Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@uykuluhatun

Sonunda lise sona geçmiştim sancılı günlerimin bitmesine çok az kalmıştı. İki dönem sonunda bu lanet okuldan uzaklaşacaktım. Sıraya koyduğum başımı kaldırıp etrafı süzdüm. Üçüncü ders bitmişti ve şimdi yeni gelen Matematik hocası olan Nil Hanımın dersiydi. Duyumlara göre fazlasıyla sert ve disiplinliydi zaten okulun disiplin başına geçmişti. Geleli birkaç saat olsada bütün okul onun dedikodusunu yapıyordu.

En arka pencere kısmı.. 5 yıllık lise hayatımın vazgeçilmeziydi. Başımı tekrar sıraya koyduğumda Bekir'in hayali gözlerim ile buluştu. Onu bu şekilde nadir gördüğüm için kımıldamadan durdum. İkimiz 10 yıl boyunca tam bu kısımda oturmuştuk.

Burası en üst düzeyde olan bir Anadolu lisesi olduğu için arka kısımlar yerine önleri kapmaya çalışıyorlardı böylelikle ben yalnız kalıyordum.

Pencerenin önüne gelen kargayı görünce tebessüm ettim. Poğaçamdan kalan kırıntıları camın kenarına koymuştum. Ben siyaha aşık biriydim ve siyah en çok kargaya yakışıyordu.
Bekir bana " karga güzeli " diye seslenirdi. Kargalar olan sevgimdendi sanırım yada bilmiyorum.. Kargalarla aramdaki bağ, benzediğimizdendi.

Benim kadar çirkin benim kadar dışlanmış.

Herkesin ruhu güzelken benim ruhum hep karga.

Hocanın içeri girdiğini herkesin ayaklanması ile anlamıştım ilk günden azar yemeden eve gidip uyumak istiyorum.

" Günaydın arkadaşlar! Ben yeni öğretmeniniz Nil Türe, sınıfımda sevdiğim şey sessizlik. Ben ders anlatırken başka şeyler ile oyalandığınızı görürsem doğru olarak disiplin kuruluna gideceğinizi teminatı verebilirim. Ne kadar derste kendinizi gösterirseniz notların o kadar yüksek olur. Bu arada Fatma hocanız tayini çıktığı için sınıf öğretmeninizde benim. " diyince sınıf huzursızlandı. Aslında iyi olmuştu sessizliğe ihtiyacımız vardı.

En çokta benim. Ruhumu emiyordu bu sınıf. Hatta bu okul, son iki yıldır dünyada ki cehennemim bildiğiniz.

" Sınıfın hatta okulun birincisi Affan Türker ayağa kalkabilir mi? " diyince gözler Affan'a döndü.
Affan, Bekir'in hem kuzeni hemde en yakın arkadaşıydı. Bekir, bu dünyadan gittikten sonra herkes gibi o da beni görmezden gelmeye başlamıştı. Suçlunun benim olduğunu düşünüyordu ki haklıydı. O gün onu çağırmsaydım şuan yanımda oturup gamzeleri göstererek gülümserdi ve Affan yerine benim adımı söylerdi.

" Ümran Kaygusuz ayağa kalkabilir mi? " düşüncelere daldığımdan bana sıranın geldiğini anlamamıştım. " Orda neden tek başına oturuyorsun kızım? "

" O onun kutsal yeri hocam. " dedi Taşkın, gereksiz bir şekilde taşkınla.

" Adının Ümran ve cinsiyetin kız olduğunu bilmiyordum evladım. Farkındaysan kızım dedim. " diyince ilk defa hocaya baktım. Sarışın mavi gözleri ile matematik hocası yerine dil anlatım hocası olması gerektiğini anladım. Yada öğretmenliği bırakıp model olabilir. Çünkü teknik olarak okulda kimse onun dersini sevmiyordu eski ben hariç. Sınıftaki gülme sesini bastırıp tekrardan bana baktı öne gelen saçımı kulağımın arkasına sıkıştırarak dudaklarımı hareket ettirmeye çalıştım. İki yıldır sınıf ortasında konuşma yapmıyordum.


