Yeni Üyelik
11.
Bölüm

11. Bölüm

@uykuluhatun

Sıraya uzanıp gri gökyüzüne seyre daldım, hem zihnimdeki kargalar hemde dışarıdaki kargalar oradan oraya uçuşuyorlardı. İçimde ki yalnızlık etrafımda ki kalabalık ile kavga etmek istiyordu.. Yıllardır kendimle konuşmayı o kadar alıştım ki zihnim dışındaki sesler başımı ağrıtıyordu. " Ümran Kaygusuz." sesiyle zihnimde ki düşüncelerden koparıldım. " Efendim hocam." diyerek ayağa kalktım, yine ne var ?

" Derse katılmak ister misin ?" etrafa bakındım, hangi dersteydik ki?

" Sorunuz neydi hocam ?" dedim kendimden emin bir şekilde.

" Dersi dinlemiyor muydun?"

" Dersi dinlemediğimi görmediniz mi hocam ? O yüzden kaldırmadınız mı beni?" Nil Hocanın birazcık damarına basmış olabilirim çenesi gerildi. " Bu saygısızlığını neye borçluyuz? Bütün öğretmenler arkadaşın öldüğü için tolerans gösterebilir ben de-"

Gözlerimden ateş çıkacak gibi hissediyordum.

" Size bana tolerans gösterin diye bir şey demedim! Ölen arkadaşımın bir daha bu olaya karıştırmayın" masayı ittirip sertçe kapıyı vurup sınıfı terk ettim.

Merdivenlerden hızlıca aşağı inerken ayağım kaydı ve bir kaç merdiven yuvarlandım. " Ümran!'" sesiyle ağlamaya başladım. Çağrı gelip bir anda beni kaldırıp bahçeye çıkarttı. banka oturana kadar sadece ağladım. " Ben ben bu acıdan kurtulamıyorum, her yerde benimle nefes alamama engel oluyor.. ben ne yapacağım Çağrı?" dediğinde bana sımsıkı sarıldı." " İyisin dimi ? Bir yerin acımıyor?"Cevap vermedim sadece sustum. birinin yanında ağlamak normal geliyordu.. Neden bunca zaman kendi yaramı iyileştirmeye çalıştım ki? Hiçbirini iyileştiremedim üstelik..

" Acın geçecek ama az daha sabır. bu arada sanırım ikimizde disipline gidiyoruz." gözyaşlarımı silip ona baktım." Hoca arkandan çıkan biri olursa disipline gider dedi."

" O yüzden bizde geldik " sesiyle içimdeki yangına su serpildi. Affan, Dinara , Sultan onlarda dışarı gelmişlerdi. " Benim yüzümden disipline mi gidecekisiniz? Saçmalayın Sultan senin akraban hatta."

" dersleri çok sıkıcı hadi sinemaya gidelim yoksa bir daha kaçamayız." dedi Sultan. ayağa kalkıp ikisinide bir anda sarıldım. uzun zaman sonra kendimi değerli hissetmiştim.. " Bacağın iyi mi ? "

" İyi bir şey yok." diyerek Çağrı'dan uzaklaştım. Affan'ın yanına yaklaştım. "Sınıfa geri dön hatta hepiniz." O okul birinciydi bu namına zarar verirdi.

" Yaptığı saygısızcaydı, hiçbir öğretmen sana tolerans göstermiyor diğer öğrencileri o şekilde rahat bırakıyorlar ama konu sen olunca bilmiyorum Nil Hoca çok garip. " diyip sıkıntılı nefes verdi.

" Aslında şey." dedi Sultan. " Nil Hoca eskisi gibi olmasını istiyor. Geçen 40 saniyede çözdüğün sorudan sonra bütün sınav kağıtlarını kontrol etti sonra 9 ve 10 sınıfındaki hocalarınla konuştu.. 98.9 'luk bir öğrenci 50.6 düştüğü için uğraşıyor." dedi tek solukla.

" Zeki yada çalışkan olmam onun işine ne kadar yarayacak?"

" Bilmiyorum Ümran, öğretmen olan o konuşmayı dene.. Neden yaptığını anlatacaktır." diyerek omuz silkti.

" hadi ama dersten kaçtık boşuna ekmiş yada ceza almayalım çok güzel filmler var vizyonda." dedi Dinara sevinçle.

" Ama lütfen bu sefere korku olmasın." dedi gülerek Sultan. Gülümsedim fakat gülümserken 4 tane gözün üstümde gezindiğini fark etmediğim değil..

