9. Bölüm

9 Bölüm

uykuluHatun
uykuluhatun

WILLY WILLIAM - Ego

#Psikopat 9.Bölüm#

Hırçını eve taşırken Şahin'in eve geldiğini görmüştü, gülümsedi Arif. Ne zamana kadar burada kalacaktı? " O iyi mi? " dedi korku dolu gözlerle Canan. Hırçın Mavi için gerçekten endişeleniyor muydu? Bu evde 1 değil,2 piskopat olduğuna emindi. " İyi sadece kolunu kurşun sıyırdı." Arif'in de Hırçından kalır yanı yoktu, hasta mı oluyordu bu kadına bu kadar yakın olmak kalbinimi zorluyordu, bilmiyordu. Tek bildiği kendini kötü hissetiğiydi. "Dikiş atılacak mı abi?"

" Çok derin değil, ne yapsak?" O kadının canı yanarken kendisi ölüyordu, bundan kimsenin haberi yoktu.. Canan hayran hayran yatan kadına baktı, nedense kendini ona imrenirken buldu. Güçlü kişiliği, seksi vücudu ve harika dövmeleri... Mükemmeldi.

" Sen onunla ilgilen , Canan." dedi yatağına koydu, " pansuman yapabilirsin değil mi?" Canan hemen başını salladı. Yapabilirdi, yapmak zorundaydı. Arif odadan çıkarken köşeye atılmış bir yastığı gördü , yüzü gözü olan bir yastıktı. Güldü, onunla mı uyuyordu şimdiye kadar? Ne yaşamıştıda böyle olmuştu bu kadın? Dikkatli bir şekilde üstünü değiştirdi ona rahat bir şeyler giydirdi. Hırçın uyanmadı, yanında o kadar huzur varken nasıl uyanabilirdi? Geçmişi saklı bir kutuda en derinliklerde saklanırken Canan'ı nasıl anımsayacaktı? Birbirlerini nasıl bulacaklardı? Bunu kimse bilmiyordu.. Yanına uzandı ortalarına yüzü gözü olan yastığı koydu. Saçlarını karıştırken gülümsedi Canan, nedeni bilmesede mavi saçlı kadın ona yakın geliyordu.. Sanki yıllardır tanıyordu..

*

Şahin ise Canan'ın yaptığı yemekleri yemekle meşguldü. " Abi nasıl güzel yapıyor ya!" dedi ağzına büyük lokma sıkıştırdı. Arif güldü, " Yavaş ye oğlum , boğulacaksın." yemekler gerçekten güzeldi. " Canan ne zamana kadar kalıyormuş? Melek hanım kovmadan gitse bari, kırılır."

" Bilmiyorum bir şey dememiş, annesini aramasına bile izin vermiş. Annesi onun ge-" devamını getiremedi. " O adamı öldürsek be abi? Kız mutlu mesut korkusuz yaşasa?" kaşığı koydu, dikkatlice abisine baktı. Onun tek onayı ile gidip öldürebilirdi. " Kızı sattı, büyük ihtimal parasını yedi. Parayı alamazlarsa ya öldürürler yada kızn eve dönmesini beklerler." dedi Arif. " Abi Melek hanım onları öldürdü, unuttun mu?" Aklı nerdeydi Arif'in?

" Kusura bakma ya, unuttum ben onu.." Şahin farketti canı cidden bir şeye sıkkındı.

" Abi neyin var?" Bana yaşlı dedi, Şahin demek istedi ama olmadı. Nasıl diyebilirdi ki?

" Melek Hanım'a takıldı aklım, burnuna bir şey olmuştur mutlaka." Şahin güldü canı neye sıkılabilirdi ki?

" Abi öldürelim o adamı vallahi aldığım maaşı onlara vermeye hazırım!"

" Annen ne olacak ?"

" Abi kenarda da birikmiş param var, Akrep Ali cimri biri mi sende ?" dedi gülerken. Cimri değildi aldığı para yetiyordu da artıyordu.. Arif kıyafetlerine özen gösteriyordu 3+1 kutu gibi bir evi vardı.. Banka da parası vardı, ev çoğunlukla mavi tonlarındaydı.. Mavi onun huzur bulduğu renkti. Melek ise mavinin en hırçın tonuydu..

