Dünya durmuştu, sadece Hırçın Mavi hareket halindeydi, her şey susmuş, kalbi ses çıkarıyordı. Biraz önce olanlar neydi? Melek neden böyle bir şey yapmıştı, yoksa bunu yapan Laçin miydi? Hırçın Mavi asla böyle bir şey yapmazdı çünkü.. Zihninde savaş vardı, üç karakter birbirine öldürecek gibi bakıyordu. Bu savaşı kim kazanırsa kazansın hepsi kaybedecekti. Şahin arabanın başında bekliyordu, kapısını açıp,sessiz kaldı.
Olanları Şahin'de görmüş ve bu tablodan mutlu olmuştu. Arif abisi mutlu olmayı hak ediyordu. Melek Hanım'ın değişimine şok üstüne şok geçirmesine sebep oluyordu. Arabaya bidiğinde tırnaklarını yemeye başlamıştı, ne yapacağı hakkında bir fikri yoktu. içinden bildiği bütün küfürleri etti, ne diyecekti Arif'e? Aralarında ki bağı zedelemişse ne olacaktı, Neşe orospusu, diyebildi. o karıştırmıtı zihnini.
Plan A iptaldi , plan B geçmesi gerekiyordu. Arif sonunda kendine gelmiş yavaş adımlarla arabaya doğru ilerlemişti. Melek'i öyle görünce başını önüne eğip arabaya bindi. Sonuçta onu öpen o değil miydi? Arif neden utanıyordu? öpücük.. dudaklarına dokundu bu kelime zihninde dolanırken, sırıtırse son gülüşü olabilir , ölümü onun elinde olabilirdi. buna razıydı.
Hırçın sitenin önüne gelince, " Dur Şahin." dedi ve arabadan indi. "İyi akşamlar Melek Hanım." diyebildi arkasından Şahin cevap dahi vermemişti. Arif onun bu haline gülmüştü.
" Abi bakıyorumda ağzın kulaklarında." dediğinde Arif geniş bir şekilde güldü. Gerçekten öyleydi şimdi rahatça gülebilirdi çünkü çok mutluydu.
" Kapa çeneni." dedi ve o da arabadan indi. Islık çalarak evine doğru ilerledi. Bu gece uyur muydu? Uyusa da hiç iyi rüyalar görmeyeceğine emindi. Yıllarca sadece kokusunu duyacak kadar yakın olmuş olduğu kadın, kucağına oturmuş acemi bir şekilde dudaklarını dudaklarına değdirmişti. O bile bütün vücudunu titretmeye yetmişti, 1000olt elektirk akımı geçmişti, yemin edebilirdi ama ispatlayamazdı..
**
Hırçın evine geldiğinde kafasına bir tane yapıştırdı, "Hanginiz yaptı lan!" diyebildi. İçinde ki karakterleri biliyordu. Zihninde 3 kişi vardı hangisi gerçek oydu bilmiyordu. " Lan Laçin hayatıma girdiğinden beri!" dedi duraksadı. Derin nefes verdi. Telefonunu çıkardı.
Valeria;
Sana ihtiyacım var. Yarın 14.00 Baltalimanında bekliyorum.
Sadece bunu yazıp gönderdi. İşine başlaması gerekiyordu, A planı orada Nİhat'ı indirmekti diğerlerini kaçırıp korkutabilirdi fakat Nihat piçi ölürdü. B planı için Valeria ihtiyacı vardı...
" Canan güzel kardeşim umarım iyisindir."
*
Canan nefret ile Bünyamin'e bakıyordu, elinde olsa onu öldürebilirdi. " Nerede lan bu ablan. " dedi. " Onun için değerli olduğunuzu sanıyordum."
" Siktir git!" dedi Canan. Elif onu tuttu.
" Bir haftadır yokluğunuzdan haberi bile yok."
" Hırçın Mavi olarak geldiğinde donuna kaçırmanı zevkle izleyeceğim." Bünyamin sinirle kalkıp Canan'a yürüdü tam tokat atacakken içeri çakır keyif olan Nihat girdi.
" Bünyamin canlı lazım bana!" diye ikaz etti. " Ama patron."
" Yer yarıldı içine girdi Hırçın Mavi. Telefonuna aramadı hiç mi merak etmez lan insan ailesini. Cidden ailesi mi emin miyiz?"
" Valla galiba-" dediğinde bir tokat indirdi. " ilk çok zaman geçiriyorlar değer verdiği biri dedik kaçırdık şimdi kayboldular Hırçın ortaya çıksın diye kaçırdık yine çıkmadı Allah'ın belası karı."
