@wassel
|
Tamamdır. Artık sana Kozuke adı ile sesleneceğim. Teşekkür ederim kralım. Tabi ismini verince seviyesi 3 oldu. Yılanı öldürdüğümüze ve seviyemi 40 yaptığıma göre geri dönebilirdik. Artık orman tehlikeli olmaktan çıkmıştı şimdilik. Göl kenarına geldiğimizde öğleni geçmişti. Buranın manzarası çok güzeldi. Etrafı izledikçe ruhum rahatlıyor, vücudum hafifliyor gibiydi. Yarım saat kadar gölde takıldım. Eve dönme zamanı gelmişti. Köye döndüğümüzde hava kararmaya başlamış olmasına rağmen kardeşlerim evin önünde oynuyorlardı. Beni görünce bana doğru koşturmaya başladılar. Bana sarılacaklarını düşünerek kollarımı açtım bekliyordum ki ama nerede! Eylül’ün karnıma attığı yumruk ile gözlerimi açtım. Baktım Mart’ta vurmaya çalışıyor. İyi o zaman aldım bunları güzelce bir boğuştuk. Sonuç belliydi. Yerde yüzükoyun yatar buldum kendimi. İkisi de üzerimde tepiniyordu. Annem yaa, beni bu canavarların elinden kurtardı. Mis gibi masa hazırlamış. Sohbet ederekten yemeklerimiz yiyorduk. Babam ormanda neler yaptığımı soruyordu. O’na bulduğum gölden bahsettim. Mağarada ki yılanı nasıl öldürdüğümüzü anlattım. Bayağı bir zaman geçmişti. Kardeşlerim yatmaya gitmişti. Söyle bakalım, seviyen kaç oldu? Şimdilik seviye 40 oldum baba. Gerçekten mi? Şaka yapmıyorsun değil mi? Yok be baba, ne şakası. Cidden seviye 40 oldum. Hatta her 10 seviyede gölge oluşturuyordum ya, bunlar Alfa, Beta, Şaman, Katana ve Kozuke. En son seviye 40 olunca Kozuke’yi oluşturabilme yeteneğini elde ettim. Çok hızlı seviye atlıyorsun. Aferin, ben 15 yaşıma girdiğimde okula giderken seviye 40 olmuştum. Sen nerdeyse 1 senede seviye 40 olmuşsun. Sakın kimseye söyleme. Hatta okula girerken de söyleme. İyi de okula girerken herkesin seviyesini göstermesi zorunlu değil mi? Hayır değil. Seviyesini gösterenler için seviyesine göre sınıflara gönderiyorlar. Seviyesini göstermek istemeyenler seviyesiz sınıfına gönderiliyor. Tabi seviyesiz sınıf dezavantajlı oluyor. Böyle bir şey mi var? Evet. Seviyesi belli olanlara nasıl bir eğitim verileceği belli. Ama seviyesini gizlemek isteyenler karma derslere girdikleri için eğitimleri biraz daha uzun sürüyor. Neyse buna daha çok var. Peki, okula en yüksek seviye ile giren kaç seviyedeydi? 48. Seviye idi. Zaten 40. Seviyeden sonra daha zor seviye atlamak. Daha 2 yılım var. Bende bayağı bir yüksek seviye olurum değil mi? Böyle gidersen rekoru kırarsın. Yine de söylemek yok. Okula gidip 3 yıl eğitimini al. Sonrasına bakacağız. Tamam baba. Böyle anlattığına göre bir planın var gibi. Sayılır. Hiç bana kendi seviyenden bahsetmedin ya da anneminkinden. Öyle büyütülecek bir şey değil. Sen bunları düşünme. Kendi gelişimine önem ver. Yarın kasabaya gidecek misiniz? Evet. Dükkânlara uğrayacağım. 1150 altınım var. Güzel bir şey bulursam alacağım. O kadar altını nerden buldun? Geçen ki olaydan, anlatmıştım haydutla pusu kurup soygun yapıyorlardı, hatırladın mı? Evet hatırladım. Haydutlardan aldım. İyi bakalım. Sabah Hasan amcanın evine gittim. Hazırlanmış beni bekliyordu. Yolumuza devam ettik. Hasan amca, diğer kasabalara da uğrayacak mıyız? Hayır. Artan kasabasına uğrayıp dönmeyi düşünüyordum. Aslında şehir merkezine gitsek, oradaki dükkânlarda daha çok şey bulabiliyoruz. Parşömen sıkıntısı çekiyorsun