neyse nerde kalmıştık, heh kalbindekileri söyle ,söyle de kurtul." benden ayrılırken elini omzuma koydu. " Anlaştık mı bücür ?" olumlu şekilde başımı salladım ne olacaksa olsun artık. Tunç dayanamayıp Can'ı ittirdi , Can küfür fısıldayarak bizimkilerin yanına gitti. " Vedalarda nefret ediyorum, bir kaç gün sonra geleceğim ne diye zahmet ettiniz?" gözlerimi kaçırdım herkes birileriyle vedalaşıyordu. " Bende öyle, küçük kardeşimsin neden vedalaşmıyayım? " " Hadi be kız dondu soğuktan " Deniz bunu biraz sert söylemişti. Boynundaki siyah atkı olmak istedim boynuna o kadar yakın olup kokusunu çekmek istedim. "Kıskandı. " diye mırıldandı göz kırpıp uzaklaştı. Bunlar benim minicik ailemdi. "Sonunda bir an bitmeyecek sandım sorarım ben on-" lafını tamamlamadan yanağından öptüm. Tabi öpmek için parmak ucuma kalkıp ona tutundum kısa olmak .... Dudaklarımı yanağına değince sakalları dudağıma battı bu duygu kalbimde midemde karnımda aklınıza gelecek her yerde havai fişek patlattı. Dudaklarımı yanağına bastırıp kokusunu içime çektim ciğerlerim bayram etti. Yavaşca kendimi geri çektim sanki her şey yavaş çekimde gibiydi. Göz göze geldiğimizde kahve gözleri ışıldıyordu. Yıldızlardan daha parlaktı, onun gözleri, yıldızları kıskandırırdı.
Boynundaki atkıyı benden ayrılmadan boynuma geçirdi " Üşümüşsün, burna bak." sırıttım.. Söylemem gerekiyordu, söyleyecektim. " Deniz ben " daha da eğilip başını omzuma koydu. Heyecandan titriyordum hele ayaklarım Deniz tutmasa kesinlikle düşebilirdim, nefesim kalbimin peşinden koşuyordu. Cümleler dudağımdan çıkmak için kavga ediyor lakin dilim inatla susuyordu. " Deniz, ben ben senden hoşlanıyorum. " dediğimde bendeni kaskatı kesildi gerildiği her şekilde belli oluyordu. Yüzünü göremesem de asık olduğunu hissedebildim. "İzmiir yolcusu kalmasııııııınnnn " diye bağıran amcaya sövüp Deniz'den ayrıldım " Gitmem lazım." deyip arabaya doğru yöneldim. Koltuğumu iyi ki cam kenarından seçmiştim , Deniz'in olduğu tarafa baktığımda arkasını dönüp uzaklaşırken gördüm. Bir saniye, bir kaç dakika önce ona , ondan hoşlandığımı söyledim ve arkasını dönüp gidiyor mu? Tırnaklarımı yemeğe başlarken, geride ki herkese el salladım. Tunç onun peşinden gitmişti.. Atkıyı sinirle çıkarıp yanımdaki koltuğa bıraktım, tırnaklarımı yine dudaklarıma kaydı. ⚡⚡⚡ Asansörde ki aynadan son kez kendime baktım en azından gözlerimin kızarıklığı geçmişti. Burnumu çektiğimde çoktan durmuştu kapıyı açıp ablamın olduğu daire doğru yöneldim. 