Yeni Üyelik
19.
Bölüm

19. Bölüm

@uykuluhatun

 


Efulim: Sevgilim , sevduğum demek ..

 

Efser Gece'den..

" Pınar sencede bu elbise kısa ve açık değil mi ? " üzerimde lacivert elbiseyi çekiştirmeye başladım. Pınar benim yokluğumda daimi olarak kafeye başlamıştı, bir hafta yakın beraber çalışmıştık birbirmizle fazla vakit geçirdiğimiz için arkadaşlığımız kaçınılmazdı. Pınar açık kumraldı, mavi yeşil gözleriyle çok güzel bir kadındı.
" Gece saçmala harika oldu kızma ama kısa boylu olduğun için mini giymen gerek. " dedi kaşlarını havaya kaldırarak. Liseden sonu babasını kaybettiği için küçük kardeşine ve annesine destek olmak için üniversiteye gidememiş ne iş olursa yapmaya başlamış fakat dünyada kadın olmak zor olduğu için bazı yerlerden bu yüzden çıkmıştı..

" Hiç alınır mıyım canım yanımda manken gibi kız varken benim boyum yere yakın sadece." benim küçük boydan aynama sığmaya çalışıyorduk. Siyah belden oturtmalı dantell modeli olan elbise vücudunda hayat bulmuş gibiydi.

" Allah vergisi napalım. " egosunu da aynaya sıkıştırarak.

" Ukalalığıda kdv'si sanırım " dediğimde kahkaha attı. " Ay Gece ilahii " dedi.

" Kız sessiz, içerisi akraba kaynıyor. Teyzeler 4 koldan kız arıyorlar göze batma sus. "

" Aman banane yaa! " işte her güzelin bir kusru vardı. Tanımadığı kişilere saygı göstermiyordu.

" Bu elbiseye örgü gitti mi ? "

" Bol örgü ve muhteşe durdu "

Son kez aynada elbiseye bakıp vizon rengi topuklu ayakabbıları ayağıma geçirdim. Deri ceketimi üzerime geçirip içeri geçtim.

" Melike anne biz gidiyoruz " kına Makbuşun alt katında olacaktı. Esra'nın pek arkadaşı olmadığı için büyük yer tutmak istemedi bende Makbuşun yerini önerdim. 1 aydır kafeden ayrılmayan Can ses sistemi kurmuştu. Kınada çalacaklarıda ayarlamıştık. Tunç ve Can kameracılarımızdı. Beleş bir şey varsa oradaydım. Yuva kurmaya yardım ediyoruz hemde beleş!

Deniz mi ?

Onun 1 aydır yüzüne hasrettim. Yağmurun toprağa, gökyüzünün güneşe ve ayın yıldızlara hasret olduğu kadar hemde. Bir süre kafeye gitmeme kararı vermiş olsam da, arada bellki görürüm diye gitmiştim. Makbuş çok sık rahatsızlandığı için de zaten hemen eleman almıştı. Bugünde rahatsız olduğu için kınaya gelemeyecekti. Benim durumu bildiği için çok ses etmiyordu.

" Gecemm ne güzel olmuşsun ! Seninde bugünlerinide görmek vardı, nasip olmadı. Rabbim en hayırlısını çıkarsın karşına. " Evet, Deniz ile çok büyük kavga sonucu ayrıldığımızı söylemiştim, nişanlılık döneminde olur böyle şeyler desede ayrılığımız kesin dediğimde altını kurcalamamıştı.

" Nasipten ötesi olmaz Melike annem, amin amin inşallah. "

" Çok zayıflamışsın güzeliğin gitmiş "

" Bu iltifatmıydı hakaret mi ? " dedim ciddi bir şekilde. Güldü. " Hey Allah'ım hadi hadi gidin son kontrolleri yapın bizde bir saate geliriz deli kız. " yanaklarından öpüp kapıdan çıktık. Bu sırada telefonum çalmaya başladı.

Can arıyor..

"Efendim Can "

" Nur, Destan ve Esra'yla gelecek ben sizi alacağım, kapının önündeyim. "

" Bizde iniyorduk şimdi "

" Tamam " dedi telefonu kapattım. " Ya bişi sorcam Nur manyak mı Can'ı neden kabul etmiyor ? " dedi dibimden bir an ayrılmayan Pınar.

" Nur'u tanımıyosun canım böyle düşünmen çok normal." demir kapıyı açtım. İlkbahar şimdiden göstermeye başlamıştı kendini. Can siyah bir arabanın içinde bizi bekliyordu. Bunlar bu kadar pahalı arabaları nerden buluyor yani çok merak ediyorum doğrusu. Arabaya biner binmez Can gaza bastı.

" Çok güzel olmuşsun Efser, gelinin kız kardeşi olduğun 5 metreden belli. " dedi dikiz aynasında göz kırptı. Yapmacık sırıttım.

" Teşekkür ederim, Tunç nerde ? "

" Kameraları götürdü Makbuş'un oraya "

" Hımm tamam " dedim. Camdan dışarı seyretmeye başladım. Arabadan indiğimde hafif esen rüzgar perçemlerimi karıştırmaya yetti. Acaba Deniz gelmiş miydi? Yemin ederim bir ayda eridim ne göbek kaldı ne basen. Zayıflamak istiyorsanız aşk acısı çekin. Şaka şaka aşk acısı kadar berbat bişey yok. Sanki ruhun yavaş yavaş çürüyormuş gibi. O acın ne tedavisi var ne de izi. İçin sızlıyor kesmişler kalbini dikmeyi unutmuşlar gibi ama öyle değil işte. Ne izi var nede belli yeri.

Kafeden içeri girdiğimizde kalbim heyecanlanmıştı ama boşunaymış tanımadığım esmer bıyıklı biri vardı. Bıyığa rağmen fazlasıyla yakışıklıydı.

" Fatihh bizim hıyar turşusu nerde? " dedİ Can alay ederek. Hadi ama ! Pınarı Tunç'a ayarlamaya çalışacaktım. Evet arkadaşlar tam dayaklığım.

" Denizin yanına gitmek zorunda kaldı bugün gelmeyecek ." dedi sesi fazlasıyla kalındı. Tunç ve Deniz çok ortalıkta gözükmüyordu, genellikle Makbuş'un yerinde Can oluyordu. Tunç Pınar geldiğinden beri gelmemişti neredeyse..