anlaşılan. Evet Şehre gidip gelmemiz 800 altını bulur. Bende de o kadar altın yok. Yaklaşık 450 altınım var. Bununla Basta kasabasına gider geliriz istersen? Hasan amca bende 400 altın verebilirim, o zaman gidebilir miyiz? O kadar altının varsa yeter de artar bile. Kasabalardan topladığımız ürünleri satarız. Tamamdır. Şehre gidebiliriz. Yaklaşık 7 gün içinde şehirde olacaktık. Bir aksilik olmaz ise. Yolculuğumuzda bir sorun ile karşılaşmadık. Artan kasabasına geldiğimizde hava kararmak üzereydi. Otele geçip yerleştik. Yorgunluktan ikimizde uyumuşuz. Sabah kahvaltımızı yaptıktan sonra Hasan amca başkan ile görüşmeye gitti. Başkan ile ne işim olur, Serhat abinin yanına gittim. Dükkânı yine düzenliydi. Her zaman ki gibi en iyi eşyalarını vitrine koymuş. Yavuz, hoş geldin. Merhaba Serhat abi. Dükkân yine harika görünüyor. Haha, yapıyorum bir şeyler. Görüşmeyeli nasılsın? Değişen bir şey yok. Eşya alıp satıyorum. Kara eşya bulamadım ama senden aldığım omuzluğu sattım. İyi kar edebildin mi? Düşündüğümden de pahalıya sattım. 1100 altına verdim. Bunu duyduğuma sevindim. Benden dolayı zarar etmeni istemem. Parşömen var mı? Elimde bir tane parşömen var ama seviyesi çok yüksek diye hatırlıyorum. Sana uygun olmayabilir. Seviyesi kaç? Depodan alıp geleyim. Burası yine sana emanet. HAHA. Her zaman Serhat abi. Biraz zaman geçti. Serhat abi yokken dükkâna 2 adam geldi. Görünümleri bayağı bir serti. Sen mi bakıyorsun ufaklık? Serhat abi gelene kadar ben bakıyorum. İyi madem, şu arkanda duran kılıcın özelliği nedir? Alfa bana kılıcın özelliklerini söylüyordu. Fiyatı 2400 altın. Su bilekliği kullanıcıları için, su kesme hasarını 60 artırıyor. %2 can yenilenmesi sağlıyor. Fiyatı nedir? 2600 altına alabilirsin. Bir bakabilir miyiz? Tabi ki. Duvardan aldım kılıcı. Adama verdim. Bunu bana verirken seni öldürmemden korkmuyor musun? Hiç aklıma gelmedi. Haha. Çok açık sözlüsün. Adın ne? Yavuz. Buna 2500 altın verelim ne dersin Yavuz? İyi bir kılıç almış olursunuz derim. 2500 altın tamam o zaman? Olur. Kılıcı alıp parasını ödedikten sonra çıktılar. Elimde 2500 altın vardı. Şimdi kılıcı Serhat abiden kaça alacaktım. Sonuçta ticaret yapıyoruz değil mi? Adamlar çıktıktan 5 dakika sonra Serhat abi geldi. Parşömen bu. Seviyesi 50-55. Hım. Bu arada iki adam geldi. Arkanda duran kılıcı sattım onlara. Nasıl? Kaça sattın? Lütfen ucuza satmadım de. Ne kadar ediyor ki? 2400 altın. Pazarlık etseler 2300 altına verirdim. Tamam. Sorun yok. Sen 2300 altına razısın. Ben 2500 altına sattım. 2300 altını sana vereyim. 200 altında bana kalır. İyi iş çıkardım yaa. Oh be. Olsun ucuza gitmesinden iyidir. Sen böyle ticaret yapmayı ne zaman öğrendin. Burada çalışmaya ne dersin? Ben böyle iyiyim. Şimdi bu parşömen ne kadar eder? Yani, şimdi bilemedim. Sonuçta beni oyuna getirdin değil mi? Oyuna filan getirmedim. Senin istediğin parayı sana verdim. Hım… Hak verdim sana. Sonuçta istediğim parayı verdin. Bunu alsan bile kullanman için bayağı bir süre bekleyeceksin. Yani zamanı gelince alsan daha iyi olur. O zamana bu parşömen satılır. Hem şimdiden biriktirsem iyi olur. İlerleyen zaman da fiyatları artmaz mı? Yani, her geçen gün parşömen bulmak zorlaşıyor. Bundan dolayı da fiyatları artıyor. Ne istiyorsun? 400 altına ne dersin? 