Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm

@uykuluhatun

 

#BAYKUŞ

 

 

Çevremde ki insanların bu kadar karışık olması benim imtihanımdı herhalde! Affan Karan'ıda almış mezarlığın çıkışına doğru ilerlemeye başlamıştı. Ne sanıyorlardı? Bekir öldü, Ümran hayatına devam etsin? Ben çocukluğumu toprağın altına koymuşken geleceğimden nasıl söz edebilirdi?

Çocukluğu ölen kimse yetişkin olamazdı! Bir lokmayı bile paylaştığım insan parmaklarımın arasından kayıp gitmişti ve elimden hiçbir şey gelmemişti. Yas tutmama bile izin vermiyorlardı. Beni tanımadın Affan Türker ama ben sana kendimi tanıtmayı bilirim!

" Görüşürüz maviş.. Olanlar için kusura bakma. " dedim acıyla tebessüm ettim. Ciğerim yanana kadar koşmaya başladım. Affan ise Karan ile yolun karşısına geçmişti. Duraksadım, " Affan Türker! " diye bağırdım nefesimi dizginleştirirken. Affan birden etrafa bakınıp bana doğru koştu. Nefesim hala düzene girmemişti, kolumdan tutup kendine çekti, ben göğsüne çarparken arkamdan hızlıca bir araba geçti. Onunla bu kadar yakın olunca birden ittirdim. " Sakın bir daha bana dokunma! " diye uyardım. Yürümeye başladım. " Haklısın en kısa yoldan ölmek istiyordun tüh o hakkı elinden aldım! " diyince duraksadım. " Benim hayatıma sokma burnunu! Ne yaşadığımı biliyor musun? " ellerini ceplerine koyarak yanıma geliyordu. Rahat tavrı sinirlerimi fokurdattı.

" Biliyorum çocukluk arkadaşını kaybettin. Bende kuzenimi kaybettim. Ölenle ölünmediğini anlatmadılar mı sana? "

" Ölenle ölmüş olsaydım şuan karşında olmazdım. " dedim dikleşerek.

" Aslında bedenin ve karga ruhun burda peki toprağın altında ki kısmın hangisi? "

" Yüreğim, mutluluğum.. Daha sayım mı? "

" Bekir ile her şeyi paylaşırdınız değil mi? " dedi kendinden emin bir şekilde. " Birbirimizden saklımız olmazdı. " gülümsedi.

"Bekir'i gerçekten tanımıyorsun. " dedi yürümeye devam etti. " Unutmadan hayatını kurtardığım için bir ara teşekkür edersin. " diyince yumruğumu sıktım. Hızlı adımlarla yanına gittim, kolunu tutup kendime çevirdim. Karan ise bizim bu halimize dayanamamış yuvasına geri dönmüştü. Ne yapıyorduk inanın fikrim yoktu.. " Affan Türker neyin peşindesin? "

" Elimi bu kadar tutmak istiyorsan kolumu koparayım? " dedi gülerken.

" Komik miydi? "

" Duvar mısın? " sorusunu yok sayıp, " Bekir ve benim aramdaki bağ hiçbir zaman sizin aranızda olmadı. Bunu kıskanıyorsun. " dedim hala tuttuğum kolunu bırakıp.

" Belki öyle belki öyle değil. " dedi omuz silkti. " Hiç üzülmüyor musun? " diyince gülümsedi dudağını ısırdı. " Ölecek kadar hem de fakat yaşamak zorundayım. "

" Nasıl yapıyorsun bunu? "

" Neyi? "

" Duygusuz olmayı!" dedim göğsünden ittirdim ve yürümeye başladım. " Ben duygusuz değilim! Zamanımda duygularımı çok harcadım! " diye bağırdı. " Ben kuzenimin acısını hissedemeden babamın vefatı ile başa çıktım! " diyince kalakaldım. Omzumdan tuttu, " Çünkü babam kuzenimin haberine dayanamadı ve kalp krizi geçirdi. Neden dondurdum sınıfı? Bir tek senin acın yok Ümran! Akşam masa konulduğunda beklediğin bir baban var ama benim yok Ümran! Bunun acısını biliyor musun? Dostun olur, eşin olur tekrardan ama bir baban olmaz! " dedi ve yürümeye başladı. Arkasından boş boş baktım. Yürürken saçlarını çekiyordu bunu her üzüldüğünde yapardı. Bekir'inde bu huyu vardı. Omuzlarımın düşürerek yürümeye başladım. Ben bunu bilmiyordum ki!