7 buçuk saat yolculuktan bir gıdım uyku girmemişti gözüme sürekli gözüm telefondaydı en azından bir tepki verebilirdi. Hiçbir şey yapmamıştı bende kendimi ne sandım acaba onda açmış kollarını beni bekliyordu dimi zaten. Başımı sallayıp kendime gelmek için tokat attım bir kaç defa yüzüme. Evet, şimdi iyiydim. Saat 7 geliyordu benim tanıdığım Kamran çoktan uyanmış olması gerekiyordu. Benim bu gece geleceğimi düşündüğü için ona küçük bir sürpriz olacaktı. Baklava dilimine benzeyen demir kapıyı ritmik bir şekilde tıkladım. Beklemeye koyuldum, fazla beklemeden Kamran'ın 'kim o ' sesini duydum. Cevap vermeyince homurdandı kapıyı yavaşca araladı. Eski model tekerlekli sandalyesini kenara çekti gözleri kızarmıştı. Çantaları kenara koydum ona sımsıkısarıldım. " Gecee! " diye mırıldandı yaklaşık 5 dakika sarmaş dolaş kaldıktan sonra içeri girdim. Kamran yine yüzümü inceliyordu. " İkiz bana mı öyle geliyor yoksa sen yaşlanıyor musun ? " sinir başlamıştı yine. " Unuttun mu biz ikiziz " deyip göz kırptım o ne demek istediğimi çok iyi anlamıştı o yüzden laf sokmaya ara vermişti. Bir süre sessiz kaldık " Efsun daha uyanmaz " "Abla desene? " " Aramızda 4 yaş var. " Kamran'ın inatçı olduğundan bahsetmiş miydim ? İnatçı keçi kime çektiyse artık. " Kahvaltı hazırlayalım o zaman ? Küçükleri özledim skypeden falan görüştük ama gerçek gibi olmuyor." " İnan bana küçük değil canavarlar dayı dayı başımım etini yiyorlar bide çok bilgiçler görmen lazım." koltuktan kalkıp sandalyenin arkasına geçip ," Çok özlemişim amaa " yanağına öpücükler kondurdum yeni çıkan sakalları yanaklarıma dudaklarıma batmıştı. " Hadi kahvaltı hazırlayalım." Zihnim başka şeylerle meşgul etmem gerekiyordu. "Patatesleri ben soyarım." yanımdan tekerlekli sandalyeyle geçti. İkimizde onun bu haline gülmüştük, Kamran inanmasa da o çok güçlüydü. Küçüklük anılarımız aklıma gelince sırıttım o çok yaramazdı tabi benim gibi suç ortağı olunca. "Gece orada durarak işleri bana kitleyemezsin. " gülerek söylemişti vakit kaybetmeden mutfağa gittim. Mutfak kapısından geçmeden saçlarımı topladım ablacığım biraz titizdi. Kamran masada patates soyarken çay suyu koydum dolaplardan kahvaltılıkları çıkardım. " Ablam bulaşık yıkamadan yatmazdı bir şey mi oldu?" Ne kadar titiz olduğunu anlatmak istemiyorum. " 3 gündür uykusuz canavarlardan biri hastaydı başından ayrılmadı " " Çok çok geçmiş olsun hangisi?" " Dişi canavar. " dediğinde sırtını cimcikledim. " Ne ama görürüz iki gün sonra seni 2 aydır buradayım be " Şaka gibi zaman su misali geçmşti, 2 ay boyunca ders vizeler kafe arasında mekik dokumuştum. Bu arada Deniz'e aşık olmayıda ihmal etmemiştim. " Hayret evdekiler nasıl izin verdi?" Bir yandan mutfağı toplamaya başladım, boş olan makinaya tabakları sudan geçirip koydum. " Ablamla babam konuşmuyor biliyorsun, ablamda anneme Kamran gelmek istemiyor burada çocuklarla iyi kalsın, olmadı babam evime kadar gelip alsın dedi. " dudaklarım o şeklini aldı bizim ablaya bak hele. "İyi yapmış valla oh mis." tezgaha dönüp çay suyunu leğene boşaltım tekrar su koydum. "Eniştem normalde ablama yardım ederdi, bir şeyler mi var ?" " Hayır canım, ablam biliyorsun adamın canına okuyor. tabağı başka yere koymuş diye çıldırdı. Mutfağa yemek yapma dışında girmesini yasakladı. " Ah Efsuncum." dedim