Gorillaz - Rhinestone Eyes
Saatler günleri günler ise ayları kovalamıştı, arkasında bıraktığı yıkımın üzerinde 11 ay geçmişti. Laçin kendi benliğini bulduğunu sanmışken içinde birden çok kişilik barındırdığını çok geç öğrenecekti. Odasından çıkmıyor odasına girdiğinde bambaşka bir insan oluyordu, çok dikkatli titiz çalışıyorlardı. kimse onların kim olduğunu nereden geldiğini bilmiyordu. Elif kızının başına gelenleri duyunca üzüntüden bayılmıştı ve bu durumu aşmaya çalışmıştı. Laçin'in tek cümlesi onu kendine getirmişti. " Eğer unutmamış ya da unutamamış olsaydım geçmişi delirdim şu an karşında değil toprağın altında bulurdun beni, lütfen bana yardım et. Normal biri olmam için yardım et." demişti ve Elif'i kendine getiren bu olmuştu. Canan ise acısını içine atmıştı ablasına normal biri gibi davranmaya çalışıyordu. Bazen onu katil olduğunu unutup kavga etmişliği bile vardı, Laçin o sıralar Hırçın'ı özlememişti ve Melek'i içinde öldürmüştü ya da öldürdüğünü sanıyordu. Duvarında boylu boyuna çevrilmiş fotoğraflara bakarken düşüncelerle boğuşuyordu. Bu sırada yeni arkadaşlar edinmişti, evet Laçin ona bambaşka bir dünya olduğunu göstermişti ama içinde ki Melek ve Hırçın bunu hazmedemiyordu.. Laçin'in yeni arkadaşları planları için lazımdı.
Gizem Er , gerçekten adı omu bilmiyordu ona söylenen oydu, çok ünü olmasada güzel işler başarmıştır. Kod adı , Valeria idi. Genelde zenginleri hackler yarısını yer yarısını öğrencilere burs verirdi. Onunla dark webte tanışmıştı.. İyi işler yaptığı kadar kötü işler yapımıştı, Gizem bunları ona anlatmamıştı. Hırçın'da sorma gereksimi bulmamıştı.
Ona başından geçenleri anlatmış ve yardım istemişti. Uzun bir süre mesajlaşmışlardı ki bu Hırçın için olağanüstü bir şeydi. Teknoloji konusunda kendini geliştirmiş araştırmalarını yapmıştı. Valeria olarak hitap edilmesini istiyordu, onun Hırçın Mavi olduğunu öğrendiğinde korkmuş olsa da yardım etmek istemişti.
Valeria Hırçın Mavi'yi araştırmıştı, 13 yıl önce bir anda Melek Hükümdar olarak yaşamaya başlamış ve garipsenmemişti. Yeni kimlik yeni bir hayat verilmişti, sicili ya silinmiş ya suç üstü yakalanmamıştı. En son attığı mesajdan sonra görüşmeyi kesmişlerdi.
Ben hazır olduğumda yardımın gerek, şimdilik hoşçakal..
*
ölüm listesi yapmıştı içlerinden biri zaten ölüydü, zihnindeki Hırçın'ın isimleri görünce ağzı sulandı. Kan.. tenine kan değmeyeli uzun zaman olmuştu ve kana susamıştı. odasından çıkıp buzdolabına yöneldi, kendine viski koyup içine buz attı. Annesi pek içmesini sevmese de bazı şeyler hemen bırakılmıyordu. Alkol, sigara ve kan arzusu.. Doldurduğu bardağı ile odasına geri döndü. Bir yudum aldığında dilindeki uyuşukluk hoşuna gitti, yudum midesine doğru ilerken gözleri canlanmış odaklanması kolay olmuştu. masanın üzerinde ki oku (dart oku )alıp Asrın'ın suratına sapladı. O her şey ile bağlantılıydı bir bulsa çorap söküğü gibi çözecekti.
Levent Kır, Nihat Kır, Aras Uygun, Gürbüz Yiğit, Görkem Yılmaz bu isimler zihninde binlerce defa öldürmüştü hangi işkence daha iyi olurdu karar vermiyordu. Onlar Laçin'in darağacı ipleriydi, onları yok etmezse kendi yok olacaktı.
