Yeni Üyelik
22.
Bölüm

22. Bölüm

@uykuluhatun

Elimle sol gözümü kaşırken sağ gözüm yavaş yavaş açıtım. Burnuma gelen hastane kokusuyla yüzümü buruşturdum. Oldum olası nefret etmişimdir bu kokudan. Gözlerimdeki bulanıklık gidince havanın çoktan karardığını farkettim birden ayaklanınca başım döndü. Neredeyse hasta yatağından düşecektim. Bu sakarlık kanıma işlemiş ya cidden.
Bir saniye benim hastanede ne işim var ? Etrafı bakınca hastane odasında olduğumu anladım da benim hastanede ne işim vardı ? Gözlerimi tavana dikerek düşünmeye başladım tabi yaa Deniz bana çıkma teklifi etmişti ! Birden sırıtmaya başladım, Allahım gerçekti çünkü teklif edince gözlerim kararmıştı ! Sanırım oda bana birşey oldu sanıp hastaneye getirmişti. Yataktan kalkıp dans etmeye başladım ayaklarımı kaydırarak dans ediyordum.

" Zubidim zubidim pampara zubidim param paaa " hint şarkısını mırıldanıyordum. Tamam ölümüne şarkıyı salladım aklımda kalanıyla yetiniyordum ne yapayım . Deniz beni seviyordu bee , daha ne isterim ki ? Kayarak arkamı döndüğümde Deniz ve bir adet doktor beklemiyordum. Bunlar ne ara gelmişti ki ?

Şuraya beni gömebilir misiniz acil, buna çok ihtiyacım var.

" Efser Hanım görünüşe bakılırsa turp gibisiniz. " dedi gülerek. Gül be doktor amca sende gül.

Deniz, " Turp gibi canım kıpkırmızı turp. " göz kırptı. Birden derin nefes aldım ölümüm cidden Deniz Güney yüzünden olacak. O zamanda mezar taşıma şunu yazsınlar ; Yâri güldü nefes alamadı, ölüp bu diyardan gitti yâri ellere kaldı. Millet benden ibret alsın. İnsan gülüyor diye nefesi kesilir mi ya ? Nasıl akciğere sahibim anlamadım ki.

" İyiyim ya gerçekten niye geldik buraya ? En yakındaki boğazdan atsaydınız beni. " sonunu fısıldayrak söylemiştim. Neden hep rezil ediyorum kendimi Allahım ! Karşımdaki elliye merdiven dayamış doktor amca tuhaf tuhaf baktı. " Anlamadım ? " dedi kibarca. " Neden burdayım ? " dedim sakin bir şekilde. " Geldiğinizde baygındınız tansiyonuz düşmüş.. " beynime sıçıyım dedim yapmacık bir şekilde sırıttım. " Müşade altında tutacaktım aslında ama çok iyisiniz maşallah " dedi gülerek. " Evet çok iyiyim gidelim o zaman," koltuğun üzerine konulmuş çeketimi aldım. Tam kapıdan çıkacaktım ki,

" Canım yalın ayak gitmeyi mi düşünüyorsun ? " doktor yanımda gülerek geçtiğinde delirme kotamı neredeyse aşıyordum. " Evet böyle gideceğim sorun var mı ? " arkama dönmeden söylemiştim. En iyisi yakındaki bir köprüden kendimi atmak, kendimi sürekli rezil ediyorum. Beş cümle kuruyorum ikisinin içinde 'rezil' kelimesi geçiyor. Buna bir son vermeliyim.

Birden havalanınca tiz çığlık attım
" Sussana bilen bilmeyen bişey yaptım sanacak " dedi kulağıma fısıldayarak. Çaprazımızda ki yaşlı teyze kötü bakışlar atmış olsada onu takmayacaktım. Sanırım akciğerden sonra kalp yüzünden gelecektim buraya. " Senin yüzünden hastaneyi mesken tutacağım. Böyle davranmayı kes!"