" Pekala " dedi. Can dalga geçmedi Deniz'e birşey mi olmuştu. Sorsamıydım acaba ? Niye soruyormuşum canım ben yastığıma sarılıp günlerce ağlarken sürekli telefona bakıp mesaj atıp atmadığı kontrol ederken sormuşmu bi kere beni? Hıçkırarak ağladığım sesim duyulmasın diye ağzımı kapattığımda da kimse yoktu.. Yalnızdım, acımla başbaşa..

İç sesimi susturup aşağı kata indik. Topuklu ayakkabını çıkardığı sese şuan gıcık olmuştum, çok sevdiğimde söylenemezdi zaten.

" Bunlardan kaç tane var." dedi Pınar koluma girmişti merdivenlerden inerken. Galiba Deniz'i de görmemişti.

" Deniz , Tunç ve Can çok sıkı arkadaş kardeş gibidirler ."

" Deniz ve Tunç'u merak ettim"

Denizi merak ettim dedi yaa! Sakinim o arkadaşım benim. Ya Deniz onu çok beğenirse ? Bu kız niye bu kadar güzel ya !

" Deniz'i şey için senin kim bu denli kendin aşık etmiş o yüzden ama Tunç'u cidden merak ettim. "

Aha şöyle. Denizi benden başka kimse merak edemez ya. Hoş ben onun umrunda bile değilim. Benden özür diler sevgilim ol derse -ki bu imkansız- süründürürdüm. Aynen kanka aynen, dedi iç sesim o bile inanmıyordu..

Aşağısı balon ve süslerle doluydu masalar kenara çekilmişti ortayı göbek atmak için açmışlardı. Laptoptan şarkılarıda kontrol edince. Beklemeye başlamıştık.

" Gece ya çokmu patavatsızım ? " diye sordu birden Pınar.

" Yanii birazz "

" Dikkat etmem lazım şu dilime. " minik minik dudaklarına vurdu.

" Bence de " dedim sırıttım.

" Çok sağol ya " dedi alayla. Oda benimle gülmüştü bu sefer. Misafirler gelmeye başlıyınca merdiven başına geçmiş selamlamaya başlamıştım. Sağolsun Esra'nın sülalesi tanıyordu beni.

Benim arkadaşlarımdan Saliha , Aysel , Fatma ve Derya gelmişti. Esra'nında ismen tanıdığım arladaşlarıda gelince müzik açmıştım.

Can ve Fatih kamerayla aşağı iniyorlardı.
Aman Allah'ımm !
Bindallı birine bu kadar mı yakışırdı. Melike anne ve Nur arkasından geliyordu.

Hayır, gözlerimin dolmasına izin veremem. Son merdivenden inince Esra bana kollarını açtı.

" Bir gelin bu kadar güzel olmamalı! " dedim ona sarılırken.

" Gece uzun Efser şimdi ağlamama izin verme. "

" Hay hay emrin olur güzelim. " dedim güldüm.

Ankara havası, roman , halay , çiftelli derken kına yakma zamanına gelmişti. Göbek atmaktan ayaklarıma kara sular insede değerdi.

Ortaya bir sandalye konuldu tam herkes çember oluşturdu.

" Can müziği açarmısın ? " dedim herkes sessiz ellerinde mum vardı. Kınayı benim yakmamı istemişti.

" Can açma " dedi Esra ağlamaklı bir sesle.

" Hayırdır kuzum niye ? "

" Türküyü senin söylemeni istiyorum dedi " kırmızı duvağın arkasından söylemişti. Görmesemde gözlerinin kızardığını hissedebiliyorum.

" Ben yapamam herkesin içinde"

" Lütfen Efserim lütfen minik kardeşim " dediğinde kıramadım onu.

" Neriman ablaa sen sağıma geç bakim " dedim ağlamamak için gülmüştüm. Melike Annemde sol yanımda sandalyede oturuyordu.
Boğazımı temizleyip çömeldim derin nefes alıp söylemeye başladım ;

Ak sütünle beslediğin
Kundaklarda belediğin
Mutluluklar dilediğin
Kızın buğün gelin oldu
Senin değil elin oldu

Helal eyle helal eyle
Anam hakkın helal eyle
Gidiyorum el evine
Anam hakkın helal eyle

Esra'nın hıçkırıkları kulağıma ulaşınca benimde ağlayasım geldi ama dayanmak zorundaydım.

Kınam yakıldı elime
Kuşak bağlandı belime
Düğüncüler ev önüne
Geldi anam gidiyorum
Anam kızın gelin oldu
Senin değil elin oldu

Herkes dönerken Nur kına tepsiyi tutuyordu. Onun göz yaşları ise kınaya karışmıştı. Kına ve düğüne tam anlmıyla karşı olsa da Esra onun için çok önemliydi..

Helal eyle helal eyle
Anam hakkın helal eyle
Gidiyorum el evine
Anam hakkın helal eyle.

En sonunda dudaklarımdan hıçkırık kaçınca Esra'nın Melike annenin ve diğer misafiler ağlamaya başladı. Bu sıra Can'ın çektiğini farkedince kendimi topladım.

" Elini açma " diye fısıldadım. " Neriman abla gelin avcun açmıyor " dedim zorla gülerek.

Neriman abla gülümseyip iki cumhuriyet altını uzattı. Nur tepsiyi uzattığında Fatih flaşla gözlerimin icabına baktı. Kınaya elimi daldırıp Esra'nın avcuna dairesel hareketler çizerek kınagı sürdüm. Altının birini üzerine koyup peçete koydum.

" Elini kapa bitanem " dedim gözlerimden yaşlar akarken. Eldivenin takip diğerinede aynı şekilde yaptım.

" Hadii ama misketsiz kınamı olur ?" diye bağırdım. Can misket havasının açınca Esra'yı kaldırıp göbek atmaya başladık.

Daha demin ağlarken şimdi kahkahalarla göbek atıyorduk. Garip ama güzeldi bizim geleneklerimiz. Kabul çok garipti.

