Yeni Üyelik
18.
Bölüm

18. Bölüm

@uykuluhatun

Siyahı seviyordum sonra yeşil damladı hayatıma. Siyahla yeşil karıştı. Yeşilin en karanlık tonuna aşık oldum.

- uykuluHatun

Kendime gelirken vücüdumda ki sızı gün yüzüne çıkmıştı, bir kamyon adamdan dayak yemesemde birinden bir kaç defa tokat yemişliğim vardı. Gözlerimi araladığımda bana dikkatle bakan mavi gözlerle karşılaştım.

" Tunç! " diye bağırdım ama sesim fısıltı şeklindeydi.

" Efser! İyi misin nasıl hissediyorsun? " darp edildim, kaçırılmaya kalktım, nasıl hissedebilirim acaba ?

" Canım yanıyor biraz o kadar. " dirseklerimden destek alarak yükselmeye çalışsam da olmadı. "Dikkatli ol, neredeyse bende tutuklanıyordu."

"Nasıl?"

" Seni benim dövdüğümü sandılar zor ikna ettim, kızlara da senin telefonunda mesaj attım eve gelmiyorum Makbuşlarda kalacağım merak etmeyin diye. "

" Kesin kafayı yediler. "

" Seni bu şekilde görürlerse daha çok merak ederler. " kaşımdaki ağırlık anca dikkatini çekti.

" Kaşın çok kötüydü şerefsiz piç haşat etmiş seni yanağında morluklar var ve dudakların birazcık şiş. " dedi gözlerini kaçırarak. Elimi yüzümde gezdirirken canım yanmıştı.

" Peki o ö ölmüş mü?" öldürmüş olabilir miyim? Birinin kanı elimde olabilir mi?

" Ölmeye dilediğine eminim Can onu mahvetmiştir." dediğinde birazda olsa sevinmiştim. Birinin kanı ellerimde olmasın asla istemezdim.

Nefesim kesildi Deniz o ne olmuştu ?

" Dee- Deniz o o iyi mi ? "

" İdare eder ölmedi sonuçta."

" Deniz orada benimde yanında olmam gerek. " Sende dayak yedin , dedi mantıklı iç sesim. Kendi yaraların dururken başkasına nasıl merhem olacaksın? Dediğinde onu duymamış gibi yaptım, serumu çıkarken sanki içimden bir şeyler sökmüş gibi hissettim. Canım çok yanıyordu , filmlerde böyle olmuyordu..

" Kıyafetlerim nerede "

" Dolapta "

" Sen git çıkış işlerini yap bende giyiniyim. "

" Giriş yapmadık ki kapkaççı tarafından bu hale geldin seni yolda bulduğumda adam elimden kaçtı rabot resmini verdim ama polislere merak etme bulurlar. " ağzım açık bir şekilde yalanları dinliyordum. " Vayy be senden ne oyuncu olacak potansiyel varmış. "

" Teveccüğün canım sen giyin kaçalım. "

Allahım kendini aksiyon kitabin içinde bulmuş gibi konuşması yok mu deli ediyordu. Onun bu haline gülümsedim. Kıyafetlerimi giyerken onun ceketiyle karılaştım üzerime ceketini geçirince o kokuyu içime çektim. Tarif edemediğim kokusu başıma gelen olaydan sonra adlandırmıştım. Yağmurdan sonraki ıslak ağaç kokusu gibiydi garip ama mükemmel. Kısaca odunsu kokuya sahipti yani kendisi gibi kokuyordu.ODUN.

Dışarı gizlice çıktığımızda , asla yapmam listemden bir şey daha eksildi. Hastaneden kaçmak!

Tunç'un motorun yanında görünce ;

" Hayıır yaa "

" Sadece motorsiklete bineceksin Bungee jumping yap demedim Gecee "

" O ne öyle bee "

" Bilmemen senin hayrınaa" dedi gülerek. Çekinerek de olsa bindim kaskı bana uzattı , kaskın camından suratımı görünce kısı bir çığlık attım. Olan sesimde gitti.. "Yüzüm berbat halde!"

" Gece düzgün konuş anlaşılmıyoor. "

" Anan diyorum sevgiler saygılar." yüzüm çok kötü gözüküyor Deniz'in karşısına nasıl çıkacaktım yaaa. Evet Gece bütün sorun zaten bu değil mi?
" Gece binn "

'yaa sabıır' diyip kaskı kafama geçirdim fena tırsıyordum.

