
"Efser dur! " sesiyle donakalmıştım.. Sen ne yaptın Kamran! " Gitme! " diye ekledi. O sıra başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Yavaş çekimde arkama döndüğümde herkes şok geçirmişti. Babam ve amcam Kamran 'a dikkatli bir şekilde bakıyorlardı, aAnnem ise dizlerinin üstüne düşmüştü.
Çünkü Kamran hem ayağa kalkmış hem de konuşmuştu! " Kamran! " diye bağırarak yanına yürümeye başladım. Bu sırada oda fazla durmayarak yere düştü. Hemen yanına çömelip başını tutup sarıldım. Allaha şükürler olsun! Ayakta olarak görmüştüm onu daha ne isterim ki? " Başardın ikiz! Başardın! " diyerek fısıldadım. " Başardım ama kısa bir başarı " dedi gülerek. Bu sırada onu ayağa kaldırırken babamın bize doğru yaklaştığını hissettim. Onu sandalyeye oturturken babam konuşmaya başladı. " Sen konuşabiliyor musun? " dedi Rıza Şen, sallamış bir sesle. Cevap vermedik, " Sen konuşuyor ve bizden saklıyorsun öyle mi? " diye kükredi. Kalbim korkudan ürkek kuş gibi çırpınıyordu! Ona doğru döndüğümde gözleri dönmüştü elini havaya kaldırdı. " Sakın Rıza Bey sakın! Ona vurmaya kalkışma! " der demez beni kenara ittirip yere düşürdü. Ben kendimi toparlayana kadar bir tokat sesi kulaklarıma ulaştı. " Sana bir soru sordum Kamran! "
" Evet konuşuyorum! " diye bağırdı Kamran kendine yabancı bir sesle. Yanağını okşadı gülerek. " Bu tokatın acıttığını mı sanıyorsun? İnan bana bize yıllardır yaptıkların helede Efsere yaptıkların daha çok canımı yaktı! " tekerlekli sandalyesini kavradı. " Sizden utanıyorum. " dedi ve yanıma doğru gelmeye başladı. " Hadi ikizim gidelim " dedi geride şok geçirmiş bir aileyi bırakarak. Elimi güç verircesine tuttu " Gidelim " dedi. O an beni sahiplenmesi dünyalara bedeldi.. Otogara kadar derin bir sessizlik sardı, Kamranın kıyafetleri ablamda olduğu için direk otogara geçtik.
Ne bana o soru sormuştu neden ben böyle birşey yaptığını sordum sadece sustuk. Yolculuk biraz sıkıntılı başlamıştı helede otobüse binerken fazlasıyla zorlanmıştık.
Bu sessizlikten sıkılınca, " Kamran" dedim fısıltıyla.
" İki aydır uğraşıyorum ayağa kalkmak için. Başta parmaklarım sonra ayaklarımı hissettim ama kimseye umut vermemek için sakladım. Aslında benim bile umudum yoktu. Ama bugün babamın yaptıkları ... Sana gitme demeyi ben seçtim onlar beni silsede umrumda değil. Hem başımın çaresine bakarım merak etme sen. "
" Nasıl yani?" dedim ne demek istiyordu?
" Sana yük olamam "
" Saçmala benimlesin bundan sonra, Ben nereye sen oraya. "
" Efser "
" Bu konuda tartışmayacağım, kapa çeneni. "
" Seni sürekli rahatsız ederim baksana halime? "
" Sen beni rahatsız etmezsin, susar mısın artık? "
" İkiz "
" Kapa çeneni " dedim son noktayı koydum. Onu yalnız bırakmayacaktım , o bugün nasıl savunduysa bende yanımdan ayırmayacaktım.
O benim diğer yarımdı.
İnandığımı bildiği için konuşmak yerine susmayı tercih etti.
Küçüklükten beri sessizliğin sağır eden gürültüsünü dinlemeyi severdik. Yine öyle yapmayı tercih ettik.
Birazcık uyandığımı hissettim, hayır tabiki ailemin yaptığı şeyden dolayı değil. Onları artık umursamıyorum ama bu yara artık kapanmayacak bilmiyorum. Şen ailesi sadece soy adı olduğu için vardı.
Benim utancım ablama yük olmaktı. Kendime ayıracağım parayı ona erzak almakta kullanacaktım artık.
Para versem kabul etmeyecekti biliyorum ama durumlarında harika olduğu söylenemezdi.