 

" Ümran sana soruyordum kızım iyi misin?"

" Burada oturmayı seviyorum. " diyebildim. Herkes imalı bir şekilde sesler çıkarmaya çalıştı.

" Sınıfın düzeni bozuluyor. "

" Sadece bir kişi en son ve cam kenarında olduğu için mi? " dedim sonra dilimi ısırdım. Ne oluyodu bana? Beni niye diğerleri gibi görmezden gelmiyordu? Hocalar durumumu anlatmış olması gerekirdi.

" Puanların yeterince düşük. Orda oturman seni daha da dibe çekecek. " dedi ciddiyetle.

" Puanlarım beni ilgilendiriyor. İzninizle oturmak istiyorum. " dedim başımı önüme eğdim. " Ders çıkışı konuşalım. " dedi konuşmaya devam etti.

" Kızın dili varmış. " dedi Başak sinsi sırıtarak. On birinci sınıfta tanıştığımız için karga ruhlu Ümran'ı tanıyordu. Yoksa ben ona gününü gösterirdim ama kin tutamayacak kadar yorgunum.

" Ygs çalışma bakımınızda her hafta size test dağıtacağım bunu konu anlattıktan 20 dakika içinde çözmeniz gerekiyor. Sonra toplayacağım herkesin ortalaması yükselmesi gerek. Bu sene boğaziçi 40 öğrenci göndermeyi planlıyorlar. " sustu ve zil çaldı. El mahkum olarak başımı eğerek yüzümü uzun siyah saçlarım ile gizlemeye çalıştım. Nil Hoca koridorun sonunda beni bekliyordu. Kapıdan çıkarken Affan kankası Ekrem koluma çarparak gitti. Sanki duvara çarpmış ve özür dilememişti.

Okulda görünmezdim hemde bu kadar.

" Ümran Kaygusuz içerde yaptığın davranış çok yanlış olduğun kanısına varmışsındır umarım? "

" Evet Hocam. "

" Önlere geçersin Rehberlik dersinde. " dedi gidecekken. " Hocam üzgünüm. Ben orda kalmak istiyorum. " durdu topuklarına basarak bana döndü. " Anlamadım? "

" Orada iyiyim hocam. " dedim ellerime bakmaya devam ettim. " Diğer hocalar gibi pardon herkes gibi görmezden gelin beni? "

" Ne saçmalıyorsun? "

" Beni duydunuz hocam. Benimle uğraşmanıza gerek yok. Benim sonum belli, sınıfta doktor mühendis adayı çok."

" Haddini fazlasıyla aşıyorsun. "

" Biliyorum hatta disipline atın uzaklaştırma verebilirsiniz. " bende bu lanet okula gelmemiş olurum.

" Yine görüşeceğiz Ümran Kaygusuz, ilk üçe girenler hariç kimsenin adını bile hatırlamam. Sanırım ne demek istediğimi anladın. " sadece 3 saniyeliğine gözlerinin içine bakarak ordan ayrıldım. Teneffüsün uzunluğundan yararlanarak koridorun sonundaki petekleri olduğu yere yaslandım.

" Kendine bunu yapma. " bu beynimdeki Bekir'in sesiydi. " Bazı şeyler için çok geç, gitmeden önce düşünseydin. " dediğimde görmezden gelmeleri yetmezmiş gibi adımı deli olarak değiştirdiler. Bu okuldaki herkesten nefret ediyorum.

4 yıl önce aynı yerde.

" Yürüyen hesap makinesi olmaktan ne zaman vazgeçeceksin? " dedi Bekir sütlü çikolatasını içerken.

" Sen matematiğe aşık olduğun zaman. " dedim bende bir yudum içtim.

" Unut bunu benim matematikle değil notalar ile işim.