Sinemaya gittiğimde ikisinin ortasında kalmıştım, durum gittikçe garipleşmeye başlamıştı. Sultan ve Dinara bana imalı bir şekilde bakıp gülüştüler. Gözlerimi büyüterek onlara baktım, romantik komedi seçmişlerdi.. İki genç birbirine deli gibi aşıktı, gözlerinin içi gülüyordu ikisininde, sahi böyle hissetmeyeli ne kadar oldu? Biri için kalbim en son ne zaman hızlanmıştı ? Birisine sarılınca dünyam o olmayalı ne kadar oldu hatırlamıyorum..

Film bittikten sonra Affan'ın suratına bakınca kıpkırmızı olduğunu fark ettim. elim istemisizce alnında ve yanağına değdi. " Ateşin var hasta mısın?" dediğimde kendini çekti. " i-iyiyim üşüttüm sadece geçer birazdan." dedi herkesten önce çıktı. " Nasıl buldun filmi?" diyerek araya girdi Çağrı.

" Sıradan Çağrı bütün konular aynı iki kişi iki ayrı dünya insanlar ama bir araya gelmek için uğraşıyorlar ama içinden biri illaki pes etmiş oluyor ve gördüğün üzere yıllar sonra pişman olup geliyor."

" Vay be kurduğun en uzun cümleydi sanırım." gülümsemekle yetindim.

" Ben çok acıktım." dedi Dinara kendini yemeklerin olduğu yönelti. " Hayır Dinara fast food olmaz diyetteyim!" diye çemkirdi Sultan.. Böyle normal olmak istiyorum.

normal olmak istiyorum.

normal olmak istiyorum.

Çağrı yanıma oturdu Affan ise karşıma kızlar ise yemek siparişlerini almaya gittiler. " Neden kuyruk gibisiniz?" dediğimde dudağımı ısırdım. Affan gerilmiş renk değiştirmeye başladı.

" Senin yanında olmak mı kuyruk oluyor ?" diye araya girdi Çağrı. "Evet , hele sen o kadar konuşmak istemediğim halde yanımdasın."

" Böyle bir Çağrı kolay yetişmiyor." gözlerimi çevirdim. O sırada masaya gelen hamburgerlerin kokusu ne kadar aç olduğumu hissettirdi. Affan patateslerimi tepsiye döktü hamburgerin açtı ketçap ve mayonezi açıp kendi önündekilerini yemeğe döndü. Bakışlarını hiç yukarı kaldırmadı. Bütün herkes Affan'a bakarken gözyaşıma engel olmaya çalıştım, başka tarafa bakarken düşüncelerimden uzaklaştım.. Bekir'de aynı şekilde yapıyordu her seferinde çünkü hamburger açmak yada patatesleri tepsiye koymayı sevmezdim hoş bunu başta Bekir'e uyuzluk için yapmış olsamda alışmıştım.. Gelenek haline gelmişti..

Hamburgerden aldığım ısırık ile masadakilerle sohbetine katıldım.. " Sanrım bunu ara sıra yapmalıyız liseli olduğumu hissettim!" dedi Dinara. " Lütfen bir dahakine yeşillik yiyelim!"

" Bana takılın kızlar zamanım çoğu böyle yerlerde geçiyor." dedi bilmiş bir şekilde Çağrı.

" Valla haklısın." dedi Dinara.

**

hep beraber bowling oynadık tabiki sonuncu oldum! Affan ile Çağrı berabere kaldılar birbirleri ile yarışları komikti.. İkisinide yanımda olması iyi hissettirmişti. Kızlar beni eskisi gibi hissettirmişti, Bekir yanımda olunca kız arkadaşa pek gerek duymamıştım ama gerçekten erkek arkadaş ve kız arkadaş arasında dağlar kadar fark olduğunu anladım.. Kız arkadaşın olması her konuda konuşabilirdin hele kızsal konularda ve dedikodularda tamam Bekir ile acayip dedikodu yapardık ama bu farklı..

EbuBekir Bilmiş, seni özlemeye ciğerim kalmadı..

*

Çağrı kızları bırakmaya giderken tam zıt olan kısma Affan ile yürümeye başladık, " Buradan gidelim." dedi bende sessizce onu takip ettim. Burası biraz daha ağaçlıktı yol topraktı ama hava ile muzzam bir görüntüsü vardı. Bekir olsa çoktan fotoğraf çekilmek içinn kamerayı elime tutuşturmuştu. Bir anda ağaçtan karga sürüsü gaklayarak uçuştu, enfes görüntü karşında duraksayıp havayı izledim.

" Ah Karga güzeli" diyerek elini belime koyarak beni götürmeye çalıştı. Başımı ona çevirdiğimden çekik gözleri gülüyordu. Dudakları kıpırdamıyor ama gözlerinin için gülüyorudu. Nefesi yüzü yalarken başımı çevirmek için uğraştım, neden peki ona bakmak istiyordum? İzlediğimiz film yüzünden hep!