" Hırçın Mavi'nin ailesi yok." dedi Canan dik başlı bir şekilde Laçin'in var, dedi içinden. " Ben onun için sadece arkadaşım beni boşuna kaçırıdınız."
" bak ya ne kadar zeki." dedi Canan'ın çenesini tuttu. " Ablan yada her ne boksa Levent kardeşimi öldürdüğü iddaları var sonra belime bıçak attı bunu intikamı var. Tam intikam alacaktım kayboldu ve siz bulacaksınız." çenesini ittirdi. Canan'ın telefonunu ona uzattı.
" Ara onu." Canan annesine baktı olumlu bir şekilde başını salladı. " Aslında hayalim senin telefonunu aradığında benim açmamdı. ;Bir haftadır aramıyor kadın." Canan Melek'in numarasını tuşladı. Saat sabah 6 geliyordu.
Hırçın gözlerin'ini kapatıp bir süre uykuya dalmaya çalışmıştı ama bir türlü uyku girmiyordu Canan'ı ve annesini düşünüyordu, neden Nihat ona ulaşmaya çalışmamıştı? Amacı neydi?
Çalan telefonu ile yerinden sıçradı arayan Canan'dı. Canan'ın numarasını hemen Valeria atmıştı, "Acil yerini bul!" diyerek mesaj atmıştı. "Canan." diyerek açmıştı telefonu.
Canan'ın elinden telefonu aldı Nihat.
" Günaydın."
" Sen kimsin?" dedi kim olduğunu biliyordu ama oyalaması gerekiyordu.
" Beni nasıl unuttun? Aaa insan sırtından bıçakladığı adamı nasıl unutur?"
" Onların kılına zarar gelirse belanı sikerim Nihat hem de öyle böyle değil." karşıdan bir kahkaha sesi duydu.
" Önemliyse 1 haftadır neredesin neden aramadın?"
" Manyağın biri onların kaçıracağını düşünmedim." derin nefes verdi. Valeria'dan mesaj geldi. "Oyalayabilidğin kadar oyala."
" Ben onları kaçırmayacaktım sen ortadan kayboldun, her yeri ateş vererek kayboldun ama olsun."
" Beni öldür diye yalvaracaksın."
" Levent'i sen mi öldürdün ?" dedi birden Nihat onun öldürdüğüne dair kanıtı yoktu.
" Yüz yüze gelince tekrar sor. " dedi elini yumruk yaptı.
" Bugün 3'te sana konum atacağım. Benden haber bekle." dedi ve cevabı duymadan kapattı. Komidine yumruk attı, rehberi açıp Şahin'i aradı.
"E-efendim." dedi uyku modunda.
" Şahin hazırlanın Canan'ı kurtarmaya gideceğiz."
" Emredersiniz Melek Hanım." dedi cevap vermeden kapattı. Ayaklarını yataktan sarkıttı.Yüzünğ ovaladı.
Valeria aradı ana meşgul çalıyordu. Yatağa kendine bırakıp ne yapacağını düşündü, bir haftadır onun elindeydi e Melek hiçbir şey yapmamıştı. Ona ne olmuştu ? Taş üstüne taş bırakmaması gerekirken çok sakin kalmıştı. Ne kadar süre tavanı seyretti bilmiyordu. Kapını zili çalınca yastık altındaki silahına davrandı. Silahı kavrayıp kapıya gitti.
Kapı deliğinden baktığında tanımadığı bir kadındı. Açık kumral gözlüklük sportif gİyinmiş biriydi. " Benim Valeria." dediğinde bir anda kapıyı açtı. çatık kaşlarla karşısında ki kıza baktı.
" Valeria?" dediğinde kız korkarak elini uzattı. " Evet benim, Melek." dedi Hırçın tereddüt ederek elini sıktı. " İçeri davet edecek misin?"
" pardon şaşırdım sabah 7'sinde seni beklemiyordum."
" Bugün baskın yapmayacak mısın?"
" Evette bunu sen nereden biliyorsun?"
" Telefonuna sızdım." diyerek omuz silkerek içeri geçti. " yani gerçekten telefonun varlığını unuttuğunu söyleyebilirim."
" Huyum değildir."
" fark ettim."
" beni nasıl buldun?"
" Çok kolaydı, araştırma yapıyordum uyumamıştım sonra senin mesajı ile harekete geçmek en iyisi diye geldim."
" Adresi biliyor musun?"