Viskisinden bir yudum daha aldı, içi yanarken zihni berraklaşıyordu.
Hepsinin zayıf bir noktası vardı bunu bulmak kolay olmamıştı fakat hepsini öğrenmişti. Bunları düşünürken artık siyah olan saçı ile oynamıştı. Mavi saçlarını çok kolay ele vereceği için boyatmak zorunda kalmıştı.
Çaprazında ki dikdörtgen aynasında kendiyle göz göze geldi. Çekmecelerini karıştırıp makas buldu, omunun hizasında saçlarını kesti kar tanesi gibi saçları omuzlarından dökülürken gözleri doldu. Saçlarından ve Melek'ten kurtulmak istemişti.. Zihninde ki Melek uzun zamandır sessizdi, Hırçın onu tamamen kaybettiğini düşünüyordu fakat o çıkacağı zamanı bekliyordu. Herkesten intikamını alacaktı peki Akrep Ali? Hala ondan nefret etmeye çalışıyordu. Amcası, babası dediği adamdı, geçen on beş arkasında olduğu adamdı. Güçsüz savunmasız bir kızdan seri katil yapmıştı..
" Canan." dedi soğuk bir sesle. Bu sesin tonunu tanıyordu, zihninde gömdüğü Melek Hükümdar toprağın altından kalkmaya çalışıyordu.. Melek, Hırçın, Laçin... Hangisi galip gelecekti yoksa hepsi olabilir miydi? Canan gördüğü manzara ile hüsrana uğradı, ablası saçlarını çok seviyordu. Uzun mavi saçlarını.. Saç renginden dolayı kaçmak zor olacağından boyatmıştı, boyarken içi gitmişti biliyordu. " Saçlarımı düzeltir misin?" dedi dümdüz bir şekilde.. Canan Melek'i gördüğünü sanmıştı 1,5 yıl önce karşılaştığı soğuk kadın odanın içindeydi içi ürpermişti. Hiçbir şey demeden saçlarını düzeltmeye başladı. Hırçın ise duvara dümdüz bakıyordu. İlk işi içerideki adamlarıyla konuşmaktı. Tabi ki bu Arif değildi o bütün dikkati üstüne çekerdi. " Düzeltebildiğim kadar düzelttim." dedi neşeyle Hırçın aynaya bakmaya tenezzül etmedi. " Teşekkürler, duvardakilerini söküp yakar mısın? ." bardağı alıp fondip yaptı, ciğerlerinin alev aldığını sandı bir an ama bu onu canlandırmıştı. Saçlarını düzeltip güzel bir göz makyajı yaptı, bordo rujunu sürdü. Siyah crop giyip üstüne deri ceketini aldı. Kalçalarını tam anlamıyla kavrayan pantolonu giydi, aynaya baktığında kendini iyi hissetti. İçinde ki Hırçın'ı özledi. En alttaki çekmecedeki silahlarını beline yerleştirdi. Siperli şapkasını da kafasına geçirince tamamen hazırdı. Tek bakışla onun nam-ı diğer Hırçın Mavi olduğunu kimse anlamayacaktı. Siyah bir sırt çantasına sandıkta ki paralarla doldurdu, ailesini uzun süre idare edecek kadar para vardı. Korna sesini duyunca vaktinin geldiğini anladı. Gözlüğünü iç cebine sıkıştırdı ve odadan çıktı. Planını artık yürürlüğe koyma zamanıydı.
" Laçin?" dedi annesi endişeli bir şekilde. " Efendim anne." dedi anne dedikçe diyesi geldi doyamamıştı ona.. Onunla uyumaya onunla yemek yapmaya, onu izlemeye.. Kokusunu duymaya..
" Nereye böyle?"
" Zamanı geldi anne.. Sizden uzaklaşmam lazım, yarım kalmış hesaplarım var." Laçin'e doğru koştu ve sımsıkı sarıldı. "Nolur gitme ! Kurban olayım seni yeni buldum."