" Kelimeler diline dökülmeden zihninde kaç defa süzülüyor?" diye sordu şuan ki durumumuzla zerre alakası yoktu. " Dilime değen sözcüklerin zihninde kaç defa süzüldüğünü neden merak ediyorsun?"

" Çok şey konuşuyor gözlerin dudaklarına inat. Dudakların hep geri kalıyor gözlerinden.. Zihninde çok şey Karga Güzeli en önemlisi de koca bir mezar var orada, kendinden başka kimseyi gömmediğin.." gözlerimi gözlerinden kaçırdığım an telefon çaldı. Affan'dan uzaklaşıp cevap verdim. " Ne var Çağrı. "

" Kötü bir zamanda mı aradım?"

" Hayır biz ne ara birbirimizi arayacak kadar samimi olduk?"

" Valla kelebekim bugün fark ettimde ben senden hoşlanıyorum.." dediğinde telefonu kendimden uzaklaşıp garip bir şekilde baktım. Telefonu kapatıp sesini kıstım.

" Kötü bir şey mi oldu?" ters bir şekilde baktım. " Betin benzin attı da suratının haline bak."

" İyiyim ben." diyerek hızlıca yürümeye başladım. " Karga güzeli bekle yanlış taraftan gidiyorsun "diyince duraksamamla bana çarpması bir oldu. " Özür dilerim bilerek olmadı. " derin nefes alıp verdim. Ne diyordu bu değişik? Çağrı'dan bahsediyorum!

**

Kendimi yatağa atmamla Çağla'nın odaya girmesi bir oldu, otuz iki diş sırıtıyordu. " Neden bu kadar mutlusun görende 3 senede tıbbı bitirmiş sanacak."

" İnşallah o günde gelecek. Nil Hoca aradı annem pazara gittiği için ben açtım okulu ekmişsin bugün ve arkadaşlarınla seninle beraber ekmiş hoca bir daha tekrarlanırsa disipline atacağını söyledi."dediğine güldüm. " Bunun için mi mutlsun." sımsıkı sarıldı bana." Arkadaşın olduğu ve normal öğrenci olmana mutlu oldum salak!" sımsıkı sarıldım. "Telefonun sessizde mi ekranı yanıyor. Oha Çağrı seni mi arıyor. Bizim Çağrı Akın mı o?"

" Evet ne ara birbirmizi arayacak kadar samimi olduk bilmiyorum ama arıyor salak."

" Açsana ne diyecek merak ediyorum!" Telefonu elime alıp meşgule attım. Telefonumdaki Wp grup bildirimi ile kaşlarımı çattım.

üç silahşörler

Dinara yazıyor...

Sultan yazıyor...

intereneti kapatıp telefonu yatağın üzerine bıraktım. Bir kız grubumuz eksikti!

" Karnım aç Çağla o kadar açım ki seni yiyebilirim."

" Babamı bekle."

" Atıştırmalık getirsene meşhur öğrenci sandivicinden" dediğimde gülümseyerek kalktı.. Sandivic normaldı ama sen güzel yapıyorsun diyince gaza geliyordu.Bu taktik her zaman işe yarıyordu. Rahat bir şeyler giyip laptop alıp terasa çıktım. Ne zamandır etmediğim dansların acısını çıkaracaktım. Black Pink, EXO, BTS şarkıları sıralayıp dans etmeye başladım, Kpop'tan sevdiğim bir sürü idol vardı. Bekir'in en sevdikleri bunlardı.

Çağla sandivici getirince biraz duraksadım, karnımı doyurduktan sonra tekrar başladım. Hava karardığında sırılsıklam bir vücuda sahiptim.Suyumdan yudum alırken Çağla içeri girdi , " Babam geldi duş alda gel yemek yiyelim." başımı olumlu bir şekilde sallayıp suyuu yuttum. Aşağı indiğimde saçlarımı kurutmaya üşenmiştim, babam masanın başına oturmuş beni bekliyordu. " Prenses misin sen ? Bu ne masaya en son gelmeler." dediğinde güldüm, babamı sevdiğimi söylemiş miydim? Hatta ona aşığım!

Yanağımdan makas alıp çorbasını bir kaşık aldı." Babası prensesiniz hiçbir şeye yardım etmiyor."