" Evet, hepsinin telefonuna sızdım, Görkem Yılmaz sadece yurt dışında o biraz zor." Hırçın olanları idrak etmeye çalışıyordu. "Hepsinin?"
" Evet."
" B planını mı yapacağız." omzundaki çantasını yere bırakıp laptopunu çıkardı. " bana sıcak kahve yaparken bende sana nerede olduklarını gösteriyeyim?"
Hırçın şaşırmıştı ama dediğini yapmıştı ikisini uyandıracak şey biraz kafeindi. Kahvesini ona uzattı, kendi kahvesinden yudum aldı.
" Aras ve Gürbüz'ü çocukları var. Şans işte ikiside aynı koleje gidiyor. annelerine telefonuna mesaj attım yarın özellikle ikisiyle rehberlik öğretmeniyle görüşmesi gerektiğini."
" çocukları işe karıştırmak istemiyorum.."
" Biliyorum bende istemiyorum."
" Sadece fotoğraf çekip göndereceğiz. Bu olaylar olurken Çatalcada ki depodan Canan'ı kurtaracağız sonra aralarında çatışmaya girerken hepsini tek tek avlayacağız." dedi kahvesinden bir yudum aldı.
" Bir ben manyak değil mişim bu dünyada." dediğinde Valeria güldü.. " Seni araştırmayacağım mı düşündün? Benimle iletişme geçtiğinden beri peşindeyim, bir işe kalkışıyorsak en ince detayına kadar araştırırım. Başak burcu sorunsalı," dediğinde Hırçın güldü. " Bana tek manyak olmadığımı gösterdiğin için teşekkür ederim ! Ben anlamam burçtan falan."
" Aslan burcusun. ortama girdiğini belli ediyorsun ve auran şekerim olay, tadını çıkar." dediğinde kahkaha attı. Melek olan düşündü, Laçin ne yaptı bilmiyordu ama bu buz kütlesinin yüreğinin sıcacık yapmıştı..
**
" Sana yardım edecek kaç kişi var Melek?" Hırçın kahvesinden bir yudum aldı. " Şu anlık 2 tane sağlam adamım var bunu çoğaltabilirim fakat riske girerim."
" İnan iki kişi yeter de artar. Şimdi tam olarak ne yapacağız onu anlatacağım." dedi duruşunu düzeltip elindeki kahveyi sehpaya bıraktı.
" Öncelikle bir ambulans ayarlamayalıyız." Hırçın tam ağzını açıcakken eliyle durdurdu ve devam etti. " Sen eve girmeden önce ben kamera sistemini devre dışı bırakıcam, anneyle konuştuğunda içine uyku ilacı atacaksın ve ambulanstaki kişiyi arıcaksın sonra sanki kadın fenalaşmış gibi kadını ve çocuğu ambulansa koyacaksın. Bu şekilde ne çevredekiler ne de yakındakiler şüphelencek. Aynı planı iki evde de uygulayacağız. tabi ki hizmetçiler evin erkeğin arayacaklar ve hastane hastane eşleri bulmaya çalışacaklar bizde o sıra onların fotoğraflarını eşlerine yollayacağız. Bu sırada zaten telefonlarını dinleyeceğimiz için ne yapacaklarını biliyor olacağız." Hırçın koltuğa yayılıp bacak bacak üstüne attı.
"Ben normalde pek plan yapmam akışına bırakarak yaşarım ama bunu sevdim."
" Sonrada çocuklarla kadınları bırakırız. Kimse korkmaz. Hoş senin canın bu kadar yakan birileri için çocukta travma oluştururum diye korkan bir katilde görmedim açıkcası." Acıyla tebessüm etti. "Masumlara dokunmam, dokunamam.. Bana acımadılar ama ben onun çocuklarına acırım."
dediğinde uzun bir sessizlik oldu.
*
Her şey hazır bir şekilde yola çıkmışlardı, Hırçın'a uymayan öğretmen tarzı, siyah kemikli gözlükleride takınca öğretmen gibiydi. " Cidden öğretmen gibi mi duruyorum?"
" Öğretmenlik tam senlik bir meslek.."
" Pantolon patlarsa soracağım sana." dedi gülerek ve o sırada dikiz aynasından Arif ile gözgöze geldi saniyelik hemen gözlerini çekti. Küt saçlara alışmak zordu onun için rengini değiştirirse tam olacaktı. Kendi benliğine dönmek istedi. Kısa ama mavi saçlı haline..
Arif ile olanları rafa kaldırmaya karar verdi şimdilik plana vermesi gerekiyordu kendini.