Durup dururken Kamran hattını çıkarıp kırdı. " Gerek duymayacağım." dedi.
" Ya Gülsüm? " başını geri yasladı. " O sanırım rafa kalktı. Ailesi benden daha önemli, ben hiçim Efser. Bana gelirse elinde sadece kocaman bir hiç olacak. "
" Bak Kamran "
" Sizinde öyle değil mi? Denizle? " ah ismi! Sol yanımın cız etmesini sağladı. Ben onu her rafa kaldırdığım da kucağıma düşüyordu.
" Deniz ile ben çok farklıyız "
" Ama ikinizde çulsuzsunuz. " dedi gülerek bende ona eşlik ettim. " Sanırım " dedim durgun bir sesle. " Ama onunla yokluğa da varım. Ben bilirim yokluğun ne olduğu. Şu 4 yılda cebimde 50 lira olunca benden zengini olmazdı yeri gelirdi 50 kuruş kalırdı ama sabır ettim. Arkadaşlarıma ben ders çalışıyorum siz gidin gezin derdim.. Ben yokluğu tattım Kamran.. Ama Deniz bana binlerce duygu tattırdı. O bana sahiplenilmenin nasıl bir duygu olduğunu hissettirdi. Bir bakışıyla 'seni seviyorum ' diyen biriydi. Bana sevgiyi tattırdı. Evet kızlarda seviyor biliyorum ama karşı bir cinsden hep darbe yiyince.. O bütün tabularımı yıktı.. nasıl sevdim nasıl aşık oldum bilmiyorum ama gözlerini görmek bile nefes almamı sağlıyor... Bir bakış her şeye yetiyor.. "
" Evet bir bakış.. " dedi Kamran uzaklara daldı.
" Sanırım bizim hikaye mutsuz bitecek ikiz? " dedim sıkıntılı bir sesle sonra dışarıyı süte daldım.
" Yarın yeni bir gün, gece çarşaf gibi karanlığı örttüğü zaman. Güneş doğup o çarşafı yırtıp atmasını da bilir. " elini omzuma koydu. " Kesinlikle " diye fısıldadım. Belki duydu belki duymadı ama yanağımdan akanlar bağıra bağıra konuşmuşlardı.
- 1 gün sonra -
Ablam anne modelini üstlenmiş bizi karşısına almış bir oyana bir bu yana doğru yürüyordu . Kendinden önce giden büyük göbeği dikkatimi dağtıyordu bir kere ciddi olamıyordum! Kamran'la göz göze gelip hayrına seviyesine geçtik.
" Ya gülmeyin! Olanları anlatın! " ama bu hali fazlasıyla komikti!
Kamran kendi sırasını savmak için konuşmaya başladı. " Yengemin laflarına dayanamadı saçlarını yoldu. Gülsümün babasından hesap sormak için gitti. " ablam olayları sandalye oturarak dilemişti. Yüzü şekilden şekile girmişti. " Efser yine giderken ona gitme dedim yani konuştuğumu bizimkiler öğrendi. Babam meşhur tokatını attı bu kadar sıra onda "
" yani aynısını anlatcam o yüzden es geçiyim."
" Efser cidden malsın. " gülümsedim. " Evet " dedim gülerek . " Sen neden geldin anlat bakalım? "
" Gideyim istersen? "
" Mal ya cidden mal, vize haftan değil mi? Ondan sordum herhalde. "
" Doğruca anlatayım hiç laf ebeliği yapmayayım. Aşk için herşeyi yapılır diyen sendin bende yaptım. " dedim omuzlarımı düşürdüm. " Deniz uyuşturucu bağımlısı " diyince ablamın gözleri açıldı. " Sa-sana zarar verdi mi peki? " elim boynuma gidecekken kendimi son anda frenledim. " Hayır zararı kendineydi. Beni gerçekten seviyor ama uyuşturucu oldukça biz birlikte olamayacaktık. Gün geçtikçe zayıfladı , dengesi fazlasıyla bozuldu, krizleri arttı. Hepsinde yanında ben vardım dayanamadım onu öyle görmeye.. Hastane yatırdım ve masraflarını üstlendim. " durduramadım kendimi ağlamaya başladım. " Ailesi yıllar önce vefat etmiş kimsesi yoktu. Ben sadece iyi gününde yanında olmak istemedim. Kötü gününde de yanındayım, buraya hem iş bulmak hemde onun olduğu şehir de olmaya dayanamadım. İzninle bir süre yanında kalacağım ve bu sırada alışveriş masrafları bana ait. "
" İstediğin kadar kal! Bu sorulur mu? Hatta doğumumda yanımda ol! Ama cidden başının üzerine düşürmüşüm. " diyince gülmeye başladık.