Eve geldiğimde Bekir'in kapısının önünde Affan abisi ve annesi ile konuşuyordu. Affan'ın yanındaki çanta ve valizler ilgimi çekti. Ne yani burda mı yaşıcaktı?

" Ne süper! " diyerek bizim eve geçiş yaptım. İstemediğim ot burnumun dibinde bitmek zorunda mıydı?

Eve girdiğimde Çağla'nın televizyon karşısında yemek yediğini gördüm. " Hoşgeldin. " dedi kısa bir bakış attı bana, cevap vermek yerine şalı çıkardım. " Ziyarette miydin? "

" Evet."

" Açsan bir şeyler ye? Ekler aldım gelirken seversin sen. " dedi gülerek. " Teşekkür ederim. " gülümsedim. Dolabı açınca bana bakan ekleri görünce ağzım sulandı ilk olarak yemek yemem gerekiyordu. Boş mide ile bütün ekleri yer bütün gece mide ağrısı çekerdim, kendimi tanıyorum çok defa başıma gelmişti. Aslında çok defa başımıza gelmişti.. Anıların gözlerime istila etmesine izin vermedim. Annemin hazırladığı yemekleri tabağa koyup hızlı bir şekilde yedim.

" Mısır patlatsak mı? Güzel film başlıcak? " dedi Çağla istekle. " Senin için patlatıyorum o zaman." diye yanıtladım. " Birlikte izlesek? "

" Uyuyacağım Çağla. Yeni dönem yeni hocalar ve değişik öğrenciler. "

" Gerek yok. " dedi Tv kapatıp merdivenlerden koşarak yukarı çıktı. Bir tabağa eklerin çoğunu koyup koca bir bardağa süt doldurdum. Yavaş yavaş yukarı çıkarken Bekir'i bir an yanımda hissettim sonra Affan düştü aklıma..

Saçlarımı karıştırdım, " Benden bir şey mi sakladın Bekir? " dedim balkona çıkarken. " Benden ne sakladın ve bunu o biliyordu?" onun penceresine bakarken düşündüm. Dinara olan kızdır belki kastettiği?

İşaret parmağım ile burnumla oynadım, bir şey düşündüğüm zaman hep bu hareketi yapardım. " Bekir'in perdesinde ki hareketlenme yüreğimi acıyla hızlandırdı sonra meymenetsiz sıfatı görünce gözlerimi devirdim. Cebimde titreyen telefonu baktım.

Tanımadığım bir numaradandı.

" Söyle bana küfür mü ettin? " mesajını okuyunca şaşırdım. Kim olduğunu düşünmeye çalışırken ikinci bir mesaj daha geldi. Karşına bak. Direk Bekir'in penceresine bakınca bana el sakladığını gördüm.

" Numaramı nerden buldun? "

" Bir ara Saykolar diye grup vardı orda bende vardım.. Haklısın benimle alakalı pek bir şeyi hatırlamıyorsun. Lisenin ilk zamanları samimi olmasakta muhabbet ediyorduk. "

O günlere gitti aklım.. Günlük neler yaptığımızı anlatır hocalar ile dalga geçer ve birbirimizi ifşalayıp caps yapardık.. O grupta o ve Mersa vardı. Mersa onuncu sınıfta okul değiştirmek zorunda kalmış eski samimi bir arkadaşımdı. Bekir Bilmiş'i herkes gibi oda kıskanıyordu. Şu an ne yapıyordu inaıj fikrim yoktu, en sonra Bekir'in cenazesinde konuşmuştuk.

" Maalesef hatırladım. " yazıp ona baktım. Mesajı okuyunca güldü. Bu kadar acı ile nasıl başa çıkıyordu? Nasıl hiçbir şey yokmuş gibi hayatına devam ediyordu?

" Eskiden Baykuş derdin bana hatırladın mı? " diyince kaşlarımı çattım. Affan ile o kadar muhabbet ilerletmişmiydik biz? Neden anımsamıyorum? Haklıydı. Ona dair bir şeyi hatırlamıyordum.