" Sadece Denizi düşün gelmiş olacağız " sırtını cimcikledim. İlk olarak dua ettim sayısızkez.

" Bana sıkın tut Gecee "

" Hiç kusura bakma ona sarılmadan sanamı sarılcam. "

" Gece ne diyon yaa yüksek sesle konuş? " senle mi uğraşcam be gözlerimi devirip sırtına iki defa vurdum sonra tişört eteklerinde tuttum. Bacaklarımı biraz sıkıştırıp kendimi güvenceye aldım " Sen istedin "
Gözlerimi kapatıp Deniz'i düşünmeye başladım yoksa çığlık atacaktım.

İlk çarpışmamız , resmi tanışmamız , kafalarımızın birbirimize tokuşturmamız, birlikte yediğimiz yemek, sarılmamızın , yanaktan öpmemiz (ki aklıma geldikçe yüzüm yanıyordu) , bana aşığım demesi ve ben kaçarken ki son bakışı off off. Ne hale gelmiştim ben yaa hep Deniz hep.

" Gece insen diyorum hani " sımsıkı kapattığım gözlerimi açtım. Kitlenmiştim resmen, kendimi zar zor gevşetmiştim.

" Makbuş döndü mü?"

" Yok dönmedi " Mahbuşun evine doğru yürümeye başladı. Kapıyı yavaşca açtı, "Çantam nerede?"

" Salonda koltukta, Deniz'de üstkatta uyuyordur." Mutfak zanettiğim yere doğru yöneldi. Üstkata çıkınca tuvalete girip en azından yanağımda morlukları kapatmaya çalıştım, kaşımı da saçlarımla kamufle etmiştim. Bir kaç denemeden sonra onun odasını bulmuştum.

Sağ kolundaki sargı bezini görünce içimden bütün küfürleri ettim. Sol tarafındaki boşluğa oturdum ben oturunca yatak biraz çökmüştü.
Kuş tüyündenmiydi bu yada ben mi ağırdım? Kesinlikle kuş tüyü.

Yatak öyle olunca Deniz otomatik olarak sola doğru yan yatmıştı.

"Allahım noluur uyanmasınn yaa " sesim fısıldıyor gibi çıkmıştı. Deniz derin nefes alıp verdi. Yüzündeki morlukları görünce içim acıdı benimkinden daha kötü durumdaydı. Kollarında ki morlukları sebebini bilmekte beni iyi düşüncelere sürüklemedi. Yanına uzandım yanında küçücük kalmıştım. Başımı yukarı kaldırdığımda burnum onun dudakları ve burnu arasına gelmişti. Her nefes alışıyla nefes aldım.

Nefesim onunkine karışınca nefes alıyordum. O nefes almayı keserse benimkide kesilcekmiş gibi. Ne yapıyordum ben ? Kendime neden hakim olamıyordum, benim bayılmadan önce yaşadıklarım neydi? Benim şuan yaptığım neydi?

Tekrar gözlerimi kapatıp yüzüne dokudun gözlerim görmesemde ellerim onun yüzünü ezberliyordu. Yaklaştım yanağına öpücektim dudaklarını araladı sanırım susamıştı yutkunuyordu. Kapı açılınca korkudan yataktan düştüm "Hasktr " diye bağırdım. " Efseer " diye bağıran Tunç sağolsun Deniz'ide uyandırdı. Kahretsin yaa rezil oldum ulan ! " Gecee ne işin var yerdee? "

" Halı beni özlemişş de bende halini hatrını sorayım. "dedim omuz silktim, kaşlarını çatıp " Nee ? Sesine ne oldui iyi misin ? " dedi.

" sesi kısılmış abi "
" Beni aydınlattığın için teşekkür ederim Tunç gerçekten " gözlerini devirip bana baktı onun bu haline gülümsedim.

" Tunç kapıyı kapa esiyor "
" Abii kahvaltı "
" Tunçççç!" der demez kapıyı kapattı.

Deniz bir süre yüzümü incelledi sanırım yüzüm yanıyor. Yanmıyor içim alev alıyor.

" Gerçekten yerde ne arıyorsun?" dediğinde hala yerde olduğumu anladım bir anda kalkınca başım döndü komide çarpıp abujürü düşürdüm. Kırılma sesiyle elim ayağım birbirine dolandı Deniz ne zaman kalkıp belimden tutup kendine çekti.