" Sana söz sağ salim döneceğim sadece saçlarım mavi olacak." dedi gülümsedi. İçindeki Melek ve Hırçın sanki yer değiştiyormuş ve sürekli huyu değişiyor gibiydi. İçindeki masum Laçin ise köşe çekilmiş olacaklardan korkuyordu. Gözlerine baktığında anladı Elif, neredeyse 1 yıldır yanındaki kızı gibi değildi gözlerinden nefret vardı. "Laçin.." dedi o ise cevap vermedi. "Seni seviyorum kızım." deyip tekrar sarıldı. " Bende anne bende, herkes sana emanet, bir süre daha bu hapis hayatı yaşayacaksınız. Sizi almaya gelecekler valizlerinizi toplayın sandıktaki para sizi bir süre idare eder sonra özgürce yaşayacağız." diyerek annesinden hızlıca ayrıldı. Canan ablasına baktı kesinlikle Melek Hükümdar'dı o Laçin'den eser kalmamıştı. Canan'ın kulağına fısıldadı. "Senin çekmecende silah var küçük ama iş görür bir kaç tane de bıçak.. Sizi birileri almaya gelecek ama onları takip eden olur bir şey olur kendini koruman gerek sana gösterdiğim gibi unutma!" diyerek ayrıldı. küçük kardeşinin ise gözleri dolmuştu. " Döndüğümde lunaparka gideceğiz hepsine bineceksin." dedi saçlarını öpüp kapıdan hızlıca çıktı. Soğuk esen rüzgar onu kendine getirmişti. Motorunu gördü ve gülümsedi binip hızlıca gaza bastı! karşıdaki arabanın önünde bekleyen adama başını salladı ve ışık hızıyla uzaklaştı.
*
Kapıya gelen adam ile herkes yerinden zıpladı, " Melek Hanım sizi götürmem için emir etti, yarım saatiniz var. Hızlı olun lütfen."
Herkes hızlıca valiz doldurmaya başladı, Canan hemen ablasının dediği yere koştu. Bıçakları ve silahı gördü bir torbanın içindeki mermiler hemen kucakladı. Kağıt parçasına gözü takıldı.
Canan
Canım kardeşim, bunu demeye doyamayacağım ama şimdilik bu da yeterli.. bunu bulduysan büyük ihtimalle planımı uygulamaya başlamışımdır. Gelen kişiye yüzde 50 güven yüzde 50 güvenme ve bu silahları son ana kadar çıkarma belki de kurtarıcım bunlar olabilir. Gelen kişi en iyi adamımda olmuş olabilir ama satında alınmış olabilir inan geleceği görmek çok zor. Sizinleyken her şey çok güzel ama benim kanlı bir geçmişim var, onu tarihe gömme vaktim.. Eğer bir daha görüşemezsek çoğu bankada adınıza hesaplar var o paralar size ait.. Beni dünyadaki en mutlu insanı yaptığınız için teşekkür ederim ama ben size layık değilim.. İçimde bir savaş var, karanlık yanım baskın.. Kana tutkun o, kan istiyor onunla savaşmak zor ama sizden uzak kalmak her şeyden zor. Kalbim Laçin kadar masum olsaydı keşke onun kadar temiz onun kadar saf.. Zihnimdeki Hırçın ve Melek Laçin'i aradan çekilmesi için her şeyi yapacak gibi ama ben buna izin vermeyeceğim. Yaşayın benim yaşayamadığım her şeyi yaşayacaksın sana söz veriyorum. Sizi seviyorum. Laçin.. Laçin Hükümdar..
Canan gözyaşlarına boğulurken bir anda her şeyi valize doldurdu, silahı beline yerleştirdi, çakıları sütyenine gizledi. Mermilerii böle böle cebine koydu. Kabanını giydi ve mektubu yaktı. Annesi ise ağlayarak toparlanmıştı.. Her şey karışık ve anlamak çok zordu. Kapıdaki adama baktıklarında gerçekten iyi birisi mi kötü birisi mi anlamak zordu. Ablası haklıydı, her an tetikte olması gerekiyordu. Arabaya bindiklerinde evlerine sonkez baktı Canan.. Buraya özleyecekti.. Ablasıyla geçirdiği zamanları özleyecektii ona kendini savunması için öğrendiği hareketleri anımsadı.. Canı ne kadar yansa da öğrenmek içi çok hevesliydi.