" Neden Baykuş? " diyince pencerende çekildi. Onun yatağında mı yatacaktı? Onun kokusuna kokusu mu bulanacaktı? Telefonu cebime sıkıştırıp içeri girdim. Ah bu çocuk! Bütün iştahımı kapatmıştı!

Telefonum titredi. Yatağa uzanıp telefonu yanıma koydum aslında mesaja pek bakmak istemiyordum ama merakıma yenik düşüp telefonu aldım.

" Uyku ile aram olmadığı için ilk nedeni ikincisi çok iyi duyabiliyorum. Bu işitme kulaklarımın kepçe olmasından değil ha! :D " diyince tebessüm ettim. Kulaklarının büyük olduğunu hiç fark etmemiştim.

" Peki anladım. " yazacaktım sonra vazgeçip sildim. Telefonu kapatıp azcık uyuyacaktım ki bir mesaj daha geldi. " Neden karga? " mesajını görünce durdum bir elimin üzerine yatıp düşünmeye başladım. " Kargalar kadar çirkin onlar kadar zeki." yazıp gönderdim.

" Kendine çirkin demekten vazgeç. "

" Başkasına fırsat bırakmıyorum. " yazıp gönderdim. Telefonun sesini kısıp yastığa sarıldım. " Azıcık uyu Ümran daha iyi olacaksın. " dedim gözlerimi kapattım. Düşüncelerim ne uyumaya nede gözlerimi kapatmaya yardım ediyordu.. Affan onun yatağında uyumazdı değil mi? Saçlarımı karıştırıp yataktan kalktım, " Yok anam, böyle olmayacak!" koşarak merdivenlerden indim. " Nereye Ümran?"

" Leyla Teyzeye bir şey diyip geliyorum, anne." diyince ses çıkarmadı. Benden pek haz etmesede çektiğim acıları o görmüştü. Kaç kere Leyla Teyze'in kapısından döndüğümü annem iyi biliyordu. Annemin terliklerini giyip koşmaya başladım, saçlarım arkaya savrulurken önüme gelenler ağzıma girmek için savaş vermişti. Kapıyı alacaklı gibi yumruklayıp nefesimi dizginlemeye çalıştım. Benim arkadaş acım onun ise evlat acısıydı.. Hemde tek evladı..

" Ümran?" dedi soru sorar gibi.. " Rahatsız ettim Leyla Teyze, Affan onun odasında mı kalıyor?"diyince yüzü yumuşadı hafif tebesüm etti. " Evet kızım, bir şey mi oldu?" gözlerim dolmaya başladı. Onun yatağı gibi kokması gerekirken Affan gibi neden kokacak!

 

" Onun yatağında yatmasın!" sesim ağlamaklı çıkmıştı. Başımı öne eğip dudağımı ısırdım, ağlamayacaktım! " Güzelim," diyip eliyle yüzümü avuçladı, yüzü o kadar güzeldi ki.. " Affan'a ne kadar ısrar etsemde o yatmak istemedi. Onun yerine yerde yatmak istedi, oda tek kişilik fakat iki kişi kalıyor gibi.." sonra eli saçlarıma kaydı, saçlarımı okşayıp bana daha da güç verdi. " Affan lise sonuna kadar yanımda kalacak yengem büyük oğlu ile yurt dışına gitti."

" Anladım, Leyla Teyze kusuruma bakma olur mu?"

"Güzelim, ne kusuru ? Buraya gelmen ne kadar mutlu etti beni , ne zaman geldin ? 2 2,5 yıl önce falan.. Sen benim olmayan kızım gibiysin." kızın gibi olan ben, oğlunun ölümüne yol açtı Leyla Teyzem!

" Kendimle hesaplaşmam bitince geleceğim yanına.. Merak etme olur mu ?" burdan gitmenden her şey benim yüzümden oldu diyip gideceğim! " Birlikte çözebiliriz, sana anlatmam gerekenler var hem-" geri geri gitmeye başladım, şimdi olmaz Leyla Teyze şimdi olmaz!