Sanırım kalp krizi geçiriyordum. " Efseeer " dedi sessizce, " Sakin olurmusun ?" başımı olumlu bir şekilde salladım. " iyi misin ? " elini yüzüme değdirdi parmaklarının tersiyle elmacık kemiğime değdirdi. Canım yanınca birden başımı çektim Deniz afallamıştı. Sol eliyle tekrar kendine çekti iyi ki aramızda boy farkı vardı yoksa dudaklarımız birbirine değerdi.

Keşke. İçimde ki azgın teyzeyi prangalara vurmalyız acil!
Elini belimden çekip yine yanağıma dokundu ve yanağımı silmeye başladı.

" Neden Efser ?" dedi kendini uzaklaştırdı. Dudaklarımı kemirerek başımı öne indirdim.

" Ne işin vardı ki hayatımda ? Suç bende seni oraya götüren bendim. " dedi komidine tekme attı komidin gürültüyle düştü. İçimden gelen ağlama hissine engel olamıyordum. Deniz derin nefesler aldı.

" O piç kurusu nasıl dokunabilir ki ?! Lanet olsun eski Deniz olsam o adama sana gelmeden pataklamıştım ! " Deniz yatağa ayığıyla itti.

"Gece benden uzağa git nolursun ! " dedi çömelerek. Kalbime batıralan iğnelerin haddi hasabı yoktu. " Seni koruyamadım git lütfen git. Sana bir şey olsa ne yapardım? Yalvarırım git! " yanına çömeldim. " Beni istemezsen giderim Deniz, ama seni sevmekten vazgeçemem. " dedim gözyaşlarıma hakim olamadım. Yanağını son anda öpmekten vazgeçtim. Alnımı yüzüne değdirdim , " Dediğin gibi olsun hayatından çıkar giderim " sesimin son demlerini bunları söylemek için harcamıştım.

Ağlayarak koşmaya başladım koltuktan çantamı alıp kapıya yöneldim ki " Gece nereye " diyen Tunç'a omzumdan baktım. Başımı sallayıp askıladaki cekete baktım.

Kapıdan çıkıp kendimi yağan yağmurun altında buldum. Yağmur yağdıkça hıçkırıklarım çoğalıyordu. Sahil kenarına kadar sırılsıklam olmuştum. Banklara oturup hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Neden mutlu olamıyordum? Küçücük bir mutluluk.

Yağmurun altında ne kadar bekledim bir fikrim yoktu. Deniz gitmiş ve ben yapayalnız kalmış gibiydim. Yanıma oturan kişiyi umursamdım çünkü kesinlikle beni tanıyan biriydi.

" Gecee " dedi elini sırtıma koyarak. Esray'dı. Kafamı çevirip baktım " Esraa " dedim kısık sesim yüzünden duymadığa emindim. " Merdivenlerden düşmüşsün , Tunç haberdar etti, evden koşarak çıkmışsın..Bende burada olduğunu tahmin ederek geldim.. İyi misin? Doktora gidelim mi?" Yalan söyleyeceklerdi ne diyebilirdi ki? Başımı olumsuz şekilde salladım. "Gittik doktora bir şeyim yok."

"Oh şükür, çok korktum. "

" Çok sakarım değil mi Esra? Hayatıma mal olacak bir sakarlık yaptım." Her iki anlamda, " Çok şükür iyisin ya!"

Esrada en az benim kadar ıslanmıştı. Rüzgardan dönüp kırılan şemsiyesini çöpe attı. Koluma girdi güç verircesine sıktı. Rüzgar dahada artmıştı ikimizide yağmuru sevdiğimiz için yürümeye devam ettik. İçimdeki ateş sönmüyordu. Hatta sanki içimdeki ateşe benzin döküyordu yağmur. Yangın içerde olunca yağmurda işe yaramıyordu.

 

 

**

Deniz'den..

Çaresizdim ilk defa bu kadar çaresizdim. Neden izin verdim ki gitmesine ? O olmadan iyi olabilecek miydim?
Sanmıyorum. O olmadan sadece nefes alıp veriyorum yaşamıyorum yaşayamıyorum. Ona su gibi oksijen gibi ihtiyacım var. Gecem sürekli gülüyordu. Gülünce geceme güneş doğuyordu. İçi dışı biriydi nasıl hissederse onu gösteriyordu. Ben öyle değildim ben gizlerdim. Gizlerdim ki birisi görüp almasın, benden çalmasın diye. O böyle değildi iyi ki değildi.