⚡⚡⚡

" Sanırım ayaklarımı hissetmiyorum. " diye isyan ettim. " Ne göbek attın kız " dedi Melike Anne bacağımı sıvazlarken. Esra yanımıza gelecekti " Duş alayım en iyisi sonra rahat rahat otururum " diyerek yanımızdan ayrıldı. Saat gece 2 'yi gösteriyordu. " İsmail amca nerde göremedim onu " diyiverdim koltukta yayılırken.

" Kız evi diye gelmek istemedi akrabada kalıyor o " Nur çoktan isyan bayrağı çekip odasına gitmişti. " Üstümü değiştirip geliyorum hem elimdeki kınayı yıkayayım." Tamam kızım bende üstümü değiştireyim. "

Ellerimi yıkayıp kırmızı ayıcıklı geceliğimi giydim saçlarımı açıp dağınık topuz yaptım. Makyajımj sildim. Dünya varmış vallahi. Pijamaları hiç bişeye değişmem. Yarınki kıyafeti aynanın oraya asıp içeri gittim. Esra çoktan duştan çıkmış giyinmiş gelmişti. Melike Anne sımsıkı sarılıyordu.

Sanırım annemi özledim. Derin nefes aldım.

" Yarın düğün var herkes yorgun hadi yataklaraa " dediğimde birbirinden ayrıldılar. " Efser birlikte yatabilir miyiz ? " dedi. İçimde bilmediğim bir mutluluk oluştu. " Tabiki güzellik sorman hataa " dedim. " Annen ne olacak teknik olarak onunla yatman gerek. "

" Biz dün gece birlikte yattık sonkez seninle uyumak istiyorum. " dedi bana sarıldı. Göz yaşı salgılayan bezler hiç mi durmaz canım.
Odaya geçip kapıyı kapattım " Duvar kenarı beniim " dedi büyük bir çoşkuyla, onun bu haline gülümseyim olumlu bir şelde başımu salladım. Işığı kapatıp güneşliği açtım bu sayede ay ışığı içeriyi aydınlatacaktı.

"Sığarmıyız sence ? " dedim yatağa ilerlerken. "

" olmadı seni kucaklarım " dediğinde yatağa girip sarıldım dostuma. Dostum az kaçar kardeş abla candan öte?

" Elektrikler kesilincede bensiz uyumazdın. " dedim omzuna başımı koyarken. Gülümsedi " Karanlıktan korkuyordum o zamanlar şimdi alışkınım. " dedi derin nefes alıp verdi. Nefesi saçlarım gelince huylanmadım desem halan olurdu.

" Efserr"

" Hııı"

" Odunn insan efendim der " dedi

" Hııı ıııı " diyince gülmeye başladı.

" Sen benim sabip olmadığım minik kız kardeşimsin. " sımsıkı sarıldı.

" Melike Anne İsmail Amca onur ve sen benim ailemsin. "

" Miniğiimsin kızım can parçamsın Nur'da öyle ama sen farklısın bizi biraya getiren sensin. "

" Ya valla sümüklerimi silcem şimdi! "

" Sil bee ne olacak. "

" Canımsınn. " dedim gülerek.

" Hatırlıyormusun tanıştığımız günü ? " dedi, meraklı bir şekilde.

" Unutmak mümkünmüş gibi konuşma? " dedim kahkha attım..

Tanıştıkları gün..

" Allah'ım sanırım açlıktan öleceğim." diye söylendim. Cebimdeki bozuk 4 lirayı çıkardım. Yine aç kalmıştım senmisin simiti çocuğa veren diye kızdı bir yanım , bir yanımda iyi yaptın diye gaz veriyordu.

O çocuklarda sokakta yatıyorlardı bende sadecde 3 gün yatmışım çok mu..

Bayır yukarı çıktım amaçsızca İstanbul sokaklarını turluyorum en azından..
Bankadaki paraya dokunmak istemiyordum okul harcı için gerekliydi nasıl bulacaktım toptan bidaha o kadar parayı.

Sürtük kız sırf ona laf soktup diye iftira atmıştı ve yurttan atılmıştım. Başka yurt almazdı. Özeller çok pahalıydı bende pansiyona gittim. Tabi bendeki şans fuhuş baskını yapılmştı suçsuz olduğum sabah anlaşılmıştı. En azından o gün sabaha kadar nezarette getirmiştim 4 saatte olsa çok iyi uyumuştum. Az ilerde kavga eden bir çift gözüme çarptı. Kız uzun esmer ve çok güzeldi sevgiliside baya yakışıklıydı. Kız kolunu kurtarıp parmağındaki yüzüğü çıkarıp adamın yüzüne attı. Bende film izler gibi onları izliyordum bir çekirdeğim eksik valla.

Adam sağ koluyla kızı tutup sol elini gerdi.

Hayıır ! Kıza tokat mı atacaktı işte buna izin veremezdim. Hep bu huyum yüzünden başıma gelmişti ne geldiyse.

Hadi hayırlısı. Yapma Efser yapma, karışma!

Valizimi yere koyup az ileride olan çiftin yanına koştum. Bela geliyorum demiyoo...

" Napıyosun ! Bırak kızı " diye bağırdım. İkiside afallamıştı. " Ses kes bücür."

" Sen kimsin de bücür diyosun be , çek patilerini kızın üstünden ! " diye bağırmıştım.

" Lan siktir git veled nişanlım o benim "

" Yüzüğü attım bırak beni" sonunda kız konuşmuştu şükür. " Suus eve gidiyoruz!"

" Gelmiyorum bırak benii! " diye bağırdı. " Yardım et ! " dedi kız yalvarır bir şekilde. Yaklaşıp ellinden kızın elini kurtarmaya çalışyordum. Böyle olmayacaktı.

Eğilip adamın elini var gücümle ısırdım.

" Ahhhh " diye bağırıp kızın elini bıraktı. Bende elimle ağzımı sildim. Iyyy ağzımdaki tuzlu tat yüzünden az kalsın kusabilirdim.

" Sen çok oldun ama " dedi tokatı yapıştırdı. Nasıl yapıştırdıysa yere düştüm. Yol geçen hanına döndüm gelen vuruyor giden vuruyor..

Aferin Gece gerçekten ! Başına daha ne gelebilir çok merak ediyorum ! Cidden.

