
Ercan&Gökhan - Anlamı yok
Efserden..
Bugün olanları yok saymak kolay değildi. İlk olarak hazmetmem gerekiyordu.. İlk olarak Deniz'in kendine zarar vermesi gibi azcık geç kalsaydım... Düşünemiyorum bile! Allah'ım onu bana bağışlasın! Onun acısını bana göstermesin!
Masaya son kez bakıp telefonumda ki saate baktım, yarım saattir banyodaydı acaba birşey mi oldu? Telefonu cebine koyup hızlıca yukarı çıktım. Geldiğimden beri diken üzerindeyim yahu!
Banyodan ses gelmeyince odasında olduğunu düşünüp oraya doğru yöneldim. Kapının açık kalması benim işime yaramıştı.. Deniz karşıda elindeki şırıngayı dikkatlice bakıyordu. İyileşecekti , onun iyileşmesi için çabalarken azıcık da onun çabalması gerekmez mi? Kırıldım artık kaçıncı kez kırıldım saymadım.
" Deniz " diyebildim. Beni daha fazla ne kadar üzebilirsin diyemedim.
" Efser ben ben onu çöpe atacaktım.. " dedi komodinin üzerine tekrar koydu. " Sana inanmalı mıyım? "
" Bana güven, iyileşmek istiyorum. Kendim yada senin için değil. Bizim için geleceğimiz için " diyince tebessüm ettim. Deniz bir adımda yanımda bitti. Pembelerinin alnıma bastırdı. " Söz iyileşeceğim, Sana söz veriyorum.. "
" Seni seviyorum " diyip beline sımsıkı sarıldım. " Hadi yemeğe inelim güzel gözlüm... " beni hafif kendinden uzaklaştırdı. Eli elime kaydı, diğer elinde ise şırınga vardı. İlk olarak banyoya gidip şırıngayı boşalttı sonra elini yüzünü yıkadı. Elli kurulamak yerine suyu yüzüme attı. " Denizzz yaa "
" Allahım ciyaklamaya bak " derken belimden tutup kendine çekti. Suratını suratıma sürüp kuruladı!
" Makbuş oraya yüzünü kurula diye havlu asmış beyfendi !"
" Ama yüzümü yüzünle kurulamak daha hoş hanım efendi! "
" ahhhııhhh" diyerek sinirle ayağımı yere vurup önden yürümeye başladım. " Yürüyüşü bile seksi! " diyince dona kaldım. Deniz'de bana çarptı. " Son dediğimi yüksek sesle düşündüm değil mi? " bana doğru eğilerek -çok tatlı gözüküyordu bu haliyle! - sormuştu. Yüzüne hafif vurdum.
" Ayıpçı seni! " gülmemek için dudaklarımı kemirdim.
Kim derdi bugün korkudan kalp krizi geçirecek olan ben olduğumu ? Şuan ki halim çok mutluydu, bir saat önceside neyse.
Ne demişler anı yaşa, geçmişle bu anı mahvetme. Şuan kim dediğini hatırlamadım, belkide biri dememiştir. Belkide ben sallıyorumdur aman neyse ne.
" Off hatun enfes kokuyorlar,kokusu bile doyurucu. " dedi mutfağa girerken.
Senin hatun diyen ağzını öperim, be adam.
Karşılıklı yemek yerken sadece onu izledim gerçek şu ki.. Deniz'den çok yemek yiyorum. Erkek dediğin hayvan gibi yer kabul ama bu kuş kadar yiyor! Onun yerine ayı gibi yiyen ben oluyorum. Bu işte bir terslik var ama.. Neyse..
" Ben çok doydum hatun ellerine kollarına dudaklarına sağlık " diyince kıkırdadım. Şapşal herif!
" Şimdi benim hatunum çayda koyar , karşılıklı çayda içeriz değil mi? " sen böyle masum sorarsan ben ayaklarını bile yıkarım.
Yıkar mıyım? Tabiki de hayır o yıkasın. Banane Allahım ya. Bir saniye konu buraya nerden geldi? Cidden benim devrelerim de sorun var, azıcık kıvılcım görse tutuşuyor.
Kesinlikle benim doktora gözükmem gerek.
" Hatun dünyada mısın sen? " sesiyle düşüncelerimden ayrıldım.
