16. Bölüm

16. Bölüm

uykuluHatun
uykuluhatun

#Şahin

Aviva - Princesses Don't Cry

" Duygusallıktan nefret ediyorum!" diyerek kapıya kadar gelmişti Hırçın. Ne olmuştu bu kadar duygusal olmuştu.Kimse bilmiyordu, kendisi bile..Bundan sonra Hırçın mavi'ye dünya dar gelecekti, felaketler felaketleri doğuruyordu.. Akrep Ali hayatının hatasını yapmış Asrın'a güvenmişti. Hırçın evden çıkarken Asrın gülümseyerek içkisini yudumladı, Arif'e baktığında Hırçın'ın arkasından gittiğini fark etmişti, şu işi bitirse her şeyi rayına koysa Hırçın'a sıra gelecekti. O adamın bakışlarını sevmiyordu Hırçın'a farklı bakıyordu.

 

**

" Senin Mavi Hırçın bu muydu ?" dedi Aras küçümseyerek." Bu işi yüzüne bulaştıracaksın. " dedi ve uzaklaştı. Vedat gelerek omzunu sıktı. " O kadar da büyük aile değil. Bu işi hallet başka bir aileye gerek kalmaz. Bunlar kendi dertlerinden burnunu ucunu görmüyorlar."

" Haklıydım, Hırçın benden nefret ediyor o yüzden Akrep Ali'ye yakın olmam aralarını bozmam gerek. En iyi korumaları onlar çünkü ailedenler." dedi göz kırptı. Herkes onu tebrik ederek uzaklaştı ama Asrın'ın aklında Hırçın'ın son cümleleri dönüyordu, neden çocuk olmamıştı?"

**

" Melek Hanım sakinleşin!" dedi sert bir şekilde Arif. Hırçın kimseyi dinlemeyecekti, sinir beynini ele geçirmiş bütün vücudu tir titretiyordu. Nefes alış verişi değişti. " Lanet çeneni kapatacak mısın yoksa yumruğum yardım etsin mi?"

Arabayı açarken derin nefes alıp veriyordu. " Sigara alacağımız bir yerde dur." sadece bunu söylemişti. Eli sürekli yüzünde kendine zarar veriyordu araba durdu Arif sigara alıp Hırçın'a verdi. Hırçın sigarayı yakamayacak kadar sinirliydi elleri titriyordu. " Melek Hanım sakin olun." dedi sigarasını yaktı. " Sizi şimdi rahat olacağınız bir yere götüreceğim." Hırçın sadece sigarasını içiyordu peş peşe 5 tane sigara içti, hala ilk anki kadar sinirliydi. Uçurum kenarına gelmişlerdi altı denizde Arif en son 10 yıl önce getirmişti.. İntiharından sonraki ilk adamını öldürünce..

Hırçın tebessüm etti, arabadan inince rüzgar yüzüne tokat gibi çarptı karanlıktı arabanın farlarından başka ışık yoktu etrafta. ayağındaki ayakkabıları alıp uçurumdan attı. " Bana ne oldu Arif ? O Hırçın Mavi'ye ne oldu ? Ne ara bu kadar yumuşadım ben ? Benim adımın geçmesi insanları korkuturdu şimdi ağlak bebek olarak düşünüyorlar.Akrep Ali zehirlenmiş, kalbine kadar gitmiş o zehir ama ben onu akıtırım."

Deniz havasını içime çektim. Hırçın'ın ne kadar hırçın olacağını görmeliler!

" Güvendiğin 3 5 adamı topla bugün baskına gidiyoruz. Uyuşturucu kaçakcılığına bu gece son vereceğiz yani en azından birine." sigara uzattı Arif o sıra parmakları değerek sigarayı aldı Hırçın. Hırçın titrediğini farkeden Arif hemen ceketini Hırçın'ın omuzlarını koydu. Kokusuyla mest olsa da kendini salmadı Hırçın bu duygu onu mahvetmiş intikamını köreltmişti. " 5 kişi intihar olur Melek Hanım."

" Sen bile yetersin hepsini yenmeye." dediğinde kalbi kaç saniyeliğine durmuştu Arif'in?Kulakları yanmaya başlamıştı. " Güvendiğin adamları al depoda buluşalım."dedi sigarasını ayağının altında ezdi söndürdü ve yanına aldı. Deniz yeterince kirliydi bi izmarit daha atamazdı.

