Yeni Üyelik
21.
Bölüm

21. Bölüm

@wassel

Serhat abi hayırlı olsun, yeni eşyalar almışsın.

Gözünden hiçbir şey kaçmıyor. Dün akşam geldi. Yeni yerleştirmeye başladım. Yardım edecek misin?

Ederim tabi. Gölgelerim ile 1 saate bitiririz. Hasan amca sen dinlenmene bak.

Dikkatli ol. Kırılacak eşyaları kırma.

Tamam.

Gölgelerim depodan malzemeleri getiriyordu. Bizde yerlerine koyuyorduk. 2 saat sonra işlerimiz bitti.

Bu eşya yerleştirme işi uzun sürüyormuş. Önceden kolay sanıyordum.

İyi bir düzende olsun istiyorsan zaman ayırmalısın Yavuz.

Haklısın, şimdi bakınca hepsi yerli yerinde. Göze hoş görünüyor. Aradığını da hemen bulabiliyorsun.

Aynen.

Öğlen olmuştu. Serhat abi bizi öğlen yemeğine götürdü. Götürdüğü yer oteldeki gibi değildi. Daha fazla masa olmasına rağmen geniş duruyordu. Yemekler geldi. Sohbet ederek yemek yiyorduk. Yan masada David’i gördüm. Tabi o beni tanımıyordu. Gölgelerimden birini ona yönlendirdim. Akşama şenlik var.

Serhat abi, şu sarışın, yüzü yaralı adam kim?

Hım… Eskiden çiftçilik yapardı. Nasıl olduysa sonradan ticarete atılarak iyi bir para kazandı. Neden sordun ki?

Yüzünde ki yara dikkatimi çekti de.

Onu ben de bilmiyorum.

Yemeklerimizi yedik. Serhat abi dükkânına geçti. Biz biraz daha kasabayı gezdik. Hasan amca yorulmuştu. Otele gitti. Arka yerleşim yerlerini merak ettiğim için yavaştan oralara doğru gitmeye başladım. Daha akşam olmamıştı. Yolda sağa sola bakarak yürüyordum. Eski bir evin arkasından ağlama sesleri geliyordu. Tabi merakıma yenik düşüp bakmaya karar verdim. Ağlayan çocuk benim yaşlarımdaydı. Saçları yarım yamalak şekilde kesilmiş, zayıf bir vücudu vardı. Üstü başı yırtıktı. 19-20 yaşlarında 2 kişi bunu tartaklıyorlardı.

Lütfen, vurmayın. Dediğinizi yaptım. Poşet orada. Neden halen vuruyorsunuz?

Sana ne? İstediğimiz yaptıysan ne olmuş? İstesen de istemesen de yapacaktın.

Bırakın gideyim. Her yerim ağrıyor. Karnım aç.

Bu arada beni fark ettiler.

Ufaklık ne işin var burada?

Bana doğru yönelip biri arkama geçti.

Koca adamlarsınız, neden bir çocuğu hırpalıyorsunuz?

Sen de ister misin?

Dene bakalım?

Arkamdaki beni tutmak için hamle yaptığında gölgelerim iki kollarının arasına girip, dizlerinin üstünde duracak şekilde tuttular.

Hey ne yapıyorsun? Bırak bizi.

Onlar bağrışırlarken ben onları tokatlıyordum. Yüzleri kıpkırmızı olmuştu.

Lütfen bırak bizi, bir daha bu çocuğa dokunmayacağız.

Biraz daha tokatladım.

Umarım aklınız başınıza gelmiştir.

Dedikten sonra onları saldım. Yerde uzanan çocuğun yanına gittim. Hareket edecek hali bile yoktu. Gölgelerime onu taşıttım. Otele götürdüm. Hasan amca hemen yardım etti. Elini yüzünü yıkadık. Yemesi için bir şeyler verdik. Bir zaman sonra kendine geldi.

Merhaba, benim adım Yavuz.

Beni kurtaran sendin değil mi, Çok teşekkür ederim beni kurtardığın için.

Önemli değil. Senin ailen var mı? Haber göndereyim merak etmesinler.

Ailem yok. Dışarlarda tek başıma yaşamaya çalışıyorum.

Hım… Adın ne?

Özür dilerim söylemeyi unuttum. Adım Ceyda.

Sen yemeğini yemeye devam et. Odadan çıkma. Bizden korkmana gerek yok. Biz sana zarar vermeyiz. Gölgem burada dursun. Biz yokken seni korur.

Teşekkür ederim.

Hasan amca ile aşağıya indim. Masanın birine oturduk.