" Haa? "
" Haa değilim Efendim "
" Haaa" dedim gözlerimi kısarak. " O inadını... Alır öperim kadın. "
" Çay mı koyayım? " dedim konuyu değiştirmek amaçlı.. Allahım evli çiftler gibiydik şuan.. Ve bu duygu çok muazzam bir şey.
" Evet zahmet olmazsa ama? "
" Ne zahmeti be herifim sen iste " amma havaya girdim sanki evliyiz .
Tam kalkacakken elimi tutup üstünü kibarca öptü. " Evli gibiyiz değil mi? " diyince sırıttım. " Kızardın mı sen? " dedi başını bana doğru eğerek. " yok canım ne kızarması? " elimi bir hışımla çektim. Dolapları açmaya başladım ama yok yani kadın nereye koymuş olabilir çaydanlığı?
" Efser iyi misin ? "
" iyiyim çaydanlığı arıyorum. "
" Hayatım ocağın üzerinde ya " dedi gülmek için kendini zor tuttuğunu belliydi..
" Şey ya Evet " Allah cezanı versin çaydanlık orda ne işin var senin! Neye yanayım ? Aynı şeyi düşündüğümüz şeye mi yüzüme karşı evli gibiyiz demesine mi..
Sıcaklık geliyor bana böyle. Bu adam beni nasıl bu hallere düşürebiliyor anlamış değilim.
" Sen cidden iyi değilsin ben televizyon izliyorum, çay koyar koymaz gel yanıma. Fazla özletme. " dedi gülerek kalktı sofradan.
" Yardım ettiğin için çok sağol ya! Türk erkeği! " diye fısıldadım. Kitaplarda böyle olmuyor ama.
Çayı demleyip bulaşıkları zor bela hallettim. Yemekleri saklama kabına koyup buzdolabına koydum, saat baya geç olmuştu. Bir bardak çay içip Deniz eve bırakırdı herhalde beni.
Kadının dolabını utanmaz bir şekilde karıştırıp çayın yanına çerez koydum. Tepsiye hepsini dizip derin bir nefes alıp içeri girdim.
" Hatun bir ara mutfakta uyudun sandım! Çok şükür kavuşturana " diyince gözlerimi devirdim.
" Merak edeceğine yardım etseydin! " dedim gözlerimi kısarak. Söylemesem kesinlikle içimde kalacaktı. Sehpaya elimdeki tepsiyi bırakınca belimden tutup kanepeye çekti beni.. Tabi tiz bir çığlıkla beraber.
" Deli misin! " dedim gülerek..
" Evet ! Deli ettin beni! " dedi boynuma öpücük kondurdu.
" Sırnaşma kedi yavrusu gibi "
" Hele hele laflara bak, klasik Türk kadını! "
Şuna bak bide bana diyor. Dümbelek !
" Öyle tabi sen Türk odunu olursan bende böyle olurum! " dedim omuz silktim.
Yanağımı dişledi beni iyice kendine çekti. " Çok seviyorum Allahım! Doyamıyorum ki sana! " sanırım beni göğüs kafesinin içine sokmayı planlıyordu. Sanırım boğuluyorum!
" He-herif ayı yavrusunu severken öldürürmüş biliyor musun? " diyince beni kavrayan kolları gevşedi.
" Ulan varya severken bile laf sokuyorsun ya helal sana hatun" dedi kollarını çekip benden ayrıldı.
Deniz Güney çok mu alıngan bu ara?
" Hayatım sen bana çok sık trip atmaya başladın farkında mısın? " dedim ciddi bir şekilde az kalsın gülecektim.
" Saçma sapan konuşma. Trip falan atmıyorum " düz bir şekilde. Tek elimle kolunu kaldırıp başımı onun altından geçirdim ve göğsüne yaslandım. " Herifin biri varmış , böyle tam öpmelik ısırmalık " başımı hafif yukarı kaldırıp ona baktım. Yok yüzüme bile bakmıyor !
Öküzoğlu öküz. Upss kayınpederime kaymamam gerekiyordu .
Boynuna öpücük kondurmayı düşündüm, düşündüm amma velakin cesaret edemedim. Acaba birşey der miydi?
O öperken sorun yok! Bende öperim.
Dudaklarımı boynuna değdirdiğim anda gerildi. Dudaklarımın değdiği yer bile gergindi.. " Efser " dedi farklı bir şeklide. Yavaşça dudaklarımı çektiğimde göz bebekleri büyümüştü ve kapkara gözüküyorlardı.