"Özür dilerim!" dedim koşmaya başladım.

her zaman gittiğimiz parka doğru koştum, yanaklarımı istila eden yaşları elimin içi ile sildim. " Üzgünüm Bekir üzgünüm!" burnumu çekip boş olan salıncağa oturdum. Yavaş yavaş sallanırken saçlarımı yanıma aldım, " Konuşmaktan kimseyi duymuyorsun!" dedi tanıdık bir ses. Bu ses Affan'nın sesiydi. " Olabilir." dedim sinir ededecek rahatlıkla." Dinlemeyi seçer misin artık?"

 

" Hayır."

" Ümran, sadece kendine eziyet ediyorsun farkında mısın?" cevap vermedim. Onunla muhattap olmak istemiyordum. " Yapma be karga güzeli." diyince dolu gözlerle ona baktım. Bekir'in cümlesi. " Bana öyle demekten vazgeç."

" Ancak bu şekilde seninle iletişime geçiyorum."

"Geçme, ne var bende?"

" Bekir'in ölümüyle ördüğün duvarlar. " Ölüm.. Ne kadar kolay bir şey gibi söylüyordu, ölmek bu kadar basit miydi? Ölüm bu , ölüm! Gittiğin bir daha geri gelemeyeceğin yoldu!

" Ölüm sözken iyide uygulamaya geçince korkunç, basit bir eylem gibi konuşmaktan vazgeç!"

" Ondan vazgeç bundan vazgeç, ne konuşacağım ben ? Evet, toprağın altına girmek var fakat yaşarken ölmek, yaşarken çürümek daha kötü değil mi?"

Yaşarken çürümek.. Sevdim bunu!

" Affan benimle muhattap olma , bana selam verme , beni görmezden gel. Her şey eskisi gibi olsun. Beni hayalet gibi düşün yada görünmez. Yokum ben anladın mı yokum!" salıncaktan kalkıp yürümeye başladım. Bizim kapıya doğru yönelirken biri ensemden tutup kendine çekti, bu kişi Affan ise yumruk yiyecekti!

" Kızımın bu saatte dışarıda ne işi var?" dedi babam bana sarılırken, beni kendine çekip saçlarımı öptü. " Leyla Teyze'ye bir şey sordum , baba."

" Güzelim benim kaçma geçmişinden artık! Taekwandadoya devam et mavi kemere gelip bıraktın!" dedi isyan eder bir şekilde. " Bilmiyorum , baba."

" Bilmiyorum yok! Gideceksin ve siyah kemeri bana getireceksin! Bu ara herkes uyduktan sonra aşağı in boks maçı var şampiyonluk!" dedi gülerek, ya boksa gidecek yada sokak dövüşüne bense ikisinede gitmemiş çok can yakmayan taekwondodaya gitmiştim. Aslında Bekir ile başlamıştık o sarı kuşaktan ileri gidememiş olsada.. " Tamam , babacım." dedim dudaklarıma sahte bir gülüş kondurarak.

Babamla birlikte tekrar yemek yiyip konuşmuştuk, o eski bir boksçuydu. Geçirdiği sakatlık onu sevdiği spordan uzaklaştırmıştı. "Ümran o mutfak bıraktığımı gibi bulacağım vallahi yoksa sabah kaldırır temizlik yaptırmadan göndermem seni." diye tehtit ederek gitmişti.

" Annene bakma sen, biliyorsun okul birincisi iken sonuncu olunca kadın afalladı. Çağladan umudu yokken senden vardı.. Onuda anla." dedi omzumu şefkatle okşadı. Başımı göğsüne koyup" Biliyorum baba, keşke benide anlasa."

" Ben seni anlıyorum, boşver onları. Üniversite sınavında yapacaksın yapacağını bilmiyor muyum sanki?" diyince afallayarak ona baktım.. Gerçekten öyle yapmayı düşünüyordum, tam puan yapıp beni ezikleyen herkesi ağzını açık bırakacaktım. " Baba.. sen ?"

" Benim kızımsın sen, bana en çok benzeyen.." dedi alnımı öptü. " Hadi maç başlıyor!"

** 

Alarmdan önce kalkıp tavana bakmaya devam ettim, bugün yeni öğretmelerin dersi vardı.. Hele de beden eğitim öğretmeni.. En nefret ettiğim derslerden biri!

" Ümran! Uyan geç kaldın!" Evet anne, geç kaldım. Daha bir saat var okula nasıl geç kalabilirim Allah aşkına!