**
Hırçın mola vermek için kenara çekti, cebindeki sigarası dudaklarına değdiğinde sabahın soğuğunu iliklerine kadar hissetmişti. İlkbaharın sonlarında olsa da sabahları iliğin kurutuyordu. Yolu uzundu, sigarasından art arda nefes çekip kenara fırlattı, içindeki dumanı verirken etrafa bakınıp motoruna atladı.
*
Hırçın yemek ve benzin için bir kaç defa durmuş olsa da 7 saatlik yolun sonuna gelmişti. bitkin yorgun ve aç hissediyordu. öğlen güneşi sırtını yakmıştı, boynunu kıtlatıp motorunun durdurup indi. Mahmut ile buluşacağı mekana gelmişti. Birkaç sokak sonra gitmek istediği kafede olacaktı. Hızlıca yürümeye başladı, gözlüğü takıp yoluna devam etti. Kafeye geldiklerinde Mahmut günlük kıyafetler görünce şaşırmıştı bunu yapması hoşuna gitmişti, takım elbise ile gelmiş olsaydı burada sırıtacağının farkındaydı.
Masaya direk oturunca Mahmut kendini topladı. " Melek Hanım." dedi sorar gibi, karşısındakinin Melek Hükümdar ile alakası yoktu. "Laçin de dümdüz." Mahmut biraz gerildi. Hırçın gözlüğünü çıkardı. Delici bakışları Mahmut'u korkutmaya yetmişti, Hırçın değişmiş olsa da gözleri hala korkutucuydu.
" Bana 11 ayın özetini geç." dedi soğukça. Gelen garson kıza baktı, "Filtre kahve ve San Sebastian." Mahmut da aynısını söyleyince garson uzaklaştı. Mahmut yanındaki dosyayı masaya bıraktı. Hırçın dosyaya bakmadan çantasına attı.
" Depo patlamasından sonra en büyük hasarı Arif ve Şahin aldı." dediğinde Hırçın'ın sol tarafında bir hareketlenme oldu, neden kötü hissediyordu?" Onlara ne oldu?"
" Bir süre dayak yediler sizin yerininizi öğrenmeye çalıştı Ali Bey ama ikisi de konuşmadı."
" Bir şey bilmiyorlar ki konuşsunlar!" Hırçın sinirlenmişti vücudu gerilmiş dişlerini sıkmaya başlamıştı. " Ali be-" derken siparişleri gelmişti. Hırçın kahveden bir yudum aldı." Devam et." dedi soğukça." Bir şeyler öğrenmek için çok uğraştı ama boşa çıktı sonra pişman oldu.. onlara eziyet eden Bora'ydı ve Bora Arif'ten nefret eder. Kolunu kırmıştı bir süre hastanede kaldı." Hırçın çatalı yamulttuğunu fark etmemişti. Mahmut bu sıra da garsondan yeni çatal istedi. " Neden nefret ediyor." Düşündü işin içinden nasıl çıkabileceğini..
" Mahmut, benim nefretimi istemezsin değil mi?"
" Bora sizin hakkınızda ileri geri konuşurken Arif duymuş bir güzel dövmüş iki ay hastanede yatmıştı işte eline fırsat gelince de ileri gitmiş. "
" orospu çocuğu." diyebildi sadece Hırçın. Derin nefes alıp tabağından bir çatal adı sonra kahvesini yudumladı. " Ali bey sonra onları saha görevine verdi. Yakınında tutmadı."
" Biliyordum o yüzden seni seçtim. Eskiden babamın adamı olduğunu biliyorum."
" Evet Altay Bey.. Onun hakkını asla ödeyemem." kahvesinden yudum aldı. " Altay Bey'in yerini hala öğrenemedim sizinle bir bağlantım olur diye soru soran taraf ben olmadım. Ali Bey'in çevresi tilki sürüsü kaynıyorlar sadece şüphe tohumu atsalar yeter."
