Yeni Üyelik
10.
Bölüm

10. Bölüm

@wassel

Kralım siz zaten çok güçlüsünüz. Biz sizin yanınızda düşündüğünüz kadar güçlü değiliz.

Öyle diyorsun ama baksana ne güzel yetenekleriniz var. Ben sadece sizi çağırabiliyorum.

Kralım, siz belirli bir seviyeye gelince bizim yeteneklerimizde kullanabileceksiniz.

Ciddi misin?

Evet kralım. En başta anlatmıştım.

Öylemi, unutmuş olmalıyım! Bende senin gibi kılıç kullanabileceğim ve Beta gibi kalkan da kullanabileceğim. Ya büyü yapabilecek miyim?

Evet kralım. Hepsini yapabileceksiniz. Büyük ihtimal ile seviyeniz 100 olunca bizim yeteneklerimizin kilidi açılacaktır.

100 mü? Ölme eşeğim ölme. Neyse zamana bırakıyorum. Hadi gidip şu son başlangıç parşömenini kullanalım.

Emredersiniz kralım.

Depoya indik. Artık büyücüm de var. Zindana girdik. Karanlık ve büyük bir mağaranın içinde belirdik. Karanlık bizi etkilemiyordu. Sonuçta karanlıkta da görebiliyorduk. Haritanın gösterdiği yönde ilerlemeye devam ettik. Gölgelerden biri gelip rapor verdi. İleride yol ikiye ayrılıyormuş. İki yolun sonunda da 10 ar grupluk goblin topluluğu varmış. Alfa ile ben sağ yoldan gittik. Beta ile Şaman sol yoldan devam etti. Önümüze çıkan grubu öldürdükten sonra üst üste biriktirip hepsini yaktık. Beta’nın olduğu yöne yöneldik. Orda da durum pek farklı değildi. Artık başlangıç parşömenleri bizim için çocuk oyuncağı olmuştu. Zindan temizlendi mesajını duyunca evimize gönderildik. Ben seviye atlamamıştım. Alfa’ya baktım o da aynı seviyede idi. Beta seviye 16 olmuştu. Şaman seviye 8 olmuştu. İyi bir deneyim oldu onlar için. Odama çıktım. Dinlenmeye koyuldum. Artık eskisi kadar yorgun değildim. Sağa sola döndüm derken uyumuşum. Sabah kalktım. Çorba masa da beni bekliyordu. Hemen çorbamı içitim. İyice kendime geldim. Ben o kadar gelişmeye kaptırmışım ki kendimi, işlere yardım etmeyi unutmuştum. Alfa yanımda duruyordu.

Alfa, o kadar çok gelişmeye odaklandım ki aileme yardım etmeyi unuttum.

Kralım, siz merak etmeyin. Bizim gölge klonlar yardımcı oluyor.

Öyle mi?

Evet kralım. Zaten sizin ilk isteğiniz buydu. Bende isteğiniz elimden geldiğince yerine getirmeye çalışıyorum.

Aferin Alfa. İyi ki yanımdasın.

İltifatınız için teşekkür ederim kralım.

O zaman gelişmeye devam edelim. Değil mi?

Evet kralım. Bugün ne yapıyoruz? Son bir karanlık başlangıç paket kaldı. Onu da yapalım mı?

Yapalım Alfa. Onu Beta ile Şaman yapsın. Bizde seviye 10-20 olanı yapalım. Önce onları zindana gönderelim. Sonrada biz gideriz. Sonuçta ikimiz de 20. Seviye üzeriyiz değil mi? Sorun çıkmaz diye düşünüyorum.

Siz nasıl isterseniz kralım.

Babamın yanına gittim. Durumu anlattım. Herhangi bir sorun olmayacağını düşündüğünü söyledi. Annemle de konuştum. O dan aynı tepkiyi verdi. O zaman çifte zindan deneyimi başlasın değil mi? Beta ile Şaman’ı başlangıç karanlık zindanına gönderdim. Alfa ile Seviye 10-20 olan zindana gittik.