Hasan amca, kimsesi yokmuş. Bizimle köye gelse olmaz mı?

Bu bizim karar vereceğimiz bir şey değil? Ona sormalıyız. Soralım gelmek isterse sonrasına bakarız.

Hasan amca ben okula gidince sana hem arkadaş olur hem de yardımcı olur. Değil mi?

Biz soralım gelmek isterse düşüncelerimizi söyleriz.

Tamam.

Yukarıya çıktık. Karnını doyurduktan sonra benim yatağımda uykuya dalmış.

Hasan amca aşağıya inip Bayram ustalar ile konuşmam gereken şeyler var. Sen Ceyda ile kalır mısın?

Sen git. Ben buradayım.

Tekrar aşağıya indim. Bayram usta ve arkadaşları masada yemek yiyorlardı. Yanlarına gittim.

Merhaba Bayram usta.

Yavuz, hoş geldin. Çek bir sandalye.

Nasılsınız? Yorgunluğunuzu iyice attınız mı?

İyi dinlendik. Sana sormak istediğim bir şey var?

Nedir?

Gece 3 gibi evde uyurken, kana susamışlık hissi ile uyandık. Etrafımızda 4 kişi vardı. Bir tanesi gerçekten çok korkutucuydu. Bizi öldürmek için geldiklerini anladık. Hazırlıklarımızı yaptık beklerken sen geldin. Onları aldın ormana götürdün. Sonrasında bu dördünün auraları kayboldu.

Evet. Gece sizi öldürmek için geldiklerini öğrendim. Engel olmak istedim ve engel oldum.

İyi de seni de öldürebilecek güçteydiler. Ne söyledin de vaz geçirdin?

Eğer beni takip etmezler ise bağırarak herkesi uyandıracağımı söyledim. Sonra beni takip etmelerini sağlayıp ormana götürdüm.

Peki, sonra ne oldu?

Onlara bu işi bırakmalarını söyledim yoksa burada öleceklerini söyledim.

Ben bunu dedikten sonra masada ki herkesin rengi değişti. Umarım benden korkmamışlardır.

Sonra ne oldu?

Beni dinlemediler. Onları öldürmek zorunda kaldım.

Ortam buz kesti. Anlık sessizlik oluştu. Ne soracaklarını bilemiyorlardı.

Neyse bunları boş verin. Daha önemli işimiz var. David’i buldum.

Nasıl boş verelim, nasıl öldürebildin onları? David’i mi buldun?

Evet. Şu an ormanda gizli bir evde malları kontrol ediyor. Yanında 3 kişi var. Bu 3 kişi dün akşamkilerden daha güçlü. Artık şu dört ölüyü de sormanızı istemiyorum. Bana güvenmenizi istiyorum.

Hım… Sonuçta hayatımızı kurtardın. Artık soru sormayacağız.

İyi. Bende size güvendiğim için her şeyi anlatıyorum. Ne yapıyoruz? David’i bugün bitirelim mi?

Bitirelim. Sonuçta o ölmedikçe sorunların arkası kesilmeyecek. Sürekli dışarıdan adam kiralayacak ve suçlarına bir yenisini ekleyecek.

Hadi gidelim.

Otelden çıktık. Ormanda 20 dakika kadar ilerleyince depo olarak kullandığı evi bulduk.

Bayram usta, burada çok eşya ve mal var.

Ana deposu bu demek ki. Şimdi plan ne?

Plan size ait. Ben takip ederim.

HAHA. Tamam. İçerdeki 3 kişi çıkmasını bekleyelim. David’de onlar ile giderse gitsin. Sen takip ettirirsin. Biz bu arada malları alalım. Başkana götürelim. Ormanda gizli depo bulduk bunlar da içindeki mallar deriz. David komple malsız kalınca işi biter.

İyi de içerdeki kişilere sizi öldürmesi için para verdi. Sonrasında başınıza iş açmasınlar?

Demek öyle. Ne yapalım?

Ben bu 3’ü ile giderim. Onları vazgeçirirsem serbest bırakırım. Vazgeçmezlerse öldürür, cesetleri de yakarım.

Yapabilir misin?

Tabi ki. Siz bana güvenin.

Tamam.

Aradan 2 saat geçti. Depodan çıktılar. David başka yöne gitti. Üçlü başka yöne gitti. Sonuçta üçlü bendeydi. Onları takip ettim. Plana uyuyordum. Bayram usta ve ekibi de evde buldukları bütün malları çıkarıp Kasabanın deposuna götürüp başkanı çağıracaklardı. Bakalım David’in suratı ne hal alacaktı. İşimi erken bitirip yanlarına gelmeliyim. Yarım saat kadar sonra üçlüyü durdurdum.