Hırçın değişiyordu, kim ne derse desin eski gaddar Hırçın'dan eser kalmamıştı.. " Şimdi Hırçın kimmiş görsünler bakim!" dediğinde arabaya bindi. Hırçın'ı eve bıraktığında adamlarında Ceyhun Hırçın'ı aramış mal alışverişi vardı bugün, başka bir istese olacaktı! evet az kişi gitmek intihardı ama umursamadı. Arabadan indi ve ışıkların açık olmasına şaşırdı. Kapıyı tıklattığında her zaman bacağında olan bıçağa dokundu, ne yapabilirdi? Karşısında silahlı adam olsa bıçağı saplayana kadar kafası mermi yuvası olurdu, Hırçın gerçekten iyi değildi. Tüm dikkati dağılmıştı.. Canan ve Arif'ten sonra... Bunun farkında değildi, farkında olunca iş işten geçmiş olacaktı

Tedirginlikle kapının açılmasını bekledi, Canan'ı görünse nefes verip gülümsedi. Canan'ı suratı asıktı çünkü yalnız değildi.

Canan ölesiye korkuyordu hiç tanımadığı bir adam eve gelmiş ve Şahin'i evden göndermişti bugünden sonra kesinlikle kendini koruması gerektiğini anladı. Savunmasız olmak ona göre değildi. " Bizde seni bekliyorduk." dedi Akrep Ali arkasından çevirilen işten bi haber.. " Gelmenize şaşırdım Ali Bey." dedi soğukkanlılıkla. Canan'a baktığında oda gitmesini işaret etti. Canan Hırçın dediğini anlayıp kedileri alıp odaya gitti. " Şimdi böyle mi olduk?" dedi koltuğa yayıldı.

" Ali Bey davetiniz olduğunu ve davetli olduğumu bilmiyordum ve Asrın Uluhan'dan ne kadar nefret ettiğimi biliyorsunuz fakat hala onu benim burnuma sokuyorsunuz , üzgünüm o size yakın olursa ben bir adım geri dururum."

" Avukatım o benim!" diye kükredi ve Hırçın'ın kalbi titredi. Duygusal dönemlerinden nefret ediyordu! " Ben size daha yakınım!" öyle olmasını umuyordu Hırçın..

Sadık'tan hiç bahsetmemişti Sadık'ı tanıyan Asrın olduğu için o adama güvenmiyordu. Akrep Ali'nin bunu bilmesine gerek yoktu. Hırçın'ın hislerine güvenmiyorsa kendi bilirdi. " Artık o kadar yakın değilsin en son benim için ne yaptın? Kendi adaletini sağlaman için seni buralara ben çıkardım Melek!" daha önce onlarca kez kurşun yedi yada bıçak fakat hiçbiri bu kadar canını yakmamıştı.

" İzninizle operasyona gideceğim, giyinmem gerek." dedi yatak odasına gitti. Akrep Ali, "kime laf anlatıyorum" diye homurdandı. Gerçek kızı değildi ama onun birebir kopyasıydı. Yanında duran Canan'ı fark etmeden üstünü değiştirdi. Gizli çekmesinden silahlarını aldı yerine yerleştirdi. Ceplerini sarjörlerle doldurdu.Saçını topuz yapıp kalem görünümkü bıçağını saçına geçirdi. Tedbiri elden bırakmamak gerekirdi. Canan korkmuştu, hazırlanırken silahlara dokunurken o namı diğer Hırçın Mavi'ydi.. Tanıdığı Melek'ten farklıydı. iki kişiliği vardı, bunların arasında yorulmuyor muydu? Hırçın çok yorulmuş ve yıpranmıştı iki kişiliği arasında kara delik vardı sonunda birinde biri o kara delikte kaybolacaktı, giden hangisi olacaktı? Katil Hırçın mı yoksa her şeye rağmen umudu olan Melek mi yokça masum olan geçmişinde ki mi..

bordo rujunu sürüp aynaya uzunca baktı. Arkasında duran Canan ile göz göze geldi. " Canan bir süre annenin yanında kal olur mu? "

" Yanında kalacağım Melek kedilerin bana ihtiyacı var." Aslında senin de demek istedi ama diyemedi şuan acayip derece psikopat görünüyordu. " Kedileri al bir süre gelme bu geceden sonra biraz tehlikeli bir sürece gireceğim." Gizli çekmesinden bir tomar yakın parayı alıp Canan'a uzattı.