" Anlıyorum."
" Asrın Uluhan kesinlikle Ali Bey'in gemilerini kullanarak uyuşturucu kaçakçılığı yapıyor. Sadece kanıt topluyorum." Hırçın ukala bir şekilde gülümsedi. Onun iyi ayakkabı olmadığını biliyordu.
" Akrep Ali nasıl şüphe duymuyor?"
" Arkadaşına yaptırıyor çoğu şeyi Görkem Yılmaz'da işin içinde tanıyor musunuz?" Yanaklarının iç kısmını ısırdı Hırçın. Diline değen tadın kan olduğunu fark etti kendini toparladı. " Tanıyorum eceliyim onların." dedi ve geri yaslandı. Bacak bacak üstüne atıp kahvesini yudumlamaya başladı. " Ali Bey rahatsız hala sizi arıyor, Eylem Hanım evden kaçtı sizi bulmak için ama eli boş olarak geri döndü. Yer altı sizin gidişinizden sonra değişti, Akrep Ali'nin düşmesi an meselesi. Ölmekten korkmuyormuş kimse sizin işkencelerinizden korkuyormuş sanırım." deyip sırıttı. Hırçın gülümsedi, "Bir gün izleyici olarak seni ağırlamak isterim." diyerek göz kırptı. Mahmut kendini topladı. Cebindeki anahtarları masaya bıraktı. "Bu araba sizin pek göze çarpmayacak küçük bir araba diğeri ise evinizin anahtarı."
" Ev nerede?"
" Arif'in binasının karşı binası." Hırçın kaşlarını çattı. " Nasıl böyle bir şey yaparsın?"
" Laçin Hanım, Arif sizi tanımaz gözlülerinizi çıkarana kadar ben bile tanımamdım, onların yakın bir yerde olacağınız kimsenin aklına gelmez inanın beni sizi yurt dışında bile arıyorlar şu an. " Hırçın bundan hoşlanmamış olsa da yapacak bir şey yoktu. Mahmut'a güvenmek zorundaydı. anahtarları eline aldı." Bunların hepsini karşılığını fazlasıyla alacaksın biliyorsun değil mi ?"
" Babanız zamandan bana fazlasıyla ödedi Laçin Hanım." dediğinde gülümsedi. Mahmut bu gülüşü ilk defa gördü karşında katil değil normal birisi varmış gibi hissetmişti. " Bu motoru ne yapacaksan yap iki sokak aşağıda gri beyaz." diyerek kendinde ki anahtarı masaya bıraktı.
Hırçın kafeden çıktıktan sonra arabanın kilit düğmesine basınca karşılaştığı arabaya garip bir bakış attı. İki kapılı kaplumbağa şeklinde bir arabaydı Mahmut'a baktığında ise sırıtırken gördü. " İnsanlar.. Çok garipler." Arabaya bindiğinde kendini dev gibi hissetti. Araba ona göre gerçekten çok küçüktü. Zor bela çalıştırdığı araba 120 zor görüyordu ve sorun olmasın diye 80 ile gitmek zorundaydı. Hırçın ve bu hız bir arada görmek imkansızdı!
Evin anahtarına bağlı olan kumanda ile sitenin kilidi açıp arabasını park etti. Gözlüğünü gözünden çıkaracakken yanına bir araba yaklaştı. İnen ise Arif ve Şahin'di gözleri Arif'i bulunca gülümsedi. Arif yabancı kadının ona baktığını görünce kafasını çevirdi. Arif uykusuz ve kalbi özlem doluydu. Melek'ini çok özlemişti.. Hırçın oradan uzaklaşırken Arif'in burnuna tanıdık bir koku geldi, etrafa bakındığında ise Hırçın'a ait hiçbir şey bulamamıştı... Artık halüsinasyon görmeye başlamıştı !