** 

Asrın göğsünde uyuyan kadını ittirip yataktan kalktı, koltuğa oturup paketten bir sigara alıp dudaklarına değdirdi. Paketin yanında ki çakmağı alıp geri yaslandı, sigarasını yakarken aklına sırt dekoltesinden kanat dövmesi olan mavi saçlı hatun geldi. Melek Hükümdar nam-ı diğer Hırçın maviydi. Dolgun kırmızı dudaklarını düşündü sonra süt beyaz bacakları aklına düştü. Bir nefes alıp sigarayı ağzından uzaklaştırdı. Nefesi verirken, " Benim olacaksın Hırçın mavi, benim kadınım olacaksın." bir nefes daha çekti dudakların arasından.. Onu hayal etmediği tek bir an yoktu. Bu kadın neden aklını bu kadar zorluyordu?

 

Asrın, Vedat ve Aras ile akşam yemeği yerken , Aras boş boğazlık yapıp Akrep Kralın kaçırıldığını söyledi. " Nasıl kaçırılmış , kim kaçırmış?"

" Yılan sanırım, onun elinden pek kurtulan olmadı."

" Hırçın Mavi'yi hafife alıyorsun!" diye savunmaya geçti. Neden onu savunmuştu Asrın birden?

" Hayırdır Asrın dilinden düşmüyor Hırçın!" diyerek güldü Vedat. " Kapa çeneni."

" Nedense tanıdık bir havası var.. Kadın çok seksi!"

" Lan bir çakarım duvara girer beynin, Aras!" onun bu hali ile pek eğlenmişlerdi. " Neyse Kral ölürse , Yılan başa gelirse benide tahtımdan eder. Akrep Ali pek karışmıyor bize .. O Yılan kafa öyle biri değil. Haraç keser. "

" Sıçtın Oğlum." diyip dudağını ısırmıştı Vedat..

" Bir tek ben değil, hepimiz sıçarız biliyorsunuz değil mi?" derin nefes verdi. Hala yas tutarken bir de Yer Altının Kralı ölürse işler onlar için çok can yakıcı bir hal alırdı..

**

" Anne seni çok özledim, nerelerdeydin? Sen saçımı okşarken huzur buluyorum! Seni özledim anne anne!" birden gözlerini araladı Hırçın. Saçında olan eller huzurla uyuyan Canan'dan başkasına ait değildi. " Neden annemi anımsatıyorsun? Sen kimsin Canan yanında neden huzurluyum? " diye fısıldadı. Canan gözlerini aralerken Hırçın o kızın ellerini hızlıca itti. Kimsenin karşısında sevgiye muhtaç görünemezdi. " Günaydın Melek hanım!"dedi gülen yüzle.. Hırçın düşündü etrafında ki herkes nerden buluyordu bu kadar gülünecek şeyi? Neden kendisi nadir gülüyordu? Neden hayat ona acımasız yanını göstermişti.. Bir kız nasıl lise döneminde nasıl katil olabilmişti? "Ben 20 dakika kahvaltıyı hazırlanırım, sizde duş alın terlediniz sonra tekrar pansuman yaparım."

Hırçın yanında ki Haydara bakıp güldü, ilk olarak yılanın işini halledip Akrep ALiyi görmeye gidecekti.

Salonda beklenmedik bir manzara ile karşılaştı, Şahin ve Arif birbirine sarılarak yerde uyuyordu.. İkiside üstünü çıkarmadan burda uyumuştu, Hırçın'ın evinde ölmek mi istiyorlardı?

" Arif , Şahin!" diye bağırınca ikisi nasıl kalkacakları bilemediler, birbirlerine dolanıp düştüler sonra kafalarını birbirlerine çaktıklar, onların canı acırken Melek gülümsüyordu. " Efendim Melek Hanım!" dedi kendini toparlayıp toparlamaz Arif.