" Efendim sevgilim "
" Çayımızı içelim " dedi burnuma öpücük kondurdu. Bense mal gibi kalakaldım, Bu neydi şimdi?
Sessizce rastgelen bir filmi izledik çay bittikçe doldurmaya devam ettim. Saat 11 geliyordu ve Makbuş ortalıkta yoktu .
" Hayatım beni hem eve bırak hemde Makbuş'a bir bak istersen. "
" Makbuş kankasındaymışş , Bana küstü. O varken hiç çıkmıyormuşum sürekli değişiyormuş ruh halim ama sende öyle değilmişim. " kesin öyle değil, kesin.
" Aaaa niye böyle yapıyor ki "
" Bence kıskanmış " dedi bıyık altından gülümserken.
" Annen sayılır o seni. "
" Sorunda o anneler oğullarını başka bir kadınla paylaşamaz güzelim. "
" Benden nefret mi ediyor şimdi? "
" Hayır gülüm , senden nefret mi edilir sende. " dedi kıkırdadı. " Azıcık kıskanç olabilir ama seni kızı gibi seviyor. "
" Tamam o zaman, beni eve mi bırakacaksın ben mi gideyim? "
Düşünür gibi yaptı , elini dudağının kenarından gezdirdi.
" Hayır, hiçbir yere gitmiyoruz. Bu gece benimle kalıyorsun"
" Hayır olmaz, ben gidiyorum. "
" Sana birşey yapacağımdan korkuyorsan söyle. Korkman normal, hele de bugün yaptıklarımdan sonra . " sesi kırgın geliyordu. Onun kırgın olmasına dayanamıyordum.
" Senden neden korkayım? " ben hormonlarımdan korkuyorum... Demek isterdim, diyemedim.
" Bana mı öyle geldi? Sadece uyuyacağız kokuna ihtiyacım var. " dedi sıkıntılı bir nefes verdi.
Benimde kokuna ihtiyacım var. Güçlü olmam için sana ihtiyacım var! Dudaklarımın boynuna ihtiyacı var!
" Tamam o zaman, Sana eşofman vereyim " dedi gülerek kalktı. Şuan ki hali çocuklar gibiydi.
**
" Bence sen basketbolcu ol sevgilim! " sinirle. O ise hala gülüyordu. "Bak böyle uzun geldi ama dur , bana bırak " dedi ayaklarımın ucunda eğildi. Bacaklarımı kıvırmaya başladı, Saliha'ya bir kere daha teşekkür ettim. Elini bir kere bacağıma değdi, Bu herifin elleri neden bu kadar sıcak!
" Kollarım " dedim uzun geldiği için salladım .
Bu sıcaklık iyi değil, hemde hiç!
Gülümseyerek kalktı, kollarımı da kıvırmaya başladı. " Sana bakmaya kıyamıyorum merak etme dokunamam " dedi yapmacık bir şekilde sırıttı. Yatağa girip uzandı. Arkasından penguenler gibi yürüyerek gittim bende yatağa uzandım.
" Eee ışığı kim kapatacak " diye sordu. İnce yorgana sarıldım . " Ben kapatmam " üzerimden yorganı o çekti. " En son sen geldi hanımefendi! " yorganı çekti sırtını bana döndü. Muzipçe sırıttım. Onu yataktan iteklemeye başladım.
Bilin bakalım kazanan kim!
Tabiki ben! Deniz gülerek ayağa kalktı. " Bunlar sana elektrik su olarak dönecek bücür hanım " oturur pozisyonu aldım. " Bana bücür demeyi kes! Deve insan ne olacak "
Bu halimize gülüp ışığı kapatıp geldi. Ay ışığı ve sokak lambası içeri azda olsa aydınlatmaya yetmişti. Yatağa girdi ve belime sarıldı, burnunu saçlarıma daldırdı ve derin bir nefes aldı.
" Kokun, uyuşturucunun yanında halt etmiş, yeşil göz! " diyince kıkırdamakla yetindim. Ne dersem diyeyim kelimeler kifayetsiz kalırdı. " Az kay ahtapot gibi sardın beni " diyince durdu. " İyi ya valla iyi. " dedi bana sırtını döndü yine trip atmaya başladı.. Deniz cidden iyi değildi. Menopoza da girerse şaşırmam vallahi.