Hırçın eve girdiğinde Arif'in penceresine baktı tel vardı ve camda iki kedi vardı.. Gözleri dolmuştu kocaman olmuşlardı. Eliyle ağzını kapattı, neden bu kadar mutlu olmuştu bilmiyordu ve mutluluktan neden ağladığını.. Arif'in içeri girdiğini görünce kediler ona doğru koşmuştu şefkatle kedileri sevmişti.
" Ah Arif." diyebildi.. onu böyle görmek nedensizce mutlu etmişti. Camını kapatıp perdeyi çekti. Evi gezdi eşyalı ver her şey düşünülmüştü. Dolabında bir kaç kıyafet vardı kesinlikle ona uyacak türden değildi. Sırtındaki silahları yastığını altına koydu. Ceketini çıkardı rahatladı. Arif yapmış olsaydı alışverişini her şeyi olabilirdi, onun nasıl giyindiğini kaç beden giydiğini hepsini biliyordu. Arif'ten uzak durması gerektiğini hatırladı Akrep Ali onu peşine bir adam taktığına emindi. Düşüncelerinden sıyrılıp buzdolabına yöneldi, " En azından mutfak alışverişini güzel yapmış." Hızlıca kendine sandivic hazırlayıp karnını doyurdu. Yorgun hissediyordu ama işi başından aşkındı. Akşam 6 a doğru gelen saate ters bakıp uzandı bir saat kestirse rahatlardı. Komidinin üzerindeki telefonu alıp inceledi, Mahmut mesaj atmıştı.
Mahmut K ;
Laçin Hanım ihtiyacınız olan her şeyi temin etmeye çalıştım, dolabın arka tarafında ise el yapımı güçlü bombalar var kumandası ise çekmecede. Aktif ettikten sonra 3 dk sonra patlayacaktır. Başka ihtiyacınız olursa yazarsınız size elbet dönerim. Bu sıra Ali Bey'in yanında olmam gerek.
Hırçın mesajı okuduktan sonra sildi, telefonundaki kayıt olanlara baktı Arif Kurşun yazısını görünce gülümsedi.. Onu silip eskiden kayıt olduğu gibi kaydetti. Kurşun Belası..
Onu neden bu kadar özlemişti hiçbir fikri yoktu, uzun zaman olmuştu. Bu fikirden uzaklaşmak adına dışarı çıkıp alışveriş verdi, elindeki torbalarla siteye döndüğünde şifreyi girmeye çalıştı. Yanına yaklaşan kişiyi fark edip kendini çekti.
" Yeni taşındınız sanırım, herkese özel şifre verilir daha dikkatli olun." dedi kapı açılır açılmaz arkasına bakmadan ilerledi. Arif'ti, kalbi niye hızlanmıştı? Neden nefesini tutmuştu Hırçın? Kendini yumruklamak istiyordu. Arif ise tanıdık koku yüzünden arkasına bakmak için kendini zor tutmuştu. Saçma düşüncesini kenara bırakıp yoluna devam etti. Hırçın eve girdiğinde şifrenin kapının arkasındaki notta yazılı olduğunu farkedince, kendine bir küfür savurdu. Kendine bir şeyler hazırlayıp Arif'i izlemeye başladı. Işığı kapatıp televizyon izler gibi onu izlemişti. Onun odasıydı ve Arif cam kapalı durmuyordu, sadece tül ile kapatmıştı. Odaya sadece havluylaa gelince yediği yemek boğazına kaçacaktı. "hayır Allah'ın belası burası site nasıl böyle dolaşırsın!" Hırçın neye sinirlendiğini bilmiyordu. Öksürerek kendine gelmeye çalışmıştı. Geri döndüğünde ortada kediler dışında bir şey görmemişti, etrafa bakınsa da orada değildi. Kafasını sallayıp bir şeyler izlemeye başladı, tv açtığında kanalda bir dizi, dizi de ise öpüşme sahnesi vardı. Bir an kendini Arif ile öpüşürken hayal etmişti Hırçın sadece bir saniye.. Kalbinin yerinden çıkmasına sağlayacak bir saniye... kapı alacaklı gibi yumruklayınca yanında olmayan silahını aradı. Koşar adım yatak odasına gitti silahını kaptı.. Kapıda ki delikten bakınca o kişinin Arif olduğunu görüne nefes verdi.