" Burada nasıl uyudunuz? Ölmek mi istiyorsunuz?" cevap veremedi. Burda kalma gibi bir planı yoktu, Şahin oturduğu yerde uyurken Arif Melek gibi kokan evde bir kerecik uyumak istedi. İlk defa bu kadar huzurlu uyumuştu.. Arif farkında olmasada hastalanıyordu, bu kadın onun bağışıklık sitemin yerle yeksan etmişti, öksürüp cevap vermeyi bekledi. " Bu seferlik ikinizide affediyorum lakin bir daha olursa zincirlikuyudan yer ayırttın!" diye kükredi. Bir kaç parça kıyafet alıp banyoya yöneldi. Buz gibi su onu ancak keserdi, küveti su ile doldurdu bu sırada kolunda ki yaraya baktı ve şişmiş burnuna baktı.. "Ah!" diye dokundu.. " Umarım kırılmamıştı Yılan yoksa acısı fena çıkar. "

Buz gibi suya girerken vucudu titremişti ama iyi hissetmişti kendini, sadece suyun içinde oyalanadı, kolu açıkken ancak bunu yapabilirdi. İç çamaşırlarını giyip üzerine rambo atleti geçirdi, dolgun göğüsleri rambo atletten fışkırsada pek umursamadı, altına penye tayt giyip saçlarını kurutma makinesi ile kurtup salık bıraktı. Boynu kıtlatarak dışarı çıktı, ev toparlanmış ve mis kokular etrafı sarmıştı.. Arif Hırçın'ı böyle görünce yutkundu, Şahin olduğu tarafa bile bakmadı. Bakarsa Arif onu kurşuna dizerdi biliyordu. " Kahvaltı hazır gelin."

Hırçın tek kaşını kaldırarak onlara baktı, " Evimde izinsiz kalıp birde kahvaltı mı bekliyorlar? " diyince üçününde yüzü düşmüştü. Ne güzel olurdu diye düşündü Arif, kahvaltı yaparken onun gülüşünü izlemek.. İçtiği çay onun bal olur yediği yemek en lezzetli..

" Melek Hanım fazla hazırlamıştım , yine de siz bilirsiniz."

"Canan'a dua edin. İsrafı sevmiyorum, yemeklerin hepsi bitecek." Arif bir kere daha öksürdü. " Sende kahvaltından sonra git dinlen." Arif cevap vermek isteyecekken hırçın bakışlara yakalandı. Lafını yutma zorunda kalırken mutfağa doğru ilerledi. Herkes masaya oturuken Canan çayları koyuyordu, böyle mutlu bir kahvaltı hiç etmişmiydi? Üveylik olacak hayvan herif hep boğazlarına dizmişti.. Annesini görmek zorundaydı onu çok özlemişti.

Canan , Şahinin bardağını doldurken birbirlerine bakıyorlardı ve Hırçına yakalandılar. Canan çayı ocağın üstüne koyup yerine oturuken yine gözleri Şahinde takılı kalmıştı. " Anladık aranızda bir şey varda bunu benim önümde yapmayın!" diye sert bir şekilde çıkıştı.. Erkekler diye düşündü, çok iğrenç varlıklar! uçkurları olmasa bir hiçler! kişiliksiz mahluklar!

Melek böyle düşünürken , Canan utancından başını kaldıramamıştı. Şahin'inde ondan aşağı kalır yanı yoktu, Arif onları izlerken derin bir iç çekti, " olsun bende uzaktan habersiz severim" diye geçirdi.

" Hadi ben giyinip geliyorum , Arif şu koluma pansuman yap. "dedi masadan kalkarken. Arif yutkundu neden yüreği titremeye başlamıştı? "Melek hanım bugün annemin yanına gideceğim sonra iş arayacağım izniniz olursa."

Hırçın neden kötü hissetmişti? " Ne kadar çabuk gidersen , benim için o kadar iyi." dedi aklından geçen bu değildi fakat bunu demişti.. Canan canı sıkılmıştı birden, "Peki Melek Hanım rahatsız etmem sizi."

" İyi olur." Neden ağlamak istiyordu, psikopat mavi kafa onu evinde mi durduracaktı?

Hırçın annesini anımsatan kızı bırakmak istemesede kal diyemezdi, laf bir kera ağzından çıkardı.. Masayı toplarken Şahin ona yardım etti, " Üvey baban sana bir şey yapmaya kalkarsa nasıl savucaksın kendini?" omuz silkti, canı çok sıkılmıştı üveylik umrunda değildi, keşke söylemeseydi..

" Ben gelmek isterdim ama Melek Hanımın yanında olacağım."

" Şahin gerek yok, sonsuza kadar sizin desteğiniz ile yaşayamazdım. Başımın çaresine bakabilirim. " tabağı elinden alıp kenara koydu. " Bak , biliyorum beni tanımıyosun ama istersen benim evimde uyuyabilirsin ben giderim evden!" hala elleri Canan'ın ellerindeydi. Canan'ın kalbi hızlandı, avuç içleri terledi. Şahin'in ondan aşağı kalır yanı yoktu..

