@veskerazem
|
29.Bölüm: “Aile”
Şaşkınlığı bir kenara bırakıp onları içeri aldım ve kapıyı kapattım. “Ne kadar şaşırdı kız görüyor musun Kenan?” Anneme sarıldıktan sonra babama sarıldım. “Yeni uyandım, bir de bu kadar erken beklemiyordum.”
“Baban beklemeyelim, gece çıkalım yola dedi.”
“İyi demiş,” diyerek ikisine aynı anda sarıldım. Yanaklarından öptüğümde salona geçtiler. Saate bakıp geç kalacağımı anımsadım. “Ben üzerimi giyinip geleyim.” Kafa salladıklarında koşarak odama gidip dün hazırladığım kıyafetlerimi giyindim ve yatağımı topladım. Yanlarına geçtiğimde annem kahvaltı hazırlamıştı. “Ben hazırlardım anne, niye beklemedin?”
Sitemime güldü. “Sen okula gideceksin kızım. Zaten düzenini bozduk erken gelerek.”
“Öyle bir şey yapmadınız.” Çayları doldurup sandalyeye oturdum. “Yolculuk nasıl geçti?”
“Annen hep uyudu.” Annem, babama öldürücü bir bakış attı. “Rahat geçti,” diye düzeltti.
“Baban da hiç susmadı.”
“Aşk olsun Gülbahar’ım, sen konuş beni uyutma demedin mi?”
“Dedim Kenan!” Atışmalarına sessizce güldüm. Babam konuyu değiştirerek “Seni okula bırakayım,” dedi. Kafamı aşağı yukarı sallayarak onayladım ve kahvaltı yapmaya devam ettim. Çaylarımızı babamla aynı anda bitirdiğimizde birbirimize bakıp gülümsedik. “Hadi gidelim.” Babamın söyleyişiyle birlikte ayağa kalktım. Annemin yanağından öpüp odama gittim ve çantamı alıp döndüm. Telefonumu almadığımı fark ettiğimde geri döndüm. Ayakkabılarımı giyindiğimde merdivenlerde beni bekleyen babamın yanına gidip koluna tutundum. Merdivenleri inip karşıya geçtik ve arabaya bindik. “Nasıl bir model istiyorsun?” diye sordu.
“Bilmiyorum, bakıp aralarından seçerim.”
“Ne zaman gideriz almaya?” Benden daha heyecanlıydı galiba. Babam arabalarla ilgilenmeyi çok seviyordu.
“Bugün olmasın, hep birlikte vakit geçirelim. Yarın okul çıkışı olabilir.”
“Tamam kızım.” Arabayı okulun önünde durdurduğunda birlikte indik. Sarıldığında sarılışına karşılık verdim. “Çıkışta seni almaya gelirim.”
“Tamam.” Alnımdan öpüp “İyi dersler,” dedi. Bahçeye girip el salladım. Okulun içerisine girdiğimde camdan bakıp babamı kontrol ettim. Babam gittiğinde Gökbaran’a ailemin geldiğini yazdığım bir mesaj attım.
Gökbaran’dan cevap geldi.
Sevgilim: Sevindim. Güzel güzel vakit geçirin.
Kalp emojisi atıp konuşmadan çıktım. Gökbaran’ın fotoğrafını büyütüp gülerek inceledim.
Öğretmenler odasına geçip fotokopi çektim. Arkadaşlarımla kısaca sohbet edip sınıfa yürüdüm. Yoklama alıp ders anlatmaya başladım.
Okul bitiminde bahçeye çıktığımda babamı gördüm. El salladığında yanına gidip sarıldım. Arabaya bindiğimizde sürmeye başladı. “Yemek alıp eve öyle geçelim,” dedi.
“Tamam,” deyip arkama yaslandım. “Nasıl geçti dersler?”
“İyi geçti, çok eğlendik.” Daha fazla konuşmadık. Babam birkaç telefon görüşmesi yaptı ve yemekleri alıp eve geçtik. Yemeğimiz bol sohbetli geçti. Yemekten sonra çay içerken annem “Gökbaran’la nasıl gidiyor?” diye sordu.