" Ve dans ile. " dedim gülüp başımı onun omzuna koydum. " Partnerim sağolsun." diyince süt boğazımda kalıyordu. Bekir ile kore dizisi hastası olduğumuz için bizde kendimizce onlar gibi dans etmeye çalışıyorduk. Ders dışında yaptığım sayılı etkinliklerde biriydi. Hoş Bekir Bilmiş gibi arkadaşınız varsa pek ders çalışmaya vaktiniz kalmıyordu. Ya orda burda geziyor yada dans ediyorduk. " Allahım hem zekiyim hem yetenekliyim! " dedim ego kasarken.

" Rabbim diğer kızlardan alıp sana vermiş. Bak bu ego cuk diye oturdu. Hem güzel hem yetenekli hemde dahi. Senin başka versiyonun olsa onunla evleneceğim. " dedi gamzelerini göstererek.

" Bence Çağlaya vermiş . " dedim sütlü çikolatayı bitirene kadar içtim .

" İti an çomağı hazırla demişler. " dedi bıyık altından.

" Napıyosun Ümran test çözsene? " dedi sinirli bir şekilde.

" Sanada merhaba Ümran'ın ablası. " dedi Bekir sevimlikle. Bu çocuk tam ısırmalık.

" Çağla teneffüsteyiz. " dedim soğuk bir sekilde.

" Tıp için neefes almadan çalışman gerekiyor. " dedi ellerini göğsünün üzerinede birleştirip. Anneme benziyordu onun gibi minyon güzel bir suratı vardı. Ben babama benziyordum biraz daha kalıplı ve esmer. (çokça çirkin, bu babamın değil benim sorunum orası ayrı. )

" Onun inek gibi çalışmasına gerek yok dersi dinlese yeterli IQ seviyesi fazlasıyla yüksek. " dedi göz kırptı. Koluna dirseğimle vurdum. " Şu gereksiz arkadaşın senin sonun olacak, demedi deme! "

  " Şu gereksiz arkadaşın senin sonun olacak,  demedi deme! "

 

Günümüz..

Çağla ilk defa haklı olmuştu. Bekir'in yokluğu benim sonum olmuştu. Bu sonu ben hak etmiştim zaten.

*

Zil çaldığında tekrar sınıfa geldiğimde hoca çoktan gelmişti. Herkesin ortasında bir konuşma tamam! Sinirlerim gerilemeye başlamıştı.

" Merak etme ben erken geldim. " diyerek beni rahatlattı.

Donuk bakışlarla sırama geçiyordum ki Başak'ın çelmesi yüzünden yere düşüyordum ki birinin benim kolumdan tuttuğunu fark ettim.

Bu Affan'dı.

Herşey o kadar hızlı oldu ki çığlık atmama fırsat kalmamıştı. " Dikkatli ol. " dedi elini hızlıca çekti. " Başak ayağını denk al. " diye uyardı dişlerinin arasından. " Ümran iyi misin? "

" İyiyim hocam ayağım takıldı. "

" Pekala, Affan hiç oturma yerine sana bir şey sorayım ilk. "

" Buyrun hocam. "

" Ders dinlemek için önde arkada olmak önemli mi? "

" Hayır hocam. " dedi. Bense başımı yine sıraya koymuştum.

" Pekala Ümran'ınn yanına geçiyorsun hem ona derslerde yardımcı olursun. "

" Hocam ama! " diye birden ayaklandım.

" Affan'ın sorun etmediği şeyi sen sorun etmeyeceksin herhalde? "

" Hocam. "

" Ümran otur. " diyince kelimeleri yutmak zorunda kaldım. Yine sessizlik yemine devam etmem gerekiyordu bugün fazlasıyla konuşmuştum.

" Rahatsız ediyorum. " dedi gülümseyerek kısılınca yok olmuştu gözleri. Kazakistan göçmeni olunca Korelilerden bir farkı yoktu. Gülünce gözleri kayboluyordu. Bekir ile benzer bir yönleri yoktu. Bir birine iki zıt kutuptu.

Donuk bir şekilde bakınca tebessümü yüzünde asılı kaldı. Ben Bekir'in o ise benim yerime oturmuştu.

Beynimin içinde gaklayan karga ruhumu huzursuz hissettirmişti. Affan ile bu kadar yakın olmak iyi değildi.

