@uykuluhatun
|
Bu bölüm Özlem Kılınçarslan'a gelsin <3
Salihaya sımsıkı sarıldım nasılda özlemiştim, sadece 2 hafta ayrı kalmışta olsak burnumda tütmüştü. " Baban nasıl iyidir inşallah ?" dedim yorgun olduğu her halinden belliydi. " İyi çok şükür de size anca mesaj atabildim acil çağırdılar gidincede 2 hafta yollamadılar kuzum. " " Keşke hiç yollamasalarmış." diye homurdandı Nur. Ah bu kız! " Ne dedin canım duyamadım? " dedim kinayeli bir şekilde. " Hava diyorum çok soğuk üşütmeyin. " dedi yapmacık bir şekilde sırıttı. " Sağol çok düşüncelisin. " dedi yüzünü buruşturdu Saliha'da. Bu ikili anlaşırken göremeyeceğim.
" Hmm, şey dicem " dedi kaş göz işareti yaptı. Bende anlamadım başımı salladım. "Nee be? " dedim yarım sırıtarak. " Deniz'le aran nasıl dalga oluyor mu? " dediğinde otomatik olarak 32 diş sırıttım. " Bişiii olmuuşş!" dedi sevinçle. Arkadaki Nur'a bakış attım. " Kahve içerken anlatırım olmaz mı?" " Çok iyi olur bende üzerim Değiştireyim, hem şu meyminetsizdende uzaklaşmak iyi olur." sonunu fısıldayrak ve kıkırdayarak söylemişti. Son dediği beni bile gülümsetmişti. Türk kahvesi yapmak için cezveyi su doldurdum. " Nuuur sen içiyonmuuu türkk kahvesiii?" diye bağırıdm. " Teşekkürler ben filte seviyorum. " dediğinde gözlerimi devirdim. Denizi düşündüm ona tuzlu kahve içirebilecek miyim ? *"Efser Gece Güney nasılda yakıştı bee, " dedim güldüm. " Yakışır benim hatunuma bee " dedi arkadan Deniz sarıldı. " Korkuttun. " dedim elimi kalbime koydum nasılda hızlı atıyordu, korkudan mı yoksa bana sarılmış olmasından mı orası meçhul. " Senin en doğal halini izlemeyi seviyorum." " Denizz yapma şöyle " dedim en cilvelisinden, ona doğru döndüm beni tezgaha sıkıştırdı. Ellerimi boynuna doladım ki bu zordu! Anan seni sulak ortamda mı büyüttü be , fidan gibi maşallah.Düşüncelerim ters bakış attım, ara sıra içime kamyoncu amca yerleşmiş gibi konuşuyordum. " Nasıl şeyler " dedi dahada yaklaştı. Aydilgeden yangın vaaar söyleyeceğim şimdi. Bana bu kadar yakın olması beni bir mayıştıryor, Allahım öleceğim. Burnunu burnuma sürttü, " Burnuna öldüğüm kadın." sonra bakışları dudaklarıma indi. İstem dışı dudaklarımı yaladım yakınlaştı yakınlaştı. " Efseerrrr!" çığlıyla başımı salladım. "Denizzz " diye etrafa bakındım. " Ne Deniz'i çekil kenara yaa " diye azara geçti. "Has—" küfür etmeden kendime geldim. Kahveyi taşırmıştım. Hayal miydi? Gündüz gözüyle rüya mı görmeye başlamıtım, Allah'ım deliriyorum galiba! biz hayalde bu kadar yakınlaşırız zaten , ellerimi göğsümde birleştirip derin nefes verdim. " Kusura bakma Gecem ya ben bağırdım ama " dedi masum bir şekilde. Sonuç ortada, artık türk kahvesi içemeyecektik. Sadece gidip sarılıp başımı göğsüne koydum " Önemli değil, Deniz'i burada gibi hayal etmişim ben bile gerçek sandım." dedim bir haftadır göremiyordum sanırım bu sıra uyuşturucu kullanıyordu o zaman beni ne arıyor ne de mesaj atıyordu. " o zaman 3/1 arada yapalım senin odana geçelimde konuşalım olmaz mı ?" gülümsedim , başımı salladım. Saliha'dan ayrılıp