" Evet burası." dedi Valeria. " Şahin nerede ?" herkese bu kadar çabuk alışmasını garipsemişlerdi. Valeria da problem yoktu, onlar soğuktu. " Sizin aradığınzda gelecek bir şekilde. Mahalleye gelir birazdan, ilaç ne kadar sürede etkisini gösterir?"
" 5 dakikaya güçlü bir ilaç."
" Sakin olamıyorun ben böyle bir işe kalkışmadım."
" Rol yapacaksın. Bilgileri verdim zaten, en son olan olaylarıda anlattım." elini elinin üstüne koydu. Hırçın'ın çantasının onun kucağına bıraktı ilaç içinde." derin nefes aldı Hırçın.
" içeride ki Nil Uygun, kızları Alara 7 yaşında içine kapanık sessiz bir kız. bundan gireceksin. " başını olumlu salladı. O kadar adam öldürmüş işkence etmişti ama şu an ki kadar gergin değildi. Derin nefes alıp mini villaya yürüdü. Zile bastı, saat tam 10'du buluşma için ayarladıkları saat.
İçeri girdiğinde hizmetçi onu karşıladı, " Merhabalar hoş geldiniz."
" Hoş buldum." dedi sahte gülümseyle. Nihat'a bu yüzden 2 kat daha işkence edebilirdi. " Siz içeri geçin Nil Hanım iner şimdi." başını sağlamakla yetindi. Odaya geçtiklerinde bir boş duvarda fotoğrafları gördü, Aras denilen şahısın hayatına muhteşem bir şekilde devam edilişi vardı.. Mutluydu, geçmişte sanki kötülük yapmamış gibi.. Hırçın'ın sinir seviyesi yükseldi ellerini yumruk yaptı. Mutlu günler geride kalacaktı bu planı bir atlatsın her şey çok güzel olacaktı.
" Sevda Hanım?" sesiyle döndü. " merhabalar ben Yekta, Yekta Solmaz." elini uzattı. " Sevda hanım bir süre izin aldı ben sözleşmeli öğretmenim."
" Peki sizinle neden görüşüyorum."
" Kızının Alara için."
" Ah evet, aşağı indiremedim bir türlü. Oturalım şöyle. " dediğinde hizmetçide çay getirmişti. " size sormadım ama Nil Hanım yeşil çay ile güne başlar. Başka isteğiniz varsa hemen getireyim."
" Hayır gerek yok teşekkürler." hizmetçini gidişine baktı. Ortalıkta gözükmüyordu evin içinde değil sadece dışında kamera sistemi vardı. " Grupta böyle özel bir görüşme yazılamamıştı ama ." diyerek kadını süzdü Nil. Kızının içine kapanık olduğunu biliyordu ama özel olarak eve gelecek ne olmuş olabilirdi."
" Emin misini bir kaç aileye daha gideceğim."
" Telefonumu alıp geliyorum hemen." dedi aceleyle kalktı kadın. Hırçın çantasındaki ilacı alıp avcuna döktü küçücüktü. Kesin olsun diye 3 tane attı. Erisin diye bekliyordu sinirle soludu serçe parmağını çaya dokundurdu. " Siktir sıcak!" döküldü dudaklarına. hemen karıştırıp parmağını çıkardı ve koltuğa sildi.
" Bomba imha etseydim daha az stresli olurdum!"
" Yok Yekta Hanım." dedi içeri girerken. " Tekrar tekrar okudum mesajları ama,"
" Bilmiyorum inanın, hatta Selin Yiğit ile de buluşacağım 2 sokak aşağıda o da."
iç şu çayı da her şey bitsin bir an önce, diye düşünürken çayına uzandı. "Tanıyorum maalesef, oğluğunun öfke problemi var garip bir çocuk."
" Evet onunlada görüşeceğim." dedi başını sallayarak. Çayından bir yudum aldı, " Imm bu sefer farklı geldi çay, soğudundan mı acaba?" diyerek kendisiyle konuştu Nil. Hemen çaya uzandı Hırçın bir yudum içti. " Çok leziz." dedi sahte bir sevinçle. Bir yudum daha içti Nil, "öyledir taze olarak alırım cidden bugün ayrı bir lezzettli." o sıra kızı Alara indi. Sessiz sakin bir şekilde, küçüklüğü geldi gözünün önüne. Boş fincanı bıraktıktan sonra ayağa kalkmaya yeltendi. " Ben sizi yalnız bırakayım konuşu-" derken bir anda sendelendi hemen tuttu Hırçın onu. "İyi misiniz Nil Hanım." Hizmetçi bir anda odaya girdi. " Nil Hanım!"