- 5 AY SONRA-
Pınar başından bulanır, canım oy
İner, ovayı dolanır, canım oy
Sende çok hâller bulunur, canım oy
Dağlar duman olur
Çayır çimen olur
Ben yâri görmezsem
Hâlım yaman olur
Hâlım yaman olur, vay
Dağlar duman olur
Çayır çimen olur
Ben yâri görmezsem
Hâlım yaman olur
Hâlım yaman olur, oy
Hiç ovaya inmedin mi, canım oy?
Aşk oduna yanmadın mı, canım oy?
Can yakmaya doymadın mı, canım oy?
Dağlar duman olur
Çayır çimen olur
Ben yâri görmezsem
Hâlım yaman olur
Hâlım yaman olur, oy
Dağlar duman olur
Çayır çimen olur
Ben yâri görmezsem
Hâlım yaman olur
Hâlım yaman olur, oy
Yaz görmemiş kışa benzer, canım oy
Dert görmemiş başa benzer, canım oy
Çok içmiş sarhoşa benzer, canım oy
Dağlar duman olur
Çayır çimen olur
Ben yâri görmezsem
Hâlım yaman olur
Hâlım yaman olur, oy
Dağlar duman olur
Çayır çimen olur
Ben yâri görmezsem
Hâlım yaman olur
Hâlım yaman olur, oy
Gözlerimi kırptığım da yanaklarımından yine akanlara sahip çıkamadım. O bu türküyü sigara eşliğinde söylemek fazlasıyla harikaydı!
Bitmiş sigaramı kül tablasında söndürdüm. Koskoca 5 ay geçmişti. Ne bayramım bayram olmuştu nede onun doğum gününde mutlu olmuştum.
Aylardır iç dünyamla boğuşup duruyordum. Ona hazırladığım kutu ile İstanbul'a gitmeyi çok düşündüm.. Otogara kadar gelmiştim ama gitmeye cesaret edemedim.. Ona hazırladığım notları her gece yatmadan okuyordum nerdeyse her şey ezberimde ama olmuyor be olmayınca olmuyor!
Fazlasıyla acı çekiyorum onun yokluğunu sigarayla kapatıyorum. Kabuslar rüyalar canım fazlasıyla yakmıştı.
" Yine daldın ikiz " dedi Kamran, 5 aydır en çok duyduğum cümlelerden ilki.
" Kusura bakma elimde değil. " sigara iyi bir halt değildi ama hayallerde iyi gidiyordu.
" Bunu görebiliyorum, güzelim. Sende keşke biraz kendini görebilsen azıcık aynaya bakıp yeni Efseri görsen. "
" Ne varmış onda? "
" Her şey. Başta sigara içiyorsun, kiraz çiçeği kokan kız şuan sigara kokuyor! Sana karışmıyorum ama seni böyle görmekte istemiyorum.. Gülüşün bile değişti. "
" Ben değiştim biliyorum peki o? Gülüşü, bakışı ve bana olan sevgisi değişmiş midir? " Kamran ellerini önlerinden birleştirdi başını eğdi. " Bunu bilmiyorum " dedi durgun bir sesle. " Peki o iyi mi? Haber alıyor musun peki? "
" Evet dün konuştum doktorlar, söylediklerine göre fazlasıyla hızlı iyileşiyormuş fakat benimle konuşmak istediği zaman olumsuz cevap alınca sinir krizi geçiriyormuş. Doktor gelip görüşmemi istiyor. " dedim derin bir iç çektim. " Ben onun gözlerinde nefreti gördüm Kamran nasıl gidebilirim? Nasıl karşısına çıkabilirim? " elim istemsizce sıktığı yere gitti. Yanaklarımı tuttu. " Zayıf ve çirkinsin Deniz'in psikolojisini bozacaksın bu sefer! Çocuğun rüyalarına girer tipe bak! " diyince kahkaha attım. " Kamran Şen çok pissin! " ağlayacağımı anladığı için kötü gün için sakladığı esprileri yaptı!