gülerek. Aİlemizin genleri normal değil ki! İkizler patates kızartma kokusuna uyanmış ve bana yabaniymişim gibi bakmışlardı. Sanırım sizi yerim lafını gerçek sanmışlardı bana tuhaf tuhaf bakıyorlardı. Ablam daha uyanmadığı için onu uyandırma işlemi bana düşmüştü. Cenin pozizyonu biraz daha genişi bir şekilde yatıyordu. Yanına uzandım (eniştemin yerine izinsiz yatmak ayıptı ama sürprizden bir zarar olmazdı.) Gülümseyerek ablama baktım 28 yaşındaydı 29 yaşına girecekti şubat ayında, hala güzeldi. Beyaz teni siyah saçları fazlasıyla dolgun dudaklarıyla çok çekiciydi bu çekicilik onun başına bela olmuştu. O gece.. " Efser ben ne yapacağım. " hıçkırarak ağlamaya başlamıştı iyi ki babam evde yoktu yoksa başımızı ağrıtır. " Derin nefes al ve bana neler olduğunu anlat 1 aydır çok tuhafsın." "Biz ayrıldık." tekrar ağlamaya başladı. Kahretsin o zengin zübbe böyle bişey yapacağı belliydi. " Tamam tamam o kaybeder biliyorsun. " ablamla Ferit üniversitede tanışmıştı ablam doktor olacaktı. Aslında uzun süredir ona aşıktı ama çocuk onu 4 yıl sonra farketti. Doktor olmasına iki yıl vardı son iki yıl bizim buradaki cehenemden kurtulacaktı. Evet babam onu üniversite göndermişti... "Ben ben iğrenç biriyim " yüzünü ellerimin içine aldım. " eğer saçma sapan konuşursan sana tokat atarım. " " Benden nefret etme Gece nolur! " " Noluyor abla? " " Ben ben hamileyim !" sonra hıçkıra hıçkıra ağladı. Birşey diyemedim ne diyecektim ? Adi herif kandırıp kullanıp peçete gibi atmıştı. Hiç dur durak bilmeden ağladı , babam onu kesinlikli öldürürdü. Sabah ezanına karşı yattığı dizlerimden kalktı. " Bana ne dedi biliyor musun? ben korundum kimin altında sabahladıysan ona git dedi." sonra dizlerime yatıp ağlamaya devam etti. Bir insan nasıl bu kadar alçak bir şekilde konuşabilirdi? Seviyorum, aşığım diyerek kandırana kadar her şey güzeldi peki sonra, o kızın hayatı ne olacaktı? Elimi yüzümü yıkadım çantamı aldığım gibi kapıya yöneldim. " Efser nereye ?" bu Kamran'dı ona söylersem beni durdururdu. " ufak işim var " yüzümü bile ona dönmeden kapıdan çıktım. Üniversitenin önünde beklemeye başladım 17 sonlarında olsam da verdiğim karardan emindim. Arabasını farkedince önüne fırladım bende 2 metre önce durmuştu. Arabandan hızlıca indi bağırmaya başladı " Kafayı yedin lan ! Ya çarpsaydım " " Issız bir yere sür " dedim mekanik bir sesle. Dönüp ona baktığımsan alt dudağını ısırmıştı hayvan herif. Sorgulamadı, dediğimi yaptı, beni tanımış mıydı? Neden soru sormadı ? Piknik alanı gibi bir yerlere gelmiştik elim çantamdaki çakıya gitmişti. Çakıyı alıp açtım. " Oturmaya mı geldik çıtır? " iğrenç bir ses çıkarıp bacağımı okşamaya başladı. Hayvan herif bir sor bu kız kim neden senin arabana oturuyor, bu kadar mı uçkuruna düşkünsün, şerefsiz köpek! Korkmaya başlamış olabilirdim ama öfkem daha çoktu. Elimdeki çakıyı bacağımı okşayan eline sapladım acıyla