Gecem, nefesim, canımdan ötem.

Titremeye başladım " Aaaaaah " diyerek karyolaya tekme savurdum. Çimen gözümü yalnIz bırakmıştım , yine.

Benim gibi adi bir adamı nasıl seviyordu ki ? İşe yaramazın bağımlının biriydim. Lanet olsun ! O hayatıma girmeden sadece madde bağımlısıydım bide şimdi o çıktı. Sırtımı duvara yasladım ayaklarımı uzattım. Beni anca bu durumunda (bi süreliğinede olsa) hap çıkarabilirdi. Bileğim sızlıyordu, lanet. Ama en büyük sızı kalbimdeydi. O adam nasıl kıymıştı o güzel yüze ? Nasıl dokunmaya kıymıştı benim bakmaya doyamadığıma. Birden kapı açıldı Tunç üzgün bir şekilde suratıma baktı

"Abii o gitti ağlayarak. " kafama sertçe duvara vurdum. " Biliyorum "

" Noldu abii "

" Hayatımdan kovdum onu. Oda gerekeni yaptı. " gözlerim dolmuştu. Yüzümü avuçladım Tunç görmeden gözümden akanları sildim.

" Abii " dedi çömeldi.

" Tam hayatımın kadınını buldum dedim Veli orospusu mahvetti. Belasını sikeceğim ."

" Abi elini piç kurusu için kana bulamıcaksın değil mi ?"

" Tabikide ben değil bulayacak birini tanıyorum ve aradığım kişi tünelde. Çok bencilim nasıl adiyim lan hem kovuyorum hem kalmasını bekliyorum!" sızlayan elimi sıktım. Canım yanıyordu , onun canını nasıl yakmıştım kim bilir. O yüzden benim canımın kıymeti yoktu.

" Hayır abi sadece kendini suçluyosun zamana ihtiyacınız var. Hem tünelde düşmanların çok oraya gidemezsin. "

" Siktirme zamanı. Zaman kavramına koyum. Oraya gitmem gerek. Çünkü hırçın mavi orda. " dedim gözlerimi gözlerine diktim. "Bana can borcu var biliyorsun ve seve seve yapabilir ama şuan değil " diye ekledim.

" Hırçın mavi şu işkenceleriyle meşhur psikopat karı. " dedi gözlerini devirdi. Hala ölümüne ondan korkuyordu. Hoş normal olan her insanın korkması lazımdı.

" Sakın duymasın. " dedim kıkırdayarak.

Kan kokan bir hayata Gecemi alamazdım. Ben kötü biri değildim. Katil hiç değildim.

" Abii lütfen söylemezsin değil mi ? Kadının gözlerinin mavisi bile korkunç "

" Ayarlıyım mı lan sana bakışırsınız. " bu sırada beni ayağa kaldırmıştı.

" Tövbe de abi o kız beni severken öldürür. Yanlış bişey desem işkence eder. Eksik kalsın sevgilisiz bile ölmeye razıyım." dediğinde ikimizde gülmeye başladık.

Ağlanacak halime gülüyordum ne tuhaf.

-3 hafta sonra -

"Yaa abi eceline susadıysan söylede ben gebertiyim niye uğraştırıyosun ? " tam 3 haftadir beni vazgeçirmek için uğraşıyordu. Can ve Tunç.

" Can kaynana gibi dırdır edeceksen gelme abi zaten Tunç'unda gelesi yok. "

" Abii ama " diye isyan etti Tunç.

" Ne lan ödleksin Gece senden cesaretli "

" Ayıp oluyor ama " dedi çıkışa yönelip kapıyı sertçe çarptı. " Gece'den haberin varmı ? " sesim can çekişiyor gibiydi. Kolaymı lan 3 haftam onsuz geçmişti gülüşünden sesinden gözlerinden mahrum kalmıştım.

" Makbuşun yanına uğradım yeni bi elaman almış biliyorsun düğün var falan çok uğramıyormuş. "

" Gece nasıl dedim düğünden banane " koltuğa dahada yayıldım. Tırnaklarımın etini ısırmaya başladım.

" Şimdi mi aklına geldi? Lan kaç haftadır ilk defa ayık görüyorum onda da Tünelde gideceksimişsin ! " sesini yükseltmişti. " Amma dırdır yaptın sikko sikko konuşma göt lalesi! " ayağa kalktım. Ceketimi aldım burası Tunç ve Can'ın eviydi kalmam hataydı.