" Ben kabul edemem, üzgünüm." dedi ellerini çekti. Terleyen elleri birden üşümeye başladı. " Yemin ediyorum kötü niyetim yok. Öyle bir olsam Melek Hanım asla yaşatmaz beni. Ahlaksız erkeklere tahammül edemez."

" Üzgünüm," dedi, Şahin korkuyordu Canan'ın başına bir şey gelmesinden çok korkuyordu. " Tamam al bu telefonu içinde hat ve bizim numaralarımız var. " duraksadı yüzüne baktı, telefonu tezgahın üstüne bıraktı, " Çok acil olmadığı sürece Melek Hanımı arama ben ve Arif Abiyi her an arayabilirsin." dedi mutfaktan çıktı." Melek Hanım depoya gidip hazırlık yapacağım." Canan in gidişini görmek istemiyordu.

Arif Melek hanıma her dokunduğunda içinde kor oluştu, ona her baktığında kıvılcımlar yangın çıkardı. " Arif doğru eve yarına kadar iyileş. Bende Yılanı halletikten sonra Akrep Aliye uğrayacağım. "

" Emredersiniz Melek Hanım. Burnunuz şişmiş gösterelim kırık olmasın." dedi, " Hayır gerek yok ödem olmuştur kırık olsa hissederim." dedi dik başla. " Peki efendim." dedi kaçar gibi oradan çıktı. Alnında ki teri sildi, ateşi neden çıktığını bilmiyordu. Melek üstünü hızlı bir şekilde değiştirip odadan çıktı, mutfakta hıçkırık sesleri duyunca baktı. Canan orayı toplarken ağlıyordu, gitmek isteyen oydu. Melek bir şey yapamazdı.

Deri ceketini giyip anahtarları üzerine aldı, bebeği burdaydı ona atlayıp gaza basıp tekerleklerin çığlık atmasını sağladı..

Burnu sızlıyordu, ne olduğu konusunda fikri yoktu ama şimdilik böyle durabilirdi.

Depoya geldiğinde , sedyeye bağlanmış olan Yılan'ı gördü ve bir kaç herif daha vardı. "Merhaba yılan sıısssttt." Yılanların çıkardığı sesi çıkarıp onunla alay etmişti. "Hırçın burdan kurtulduğum an seni si-" küfrü tamamlamadan Şahin olaya müdahale etmiş yumruk atmıştı. " Ah lanet!" diye bağırdı. " Azıcık bekle ssssttt üstümü değiştirip geliyorum." üst dudağını yaladı. Mavi saçlarını kalem ile topuz yapıp üstündeki ceketi çıkardı. Hastanede yatarken hemşirelerin giydiği uzun beyaz gömleklerden diktirip buraya koydurmuştu. Hastanede yaşadığı her acı anımsamak için..

Kaçkere ölmeye çalıştığını anımsadı, kaç kere intiharı denedi, ölmek daha yoktu demekki kaderinde, hepsinde başarısız olmuştu.

İç çamaşırları ile kalınca üstüne o gömleği geçirdi. Dudağında ki kırmızı ruju tazeleyip telefonunu çıkardı. Bir kaçtane fotoğrafını çekti. Ah buraya gelince gerçekten psikopat sadist oluyordu. Ona mini gelen gömlek, dolgun göğüslerinin dekoltesi , merhaba ben seksi varlığım diyordu. " Merhaba sıııssstt." diyerek göz kırptı.

" Sen mal karının önde gidenisin.." dedi etrafa bakındı Yılan, başına neler geleceği konundan en ufak fikri yoktu. Elleri kolunda gezidirdi, bu hareketten midesi bulansada işini bitirene kadar katlanmak zorundaydı.

" Beni hafife alıyorsun , halbuki 70 kiloyum." dedi dudak bükerken, " Espiri miydi bu?" dedi umursamaz bir tavırlar.. Hırçın kedinin fare ile oynadığı gibi oynuyordu, Yılan sadece bunu görmüyordu.. Uzamış olan tırnaklarını geçirdi derisine, derisinden içeri yol bulan tırnakları daha derine indi, tırnakları derine indikçe kanlar boş buldukları yerden kaçıyordu. "Ah orospu!" diyince, " Sağ elimde ki tırnaklarım derinde ama ben solakım !" dedi ve yumruk geçirdi, Yılan acıyla inlerken Hırçın ellerini çekti. Kan olan ellerini üstüne silip, işkence masasına gitti. " Sana ne yapsam yılan?"