Esprileri Tunç 'u anımsattı. Hepsiyle görüntülü konuşuyor olsam hepsini fazlasıyla özlemiştim. Hem de Esra'nın yanında olmak isterdim o çıkık göbeği o kadar tatlı ki!
Bi de her kapattığımda ağlamasam fena olmazdı. Kamran değneklerini kol altına aldı. " yürüyüş yapmam lazım görüşürüz başka sigara yok " dedi yavaşça ilerlemeye başladı.
Son 5 aydır iyi şeylerde oluyordu mesela Kamran tekerlekli sandalyeden kalmıştı değneklerle yavaşta olsa hareket ediyordu.. Bana söylemiyor ama Gülsüm ile konuşmuşlardı. Bunu sağolsun müstakbel yengecim bana uçurmuştu.
Daha demin söyledim türküyü mırıldanmaya başladım ve İzmir'in harika manzarasını keyfini sürdüm.
Tabi ki uzun sürmedi ikizler balkona dalıp üzerime zıpladı. " Titi! " diye bağırdı Miraç. " Efendim teyzem "
" Teyze " dedi Miray, sözleşmiş gibi.
" Efendim canım "
" Ya titi buna bişi de bebeklerle oynatmıyor. " dedi ellerini göğsünde birleştirdi. Allahım kaşlarını da çattı! Tatlılığa bak!
" Akıllım erkekler arablarlar oynar " dedi elini beline koydu. Araplar mı dedi o ağzını ısırırım. " Ya titi banane! "
" Uslu durun ya anneniz çıldıracak yine. " ablam Son günlerindeydi ve fazlasıyla hassastı. " Biz dayımın olduğu parka gidiyoruz." dediler koşmaya başladılar.
Lafları ağzıma tıktılar bücürler!
" Onlar nereye gittiler"
" Dayılarının yanlarına "
" Bugün izin günün ve evde takıldın baya koca karı oldun sen ya? " dedi gülerek. " Ah ah Efsun hanım bizim zamanımızda böyle miydi? Biz evde durmazdık? " dediğim zaman ablam kahkaha atmaya başladı. " Efser doğuracağım sus ya ahahahha" dediği zaman bacak arası ıslandı .
" Gülmekte altıma işedim deyimi gerçek mi oldu yoksa? " dedim gülerek ama ablam çığlık attı.
Birden ayaklandım " noldu? "
" Efser sancı girdi ahhh! " diye bir daha bağırdı.
" Lan nereye sancı girdi bağırmadan anlat! "
Ablam çığlık atmaya ara verir vermez ciddi misin bakışı attı. "Bebek geliyor saf! " dediği zaman elim ayağıma dolandı. " söyle gelmesin! Panik atak geçireceğim yoksa! " deyince ablam sinirlendi. " Dur evladım Allah aşkına dur şu teyzeni döveyim! "
" Ao fena kızdın! "
" Bi zahmet! Ahhh! Efser ambulansı ara! Ahhh! " beynim durdu. Ne diyecektim ki?
" Abla kızma ama " bu sırada telefonu arıyordum ablam kafama yastığı atmasıyla duraksadım. " Cebinden telefon! Allah seni bildiği gibi yapsın emi!" elimin içiyle alnıma vurdum.
" Abla ya canın acıyor mu peki ? Sakin olsana hem? " biri beni sustursun!
" Allaha havale ediyorum seni! Yok canım acımıyor. Canım sıkıldı bağırasım geldi! "
" Bencede doğur, çok agresifsin! " bu sırada telefonu tuşladım. " Hele doğsun bu bebek elimden seni alabilene aşk olsun! "
Ablamı duymazdan gelip telefondan gelen sese cevap verdim. " Enişte yetiş! Ablam doğuyor. "
" Ambulansı mı aradınız taksimi çağırdınız " dedi heyecanlı ve korkmuş bir sesle.
" Yok hayır evdeyiz ben ben mala bağladım. Beynim durdu çabuk gel! "
" Ahhh! Doğuruyorum " diyince telefon düştü ve kapandı. " Abla bak gördün mü telefon da düştü. "
" Ben bunu senin yanına koymam Gece! ahhh! Allahım! " saçımı yoldun. " Abla valla kafa kalmadı beynim durdu! "
" Ya Efser Ahh! Sanki çok çalışıyordu ulan geliyor bebek geliyor! " artık ağlamaya başladı. " Gelecek eniştem gelecek! İnsan anlatır demi böyle aniden geliyor diye!"