" Nereye? "

" Ebene gidiyorum. "

" Napcan lan ebeme? "

" Hal hatır sorcam hem senin gibi yavşağı neden doğurtmuş diyede sorayım " dediğimde kıkırdadı " Dur bekle bende soracam harbi benim gibi yakışıklıyı nasıl doğurtmuş gözleri kamaşmış yakışıklığımdan ?" hem konuşuyor hemde ceketini giyiyordu.

" Ağır yavşaksın oğlum. "

" Hayır onun Tunç'a diyon abi benim ki okunmuş pezevenk. " dedi çok ciddi bir şekilde. Kafasına vurdum " Bide dalga geçiyon ya " dedim gülümsedim. Cidden kardeş gibi arkadaşların olması çok güzeldi.

Biliyorsun arkanı kollayacak birileri var , düştüğünde bakmak yerine kaldıracak, kaldıramadı mı yanına düşecek.

#

" Gece yarısına gelmiş abi girelim mi ? "

" Bana Gece deme lan deme kaç haftadır sesini duyamadım " o geceden bahsetmediğimizi ikimizde biliyorduk, sadece onun hakkında konuşmak hoşuma gidiyordu.

" Ayık olsaydın gitseydin ya hap içiyordun yada içki "

" Kafa güzelken hayalen yanımdaydı Gece neden ayık olmadım sanıyosun ? "

" Abi böyle ikinizde uzak kalarak kendinize acı çektiriyosunuz lan kız zar zor gülümsüyor oda dudakları kıvrılıyor gözleri hep ağlama modu "

" Cidden okunmuş pezevenksin ! Oğlum canım acıyor ! Suuus "

" Yapma Geceye bunu o haketmiyor. "

Can'ı es geçerek ledlerle Tüneel yazısına yürümeye başladım. Kapıdaki korumalara görünce selam verdim.

" Nasılsın Erkan" tokalaştım. Gürkan'lada tokalaşıp geri durdum. " İyidir abi uzun süredir yoktun " dedi Erkan. Gürkan pek sevmezdi konuşmayı nadirende gülümserdi.

" Biliyosun içerde kuduz köpekler çok, ne kadar uzak o kadar iyi " diyip göz kırptım. Kapıyı açtılar girer girmez boğuk gelen bardaki müzik yüzümü buruşturmama neden oldu. " Can hadi abicim ne ağır oldun " hafif koşarak yanıma geldi. " Emin misin Deniz "

" O adam Gece'me neler yapmayı düşündü biliyormusun ?"

" Tamam ama arıza çıkarmak yok iki kişiyiz. "

" Tamam " dedim gözlerimi devirdim. Yanıp sönen ışıklar gözlerimi acıtmıştı. Müzik sesi dahada yakın gelmeye başladı. " Hadiii ama bensiz nereye gideceğinizi sanıyorsunuz ? " Tunç Bey'de teşvik etmişti.

" Zamanlaman harika dostum " dedi Can elini Tunç'un omzuna attı. Tunç mahçup bir şekilde bana baktı " Abi üzerine çok geldim kusuruma bakma "

" Benim hatamdı boşver kardeşler arasında kusur olmaz. " dediğimde hep birlikte gülümsedik. Gideceğimiz yerdeki korumaları görünce sinirim bozuldu.

" Tuvaletede koruma koyun amınakoyum " diye mırıldandım. Bizimkiler dediğimi duyunca sırıtmaya başladı.

Kapıya geldiğimde girecekken durdurlar " Parola lütfen " dedi yürüyen kas yığını. " Fillerde uçarmış " dedim adam kapıyı yavaşca açtı.
Yırtık Ali'in hala bu parolayı kullandığına inanmıyorum. Ne değişik bir adam. Merdivenlerden inerken Tunç " Cidden Fillerde uçarmış diye parolamı yapmışlar " gülerek. " Yırtık Ali'den ne beklerdin " dedi Can.

Burdaki ses daha alçak ama yinede kulak ağrıtacak şekildeydi. Her yerde yiyişen birilerini görmek mide bulandırıcıydı. Git odada yap ne yapcaksan , hep yabancılara özeniyor bunlar.

Ne ama erkeklerde böyle düşünebilir.

