@uykuluhatun
|
Kazım Koyuncu - Koyverdun Gittun Beni Koray Avcı - Sen Nefesim kesilmişti ilk defa ölmek istedim ilk defa.. Nasıl utançtır bu ? Sevdiğim adamın karşısında tokat yemek? Hemde babamdan.. Öz mü öz.. Sütlü çikolatalar kendini bittere bıraktı belkide zifiri karanlığa.. Gözlerinde bilmediğim bir karanlık vardı. Deniz'i ilk defa böyle görmüştüm , bu bakışı adlandıramadım. Bana acımış mıydı ? Bana acımasına katlanamam.. Korktuğum bir şey daha var.. Onun babama vereceği tepki.. Gözümden yaş akarken Deniz ayağa kalktı, kalbim boğazımda atmaya başladı. Babamla aramadaki buz dağı okyanusa dönüşmek üzere olabilirdi! " Rıza yeter! " diye bağırıdı Aysun Şen.. Yani annem.. benim ilk güvendiğim limanım ve ilk rüzgarda yıkılan limanım! Deniz'e baktığımda yaptığı yumruklarla arkasına bakmadan yanımdan geçti.. Gözlerimi kapatıp derin nefes verdim.. Onu bir süre görmemek belki en iyisi olabilirdi.. Kalbim bu düşünceye sinirli baksada mantığım bunu kabul ediyordu! Annem yanıma çömeldi " Kızım Gecem " dedi saçlarımı yüzümden çekti yanaklarıma öpcük kondurdu.. Babamın cehenneme çevirdiği yanağımı annem gül bahçesine çevirmişti. Hemen yumuşamıştım, sevgi kırıntısına muhtaç ben, yelkenlerimi hemen indirmiştim. " Anne, " dedi ağlamaklı bir sesle.. Anne kızın çok üzgün! " Kiraz kokulum.." sımsıkı sarıldı. Kemiklerimi kırsa umrumda olmazdı.. Bu özlem çok farklıydı çok! " Birdaha elini çocuklarımın herhangi birine sürersen Rıza bu sefer külahları değişiriz vallah! " diye sertçe söylendi.. Annem değişmişti.. ** " Bunuda yesene kızım.." diye annem ağzıma birşeyle tıkıyordu. 4 yılın yokluğunu bir anda unutmuştum. Ben ve şu yufka yüreğim ! " Anne yeter valla ayva göbeğim karpuz göbeğine döncek yahu! " dedim kıkırdayarak. Gülmeme aldanmayınız zira içim kan çeşmesi. " Bir şey olmaz bunuda yesene !" " Anne yeter yemeyeceğim gırtalağıma kadar doydum.." bu halimize Kamran gülüyordu. Annem konuştuğunu bilmediği için hiçbir sohbetimize katılmıyordu ne yazık ki. " Geçen Kamran ablanlarda kaldı haberin var mı? " dedi yüzüme bakarken tebessüm ederken başımı salladım. " Siz buluştunuz mu? " diyince sırıttım. " Biliyordum Kamran'ın bu kadar istekle o iki bücüre gitmesi pek hayra alamet değildi.. " dedi gülerek. Babam bizi yalnız bırakıp burdaki akrabasını yanına gitti. Benim bilmediğim akrabası.. " Çok tatlılar maşallah her ikiside.. " " öyle umarım sen ablan gibi bir aptallık yapmazsın kızım.." konu dönüp dolaşıp yne buraya gelmişti. " Merak etme anne..." Diyebildim. " Biri var mı konuştuğun?" ona gerçeği söylesem bana kesinlikle güvenmezdi. Annemi tanıyordum bütün sülalem öğrenirdi. Annem biraz gevezeydi kime çekmişsem! " Yok anne kim olsun okuluma bakıyorum ben. " " son senen değil mi?" " Hayır bir senem daha var " " Niye 4 yıl diyorlardı. " çatık kaşlarla bana baktı. " İstanbul gibi bir yerde bedava yaşayamıyorsun, bilmem farkıdamısın ama kendi ayaklarımın üzerinde durmaya çalışıyorum. Geçen sene dondurdum ve çalıştım. " diyince çatık kaşları düzeldi üzgün birşekilde bana baktı. " Özür dilerim kızım, Kerem 4 yıl dediydi ondan dedim. " Hala Kerem diyor! " Hala evlenmedi mi o onaneymiş benden ? " " Yok kızım nerde Efser diyor başka bir şey