Bu sefer dönüp ben sarıldım, herif benimle aynı kilo da değilse adımı değiştireceğim!
Kuru kemik.
" Deniz "
" Hıı "
" Seni çok seviyorum.. " oraya gitmeni istemiyorum. Senden uzak kalmak istemiyorum! Ama ne çare!
" Bende seni seviyorum sultanım. Ama benim sinir ayarlarımla çok oynuyorsun. " bana dönünce göğsüne yattım hemen.
" Sevdiğim için o "
" Hıhıhıhı" dedi güler gibi. " Yarın kayıt mı olacağım? " diye ekledi.
" Evet en kısa sürede yatırılacaksın"
" Görüş günününde de birlikte olan fotoğraflarımızı getirirsin artık. "
" Deniz yaaa! "
" Bu ciyaklamayıda ses kaydına al, malum kimse orda Bana ciyaklamaz. "
" Ciyaklamıyı bırak, yanına yaklaşamaz. "
" Kıskanç hatunum. benim" böyle diyor ama beni pek kıskanıyordu odun!
" Uyuyalım mı? "
" Uyuyalım sevgilim " dedi esnedi. Onun buram buram burnuma dolan kendine has kokusuyla uyumak kadar güzel bir şey yoktu.
Bir süre onun kalp atışlarını dinledim. Düzensiz ve hızlı atan kalbi..
Nefes aldığını ve sağlıklı olduğunu bilmek bile yeterliydi.
" Sultanım uyudun mu? " dedi bir süre sonra. Sessiz kalmayı düşündüm, acaba ne diyecekti.
" Benden vazgeçme Gece'm. " Benden Ne olursa olsun... " dedi saçlarımı öptü. Dolan gözlerimi kapatıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.
**
Deniz'in yataktan fırlamasıyla uykudan sıçradım.
" Deniz i-iyimisin " bir o yana bir buyana gidiyordu odanın içinde. Sonra yatağın yanına oturup çenesini kaşıdı ayağını çok hızlı sallıyordu.
" İyi değilim lanet olsun. Uyuşturucuya ihtiyacım var. Gece bak çok kötüyüm nolur bul. " dedi tekrar ayağa kalktı. Hala uyanmaya çalışıyordum, Bu sırada ayağa kalktım.
" Sevgilim gel soğuk suyun altına gir , kendine gelirsin. "
" Soğuk suya değil, uyuşturucuya ihtiyacım var. " diye bağırdı, kapıya yöneliyordu. Ondan önce koşup kapının önünde durdum. " Deniz lütfen bende geleceğim, sakin ol ve gözlerimin içine bak. " diyince Deniz kendini zorlayıp dediğimi yaptı. Elimi yavaşça ona uzattım. " Bana güven Deniz, Bana güven sevgilim. "
Deniz ensesini yırtarcasına kaşıyıp boynuna yöneldi. Kaşıdığı yer ya kızarıyordu yada kanıyordu.
Elini uzattı o sırada gülümsedim. Yavaşça onu banyoya götürdüm. Gözlerini bir an gözlerimden ayırmadı, sanki güç alıyordu yada benimle nefes, bilemiyorum. Bana böyle bakması kendimi daha fazla güçlü durmamı sağladı. Birbirimizden güç alıyorduk.
Küvetin kenarına onu oturdup yüzünü avuçladım. Sonra beklenmedik birşey yapıp dudaklarımı onun alnına değdirdim.
" Sen çok güçlü bir herifsin, bunu da başarısın. "
" Çok , Çok.. Zor ben.. Ben dayanamıyorum, ruhumu çekiyorlar gibi " dediğinde bir kere daha öptüm. " Başkası olsaydı eğer beni kenara atıp giderdi. Ama sen benimle kaldın. " küvete yavaşça oturdu. " Sende gel o zaman " dedi masum bir erkek çocuğu gibi. Gülümsedim, ağlamak yerine gülümsedim.
Ayaklarımız birbirine kenetledi, fıskiye büyük olması ikimizin ıslanmasına yardım etti. Soğuk su dondursada ona inat elini sıkıp gözlerinin içine baktım.
" Uyuşturucu yerine donmayı düşünene kadar burdayız beyefendi. "
" Sen nasıl birşeysin? " dedi gülümseyerek.