inlerken bir hamlede çakıyı çıkarıp boğazına yasladım " Sen kimsin ! " acıyla inlemesi gülmeme neden oldun. " Eğer Efsun'dan uzak durmazsan bu seferki durağı aşağıdaki küçük turşucuk olur. " " O fahişemi yolladı seni!" boğazına kesik attım. " Cümlelerine dikkat et, sonun olur. Gittiğin her yerde dikkatli ol, gölge gibi peşindeeyim çünkü!" diyerek o arabadan dışarı çıktım, korkmadım susmadım..... şok olmuş gözlerle bana bakarken arabasını çizmeye başladım. Beni kesinlikle deli sanıyordu ama umrumda değildi. Yaptıklarım aklıma gelince sırıtmadan edemedim, ablam için her şeye değerdi.. Peki senin için kim ne yaptı Gece? Bu iç sesi zihnimin derinliklerine yolladım. Gözlerini hafif aralanıp kapandı " Miray, kızım yine mi teyzenin parfümünden sıktın ? " sordu uykulu uykulu. " Valla parfüm sıkmadım " gözleri birden açıldı. " Geceee" diye bağırması bir oldu. Ah Efsuncum ne çok özlemişim seni!
** Aile... Bu kavram insana göre değişebilirdi. Kimine göre anne baba, kimine göre eş, kimine göre dost kimine göre evcil hayvanları onların ailesidir. Aile kavramı çok başkadır, nefesinden eksilip onun nefesine eklenmesini isteyecek kadar sevmektir. Efsun ve Kamran benim için öyleydi, kalbimin bir odası onlarındı. Ablam uzun uzun sarılıp kokumu içine çekip yüzüme baktı. " Nasıl özledim seni bir bilsen!" gülümsedim yanaklarından öpücük kondurdum. "Ablacım sarılmak öpmek çok güzel ama bu mide aç aç aç! Sofra hazır hadi!" dedim gülerek. Kalçama iki kere şaplak attı, " Ulan eşşek sıpası haber vermeden geliyorsun bide üzerine kahvaltımı hazırlıyorsun ? " " Özledim dua et. " kemiklerimi kıracak şekilde sarıldı. "Öhö ayıp oluyor üvey evlat mıyım ben ? " tabiki de bu isyan Kamran'a aitti. Nedense vücudu gelişmişti bu nasıl olmuştu fikrim yoktu. Ablamın kollarında kurtulup ikizime sarılıp öptüm yanağını ısırdım. Öpmeyi bırak ısırarak sevmek daha güzeldi. Kahvaltı masasında ikizlerin ortasına oturdum. Miray annesi gibi göz alıcı bir güzelliğe sahipti Miraç ise maalesef o şerefsizi anımsatıyordu amma velakin Miraç bu haliyle biyolojik babasına bin basardı. " Alacağın olsun Gece." ablam bir yandan yiyip bir yandan konuşuyordu. Böyle yemeye devam ederse sonu hiç iyi değildi. Kamran sessiz bir şekilde kahvaltısını edip ben ve onun tabiriyle küçük canavarları izliyordu. Aslında başta onlardan nefret etsem de ablamın karnında büyürken izlemek harika oluyordu. Eniştem gibi adam zor bulunurdu. Eniştem ile aynı mahallede oturuyorduk ama birbirimizden habersizdik, eniştem tayin işini bahane ederken düğünü hızlıca halletmişti ve İzmir'e taşınmıştı. " Abla eniştem nerde benim? " "Kurstadır sabah namazından öğle namazına kadar eve gelmiyor. " deyip kıkırdadı. Evet benim eniştem iki sokak aşağıda imamdı ablam onunla evlendikten sonra kapandı tabiki de kendi isteğiyle. Onun mutlu olması için her şey yaptı bir gün olsun kötü bir söz söylememişti ablama.