demiyor , deli oğlan. " diye sitem etti. Gerizekalı mal ne olacak. Çok beklerdi o ! " Ölürümde o gerzekle evlemem dümbelek herif ne olacak! " diye sinirle soludum.. " Her halini özlemişim kızım yerim seni annem." dedi yanaklarımı sıktı gülümsemekle yetindim.. Geçmişin acıları kapanmayabilirdi ama görmezden gelebilirdim.. Bir süreliğine. " Bizim akşam otobüsümüz kalkıyor biz kalkalım , zaten bu hafta Kamran doğum gününü Efsun'da kutlayacak." dedi kalkarken.. Tam masada kalktı. " Bir dakika siz yine buluşcaksınız değil mi?" dediğinde Kamran'la göz göz gelip sırıtmaya başladım. " O zaman bende varım! " dedi gülerek.. ** Arkadaşlarla kafeteryaya oturmuş birşeyle içmeye karar vermiştik , Aykut gidip siparişleri almaya gitmişti. Ben mi ? Elimi çenemin altına koymuş düşünüyordum. Makyajsız ev topuzu ile depresyona girmeye hazırdım ve 2 gündür Deniz'den kaçıyordum.. Bildiğiniz kaçıyordum zaten telefonlarına cevap vermiyorum. Makbuş'un yerine gelince ya üskata çıkıyorum yada işi bırakıp eve gidiyorum.. Dün giderken kolumu tuttu. " Gecem amacın ne? " demişti.. " Beni delirtmekse çoktan amacına ulaştın.." demişti. Bense hiçbirşey demeden çekip gitmiştim. Evet malım kabul , hemde çok çok fazla. " Karadenizde gemilerin mi battu da ?" diye araya girdi Vahdet, bunların yanında Deniz'im bile hayal edemiyorum. Bi rahat. " Ha uşağım. " diye iğrenç bir şive taklidi yaptım. " Asma süratınü da , yakışmii " diye alay etmeye devam etmişti. Gözlerimi devirmekle kalmıştım.. Gitmeliydim hemde bu gece. 29 marttı ve 2 gün sonra benim ikizimin doğum günüydü tam anlamıyla 22 oluyorduk.. Hoş ben 1 nisanda şaka gibi doğmuş olsamda... O 23.10' geçerken ben 00.12'de doğmuşum.. Annem beni çok zorladın çıkmak bilemedin karnımdan diye dalga geçerdi. Saliha dersinden çıkmış yanıma gelirken güleryüzlüydü.. ama gülmeyi bırak tebbesüm edecek moral yoktu. " Benim kuşuma ne olmuş?" diye sandalyeyi çekip yanıma oturdu " Neler olmadı ki.. "diye fısıldadım. Tabiki beni duymadı. " Anlamadım?" " Yok bir şey ben gidiyorum eve.." diyerek kalktım. Saliha çatık kaşlarla bana bakakaldı. Ne yapabilirdim ? Babam bana tokat attı hemde Deniz'in önünde mi deseydim , utançtan çoçuğun karşısına çıkamıyorum ne diyeceğimi bilemiyormuyum deseydim ? Ne diyim lan ne diyim! 3 Gündür ne uyku var ne var yemek. Kendimde bile değilim onu düşünmekten beynim yandı lan! Sadece 1 aydır çıksakta bu kadar engel olması çok zordu çok. Telefon açıp otobüsten yerimi ayırtıp telefonu kapattım akşam 10'da otobüsüm kalkıyordu. Artık gece yarısı Kamran'ı rahatsız edecektim. Evin önüne gelince Can ve Nur el ele tutuşarak kapıdan çıkıyorlardı. Nur gülerek bir şeyler anlatıyor Can'da gülerek onu dinliyordu. Sadece tek engelimiz inat olsaydı onunla aramızda çok engel vardı çok. Onlarlar konuşmadan yanlarından geçmek istemiyordum. Kapşonumu başıma geçirdim önüme eğilerek gidecekken kolumdan tuttu. Koluna çekmeye çalışınca Can konuşmaya başladı. " Bende diyorum bu yürüyen yer fıstığı kim? Artık selamda mı vermiyorsun?" Ağlamak yok Gece ağlamak yok. " Can rahatsızım eve gitmek istiyorum. " dedim kırılgan bir sesle. " Neyin var canım hastaneye gidelim mi? " diye araya girdi Nur. " Uyumam lazım