Nehir kenarında kendimiz bulduk. Hava aydınlanıyordu. Sanki burada sabah olmuştu. Ağaçlarda yapraklar sararmış güzel bir turunculu sonbahar havası vardı. Nehrin kenarından haritada gösterilen yöne doğru hareket etmeye başladık. Önümüzde iki tane goblinden evrilme seviye 10 ve seviye 12 goblin duruyordu. İyi dedim işimiz iş. Bu ikisini öldürüp zindanı temizleriz diye düşünüyordum. Alfa ile saldırmaya başladık. İkisini 15 dakika içinde hallettik. Bekliyorum zindan temizlendi mesajı gelsin diye ama yok. Derken görev 1 tamamlandı. 2. Göreve devam edin. Diye bir ses duydum. İyi hiç olmazsa hemen bitmeyecekmiş. Haritanın gösterdiği yöne doğru hareket ettik. Yarım saat kadar gittik. Önden gönderdiğimiz gölge geldi. 8 tane evrilmiş goblin seviyeleri 10-13 arasında değişiyormuş. 2 tane de seviye 20 tek gözlü dev varmış. İşte şimdi düşünme vakti geldi. Nasıl yapıp yenecektik diye düşünüyordum. Alfa planı hazırlamış bile. İki gölgeyi önden gönderip, vur kaç yaparak evrilmiş goblinleri tuzağa çekecekti. Plan güzeldi ama ya devler? Neyse yapmamız gerekeni yapmalıydık. İki gölge önden gitti. Goblinleri kışkırtmaya çalıştılar. Pek fayda etmedi. Gölgeleri dikkate bile almıyorlardı. Bu bizim için harika şanstı. 4 gölgeyi 8 gobline saldırması için plan kurduk. Alfa ile bende devler gelene kadar goblinlere saldıracaktık. Uygulamaya koyulduk. Goblinler beni görür görmez saldırmaya başladılar. Tuzakta bekleyen gölgeler arkalarında saldırmak için boşluk kolluyorlardı. Alfa ile önden saldırdık. İkisini halletmiştik. Zaten 4 gölge, arkadan bıçakladıkları goblinleri hemen öldürmüşlerdi. Geriye 2 goblin ve 2 dev kalmıştı. Neyse ki devler öylece bizi izliyorlardı. Son kalan 2 goblini de öldürdükten sonra devlere doğru yöneldik. Yaklaşık 2 saat kadar devler ile mücadele ettik. Bu kadar güçlü olmalarını beklemiyordum. İlk devi ayaklarını keserek yerde kılıçlayarak öldürmeyi başarmıştık. 3 gölge de diğer devi oyalıyordu. Hep beraber aynı taktik ile son devi de öldürmüştük. Çok yorulmuştuk. Seviyesi yüksek zindanlara gerçekten dikkat edilmesi gerekiyordu. Zindan temizlendi mesajını aldıktan sonra eve gönderildik. Bizden yarım saat önce Beta ile Şaman gelmiş. Beta 17. Seviye, Şaman 10. Seviye, Alfa 23. Seviye olmuştu. Kendi seviyeme baktığımda çok şaşırmıştım. Normalde Alfa’nın seviyesinde 1 eksik olurdum ama şimdi onunla aynı seviyedeydim. Betaların kazandığı deneyimler de bana yansıdığı için olsa gerek. Odama doğru yol aldım. Yatağa girmem ile uyumam bir olmuştu. Her zamanki gibi annem başucumda bekliyordu. Masanın üzerinde çorbam hazırdı. Yataktan kalkıp öylece anneme sarıldım. Eylül ile Mart beni çekiştiriyorlardı. Eylül “Uykucu, haftalardır uyuyorsun. Kalk ta azcık yardım et bize. Mart alttan alttan vuruyordu bana. Anladım ki bunlar benimle oynamayı özlemişler. Kardeşlerimle öğleye kadar oynadık. Hasan amca bize doğru geliyordu.

Hasan amca, nasılsın?

Merhaba Yavuz. Artan kasabasına gideceğim. Var mı istediğin bir şey?

Aslında bende seninle gelsem fena olmaz. Hem Serhat abiyi görürdüm.

Tamam. Yarın sabah hazır ol. Beraber gideriz.

Tamam, Hasan amca.

Bugün dinlenme günü ilan ettim. Zaten elimde 2 tane parşömen kalmıştı. Başlangıç seviyesi karanlık zindandan eşya düşmüş müydü?

Beta ortaya çık.

Efendim Kralım.

Karanlık zindanda eşya buldunuz mu?

Evet kralım. Gümüş renkli alaca taşlı bir yüzük bulduk.

Özellikleri nedir?

%10 aura artırıyor. %15 hızlanma artışı sağlıyor.

Güzel. Neden takmıyorsun? Sende de seviyesi artıyor mu?