O kız eğilip " İyi misin " dedi gözlerinde korku dolu gözlerle.." Yürüü gidiyoruzz " diyerek kızı çekiştirmeye başlamıştı. Birden kalkıp adamın diz kapağına tekme attım.

Adam acıyla inlerken kızı arkama aldım. Bunu atlatayım Rabbim söz boyumdan büyük işlerr kalkışmıcam. Söz!

" Sana sorucam lan bekle ! Aaaahhh " zar zor ayağa kalktı. Sanırım dayak yiyecektim iyi oluyor kızım sana valla.

" Yaklaşma kötü oluur " dedim, nasıl kötü olacaksa artık. " Göstericem kötüyü" dedi yaklaştı o yaklaştıkça biz geriledik. Arkada kız korkudan tirtitriyordu.

" İmmmdaaaat yetişiiin komşulaaarrr tacizzzz ediyorllarrrr imdaaaat kurtaran yookkmuuuu !" diye bağırmaya başladım. Aferim Efser, arada çalışıyor beynin!

" Napıyosun laan "

" imdaaaaattt taccciiz ediyorrrlarrrr " derken boğazım kurumuştu. İki teyze 3 de abi koşarak yanımıza geldi.

" Yardımm Edinnn tacizz ediyooorrr " dediğimde teyzeler bir güzel çantalarıyla vurmaya başladı. Tabi abiler dururmu.

Bi güzel dayak yerken o adam polisler bizi alıp yine karakola götürdüler. Tabi komiser beni görünce bi sabır çekti.

" Yinemi sen kızım bu seferde mi suçsuzsun? "

" Komiser amca valla bildiğin gibi değil ."

" Kesin suçsuzsundur. "

" Suçsuz suçsuz " diye araya girdi. O kız sonunda.

Sonra gerçek açığa kavuşunca bizi bıraktılar.

" Kargaşada unuttuk ben Esra " dedi elini uzattı. " Efser Gece " dedim elini sıktım.
Birden kendine çekti sarıldı.

" Şey bir haftadır duş almıyorum sarılmasan daha iyi "

" Saçmalamaa " dedi sevecen bir şekilde " Bize gidelim mi ? "

" Yook gerek yok "

" Sus ve yürü " dedi bi kolunu omzuma attı. Gülümsedim çünkü istanbulda ilk defa bir kişi bana bu kadar yakın davranmıştı.

*

" Eviin çook güzeelmiiiş " hayran hayran bakarken.

" Duş al rahatla bende birşeyle hazırlıyım bana yardım etmen gerek Efser çok işim var." dediğine itiraz etmedim çok ihtiyacım vardı çünkü.

" Ellerine sağlıkk sandiviç harikaa " diyip ekmeğimden ısırdım.

" Afiyet olsun canımda bişey yapmadım ki "
Cevap vermek yerine son lokmayıda yedim portakal suyumu içtim. Esra hiç dokunmadığı sandivici önüme itti. " İştah bırakmadı şerefsiz yiyebilir misin ? " gülümseyip onuda yemeye başladım 4 gündür adam akıllı yemek yememiştim.

" Eşyaların çoğunu satışa sundum sen duştayken evlere baktım gider miyiz ? " dedi gülümseyerek.

" Benimle neden bakıyorsun ki kimsen yokmu? "

" Pek arkadaş çevrem yok aileme nişanı attığımı bir arkadaşımla eve çıkacağımı söyledim "

" Ya ben yıllık mı girdim duşa, bunları kaçırdım ?" dediğimde gülmeye başladı.

"İlahi Efser birlike ev tutalım bende yeni iş sahibi oldum bu yaştan sonra annemin yanında kalamam. "

" Ama benim o kadar "

" Benim için yaptıklarından sonra dert etme sen."

*

" Benim için neler yapmıştın " dedİ Esra sarıldı.

" Ne güzel günlerdi değil mi ?" dedim iç geçirdim.

" O salak kapıya dayanınca ne yapmıştık hatırladınmı kızım sen az değilsin." dedi yanaklarımı öptü.

" Kıştı salak bulmuş adresi nerden bulduysa bir kova soğuk suyu başına döktüm iyi ettim tabiki kovasıyla birlikte" dediğinde kahkaha attık.

" Bayıldı da bırak isterse gebersin demiştin Efser. " dedi yanaklarımı sıktı öptü.

" Ev tutmaya gittiğimizde Şükran'a benim küçük kardeşim üniversiteyi kazandı onun için buraya taşındık demiştin."

" Sen benim yaramaz küçük kardeşimsin. "

Sımsıkı sarılıp saçlarımı öptü ve ben tekrar ağlamaya başladım.

" Efserim aşk kolay girmiyor insanın hayatına ya bazen kapını çalıp kaçıyor yada sessizce oturup kapının açılmasını bekler.
Deniz'le aranızda ne geçti neden sen o hale geldin bilmiyorum üstünede gelmedim bu kargaşada ama ben her daim arkandayım unutma olur mu? "

" Candan ötesin bee "

" Can parçamsın sümüklü nadidem ,hadi uyuyalım. "

" İyi geceler Esra Kara "

" Delii iyi geceler " dedi sarıldı.

 

**

Esneyerek vücudumu gerdim yavaşca gözlerimin aralayınca yatakta tek olduğumu gördüm. Birden hareket edince belimde bir sızı oluştu.

" Ya valla bu yaşta yaşlandım." saçlarımı kaşıyıp komidinin üzerinden telefonumu aldım.

Kara'm ;

Uyandırmaya kıyamadım, kuaföre gidip oradan fotoğraf çekilmeye gideceğiz. Biliyorsun Nur kuaföre gitmeden gelmez. Seni çağırmadım diye kızmazsın umarım ? Pınar yardım eder diye düşündüm. Bu arada benden güzel olacağına emin olabilirsin ve siyah ayakabılar sana hediyemdir. Miniğim seni seviyorum. 1 de eve geleceğim elini çabuk tut .

Valla aldığım en uzun mesaj diye düşündüm aynanın önündeki topuklu ayakkabıyı görünce gözlerim yerinden çıkacakmış gibi hissettim. Onları hemem elime alıp göğsüme koydum, çok beğenip ama pahalı diye alamadıklarımdı. İki elbise almak beni yeterince zorlamıştı..