 

Duman altı yere geldiğimiz zaman L şeklinde kırmızı koltuklar , duvara yakın dj masası ve mini bar vardı. Yukardaki bara göre burası daha küçüktü.
Herkes ters ters bakmaya başladı" abi orda köşede içen " Sonunda Hırçını görmüştüm. Ne kadar oldu 2 mi 3 mü. Yine değişmemişti yine hırçındı ve güzel.

Başına ne geldi bilmiyorum ama yer altına namını duyurmuştu. Adamları yavaş yavaş geçerek ilerliyordum. Kimseyle göz teması kurmuyordum şuan yan bakmadan bile kavga çıkardı.

Aslında bir kaç kişi pataklamak iyi olurdu ama eskisi gibi değildim belki bir yumrukla bilrie düşerdim. Ah lanet beyaz. Hep onun yüzünden gelmişti ne geldiyse başıma.

" Hırçınn " diye bağırdım. Beni görünce gözlerini dahada açtı. Göz kapaklarını siyaha boyunca daha korkunç gözüyordu.

" Vayy vayy " dedi ayağı kalktı. Bir karış mini eteği ve yarım siyah atletiyle fazlasıyla rahattı. " Denizim gelmiş ne içersiniz paşam tekila ? " dedi kahkaha atarak. " Su " dediğimde garipse de.

" Hay hay " dedi arkamdakilerine baktı. " Siz beyler "

" tekila " dedi umursamaz tavırla Can. Tunç yutkundu " Bi -bira iyidir "

" Ben insan yemiyorum yaklaşsana maviş " dedi gülerek. Dişlerini gösterek güldüğünde dahada tırsmıştı Tunç. Sanırım sülalemle gel gitler yaşıyordu.

Yüzündeki ifade başka zaman görse altıma işicek kadar gülerdim.

" Senden korkulurmu be taş gibi hatunsun " dedi koltuğa yerleşirken.

" Bana bunu en son diyenin kamurgaları tek tek kırılmıştı. " dedi ciddi bir şekilde. Tunç yutkundu benden yana kaydı. Hırçın kahkaha atınca Tunç'da yapmacık bir şekilde sırıttı. " Deniz nasılda masum şuna bak " dedi gülerek. Ah hırçın ne kadar büyüsede içindeki çocuğa bazen engel olamıyordu.

Can bizi takmayıp limonu ısırıp tekilasını içiyordu. Şuan ki halini Nur görse kesinlikle terkeder. Surata bak.

İçkimi elime alıp geri yaslandım, sağ ayağımı sol dizimin üzerine koydum. Hırçın'da bacak bacak üzerine atmıştı gülüyordu. İçkiden bir yudum aldım.
Boğazımdan akan sıvı geçtiği yerleri yakıp kavuruyordu. Sanki benzin içmişim içimdeki küçücük ateş kıvılcımını büyük yangına çevirmişti.

İçimin yanması kalbimin yanmasından daha iyiydi.

" Deniz Güney seni tünele getirecek olay nedir ? Canına mı susadın? "

Can ağzındaki limonı çıkarıp " Al işte bende diyorum ama " dedi etrafı inceleme devam etti.

" Seni dinliyorum Denizciğim " dedi Hırçın soğuk bir sesle.

" Benim için birini öldürmeni istiyorum " ağzındaki içkiyi birden Tunç'un yüzüne püskürtünce Can beygir gibi gülmeye başladı. Tunç'a peçete uzattım. " Ben tuvalete gideyim en iyisi " dedi Tunç kalkıp gitti. Hırçın gülmemek için kendini tutuyordu.

" Cidden benden fazla korkuyor " dedi. " Sigara içelim dışarda "

" Siz sonra gelirsiniz " dedim Can'a bakarak. Telefonla bakıyordu eliyle tamam işaret yapınca tam döndüm biriyle burun buruna geldim.
" Önüne baksana lan " diye bağırdı. Sinirden güldüm elimi kemerimin olduğu yere koydum. " Dibime giren sensin farkındamısın koca oğlan " dedim alay ederek.

" Buraya gelmekle hata etmişsin Güney "

" Nereye gelceğimi sana soramam Serkan." teğet yanında geçecektim ki ceketimden tutup kendine doğru çekti. Sol yumruğu yüzüne geçirdim birden , ne olduğunu anlamadı. Birden boğazıma doladı iri dolma parmaklarını " Bela arama Güney " kasıklarına tekme atınca boğazımdaki eli gevşedi ve bıraktı.