Bizde kendi eşyalarımız haricindeki hiçbir eşyanın seviyesi artmıyor kralım.

O zaman bana ver onu. Seviyesi artırayım. Sonra hanginize daha iyi destek sağlarsa ona verelim.

Siz nasıl sterseniz kralım.

Bu ikinci yüzüğüm oldu. Güzel durdular değil mi?

Evet kralım.

Neyse bu eşyaların hepsinin seviyesi maksimum olunca size vereceğim. Ne de olsa sizdeki eşyaların özelliklerini bende kullanabiliyorum.

Evet kralım.

Akşam oldu. Bütün aile evde sofra başında toplanmıştık. Yemeklerimizi yiyorduk.

Baba, yarın Hasan amca Artan kasabasına gidecekmiş.

Evet, bana bahsetti. Hatta sende gitmek istiyormuşsun?

Evet baba. Bende bundan bahsedecektim. Biliyorsun elimizde pek parşömen kalmadı. Serhat abinin dükkânına bir uğrarım, onunla biraz muhabbet ederim. Yeni gelen eşyalarına bakarım.

Anladım anladım. Sıkıldın fazla çalışmaktan. Biraz dolaşmak istiyorsun değil mi?

Aslında öyle değil. Zaten olması gerektiğinden hızlı ilerliyorum. Hem şu olaydan haber var mı onu da merak ediyorum. Erise Hanım’ın grubu ne yaptı o da başka bir merakım.

Daha yolun başındasın. Sakın kendini belli etme oralarda. Herhangi bir şeye açıkça bulaşma. Ne demek istediğimi anladın değil mi? Gölgelerden halledebiliyorsan hallet ama edemiyorsan uzak duracaksın. Tamam mı?

Anladım baba.

Sana 100 altın vereceğim. Onunla parşömen bulursan al. Olur mu?

Sağ ol baba.

Yemekten sonra kardeşlerim ile biraz oynadım. Gölge klonlar dışarıda köyü gözlüyorlardı. Her şey sıradan gözüküyordu. Hasan amca evde yarınki hazırlıklarını yapıyordu. Zaman akıp geçti. Sabah olmuştu. Kahvaltımızı yapıyorduk. Hasan amca gelmişti. O da bizimle beraber sofraya oturdu. İşlerimizi bitirdikten sonra Hasan amca ile yola koyulduk. Gölge klonlardan ikisini öncü olarak önden gitmesini istedim. Sonuçta yolda başımıza ne geleceği belli olmazdı. Öğlene doğru her zaman mola verdiğimiz yerde durduk. Ağacımızın altında soframızı hazırladık. Hasan amca bilmediği için sadece bir gölge klon ile çalışıyordum. Beta’nın klonları uygun görünüyordu.

Baya zaman geçti Yavuz. Kaçıncı seviye oldun?

Daha 3. Seviyedeyim Hasan amca.

Çok iyi çok iyi. Bayağı gelişmişsin. 2. Seviye sanıyordum seni.

Başlangıç karanlık parşömeni çok işe yaradı.

Parşömenler öyledir. Benim de hep ruh bilekliğim olsun istedim ama olmayınca olmuyor.

Senin ruh bilekliğin yok muydu?

Yoktu.

Sen zaten çok güçlüsün Hasan amca, ruh bilekliği olan halini düşünemiyorum?

HAHA. Âlemsin Yavuz. Köyde tek sen ve senin ailenin var. Başka kimse de yok.

Yapma ya, o zaman bana daha çok sorumluluk düşüyor değil mi?

O kadar da üstüne gitme. Sadece gurur duyduğum için söyledim.

Sağ ol Hasan amca. Bende seninle gurur duyuyorum.

İyi bakalım.

Yemeklerimizi yedik, etrafı toparladık. Yolumuza koyulduk. Gölge klondan haber gelmişti. Yol ayrımında yoldan geçen kafilelere baskın yapıyorlarmış. Duruma bakılırsa 7 tane seviyesi düşük görünen, 3 tane seviyesi onlardan biraz daha iyi olan ve liderleri gözüken bir adam varmış.

Alfa bunların işini bitirebilir misin?

Evet kralım. Fazla zor olmayacaklardır.

Nasıl yapmayı düşünüyorsun?

Kralım öncelikle Bunların bir kafileye saldırmalarını bekleyeceğim. Kafileye saldırmaya başlayınca lider ile yanındakiler az kişi olacağından onlara sürpriz bir saldırı yapacağız. Baştakiler ölünce diğerleri kaçacaktır. Kaçanları da ormanda öldürürüz.

