Yeni Üyelik
20.
Bölüm

20. Bölüm

@uykuluhatun

Kazma'dan bir mesaj alındı.

Hala ekranla bakışıyordum. Bu herif benim sabrımımı zorluyordu acaba? Bugün yaptığı şeyleri çözememişken şu an yaptığı şey yüzünden tam bir bulmacaydı.

Kazma ;

Niyeehhh bu khadar gğüzsn

Görünce ilk olarak bir "Haaa " demeden edemedim. Hangi dilden bana birşey söylemeye çalıştı. Aramamam gerekiyordu. Şuan ölümüne kızgın olup trip atmam gerekirken onu aramamam.

Ahanda arıyorum. Kazma aranıyor.. Uzun uzun çalmaya devam ederken dudaklarımı kemirdim. Tam kapatacakken "Alo " sesi kulaklarıma ulaştı.

Bu Deniz değil.

"Can ? "

" Evet benim o iyi değilde biraz " dediğinde Deniz'in şarkıya eşlik ettiğin duydum. Sanırım Ali Kınık- Bildiğin gibi değil şarkısı.

" Neyi var? " dedim endişeli bir şekilde.

" Neyi yokki "

" Geeeceeemmm neredesinnn seeeeeğğnnnn " sesini duyduğumda kahkaha atmamak için dudaklarımı ısırdım. Hadi ama şuan çok tatlıydı, sonra trip atacaktım.

" Anladın sanırım konuyu, içmeyi bırakmıyor " derin nefes verdi.

" İçmesin ya bir şey yapın "

" Demesi kolay ulan deveye hendek atlatmak daha kolay! "

" Bana laf kalabalığı yapma. "

" Tamam be ne kızıyosun " dedi onunda sesi kızgın gelmişti. " Efseeerr nerdesiinnnn ulaaaağğnnn " dediğinde tutamadım kendimi telefonu kendimden uzaklaştırınca kahkaha attım.

" Ya valla sapıttı buraya gelsene Gece bu deli zapt etse etse sen edersin. " gecenin 3'nde evden çıkacağım. 3 erkekle aynı ortamda kalacağım. Oldu canım.

" Olmaz Can gece yarısı hem ayıp 3 erkeğin yanında tek kız olmaz. "

" tamam lan Tunç'la evden gideriz yeterki içmeyi bıraksın içkiyle hap içeçek nerdeyse. Geliyorum almaya yarım saate hazır ol." dedi ağzım açık kaldı. Bir şey dememe dfırsat vermeden suratıma kapattı.

" Ayıı! " diye söylendim. Ya ben daha demin beni 2 gün uyandırmayın dememişmiydim ? Şimdi neden giyiniyorum ki. İçimdeki Deniz sevgisinden nefret ediyorum ya.

Kot pantolunumun üzerine asker yeşili bisiklet yaka kazağımı giydim. Çoraplarımıda giyip deri ceketimi ve Deniz'in siyah atkısını aldım.

Spor ayakkabılarımı ve çantamı elime alıp yavaşca demir kapıyı kapattım. Nur eminim yarın akşama kadar uyurdu. Kendimi gecenin bir yarısı kocaya kaçan kızlar gibi hissettim birisime yakalanma korkusunu saymıyorum bile.

Dışarı çıktığımda hafif rüzgar esiyordu. Saçımı topuz yapınca bütün soğukluk ensemden içeri girdi. Elimdeki siyah atkıyı iki defa boynuma doladım. Bu sırada sigarasıyla Can Koyun sokağın başında göründü. O bana yaklaşmadan adımlarımı hızlandırdım.

" Ne esaslı bir kızsın varya Nur bu yorgunlukta kalkıp bana su vermez sen.. Ne güzel aşıksınız be " dediğinde koluna vurdum. " Sussana sen "

" Ne o kadar göbek attın ve uykusuzsun haksız mıyım." haklı olduğun için sus işte..

" Evet o malın mesajını görmeden önce 2 gün aralıksız uyumayı düşünüyordum. Bu arada mal dediğim için özür dilerim ."

Güldü. " Haklısın katıksız mal " dediğinde bende ona eşlik ettim.

Can ve Tunç'un evine ilk defa geliyordum, kapıyı tıklayınca hemen açıldı. " Nerde kaldınız ya " diye söylendi Tunç.

