Yeni Üyelik
25.
Bölüm

25. Bölüm

@uykuluhatun

 

Saçımın dalgasını bozmadan başıma beremi geçirdim, ilk sevgili buluşmamız olacaktı ve Deniz'e güzel görünmek istiyorum. Botlalarımı alıp kapıdan çıkarken elindeki birayla Nur'u gördüm. " Nereye gidiyorsun ?" dedi düz bir şekilde. Senden uzaklara diyebilmek istedim, benim canım çok yanmıştı kimsenin yerine canımın yanmasını istemiyorum artık. Birazda Nur'un canı yanmalı.

Gelen geçen canımı yakıyordu acaba alnımda ' canı yakmak bedava ' falan mı yazıyordu. Yazıyorsada ' artık mutlu olmak isityor' yazıdırırdım. Kimse bu kız canı yanar mı üzülür mü diye sormuyor acaba neden ? Çünkü neşeliyim , ağlayacak halime gülüyorum. Millet de üstüme geliyor mutsuz olayım diye. Bilmiyorlar ki gülüşlerimin altındaki hüznü!

" Deniz ve arkadaşlarla buluşacağım." dedim soğuk bir şekilde.

" Can da olacak değil mi?" dedi ve tekli koltuğun koluna oturdu. " harika gözüküyorsun ," diyerek gülümsedi. " Sağol çıkmam gerek Deniz'i bekletmeyeyim. "

" Psikolağa göründüm 2 hafta izin ve depresyon hapları verdi. " tam kapıyı açıp çıkacaken. Vicdanımı oynuyordu bilerek sırf onuda götüreyim diye. O gelirse herkesin suratı asılacaktı.

" iyi evde dinlen"

" Değiştin sen " dedi alay eder bir şekilde. Kıkırdadım.

" İnsanlar kırıldıkça değişiyor yada istediklerini yapmazsan değiştin damgası yiyorsun. Nur seni hemen affetmemi bekleme. Lütfen! " dedim , diyeceklerini duymadan kapıyı kapattım. Değişmişim aman !

Derin nefes alıp gülme provaları yaptım çünkü Deniz anlayabilirdi hemen ne oldu diye sormasını istemiyorum. Demir kapıyı açıp karşımda onu görünce prova yapmama gerek olmadığını anladım, herifi görünce otomatik sırıtıyorum ki.

" Allah'ım sanırım kör oldum." dedi bana baktı ve bakarak geri geri adım attı. Ne dediğini idrak etmeye çalışırken," çok güzelsin bee " lafını duyunca sırıttım elimle suratımı kapattım. " Denizz yaa " dedim cilveyle.

Ah salak seni çok seviyorum.

" Ne var sevgilime iltifat edemez miyim ? Bu arada sevgiliyiz değil mi? " diye sordu çocuklar gibi.

" Sevgiliyiz sevgili "

" Ne güzel de diyor ağzını yediğim." diyince yanağımdan makas aldı. Rüya değil, değil mi? Böyle rüyadan uyanırsam sanırım kendimi camdan aşağı atarım! " Sokak ortasında aa " saçımı geri attım. Havamı yesinler kaptım yaaa. Deniz benim yaa, oh olsunn.

" Aman ya tut kız elimi " diyince durup ona baktım. Boşuna romantik ağaç diye kaydetmedim katıksız kalas!

" Gelirken yemek yerine odun mu yedin naptın sen ?" kollarımı göğsümde birleştirdim. Hoş montla kendimi sarmak biraz zor oluyordu.

" Ne bilim ben el ele tutuşalım diyecektim. diye kıvırırken kızarmaya başlamıştı.

" Tamam tamam aman kızarma, " dedim gülerek. Gözlerini çevirip yürümeye başladı, yuh ilk tribi o attı. Haksızlık ! trip atmak benim işim yaa.