odama doğru yöneldim, yatağa oturmak yerine yere oturup yatağa yaslandım. Onu çok özlemiştim 2 haftadır aramız çok iyiydi ta ki titremleri artana kadar. Deniz gittikçe zayıflıyor ve ben bir şeye yapamıyorum. Bu çaresizlik o kadar kötü ki. Sevdiğim adam gözlerimin önünde eriyor ve benim elimden onun bu halini izlemek geliyor. Derin nefes verdim. Bir şeyler olması gerekiyordu madde bağımlılığını bırakması gerekiyordu ve ben her şekilde yanında olup destek verecektim buna eminim. Gözümden akan yaşı elimin tersiyle silip komidinin üzerinde telefonumu elime aldım tek bir bildirim yoktu. Böyle olmayacak, bir haftadır habersizdim en iyisi Can'ı aramaktı. CANcan aranıyor. " Efendim yengee? " dediğinde gülümsedim hala alışmaya çalışıyordum. " Deniz'i soracaktım yine yine " dedim etrafa bakındım. " Beyazı azaltmaya çalışıyor bu ara kendini deniyor yanına gitmesen iyi olur kriz anında zarar verebilir." dedi sıkıntılı bir sesle. "Onu özledim Can " dedim ağlamaklı bir sesle. " Kız sümüklü ağlamaya başlama sakın!n" diyince gülümsedim. " İğrençsin Can kapa telefonu " " Bizim evde haberin olsun görüşürüz." dedi ve kapattı. Başımı geri yasladım yanına gitmem gerekti çok özlemiştim artık hayal görüyoruyor yada ayakta rüya ! Nasıl özlediysem artık. "Ben ve kahvelerim geldikk" diye odaya girdi Saliş. " Sen ve kahveler hoşgeldiniz " dedim sırıtımaya çalışarak. Karşıma geçti bağdaş kurdu, fincanı alıp ilk olarak kokusunu içime çektim sonra bir yudum aldım. " Anlat bakalım Deniz'le neler oldu." Fincanın yeniden çıkan ayva göbeğimin üzerine koydum. İşaret parmağımla fincanın ağzında gezindirmeye başladım. " Deniz ve ben sevgiliyzzzzzz!" dedim sırıtarak. "Ciddi misinn?" diye tiz bie çığlık attı. " Kızım anlatsana lafı cımbızla mı alacağım ?" dedi bacağıma vurdu sırıttım. " Hani bizim sosyalleşmeye gittiğimiz gün vardı yaa " " Heeeee" dedi göz kırparak. " İşte o gün teklif etmişti ama ben bayılmıştım ya " " Sorma nasıl bir malsan " dedi kıkırdadı " Sağol çok iyisin. " başımı başka yöne çevirdim. " Valla şaplak yicen anlatsana ! " " Tamam hiç sözü bölmeden anlatayım. Neyse Selim'le olanlarıda biliyorsun onuda geçelim. Makbuşta kaldığım gece odaya daldı öküz sonra konuştuk falan ayyy " dedim sırıtımaya başladım " Sonracıma sabah Nur geldi sen gitmişsin sabah neyse biz birlikte yemek yemeğe gittik dönüşte mahalle düğünü vardı ona katıldık." " Ohaa ciddimisniz naptınız? " " Düğünde ne yapılır canım arkadaşım? " diyince bacağımı cimcikledi. "Neyse ilk dansa kalktık sonra horon teptik gelin damat hangi taraftasınız diyince Deniz biz dans etmeye geldik dedi " derken başladık gülmeye. " Sonraki zamanlar güzeldi Makbuş'un orda buluştuk onun yüzünde güzelim bardakları kırdım. Kafedeki kız ona bakıyordu kızın saçını yolmamak için kendimi zor tuttum zaten facede falan ilişkisi var yaptı benimle. Ay heryerde benim , oğlumm çok kıskanıyorum lan valla bak. Beni görenler diyor Deniz Güney bu kızla mı çıkıyor diye son zamanlarda çok sinirliyim ve bir haftadır onu görmüyorum." sona