Kollarımı göğsümde birleştirdim. Bende ki lükse bak kucağındayım çanta gibi taşınıyorum bide trip atıyorum. Yok mu bana alkış ?

" Ben doktor olurum senin için merak etme güzelim." diyerek sıcak nefesi kulağımla temas etti.

Acil servisinden dışarı çıktığımızda hava soğuk olsada üşümüyordum. Çok garip.

" Senin nefesini kestiğimi bilmiyordum. " dedi kıkırdayarak. " Eğer benimle böyle konuşmaya devam edersen bende dilini keserim. Hem indirsene yaa bu ne böyle bebek gibi, " sesim kızgın çıksada her an güldüm gülecektim. Güzelim arabanın kaportasına oturttu beni , botlarımda yanıma koydu. " Ben gidip çıkış işlemlerini yapayım sen botlarını giy arabada bekle. " dedi gülerek. Yüzümü eğdim ya utançtan ölecektim yada mutluluktan kalp krizi geçirecektim. Midemde ki geberen kelebeklere acıdım. Bu kadar mutluluk gerçekten fazlaydı, neyse şom ağzımı açmıyım malum. Botlarımı giyip arabanın kilidini açtım hafif esen rüzgar bütün saçlarımı karıştırsada aldırmadım. Kapıya yaslanıp derin nefes aldım bunu 4-5 kez denedikten sonra kendime gelebilmiştim.Yavaşca arabaya yerleşirken anahtarı kontağa sokup arabayı çalıştırdım.
Radyoda çalan şarkıyı dinlemeye başladım kim olduğunu bilmiyordum ama adam kalbe söylüyordu bildiğin şarkıyı.

(mümin sarıkaya - hayat çalan şarkı )

Bu yüzden gözümden gönlümden düşen düşene diye tekrar ettim. Bu şarkıyı ilk sevgilimden ayrılınca çok dinlemiştim. İlk boynuzlandığımda falan. Şimdi hatırlamıştım.

Şöför kısmını kapısı açılınca yerimde zıbladım, " Korkma korkma güzel gözlüm benim. "

" Yok ya birden şey oldum, " dilime kilit mi vuruyor bu herif anlamadım ki.

" Ney oldun? " dedi gülerek. İlla zora sokacak beni , dayanamayıp bende gülümsedim. " 5 kardeş gelecek şimdi, " dedim elimi sallayarak "

" Vur be senin vurduğun yerde çicek biter çicek. " dedi göz kırparak. " Sen ne içtin bu gün ?" dediğimde çoktan arabaya sürmeye başlamıştı. " İçimi kararttın be bu nasıl şarkı " bir kaç düğmeye basıp başka bir kanala atlamıştı. Şarkının ortasına gelmiştik neredeyse İlyas Yalçıntaş Olmazsa Olmazımsın çalıyordu. " İşte bu " başını sallıyordu. Şarkıyı mırıldanıyordu, gerçek şu ki. Sesi mükemmeldi.

Gülümseyerek onu seyretmeye başladım her anı beynime yavaşca kazıyordum. " Ben çok acıktım çorbacıya gidelim mi ? "

" Saat kaç ki ? "

" Gece yarısını geçtik "

" Ohaa kızlar beni öldürecek "

" Saliha seni aradı küfür ediyordu telefonu açar açmaz ben olduğumu anlayınca nasıl özür diliyor görmen lazım, " dediğinde gülerek başımı geri yasladınm. Esra gitmiş olabilirdi ama arkasında başka bir versiyonunu bırakmıştı. " Beni eve bırakır mısın ? "
daha fazla saçmalayıp karşında rezil olmak istemiyorum. " Aç değil misin ? " kurt gibi açımda en iyisi eve gitmek.