" Sen bana trip atamazsın Deniz Güney! Ben sana atarım. Hem neden trip attın ki ?" diye koşarak yanına gittim. " Ben trip atmam ki "

" Al işte trip cümlesi kullandın!"

" Sen çok geveze olmaya başladın susarmısın güzelim?" dedi elimi tuttu avucumun içini öptü gelde kız sen şimdi bu çocuğa ! Sonra bütün yol 'susarak' yürüdük. Onunla sessiz olmak bile güzeldi.

" Arif Usta'nın yerine geldik diye kızmazsın herhalde toplu buluşalım havamız değişsin istedim." dedi mahçup bir şekilde. O yanımda olduktan sonra başka ne umrumda olabilirdi?

" Benim böyle şeylere takmadığımı bilmiyor musun ?" diye sordum. İçimdeki çoşkulu Deniz aşkıyla ne yapacaktım, böyle içime alıp kalbimde saklamak istiyorum. İnsan gittikçe çok sever mi? Hergün sanki çok seviyordum.

" Biliyorum güzelim sadece oynalatmak istedim." dedi gülerek. " ıhh işte geldi sevimsizler " diye ekledi. Onun bu haline gülerken Tunç ve Can'la selamlaşacakken Deniz belimden tutarak geri çekti. " Napıyosun Deniz ?" dedim sahte bir kızgınlıkla.

" selamlaşma , tiplere bak bunlarla selamlaşılır mı ?" haline gülümsemeden edemedim.

" Nasıl bir kıskançlık var lan bizden mi kıskanıyorsun yengemizi." diye söylendi Can. Morali olmadığı sesinden ve yüzünden baya belliydi.

" Pınar nerde kaldıı? " diye araya girdi Tunç. Buda ona abayı yakmış arkadaş ayağına yatıyordu bizde salağız yaa yedik.

" Burdayımm! " diye damladı Pınar " Farkındayım çok özlettim." dedi sarıldı bana.

" Tabii canım çok fazla özledim. " dedi gülerek. Birisi dudaklarımı dikebilir mi gülümsemekten bir araya gelmiyorlarda!

Arif Usta bizi görünce gülümsemeye başladı " Ooo uğrarmıydınız siz?" diye tatlı bir sitem etti. "Abi valla ... gelemedik " dedi güldü bahane bulamadı benim romantik odunum.

" Bahanede uyduramadı valla acıyı basacağım yemeğine."

" Abi yanımda bu kadar tatlı bir şey varken acı bana işler mi?" dedi elini omzuma attı. Kısa olmak.. daha fazla konuşmayacağım.

Şuan utancımdan Deniz'in ceketinin içine saklanabilirdiim Arif usta gülümsedi. " O gün anlamıştım sizin sevgili olacağınızı " dedi başını salladı.

" Can'ımm senin neyin var? " diyince Pınar sırıtttı. Çünkü Arif Usta elini Can'ın omzuna attı. " Neyii yok demelisin, " diye araya girdi Tunç. Altılı masaya otururken Can bize en uzuk yer oturdu. Onun böyle olması sanki benim suçummuş gibi hissediyordum. Off Nur off..

**

Yemeklerimizi yerken masada konuşan Pınar ve Tunç ikilisiydi. Birisi üniversite hayatını birisi lisedeki asi kızlığını anlatıyordu ve gülüşüyorlardı biz mi? Biz Deniz birbirmize aşkla bakarken Can köşede durmuş bizi izliyor ara sıra fotoğrafımızı çekiyordu. Bildiğin sarmaşdolaş otururken abartmamız gerektiğini farkettim ondan ayrılınca bana tuhaf tuhaf bakarken, " Can konuşalım mı ? " dedim başını kaldırıp olumlu şekilde salladı zorla tebessüm etti.

" Bende geliyorum." diye araya girdi Deniz'cim. " Biz özel konuşacağız sevgilim." dedim. Nasıl da yakıştı Deniz'e sevgilim kelimesi. Sevgilim lafını duyunca gülümsedi " Pekii ama uzaklaşmayın!"