" Canın cehenneme!" Dudağını ısırdı Hırçın, eline aldığı el batasını sallayarak yanına gitti. " Bu el senin için fazla!" dedi eklemine indirdi baltayı.. Onun çığlıkları Hırçın'ı gülümsetirken , telefonu çıkarıp WILLY WILLIAM - "Ego" açtı.

" Şarkı ile daha zevkli oluyor," dudağını ısırırken yarıya kadar kesilmiş ele bir balta dabersi daha vurdu. Yılan çığlık atarken, Hırçın sadece gülüyordu. Ah bu haz... Hiçbir şeyde yoktu. Kopan elini alıp yanındaki masanın üzerine koydu.. " Az bağırma, başımı şişirme, işim uzun.!" diye atarlandı Hırçın... Sanki herif zevkinden bağırıyordu.. " Gözlerinin önünde ellerini kimse doğramaz bak benden başka, değerimi bil!" diyince histerik kahkaha attı.

üzeri her balta darbesi ile kan göletine dönmüştü, " Şimdi ne yapsam ? Diğer elin ? " parmaklarını diğer elinde gezdiriken yüzünü buldu.. Anından başlayan bütün kafasında olan yılan dövmesine baktı.

" Bir şey diyim mi Yılan dövmesi sana hiç yakışmamış." dedi dudaklarını büzdü. Yılan artık yalvarma moduna geçmişti. " Dur, kraldan özür dile." dedi telefonu şarkıyı kaptıp videoyu açtı." Özür dilerim Akrep! Yerin altındada üstünde de kral sensin!" sonra kamerayı kendime tuttum, " Bundan sonra mide bulandırıcı görüşürüz." dedi videoyu akrep Aliye gönderdi.

En keskin bıcağımı alıp, bıcağı dudağının üzerinde gezdirdi, bıçağı yalarken dudağında kesik oluştu. Kendi kanını emdi ve dudağını yaladı. Kesinlikle sadisti, gülümserken dişlerine kadar kan bulaşmıştı. " Bu biraz canını acıtabilir."diyerek gülümsedi.. Yılan faydası olmasada bağırıp çaığırıp debelenmeye başladı.. Bıcağın kesinkin kısmını yüzüne batırdı, adamın çığlı eşilğinde yüzünün kalıbını çıkardı. .Kurbanlık koyunun derinin yüzer gibi herifin yüzünü yüzdü.. Yılan artık bir ara yorulmuş acıdan bayılmıştı.. Elinde ki deriye iğenerek baktı.. " Şahin şu ikisi ile ilgilen.. Bugünlük bana yeter." dedi iğrenerek.

"Emredersiniz, Melek hanım. "

" Ölünce denize at gitsin." dedi ve yürüdü..Kanlı ellerini üstüne sildi, kendine ait odasına girp ellerine 15 defa sabunlayıp yıkadı, tırnaklarında ki ojeler çıkarken tırnaklarının üzeri kızarmış elini kaşıyarak yıkıyordu.. El temizleme jelini bolca sıkıp birbiri ile ovuşturdu. üzerini değişitirp parfüm banyosu yaptı, Akrep Ali'den sonra evde duş alabilirdi.

Depodan çıkarken diğer adamların çığlıkları kulaklarına doldu, sanırım Şahin adamların dişlerini çekiyordu..

Hırçın son sürat Akrep Ali'nin evine gelmişti, kimsenin beklemdiği misafir vardı. Hırçın içeri girdiği an gözleri onu bulmuştu. Yavaşca indi Hırçın, sonra saçındaki kalemi çıkardı uzun saçları dolana dolana inerken, Asrın kadına bir kez daha hayran olmuştu. Bu kadının seksi vücudu onun sonu olacaktı, bunu biliyordu.

Kapıya geldiğinde en çapkın gülümsemesini gönderdi Hırçın'a , onun cevabı ise, " Senin burada ne işin var ?" olmuştu..

" Sizi özledim , Melek Hükümdar, yada Hırçın Mavi mi demeliyim?" diyerek gözlerinin içine baktı..

Hırçın neden garip hissetti?

 

Bölüm : 25.09.2024 22:46 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...