" Ben hemen ambulansı arıyorum." diye araya girdi Hırçın." Şahin'in numarasını tuşladı. Sahte ibr telaşla, " Hemen ambulans istiyoruz bayılma vakası hemen adresi söylüyorum."
" Melek Hanım gelenler tanıdıklar güvendiğim adamlar merak etmeyin." dedi Hırçın adresi söyleyip kapattı. " Kısa sürede ambulans gelecek, sen korkma Alara tamam mı canım?" dedi omzundan tuttu.
" Nil Hanım uyanın!" diyerek kadın sarsıyordu.
" Bir şeyi var mıdı bilginiz var mı ?"
" Yok iyiydi aslında ama!"
" Ben giderim ambulansla size Aras Bey'e haber edersiniz." kadın korku gözüyle başını salladı. Bir anda zil çaldı, gerizekalı diyerek gözlerini devirdi, İstanbulda bu kadar hızlı ambulans geldiği nerede görülmüş!
İçeri sedyeyle adamlar girdi, nabzını ölçtüler yalandan, hızlı bir şekilde sedyeye alıp bağladılar, " Kim geliyor yanında?"
" Ben ve kızı." diye atıldı Hırçın." Acele edin hemen gidelim!"
Plan iyi gitmişti ve soğuk soğuk terlemişti, insanlar bu kadar haşır neşir olan planları sevmiyordu. Dalacaktı kalabalığa silahlı adamların içine yarım saatte halledip çıkardı ama bu plan onu delirtmişti.
**
Poliniknlik gibi görünen bir yere gelinmişti. Hırçın Valeria yanına gelince doğruldu. " Cidden çok yoruldum bir daha böyle bir plana uymam." güldü Valeria. " Hallettik, adamların hepsini kontrol ettim. Bir sorun çıkmaz."
" Bana neden yardım ettin?" Valeria başını geri yasladı. " Kardeşim.. senin başına gelenleri yaşadı. O .. o sonra canına kıydı." dediğinde Hırçın geçmişte ki acı günlerini hatırladı.
"MELEK!" diye bağırdı Arif. Hızla yanına ulaşmıştı, Melek hala kendindeydi diğer eliyle kırık camı tutuyordu sımsıkı. " Hala ölemedim." dedi morarmış dudaklarıyla çok fazla kan kaybetmişti. " Nİye ölmedim Arif." ilk defa seslenmişti ona. Elindeki camı aldı narince cebindeki mendille kestiği bileğine bağladı. " Neden yaptın bunu? Neden!" Çok yorgundu Melek uyumak istiyordu.
" Hep beni." duraksadı. " kurtaramazsın." dedi sessizce. "Hayır ölmek yok Melek!" bileğine baskı uyguluyordu. Recep'i aramış hastaneye haber verilmişti. " Sana söz veriyorum sana yapılan her şeyi ödeteceğim sadece ölme nolur!" dediğinde Melek bir an yaşamak istedi.
" Söz mü?"
" Söz!"
" Onu çok iyi anlıyorum." dedi sessizce.. " Başka çaresi kalmamış çünkü... Yani o öyle hissetmiş, nefes alıyorsan her zaman bir seçenek vardır. Bak bana.." derin bir nefes verdi. " Kim olduklarını biliyor musun?"
" dosyayı kapattılar." bakışları kaçırdı Valeria, ellerindeki ıslaklığı fark etti Hırçın." Biz tekrar açacağız." dedi hiddetle elini tuttu. " Sana söz veriyorum." dediğinde Valeria Hırçın'a sarıldı. dudaklarından kaçan hıçkırılara engel olamadı. Eli havada kaldı Hırçın'ın, sarılıp sarılmamak arasında kalmıştı. Ona sarılıp titreyen bir beden vardı ve sarıldı.. Bu yeni benlik onun bütün tabularını yıkmıştı..
bu manzarayı gören Arif gülümsedi, gözlerinin önünde büyümüştü Melek.. Değişmiş ve bu değişim onu çok heyecanlandırmıştı..
Kemerleriniz bağlayın diğer bölüm büyük işkencelere maruz kalacaksınız.. Hırçın'ın yıllardır beklediği an geldi.. Hepsi fare kapanına sıkıştı.. Yorumlarda buluşalım, benim hırçın mavilerim..
Okur Yorumları | Yorum Ekle |