200 olmaz mı? 300’e vereyim. Daha da aşağısı kurtarmaz. Anlaştık o zaman. Bu arada teşekkür ederim. Ne demek. Kılıcımı satmışsın. Aslında para almayacaktım ama kendime engel olamadım. Esnaf içgüdülerimi engelleyemedim. Haha. Parşömeni alıp otele döndüm. Bu çok iyi bir parşömendi. Seviye 50-55 iyi bir deneyim puanı verecektir. En az 2 seviye atlatır. 650 altınım kaldı. İyi kullanmam lazım. Bunun gibi 2 ya da 3 tane daha parşömen alırsam muhteşem olur. Yolda giderken ara sokaktan sesler geliyordu. Dayanamadım. Ah şu benim yufka yüreğim. Sesin olduğu yere doğru yöneldim. Gölgeler 3 kişinin bir kadını hırpaladığını söylüyordu. Neyse yapacak bir şey yok. Bir kadını dövüp eşyalarını çalmaktan utanmıyor musunuz? Birisi kadını tutuyordu. Diğer ikisi bana doğru yöneldi. Utanmıyorsak ne yapacaksın ufaklık? Sende eşyalarını hemen getir bize. Yoksa sağ çıkmazsın bu ara sokaktan. Ufak tefek olan bana doğru vurmaya çalıştı. Aptal işte. Alttan karnına iyi bir yumruk atınca olduğu yere eğriliverdi. Nefes almakta zorlanıyor gibi görünüyordu. Dizim ile yüzüne vurunca boylu boyunca uzandı. Sen de saldırmayacak mısın? Adam şaşkın şaşkın yüzüme baktı. Arkadaki kişi kadını yere fırlattı. Kadın kurtulduğu gibi yavaştan kaçtı. Burada bir kahraman varmış ha? Öyle demeyelim. Kahramanlara ayıp olur. Size bu ufaklık biraz ders versin ister misiniz? Bak sen? Espride yapıyor. Bana elinizdeki eşya ve altınları verin sizi öldürmeyeyim, ne dersin? Ufaklık burada ölecek olan sensin. Neyin kafasını yaşıyorsun. Nedense ben farklı düşünüyorum. Burada sizi öldürsem kimse merak edip araştırmaz. Sonuçta ölen suçluları kimse umursamaz. Değil mi? Yanındaki endişelenmeye başladı. Boylu boyunca uzanan kalkıp arkalarına saklandı. Aralarında bir anlaşmazlık var gibi duruyordu. Ufak tefek olan koşarak uzaklaştı. Kaldık ikisi ile baş başa. Halen düşünüyor musunuz? Arkadaşınız gibi neden kaçmıyorsunuz? Öfkelenen adam bıçağını çekerek bana doğru hamle yaptı ama Kozuke çoktan mızrağını saplamıştı. Alfa da kafasını kılıcı ile kesmişti. Arkada duran adam titremeye başladı. Bizi izlerken altına işemişti. Sonuçta arkadaşının kesik kafası onun ayaklarının ucuna düşmüştü. Fazla yaşamadı o da. Katana’nın kılıç darbeleri ile öldü. Kaçan ufaklık ara sokakta gölge klonlar tarafından öldürülmüştü. Sonuçta şahit bırakmak istemem. Bunlar bana pek deneyim katmadı ama Kozuke ile Katana için iyiydi. 300 altın çıktı üzerlerinden. Bunu kendi gelişimime harcayacağım için gurur duymaları gerekiyordu. Toplam 950 altınım olmuştu. Haydutları halletme işi bana iyi para kazandırıyor. Bu işe mi girsem ne! Hava kararmadan otele döndüm. Hasan amca daha gelmemişti. Aradan yarım saat geçti. Merak ettim, gölge klonlara aramalarını söyledim. Hemen haber geldi. 10 dakikaya gelirmiş. Hasan amca geldi ama çok endişeli görünüyordu. Ne oldu Hasan amca? Erise hanım ve ekibi en son bizi kurtarmışları sonrada yakaladıkları kişiyi sorgulamak için götürüyorlardı ya Adam yolda ölmüş mü? Keşke öyle olsa, Erise Hanım ve ekibini öldürmüşler. Yolda tuzağa düşürmüşler. Hiçbiri sağ çıkmamış. İyi de onlar çok güçlü görünüyordu. Hem dördünü birden öldürmek zor olmaz mıydı? İnanamıyorum ya. Nasıl olabilir? O anki kızgınlığım auramı yükseltmiş olacak ki Hasan amca biraz tedirgin olmuştu. |
0% |