Utanarak “İyi gidiyor,” dedim. “Mutluyuz.”
“Mutlu olun yavrum.”
Babam “Evlenmeyi düşünüyor musunuz?” diye sordu.
“Konuşmadık bu konuyu,” dedim. “O istiyor ama sanırım.”
“İster tabii,” diye söylendi babam. “Nerede o, görevde mi?”
“Yaralandığı için göreve çıkarmadılar, karargâhta şu an.”
“İyi,” deyip sustu. “Çay isteyen var mı?” diye sorduğunda annem bardağını uzattı. Babam yanımızdan ayrıldığında annem bana yaklaştı. “Sen çok seviyorsun bu çocuğu, yaralandığında kendini harap ettin. Bu kadar mı korkuyorsun dönmemesinden?”
“Ben babamın gidişleri gibi olur sanmıştım, birkaç saate unuturum sanmıştım ama öyle olmadı. Bu daha farklıymış, anne. Daha zor.”
“Öyle,” deyip iç çekti. “Bende baban her gittiğinde zorlanıyordum. Hâlâ da zorlanıyorum aslına bakarsan.”
“Anlıyorum artık seni.”
“Keşke anlamasaydın beni,” dedikten sonra sustu. Saçlarımı okşayıp koridora baktı ve boş olduğunu görünce devam etti. “Mutlu olmanı istiyorum kızım ama yalnız kalmanı istemiyorum. Evlilik çok ayrı bir konu. Baban senin çoğu ilkini kaçırdı, her anında yanında olamadı. Bunları göz önünde bulundurarak bir karar ver.”
“Onu seviyorum.” Gökbaran’dan ayrı kalmak istemiyordum.
“Biliyorum.”
“O da beni seviyor.”
“Biliyorum, kızım.”
“Ben,” derken heyecanlandım. “Onunla hayatımı birleştirmek isterim.” Ailem yanımdaydı ama ben Gökbaran’ın da bu ailenin bir parçası olmasını istiyordum.
“O da ister bence,” diyerek daha da heyecanlanmama neden oldu. Babam geldiğinde annemin çayını uzattı ve karşımızdaki koltuğa oturdu. “Bir gün o askerle konuşmak istiyorum,” dedi. “Tek başıma.” Meraklansam da soru sormadım. “Söylerim,” deyip sustum. Çaylarımız bittiğinde annem ve babam odalarına çekildiler. Yorgun olduklarını biliyordum. Bulaşıkları yıkayıp odama geçtim. Ütü yapıp kıyafetlerimi hazırladım ve Gökbaran’a mesaj attım. Babam seninle konuşmak istiyor.
İnterneti kapalıydı. Bilgisayarı açıp etkinlik hazırladım ardından banka hesabımı kontrol ettim. Birikimim orada duruyordu. Paramın yetmeyeceğini düşünsem de babamın yardım edeceğini biliyordum. Araba modellerine bakıp kafamda birkaç marka oluşturdum. Bildirim geldiğinde telefonumu aldım.
Sevgilim: Konuşuruz.
Sevgilim: Yarın doktor kontrolüm var, ondan sonra buluşabiliriz.
Kontrolü olduğunu bilmiyordum.
Kontrolün saat kaçta?
Sevgilim: On birde.
Dersim var o saatte, gelmek istiyordum.
Sevgilim: Bir sonrakini sana göre ayarlarım güzelim, üzülme.
Bana her güzelim dediğinde kendimi çok güzel hissediyordum. Gökbaran bana adımla değil de bir sıfatla seslendiğinde kalbim hızlanıyor, ona kalbimin atışlarını dinletmek istiyordum. Gökbaran’ın üzerimdeki etkisini görmesini istiyordum.
Rahatsız etmemek için babama Gökbaran’ın yazdığını mesaj olarak attım.
Öyle yapacaksın zaten ;)
Sevgilim: :)
Sevgilim: Görüşürüz güzelim. İyi uykular.