" Yok sen beni en iyisi eve bırak olur mu? " dışarıyı seyretmeye başladım. Kapının önüne geldiğimizde bir süre sessizce oturduk. Anladık Deniz sessizde ben neden oturuyorum onu anlamıyorum. Bu herifin yanında ben ben değilim, değişik mal birşey oluyorum.

" Bugün mükemmeldi sana herşeyi anlatacağım demiştim, biraz kal herşeyi anlatayım. "

" Seni dinliyorum. "

" Ben ailenin küçük oğluydum benim bir abim var Devran, Devran Güney. Ben iyi çocuktum abim ise başı buyruk. Abimin bir pisliğini temizlemek için alalacele evden çıktılar beni götürmediler. Askerde iznine gelmiştim 4 ay sonra askerliğim bitecekti. Annem ' sen evde kalıyorsun bizi takip etmiyorsun söz ver' demişti. Sözümde hep durmuştum, lanet olsun yine durdum. O gün kaza geçirip ikiside vefat etti. Abimle ondan sonra görüşmedim. Askerliğimi nasıl bitirdiğimi sorma inan bende bilmiyorum. Ben gitmeyin demiştim dinlemediler. Askerden döndükten sonra yani 4 yıl önce İzmir'den dönüş yaptım. Tunç benim askerlik arkadaşım, Can ile burada tanıştım sonra kendimi barlarda buldum. Eroin, kokain, hap, uyuşturucu aklına gelebilecek her bağımlık yapan maddeyi kullandım. Abim para gönderir her zaman hesabımda vardır ama lanet Veli piçinin parasını ödeyemedim. Seni o gün bindirdiğim arabayı o parayla almıştım. Aklıma borç ödemek gelmedi bile orospu evladının böyle bir şey yapacağını bilemezdim. Sana herşeyi anlatacağım zaman geldiler, her şeyi mahvettiler. Uyuşturucu beni zayıflattığı için hiç bir sey yapamadım. O adam senin peşinden gitti senin çığlıklarını duydum ya işte o an kendimden tiskindim. Bide seni öyle görünce dayanamadım. " geri yaslandı derin nefes verdi. Sesli bir şekilde yutkundum. Yan dönerek onu seyretmeye başladım.

" Bir ay senden uzak durdum. Sesini duymadan gülüşünü görmeden. Bide düğünde o kadar nefes kesici gördükten sonra sabrım kalmadı. Seni o bordo mini elbisenin içinde büyüleyici bulurken etraftaki çakallarda seni kesiyordu. Kafayı yedim. Sonunda o sarı çiyan seni dansa kaldırdı daha fazla bir şeye izin veremezdim. Mavi kafaya gelirsek ben o durumları yaşarken tanıştık. Adı Hırçın Mavi yada lakabıda diyebiliriz.

Ne yaşadığını bilmiyorum ama çok şey yaşadığı belli. Yer altının en tanınan ismi. Sen ona kafa tuttuğundan seni öldürmek istemiş çünkü kimse ona laf söyleyemez. O işkence manyağı psikopat. Ama arada ben varım diye ses etmedi. Neyse Veli için ondan yardım istedim oda senin görünce kabul edeceğini söyledi ve o yüzden geldik aramızda yakınlaşma yok. Eski bir dostuz o kadar" dedi Sol eliyle sağ yanağımı avuçladı, baş parmağı ile elmacık kemiğimi okşadı. " Ben karanlık taraftayım Gece, beni batıran bir sürü pislik var. Herşeye rağmen benimle misin ? " yüzümü okşarken neredeyse mayışmıştım.

" Deniz bana bunları hazmetmem için zaman ver olur mu ? Harika bir gün için teşekkür ederim. İyi geceler " diyerek arabadan çıktım. Kapıya kadar arkama bakmadım ne yapıyordum ben ? Herif gelmiş adam akıllı anlatmış derdini bu yüzden mi vazgeçicektim. Asla! Demir kapıyı açıp dönüp ona baktım , gülümsedim ve el salladım. Asık suratında birden güller açtı. İşte bu herşeye değerdi. Ayakkabılarımın ses çıkarması üzerine çıkarıp elime almıştım. Çoraplarımı kapının önünde çıkarırdım nasıl olsa.