" Bu zamana kadar yanımda oldun bana gerçek bir arkadaş oldun ama bu geceden sonra bunlar değişebilir." omzuna dokundu. " Parayı alamam falan deme yumruk atarım." diyince ikiside güldü. "Şahin'e mesaj at seni alsın evi kitle kedileri al ve çık ben gel diyene kadar gelme ve eğer bir daha görüşemezsek hayallerin peşinden git." gözleri dolan Canan'a baktı, içindeki sıcaklık büyüdü. " Kadınsın sen, güçlü olmak zorundasın." dedi ve arkasını dönüp çıktı. yoksa Canan'a sarılma isteiğiyle başa çıkamayacaktı. " ne opersyonu bu ?" dedi sinirle Akrep Ali.

" Mal alışverişi var orta halli bir çete."

" Hangi çete bu ?"

" Bilmiyorum fark eder mi?" dedi.

" Salaklığın yüzünden umarım ölmezsin Hırçın!" dedi kapıdan çıkıp gitti. Sinir bütün hücrelerine yayıldı boynunu kıtlatıp kapıdan çıktı motoruna binip lastiklerine çığlık attırdı...

Depoya geldiğinde Arif'i başka bir şekilde gördü. Takım elbise giymiyordu deri ceket siyah gömlek giymişti.. Gözlerinin yeşili dahada belirginleşmişti.

" Hayrola?" diye güldü Hırçın. Bu adam gözünde gittikçe gençleşiyor muydu?

" Rahat bir şeyler giymek istedim ve adamlara öyle emrettim böylelikle çantaları taşımakta zorlanmayacağız." Hırçın hızlıca Arif'e yaklaştı, kalbi ağzında atıyordu Arif'in. Çantaya baktı güldü. " En sevdiklerimi doldurmuşsun." dediğinde cevap vermedi. koltuğu ittirip kapağı kaldırdı. Sandığı açıp içindeki el bombaları çantasına doldurdu. " 3 tane fazla değil mi Melek Hanım."

" Namımız hafife alınmayacağını göstereceğim ceset bile bulamayacaklar." Ceyhun içeri girdi. " Melek Hanım size kötü bir haberim alışveriş yeri son dakikada değişti. Hırçın'ın hangi çete olduğundan bile haberi yoktu. Düşman düşmandı.

" Kemik çetesi kendi mekanında yapacakmış alışverişi." Hırçın gülümseyip dudaklarını yaladı. "Bu gece cehennemin ön gösterimini göreceksiniz beyler." dedi çantasını sırtına taktı. Kemik çetesi 8 en büyük çetelerdendi çok büyük değildi fakat küçümsenecek gibi de değildi. ilk 6 çetenin yanına bile yaklaşamazdınız ama o çeteyi önemsememişti.

" Melek Hanım bunu giymeden olmaz.." dedi kurşun geçirmez yeleği gösterdi. Çantasını yere bıraktı ceketini çıkardı siyah badisini çıkarırken herkes gözlerini kaçırdı. yeleği içine giyip üstündekilerini tekrar giyindi. Kapıdan tam çıkacak iken durdu ; " Arif eğer Akrep Ali seçim yapmanı isterse sakın yanıma gelmek gibi bir aptallık etme onun yanında olmana ihtiyacım var." dedi arkasını dönüp gitti.

Akrep Ali'yi tanıyordu ve bu geceden sonra bir süreliğine Hırçın'ı sahalardan sürecekti.

" Kemik Çetesinin başı Kunduz Yavuz muydu ?" dedi arabada ön tarafa otururken. Arif şaşırmıştı. " Evet Kunduz Yavuz, salak bir tip ama uyuşturcu dediklerinden farklı bir insan oluyor." bir süre sessizce devam ettiler.

" Asrın bir şeyler karıştıyor Arif. Akrep Ali'ye bu kadar yaklaşması hiç normal değil. 5 yıl önce varlığıdan yeni haberdar olmuştuk hatırlıyor musun şimdi neden Akrep Ali ile ? Uyuşturucu kaçakcıları için çalışıyordu ve şimdi onlarla savaşanların yanında mı pek sanmıyorum?" dedi tırnak etlerini ısırmaya başladı. Adının Melek olduğu kadar emindi ama kanıtlayamazdı dikkat çekerdi..