" Patlama geldik. "

" Bomba mıyım patlıyım " dediğinde suratına sadece mal mal baktım Tunç'un. Sonra ellerini kaldırdı " Kabul bu iğrençti" dedi gülümsedi. Aslında bu espiriyi Can'dan beklerdim, Tunç biraz saftirik bir tipti.

" Kapıda kaldık da az " diye mırıldandım. Tunç çekilerek bize yol verdi. " Umarım eşyaları toplamışsındır. " diye söylendi Can.

" Topladım abi merak etmee senin odan benim odam salon "

Girişten geçip salona doğru adım attım. L şeklinde bir daireydi. Deniz siyah atlet ve gri eşofmanla yayılarak oturuyordu. Bir elinde Jack Daniels midir o yazan şişe vardı. Şişeyi dudağına değdirip tam yutkunucaken gözleri gözlerime hapsoldu.

Bildiğin bir dakika boyunca bakıştık. Sadece çikolata kahvesi gözlerini görmüyordum. Kalbini görüyordum o kadaf masum bakıyordu ki sarılmak istedim. Ama şuan ona kızgındım mavi kafayı hala unutmadım. Biri beni dövsün nolur bakın, ben bu saf salak kalbim yüzünden ne hallerdeyim!

Elindekini sehpaya bırakıp kalkmaya yeltendi. Tabi ilki başarısızlıkla sonuçlandı. İlk ona yardım etmeye ben gidince Can pis pis sırıttı. Denizi yerine otururken Can, " Havada aşk kokusu var " dediğinde sırıttım. Nasıl inkar edebilirim ki şu durumda ?

" Ya abi ben gaz kaçağı yaptım o kokmasın ?" dedi Tunç saf saf çatık kaşlarla bakmakla yetindim. " Allah belanı vermesin Tunç!" dedi ensesine yapıştırdı. " Hadi gidiyoruz. "

" Nereye? "

" Ya bu evde tek akıllı ben miyim Allahım ? " diye söylendi Can sonra çelik kapıdan çıkıp gittiler.

Açıksası bırak bu evde uyumayı oturmam bile. Pencereyi açıp odayı havalandırdım.

" Geceee buğdasıııığğnnn " dedi Deniz. kafan güzelken yumruk atsam ne olur? Saba kalktığında düştü zannederdi!

" Ne vardı bu kadar içecek be adam " dedim ayağa kaldırmaya çalışarak. Karınca gibi hissediyordum kendimdem iki kat birini taşımaya çalışıyordum.

" Sen vardınn beeğğğ niye bu kadar güzelsinn " dedi son anda düşmekten kurtulurken. Gülümsedim, herife trip bile atamıyorum. Rezillik.

" Sus ve yürü Allah aşkına seni nasıl taşıyabilirim ? " karidorda azıcık yürüdük solumdaki kapıyı açtığımda doğru yere geldiğimi farkettim. " Bildiğiiiin gibiii değiiiil lannnn " diye bağırdı.

" Yaaa suss ses çıkarma gir küvete " diye fısıldadım. Nasıl bir beddua yedimde bu haldeyim merak ettim gerçekten.

" Kıyafetlerlemii ? " diye sordu. Yüzümüz birbirne dönüktü. Çok yakındık, banyoda ısıtma sistemimi var neden bu kadar çok sıcak ? Şuan nefesi güzel kokuyor diyerek yalan söylemeyeceğim. Sigara karışık içki kokuyor ve bu mide bulandırıcı.

" Bi zahmet" diyerek küvete ittim. Dank diye bir ses gelince yüzümü buruşturdum. Deniz'in kafasını fanyasa vurmuştum. Deniz acıyla inlerken soğuk su kısmını açtım. "Bişi yok bişi yok." dedim bebek sakinleştirir gibi.

Deniz'e acımak yok.

Soğuk suyu hissedince bağırmaya başladı.

" Ya sussana yanlış anlıcak millet !"

" Do dondum ama " üşümüş olduğu titreyen sesinden belliydi.

" Dua et içine buz atmadım kendine gel sen bende sana birşeyler hazırlıyım. Dişlerini fırçalamayı ve ayılmayı unutma. " diyerek banyodan çıktım.

Çıkmaz olaydım mutfak savaş alanı gibiydi. Avuç içimle alnıma vurdum.