" Bu sene son senesi , ablası yardım etsin. O sınava hazırlanırken odasından bile çıkmıyordu. " annem biraz bozulmuştu. Ablam onu doktoru olduğundan ona laf söyletmezdi. " Sanki bir yer kazanabilecek, ne ders çalışıyor ne bir şey yapıyor. Yaşadığına şükür ediyorum." babam başını sinirli bir şekilde çevirdi bana bakktığında ise gülümsedi. " Yemeğini ye karga güzelim." dedi göz kırptı. Karga güzelini babam dediğinde daha çok benimsiyordum. O beni farklı seviyordu biliyorum..

**

Kız grubun daha hazmedememişken kızlar görüntülü aramıştı, o kadar yabancıydım ki sürekli kendime bakıyor salak hareket yapmadığıma emin olmak istiyorum. " Ee anlatsana napıyosun ne ediyorsun. "

" Aslında bugün bir şey oldu. " dediğimde ikiside " Ne oldu!" dediğinde şaşırıdım. " Sakin olun."

" Affan bir şey mi dedi?" imalı bir şekilde Dinara." Hayır o bir şey demedi Çağrı şey dedi acaba ne anlamalıyım?" ikiside tekrardan aynı anda konuştu. " Oha Çağrı Affan'dan önce golü atmış." dedi Sultan. " Nasıl ne dedi Affan ?" kaşlarımı çattım.

" Ümran boşver Affan'ı Çağrı ne dedi?" aslında utanmıştım. " Valla kelebekim ben senden hoşlanıyorum kelebeğim değil altını çiziyorum kelebekim." İkiside kahkaha atınca daha da utandım. Yüzümü sıcak basmıştı. " Siz gülmeye devam edin ben su içmeye iniyorum."

Merdivenlerden inerken salak salak sırıtıyordum. Annem'in sesiyle duraksadım, tartışmaya başlamışlardı benim yüzümden tartışmalarınından nefret ediyordum.

" ümran'ı sevmeyi ne zaman düşüneceksin?"

" Ben ona kötü davranmıyorum ki!"

" Davranışların beni rahatsız ediyorsa onuda rahatsız eder."

" Levent fazla olmaya başladın, ben onu kendi kızım gibi seviyorum." dediğinde nefes boruma bir şey takıldı. Nefes almamı engelleyen..

" Çağla'ya gösterdiğin ilginin birazını göster, Ümran hassas bir kız. Bekir'in ölümünden beri toparlanamadı ne bekliyorsun?"

" Levent saçmalama! 2 yaşından beri annelik yapan benim neredeyse boşanacağımızı unuttun mu o kızı bu eve getirdiğinde ? Ben naptım? anası olmayan bir kıza analık yaptım, çocuğun senin olduğunu bile bilmiyorsun ama ben onu kızım gibi sevdim! Beni aldattın belkide aldatmadın bunu ne sen biliyorsun ne ben biliyorum! Ben seni affettim kızımız için yalvardın yakardın. Şerefsiz kardeşim yüzünden oldu böyle şeyler biliyorum ama o orospuyu o gün getirmeseydi böyle şeyler olmazdı!"

 

" Düzgün konuş Nilüfer!" kapıya doğru gidip kapıyı açtım. Dışarı çıkana kadar ağlamadım! Koşmaya başladım, arkamdan bağrışlar umrumda olmadı, onun yanına gitmeliydim!

Ne kadar koştum bilmiyorum neredeyse bayılacak gibiydim. Zihnimdeki karga sürüsü o kadar hızlı oradan oraya kadar gidiyordu ki! Ne düşüneceğimi bile bilmiyordum.

mezarlığa geldiğimde kapıda o amca durdu, " Hayırdır kızım bir şey mi oldu?"

başımı sağa sola salladım," Onunla konuşmaya ihtiyacım var." Mezarlıktan korkmamayı Bekir sayesinde anlamıştım mezarlıkta da ışık olduğunda girişime karışmamıştı. Koşarak mezarının başına gittim toprağına sarıldım, " Bekir." dedim ağlayarak. " Sana o kadar ihtiyacım var ki!"

Sadece hıçkıra hıçkıra ağladım, " biliyor musun annem gerçek annem değilmiş babamda gerçek babam mı emin bile değilim.. Ben bunları yaşayacak kadar ne günah işledim. Yoruldum..yaşamaktan... "

" Ümran." dedi derin nefes alıp verirken. Affan'ı gördüğümde ayağa kalktım. Üstümdeki toprağı umursamadan ona sımsıkı sarıldım. " Affan ben çok mu kötüyüm. " dedim sımsıkı sarılarak. " Ümran lütfen -"

" Ben bu gerçek ile nasıl yaşayacağım"Gerçekler gerçekten acımazsızdı.. beynimde sürekli bu cümle dolanıyordu ve hiçbir şey duyamıyordum sonra birden gözlerim karardı gerisini hatırlamıyorum...

 

Loading...
0%