Bir insan her türlü tatlı olmak zorunda mıydı ? Çünkü yer ısırırım ben bunu. Allahım çok seviyorum yaa! Can'la yol boyu sessizce yürüdük arkaya eğilerek Deniz'in olduğu tarafa bakınca gülümsedi. "Köpek gibi kıskanıyor şuna bak " diye dalga geçti. Bende o tarafa bakınca tek kaşını kaldırarak bakarken ben bakınca gülümsedi. " Sizden neden kıskanıyor anlamıyorum." dedim önüme döndüm az ilerdeki banka oturduk. " Bizi bırak seni kendinden kıskanıyor." dedi gülümsedi başını salladı. " Sana tutulmuş, onu hiç böyle görmedim ."

" Bende seni böyle görmek istemiyorum Can " dedim geri yaslandım.

" Elimde değil ki, beni bu hale getiren Nur. Beni bu şekilde süründürmesinin sebebi benim, platonikken daha iyiydi yemin ediyorum."

" Bak ikimizde Nur'a çok sinirliyiz farkındayım ama o sana aşık olmuş." dedim durgun bir şekilde. Yüzünü bana çevirdi gözleri dolmuştu , Can'ın bir kız için ağlayacağı kim inanırdı ki?

O obur ve neşeliydi onu böyle görmeye dayanamıyorum." Çok komiksin Efser en son şey bile değil bana aşık olması!"

" Biliyorum ama geçmişini bilmiyorsunn, kabullenmek istemiyor ama nefret kusurak çekiyor acısını oda. "

" Ne var mış geçmişinde ! soktuğumun geçmişinde ne varmış! " diye bağırınca yerimde zıbladım. Adam bildiğin kükredi.

" Nikah masasında bırakıldı." dedim soğuk bir şekilde. " Nee?" dedi bana dönerek. " Evet doğru duydun, sahilde tanıştık. O gelinlikle otururken görmüştüm. Ondan sonra erkeklerle arası hiç iyi olmadı. Kimseye şans vermedi ama sen git dedikçe geldin ,ittikçe dahada sıkı sarıldın. Sonuç sana aşık. Sen onu bırakmadan o seni bırakmak istedi bir daha o kadar acı çekmemek için. " dedim gerçek buydu. Ondan şuan nefret etsemde gerçek buydu. Kalbi kırılınca o paramparça ederdi o Nur'du. Kırılırsa kırardı. Kimseyi affetmez yada ikinci şansı vermezdi. Dört yılda bana yalan söyleyecek kadar onu tanımıştım.

" Saçmalık,denemeden yargılamamalı! "

" Bazı insanların ön yargılarını parçalamak çok zordur , Nur'da böyle, kırılırsa kırar. Ama yanlış kişiyi kırdı bunu biliyor. "

" Bilmiyorum onu affetmek çok zor." dedi başını geri yasladı. " Biliyorum hemen affetme zaten süründür. " Dedim, bende gökyüzüne baktım. Karanlık gökyüzü aydınlatan küçük yıldızları seyretmek kadar güzel bir şey yoktu. Gökyüzünde küçükte olsalar aydınlık saçıyorlardı. Geceyi daha çok seviyordum ismimden dolayı sanırım tamda beni yansıtıyor.

" Ben ona çok aşığım Efser. " dedi çaresiz bir şekilde. " Biliyorum Can ama zamana bırak. Dinsizin hakkından imansız gelir, bu konuda sana güveniyorum. " dedim tebessüm ettim.

" İltifat mı ettin hakaret mi ettin anlamadım ama ? " dediğinde gülmeye başladım. " Ne anladıysan, Deniz kudurmadan gidelim. " dedim ayağa kalktım. " Bence çoktan kudurmuş. " dedi kaşıyla işaret yaptı. Tek gözümü kapatarak arkama döndüğümde kaşlarını kaldımış bir adet Deniz Güney'le karşılaştım.