" Al Efser, mışıl mışıl uyumak varken milletin evini temizle hadi durma. " dedim. Mantığım bana çok kızgındı. Derin nefes alıp gülümsedim nedir bulaşık dediğin dimi.

İyiki bulaşık makinesi almayı akıl etmişler. Ellerimi yıkayı duruladım.

Ev cidden çok pisti.

Bi odaya daldım burası sanırım Tunç'un odasıydı. Beşiktaş'ın herşeyi odayı süslüyordu. Gardolabın yanında duran elektirik sülürgesi ve vilada dikkatimi çekti.

"Yok artık " diye mırıldandım. Viladanın ne işi var burda. Allahtan yeni çıkan sessiz süpürgelerdendi.

İlk olarak salona geçip halıyı eve sirkeledim, başka çarem yoktu ne yapayım.Halıyıı toplayıp koltuğun üzerine koydum. Koltuklarıda çekip süpürmeye başladım, bütün evi süpürünce viladaya suyu doldurdum. Çamaşır suyu ve sirke koydum bu ev anca böyle temizlenir. Kusura bakmayın komşular, çok özür dilerim pis yerde duramam!

İşim bittiğinde sabah ezanı okunuyordu ve Deniz 1 saatir içerdeydi. Bir an korkup kapıyı tıkladım. " Denizz iyi misin ? "

" iyiyim dalmışım kusura bakma " elime kalbimin üzerine koyup derin nefes verdim, temizleğe dalıp adamı unuttuk ya!

" Kıyafetim yok sadece havlu var ,havluyla çıksam birşey olur mu ? "

Deniz Güney'i yarı çıplak görecektim. Son zamanlarda çökmüş zatıflamış olsada tişörtün altımdan hafif kasları belli oluyordu. " Ben mutfağa geçiyorum sen o ara odaya gir. " dedim kapıdan uzaklaştım. Mutfağa girince kapıyı kapattım.

Dolapları karıştırırarak çorba yapmak için birşeyler aradım. Aslında tarhana olsa çok iyi olurdu ama elimizde arpa şehriye var artık.

Hasta olmaması için sıcak birşeyle içmesi şarttı.

" Ellerine sağlık çorba harika olmuş daha var mı ? " bildiğin yemek boyunca onu izlemiştim. ilk ekmeği ısırıp çorbayı öyle içtiğini farkettim. " Malesef olanıyla yaptım dolapta içkiden başka birşey yok." bacak bacak üzerine atmış ellerimide dizimin üzerinde çaprazlamıştım. Kalkıp tepsiyi almaya yeltenirken ayağa kalktım. " Sen otur ben götüreyim "

" Olur mu öyle şey bırak Gece " dedi. hala ayık değidi ama daha demin ki kadar kötü de değildi.

" Yatsana bak valla soğuk suyu başından aşağı dökerim hava soğuk hasta olacaksın geç içeri uzan. " sesim yüksek çıkmıştı.

" Ben burada yatarım sen nerde yatacaksın ?"

" Güneş doğdu uyuyacağımı sanmıyorum." koltuğun yanındaki battaniyeyi üzerine attım. " Su cidden soğuktu hastalanmanı istemem "

"Ben zaten sana hastayım ki" diye birşeyler dedi ama ben anlamadım. Tekli koltuğa oturup onun yumasını bekledim, onu izledikten sonra eve giderdim büyük ihtimal.

" Gecee " dedi. Uykulu bir şekilde.

" Ne güzel söylüyosun ismimi be "

"Gerçekten güzel mi söylüyorum ?"

" Neyi ?" dedim kaşlarımı çatarak.

" İsmini güzel mi söylüyorum ?" içimden kendime küfrettim ve yüzümü buruştum.

" Son düşündüğümü sesli mi söyledim "

" Evet " dedi neşeli bir sesle. Keşke deve kuşu olsam başımı bir yerlere soksam. Neden Deniz'e rezil oluyordum ki.

" Gecee "

" Hııı"

" Benimle uyusana ? " dediğinde sesli bir şekilde yutkundum. Sana sarılarak uyumak için herşeyi yapardım ama olmaz. Uygun olmaz biz hiçbir şeyiz.