izninizle.. " dedim kolumu sertçe çektim. Hızlı bir şekilde yürümeye başladım. ** Ağlamaktan helâk düşmüş gözlerim bana ' lanet olsun ağlama ' diyecek noktaya geldiği zaman elimin tersiyle gözlerimi sildim. Sonra ufak çantama bir kaç parça kıyafet doldurdum. Sanırım burdan uzak kalmaya ihtiyacım vardı vizelerin başlamasına iki hafta kalmışken beyin tatili yapsam diye düşünüyorum. Son kıyafeti katladıktan sonra tutuklanan kapıya ters ters baktım. Telefonum kapalı ve evde bıraktığım için Deniz aramıyordu. Yada ben sürekli fotoğraflarımıza bakıp ağlama krizine girmiyordum. İçimden kapıyı alacaklı gibi çalan kişiye sövdüm. Dürbünden kim olduğunu farkedince beynim kalbime acı acı sinyaller yolladı. kapıya rağmen odunsu kokusu burnuma doldu. Başımı çekip kapıya yaslandım. " İçerdesin biliyorum, aç n'olur çok özledim. " diyince elimle ağzımı kapatarak ağlamaya başladım. " Sensiz nefes almak asit solumaktan beter , Gecem. Gülüşüne kurban olduğum.. " dediğinde yavaş yavaş yere kaydım. Sesimi duymasın diye ağzımı dahada sıkı kapattım. " Gecem ben ben " sesi kötü geliyordu. " O gün seni almadan gittim ya, kendimden nefret ettim. Ayaklarım kırılsaydı seni dinlemeseydim! " diye isyan etti. " Kaç gündür sana hasretim biliyor musun? Kaç saat kaç dakika kaç saniye.. Ben biliyorum.. Ben biliyorum aç şu kapıyı.. " dedi yumruk attı. Bense sessizce akan yaşlarımı sildim. " Benden neden kaçıyorsun? Gecem neden ya neden! " Bilmiyorum be Deniz'im. Suratına bakacak cesaretim yok.. kapıdan kalkıp odama geçtim bana isyan eden gözlerim artık beyaz bayrak sallıyordu. Ama içimdeki ağlama hissi görmezden gelmiyordu. Neden ondan kaçıyordum? İnanın bilmiyorum sadece acımasına dayanamam bunu biliyorum.. İzmire gittiğimi yazan küçük bir not bıraktıktan sonra küçük çantamı elime aldım, evde kimse yokken en iyisi gitmekti. Kapıdan çıktım arkama baktığımda attığı tekmeleri kapıda bıraktığı izi görünce kalbim sızladı. Saliha'nın sesini duyunca elim ayağıma dolaştı. Sanırım telefonla konuşuyordu. Yavaş yavaş bir üskata çıktım şimdi yakalanmak olmazdı! O kapıyı açıp içeri girerken ona yakalanmadan binadan çıkmak istiyorum. Durağa gelene kadar yusuf yusuftum. Birine yakalanmadan şu şehri terketsem ne olurdu? Otogara ayağımı basınca derin bir nefes aldım. Gidip biletimi aldım. Neredeyse 25 dakika vardı. Otobüse bindim mi tamamdı bu iş. Yirmi dakikaya yakın kendimle kavga ettim. Neden böyle birşey yapıyorum diye. Kalbim Deniz diye sayıklarken mantığım uzak dur diye çığlık atıyordu. Galip gelen belliydi gidiyordum. " Ne demiş Can Yücel? Tabaklarda kalan son kırıntılar gibiydi sana olan sevgim. Sen beni hep bıraktın; Bense hep arkandan ağladım. " Mantığım bunun burda ne işi var derken kalbim heyecandan kalmış horona başlamıştı. Deniz gelmişti. " De-deniz ?" diyebildim. Kalp ve mantık arasında sıkışınca konuşmayı unuttum.. " Bir vedayı çok mu gördün bana? " başımı öne eğdim çikolata kahvesine bakamazdım şuan. " Deniz bak - " " Gitme.. " dedi o dudaklarından çıkan söz kalbime bir ok olarak saplandı. " Kamran'a gitmem gerek. Doğum gününü yıllar sonra ilk defa kutlayacağız. " " Ben? Senin doğdun günde beni yalnız mı bırakacaksın? " Dediğinde burnum sızlamaya başladı