" Napıyosunuz yarım saatir len?" dedi omzumdan Can'a ölümcül bakışlar attı. " Abi seyrettin zaten neyin tafrası bu?"

" Kim tafra yapıyor lan. " diye atara başladı benim haşin erkeğim. Ağzını yediğim.

" Deniz gidelim artık geç oldu,"

" Sevgili olduk ismimle hitap etmesenç " gözlerimi kısarak baktım Can vardı ayıp.

" Can dediklerimi düşün görüşürüz sonra " dedim gülümedim. " Tamam yenge. " dedi. Deniz laf yapmasın diye ellerim ellerine kaydı. Sanki yıllarca ellerim bunu beklemiş gibiydi.

" Gidelim mi sevgilim? " diye sordu. Midemde tepinen hayvanat bahçesi parti vermeye başlamıştı. Aptal aptal sırıtırken " Oluur." dedim. Sanırım artık yüz kaslarımı 'bu kadar sırıtmaya alışmak zorunda.

Çantamı alıp Pınar'a öpücük attım hoş hala Tunç'la ne muhabbeti ediyorsa takmadı beni. Rezil oldum onun yüzünde salak..

"sessiz olmanı sevmiyorum " dedi elimi çekip avcumun içini öptü. Elimin içi terlemiştir Deniz naptın sen.. Romantik olcam diye benden soğucak şimdi.

" Böyle ani şeyler yapmasan?" kalbime iyi gelmiyor çünkü. " Niyeymiş o? " dedi elimi tutmaya devam etti. "İştee.. " diyerek omuz silktim. " Suratını asma öperim." diyince mal gibi çoçuğun suratına baktım. Uzun süre sonra insanın sevgili olmazsa böyle olur ne ama! Durunca oda durdu " Ne yapamaz mıyım? " dedi yanağıma dudağını değdirdi nefes alıp kendini geri çekti. Benim ne halde olduğumu anlamışsınızıdır herhalde. İçerde horon tepiyorlar be ! Ha uşağım ha ! ne diyorum ya ben. Fabrika ayrarlarım fazlasıyla bozuldu!

" Efserr? " dedi. " Haaa! " dedim. Bildiğini ha ne öküz bir şey oldum. " dünya da mısın? "

" İyiyim canım bişey yok. " dediğinde gülümsedi. Ara yoldan giderken sanırım mahalle düğünü olan yere gelmiştik. " Deniz başka yerden gidelim bak düğün var burada "

" Niye düğüne gireriz biz de 2 halay çekeriz fenamı fıstık." dedi göz kırptı. Ece Seçkin'de şok oldum şarkısı bana gelsin. Deniz ve halay izlemek istiyorum!

" Ama düğündekilerini tanımıyoruz ki. " dedim saf saf.

" önemli mi sence ? para takar gideriz aman bak ilk dansa yetişelim." dediğimde Deniz hızlı yürürken bildiğiniz beni sürüklüyordu. Ne tuhaf bir herif! Kalabalığın arkasında durunca Mustafa Ceceli'de – Limon çiçekleri çalıyordu.

" Bu adamın sesine bayılıyorum. " dedim yüksesk sesle.

" Hadi o zaman dans pistine" dedi gülerek. Dansa kalkan ikinci çiftiik. Dolayısıyla bize bakmaları çok utandırdı. " Kışın düğün mü yapılırmış." dedim gülerek tabi Deniz beni duymak için eğilmişti.

" Düğün zamanı mı olur ? " dedi güldü, " şarkıya eşlik edelim Efser hanım. " dedi göz kırptı. Başımı başka yöne çevirirken eliyle çenemi tuttu. Gözlerimizin içine bakarak..

Uzakta çok uzakta güneyde
Yazları sıcacık ve aşık
Kışları soğuk ve sensiz bir şehir
Ve ben üşüyoruz
Bir uğrasan diyoruz
İklimini getirsen bereketini bolluğunu
Örtsen üzerimize

Bu adama çok fazla aşığım..