Zihnindeki bir ses, "Onun burada ne işi var?" dese de bu soruyu ona sorması gerektiğini fark etti sesini inceltip, " Kimsiniz gecenin bu saatinde buradasınız?" Hırçın bu sesi çıkarırken kahkaha atmamak için kendini zor tuttu.
" Dikizlediğiniz komşunuz." deyince gözleri yerinden çıktı. " Özür dilerim bir yanlış anlama olduğunu düşündüm ama 3 seferdi sizi yakalıyorum." Hırçın ise nasıl yakalandığını düşünüyordu.
" Duştan yeni çıktığım için kapıyı açamıyorum fakat sizi izlemek suç mu?" diyerek geri çekilmediğini ona göstermişti. " E-evet ahatsız oldum rica ediyorum bir daha yapmayınız." Hırçın gülümsedi hatta kahkaha atmak istemişti. " Üzgünüm bu kadar izlemeye müsaitken nasıl izlemem?"
" İyi akşamlar hanımefendi." diyerek koşarak oradan uzaklaştı. Yeni nesil diye düşündü Arif, hiçbir şeyden utanmıyorlar. O kişinin Hırçın olduğunu öğrendiğinde nasıl tepki verecekti.
Melek onun bu haline gülerek perdeleri çekti, üstünü değiştirdi. Mahmut'a şifreli mesaj attı. Çantasına birkaç tane bomba attı, silahlarını doldurup beresini taktı. Kemik gözlüğünü takıp aynada kendine baktı. " Efsane döndü." kendine öpücük atıp kendini dışarı attı. Kapıyı kitlerken Arif'in kokusunun kapısının önünde kaldığını fark edince gülümsemişti, gülümsediği için sonra kızmayı unutmamıştı..
Akrep Ali'nin haberi olmadan ona bir iyilik yapıyordu ama o ise sadece gemisinin patlamış olacağını duyacaktı. Asrın Uluhan'ın en büyük kaçağı olacağını biliyordu o yüzden dönüşü bu yüzden acele olmuştu Asrın'ı bu şekilde mahvedebilirdi. İçinde ki Hırçın, Melek hatta Laçin bile ondan nefret ediyordu.
İş için başka bir araba daha vardı işte bu araba onun tarzıydı! son gaz basıp limana doğru ilerledi, Arif ve Şahin ile olay çıkarmayı özlediğini fark etti. Onları bu olaya dahil etmek ölüm emirlerini vermekle eş değerdi ve onlar bunu asla hak etmiyordu.
Hırçın limana geldiğinde Mahmut'un güvendiği adamlarla buluştu, birkaçını çok iyi tanıyordu çoğunu görmemişti bile.. Onların yanında olması hoşuna gitti lakin Akrep Ali'nin içinde bile bir anda oluşan düşmalığa üzülmüştü.. Ondan nefret etmeyi diledi, yine..
" Melek Hanım içeride iki adamımız var onların sinyal verdiklerinde dalacağız." Hırçın adamı umursamaz bir şekilde dinlemişti. " Kimseyi sağ bırakmayın." dedi birden içinde ki Hırçın, şeytani bir gülümseme sergilemişti. Hırçın boynunu kıtlatıp kendine geldi, kesinlikle teni kan istiyordu.