he ağladım he ağlayacaktım. "İzmir yolcusu kalmasın. " bağrışı ilk defa durumun içine etmemişti. " Gitmem gerek. " " Bencede gitmelisin.." dedi arkasını dönüp gitti. Akan gözyaşlarım boğazıma kadar indiğini hafif esen rüzgarın tenimi ısırmasıyla anladım.. Gözyaşının değdiği yerler yanıyordu. Burnumu çektim İzmir otobüsüne doğru yöneldim. Allahım beni bildiği gibi yapsın! ** Sabah ezanı okunurken izmire ayak basmıştım.. Rabbim sen bana yardım et ne yapacaktım ne edecektim.. Eve gitmek yerine sahile gitmeye karar verdim hem onları rahatsız etmek olmazdı sabahın köründe hem annemde gelmiş olacaktı. Beni böyle görürse felaket hikayeleri yazabilirdi. Hiiiç gerek yok vallahi. Telefonumu açıp kendine gelmesini bekledim.. Sonra bildirim yağmura tutuldu telefonum.. Saliha 'dan tehdit dolu mesajlar, Can'ın noldu diye söylenmesi.. Veri bağlantısını açtıp face tıkladım ilk durağım tabiki onun profiliydi. Uzun bir yola çıktım sanıyordum , Gözlerinde takılı kalmışım.. Sözünü bir kaç dakika önce paylaşmıştı. Profil resmi piknikte çekildiklerimizden biriydi. Ağlamamak için dudaklarımı ısırdım. Ne yapıyordum ben? Onu şimdiden çok fazla özlemiştim! ** Kapıyı yavaşça tıkladığımda minik ayakların koşuşturması duydum.. Kapıyı açtıklarında Teyze ve titi nidaları havalarda uçuştu. İkiside minik ellerini boynuma doladı. Şuanı yaşamam gerekiyordu geri dönünce sevgilimin gönlünü alabilirdim nasıl olsa.. " Teyzeniz kurban olsun size yaa. " diyerek ısıra ısıra öpmeye başladım veletler ne zaman bu kadar büyümüşlerdi? Onlardan ayrılınca ablam annem ve Kamran gülümseyerek bana bakıyordu. Hepsiyle tek tek kucaklaştım ama en çok anneme sarıldım.. " Güzelim.. "dedi dolu gözlerle.. Eniştem tabiki yine evde değildi. Benim geleceğimi konumum açık unuttuğum zaman Kamran bakmış ve sahilde olduğumu görünce milleti ayağa dikmişti. Ailecek güzel bir kahvaltı ettik ama annem öyle düşünmüyordu. " Efser eskiden boğazına çok düşkündün kızım bir ekmek yemeden kalkmazdın ne olduda bu hale geldin? " diyince bir yuduğum aldığım çay boğazıma takıldı. Yuh be anne yuh. Bunu Deniz'in öğrendiğini hayal bile etmek istemiyorum. annem her zaman ki temizlik hastalığını konuşturmuş bizi salona tıkmıştı hepimizi.. Torunlarda dahil.. Ablam iş bana kalmadı diye sevinirken Kamran bana ters ters bakıyordu. Çocuklar odada bırakıp balkona çıktık ablamla birlikte Kamran'ı sandalyeye oturttuk. Bu çocuk gittikçe ağırlaşıyormu ne ? " Kamran az ye ikiz hayvan gibi olmuşsun. "diyince sırıtmaya başladı. Ablam mavi gözlerle bana baktı dik dik. " Ne oldu ? " diye başımı salladım. " Öt bakalım kuşum neler oldu?" dedi kollarını göğsünde birleştirmiş, kalçasın balkonun mermerine koymuştu. Ben ise sandalyeye oturup ayaklarımı mermere uzattım. "Ne olmuş olabilir ? Bir Rıza Şen vakası. "diye geçiştirdim. " Kamran öyle olmadığını söyledi." diyince sinirli bir şekilde gözlerine baktım. Mahçup bir şekilde gözlerime baktı. " Abla biliyorsan neden soruyosun Allah aşkına! " diye söylendim. " Senin ağzından duymak istiyorum " " Kamran mesaj attığında biz piknik yapıyorduk Deniz'le beni hastaneye o getirdi. Götür beni dedim götürmedi. Beni tanımıyormuş gibi oturdu ben ne yaşadıysam şahit oldu.. Babamın