İyi uykular sevgilim.
Mesajımı görüp uygulamadan çıktı. Babam tamam yazılı bir mesaj göndermişti. Kontrol edip her şeyi hazırladığıma kanaat getirdiğimde ışığı kapatıp yatağıma yattım. Bilgisayarımı açıp bir film seçtim ve onu izlemeye başladım. Film bittiğinde gözlerim de yavaş yavaş kapanıyordu. Bilgisayarı şarja takıp yatağa döndüm ve bu defa uyumak için gözlerimi kapattım. Sola döndüğümde Gökbaran’la birlikte uyuduğumuzun hayalini kurdum.
Bir gün bunu gerçekleştirmek istiyordum.
Gökbaran’ı düşündüğümde kalbim hızlandı. Uyuyamayıp gözlerimi açtım. Annemle bugün konuştuğumuz konuyu düşünüp gülümsedim. Gökbaran’la bir aile olma fikri bile kalbimi hızlandırıyordu. Gerçekten aile olsak kim bilir neler olurdu?
Evdekileri uyandırmadan evden çıkıp okula gelmiştim. İkisinin de dinlenmesini istemiştim. Merak etmemeleri için kapılarına okula gittiğimi yazıp asmıştım. Gökbaran bugün babamla konuşacaktı. Saat on biri yirmi geçiyordu. Doktorunun ne söylediğini merak ediyordum. Çocuklar boyama yaparlarken telefonum elimde bekliyordum. Nihayet Gökbaran aradığında derste telefonla konuşmayı onaylamama rağmen telefonu açtım. “Güzelim?”
“Gökbaran?” Çocukların yanında ona bir sıfatla hitap etmeye utandım.
“Doktorun yanından çıktım şimdi. Dikişlerim haftaya alınacak. Durumumun iyiye gittiğini söyledi.”
“Çok sevindim,” dedim yüksek sesle. “Çok şükür.”
“Bende sevindim. Derste misin sen?”
“Evet,” deyip sıraların arasında gezmeye başladım. “Zorluyorlar mı seni?” diye sordu.
“Hayır. Boyama yapıyorlar şimdi.”
Ömer “Öğretmenim o kim?” diye sordu. “Bir arkadaşım,” dediğimde kafasını salladı.
“Hesap da soruyorlar öyle mi?” deyip güldü. “Öyle.” Bir süre sessiz kaldık. “Babanın yanına gidiyorum şimdi,” dedi. “Sonra yine konuşuruz tamam mı?”
“Tamam, konuşuruz.”
“Babanı gördüm,” deyip nefesini verdi. “Gazam mübarek olsun!”
Kahkaha atıp “Sakin ol,” dedim. “Unutma babam polisse sende bir askersin.”
“Ama kızının sevgilisi olan bir asker... Bu durumda her şey sıfırlanıyor, hiçbirinin önemi kalmıyor. Neyse,” deyip iç çekti. “Görüşürüz meleğim.”
“Görüşürüz.” Telefonu kapattığında beni çağıran öğrencilerimin yanına gittim. Boyamalarına eşlik edip masama geçtim. Diğer ders yaptıracağım rakamlarla ilgili olan etkinliği buldum. Zil çaldığında öğretmenler odasına gidip fotokopi çektirdim. Geri döndüğümde kimse sınıftan çıkmamıştı. Boyamalarına yıldız atıp fotokopileri dağıttım. Nasıl yapacaklarını anlattıktan sonra sandalyeme oturdum.
Rojin yanıma geldiğinde ona baktım. Elindeki kâğıdı masamın üzerine bıraktı. “Resmime bakın öğretmenim,” dedi.
“Kim bunlar, arkadaşlarını mı çizdin?” diye sordum.
“Ailemi çizdim.” Teker teker isimlerini söylediğinde resmin ortasında duran kız resmi dikkatimi çekti. “Bu kim?” diye sordum.
“Bu sensin öğretmenim,” dedi. “Sende artık benim ailemsin.” |
0% |