Sinyal verdiğinde herkes bir şekilde gemiye koştu, gemide önüne gelen adama sağlam bir yumruk attığında adam şaşkına döndü. Adamın bileğini ters çevirip dizi ile başını eğdi. Boşta kalan eli ile silahına yeltenip tek kurşun ile işini bitirdi. Yüzüne sıçrayan kanlar ile korkunç bir şekilde sırıttı. Saçından tutulup etkisiz hale gelmesiyle şaşkına döndü, yüzüne atılan yumruğu hiç beklemiyordu. Hırçın yediği yumruktan sonra delice kahkaha atmaya başladı, dudağındaki ıslaklığı fark edince kanadığını yanağının acıdığını fark etti. İkinci yumruk gelmek üzereyken Hırçın yumruğu durdurdu, kendinden beklenmedik bir hareketle bileğini bükerken bir yandan adamın bacak arasına sert bir tekme attı. Adam kıvranırken art arda yumrukladı, EL boğumları kan ile kaplanmış olsa da durmadı. Yanından geçen kurşun ile hipnoz etkisinden kurtuldu.. İlk olarak ateş edilen tarafa baktı, kendi adamıydı sonra ateş edilen kısma baktı o kadar hızlı gelişmişti ki vurulan adam suya düşmüştü bile.. Yere düşen silahını alıp yerde yatan adama kafasına iki el ateş etti. Sonrası kaostan farksızdı, Bir avuç adam ile iki düzine adamı öldürmüştü. çantasında ki bombaları geminin dört bir yanına yerleştirmeden önce gemiyi hareket ettirmişlerdi. " 3 dakika içinde patlayacak!" diye bağırdı sonra herkes suya atlamaya başladı. Hırçın atlamadan önce uyuşturucu koydukları bidonların üzerine benzin döktü zipposunu yakıp fırlattı sonra kendini suya bıraktı. Hızlı tekne yanına yaklaşırken o da ona doğru yüzmeye başladı. Gemi çevresine zarar vermeyecek gibi uzaklaşırken Hırçın ise çoktan limana dönmüştü. Büyük patlama sonrasını zevkle seyretti, Necip'in uzattığı sigaraya uzandı kanlı ellerini umursamadı. ah suratı tamamen mahvolmuştu. Hırçın hamladığını düşünmüştü fazlasıyla dayak yemişti.
" Bir mesaj bırakmak ister misiniz yoksa gitmemiz gerek 5 dakika içinde polis kaynar burası. " diye sordu Necip. " Hırçın Mavi geri döndü, yaz herkesin titremesi gerek adımı duyduklarında." sigarayı yere atıp söndürdü. Siren sesleriyle arabaya koşmaları bir oldu. Adını bilmediği adamlardan biri, " Melek Hanım arka tarafanızda ilk yardım çantası var isterseniz suratınıza pansuman yapın."
" Önem, yok. Canınız pahasına geldiğiniz için teşekkür ederim." dediğinde kimse bunu beklemiyordu. Hırçın Mavi'yi böyle beklememiyordu, o psikopat kadın bu olabilir miydi? Gözleri dikiz aynasında buluştuğunda korkutucu derece mavi gözleri kanayıp kurumuş burnu ve dudağı ile psikopata benziyordu lakin konuşması görüntünün zıttıydı.
Hırçın mahallenin uzağında inip geldiği yerden izini kaybettirerek evine doğru geldi, güneş ağırırken sitenin önündeydi, şapkasını kafasına çekip saçları ile yüzünü kapattı. Hızlıca evine ulaştı. Bütün bedeni çürük içinde olduğuna o kadar emindi ki..
soyunurken camdan Arif'i gördü telefon ile hararetli konuşuyordu ve çok sinirliydi. Büyük ihtimalle patlamayı duymuştu ve kaçırdığı için sinirlenmiş olabilirdi.
Hırçın kendini sıcak su ile doldurduğu küvete bıraktı. Yaptığı hareket ile kendini tehlikeye attığını biliyordu ama namını tekrar duyurması gerekiyordu. Bir şeyler başarması gerekiyordu hem de en kısa sürede...
*
Hava kararmasına yakın elinde ki kahve ile Arif'in evini seyrediyordu ne olduysa ondan sonra oldu.
Arif'in üstü başı kan içindeydi gömleği göbeğine kadar açılmış ve bedeninde ki kan kurumuştu ve onu odaya getiren kişi ise bir kadındı..Hırçın iki görüntü ile dehşete düşmüştü!
Merhabalar bazı karakter isimlerinde değişikliğe gidiyorumi, Vedat ve Sadık yazan bölümleri yorum yapar mısınız bede hikayeyi güncelleyeyim. :) İyi okumalar.
Okur Yorumları | Yorum Ekle |