Yavaşca kapıyı aralayıp içeri girdim , kapıyı yavaşca örttüm arkama dönmemle çığlık atmam bir oldu. " Bismillahirahmanirahim " Saliha yüzündeki maskeyle karşımda duruyordu. Kafama bir tane şaplak yedim. Oh mis, hem korkalım hemde dayak yiyelim.

Cidden Esra'yı aratmıyordu. " Nerdesin lan sen hayvan kaç saatir senden haber bekliyorum ben, " sesini yükselttiği için ağzını kapatmak zorunda kalayım.

"1 senin ebenin adresini alayım, 2 gece gece bu maskeyle kalp krizi geçirtmek istiyorsan neredeyse başarıyordun ve 3 bir daha bana şaplak atma " dedim bende ona vurdum sonra halimize kahkaha attık..

⚡⚡⚡

" Adam sana açıldı ve sende bayıldın öyle mi ? " kahvaltımı ederken bir yandan ne yaşadığımı anlatıyordum. Makbuş'un yanına gitmem gerekiyordu. Başımı olumlu şekilde salladım. " Afedersinde küçükken başının üzerine düşürdülerde mi bu kadar mal oldun ? "

Gözlerimi kısarak ona baktım. " Aşığız canım ondan. Kafa üzeri düşmekle alakası yok. " dedim göz kırptım. Çayımdan son yudumda alıp ayaklandım " Sen okula gidecek misin ? "

" Evet etrafı toplayayım. "

" Salişş sen bitanesiin, ya Kaan'dan yada Vahdet'ten notları alsana? Aslında gidip Simge'yle görüşcektim ama Makbuş'a gitmem gerek. "

" Napcan Simge'yle? Git ya Pınar küfür dolu mesajlar atıp duruyor. "

" Canı sıcak kahve çekmiş onu dökeceğim. " göz kırparak evden çıktım. Spor ayakkabının yerini hiç bir ayakkabı tutamaz.

Bugün sırt çantamı taktığım için rahattım iki elimide ceketimin cebine sıkıştırdım. Titreyen telefonum iki dakikalık rahatımın içine etmişti.

Ukala Yarım arıyor..

Yarım saate yakın ikizimle muhabbet edip telefonu kapatmak zorunda kaldım. Makbuş'un yerine gelmiştim, kasada duran Makbuş'u öpüp cantamı kasanın altındaki dolaba koydum.Örnüğü üzerime geçirirken " Makbuş uzun süredir yoktum çok özür dilerimmm."

" Önemli değil canım.."

" Sen nasıl bir meleksin ya " diyerek yanaklarını sıkmıştım. 4 ayda çok fazla ısınmıştım ona.

" Aa deli kız müşterilere ayıpp doğru iş başına " dedi gülerek.

Saat 12'den 6'ya kadar çok yoğun olmuştuk şuan yorgunluktan ölmem lazımken dün yaşananları hatırlayıp hatırlayıp güç buluyordum.

" Hayrolaaa sen hayırdır? " diyerek hayalimi mahveden Pınar ters ters baktım.

" Böyle seksi bişeysin ama içinden Kadırgalı Mahmut çıkıyor hayırdır?"

" Kadırgalı Eşref bikere, bizde böyleyiz güzelim. " dedi yanağımdan makas aldı. Gülerek başımı salladım. Nihat usta ve Pelin abla bizden önce çıkmışlardı.

" Kızlar siz çıkın ben kapatırıp dükkanı, " dedi Makbuş sevecen bir şekilde.

" Bana uyar. " diyerek çantamı ve ince montumu aldım. " Sarışın çıkmıyor musun ? "

" Yok kuzum sen çık ben paspas çekeceğim. "

" Yardım edeyim istersen? "

" Kendini dükkandan def edersen çok yardımcı olursun inan bana " dedi öpücük attı. Akıllısı beni bulmaz ki zaten.