" Umarım giyi-" diyerek içeri girmişti Pınar. Tiz bir çığlık attı, " Sen daha yeni mi kalktın ! " diye çemkirdi.

" Yorulmuşum napıyım " dediğimde gözlerini devirdi.

" Aman ya tamam sakinim , 2 saatimiz var hadii! "

" O kadar olmuş mu ya !"

" Evet ayakkabıyı kucaklamayı bıraktıysan hadi! "

Yavaşca ayakkabıları yere koyunca Pınar bana güldü ona dil çıkarıp lavaboya girdim. İşimi halledip elimi yüzümü yıkadım. Dişlerimi fırçalama işlemi bitince ordan ayrıldım.

" Melike Anne " diye seslendim " Mutfaktayım kızım " dediğinde koşar adım mutfağa gittim bulaşık yıkıyordu. Arkasından sarılıp parmak ucuna kalkarak yanağına öpücük kondurdum.

" Ben yıkarım sen bırak! " Gelin evindede iş bitmiyordu.

" Olur mu öyle şey "

" Olmaz ki böyle " diye isyan ettim ondan ayrılıp yanağını sıktım. " Sen git İsmail amcanın yanına bende sana bir şeyler hazırlayayım. " dedi anne şefkatiyle.

" Hiç zahmet etme kahve içicem canım bir şey istemiyor. " tezgaha yaslandım.

" Kızım tamam nişanlından ayrılmışsın dünyadan değil.Düzgün kahvaltı yap bakayım. "

" Onunla alakalı değil. "

" Benim Gecem kahvaltı etmeden kapıdan çıkmazdı. " Senin Gece'n hep gülerdi..

" Söz kahvenin yanında çikolata da olacak! "

" Hayır canım, sen git ben sana sandiviç yapacağım. sus cevap verme."

" Ben İsmail Amcamın yanına gideyim o zaman " dedim usul usul.
İçeri geçtim. Teyzeleri ve yengesi vardı İsmail Amca beni görünce ayağa kalktı.

" Kızım nasılsın ?" ilk elini öpüp başıma koydum sonra sarıldım. Esra kesinlikle aynı babasıydı. Uzun ve zayıf.

" İyiyim valla sizi sormalı , Hoşgeldiniz bu arada" herkese bakıp gülümsedim.

" İyiyiz hamd olsun " dedi. " Geceee gelsene kızım maşa falan ısındı. " gözlerimi devirip " izninizle " diyerek odaya geçtim.

" Bekle kızım kahvemi içip geliyorum. " kapıyı aralayıp sonra başımı çekip mutfağa yöneldim. Bir kaç ısırık, sandivicimden ısırdım, Pınar'ın bağrışları yüzünden boğazımda kalıyordu. Hızlıca içeri girdim, çok konuşup başımı ağrıtmasın diye!

*

" Nasılım? " dedi saçlarımı yana alarak.

" Kızım sen neymişsinn " diyerek ıslık çaldı.
" Yaaa ı slık çamlasana" dedim cilveli bir şekilde yavaşca ellerine vurdum gülerken.

Ay, utandım şuan. Elimi yelpaze yaparak yüzüme hava gelmesini sağladım. Bu elbiseyi çok beğenerek almıştım, dantelli şeyleri nedense çok beğeniyordum. " Bordo rengi senin renginmiş yaa, siyah ayakkabılar ve makyajın dehşetü vahşet oldun!"

Pınar ise benim dolabımdan yeşil bir elbise vermiştim, o kadar güzel olmuştu ki gözleri ortaya çıktı. Hafif dekoltli bir elbiseydi bende midi dururuken onda miniye kaçıyordu. Saçlarını düzleştirip yeşil göz kalemide ektra eklemişti makyajına.. Tunç sen bu kıza aşık olmazsan ben bir şey bilmiyorum..

" Tamam tamam yeter utancımdam ölmek istemiyorum şuan " dediğimde ikimizde güldük.

" Gelin geldiiiii " diye ses duyuna az kalsın yeri boyluyordum. Topuklu ayakkabı benim neyime. " Efser dikkat etsene kızım" diye çemkirdi.

" Hıhh " diyerek içeri geçtim. Arkamdan Pınar bu halime gülüyordu. Koyu yeşil sade mini elbisesiyle ne kadar güzel göründüğünü söylemeyeyim isterseniz.

Güzel şey ne olacak.

" Ohaa " diyince dönüp herkes bana baktı. Tabi ki deve kuşu misali kafamı gömecek yer aradım. Esra'da dönüp bana bakınca utancım ikiye katlandı.
Gelinlik straplezdi. beline kadar taşlarla harika gözüküyordu. Gelinliğin etek bölümü kabarıktı. Prenses modeli gelinliğiyle melek gibiydi.

Kahretsin gözlerim doldu. Kendimi kızını gelin eden anneler gibi hissediyordum.

" Efser! "

"Esra! " aynı anda isimlerimizi söyleyince gülmeye başladık. Yavaş adımlarla Esra'nın yanına gidip ona sımsıkı sarıldım. " Melekler gibi olmuşsun "

" Doğru söylemişim benden güzel olmuşsun ".

" Susar mısın ağlayacağım! " dediğimde gülmeye başladık. Delimiyiz biz ağlıcam diyip neden gülüyoruz?

" Esraa şunu ağlatma kız valla zor yaptım makyajını " diyince kahkaha atmaya başladık.

 

**

Ayakkabının altına isimlerimizi yazdık. Efseri ayrı Geceyi ayrı yazdım. Ne olur ne olmaz biri silinmezse diğeri silinir.
Hıhı. Kapıyı açmak için para aldım , ayakkabı giydirmek içinde para alınca " Sömür baldız sömür beni! " diyince hep beraber kahkaha attık.

" Tabii eniştee kız alıyosun bi de Esra'yı! " dedikten sonra hep beraber arabaya binip düğün salonuna geldik. Gelin odasını meraklısı olduğum için Esra'dan önce ben girmiştim. Aman ya merak etmeyin normal gelin damat otursun diye iki koltuk falan ayna koymuşlar. Hayal kırıklığına uğrayıp dudaklarımı büzerek salona doğru ilerledim. Daha farklı hayal etmiştim!