Birazdan buz tutmuş bücür olarak tarihe geçecek biriyim.
Allah'ım su çok soğuk! Deliyim yada mal. Yada ikisinin ortasında kalan ince bir çizgideyim.
" Gece donuyorsun çıkalım " sağ eliyle yüzümü avuçladı.
" İyiyim ben ya alt tarafı su. " buz gibi su!
" Bende dondum hadi çıkalım " elini sımsıkı tuttum. " İyiyim geçti, kısa bir süreliğine de olsa "
Ondan önce sudan çıktım, iç çamaşırlarımı kadar ıslaktım!
" Dolabımda kıyafet al, hasta olacaksın " başımı olumlu bir şekilde salladım. " Sende çıksana?"
" Ben duş alıp çıkacağım, sen git " paytak paytak odaya kadar yürüdüm. Nasılsa banyo yapıyordu, üstümdeki ıslak olan kıyafetlerden kurtulup iç çamaşırlarımla kaldım.
Denizin dolabının önüne gelip kıyafetlere baktım. Asker yeşili olan tişörtü ve kaptı tarzı birşey buldum .
Üstğmdekilerini çıkaracakken durdum.
" Ne yapıyorum lan ben! " diye söylendim. " Ya Makbuş gelirse? İç çamaşırlarımı görüp yanlış anlarsa ne olacak? " kendimle kavga etmeyi kesip üzerine giydim. Öyle böyle kururdu elbet.
Denizin 43 numaralı ayaklarına olan çorapları ayağıma geçirip yatağın içine girdim.
Titremekten dişlerimin birbirine değiyor ve ses çıkarıyordu.
Nerde kaldı bu çocuk! Donuyorum!
**
Ne ara uykuya daldığımı hatırlamıyorum ama çoktan gökyüzü ağarmıştı. Yatağın diğer yanına yoklayınca Deniz'in olmadığını farkettim. Yataktan nasıl kalktığımı anlamadım. Etrafa tekrar bakındım, Yoksa..
" Deniiizzz " diye bağırdım.
"Aşağıdayım sultanım " sesini duyunca elimi kalbimin üzerine koyup sesli bir nefes verdim.
Dayanamayıp uyuşturucu almaya gittiğini düşünmüştüm. Ama iradesi kuvvetliymiş benim sevgilimin..
Annem ağızını yirimm sırıtarak banyoya gittiğimde öksürmeye başladım, yanaklarımda hafif kızarmıştı. Tabi ıslak iç çamaşırlarıyla yatarsam olacağı buydu.
Üşümüyordum ama ateşim olduğunu hissediyordum.
Yüzümü havluyla kurulayıp aşağı yavaş yavaş indim. Halsizlik vardı ama bugün büyük gündü, kendimi düşünmem bencillik olurdu.
" Hayatım Nur'dan yeni küfürler öğrendim , kız bana dil anlatıma uygun küfürler söyledi. " dedi gülerek. Etraf mis gibi kokuyordu.
" Şişe fasulye sever misin? Annem yapmış ben bayılırım " Makbuş demediğini göre iyiydi.
" Kavurması mı? "
" Evet, salça ve soğanla harika oluyor güzelim.." dedi burnumu öptü.
" Otursana bende çay koyarım " gülümseyerek masaya oturduğumda yüzüne dikkatlice baktım. Gözlerinin altı fazlasıyla mordu gözlerinin feri sönmüştü.
Ben onu böyle görmeye alışık değilim. O her zaman çekik sütlü kahve gözleriyle bakan adamdı. Gözleri parıldayan adamdı.
" Uyumadın mı dün gece? Ben bir yatmışım sabaha kadar kalkmadım. "
" Kızma ama cidden camış gibi uyudun, gece ateşin çıktı düşüren kadar canım çıktı. " çayları doldururken bu manzarayı seyrederken sadece gülümsedim.
" Şey evet camış gibi uyumuş olabilirim. "
"Benim için çok iyilik yapıyorsun Gece. Bunlar çok fazla. "
" Senin için olduğunu nerden düşündün ? Sen hasta olursan benim ciğerim yanar. Sen üzülürsen ben mahvolurum. Anlatabildim mi? " ayağa kalktı masaya ekmekleri bıraktı, ellerini omzuma koydu. Ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordum ki yanağıma öpücük kondurdu sonra diğerine geçiş yaptı. " Sen bu kalbin sultanı, ritmini değiştirebilensin" sonra dudaklarını boynumu buldu. " Bide bana katlanabilen tek kadınsın "
Boynundaydı dudağı. Nefesi boynumu okşarken nefes almayı unuttum yine. " Ay çok güzel benziyor bu fasulye " dedim çatalı batırdım.