İkizleri kucaklayınca huysuzlansalar da," Hediye zamanı " dediğimde gülümsemişlerdi. Valizimdeki hediyeleri gösterince öpücük yağmuruna tutuldum. Kücücük dudakları yanağıma değince içimi bir huzur kapladı, teyze olmak müthiş. Ablama hediyesini uzatınca şaşırdı hafif kaşlarımı çatınca da sonunda aldı. "Hiç gerek yoktu Efser paranı harcamasaydın ne gerek vardı arabaya falan?" "Susar mısın ikinci defa yeğenlerimi görmeye gelmişim çok mu ? " dediğimde sarıldı. İlk gelişim doğduktan 7-8 ay sonraydı. "Çok sanşlıyım iki tane pırlanta gibi kardeşe sahibim." " Kesinlikle " Kamran'la aynı anda söylemiştik aynı an da kahkaha attık. Ablamdan ayrılıp çantamdaki son hediyeyi aldım gömlekti. Gömleği üstüne tuttu." Efser Gece buu harika!" gülümsedim, birilerini mutlu etmek çok güzel bir hissti.
" Ben biraz uyuyayım." sona doğru esnemeye başladım. Ablam hemen ayaklandı, yatacağım yeri ayarlıyordu büyük ihtmalle. " Yatağın hazır Gece hanım, az uyu kendine gel. " öpücük atıp ayaklandım ikizler ise uzaktan bana bakıyorlardı. Onlara göz kırpıp misafir odasına yöneldim, ablam yeni bir oturma grubu almış mor ve beyazın hakim olduğu. Benim için hazırlanan koltuğa geçtiğimde aklıma üzerimi değiştirmek sonradan geldi. İzmir'de olsa soğuk burada da vardı. Siyah eşofmanımın üzerine koyu yeşil kazağımı geçirip yatağa uzandım. Ah Deniz aklımın ücra odalarını onu kitlesem de anahtarı bulup yine zihnimin göbeğine yerleşmişti. Cam sehbanın üzerindeki telefonu elime aldım belki mesaj atmıştır diye gelen 1 mesajı görünce kalbim hızlanmaya başladı. Mesajı görünce ufak bir sinir krizi geçirdim indirim mesajıydı. "of !" deyip telefonu sertçe koydum . Sonra bir şey oldu diye korktum Allahtan ekran sağlamdı. " Çok şükür " yastığa gömülüp her zamanki gibi Deniz Güneyi düşünmeye başladım. Sadece küçük bir tepki beklemiştim küçücük ama beni görmezden gelmek istemişti. Yaptığı kalbimi kırmadı paramparça etti. Ben seni öyle görmüyorum diyebilirdi dememişti. Allahım onu gülüşünü bakışını sakallarını düşünmek istemiyorum. Her gözlerimi kapadığımda zihnimi işgal etmesini istemiyorum artık adını duyduğumda kalbimin göğsümü parçalamasını istemiyorum. Gözlerimi kapatıp yine onu düşünmeye başladım bir kez daha kendime söverken.. Kahretsin. ⚡⚡⚡ Gözlerimi araladığımda 6 gözün bana baktığını fark ettim esneyerek " Hayırdır dizi mi izliyorsunuz? " ikizler gülerek odayı terk ettiler ah bi yakın olsalar ısıracaktım valla. " Hiç seni izlemeyi bile özlemişim uykucu. " " Her zamanki Kamran'sın uykuu!" yine esneyip elimi başıma koydum bu şekilde başım yükselte kalmış oldu. " uyku kadar güzel bir şey var mı bu dünyada ? " Kamran düşünür gibi yaptı ve sırıttı. " Tabi ki de aşk " dediğinde suratım iyice asıldı. Bok aşk. " Aşk mı güzel hıh " dediğimde sola dönüp Kamran'a baktım ne demeye çalıştığımı düşünüyordu. " Aşk eşittir acı Kamran, aşk çok