" Uyandım, kapımı yumruklamasan artık anne!" diye bağırdım cevaben. Bir gün kapım annemin elinde kalacak diye korkuyorum. Kalkıp elimi yüzümü yıkadım, hafif yağlanan saçlarıma ters bakış atıp onları soğuk suyla yıkamaya koyuluyorum. 10 dakikadır çıkmadım banyonun kapısı yumruklanmaya başlıyor tekrardan , bu kesinlikle Çağla!

" Napıyosun çık okula geç kalacağım."

" Bekle 5 dk!"diyerek kurutma makinesi ile saçlarımı kurutuyorum. Uzun saçın güzel görünüşü vardı fakat bakımı çok zordu!

Saçlarımı karıştırarak çıktım bayodan, o ise söylene söylene hemen içeri girdi. Aşağıda da var bir banyo neden oraya girmedin Çağla?

Okul formasını giyip sade olan tacı başıma taktım, o kadar yıkamıştım saçlarımı tabi ki salık kalacaktı.

Okul çantama bir defter ve kalem kutumu koydum son kez kendime bakıp aşağı indim. " Günaydınlar hanımefendi nasıl kalkabildiniz? Babanızla baya geç uyudunuz zannımca." Ah kocasını benden kıskanan bir anne! "Annecim başım ağrıyor , akşam laf soksan?"

Babam ben o durumdayken annemin bana yaptıkları yüzünden tartışıyorlarıdı. İkiside birbirini çok sevsede anlaşamadıkları için kavga mutlaka oluyordu. Babam bana ilgili anneme ilgisiz davranınca annem biraz kıskanıyordu. " Aynı babası , laf söyletmez kendine, asla!" gözlerimi deviripi hızlı bir şekilde kahvaltımı ettim. Çaysız asla kahvaltı yapamazdım, çayın bende ki yeri farklıydı. Su bardağı , açık ve 2 şekerli. Her zaman böyle içmiştik, Bekir ile.. Masadan kalkıp çantamı aldım, bir şey söylemeden kapıdan çıktım.

Beynimdeki kargalar ile yalnız kalmam gerekiyordu. o kargalarla sohbet edip rahatlamam gerekiyordu. Yola çıktığımda ağaçın bir dalında ki kargayı görüp gülümsedim, " Sana da günaydın karga!" diyerek el salladım. kargaları her gördüğünde selam veren biriyim, kabul.

" Sana da günaydın, kargaların güzeli." dedi iç çekti Affan. "Allahım ! Bu çocuk imtihan." başımı olumsuz bir şekilde salladım. Okula giderken ben önden gittim oda sessiz sedasız arkamdan geldi, aslında yine laf atar diye bekliyordum ama yapmadı.

Okulun kapısına gelince dersimizin beden eğitimi olduğunu görmüştüm." İnanmıyorum ya!" sıkıtıyla nefes verdim. " Matematik hocasından daha çetin cevizmiş , öyle duydum." dedi ona baktığımda örnek öğrenci gibi giyinmiş elleri ceplerindeydi. " Hadi be."

" Saçlar salık olmayacakmış, bir daha ki hafta eşofman giymeden gidersek kesinlikle puandan kırar."

" Peki sen neden giymedin?"

" Okulun ilk haftası o kadar da inek olmamak gerekir?" dedi göz kırptı. Onun bu haline kaşlarımı çatmış bir şekilde baktım , duraksadı. " Gelmiyor musun ?" başımı olumsuz bir şekilde salladım.

" İki saat sonra görüşürüz sıra arkadaşım." dedim geri geri giderken. Niye acıklama yapıyorsam, bir anda birisi omuzlarımdan tutup, " Hop kızım önüne bakarak yürüsene ? Geri geri yürünür mü?"

Neden görmek istemediğim insanların hepsini sabah sabah görüyordum?

" Canım öyle istedi, Çağrı." dedim yüzüne bakmadan geldiğim yolun zıttına yürüdüm. " Ümran?" dediğini yok sayarak yürümeye başladım. " Bekle bi okulu beraber asalım!"

Bildiğim tek şey bu yeni yıl bana iyi gelmemişti.

 

İnstagram / uykuluhatunhikayeleri

 

Loading...
0%