Gülerek boynumdan çekti dudaklarını karşıma otururken derin nefes verdim.
" Kaç miniğim, kaç bücürüm. Bu tedavi bitecek , o zaman göreceğiz " dedi göz kırpıp güldü.
Annemmmm bu adam böyle gülmesin! Kalplere zarar vallahi, helede benim yanımda değilken hiç gülmesin!
Ona bakan kızları oyarım valla. Pis yellozlar.
" İnşallah o günler gelsin de"
" Gelecek ve biz evleneceğiz , Bana ben evliliğe hazır değilim ayakları yapma, itiraz etme hakkın yok hanımefendi. " diyince yutkundum bana cevap hakkı bırakmamıştı.
" Okulu dert etme gidersin " okul.. Okul demişken onuda rafa kaldırmıştım.
" Önemli değil, sevgilim.. " gülümsedim. Onunla evlenme hayali.. Nasıl bir çılgınlık!
Onunla düğün alışverişine çıktığımı hayal edince midemdeki kelebekler varlığını hisserttirip kasap çekmeye başladılar...
" Evlilik lafını duydu ya uçtu ah kadınlar! " diye isyan ederken ona kısık gözlerle baktım.
" Şu-" demeden lafımı kesti odunsu varlık!
" Evlilik teklifi etmedim daha merak etme , özel birşey olacak. " dedi yine göz kırptı . Hayır tabiki de kalpten gitmedim!
" O doğum gününden sonra sana güveniyorum sevgilim , Hadi yemek yiyelim "
yemek yerken dikkatlice onu seyrettim o ve titreyen elleri. Bana belli etmese bile cidden çok kötü bir durumdaydı. Bir dahi ki krizde nasıl olurdu merak konusuydu.
Kızlara Deniz'le olduğumu anlatan mesaj atıp , kliniğin yolunu tuttuk.
Yol boyunca sessizdik ne Deniz konuşuyordu ne ben. Onun sessizliği belliydi, hastanede yatmak istemiyordu biliyordum.
Bende onu oraya tıkmaya meraklı değilim.
İyileşmesi gerek. İyileşip gördüğüm rüyaları gerçekleştirmesi gerek!
Kliniğin kapısına gelince elimi sıktı " Gitmeyelim bak nolur, başka yolunu buluruz. "
" Deniz.. Bak sen değişiyorsun gittikçe değişiyorsun ve buna engel olamıyorsun. Kırıyorsun, sonunda tamir edilemeyecek kadar kırarsan elimden birşey gelmez.. Bende insanım bu dengesizliğe beni sürekli kırıp üzmene nereye kadar dayanabilirim? " başını yere eğdi. Sonra gökyüzüne baktı.
" Seni seviyorum sultanım.. " dedi gülümsedi.
bunun son gülümsemesi olduğunu Nerden bilebilirdim?
İlk olarak sohbet edilip sonra kayıt olacaktı ama derin bir kriz vurdu.
Deniz etrafa saldırıp uyuşturucu yada ona benzer birşeyler arıyordu. Ben onu tutmaya çalışırken bir yandan da ağlıyordum. Deniz beni yere itince hemşireler onu tutup iğneyi batırdılar. " Bırakın beni Geceeee , yardım et Geceeee" bense hala çaresizce yerde durup ağlıyordum.
onu yalvarışları ciğerime kezzap görevi görüyordu.
Sedyeye yatırılıp bağlarken yüzünü avuçladım. " Geçecek.. " dedim ağlamaklı bir sesle. " Bırakma, beni bırakma.."diye bağırdı gözleri kaydı ve bayıldı. Hıçkırıklarım dudaklarımdan kaçarken hemşire gelip neler olduğunu sorunca bütün olanları anlattım.
ağır bir kriz olduğu için tedavi hemen başlaması gerekiyordu.
Denizin alnına öpücük kondurdum. " seni asla bırakmayacağım, güzel gülüşlüm.. "
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 13.02k Okunma |
1.15k Oy |
0 Takip |
50 Bölümlü Kitap |