doğru dudaklarımı büzmüştüm. " Ayy ayy aşık Efserimiz mi varmış oyy oyy " dedi burnuma dokundu. Manyak mısın sen bakışı atınca boğazını temizledi kendine geldi. " Gitsene kızım sevgilinin yanına ?" diye gaza getirdi. Bu sırada soğumaya başlamış kahveyi tek yudumla içtim. " Haklısın gideyim dimi " dedim gözlerimi kısarak, sanki birinin bunu demesini bekliyormuşum gibi kalkıp hazırlanmaya başladım. Topuzu bozup dağınık saçlarımı bol şekilde örmeye başladım , tişörtün üzerine ince hırkamı giydim, göz makyajı ve nemlediriciyle tamamdı." Sende birisinin git demesini bekliyormuşsun canım." diye alay etti. " Tabii kızım çok özledim eşşeği "derken ceketimide giydim cep telefonumuda cebime koydum. "Salişim akşam yemeğine yetişirisem ben halletcem tamam mı ? sana karnıyarık pilav cacık yapacaktım ama erken geldin ve malum aşık bir arkadaşın yemekten daha önce sevdiğini görmesi gerek." " Git git özleminin dindir uslu durun he " " Çok uyuzsun. " dedim gözlerimi büyüterek.sadece gülmekle yetindi , tam kapıdan çıkarken " artık nereye gittiğimizide söylemiyoruz. " diye laf çarpıttı Nur hanım. " Hesap vermek zorunda olduğumu bilmiyordum üzgünüm." dedim kapıyı çarparak çıktım. Zaten Deniz'imi özlemişim sinirliyim bide gelmiş artistlik yapıyor sanki kendisi bize haber veriyordu.
Güneşimiz sonunda güzel yüzünü bize göstermişti şükür biran önce yaz gelseydi ne olurdu! ** Konu Deniz olunca yollar vız gelir tırın giderdi, ne ara Can'ların evine geldim haberim yoktu. Deniz aklımı o kadar meşgul ediyordu ki şarkı dinlemeye kalksam bile şarkının ne zaman bittiğini anlamıyorum. " umarım Deniz kızmaz yada yanlış bir zamanda gelmemişimdir. " fesat düşünlerimi kenara sıkıştırıp kapıyı tıkladım. Bir süre sonra küfür ederek gelen Deniz'i duydum. Bence zamanlama yanlıştı acaba kaçsam mı ? artık çok geçti kapıyı açınca hafif şaşırdı. " şey ben özür dilerim senin geldiğini bilmiyordum." diye afalladı. Gözleri kızarmış yüzü sadece deri olarak kalmış. " Ö -önemli değil girebilir miyim?" " Bence zamanlaman kötü eve git sen. " dediğinde kapıyı ittirek içeri girdim. Ev dağınık ve kokuyordu. " Efser eve git dedim değil mi? " sesi sinirli geliyordu. Titreyen elini yüzünde gezdirdi bu hali korkutmuyor değildi. "Bir haftadır evimdeyim tek bir mesaj atmadın zaten. " " Sürekli mesaj atmak zorunda olduğumu düşünmüyorum? " diyince boş boş baktım. " Bak senin için az kullanmaya çalışıyorum ama sen sinirlerimi zıblatıyorsun." Dediklerini duymazdan gelmeye çalıştım ruh hallini değişmesi ve kaba olması şu durumunda normaldi. " ne zamandır banyo yapmıyorsun sen ?" üzerinde lekeler vardı ve sigara içki kokuyordu. Birden sehabaya ayağıyla ittirdi "Bunu sormaya mı geldin ? " " Deniz neler oluyor? " lanet huyum birisi bağırsın hemen gözlerim dolmaya başladı. " Gidiyor musun ben mi gideyim?" " Buradayım ve bir yere gitmiyorum yanındayım." ceketini aldı ve " tamam ben gidiyorum yoksa işin sonu hiç iyi olmayacak." dedi ve kapıdan çıkıp gitti. Kapıyı sertçe kapatınca yerimde sıçradım. Her