" Olmaz! "

"Sana yılın teklifini yaptım bir daha yapmam" arkamdaki yastığı kafasını attım "Bende sana yılın atşını yaptım kapa çeneni!" sinirlendiğim sesimden belli oluyordu. Bana ters ters bakması umrumda bile değildi. " Uyuz keçi." diye mırıldandı. Kollarımı göğsümün üzerinde birleştirdim. Sensin uyuz keçi hödük!

" Benle uyumayacağını biliyordum yinede şansımı deneyim dedim. Bana şarkı söyle "

" Oldu canım başka emrin?"

"Canım diyen ağzını yerim be." diyince bi öksürük krizi geldi gülmemek için öksürmeye başladım. " Bana şarkı söylemezsen zorla benimle uyumanı sağlarım"

" Nasıl olacakmış o?" aferin kızım Efser! Devam böyle.

" Zaten 1.50 kızsın ikiye katlar büyük Bim poşetinde bile taşırım seni sen hala nasıl zorla uyuturum kısmınamı takıldın?" dedi gülerek.

"DENİZZZ!"

"Bak kayıyorum başın ucuna otur saçlarımla oynarken söyle hadii, noluuuuuur" dedi çocuk gibi..

" Yaaa"

"Kalkıyorum şimdi, " dedi üzerinden battaniyeyi atarken. Tırsmadım değil erkek gücü kadın gücünü her türlü yenerdi. " Aman iyi bee " gözleri kapalı bir şekilde güldü. Eşşek çok tatlıydı.

Kıyamıyorum , kızamıyorum ne yapcam ben böyle. Benim için ayırdığı yere oturdum istem dışı ellerim saçlarına gidince gülümsediğini farkettim. " En sevdiğin sanatçının şarkısını söyle "

" Sesim kötü ama"

" Kınada gördük" dediğinde saçını çektim. " Cidden çok acıdı."

" Öküz " diye mırıldandım. " Pardon nasıl gördün?"

" Ben görürüm." dedi sırıttı. Sabır çekip şarkıya başladım,

Omuzumda başın eksik, yatağımda kokun
Tenimde tenin eksik, gel de bir dokun
Gecelerden uykum eksik, yüzde tebessüm
Elimde elin eksik, yaşlı hep gözüm

Omzumda başın eksik, yatağımda kokun
Tenimde tenin eksik, gel de bir dokun
Gecelerden uykum eksik, yüzde tebessüm
Elimde elin eksik, yaşlı hep gözüm

Ne olur dön geri sevindirme elleri
Boz bu mühürlü, kara büyüleri
Sensiz olmaz, sensizlik anlatılmaz
Hep eksik diyorum ya, o bile az..

Omuzumda başın eksik, yatağımda kokun
Tenimde tenin eksik, gel de bir dokun
Gecelerden uykum eksik, yüzde tebessüm
Elimde elin eksik, yaşlı hep gözüm

Ne olur dön geri sevindirme elleri
Boz bu mühürlü, kara büyüleri
Sensiz olmaz, sensizlik anlatılmaz
Hep eksik diyorum ya, o bile az..

Ne olur dön geri sevindirme elleri
Boz bu mühürlü, kara büyüleri
Sensiz olmaz, sensizlik anlatılmaz
Hep eksik diyorum ya, o bile az..
Hani eksik diyorum ya o bile az..

Şarkıyı bitirdiğimde boğazım kurumuştu ve benim şapşalım uyumuştu. Allahım bu aşk neydi böyle ? Ne hale getiriyordu insanı. Hiç yapmam dediğin şeyleri yaptırıyordu yaparım dediklerini unutturuyordu. Saçlarından elimi çekip eğildim şampuanla karışık has odunsu kokusunu içime çektim. Bir insan nasıl bu kadar güzel kokabilir ?

Yan yatmıştı bir eli başının altındaydı diğeri bacağının üzerindeydi. Ön tarafa geçip bu manzarayı seyretmem lazımdı. Bir söz vardı çaylar benden olsun manzara senden diye tamda şuan için geçerliydi bu söz.

Gözleri kapalıda olsa çekik olduğu belliydi. Fazlasıyla zayıflamıştı gözlerinin altı morarıktı. Parmağım omzundan başlıyıp parmaklarınn üzerinde gezdi. Eklem yerindeki iğne izleri canımı yakmaya yetti. Sıkıntılı nefes alıp verdim, aşık olduğum adam uyuşturucu müptelasıydı.