" Yemin ediyorum özür diliyorum fazla düşürdüğüm için seni! " ağlamaktan gülmeye sonra bir daha çığlığa geçmişti.
" Nolur sakin valla " ablam artık yastığı ısırmaya başlamıştı. Bu sırada kapı yumruklandı. Koşa koşa gidip kapıyı açtım eniştem cübbesini bile çıkarmadan gelmişti. Koştuğu ve fazlasıyla yorulduğu belliydi. " Baldız birazdan taksi kapıda olur sen bebek çantasını al hadi " ablamın bir çığlığını duydu ve sanki eniştemin canı yandı. Yüzü öyle bir ifadeyle bulandı ki..
" Tamam enişte ama cübbeyi çıkar. " derken başını salladı koşarak odaya geçti. Yatak odasından çantayı alıp içeri geldiğimde eniştem yengemi kucaklamış kapıya gelmişti.
" Çocuklar nerde? " dedi ablamı sıkıca tutarken. " Dayıları ile beraber "
" Efser sen onlara sahip çık bir şey olmasın? "
" Dayısı bakar ablamı yalnız bırakamam. "
Merdivenlerden yavaş yavaş iniyordum çünkü asansör bozuk! Tamda zamanı
yahu!
Ablamın çığlığı binayı doldururken kapıya gelmiştik bu sırada Kamran'lar bize doğru geliyordu. Eniştem taksici amcanın sayesinde ablamı yerleştirmiş beni bekliyordu. " Kamran siz evde durun şimdi " deyince şaşkın bir ifadeyle bana bakakalmıştı. İkizler ise annesini böyle korkup ağlamaya başlamıştı.
Onların bu haline acırken eniştem bağırdı. " Efser hadi! Karım acı çekiyor ya! " sesinden nerdeyse ağlayacak sandım. Başımı sallayıp hızlıca taksiye bindim.
Ablamın çığlıkları eniştemin o bakışları.. Yol gittikçe uzuyor mu ne! Bugün neden bu kadar kötü oldu ki anlamadım!
Nolur Rabbim kazasız belasız bugün bitsin nolur!
Hastanenin önüne gelince eniştem hemen indi sedye diye bağırdı. Oradakiler koşuştururken bende kendimi dışarı attım sert rüzgar yanlarımı ısırmaya başlamıştı.. Farkında olmadan yine ağlamıştım. Bebek çantasını koluma taktım bu sırada ablam sedyedeydi eniştem parayı ödeyip koşmaya başladı ama ben sanki zor yürüyordum. Neden böyle olmuştum? Ablamın çığlıkları acı çekmesi öyle bağırırken saçmalamam elimin ayağıma dolaşmıştı?
Benim yüzümde ikisine bir şey olursa kesinlikle kendimi affetmeyeceğim!
Doğumhanenin önünde çaresizce bekleyen eniştemi gördüm. " E-enişte onlar nasıl? "
Gülümsedi. " İyiler baldız normal doğum Allaha şükür, Sanırım ilk defa böyle bir şey yaşadın? "
" Ben bildiğin mala bağladım, ben çok korkuyorum. "
" Dua et baldız, dua her kapının anahtarı " başımı olumlu bir şekilde salladım. " İstesen git temiz hava al betin benzin atmış. " tebessüm ettim. Burada onları beklemek kalbime zararlıydı.. Deniz ilgili gördüğüm rüyalar çoğu bebekle alakalıydı. O rüyada o kadar tatlı bir duygu iken gerçek hayatta fazlasıyla sancılıydı. Bebek çantasını bırakıp kaplumbağa gibi çıkışa yürüdüm. Rüzgar yüzüme çarparken gözlerimi kapattım yanımdan geçen insanları umursamadım. Bitanesi cidden sinirimi bozdu yanıma gelmiş birde bağıra bağıra konuşuyordu.
" Biraz sessiz olun yahu-" kafamı onun olduğu tarafa çevirmiş ve gözlerimi açmıştım..
Ama tepkim gerçekten tuhaftı.
Birden şaşırken gülmeme engel olamadım. Rüya olmazdı değil mi?
Deniz?
" Deniz " diye fısıldadığımda bana döndü. Benim Denizimin yüzüydü ama gözleri benim çikolata kahvelime göre fazla elaydı.
Tıpkı Deniz gibi olan kişi kimdi?
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 13.02k Okunma |
1.15k Oy |
0 Takip |
50 Bölümlü Kitap |