zaman yaptığım şeyi yapıp çömelerek ağlamaya başladım. Çoğu şeyi araştırmış kendimi buna hazırlamıştım belli ki hiçbir zaman hazır olamayacaktım. Bir süre iç çekerek ağladım elimin tersiyle göz yaşlarımı silince makyajımın çoktan akktığını ve berbat halde olduğumu anladım. Kalkıp elimi yüzümü yıkayınca evin cidden temizliğe ihtiyacı olduğunu anladım. İnsan mikrop kapabilir hastalanabilirdi. Allah'ım nasıl malsam artık! Hem evden kovuyor hemde evinimi temizlicektim en iyisi gideyim tam kapıyı açıp çıkacakken Can'ı dediklerini düşündüm. O kendinde değildi ki ne yapıyordum ben! Tekrardan telefonumu çıkarıp madde bağımlısıyla alakalı maddeleri okumaya başladım böylelikle nasıl davranacağımı anlardım en azından. · Duygulanımında ani değişiklikler olması · Olağanın dışında saldırganlaşması ( Deniz kesinlikle böyleydi.) · İştah kaybı · Giderek okula, spora, hobilerine karşı ilgisini kaybetmesi · Sık sık durumla uyumlu olmayan uykulu ve sersem olması · Gittikçe daha çok yalan söylemesi ve bunun gibi başka hareketlerinin olması · Evden para ve başka eşyaların kaybolması · Vücudunda, giysilerinde alışılmışın dışında lekeler, koku veya başka işaretlerin olması Deniz'in böyle olmasına toplumdan soyutlanmasına izin veremezdim. Sevgilimi kaybedemezdim. İlk olarak evleri havalandırp evi topladım bulaşıkları yıkadım salonu süpürdüm. Şimdi odalarına girmeyeyim neyle karışacağım belli olmaz bekar evi sonuçta. Mutfağa girip evde olan 3 4 patlıcan ve patatesle dolapta kalan az salçaydan yararlanarak bir yemek yaptım, yemeğin altını kapattığımda kapı sertçe kapandı. Acaba kendine gelmiş midir beni görünce sinirlenmesin ? başparmağımı ısırmaya başladım. Korkunun ecele faydası yoktu sonuçta yoksulluk krizlerinde kendinde olmuyorlarmış sonuçta. Maddeye ihtiyacı olduğu için saldırgan ve sinirliymiş. Yoksa Deniz'im benim böyle yapmaz. O beni seviyor.Son düşüncemin gerçek olmasını tüm kalbimle diliyordum. Mutfakta salona doğru geçerken gördüğüm şoka uğramama sağlamış ve yetmişti. Deniz sehbayada uyuya kalmış ve önünde una benzeyen dağılmış toz vardı. " De- deniz" diye kekeledim. Ses gelmeyince korkup yanına gittim. Elimi dürttüm yok yok tık yok! Allahım nolur ona bir şey olmasın ! içimden dualar okuyarak onu kaldırmaya çalışıyordu gözlerimin dolması sonucunda görünüşüm bulanıklaştı elimin tersiyle silerken Deniz geri doğru düştü. Elimi kalbim üzeirne koydum ölmüş olamazdı değil mi? Kalbin atışı neredeyse tavan yaptı, korku.. sevdiğin bir insanı kaybetme korkusu. Ona bir şey olursa nasıl toparlancam ? tam sevdiğimle kavuştum derken üstelik.. " Allah'ım sen yardım et " dedim ağlayarak yanına çömelip kalbimi dinledim sonra kulağımı ağzına dayadım. Kısık nefes alışı benim kalp atışımı sesini bastırmış hatta yavaşlatmıştı. " Çok şükür nefes alıyor." elimin tersiyle gözümdeki akan çeşmenin damlalarını sildim. Onu kaybetme korkusu beni darmaduman ederken daha 10 saniye önce gerçek gibiydi. Sanki benim yok oluşumdu ölmeden acı çekmekti. Titreyen ellerimle telefonumu çıkarmaya