saçma. " " Aşk üç harf olabilir ama içinde yüzlerce duygu barındırır, ikiz. " Tekrar tavana döndüm aşk sadece mutluluk getirmiyordu. " Aşkın sadece sevinç getirdiğini düşünen ahmaklardan değilsin değil mi Gece ? " Belki de tam dediklerindenim bilemiyorum. Of Deniz Güney beynimdeki her şeye zarar vermişti ondan başka hiç bir şeye odaklanamıyorum. " Aşk karşılıklı olmak zorunda değil Gece eğer karşılık bekliyorsan bu aşk olmaz çıkar ilişkisi olur. " şuna bak hele nelerde öğrenmiş bağdaş pozisyonu alıp yastığı ona fırlattım. " Sen bana laf mı çarpıtıyorsun ?" " Sanırım evet " dedi yüzsüz bir şekilde. " Iıııı uyuzsunn! " " sakin ol başından duman çıkacak diye korkuyorum. " " Sinir çekil şuradan " gözlerimi devirip banyoya yöneldim. Yüzümü bir kaç defa su çarptım şimdi kendime gelebilmiştim. Havluyla yüzümü kuruladığım havlu onun öptüğü yanağıma gelince duraksadım. O an o anı nasıl unutabilirdim ? Kızaran Deniz'i aklımdan nasıl çıkarabilirdim ? Cevabı olmayan çok soru birikmişti zihnimde. Onlara cevap ararken yaptığım tek şey daha farklı sorular bulmak oluyordu. Ablamın olduğu odaya gidince Miray oyuncaklarıyla bebeğine yemek yapıyordu, Miraç ise aldığım uzaktan kumandalı arabayla oynuyordu. Kamran ise televizyon ve ikizler arasında gözleri mekik dokuyordu. Ablam ise yazmasını arkadan bağlamış meyve soyuyordu. Mutfaktan gelen mis gibi kokular açlığımı hissettirmeye başlamıştı. "Benim güzelimde uyanmış" dedi beni süzerken Kamran'da çok dikkatli bakmıştı. İkisin ortasına geçtim ablam soyduğu mandalinayı uzattı. " Yüzünün rengi gitmiş hayırdır neyin var? " Ah ablacım aşk acısı çekiyorum daha ne olsun sol tarafımdaki yara mikrop kapıyor, tek ilacım tek şifam Deniz.. Tabi ki bu iç sesimin haykırmak istedikleriydi.. " Uykudan yeni kalktım ablişş " mandalinayı yemeye başlamıştım bir dilimi Kamran'a televizyona boş boş bakınmaktan başka bir şey yapmıyordum eniştem eve gelmiş ve gitmişti imam nikahımı ne kıyacakmış o yüzden geri gitmek zorunda kalmış akşam ezanından sonra gelince de yemek yicektik. Deniz Güney ile evlenmek ? . İstem dışı sırıttığımı Kamran ve Efsuncuğum ters bakışlarından anladım. Bu Kamran'da var ya fırsat kolluyor yeminle..dudaklarımı düz çizgi haline getirdim, arkadaşlar beni gazlayan iç sesim. Vallahi Deniz'i düşündüre düşündüre aşık etti.! ÇOK TEHLİKELİ VE GEVEZE İÇ SESİM VAR. "Hayırdır Efserr? " dedi Ablam meraklı teyzeler gibi ablacım içimde ki menopoza girmiş teyzeyle çok iyi anlaşırsın valla. "Yok bir şey " " Yalan söylüyor ? " haklıydı beni tanıyordu yalan söylerken elimle mutlaka oynardım. O beni ellerimle oynarken yakalamıştı. Efsun derin bir nefes aldı " Hayatında biri mi var ? Bunun için mi kıvım kıvım kıvrandın. " dediğinde durdum hayır birinde hayatım var demek istedim tam facebook durumu gibi. "Eve yani sanırım öyle düşünüyorum.. " dediğimde ablam ellerimi tuttu. " Kim