20. Bölüm

20. Bölüm

uykuluHatun
uykuluhatun

Merhabalar canım okurlarım, yorumlarınızı okumaya bayılıyorum ne kadar yorum atarsanız Hırçın Mavi'ye daha çok sarılıyorum. Hazır bölümleri bitti maalesef , eskisi kadar günlük bölüm atamayacağım. Bu hikayeye başka platformada çok fazla ara vermiştim, devamını toparlamam lazım. Unutmadan profilimde ki diğer hikayelerime bakabilirsiniz bir hariç diğerleri 15 bölümğ geçtii.... Yorumlarınız ve oylarınız için teşekkür ederim... Hırçın kendi benliğinizde karşınızda umarım LAÇİN HÜKÜMDAR'ıda seversiniz. İyii okumalar :)

 

 

 

Karanlıktan neredeyse kaybolan maviliği bir an da parlamaya başlamıştı, zihni neredeyse karanlığa gömülecekken mavi bir ışık aydınlatmıştı. Zihni berraklaştı, mavi bir perdeye sımsıkı tutundu Hırçın. Geçmişi bir anda gözlerinin önünden geçti. Karşısında ki kadının daha genç halini anımsıyordu, gözlerinin nasıl gülümsediğini tabi en son babasına güzel gülümsemişti.. Babası.. onu da hatırlamıştı.. Altay Hükümdar.. Zihninde şimşekler çaktı derin düşüncelere dalarken bir ses duydu. " Laçin?" dedi titrek ses ile Elif. Tüyleri ürperdi, ses o kadar tanıdık bir o kadar uzaktı. Yutkunamadı, nefes alamadı. Adını hatırladı o Laçin Hükümdar'dı.. Bir sürü karışık cümle geçerken zihninden dudaklarıma şu kelime ulaştı. " Anne!" deyiverdi. Kalbi hızlandı, burnunun direği sızladı. Elif'in gözleri dolunca kızarmıştı ve şu an ki göz rengi ile Hırçın'ın aynısıydı. Elif ağlayarak kızına uzandı. Sımsıkı sarıldı, kokusunu içine çekti, Melek donakalmıştı sonra birden ellerini annesine doladı. Bir araştırmaya göre insan her şeyi unutabilirmiş, anne kokusu dışında. Sanki dün sarılmış gibi kokusunu hatırlıyordu, annesi ferah bir deniz gibiydi, huzurdu. " Laçin." dedi ağlayarak kendinden uzaklaştırdı. " Sensin değil mi!" Hırçın hüngür hüngür ağlamaya başlamıştı. Yüzünü avuçladı Elif yanaklarına öpücükler kondurdu, kalbi tanımıştı zamanında ama imkan vermemişti. Kader miydi bu ? Kızının ne zamandır yanındaydı ama ondan uzaktaydı. Kendine çok kızdı, onu nasıl tanıyamamıştı, insan kızını tanımaz mıydı? Kendine kızdı, canını nasıl tanıyamamıştı? " Özür dilerim kızım, tanıyamadım seni özür dilerim!" dedi hıçkırıklarının arasında. "Abla!" diye araya girdi Canan. Hırçın sesin olduğu yöne baktı, şimdi her şey rayına oturmuştu, onun yanında neden huzurlu olduğunu anlamıştı, o kardeşiydi minik kardeşi. Canan'a sımsıkı sarıldı Hırçın, kimseye sarılmadığı gibi sarıldı, sonra annesine sarıldı. Arif ve Şahin şok olmuştu, olayların hızlı olmasından hiçbir şeyi idrak edememişti. İkisinin gözleri dolmuş bu manzara karşısında...

Bir süre daha sarıldıktan sonra konuşmaya başladılar, kanepeye oturup," Seni o kadar aradık ki, sağ mısın, hasta mısın, karnın doydu mu, neredesin her gün bunları düşünerek kendimi yedim bitirdim." dedi Hırçın annesinin göğsüne yatmıştı. Soğuk sevgi gösterişlerini sevmeyen Hırçın'ı kapının önüne atmıştı. İçerdeki insan Laçin ve Melek'in arasında kalmıştı.. Duygusal olan ama hala katil olan..