bana vurduğu an gözlerinin içine baktım.. Çok farklı bir Deniz vardı ama birşey yapmadan gitti, sonra yüzüne bakmadım ondan kaçtım. En sonda buradayım işte.." " Mal mısın kızım ? Afedersinde cidden seni çocukken çok düşürmüşüm! " diyince son anda gülmekten vazgeçtim. "Çocuk sana aşık sen ne yapıyorsun , hey Allahım sen bu kıza fikir ihsan eyle! " " Abla bari sen yapma ya. " " Başlatma ablana! Şu tipine bak birşeyin olduğu 100 metre öteden belli. ağlamaktan gözlerin şişmiş, çinlilere benzemişsin valla" diyince kısık gözlerle ona baktım. Şişmişse şişmiş Allah Allah sanane!
Sonra bütün gün ikizlerle beraber parka gittik gün boyu Kamran'la onlara bakıcılık yaptık. Çocuklar salıncakta sallanırken Kamran'la sohbet etmeye başladık.. " Sana güzel 2 haberim var." dedi durup dururken. " Güzel bi haber mi ? Bunu duymaya çok ihtiyacım var. " dedim dikkatli birşekilde onu dinlemeye başladım. " Birincisi ablm beni öldürecek ama ilk benden duy." diyince başımı merakla salladım. "Tekrar teyze olacaksın. " diyince şakınlıkla bakakaldım. "Hadi canımm!" " Eve sen geldiğinde hayvan gibi yemesinin nedeni buymuş bebek 3.5 aylık ama akıllı ablam daha yeni öğrendi. " diyince kıkırdadı. " Ayy çook sevindim yaaa " bir bebek daha! Tekrardan teyze olmak.. Ay çok heyecanlı! " İkinci güzel haberde ben %70 yürüyebilirim kilo almamı sebebi bu !" şaşkınlıkla ağzımı kapattım bu sırada sevinçte olsa beni yalnız bırakmayan gözyaşlarımda bana sarıldı. Sevinçle ayağa kalkıp Kamran'a sarıldım. " Sakin ikiz ayaklacağım derken belimi incelteceksin." omzuna vurarak ondan ayrıldım. Sonra elimi kalbimin üzerine koydum.. " Nasıl oldu anlatsana?" " Ya bilmiyorum hücreler yenilenmeyemi ne başlamış artık tedaviye olumlu cevap veriyormuşum. " " Onca yıl vermedinde şimdi neden peki? " " Sanırım insan iyileşmek isteyince oluyor. " diyince gülümseyerek iç çekti. Bu gülümsemeyi biliyorum " Yoksa sen ... Aşık mı oldun ? " diyince sırıttı. " Ohaaaa " diye sevinçle bağırıdm. Ben kesinlikle küçükken mikrofon yutmuş olmam gerekiyor, yoksa şuan bütün park sakinleri bana bakmazdı. Kamra gülmeken kızarırken ben utançtan kızardım. " Allah senin iyiliği versin Kamran! Rezil oldum." " Sanki hiç olmadığın birşey he " diye dalga geçti.. " Kim bu anlatsana yahu nasıl tanıştınız?" şimdeden o kızı sevmiştim. En azından insna ayrımı yapmıyordu. Çoğu kız sakat diyip dalga geçmişti ikizimle. " Adı Gülsüm 19 yaşında fizikterapide tanıştık bir nevi hemşirem gibi ama o staj görüyor." ee der gibi başımı salladım. İlla meraktan çatlatacak. " Annemin zoruyla 1 yıldır gidiyorum onun oraya gelelide 7 8 ay oldu. Başlarda beni dilsiz olarak bildiği için kendi kendine konuşuyordu. derdini anlatıyordu. Bir gün bahçede gezdirirken ' ben öyle birine aşık oldum ki , ne sesini duyabiliyorum ne sarılabiliyorum sadece seyrediyorum' dedi. ilk önce anlamadım tabi. Boşluğuma gelip kim o diyince. Gülsüm pat bayıldı. Sonra bütün olaylaları ona anlattım. aşık olduğum kız aşık olduğu adamı anlatmıştı. Bana 1 ay sonra söyledi, biraz gayret göstermem gerekiyormuş. Tabi o adamı o zamana kadar kaç defa öldürme planları kurdum bilemezsin. 