Canı yanmış olmalı hemde çok fazla.

Dizler üzerine düşüp acıyla inlerken başını tutup dizimi geçirdim. Yüzünden kanlar akarken yakalarından tutup " Deniz Güney ölmedi bebeğim sadece ara verdi." yakasıyla birlikte ittim.

" Şunu biri gitsin işetsin yazık " diye bağırdım. Şimdi bana ters bakanlar kendilerini toparlamışlardı. Hırçın kolumu tutup " ilerle " diye emir verdi. Hızlı adımlarla Tünel'den çıktık.

" Sigara versene çantamı getirmedim " olumlu bir şekilde başımı salladım. Bu sırada kolundaki ceketi sirkeleyip üzerine geçirdi. Sigara paketini uzatıp siyah kare zippo çakmağı yakıp uzattım. " Hala fazla naziksin bu çok sıkıcı "

" Sende hala çok kabasın "

" Benden korkmayan tek kişisin " dedi sigarasından bir nefes çekti. Karanlıkta oluşan tek ışık yanan sigaraydı.

" Sen adın gibisin Hırçınsın ama durulduğun anlarda var 3 yıl öncesindeki gibi "

" Beni Hırçın olarak tanıdın hiç sorgulamadın neden demedin o yüzden seninle muhabbet ediyorum şuan farklısın ama erkeksın "

" Alınmalımıyım ?" dedim elimdeki sigarayı dudaklarıma götürdüm ve yaktım. O ise dudağında sigarayı çekip gülümsedi
Derin nefes alıp gri dumanı cigerlerime doldurdum. Aldığım nefesi geri verdim.

" Kimi öldürteceksin ? "dedi sakin bir sesle.

" Veli Yıldız'ı " dedim. Sigarımdan nefes alırken.

" Piç kurusunu neden arıyorsun ? "

" Güvercinimi aldı ve " dedim tek kaşını kaldırarak " ve ne güvercinin araba olduğunu söyle " kıkırdadım başımı salladım.

" Şey bak lafı dolandırmıyım Hırçın ben bir kadına aşığım onunla bizim içmeye gittiğimiz yere götürdüm açılacaktım ama orospu çocuğu bizi takip etmiş kız kaçtı ama peşinden adam yolladı benide iki adam tutup haşet etti. Ona zarar vermiş kodumun evladı. Veli benim sevdiğim kadının namusuna laf attı ona nasıl dokunacağını anlattı ve ben bişey yapamadım. " sigaradan son nefes alıp yere atıp ezdim.

" Uyuşturucuyu bırakmadın ne hale sokmuş seni "

" Adamı o an öldürmeyi ne kadar istedim bilemezsin ama gücüm yoktu. Aklım başıma gelince dedimki ben bu kızım ömrüm boyunca istiyorum kanlı ellerimle nasıl dokunacaktım ona ? İyiki gücüm yokmuş diye şükrettim"

" Ve oğlan kıza delice aşık olur " dedi ellerini cebine koydu.

" Kıza ne oldu " diye ekledi.

" Görsenn 1.55 boyuyla Tufan'ı mahvetmiş " dedim gülerek. " Ama piç yüzünüde dağıtmış kızın "

Hırçın, mavi saçlarını karıştırdı. " Bir şartla zevkle öldürürüm o adamı "

" Neymiş "

" O bücür kızla tanışmak istiyorum sonra "

" Neden peki " dedim duruşumu dikleştirip.

" O kıza değecek mi diye inan bana tek bakışıyla anlarım " dedi göz kırptı.

" 14 şubatta düğün var o zaman tanıştırayım " diye öneride bulundum. Hırçın Mavi düğünde görecektim bu biraz korkutucuydu. Tunç demesi psikopat karıyı düğüne davet etmiştim.

" Cidden sen ölmek istiyorsun " üzerime yürüdü. " Yarım saatlik, tanışıp gidersin benimle konuşmuyor çünkü kızı hayatımdan kovdum onu öyle görünce."

" Deniz her zaman nazik ve salak olacaksın " başını salladı. Mavi saçları karışmıştı. " 14 şubatta saat 7'de Cevahir avm'nin önünden al geç gelirsen seni deşerim ve mecazen değil." dedi arkasını dönüp karanlığa karıştı.