" Pek iyi şeyler olmadı anne, şu yaşıma gelene kadar pek iyi şeyler olmadı." dedi. Ağlamaktan kısılmış sesiyle.. " Babam ondan hala haber alamadın değil mi?" zihnindeki her şey dün yaşamış gibiydi. O kadar netti, o kadar berrak..

" Maalesef kızım." dedi üzgün bir sesle. Elif tek aşkı olan adamı neredeyse 19 yıldır görmemişti. " Amcan onun uzaklara gittiğini söylemişti sonra bir daha haber alamadık." dedikten sonra annesine baktı yanağına öpücük kondurdu. ayağa kalkmadan Canan'ı da öptü. " Ufak bir işim var." dedi kapıya yöneldi. "Arif buraya gel." dedi kapı eşiğindeyken." Efendim Melek Hanım." Bana silahını ver." dediğinde Arif lafını ikiletmeden uzattı. " İyi misiniz, nereye gidiyoruz."

" Ben iyiyim Arif. Hiç iyi olmadığım kadar hem de.. Akrep Ali benim amcam. Altay Hükümdar benim babam." deyince Arif'in gözleri büyüdü. "Bazı yarım işleri halletmem lazım." dediğinde kapıyı kaptırken Arif kolunu tuttu." Melek Hanım lütfen." Eline baktı sonra Arif'in gözlerine. " Bana karşı gelmemen gerektiğini kaç defa söyleyeceğim. Burada duracak onları koruyacaksın, bu bir emirdir." dedi elini çekip kapıyı sertçe kapattı.

 

** 

Hırçın hızla bindiği arabayı çalıştırdı belini acıtan silahı koltuğa fırlattı. Derin nefes aldı, başına ne geldiyse aslında amcası yüzünden gelmişti, babası gitmemiş olsaydı eğer o evden kaçmayacak o piçlerin eline düşmeyecek ve katil olmayacaktı. Düşündü Hırçın, ya normal bir çocukluk geçirmiş olsaydı ? Mutlu bir yuvası olur muydu? Mutlu bir yaşanstısı? Tek derdi iş aramak ve geçinmek olur muydu?

Her şeyi elinden alınmıştı, hayalleri, masumluğu, geleceği, ruh sağlığı... Zihninde ki Hırçın Laçin'i hiç sevmemişti, onu bu kadar güçsüz ağlak görmekten hoşlanmamıştı.

Korumalar Hırçın'ın geldiğini görünce kapıyı açtı, belkide buradan sağ çıkamayacaktı ama bazı şeylere son vermesi gerekiyordu. arabayı durdurdu, Silahı tekrar beline yerleştirdi. Kapıyı çaldığında Melisa açmıştı, Hırçın'ı görünce yüzünde güller açtı. Hırçın neredeyse gülümseyecektı ama kendine hakim oldu. Akbaba olan Asrın yine buralarda onunda pimini çekecekti ama kendisi yaşarsa!

" Hoş geldin kızım." dedi, acaba yeğeni olduğunu biliyor muydu? O yüzden mi onu yanına almıştı?

" pek hoş bulamadım." dedi Asrın'a bakarak. Asrın ise onu süzüyordu, taytını bacaklarını nasıl sardığını düşündü. Tanrım diye düşündü Asrın, her haliyle nasıl seksi olabiliyordu?

" Melek!" dedi otoriter bir sesle."

" Siktir git burada Asrın Uluhan." dedi sert bir şekilde Hırçın. Asrın hayallerinden uyanıp gerçek hayata dönünce allak bullak oldu. " Melek Hanım ayıp oluyor ama size ne yaptım?"

"Lanet suratını görmem yetiyor, tekrar etmeyeceğim." dediğinde Ali'ye bakara yavaşca kalktı.