" Buradan sonrasını yüreyeceğiz." dedi sadece Arif. O adamdan Hırçın'a yaklaşmaya çalıştığı için nefret ediyordu, her türlü öldürülmesi işine gelirdi. arabadan indiğinde silahını kavradı arkasındaki adamlara bakınca 15 kişiye yakın olduğunu fark etti. Gülümserken Arif'e baktı, " iyi ki varsın." kelimeleri çıktı dudaklarından.. Bir anda dudaklarına dokundu. Kaşlarını çattı, kendisine yumruk atmak istedi. "Siktir!" dedi içinde hızlıca yürümeye başladı. dudaklarını yalayıp yüzünü buruşturdu bu cümleyi ona kurduğuna inanmıyordu!

Arif.. Ölmeden cennete gitmişti bile, kalbi bütün damarlarında atıyor ve bulutların üstünde hissediyordu. " İyi ki var mıyım ?" dedi kısık bir sesle.. Salak salak sırıtırken aşık olduğu kadının arkasından hızlıca ilerlemeye başladı. Bu gece ölecekse eğer mutlu ölmüş olacaktı...

Pusuya kurup beklemeye başlamışlardı Ceyhun'u yanına çağırmıştı Hırçın. " Buyrun Melek hanım." dedi kısık bir sesle. " Adamın kimse bu gece burada olmasın hayatını seviyorsa kaçsın."dedi omzuna dokundu. Arif öldürecek gibi bakınca Ceyhun yavaşca uzaklaştı. "Şimdi gelmeleri gerek." dediklerinde araba farlarını gördü. " Bunun üzerinde çalışıyor muydunuz ?"

" Evet diğer herkesi takip ediyoruz ama açıklarını yakalayamadık." dedi Arif. önden ilerledi. Kemik elindeki uyuşturucuyu verip parayı eline aldığında Hırçın atağa geçecekti, silah patlamasıyla Kunduz Yavuz'un alnında bir delik açıldı. " Şahin'i nişancı olarak yerleştirdiğimi söylemeyi unuttum sanırım." dedi sırıttı. Hırçın başını sallayarak silahını ateşledi. Büyük bir kaosun ortasına balıklama dalmıştı. Hiçbir şekilde korkudan eser yoktu.. Teni kan istiyordu değişmiş hissetmiş olsa da o kan tenine değince daha çok istiyordu. Sarjörü bittiğinde siktir çekti. Ona uzatılmış olan silahlı adamın bir anda eline tekme attı, çantasında bir hamlede diğer silahlarından birini çıkardı. " mini uzi ah çok severim." dedi adama 5 el ateş ettikten sonra. duvarın kenarına saklanmasıyla silahtan kurtuldu. Arif hem kendini hem sevdiğini korumaya çalışıyordu. Şahin ise adamları birer birer öldürüyordu. Hırçın adam öldürme sayısı arttıkça keyfi yerine geliyordu. Psikopata gibi sırıtıyordu. hesap etmediği birşey adamın birisinin arkasından yaklaşıp başına silahı dayamıştı. " Sakın kımıldama!" dediği an bir anda dönüp eli kıvırıp adamı yere yatırdı. kafasına 3 el ateş ettikten sonra sarjörü bitti. Silahı yere atıp kendi silahlarından birini aldı." Öldürme şansın varken öldürmeliydin, gevezelik hayatına mal oldu." dediği karşıdan gelen adama ateş etti. Yerini değiştiriken Arif'in arkasındaki adamın üzerine atladı. Arif'in bu kadar dikkatsiz olmasına sinirlenmişti. Adamın sırtındayken boynunu kırıp adamı serbest bıraktı. Nefes nefese kalmıştı," ölmüş olsaydın eğer seni diriltip tekrar öldürürdüm, eğil !" diye bağırıp diğer adamı vurdu. adrenalin bütün vücudunu sarmıştı neredeyse gün doğacaktı. Etraftaki kurşun sesleri bitti. Ceyhun koşarak yanlarına geldi. " 2 adam kaybettik 3 yaralı." dedi. Aslında Arif'te yaralanmıştı ama fark etmemişti.

" Herkesi her şeyi toplayın, adamları binanın içine koyun acele edin, birazdan polisler burada olur." dedi Hırçın. " Hızlı olun araçları getirin!" polislere zarar vermek istemiyordu. Büyük bir yerdi burası malı hızlıca içine çantasından çıkardığı bombayı pimini çekip koydu fırlatırken patladı. Diğerlerini içeri doğru attı Hırçın arabaya doğru giderken arkasında müthiş bir patlama oldu o ise önünden yavaşca ilerliyordu. Aksiyon filmlerini aratmıyordu bu görüntü.