Havalansa yine zil çalan eteklerin
Gelip otursa gözlerime gözbebeklerin
Öperken içsem ağzının çiçek balını
Günahını boynuma seni koynuma alsam

Burnunu burnuma sürttü ve biz gülmeye başladık..

Hem zehrim hem şehrim limon çiçeklerim olsan
Ben görmedim böyle alımı çalımı

Ya Rabbi duy duyur sesimi
Anlamıyor kimsesizliğimi
Ya Rabbi yetiş ya Rabbi
Ya Rabbi duy duyur sesimi
Anlamıyor çaresizliğimi
Ya Rabbi elver ya Rabbi

Tenhada kuytuda ücrada
Tekinsiz bir mecrada
Dua etsem seni dileyen ' kulağıma fısıldadı..
Börtüm böceğim bitki örtüm
Olacak duam olsan amin desem hamdetsem
Toprağına kök salsam
Senle nihayet bulsa ömrüm

Dans bittikten sonra etrafımızda olan çiftleri sonradan görmüştüm. " Delisin sen! " diye kıkırdadım. " Haklısın, sana deliyim. " elimi yüzüme koydum.

" Sen bana böyle gül ben horonda teperim." Ciddimisin bakışı atınca.

" bekle sen burada " dedi orkestranın yanına gitti adama biraz para verdikten sonra horon çalacağını anons etti.
" Var mısın ? "

" Ben mi tabikid e hayır! " elimi tutup çekmeye başladı. Çantamı aldı " telefonun cebinde mi " başımlı olumlu bir şekilde salladı. " Teyze bu ceketle çantayı tutar mısın ? " dediğinde teyze güldü " tabii oğlum. " dedi. Hiç tanımadığı teyze çantamı ceketini bıraktı cidden deli.

" Ya bişey olursa "

" Olmaz merak etme sen gelinin olduğu yere geç erkek geçmesin yanına " derken gülümsedim. kıskanmayıda es geçmiyordu, boyuna posuna kurban olduğum. Horon sesi gelince büyük bir kalabalık horon tepmeye başladık. Tamam ben çalıştım herkes biliyor ! Yerimde zıblamaktan başka bir halt bilmiyordum gelin bile benden güzel oynuyordu! Deniz'in kahkası benim rezil olmama değerdii. Deniz horon teperken görmek, bu manzara.. ağzımın sularını akıttı..

" De de niz yeter geberdim." diye bağırınca güldü ve geri çekildik. Topluluktan az uzağa gittik. " Ben hayatımda bu kadar enerji harcadığımı bilmiyorum. " dedim kısık kısık nefes alırken .

" Üzgünüm sevgiilim alışman gerek senin sevgilin bir laz. " güldü. Teyzeye teşekkür edip çantamdan peçete aldım. İlk olarak Deniz'in alnındaki teri sildim bana o kadar güzel baktı ki.. Sana şükürler olsun Allahım, dedim içimden..

" Seni karşıma çıkaran Rabbime Hamd olsun.. " dedi birden Deniz. Aklımı mı okudu yoksa ben yine sesli mi düşündüm.
" Nasıl bir sevap işledim de karşıma seni çıkardı bilmiyorum." diye ekledi. eliyle yüzümü avuçladı bense gülümsekle yetindim. " Seni çok seviyorum yeşil göz. " diyince sırıtarak geri çekildim. " Bende seni çok seviyorum çekik göz. " sonra romantik anımızı orkestradaki amca 'takı töreni demesiyle bozuldu.

Şimdi sırası mıydı takının amca!