o Gece ? " Kamran'a bakma istemiyordum o gerçekten kıskanç bir kardeşti ablamda bu konuda çok meraklıydı.. " Deniz Güney " diye mırıldandım. Bir insanın adı ve soyadı bu kadar uyumlu olabilir miydi ? " O çalıştığım yerdeki ablanın oğlu ya-" lafımı tamamlamadan Kamran sözümü kesti. " O çocuk için mi girdin işe ? Bana iki hafta sonra gelirim dedin aradan iki ay geçti. " omzundan kaşlarım çatarak ona baktım " Saçmalamayı bırak Kamran beni tanımıyormuş gibi konuşma Allah aşkına! Bir dinle beni, " beni kolayca sinirlendirmesinden nefret ediyordum ablam kolumu sıvazladı. " Hey başımda belalı küçük ikizler var büyük ikizlere hiç gerek yok Kamran sessizce dinle yada ikizlere bak Denizi merak ediyorum sakın bölme." derin nefes aldım tanıştığımızdaki zamandan beri anılar aklıma geldi. " Ben şey akşama doğru sahile gidiyordum biliyorsun sakarımdır. Yolda bir çifte bakarken Deniz'e çarptım sonra işte arkadaşımla kavga ettim ayağım kaydı denize düştüm " tamam azıcık yalan söylemiştim ama böyleydi yani kısmen. " Deniz beni son anda boğulmaktan kurtardı bana ceketini verdi çarpıştığımızda kimliği düşmüştü zaten sonra faceden aradım taradım buldum neyse ceketi ve kimliği vermek için ertesi gün sözleştik kısa yolda giderken iş ilanı gördüm oraya girdim hatta kadınla konuşurken 1 saat geç kaldım Deniz'in yanına gittiğimde kahve içmeye davet etti kabul ettim oradaki kişide benim patronum Makbuş çıktı bu kadar. " dedin derin nefes verdim. " Siz sevgili değil misiniz ?" beni dinlemedin mi abla dur ya. " Beni arkadaşı olarak görüyor abla " dediğimde Kamran derin bir nefes aldı " Kız sohbeti yeter baydı. " gözlerini devirip tekerlekli sandalyesini sürmeye başladı. " Bu kadar olduğuna emin misin ? " " Evet abla bu kadar beni sevmiyor. " Bu söz canımı yakmıştı.. Beni zaten kimse sevmemişti ki.. " Nerden biliyorsun ? " " Ona hoşlandığımı söyledim cevap bile vermedi." ve yanaklarımdan göz yaşlarım akmaya başladı. Ablamın kucağına başımı yasladım saçlarımla oynamaya başladı. " Bitanem canım kardeşimm " ablam bir yandan saçlarımı okşuyordu bu beni Nur gibi mayıştırıyordu. " Aşk, lanet olasıca illet bir hastalık gibi. Mesela sigara gibi yavaş yavaş bedenini ele geçiriyor ona bağımlı olmanı sürekli onu istemeni sağlıyor.Bazı aşklar bitebiliyor hoş bütün aşklar biter bunu unutma gidenin yeri doldurur. Sigarayı bırakınca aslında o olmadan daha iyi yaşadığını anlıyorsun belki erken belki geç. Ama aşka bağımlıysan iliklerine kadar onu hissedersin. Gözün kör kulağın sağır olur aşka karşı. Sana tavsiyem aşk sadece bir kere gelir gerisi gecicidir. Örnekten gidersem diğerleri dudak tiryakisidir. " " Ben bilmiyorum abla dediklerini anlamak o kadar zor kii " " Beynin devre dışı değil mi ? " dedi kıkırdadı yanağında oluşan hafif çukurluk muazzamdı. " Bak aşk içini yakıp kavurur o kişi seni sevmiyor diye ondan hemen vazgecemezsin