Arif arabaya binmiş Hırçın'ı bekliyordu o koşar adım arabaya bindi. herkes farklı yöne gitti o farklı yöne. Yokuş aşağı inen Şahin'i bekliyorlalrdı arkada çalan polis firenleri, ya yakalanacaklar yada şahin yakalanacaktı.. Şahin kendini feda etmeye hazırdı. " Eğer yakalanırsak ölürsün. " diye bağınca son nefesiyle koştu. Bindiği gibi gaza bastı kapı bile kapanmamıştı. Şahin yaralıydı, yavaş hareket etmesinin nedeni buydu." İyi misin?" dedi Hırçın.

" İyiyim Melek Hanım, birisi olduğum yeri belirlemiş bomba olmamış olsaydı kafamda koca delik olabilirdi. hafif bir kurşun yarası ile atlattım." dedi aslında yarası ağırdı ve çok kan kaybetmişti. Arif ise omzundan vurulmuştu farkındaydı ama şimdi mızmızlanma zamanı değildi. Polisler peşine takılmıştı. " Emniyet kemeri lütfen!" dedi Arif. oradan oraya devriliyordu Hırçın. Hırçın kendi emniyet kemerini taktıktan sonra Şahin'e uzanıp kemerini taktı. Çok fazla kan kaybetmişti. Üstündeki ceketi fırlattı sonra üstündeki badiyi çıkardı Şahin'in karnına bastırdı. " Eğer ölürsen çok fena olur." dedi tehtikar bir şekilde. İkisine de çok fazla değer veriyordu sadece ölürse diriltip öldürürüm diye tehtit ediyordu yapabileceği başka bir şey yoktu.Şahin ise tebessüm edebildi mecali kalmamıştı. Polisler hala peşindelerdi. " Karnına bastır şunu." Şahin'in gücü tükenmişti. telefonunu çıkarıp adamlarından birini aradı. " Mahmut bizim doktoru depoya yönlendir, acil." dedi sesi titremişti" Şahin'in durumu hiç iyi değil. " dedi Arif'e baktı o ise dikiz aynasından Şahin'e bakıyordu. Şehir içine girmişlerdi buradan kurtulmaları gerekiyordu. Arif garaj gibi bir yere bir anda arabayı soktu ve motoru durdurdu. Hırçın arkaya geçti ve yaraya bastırmaya devam etti. Şahin'in dudakları ve göz altı morarmıştı onu ilk defa böyle görüyordu. Arif üstündekini çıkardı ve bere taktı. " Hemen gidiyoruz Melek Hanım." dedi ve gazı kökledi. Arabanın plakasını değiştirmiş arkaya stiker yerleştirmişti. " Şahin benimle kal."dedi çaresizce. " Bak seni ilk gördüğümde çok küçüktün beraber büyüdük biz!" dedi göz yaşına hakim olmadı. Arif'e baktığında koluna doğru akan kanı gördü. " Arif kolun!"

" Önemi yok." dedi ara yollardan çıkış arıyordu, saniyelerle savaşıyordu. Güneş yüzünü göstermiş her yeri ışıl ışıl yapmıştı. " İkiniz çocukluğumdan kalan tek hatıralarsınız sizi kaybedemem!" dedi.

" Siz hep küçük bir kız çocuğuydunuz Melek Hanım." diyebildi ağzını içi çöle dönmüştü gözleri bulanıklaşmıştı. " Benim ilk ar- arkadaşımdınız." diyebildi.. Şahin Arif'den önce Hırçın ile konuşmuştu. Ürkek kız çocuğuydu o zamanlar. Gerçek bir dostluk olmasa da ilk ona yakın davranmıştı, büyüdükten sonran olaylar değişmişti Hırçın psikolojik olarak çöküşler yaşayıp kendini soyutlamıştı. Hafızasının çoğu karanlık bir çukurdu sonu gözükmüyordu ışıkta tutamıyordu..

Melek rüya görmediği için o olayıda hatırlamıyordu, kim tecavüz etti yüzleri nasıldı hatırlamıyordu, rüyada gördüğü bazı şeyler vardı. Birinin yüzünü yırtmış diğerini eline tırnağını batırmak gibi.. Sadık haklıydı yanından geçseler haberi olmayacaktı ki olmadı. Burnunun dibinde onu görmüşler sadece seksi olduğunu düşünmüşlerdi. O kızın hatırlamıyorlardı, masumluğunu çalıp hayatını mahvettikleri kızı hatırlamıyorlardı!

O gece Laçin Aktaş ölmüş Hırçın Mavi doğmuştu..


**

 

Bölüm : 10.10.2024 21:38 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...