" Çok seksi " dedi Tunç. Sanki daha demin korkudan altına edecek olan o değildi. " Ve çok ateşli mavi ateş huhu " dedi dudağını ısırdı.

" Ateş basan yeri kesip eline verir duyarsa, benden demesi. " gözlerimi devirerek gelen ilk taksiye bindik.

#

" Lan Deniz ayakabbılarını neden çıkarmadın götmüsün oğlum ! " diye bağırdı Tunç. Cidden ağır yavşak diyorum da kimse inanmıyor bana.

" Hayır sen " dedim kalkarken kapıya yaklaşıp ayakkabılarımı çıkardım.

" Ya abi valla ayakların bozulmuş yumurta gibi kokuyor ya " diye isyan etti Can." Sanki seninkiler gül kokuyor " başımı çevirip sinirle soludum. Tuvalete gidip ayaklarım sabunla yıkadım mis gibi oldular valla.

*

" Kaç yumurta pişirdin lan yetmedi. "

" Yok artık Deniz gel beni ye abi 10 yumurta pişirdim. " dedi Tunç. Bu çocuk elimde kalacak.

" Burda Can gibi tosun var benim lokmalarım mı battı? Tunç çok gözüme battın elimde kalcan vallahi " derken geğirdim. Valla midem rahatladı içimdeki sıkıntı buymuş demekki.

" Ya aranızda en fit benim ben mi çok yiyorum ? Ağır yavşaksınız. " dedi başına vurdum. " Lan it kız tavlamak için spor salonuna gitmedin mi ? "

" Artık Nur var. " dediğinde kahkaha attım.
" Ha Nur ha buzdolabı " dediğimde Tunç'la gülmeye başladık. " Bu iyiydi " dedi elindeki ayranı fondipleyip.

" Yarasın koçumaa " diyip sırtına vurdum ve oda hayvan gibi geğirdi.

" Tunç illa bokunu çıkaracan demi ? "

" Abii unuttum ya " diye araya girdi Can eliyle ağzını sildi. " Düğüne davetliyz ha düğün salonunda olacakmış kart verdilerde nerde bilmiyom " dedi.

" Çağırmasalarda gideceğiz çünkü Hırçın'da geliyor düğüne "

Can ve Tunç " Ohaa " dedi aynı anda.

" O şekilde kabul etti , Gece sağolsun düğün davetiyesini paylaşmış facede işe yaradı. " dedim omuz silktim.

Can'ın odasına doğru yürüdüm arkadan isyan eden Can'ı umursamadım. Napıyım pezevengin yatağı çok rahat.

Üzerimdekilerini çıkarıp yorganın altına girdim. Telefonumu elime aldım mesaj bölümüne girdim.

Alıcı: Efulimm

Mesaj bölümüne rahat 5 dakika mal gibi baktım. Ne diyecektim ben şerefsizim git dersemde gitme mi ditecektim ?

Allah'ım nasılda ağlamıştır. Bunu düşündükçe sol yanım can çekişiyor, neredeyse 1 aydır yakınna gidememiştim.. Uzaktan seyretmiştim..
İçimdeki yangına odun koyuyordum onun ağladığını görünce. Benim ağlattığımı bilmek ise cehenem azabı gibi.

Mesajdan çıkıp galeriye girdim. Onun fotoğraflarını açınca kalbim rahatladı. Yavaşlayan kalbimim atışı hızlandı nefesi alışverişim bozuldu.

O günün en güzel bölümü burnumun yanağı ve burnun arasında olmasıydı. Dünyanın durduğu yerdi orası. Öpüşmekten daha iyidir sanırım.

 

O rüyalar yokmu ! Gece'yi daha beter arzulamama sebep oluyordu. Sebep değil sürekli aklımdaydı onu düşünmemek elde değildi. Düşüncelerimi duysa kesinlikle tokatlardı beni. Fotoğrafını yakınlaştırdım ekranı öptüm. Aşıktım işte hatta divaneydim. Gönlümün sultanıydı lan o ! Onun önünde kızarıp utanmam yok mu o an kendimi boğazlayıp öldürmek istiyordum! Nerden çıktıysa bu huy. Çimen gözlerine kurban olayım be!

Yan yatıp telefonuda yan çevirdim Gece'me bakarken uyuya kalmak kadar harika bir şey yoktu.

" İyi geceler bücürüm " dedim gülümseyip gözlerimi kapattım.

**

 

Loading...
0%