tabi aşıksan. Aşk bencillik istemez sen onu seversin o başkasını. O seni sevmiyor diye o kişiden ayırırsan bu aşk değil hırs olur. Eğer aşıksan 'o mutluysa bende mutluyum demektir' bunu unutma Gececim. " dedi derin nefes alıp geri yaslandı bu sırada akşam ezanı okundu. Ezan başlar başlamaz doğrulup ezanın bitmesini bekledim ablamı izledim. Bizim ailede en güçsüz insan kesinlikle bendim. Kamran ve Efsun kesinlikle çok güçlüydü ben ise zoru görünce pes ediyordum... "Biliyor musun Efser geçen gazetede gördüm " " Neyi " " Ferit'i evlenmiş kimle biliyor musun? " dediğinde masmavi gözleri doldu. " Betül Bostan'la " "siktir" diye mırıldandım Betül onun en iyi arkadaşıydı arkadaşı bırak kardeşiydi, bizim ailecek arkadaş kazıklarımız ne olacak? " Küfür etme enişten duymasın vurur kafana benden demesi" dediğinde güldü. " Hala Ferit mi ? " bu sorunun cevabını çok merak etmiştim. " Ferit mi Allah korusun o köprünün altında çok sular aktı. Sadece şaşırdım aslında şaşırmadım da öyle saçma bir şeydi. Geldi geçti.." " Bir şey hissettin mi ? " " Nefret bile etmiyorum, ona harcayacak hiçbir duygum yok.. ben eşime aşık oldum Efser bakışına masumluğuna sabrına aşık oldum. Bir kere bağırmadı ikizlere bir kere kötü söz çıkmadı ağzından ve geçmişi hiç vurmadı yüzüme nasıl aşık olunmaz bu adama ? " gülümsedim " Dua et eniştem " dedim gülerek dediğimi anlayınca oda sırıtmaya başladı. " Neyi kaçırdım burada oo baldızım gelmiş " eniştem ablamdan birazcık büyüktü 36 girecekti. Elini kalbine koyarak selamlaştı. " Baldız büyümüşsün valla bitiyor mu bu sene ? " olumsuz bir biçimde başımı salladım. " Bizim yüzümüzden" diye mırıldandı ablam eniştem tek kaşını kaldırıp ablama baktım. " Yok be dondurdum ondan bir sene senin zeki baldızın hiç derslerden kalır mı? ben çook açım masayı kuralım ablaa " diyip ablamı çekiştirmeye başladım. Sofrayı kurup yemeğimizi afiyetle yedik. Çay zamandın bol bol fotoğraf ikizlerle selfi ve video çektik. Allahım bunlar çok tatlıydı çok bilmişler. Eniştem ikizleri uyutmaya gitti ablamda uyumaya gitti.
" Artık uyuyalım mı ? " Kamran uykulu bir tonda söylemişti. Olumlu şekilde başımı sallayıp odaya doğru götürdüm benimle kalmak istediği için ona diğer koltuğu açmıştık. Yavaşca tekerlekli sandalyeden koltuğa kaldırmaya çalıştım ki bu çok zordu. Ne ara bu kadar kilo almıştı bu çocuk? " diyete başla hemen Kamran ah belim " diye mızmızlanmaya başladım oda sadece gülüyordu. " Kendimde yapabildiğimi söyledim, dinlemedin ki! doktor kaslarımın güçlenmeye başladığını söyledi." " Ciddi olamazsın! " dediğimde sarıldım " bu harika bir haber " " tamam sakin ol ve git zıbar " dediğinde güldü bense ters bakış attım. " İyi geceler demek yok mu Gece ? " dedi, yattığımda duvara döndüm. , Telefonumun titremesiyle hızlı bir şekilde yerimden kalkıp elime telefonu aldım. Deniz ; İyi geceler Yeşil göz ^_^
|
0% |