Nur kırmızı uzun derin dekolteli abiyesiyle yürek hoplatıyordu. Siyak topuklu ayakkabısı ve siyah ojeleriyle mükemmeldi. Pınar'la birlikte misafirlerin geldiği yere oturduk. Nur arkadaşlarıyla konuştuğu için yanımıza gelmedi. Derya Saliha'yla muhabbet ediyordu. Bu Sırada Kaan , Aykut, Vahdet ve tanımadığım ama sarışın bir çocukla bizim olduğumuz yöne geliyorlardı. Hepsiyle toklaşınca Kaan yanıma geldi. Tokaşlamadığım sarışın çocuğun yanına geçti.

" Kuzenim Furkan Demir. " elini uzattı bende elini sıktım. " Efser Gece Şen en yakın arkadaşım. " dedi eliyle dudağını kapattı " kendisi fazlasıyla çatlaktır. " dediğinde elimi çekip Kaan'ın koluna vurdum. " ve eli ağırdır kızım kırdın kolumu!" dedi kolunu ovalarken.

" Keşke en yakın arkadaşının bu kadar güzel olduğunuda söyleseydin. " diyince yapmacık bir şekilde sırıttım.

" Hadii Kaan geçin bir yere " dedim Furkan'la göz göze gelmemek için hemen yanlarından ayrıldım. Pınar yanımda bitti hemen.

" Ya kızım madem Denizi istemiyorsun şu sarışında fena değilmiş hanii "

" Pınaar diline sahip çıksan. "

" Aman iyi bee! "

Bu sırada kapıdan Can ve Tunç geliyordu arkalarındaki biri Fatih'ti diğerini tanımıyordum. Dirseğimle Pınar'ın koluna vurdum. " Alsana Tunç Döveç. " Pınar birden ağzında küfür kaçırdı.

" Karizmaya bak bee "

" Ağzını kapa canım ağzını, " dedim kollarımı birleştirdim.

" İnsan mı yedin be insafsız " dediğinde kahkaha attım. Kahkaha atarken elimle ağzımı kapatmayıda unutmadım. Diğerleri direk içeri orkestranın yanına giderken Can ve Tunç bize doğru geliyordu.

" Buraya geliyor Gece ne yapcam?"

" Doğal davran her zaman ki gibi "

" Tamam tamam sakinim " başka yöne bakmaya çalışırken alttan Tunç'a bakıyordu. O kadar komikti ki!

İkisine sarılıp " Hoşgeldiniz " dedim.

" Tunç bu Pınar , Pınar bu da Tunç " dediğimde Pınar hemen Tunç'a bakmıştı. Keşke bu kadar çaktırmasaydın kızım! Bir saniye ikiside birbirlerine kitlenmişti. Can belimden iterek uzaklaştırdı.

" Kızım sen evrime kafamı atıyon bu ne hal çok güzel olmuşsun! "

" Sen bide Nur'u gör! " dedim başımla Nur'un olduğu yeri işaret ettim.

" Çüş o dekolte ne!" dedi omuz silktim. " Bu gece kavga çıkmazsa iyi, ona bakanı oyarım! " dedi sinirli bir şekilde, gözlerinde şimşekler çakıyordu. " Yanına git yavru ceylanının aman kapmasınlar! " dedim gülerek. Deniz.. Gelmemişti, gözlerim kapıdan ayırmıyordum arada etrafa sahte gülücükler aktarıyordum.

Tunç ve Can lacivert takım elbiseleriyle çok yakışıklı olmuşlardır. Hala Can'ın laflarına gülerken başımı gelenlerin olduğu kapıya çevirdim.

Ve sonra nefes almayı kestim. Siyah takımla şey gözüküyordu şey dehşet ! Kalbim yerini beğenmemiş gibi ordan çıkmaya çalışıyordu. Bu herif neden bu kadar yakışıklı? Deniz'in koluna giren kızı sonradan farkettim. Gözlerimi bir kaç defa açıp kapattım, gördüğüm gerçekti değil mi?

" Hasiktr ! Bu kim lan " diye konuştum kendimle. Masmavi saçları ikinci deri gibi olan siyah elbisesi seksi bacaklarıyla benim olduğum yöne doğru geliyordu. Zar zor nefes aldım. Hatta kesik kesik nefes aldım, hatta nefes almayı bıraktım. Onu bir kızla görmeyi kaldıramazken bu kadar seksi bir kızla mı görecektim ?!

" Allahım yardım et elim ayağım titriyor. " diye mırıldandım. Boğazımda oluşan yumru, sızlayan burun , akmak için savaşan gözyaşları...

" Merhaba " dedi Deniz. Onun konuşmasın ilk defa can çekişmeme sebep oldu. " Ho-hoşgeldiniz." göz göze gelmemek için kendimi zorluyordum.

" Merhaba şekerim. " dedi mavi saçlı kadın.

Düğünde olduğum için kızı yolamadığımamı yanayım ? Onun hiçbir şeyi olduğumamı yanayım, sizce hangisine?

" Efser?" dedi. Aşık olduğum ses ama kulaklarım büyülenmiyordu bu sefer. Duymak istemiyordum onu. Gözlerinin içine baktım dikkatlice, ilk defa bu kadar derin baktım. Tam kaybolacakken sendeledim. " İyi misin " dedi yürüyen seksi şey. Gülümsedim " Bu kadar iyi olduğumu hatırlamıyorum, birazdan düğün başlar, yerinize geçin. " derken müzik başladı . " Ah , başladı bile iyi eğlenmeler. " diyerek yanlarından geçtim.

Her zaman ciğerlerimi delirten kokusu şimdi kezzab görevi görüyordu. Kabinlerin birine girip kitledim kendimi iyi ki son andan çantamıda almıştım. Klozetin üzerine oturup hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Bir süre bağıra bağıra ağlayıp bir yandan kendimi küfür ediyordum. Tuvaletin kapısı açılınca sesimmi kıstım. Hıçkırmaya ve burnumu çekmeye başladım. Son peçeteyle burnumu silip çöpe attım. Çantamı elimde sabitleyip kilidi açıp çıktım.