İyi o zaman. Git bize biraz deneyim kazandır.

Emredersiniz kralım.

Hasan amca ile yolumuza devam ediyorduk. Yol ayrımına varmamıza daha 2 saat vardı. Bende bundan faydalanarak Hasan amca ile muhabbet ediyordum. Zaman bayağı geçti. Alfa’dan haber yoktu. Yol ayrımına varmıştık. Dağınık bir kafile duruyordu. Hasan amca ile yanlarına gittik. Kafiledekiler yaralılarına yardım etmeye çalışıyordu. İçlerinde bir şifacı vardı. Yaralıları bir arabaya almış sırası ile iyileştirmeye çalışıyordu. Hasan amca kafilenin sahibini buldu. Neler olduğunu sordu.

Merhabalar, Ben Muhtar Hasan. Burada ne oldu?

Saldırıya uğradık. Yaklaşık 10-11 kişi birden etrafımızı sardı. 5 korumamız vardı. Korumalarımızın sayısı az olduğu için öleceğimizi düşünüyorduk.

Sonra ne oldu?

Seviyesi düşük olduğunu düşündüklerimiz bize saldırınca bizde savunmaya geçtik. Bu arada geride kalan 4 kişi birden saldırıya uğradı. Anlık bir şeydi. Ne olduğunu anlamadık ama dördü de ölmüştü. Bunu gören astları ormana kaçmaya başladı. Ama ormana kim gittiyse çığlık sesleri geliyordu.

İlginçmiş.

Öyle. Biz de biraz korktuk ormandan. Hemen burayı toparlayıp yola koyulmak istiyoruz.

Size yardım edelim.

Çok minnettar kalırız.

Hasan amca kafile lideri ile konuşurken bende seviye atladığıma seviniyordum. 24. Seviye olmak güzel sonuçta. Haydutları öldürdükçe de deneyim kazanmak hoşuma gitmişti. Hem deneyim kazanıyordum hem de kötülerden kurtuluyordum. Alfa 24, Beta 19, Şaman 14 seviye olmuştu. Epey sevindirmişti beni. Acaba yollarda gezip haydutları mı haklasam. Öldürülen haydutların üstlerindeki bütün eşya ve altınlar bana geçmişti. Bunları ne yapacağımı bilmiyordum. Kasabaya gidince Hasan amca ile üstü kapalı sorarım. Etrafı toparlamaya yardım ettik. Yaralılara yardımcı olmaya çalıştık. Kafile yola koyulacak duruma gelmişti. Kafile ile beraber kasabaya doğru hareket etmeye başlamıştık. Gölgeler yolun güvenli olduğu bilgisini getirmişti. Yaralıların olduğu arabada gidiyordum. Şifacıya, gölge klonum ile yardımcı olmaya çalışıyordum. Tedavi olanların yerine yaralı olanları getiriyordum. Her iyileştirme büyüsü yaptıktan sonra 10 dakika bir mola veriyordu. Dikkatimi çekmişti. Neden mola vermek zorunda kaldığını öğrenmek istiyordum.

Merhaba, adım Yavuz.

Merhaba, senide çok yordum umarım iyisindir?

Beni merak etmeyin. Çoğu işi gölge klonum yapıyor.

Olsun onu kontrol etmekte seni yoracaktır.

Ding! Ne demek istedi acaba? Bende öyle bir yorgunluk olmuyor. Hatta beni hiç etkilemiyor diyebilirim. Lafı ona getirmeliyim.

İyileştirme büyüsü seni fazla yoruyor olmalı. Ben daha yeni ruh bilekliği elde ettiğim için pek bir şey bilmiyorum. Yaptığın büyünün seni nasıl etkilediğini anlatır mısın?

Hım… Yenisin demek. Şöyle diyebilirsin. Herkesin bir aura kapasitesi var. Bunu kişiden kişiye değişen bir depo olarak düşün. Ben büyü yaptıkça bu depodan aura kullanıyorum. Ne kadar çok büyü yaparsam o kadar çok aura kullanmış oluyorum. Deponun da bir limiti var. Aura eksildikçe yerine yenisini koymak için dinlenmem gerekiyor. Güçlü bir büyü yapabilmek için aura kapasitenin yüksek olması gerekiyor. İyileştirme büyüleri yaranın durumuna göre aura harcıyor.

Loading...
0%