Siz kimsiniz?

Kim soruyor?

Bu seferki grup benim ufak olmamı küçümsemedi. Daha dikkatli davranıyorlardı.

Sizi bir evden çıkarken gördüm. Bayram usta ve ekibini öldürmek için David’den para aldığınızı biliyorum. Bu işten vazgeçmeyi düşünür müsünüz?

Bu kadar şeyi bildiğine göre güçlü biri olmalısın, ama genç olman beni şaşırttı. Hem gece bu saatte burada bize karşı durman beni biraz tedirgin etti. Bir dakika düşünelim.

Onlar kendi aralarında tartışıyorlardı. Diğer karşılaştıklarım gibi değillerdi.

Alfa, bunların seviyeleri yaklaşık hangi aralıkta?

Kralım, seviyeleri büyük ihtimal ile 55-65 arası.

Anladım. Güçlendikçe daha tedbirli davranıyorlar?

Evet kralım. Onlar da şu an şaşkın olsalar da belli etmiyorlar. Hatta seninle konuşan bu işten vazgeçmek içi arkadaşlarını ikna etmeye çalışıyor.

Neyse, kabul ederler ise gitmelerine izin vereceğim.

Konuşmaları bitince bana döndü.

Yanımdaki arkadaşlarım gitmek istemiyorlar ama ben gitmek istiyorum. Sadece, benim gitmemde bir sorun olmaz değil mi?

Burada beni gördüğünü ve konuştuklarımızı, aldığın işi unuttun farz edeceğim. Arkadaşlarını öldürmem de senin için sorun olmayacak ise gidebilirsin.

Ben hiçbir şey görmedim. Size kolay gelsin.

Arkasına bakmadan gitti. Kalan arkadaşları pek neşeliydi.

O zaten korkak olmuştur. En ufak bir tehlike görse işi durdurur.

Tedbirli olmak iyidir. Siz neden gitmediniz? Beni küçük mü görüyorsunuz?

Şansımızı denemek istedik diyelim.

İnsan kendi canı ile kumar oynar mı?

Aslında senin gibi bir çocuğun bizi öldürebileceğini hiç düşünmüyoruz.

Neden?

Yani daha 15’ine gelmemişsin. En fazla seviye 45 olursun hadi diyelim sen süper gelişme becerisine sahip olsan bile seviye 50 ya varsın ya yoksundur. Benim seviyem 59, arkadaşımın seviyesi 60. Giden arkadaşımızın seviyesi 62 idi.

Hım…

Artık korkması gereken kişi sensin.

Bu arada Alfa giden kişinin belirli bir mesafede saldırmak için beklediğini söyledi. Bunlar planlanmış bir tuzak demek ki. Alfa onu öldür. Kafasını bana getir. Ben de biraz daha oyalayayım.

Anlamadığım, en güçlünüz gitti de siz niye kaldınız?

Bunu sorman çok garip. Yanındaki gölgenin elinde ne var?

Arkadaşlarının kafasını önlerine attım. Görünce yüzlerindeki dehşet ve korku çok güzeldi. Kim bilir kaç kişiyi bu durumda bırakmışlardı? Ateş’i önlerinde oluşturdum.

Bu olamaz! İmkânsız! Bu yılan da ne?

Sizin celladınız. Bay bay.

Ateş anında birinin kafasına saldırıp, kopardı. Diğeri kaçmaya çalışsa da onu da sarmalamıştı. Kemiklerinin kırılma sesi geliyordu. Bağrış ve çığlıklar kesildiğinde üçü de ölmüştü. İşim bittiğine göre Bayram ustaların yanına gittim. Evdeki bütün eşyaları arabalara yüklemişler gitmeye hazırlanıyorlardı.

Yavuz, erken geldin. Kaçırdın mı adamları?

Yok. Onlar ile anlaşamadım. Kendilerini öldürttüler.

Anladım. Hadi gidelim o zaman.

Tamam.

Artık bana bir şey sormuyorlardı. Güvenlerini kazandım mı korkuyorlar mı anlayamadım ama böyle iyiydi. Kasabanın deposuna vardığımızda sabah olmuştu. Korumalar bizi durdurdu. Durumu öğrendiklerinde Başkanı çağırmak için birini gönderdiler. Yarım saat kadar sonra başkan ve yanında birkaç kişi geldi. Aralarında David’de vardı.

Bayram Usta, bunlar nedir?

Loading...
0%