" Yarın görüşürüz Ali Bey. Sizinle de görüşeceğiz Melek Hanım." dedi imayla. Gözlerini devirdi. Kapının kapanma sesiyle Ali bacak bacak üstüne atmış geri yaslanmıştı. "Yaptığın bu terbiyesizliği neye borçluyuz?" derin nefes aldı Melek. Yaptığının bir açıklaması yoktu ama yapmazsa ölücekmiş gibi hissetti. Belindeki silahı çıkartıp onlara yönelltti. Melisa tiz bir çığlık attı. Ali ise pozisyonunu düzeltti. "Melek noluyor! Bu ne cüret!"

" Altay Hükümdar nerede?" dediğinde başından kaynar sular aktı. On yıldır ona kardeşini sormayı bırak hiçbir dediğini sorgulamayan Melek'e ne olmuştu?

" Sen ne diyorsun?" diyebildi. Neler oluyordu. " Melek at silahı, napıyosun sen ?" dedi Melisa. " Sizinle konuşmuyorum Melisa Hanım." dedi umursamaz bir sesle.

" Kardeşin nerede?" diye yineledi.

" Bu seni alakadar etmez!" diye kükredi ayağa kalkarak. Bu şekilde silah tam kalbine isabetliydi.

" Her şeyi hatırlıyorum Akrep Ali ya da amca mı demeliyim?" deyince nefes alamadı. " Ben Laçin, Laçin Hükümdar." Akrep Ali'nin suratı ışık hızıyla değişmişti, bir an sendeledi. Melisa direk kolunu tuttu. Ne diyordu Melek? " Yoksa kim olduğumu bilmiyor muydunuz Ali Bey ? Buna inanmamı mı bekliyorsunuz?"

"Melek ne saçmalıyorsun ?" diyerek silahı ittirdi. Titreyen eli ile, Melek aniden aynı yere koydu silahı. " Laçin ben amca, nasıl unuttun adımı ? Adımı unuttun peki bakışlarımı nasıl unutursun? babamı bizden acımasızca kopardığını nasıl unutursun."

Hırçın ruhsal bunalımın tam ortasındaydı, iki kişi olmak yetmiyormuş gibi kendi benliği de ortaya çıkmıştı, kara delik vardı içinde onun içinde kaybolmaktan korkuyordu. Bunların hiçbirini yapmak istemiyordu. Katil olmaktan yorulmuştu, normal olmak istiyordu.. Kanlı geçmişi onun izini sürüyordu. Olaylara inanmak amcasının bu kadar kötü biri olduğunu düşünmek istemiyordu. Onu biliyordu ve ailesinden uzak tutmuştu. Anne hasretiyle yüreği yanmış kabuslar ile savaşmıştı. Akrep Ali'nin bütün pis işlerini yapmış her zaman öncelik onun olmuştu. Onu korumak için kendinde bile vazgeçtiği zamanlar olmuştu. Dünya ayaklarının altından kayıyor burnunun direği sızlıyordu.

" Sen ciddi misin ? Nasıl hatırladın ?" diyebildi.

" Belki de bu yüzden elektroşok vererek geçmişimi unutturmaya çalıştın, annemi sevdiği adamdan ayırmak yetmiyormuş gibi kızından da ayırmak istedin. O kadar kötüsün ki sana baktığımda ruhum daralıyor."

" Melek! Senin Laçin olduğunu şu an öğrendim dinle beni!" diye kükredi. Alaycı bir şekilde güldü. " Mikrop kadar değerin yok gözümde Akrep Ali. Yer altının kralı olabilirsin ama beş para etmez birisin." diyerek silahı fırlattı. Yapamadı , onu vuramazdı. Öfke ile gelmişti buraya ama yapamadı.

" Sizden ne kadar nefret ettiğimi bilseniz benden korkarsınız." dedi ruhsuzca. "Karşında seri bir katil var ve bunu sen yarattın. Benden uzak dur, yoksa bu sefer başladığım işi bitirirm.."

diyerek odadan çıkarken Eylem'in her şeyi duyduğunu fark etti. Nefret ile baktı. Hükümdar ailesi ona bir çocukluk gençlik borçluydu. Akrep Ali arkasından bağırsa da duymazdan geldi. Babasının yerini ondan öğrenemeyecekti. Biliyordu ama adresi o atacaktı ona!