2. takı sırasında biz olurken Deniz bana bir yüzlük verdi." sende geline takarsın damadı öpmek zorunda kalma, " dedi göz kırptı. Kıskanç olmasını neden bu kadar seviyorum. Yada beni bu kadar sahiplenmesini ? Belkide hiç bu kadar sahiplenilmediğim içindir. Benim ilk aşkım Deniz'di babam olması gerekirken, belkide bu yüzdendir. Babası tarafından dışlanan sevgi görmemiş bir kızdım sonuçta. Neyse eski konuları açıp bu mutluluğun bozulmasınına izin vermeyeceğim.

Gelini 100 lirayı takınca gülümsedi, " siz hangi taraftasınız?" diye sorunca Deniz olaya müdahale etti. " Valla biz dans etmeye geldik sizi ilk defa gördük. " dedi gülmeye başladı. " Birbirinize çok yakışıyorsunuz Allah bir yastıkta kocatsı. " diyince gelin gülümsedi " İnşallah darısı başınıza " dedi.

Amin yaa, aminnnnnn. Valla damatlık ona gelinlik bana çok yakışırdı. Deniz yine yine ummadım bir şey dedi. " Aminn inşallah." dedi dişlerini gösterek sırıtıı. Boşuna aşık değilim bu şapşala!

Gülerek düğünden ayrıldığımızda saatin geç olduğunu artık eve gitmek istediğimde beyefendi somurtmaya başladı.. " Nee yaa biraz daha kalsaydın ne zaman geçti bu kadar zaman anlamadım ki !" Haklıydı, yanında zaman su misali akıp giderken onsuz zaman çok yavaştı..

" Gitmek zorundayım vizeler başlıcak bu hafta ders çalışmam gerek üzgünüm.."

" Aman aman peki. " bak ya yine trip attı.

Gözlerimi kısarak ona bakınca gülümsedi kendine çekti saçımı öptü. Yere bir şey damlamışsa bilin ki beynim. Öptüğü yer uyuştu sıvı olup gitti. Allah'ım üzerimde ki etkisi çok fazlaydı.

Sonra el ele yürüyerek kapının önüne kadar geldik. " Bu yolların uzaması lazım."

" Deniz kısa yollar varken uzun yoldan geldik yorgunluıktan geberiyorum. " başımı salladım boynumu kıtlattım. Kıyafetlerle uyuyabilirdim yada üflese düşebilirdim.

" İstersen yukarı taşıyabilirim. "

" oldu canım eve de davet edeyim ?" dedim alayla.

" Ne güzel olur, odanı görürüm kız fena mı?" bu çocuğun tepkileri...

" Höst ama! " dedim sahte bir kızgınlıkla.

" At mıyım ben höst möst " kendine çekti. Odunsu kokusunu içime çekerken gülümsedim. Bu kadar mutlu olabileceğiime inanmıyordum. " Bitanem, " dedi. Öyle bir dedi kalbimin bozuk ritmi kafayı yedi.

" hıııı" dedim öküz gibi.

" iyi ki varsın. " başımı gömdüğüm yerden çekip geri attım. " Sende iyi ki varsın bitanem." dedim nasıl dediysem bakışları direk dudaklara indi. Aaa uu kalbim yetmez şuan ıı olmaz.

" hadi üşütmeden içeri gir. " dedi benden ayrıldı. " Tamam iyi geceler " diyerek gülümsedim. Bugün mükemmel geçti düşmeden çıkmak için dua etmeye başladım.

Kapıyı kapatmadan sonkez ona bakıp el salladım oda gülümseyerek karşılık verdi. Merdivenlerden sırıtarak çıktım sarhoştum be aşk sarhoşu!

Eve sessizce girip üzerimi değiştirdim gittimi diye merak ederek pencereden dışarı bakınca sigara içerek benim pencereme bakıyordu. " Bu herif cidden deli! " beni görünce sigarsından son nefes alıp attı. Elimle git işaret yapınca bana öpücük attı. Gülerek başımı salladım o gözden kabolana kadar arkasından baktım. Sonra yatağıma uzandım yastık oymuş gibi sarıldım ve sırıtarak uykuya dalmaya çalıştım..

 

Loading...
0%