çalıştım Can'ı aramam gerekiyordu. CANcan aranıyor.. " Noldu ufaklık?" " C-aan " dedim ağlamaklı bir sesle. " Noldu Efser? " " Ben ben De-denizin yanına geldim o o ço-ok sinirliydi. Sonr-aa gi-tti geldi. Beyaz toz a-almış ö-ölü gibi yatıyor." dedim burnumu çekerek. Sol yanım acıyor aldığım nefes boğazıma batıyor geçtiği yeri yırtıyordu. " Beyaz toz mu ? salak fazla çekti demekki , sakin ol emin ol kömüşe bir şey olmaz. Sadece uyur ben yada Tunç gelemeyiz. Ben toplantıdayım Tunç şehirdışında. Sen onu bırak eve git olmaz mı ?" " Asla! O nu bu illetten kurtaracağım. " " Keşke o kadar kolay olsa be , kapatmak zorundayım, birazdan kendine gelir." dedi ve kapattı. Deniz'in yanına çömeldim uyuduğunu bilmekte güzeldi. Onu böyle görmek.. ceheneem gibiydi. Ruhumu söküldü sandım nefes almadığını zannedince. " Denizim, çekik gözüm. " dedim yüzünü avuçladım. Kirli sakalları uzamış derisi kafatasına yapışmıştı. Ne zaman bu kadar zayıfladı anlamış değilim. Onun ukala bakışları aşk dolu bakışları özlemişken bugün bana nefretle bakması mahvetti. Bana öyle davranınca kendimden nefret ettim. Onu canını sıkttım diye.. Denizi kucaklamaya çalıştım yerde bide hastalanmasın benim hödüğüm.. Denizin yatan bedenin üzerinden geçip bacaklarımı ortadan ikiye ayırdım böylelikle onu kucaklaman daha kolay olcaktı. " Hadi başlayalım " dedim derin nefes verdim. Kucaklayınca yoğun sigara alkol kokusu aldım.. odunumsu kokusunu bastırmıştı bu kokular, ağlamayacaktım olmaz, gözlerimin dolmasınada izin veremezdim. Havaya kaldırdığımda o kadar ağır olmadığını farkettim. Ne bekliyordum ki zaten 70 kilo olmasını falan mı ? aynı kiloda olsak şaşmam. Bedenini yatağa yerleştirince onu bıraktım sonra bacaklarını uzattım. Örgüsü bozulmuş saçlarımı elimi geçirdim benimde sinir krizi geçirmeme az kalmıştı içimde ki duyguyla sehpaya tekme atınca dönerek fırladı tabiki beyaz tozda. Hiçbir zaman beyazdan bu kadar nefret etmemiştim. Beyaz lanet ! Deniz'le aramızdaki tek engeldi.. " Lanert olsun lanet ! seni böyle görmek kahrediyor beni Deniz kalk kurtul bu illetten!" diye bağırdım çömelerek ağladım. " Neden ya neden ilk defa aşık oldum ve o kişi bağımlı neden " artık ağlamam hıçkırıkla dönmüştü. Tekli koltuğa yaslanıp bacaklarımı karnıma çektim. " Allah'ım nolur ona bir şey olmasına izin verme. O bu illetten kurtulsun nolursun." dedim ve başımı dizlerime gömerek ağlamaya devam ettim. Deniz'den ; Başımın içininde sanki davullu zurnalı düğün vardı. Dayanılmaz bir ağrı başım bildiğiniz kalp gibi atıyor o derece. Gözlerimi kırpıştırarak aralamaya çalıştım ve hıçkırık sesleri duydum. Bu ses.. Nerde olsam o sesi tanırım. Efserim ağlıyor mu ? kabus mu bu ? lanet beyazın yan etkilerimi korum böyle işe. Yan etkisne onun ağlamasını görmeye dayanam ben ! gözlerimi açtığımda bulanıklık devam ediyordu yavaş yavş herşey belirginleşmeye başlıyınca başımı sesin gelen tarafa çevirdim. Küçüğüm dizlerini kendine çekmiş ağlıyordu. Onun ağlamasını görmek istemeyeceğim en şey bile değil! Yavaş yavaş kendime