 

Son kez arkasına baktı, buraya bir adım daha atmak istemiyordu. İçkisini yudumlayan Akrep Ali'ye baktı. küçümser gibi bakış sergiledi. Melek Hükümdar'ı içinde öldürmüştü Laçin Hükümdar ile başı dertteydi. Laçin Hükümdar ile Hırçın Mavi birleşimi daha psikopattı.

Duyduklarına göre Akrep Ali, Şahin ve Arif'i çağırmıştı, onları kendi tarafına çekmek onlar için intihardı. Tek başınaydı bunu kabullenmek zordu. Hızlı bir plan yaparak annesini aradı. " Anne" dedi Elif'in sesini duymadan. Yıllar sonra böyle bir cümle kuracağını hayal bile etmiyordu." İyi misin Laçin? Nerelerdesin sen Arif ve Şahin apar topar gittiler neler oluyor. "

Derin nefes aldı. "Hazırlanın gidiyoruz. Canan'a verir misin telefonu?" Elif dediğini ikiletmedi. " Ablacım neler oluyor?" sesi tedirgin ve telaşlıydı.

" Beni dinle ve sorgulama. şimdi her şeyi hazırla kediler dışında onları götüremeyiz. Senin adına açılmış bir banka hesabı var yatak odasındaki çekmecede, onu al yanına alabildiğin kadar para al. Ben bir saate geliyorum." dedi ve telefonu kapattı. Tek kullanımlık bir hat ve telefon aldı. Eskiden ona can borcu olan biri vardı o ona yardım edebilirdi.

Numarayı tuşladı, uzun bir süre çaldı neredeyse kapatacakken telefon açıldı. " Benim Hırçın Mavi."

" Seni dinliyorum kızım." dedi yaşlı adam.

" Bana olan borcunu ödemeni isteyecektim."

" Tabi ki elimden ne gelirse."

" Issız bir yerde erzak ve silah dolu bir yer lazım." adam bir kaç saniye sessiz kaldı. " Tamam 1 saate hazır, o depoda buluşalım."

"1,5 saate ordayım ufak bir işim var." diyerek teli kapattı. Akrep Ali silah kaçakcılığı yaparak yer altında krallığı devam ediyordu. En büyük deposuna gelmişti. Depodan sorumlu bir kaç kişi selam vermek için geldi. " Hoş geldiniz Melek Hanım. dediğinde gülümsedi. " Hoş bulduk, Fırat." diyerek arabadan indi. " Yarım saate depoyu boşaltmanız gerekiyor." Fırat'ın kaşları çattı. " Ali Bey özel bir toplantı yapacak büyük bir satış olabilir ama kimsenin bilmesini istemiyor bu yüzden güvendiği bir kaç adama söyledi. Adam son cümleyi duyunca gülümsedi, Hırçın çocuğun omzunu sıvazladı. "Senin için zam düşünüyor hadi yırrtın." dedi gülerek birazdan yapacakları kaos yaratacaktı ama çok sakindi. " Sağ olun Melek Hanım."

"Bir de Fırat bende benzin kalmamış dönüşüm çok zor olacak gibi elinizde var mı benzin ?"

" Var efendim hemen getiriyorum."

" Ben geri öderim biliyorsun."

" olur mu öyle Melek Hanım." diyerek gitti. Herkesin gitmesi yarım saati bulmuştu. Elinde 3 bidon benzin vardı. Sadece alt kata dökse bile yeterdi, üst kattaki ürünleri kendileri ne kadar hızla kurtarırsa kardı.

Üç bidon alt kata yetmese de çoğunu yakmaya yeterdi dış kapıya kadar döktüğü benzin bidonunu içeri attı. Arabadan aldığı sprey ile duvara yazmaya karar verdi. BABAM NEREDE?