Eve giderken Deniz'e mesaj atmayı düşünüyordum ama ne yazacaktım ki?
Onun her zaman yanındayım onun karanlığınada razıyım ama bilmiyorum. Nerden başlayacağım ne diyeceğim.. Eve girdiğimde Salişim kitap okurken bulduğumda şaşırmadım ben gibi kitap kurdu. Tabi Deniz Bey hayatıma girince herşeyden elimi ayağımı kesmiştim.
" Bebeğim hoşgeldin. "

" Hoşbuldum kuzum ben birşeyler hazırlayım " öpücük atıp odama gittim. Üzerime pembe v yaka ince kazağımı , altına siyah eşofmanımı giydim. Makyajımı silip ellerimi yıkadım. Mutfak gittiğimde sandalyeye oturmuş beni bekliyordu Saliha.

" Alper çiğköfte yolladı sana "

" Canım eniştem yaa! " dedim masaya oturup poşeti açtım. " Nur nerde ? Bu arada Allah razı olsun canım çekiyordu."

" Bilmiyorum dün içkili geldi yattı odaya bu arada alışveriş yaptım kendi çapımda "

Dürümü çoktan iştahla yemeye başlamıştım. Ağzımın dolu olduğunu unutup konuşmaya çalıştım.

" Ağzındakini bitir ilk, yavaş ye bide kıtlıltan mı çıktın ? "

" Laf sokmak için mi geldin dünyaya? yemeğimle arama girme lütfen!"

" Verdiğin kiloları alınca görürüz." sesinden anladığım kadarıyla canı birşeye sıkkındı.

" Ben dürümü bitirmeden neler olduğunu anlat bakalım? "

" Şey ya Nur bana biraz şey, "

" Soğuk mu ? "

" Sanki istemiyormuş gibi ben yokmuşum gibi davranıyor." dediğinde çelik kapının kapandığını duydum. Nur kahkaha atarak telefonla konuşuyordu.

" Ben onunla konuşurum sen içeri gir istersen. "

" Bişey deme boşver."

" İkinizde arkadaşımsınız böyle yürümez. "

Koridorun sonuna geldiğimde hala kahkaha atıyordu normalde 3 saat önce evde olması gerekiyordu.

" Aykaan dün yaptığımızı tekrarlayalım çok eğlenceliydi. Merak etme bu sefer yatıya kalırım." dedi kahkaha attı. Bodoslama içeri girdiğimde şaşırsada konuşmaya devam etti. Kulağından telefonu çektim Aykan Öz 'le konuşuyormuş.. Hani pisliğin teki olanla. Bide bana kendisi anlatmıştı!

" Napıyosun Gece ! " diye bağırmıştı.
" Doğru olanı, ne yaptığını sanıyorsun ? Eve içkili gelmeler arkasında şerefsİz diye konuştuğun adama yatılı kalmalar falan. Neyin var? "

" Sanane lan ? Neyimsin anamısın babam mısın ? " kafası güzeldi. Leş gibi içki kokuyordu.

" Can'a bunu yapamazsın ! O sadece seni seviyor. Onunla konuşup başkasına yatılı gitmek ne demek?"

" Sen bana ne demek istedin ? " dedi üzerime yürüdü. " Anladığını " dediğimde yüzüme tokat attı. Tokat acıtmasada kalbime ağır gelmişti Nur'dan hayatta beklemezdim. Odama geçip çeketimi aldım kapıya doğru yönelirken " Gece ben birden öyle özür dilerim ! "

" Can'a cidden acıyorum yanlış kızı seçmiş ! " dedim kapıyı sertçe kapamıştım. Üzerimde monttan başka birşey yoktu.

Şimdi ne yapacaktım?

 

Loading...
0%