gelince doğruldum oldukça sessiz oluyordum. Belkide karşımdaki hayaldi bunu çok yaşamıştım ondan uzak kalmaya çalıştıkça en çok hayallerine yakın olmuştum. " Ge-gece " diye mırıldandım. Kızarmış bal rengine dönmüş gözleri kıpkırmızı burnuyla bana bakıyordu. " Deniz uyandın! " dedi eliyle yüzünü sildi. " Allahım çok şükür! " Hatırlamya çalıştıkça beynime çivi sokuyorlarmış gibi hiissediyordum. Yanıma geldi yüzümü avuçladı derin bir nefes verdi. " Sana bu durumu yaşattığım için Allah benim belamı versin ! "dedim çıkacak kadar yüksek bir sesle. " Sakın öyle konuşma ! Allah korusun. 4 5 saattir kaç defa nefes alıyor musun diye kontrol ettim biliyor musun ?" dedi çaresiz bir şekilde. Beynimin zonklamasına dayanamıyordum soğuk su gerekiyordu anca kendime gelebilirdim. " Bana izin ver 10 dakka falan şu üstümü değiştireyim, ayık kafayla konuşcaz tamam mı?" dedi. Masum yüzü o kadar çekiciydi ki. Hızla banyoya gittim üzerimi çıkarıdım küvete yöneldim. Musluğu açıp eğilerek soğuk suyun bedenimden inişi hissettim. Kendime gelirken kendime lanetler okumadım gözlerim doldu sinirimi duvarı yumruklayarak geçirmeye çalıştım. Canımın acıması beni az da olsa durdu başımı duvaraya dayadım. Neden aşık olduğum kadını canını yakıyordum ? Canın yakmama rağmen benden uzaklaşacağına beni dahada benimsiyordu. Ben olsam belkide bırakırdım o ben değil bu yüzden onu bu kadar seviyorum ya. Canımdan daha çok seviyorum. Candan öte o benim için... Onu daha fazla üzmemeye çalışacağım yavaş azaltacağım ve irademe sahip çıkacağım. Krizin beni ele geçirmessine izin vermeyeceğim. Saçımı sampuanlayıp duruladım sonra odunsu kokuya sahip olan duj jelini elime sıkıp her tarafa sürdüm bu kokuyu sevdiğini biliyorum. Ama ben onun kiraz kokusuna hastayım. Durulanıp asılı olan havluyu belime bağladım, dişlerimi fırçalayıp sakalarımıda kısaltmaya karar verdim. Banyoda işim bitince havluyla olduğumu fark ettim . beni böyle görünce kızaracağına emindim hem seksi bir vucut yerine deri kemik görmesine gerek yoktu.. " Sultanımm? " diye seslendim , soğuk su.. herşey fayda cidden.. " Efendim" dedi durgun bir sesle. Ah bana bu soğuk olması canımı sıkıyordu. "Yattığım yerin başında sırt çantası var getirsene havluylayım gelemiyorum." diyince ses gelmedi sonra kokusu burnuma doldu. " Al " dedi çantayı fırlattı. Tişört iç çamaşırımı ve eşofmanımı hızlıca giyindim. Nedeni anlamadığım bir öfke vardı içimde ama sakin kalmam gerekiyordu.. İçeri doğru girdiğimde benim yattığım yere oturmuş yerdeki beyaz toza boş boş bakıyordu acaba benim güzelim ne düşünüyordu. Sehpaya ben mi tekme mi atmıştım ? Ya hiç bir şey hatırlamıyorum lanet olsun! Derin nefes aldım sevgilime sırnaşmam gerek kokusunu çekmem gerek kendime anca gelirdim. Yanına oturunca hafif kaydı ona doğru oturup bununa dokundum başını çevirdi." Burnuna öldüğüm kadın" diyince bana doğru baktı. Şaşkın bakışları ve pembemsi dudakları ile çok çekiciydi. Düşüncelerden uzaklaşmam gerek zira aşağısı uslu durmayacak. Bir kere daha burnuna dokunca " uğraşmasana , göz muslukları akınca otomantikmen burunda akıyor " " Yani sümük var diyorsunn ? " diyince kıkırdamaya başladı. " Deniz iğrençsin!" diye ciyakladı. Sesine kurban olduğum.. Kendime çekip saçlarını öptüm " ne var lan ben senden iğrenmiyorum ki ister sümüklü ol ister pasaklı ister sakar." diyince elim beline kaydı. Gıdıklamaya başladım onun gülüşü kulaklarımın pasını silecekti buna ihtiyacım vardı , Efser bana iyi geliyordu. Benim hayatımda Efser Gece'den başka doğru olmadı. " Deniz hahhaa hahaa aşkım ahahha yapma nolur haahah krize gircem hahahaha" Allah'ım gülüşe bak yaa. Hastayım lan sana hasta ! Koltuğa devrilirken üstüne bende devrildim aaaoo şimdi nasıl hakim olacağım kendime ? O gülmemyi bıraktı bende gıdıklamayı.. Sadece hızlı nefes alışlarımız ve kalp atışlarımızın sesi vardı.. Ne güzel atıyor be kalbi! Bir hatun bu kadar mükemmel olabilir mi? Oluyor işte canlı örneğinin koyulaşmış yeşil gözleriyle karşımdaydı işte! Şu an kendimi durduramıyordum, hormanlarım ele geçirmiş ve uygulamaya geçmiş. Bu durumda da öpmemek olursa erkek olduğumdanda şüphe ederim. Yakınlaştım, nefeslerimiz karışınca içimi bir huzur kapladı neden bu kadar heyecanlandım ki ? Dudaklarımız tam değecekken cebimdeki lanet telefon böğürmeye başlayınca Efser gülerek başını çevirdi. Bu soktuğumun piçi kim acaba ? iyi bir nedenden aramıştır inşallah yoksa bu telefonu ona sokacağım cidden. Efserin üzerinden istemeyerek kalkmak zorunda kaldım ona bakınca utandığını etrafa baktığını hissettim büyük bir ihtimal bende kızardım! Neden kızarıyorum ki kahretsin! Okunmuş Pezevenk Arıyor.. Başka bu zamanlamayı kim tutturabilir? Göt Can! " Ne var koduğumun! Ne ! " diye bağırdım. Nasıl bağırdıysam Efser bile tırsmıştı. Sinirimi dizginlemeye çalıştım gözlerimi kapatıp başımı arkaya yasladım. " Abi noldu ?" " Ne olacak ne öğrendim biliyor musun ? Annen seni doğurmamış sıçmış Can ! "dedim sinirle telefonu suratına kapattım. " Efser nereye? " dediğimde gitmeye hazırlanıyordu " Eve geç bile kaldım. " dedi daha demin heyecan ölecek olan o değilmiş gibi. Efseri istiyordum gitmesin kalsın burada, şurada sol yanımda.. " Biraz daha kalsan ? hem gece vakti tek başınamı gideceksin ve ben buna izin vereceğim?" dediğimde gülümseyerek önüne eğildi. Açılan kapıyı ittirdim onu kapıyla arama sıkıştırdım. Kalbimi çalmışken nasıl gitmene izin verebilirim ki? Hergün biraz daha o oluyorum.. Biraz daha kanıma işliyor virüs gibi ama iyi huylu olanlardan, uyuşturucu gibi zarar vereceğine dokunduğu yerleri iyileştiyor. " Gitme kal." dedim çaresiz bir sesle çenesini tutup kendime çektim. " Sana aşığım, doyamıyorum ki. " dediğimde gözlerinin içi güldü. Yeşilin bu kadar muazzam bir renk olduğunu Geceniz gözlerinde anladım.. Onun yeşilerine karışıp sonsuz olamayı isterdim.. " O-olmaz yani uygun olmaz." dedi. Dudakları her oynadıkça dikkatimi dağıtıyordu, haksızlık! "Şey tamam zorlayamam seni ama bu olmadan gitmene izin vermem" dedim dudağımı ıslattım belinden tutup kendime sıkıca bastırdım..
|
0% |