1 ay sonra ayak parmağımla uğraşırken hissedince ' aşık olduğum sensin aptal' demişti.." " Ve sen bana bunu şimdimi anlatıyorsun?" dedikten sonra başına sertçe yapıştırdım. " Çok ağır yahu elin! " dedi gülerek. Bu kadar mutlu habere rağmen neden kendimi kötü hissediyordum ? çünkü sabahtan beri hatta dün geceden beri Deniz bir tane bile mesaj atmamıştı.. Daldığımın farkında değildim ne zamandır boşluğa bakıyordum.. " Gece babamın cezasını o çocuğa kesmişsin farkındasın değil mi?" " ee ne zaman yürüyebileceksin?" dedim sorusunu duymazlıktan gelerek. " Bilmiyorum, konu değiştirmekte berbatsın. Sana birşey sordum değil mi? " " Bana acıyarak bakmasından korktum, ne yapabilirim ? " " O sana aşık sen ona haksız mıyım ? " " evet " " Peki neden boşuna birbirinizi üzüyorsunuz ? " derin soluk alıp verdim. " Sana birşey söyleceğim ama kızacaksın" dediğimden tek kaşını kaldırara bana baktı. " Konu Deniz'in madde bağımlısı olduğuysa biliyorum." dedi etrafa bakındı. 1 dakika nerden nasıl biliyordu? " Bakma öyle ikiz o gün hastaneye geldiğinde tipinden belliydi ama esaslı çocuk Gülsüm'ün babası ona göüzün önünde tokat atsa ben o adam dalardım ama o saygısızlık yapmadı. " ağzım açık bir şekilde Kamran'ı dinliyordum. Ne ara bu kadar olgunlaşmıştı? " Ben ben ne diyeceğimi bilmiyorum ikiz." " Tedavi olabilir bırakabilir ama ama istemesi gerek. " " Bana kızmadın mı ? " " Sana neden kızayım ? Sen aşk kurbanısın, senin bir suçun yok." kalkıp Kamran'a sıkıca sarıldım. Yüreğime su serpti en azından önüme engel koymadı.. Yaptığım mallığa korkunç bir şekilde baktım. Sevdiğim adam kapıma gelmiş açmamıştım beni durdurmaya çalışmıştı, durmamıştım. Kendimden iğrendim, kendimden ölesiye nefret ettim.. Zaten Deniz'i üzdüğüm zamanlar kendimden uzaklaşıyordum başka bir ben oluyordum. " Sana demiştim değil mi önceden, gerçekten aşıksan başka ne önemli olabilir ? " dediğinde gülümsedim. Haklıydı. sanki önceden sezmiş gibiydi. Ondan özür dileyecektim ne kadar sevdiğimi defalarca ona anlatacaktım söyleyecektim. Yeter hatun biliyorum diyene kadar söyleyeceğim! Kamran en güzel haberi sona saklamış Deniz'in madde bağımlsı olduğunu ablama yumurtlamıştı. Canım ikizim benim, öldüreceğim onu. Bizim aile genetik olarak geveze. Eve gittiğimde daha neşeliydim ama yine yarımdım. Deniz'im yoktu sol yanım hissizdi. Mutlu haberi Kamran'dan duyduğumu öğrenince ablam küplere bindi tabiki birazcık. Onların tatlı atışmalarını dinlemek cidden güzeldi. Ablam demekki biz tartışırken bu yüzden ayırmıyordu. İzlemek tartışmaktan daha zevkliydi. Annem bütün gün temizlik yaptığı için uyuya kalmıştı.. Eniştem gelince yemeğe oturduk, ikizler çok yorulmuş yemeği beklemeden uyuya kalmıştı. Onları üzerlerini değiştirmek kime kaldı. Tabiki bana! Çaylarımızı içtikten sonra abla kardeş mutfakta sohbet etik. Ablam ' ben hamileyim halledersin buraları değil mi' diyerek bana kitlemişti bu işleri. Ben bulaşıkları sudan geçirip makinaya koyarken havadan sudan konuştuk. Eniştemin tepkisini sorunca hüzünlendi. "Bilmiyorum ki enişten ayrım yapmaz ama ne bileyim sanki bunda daha heycanlı " " Olsun abla , ben eniştemi biliyorum ha Miray Miraç ha karnındaki ama heycanlı olmasını maruz gör. " " Bilmiyorum ama eşime güveniyorum Allah ondan binlerce kez razı olsun." dedi gülümseyerek. Enişteminden bahsederken gözleri içi parlıyordu. Deniz'den konu açıldı ve Kamran'ın ona dediklerimi söyledi bende onaylayınca azıcık kızdı. Benim öyle şeylere bulaşmamı altını çizdi. Ben ve uyuşturucu kullanmak.. Aynı cümlede kullanmak tuhaftı daha sigarayı adam akıllı içmeyi beceremiyordum.. Herkes gibi meraktan denemiş ve bin pişman olmuştum. Bir hafta boğazımı gıdıklamıştı onun dumanı bir türlü gitmemişti boğazımdan.. ** Bugün ikizim doğumgünüydü. 