Dünyam yıkılmış olabilir hatta enkaz altında bile kalmış olabilirim. Ama hala nefes alıyordum. Lanet olsun ki!

Mavi saçlı kadın makyaj tazeleme tezgahına oturmuş ayaklarını sallıyordu.

" Şekerim iyi misin ? " şekerim ne? şe ke rim ne!

" Evet iyiyim rahatsızım biraz. " dudaklarını birbirine bastırırdı simsiyah göz kapakları ve kan kırmızı rujuyla cidden her erkeğin rüyasıydı.

" Çok hoşsun bordo yakışmış." dedi , durup duruken bende makyajımı tazeliyordum. Gözlerim yine renk değiştirmişti. Ağladığımı bu gözlerim ele veriyordu hep. Bordo rujumu ve allığımı tazeledim. gözlerimin yanlarına dokunarak ağlama izlerimi sildim..

" Teşekkür ederim sende çok şıksın." sadece gülümsedi. Gözlerinin mavisi cidden tuhaftı ve biraz korkutucu.

" Lafı uzatmayı sevmiyorum. " dediğinde kaşlarımı çattım. Kollarımı göğsümde birleştirdim.

" Denizi sevdiğini duydum." dedi tırnaklarındaki kırmızı ojelerine bakarken.

" Bunda seni ilgilendiren yer neresi?" dedim kendimden emin bir şekilde. " O seni sevmiyor." dedi soğukça. Gülüşten yoksun bir şekilde sırıttı.

Sanırım gerçekti beni sevmiyordu. Bir mesaj atmadı bir ay , beni hayatından kovdu ve mavi kafayla karşıma çıktı!

" Haklı olabilirsin. "

" Nee insan inkar ederdi ." dedi kahkaha attı.

" Bana bak mavi kafa! " dedim sakin bir sesle. Yumruğunu sıkmaya başladı.

" Birini seviyorsun diye onun senin sevmesine gerek yok, bu gece çok mutluyum en yakınım evleniyor kavga etmeyeceğim ve ve onu kapmışsın ne diyim, mutluluklar dilerim. " afallamıştı. Kaşları hayretle kaldırmıştı. Çantamı aldığımı gibi tuvaleti terkettim. Kapı kapanınca derin nefes aldım. İçerden misket havaları kulağıma dolarken orkestraya yaklaştım. Ordaki orta boy amcadan mikrofonu istedim.

Müzik kesilince herkes bana baktı.

" İlk olarak hoşgeldiniz. " dediğimde herkes alkışladı. Mavi kafa ise Deniz'in kulağına bir şeyler fısıldıyordu. Deniz gülmeye başladı. Onları gören arkadaşlarımın hepsi yüzüme bakmaya başladı.

" Göbek atmanızı böldüğüm için özür diliyorum. Gelinimiz yani Esra benim her şeyim. Umarım daima mutlu olursun hep o güzel yüzün güler ve Destan eniştem onu hep mutlu edeceğine adım kadar eminim. " dediğimde eniştem ıslık çalmaya başladı. " Ben sizden aşkı öğrendim. " dediğimde Denize bir an bakıp kendimi toparladım. " Aşkı o kadar masum yaşadınız ki imrendim. Herkes sizin kadar şanslı değil malesef. Değerinizi bilin. Çünkü gerçek aşk çok zor bulunuyor .Neyse çok uzattım değil mi ? Hep böyleyim bilen bilir. İsmail Amcacım Esra'yla dans etmenizi istiyorum. Onlar dansa başlarken bütün babalar lütfen kızlarıyla dans etsin. Haa bu arada şarkıyı benim en yakınım Kaan Demir söyleyecek lütfen kocaman alkış !" dediğimde herkes alkışlamaya başladı. Kaan öldürecek bakışlar atarak bana bakıyordu.

" Napıyosun sen! " dedi etrafa gülücük saçıp bana öldürücü bakışlar atıp.

" Baba ve kız dansı Ferhat Göçer kızım şarkısı sesin harika! " diyerek en güzel emrivakiyi yapmıştım.

" Arkadaki orkestra ile mi söyleyeceğim? "

" Kuru sesle bile harikasın bebeğim " diyerek mikrofondan elimi çekip ona uzattım. Omzunu sıkıp yanından ayrıldım.

Kızların masasına gidince herkes birden soru sormaya başlayınca " Şuan herkes susabilir mi ? Düğündeyiz . "

Terslediğimin farkındayım ama sinirden kuduruyordum. Kaan şarkıya başlıyınca Esra babasıyla dans etmeye başladı. Bu manzara bakıp gülümsedim. Acaba babam beni düşünüyormuydu özlemişmiydi ? Hadi ama Rıza Şen'den bahsediyorduk, beni yaşarken öldü diyen!

Omzuma değen el ile tırstım. " Benim kızım " dedi. Kemal amca , Destan eniştemin babası.

" Dans edelim mi kızım ? " gülümseyerek başımı salladım. Elimi elinin içine alıp yürümeye başladık. Göbeği kır saçları ve bıyıklarıyla babamı anımsatıyordu.

Ve dans etmeye başladık..

Kaan öyle vurguluyordu ki şarkıları ağlamamak elde değildi.

" Hayırdır kızım neden ağlıyosun " parmaklarımla akan göz yaşlarımı sildim. Allahtan makyaj mazemeleri kaliteliydi hemen akmıyordu.

" Mutluluktan " dedim gülümsedim. Aslında babamla hiç böyle olamamaktan..

" Mutluluktanda olsa ağlama. hoş benimkide laf , benim kızım evlenince ağlamadım ama o kapıdan çıktıktan sonra çocuklar gibi saatlerce ağladım."

" Keşke kızınızla dans etseydiniz. "

" Doğum yaptı gelemedi. "

" Ayy hayırlı olsun çifte mutluluk buna denilir. "

Kaan şarkıyı bitirmiş herkes alkışlamıştı. Bana kızsa da şimdi gülüyordu. Kemal amcaya teşekkür edip Kaan'ın yanına gittim.

" İşte benim kardeşim " dedim omzunu sıktım. Furkan kalkıp yerini bana verdi. Şuan Denize bakmamak için kendimi zor tutuyordum.