Ben yalnız iyiydim. Beynimin içindeki mezarda başkasına yer yoktu. Orada en yakınım ve ben vardık sadece.

Seni özledim Bekir Bilmiş, seni çok özledim.

*

" İyi günler Ümran. " dedi Affan sevecen bir şekilde. Gözlerimi devirip yürümeye devam ettim. Ne vardı bugün? Hatta bu yıl? Nil hoca bütün dengeyi altüst etmişti. Ben bu lisede hayalet gibi olmam gerekiyordu. Saçlarımı karıştıran kişiyi görünce dişlerim sıktım.

Taşkın hıncını alamamış benden böyle intikam alıyordu.

" Noldu hayalet devrimin sona mı erdi? " kalın kaşları ve uzun buruna sahipti. Minyon bir tipe sahip olsada hareketleri ile fazlasıyla iticiydi. Onun olmadığı yöne gidince önüme geçti. " Niye konuşmuyorsun? Hocanın yanında bülbül gibi şakıyordun aaa pardon karga! Çirkin seni! " gözlerimi kapattım derin nefes aldım. Herkesin bize baktığını hissettim için başka yöne gidecekken başımdan aşağı suyu döküverdi. Şaşkınlıkla dudaklarım açılırken üzerim sırılsıklam oldu. Yumruğumu sıkarken burnumdan nefes aldım.

" Neden böylesin kargacı? " sinirli bir şekilde ona baktım . " Gözlerin ateş ediyor. "
Başka yöne gidecekken kolumu tuttu. " Bu tavrına cidden gıcık oluyorum. " dedi iğrenir bir şekilde suratıma baktı.

" Bende seni tipine gıcık oluyorum. " diyerek ensesinden tuttu. Bu kişi Çağrı Akın'dan başkası değildi..

Kalabalık yavaş yavaş dağılırken Affan olduğumuza yöne doğru gelmişti. Çağrı ne kadar serseri ise Affan o kadar efendiydi. Kıyafetlerinden bile belliydi. Çağrı'nın gömleği hem dışarıda hemde yarısı ilikliydi. Affanı anlamışsınızdır.

" Şey. "

" Ney? Sana cevap vermeye tenezzül etmeyen birini üstüne gitmek adamlığa sığar mı? " dedi sinirli bir şekilde.

" İyi misin? " dedi Affan endişeli bir şekilde. Hayır benim için endişelenmeyin. İçinde ben olan herşey için!

Sorusunu yanıtsız bırakınca Çağrı gözünü korktuğu Taşkın'ı bırakıp cebinden çıkardığı peçeteyi bana uzattı. " Teşekkürler." dedim arkama bakmadan yürümeye başladım. Çıkardığım bir peçeteyi yüzümü kurularken nefesimi düzenlemeye çalışıyordum.
Bütün kaslarım gerilmişti beynimde sinirlenen karga kendini ordan oraya vuruyordu!

Ne yani kargaları görünce selam veriyorsam? Ulan senin karga kadar IQ seviyen var sanki! Karga türü Taşkın'dan daha iyi derece yapardı.

" Bekle! " diye bağırdı biri aldırış etmeden yürümeye devam ettim.

" Sana diyorum! "

" Ümran Kaygusuz! " diyince adım atamadım. Olduğum yere sabitlenmiştim. Rüzgar hafif essede üşütmeye yetiyordu.

" Neden beklemiyorsun? " dedi önüme geçerken Affan. Yüzüne donuk bir şekilde baktım.

" Sana diyorum Ümran cevap verir misin? "

" Ne istiyorsun? " dedim buz gibi bir sesle.

" İyi misin di-" cümlesini tamamlamadan sözünü kestim.

" Beni düşünme. Benim için endişe etme. Eskisi gibi ol. Mesafeli? " dedim sorarcasına. Yüzüne bakmaya tenezzül etmeden yürümeye devam ettim.

" Bunu kendine yapma. " diye seslendi arkamdan. " Sen yaşıyorsun ceset değilsin! " dediğin de kalbim tekledi. Benim toprağın altındakilerden bir farkım yoktu bunu görmüyor muydu?

 

 

 

Loading...
0%