Sonra sigarasını dudaklarına yerleştirdi elinde ki zippo Eylem'in hediyesi olduğunu anımsadı. Dudakları acıyla tebessüm etti. Sonra çakmağı fabrikanın içine attı alevler içinden bir kaç nefes daha aldıktan sonraya arabaya atladı. Eve o kadar hızlı vardı ki bir kaç defa kazadan kıl payı kurtulmuştu. Eve geldiğinde herkes hazır bir şekilde onu bekliyordu. Kimsenin soru sormasına izin vermeden Canan'a anahtarı attı." Siz önden gidin 2 dk geliyorum." onlar çıkarken kediler ayağına dolandı. Gözleri dolan Hırçın onları sevmeyi sonraya bıraktı bir kaç çekmece karıştırma sonunda kağıt ve kalem buldu.

 

Arif

Böyle veda etmek istemezdim ama bunu okuyorsan başım beladadır. Beni ben istemediğim sürece bulamazsın, bunu en az Akrep Ali kadar biliyorsun. Babamın yerini bana asla söylemeyecek hele de son olaydan sonra. Ona olan nefretim beni güçsüz kıldı. Bir zamanlar baba yerine koyduğum adamdı o. Eğer o babama öyle bir şey yapmamış olsaydı belki de ben.. Ben o pisliklerin eline düşmeyecektim. Onlarada sıra geliyor ve hepsi benim elimde sadece zamanları var bir araya geldiklerinde mahvedeceğim. Bana bir şey olduğunda o sözü tut, gerisini ben hallederim. senden ilk ve son kez gönülden bir şey istiyorum. Kedilere bak onlar refahta olsun, en azında bundan sonra mutlu olsunlar. beni arayarak zaman kaybetme. Hırçın ve Melek sana çok kötü davrandı ama Laçin ikisi de değil onu bulmaya bütünleşmeye gidiyorum. hoş kal.

Laçin Hükümdar.

 

yazdığı notu yatağın üzerime bırakıp hızlıca kedilerine sarılıp bir kaç damla gözyaşı bıraktı arkasından, Laçin ona çok şey öğretecekti biliyordu.

 

**

"oo Adnan Bey, siz yaşlanmak nedir bilmez misiniz?" dediğinde gülümsedi 65 yaşında da olsa kılık kıyafetine hala özenirdi. Hırçın sımsıkı sarıldı. Adnan Bey bu davranışa şaşırsa da sarıldı. onda değişen bir şeyler vardı biliyordu. " Neler olduğunu sormayacağım ama ne olduysa yüzüne neşe gelmiş." gülümsedi. Arabadan in işaret yapınca Canan annesi ve küçük kardeşi aşağı indi ellerindeki valizlerle.

" Adnan Bey beni ölümden döndüren doktordur. Bir kaç defa intihar girişimde bulundum."

" Bir kaç defa mı ? arkamı ne zaman dönsem kendine zarar veriyordun." dediğinde Elif'in gözleri doldu.

" Abartmayalım Adnancım, " Laçin kıkırdadı. "Bu arabayı nereye atarsan atarsın sonrası sana kalmış. "

" Elinde ki telefonlar orada değil mi?" Herkese döndü hepsi başını sallamıştı. " Her şeyiniz hazır. Sıkıntı çekeceğiniz bir şey yok. navigasyonu ayarladım direk oraya gidersiniz."

" Dikkat et Melek."

" Benliğimi buldum artık, adım Laçin.Melek yok." gülümsedi arabaya bindi. Ardından Canan yanına oturdu, Elif ve Ahmet arkaya oturdu. " Yeni bir hayata başlıyoruz." diyerek hepsine göz göze geldi. Elif kızının omzuna dokundu, Canan ablasının eline sarıldı. Ahmet ise dışarıyı seyretmeye başladı. Laçin derin bir nefes aldı huzurluydu..

 

 

 

Bölüm : 14.10.2024 14:59 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...