" Başta seni öldürmek istesemde şimdi sağol ya heyecanımı yendim. "

" O zaman kuzen, dans parçasıda söylersinde biz bu güzellikle dans ederiz?" dedi Furkan sol yanağındaki gamze konuşurken bile belli oluyordu.

" Tabi söylerim benim güzelim Mustafa Ceceliyi çok seviyor hangi şarkıyı istersin bakalım. "

" Ya azıcık çiftelli oynayalım sonra düşünürüz. " dedim gülerek arkamdan geldiler.

Furkan ve Kaanla karşılıklı göbek atarken Deniz'in sert bir şekilde bize baktığını fark ettim.

**

" Kızım sarışın sana takmış kafayı, nasıl bakıyor sana öyle? " dedi Pınar. Allahtan takı merasimi fazla uzun sürmemişti. Pınarın derdi başkaydı benim derdim başka. Ben ayaklarımı düşünüyorum , kız erkekleri.

" Katılıyorum." Saliha zavallımın sözlüsü izin vermemişti o yüzden göbek atmıyordu Kaan hareketlenip orkestranın olduğu yöne gitti. Ağlamaya gittiğim için Esranın ilk dansını kaçırmıştım.

" İyi akşamlar , yine ben hıı şey bu şarkı her daim yakınımda olan Efser Gece'ye gelsin. Esra ve Destan abi sizi dans pistine alayım, " dedi güldü. Herkes alkışlarken Esra ve Destan dans etmek için kalkıyordu. Kaan Cece'limin Gül rengi şarkısını söylemeye başladı.

" Sarışın geliyoor. " diyen Pınar'ın ağzına kokuşmuş çorap tıkmak istedim. Deli midir nedir. " Asıll Tunç geliyooorr." dedim, onu taklit ederek.

" Gece bu dansı bana lütfeder misin ? "
Tam ayağa kalkıp eline tutacaktım ki ensesinden biri tutup arkaya çekti.

" Edemez canım " dedi, Deniz. Furkanın konuşmasına fırsat vermeden elimi elini içine geçirip sürükledi.

" Napıyosun yaa " dediğimde durdu ve belime sarıldı. Derin nefes aldım ama veremedim. Kalbimin sesinde müziği bile duymuyordum. İki elini belime koydu titreyen ellerimi boynunda birleştirdim.

" Dansa kaldırdım seni "

" Benden izin almadın ama dua et Esra'nın düğünü gösterirdim sana "

" Asıl sen dua et o çocuğun ağzını yüzünü dağıtmadığıma !" sonunda nefesimi verdim etrafa bakınırken Melike anne gülerek bana bakıyordu.

" Bana bak Gece! "

" Senden nefret ediyorum Deniz "

" Topuklu ayakkabı giyerek yine bana ulaşamamışsın." diyince gözlerimi kısarak gözlerine baktım. Herif beni tınlamıyor.

" Gözlerindeki parıltıyı görmek istiyorum. "

" Mavi kafa gösterirdi sana " dediğimde dilimi ısırdım. Daha ne kadar belli edebilirdim bilmiyorum. Başını arkaya atarak kahkha attı.

" Kıskançken ne tatlı bir şeysin sen? " dediğinde ayağına bastım. Bana mısın demedi adama bak ya !

" Son aşkım ilk yarimsin " dedi gözlerimin içine bakarak kalbim tekledi.

" Sadece gözlerime bak bu şarkıyı gözlerine bakarak söylemeye ihtiyacımvar. " yutkundum. Gülümseyip başladı;

Havasından suyundan aşk damlayan
Yarim var gül renginde
Dünyaları verseler kar etmez
Olmaz ki sen denginde
Aşkıdır ruhumda yankılanan
Duyduğum her seste
O can ki sevdası sonsuzumdur
Aldığım her nefeste
Son aşkım ilk yarim can bildiğim
Vefalı sevdiğimsin
Derdimi derdinle böldüğümde
Ömrümü verdiğimsin

Şarkı bitince alkış tufanı koptu. Ve ben gerçek dünyaya döndüm. " Herkese iyi geceler ! " dedi son şarkıyı Kaan söylemişti.

Deniz'den nasıl ayrıldım nasıl kızların yanına gittim bilmiyorum.

Açlıktan sanırım midem öz suyum ağzıma geldi gelecekti. Kalbimi sakinleştirmeye çalışırken bir de midemle uğraşıyordum. Herkes dağılmaya başladı en son gelin ve bizim kızlar kalmıştı.

" Hazır mısınız " dedi Esra en arkadaydım ve hala dansın etkisinden çıkamamıştım. Sonra birden yüzüme birşey çarpıp yere düştü. Ben kızlara bakıp ne olduğunu anlamaya çalışırken Deniz eğilip yerden gelin çiçeğini aldı.

" Bu demek oluyor ki sıra sende "

" Haa " dediğimde gülüp alt dudağını ıslattı. " Gelin çiçeğini sen kaptın Gece." olayı idrak edince bana uzattığı gelin çiçeğini alıp salladım, onunla ise göz göze gelmemeye çalıştım.

İsmimi bu herif neden bu kadar söylüyor? Şuan mal modundaydım ve hala çıkamamıştım. Deniz Güney'e yakın olmak bana yaramıyordu. Dengem şaşıyordu birkere sonra dünya ile bağlantım kesiliyordu.

Herkesle vedalaştıktan sonra kızların hiç bir dediğine kulak asmadım. O beni sevmiyordu beni sevdiğine inamıyorum.

Esra arabaya binmeden sonkez sarıldım. " O çocuğu süründürmede ne yapıyorum sana!" dediğinde " Emrin olur " dedim ve gülmeye başladık.

" Beni çok özle. "

" Seni çok özleyeceğim " dedim araba giderken bile el salladım. Artık Esra yoktu.. kendi evi , kendi yuvası vardı..

***

Duşumu alıp karnımı bir güzel doyurdum. Beni lütfen iki gün uyandırmasınlar. Kendimi yatağa bıraktım gözlerimi kapatıyordumki telefon titredi.

Kilidi açmadan kim mesaj atmış gecenin bu saatinde çok merak ediyorum.

Kazma'dan bir mesaj alındı.

Yazısını görünce kalbim kitlendi..

 

Loading...
0%