" Ah be Deniz. Çok körsün benim nefesim senken. Sen uyuşturucusun." diye fısıldadım elim yüzünden gezinmeye başladı bu seferde.

" Olmazsa olana kadar oldurmaya çalışırız." diyerek kalktım. Bir nefes kadar yakınken bir adım kadar uzak olması zoruma gidiyor. Çantamı ve atkıyı alıp tam çıkacekken düşündüm kalkınca ne yiyecekti ?

Lanet yufka yüreğim elimi kolumu bağlıyordu. Mutfağa yönelip iş başı yaptım, gerçekten vurun beni!

*

 

" Masa enfes görünüyor Gece." dedi Can masaya hemen oturdu yemeye başlarken eline vurdum. " Beklesene Deniz'i uyandırın. "

"Tunç kalkıp uyandır."diye emir verdi. Can'dan başka ne beklerdin ki?

"DENİİZ GÜNEY KAHVALTIYA BEKLENİYORSUNUZ!" diye bağırdı oturduğu yerden. Başımı sallayıp çayları doldurmaya başladım. Deniz kahvaltı lafına kalkmış banyoya girmişti. " Lan yavşak neden uuyandırdın ki ben Gecem'i görüyordum rüyamda gece yarısı kalkmış benim için gelmişti. Çok sevi-" derken içeri girmiş yüzünden havluyu çekmişti. " Hassiktir!" diye mırıldandı. başımı eğip elimle yüzümü kapattım. Gizli gizli gülmeye çalışıyordum.

" Merak etme abi sarhoşken daha beterlerini duydu kız." dedi Tunç patates kızartmalarını yerken.

" Şey ben " diye kıvranırken Deniz durumu kurtarmak için araya girdim. " Can ve Tunç evi bu kadar pis görürsem bidakine size temizletirim bu arada içkiden başka şeylerle doldurun dolabı liste yaptım."

Can " Yengelerin bitanesi!" dediğinde Deniz ile aynı anda ağzımızdaki çayı Tunç'un yüzüne püskürttük.

" Ciddi misiniz ? " dedi ciddi bir şekilde Tunç." Ben valla çok özür dilerim bilerek olmadı. "

"Önemli değil alt tarafı çayı yüzüme tükürdünüz" dedi kalkıp yüzünü yıkamaya gitti. Bravo kendimi rezil etmekte üstüme yok.

" Beni eve bırakabilir misiniz yürüyecek halim yok ölüyorum uykusuzluktan."

" Can'ın arabasıyla bırakırım ben " dedi Deniz. Kalbimin hızlanması normal değil. Ya altrafı eve ben bırakırım dedi kalbim ne var bunda heyecanlancak sorarım sana.

*

Arabaya bindiğimizde ikimizde sessizdik. Ne konuşacaktık ki? Birbirinden hoşlanıp söylemeyen iki salaktık sonuçta. Hoş ben söylemiştim. ama boş.

" Efser" dedi sessizliği o bozmuştu. " Efendim" dedim durgun bir sesle neredeyse eve gelmiştik.

"Düğüne geldiğim kişi"

" Düğüne mavi kafayla gelmen umrumda değil. Geldik az ilerde dur. " kim olduğunu duymaktan korktum.

"Açıklamama izin versen?"

" Açıklama duymak istemiyorum sen beni hayatından kovdun 1 ay önce, arayıp sormadın ve pat mavi bir hatunla karşıma çıktın ne dememi bekliyorsun ? Kollarımı açıp sana koşayım mı ?" araba durmuştu. Arabayı açıp dışarı çıktım boynumdaki atkıyı çıkartıp " Sen korkaksın Deniz Güney, bana olan duyguların seni korkutuyor ve ben senden cesurum. " dedim atkıyı yüzüne atıp kapıyı sertçe kapadım. Arkama bile bakmadan merdivenlerden çıktım.

Söylediklerimin banyoda fark ettim, uykusuzluk ve yorgunluk bende sinir yapıyordu.. Duşumu aldıktan sonra saçımı bile kurulamadan yatağa kendimi bıraktım. Kafam yastığa değmesiyle uykunun kollarına sarılmıştım...

 

 

 

 

 

** Yorumlarınız, uzun yorumlarınız beni o kadar mutlu ediyor ki iyi ki varsınız. Yorumlarda buluşalım!<3

 

 

Loading...
0%