2 gündür annemle uyuyordum sanki bana birşeyler diyecek gibi olup vazgeçiyordu. Sabah namazına kalkmıştı herkes tabi eniştem hepsinden önce gitmişti. Annem yatağa geri döndüğünde uyumadığımı farketti. Bu aralar nadiren uyuduğumu oda farketmişti. Kaç gündür Deniz'den mesaj bekliyordum ama yazmıyordu, Saliha'da zor bela Makbuş'a onu sormasını istemiştim. Ne kafeye uğruyormuş ne eve. Facede girmiyor banada mesaj atmıyor. Ne yapıyordu bu herif! " Neden bu kadar huzursuzsun yeşilim.?" " Yook anne nerden çıkardın?" " Bu saatte kalktın , geceleri pek uyumuyorsun. " " Bilmiyorum." diyerek yalan söylendim. " Benim yüzümden değil mi? Niye bunca zaman aramadım diye.. " " Önemli olmadığını biliyorsun şimdi burdasın.." dedim doğrulup ona sarıldım. Önemliydi aslında çok önemli.. " bende bilmiyorum ablandan isteyemedim numaranı cesaret edemedim. Sen baban gibisin burnuna dikine gidersin ama ben öyle değilim işte be yavrum. " " Önemli değil annem cidden bak." " Seni çok özledim güzel kızım." " Bende annem bende. " ikiz olduğumuz için aynı gün kutlayacaktık. Kutlamak dediysek mumlu parti falan değil. Bildiğin gün gibi. Kısır, poğaça , börek , tatlı ve tuzlu kurabiyeler... Sanırım karpuz göbekle gidecektim. Ablam canı ne çektiyse yapmıştı. Bol bol anı ölümsüzleştirdik.. Benim gerçek doğum günüme sayılı dakikalar kalırken herşeyi halledeip yatağa yerleşmiştik annemle Kamran yarın gideceği için ablamla uyumak istemişti annem. Ben ikizlerin odasına yer yatağı yapmış. uyumaya çalışıyordum. Taki telefonumum ıslığıyla ışık hızıyla telefonumu elime almıştım.. Romantik Ağacım ; İyi ki doğdun sol yanım, ilk olarak ne diyeceğimi bilmiyorum. ama sanırım şizofene bağlayacağım. Özlemek bu kadar can yakıcı olmamalı YEŞİLİM. Gönlümün sultanı burnumun direği sızlıyor lan. Yakınımda değilsin, aynı semtte değiliz! Ben elimi uzatınca sana dokunamacak kadar uzaksın. Bir o kadar gözlerimi kapattığımda yanımdasın. Senin inadın benim sinirim bizi üzen şeyler. Hatunum yanımda değilsein ve ben sana sarılamıyorum. Ne kadar koyuyor bilemezsin. İlk birlikte doğum günümüz olacaktı ama sen yoksun? Peki neden sana acıyacağımdan korktuğun için değil mi? Seni tanıyorsam sırf bu yüzden bildiğin bir haftadır uzağım sana.. Sol yanımdaki sızıya beyaz lanette fayda etmiyor inan bana. O sızının ilacı sensin. İlacımsın sen benim. sol yanımı iyileştirebilen tek sensin. Bana sakın sevmiyormuş gibi bakma dayanamam.. Sana aşık bu adam.. Saç ucumdan ayak parmaklarıma kadar.. Sanırım saçmalamya başladım.. Seninle çok zaman geçiriyorum belkide ondadır ha? Unutma hatun sana aşığım. Bu arada "SKANİ ŞK'ALA AROĞORDA OBADU BGORUM." Deniz'in lazca söylediği cümlenin Türkçesi 'seninle yaşlanmak istiyorum. 'dur.
|
0% |