@wassel
|
Başkanım, akşam ormanda gezerken bir eve rastladık. İçinde tüccarların eşyalarını görünce hepsini toplayıp buraya getirdik. Siz artık bunları sahiplerine teslim edersiniz. Çok iyi iş yapmışsınız. Bulduğunuzda bize de haber etseydiniz araba gönderirdim. Toplama ve taşımada yardımcı olurduk. Haber yayılmasın istedik başkanım. Bu arada David çıldırmak üzereydi. Olmadık hareketler yapıyordu. Bunları nerede buldunuz? Nasıl buldunuz? Ne zaman buldunuz? Başka biri var mıydı? David bey, olan bu işte. Niye bu kadar telaş yapıyorsunuz ki? Sizin de sevinmeniz lazım değil mi bir esnaf olarak? Tabi tabi. Çok sevindim. Yüzünüz pek öyle demiyor? O anda herkes ona dönmüş bakıyordu. Başkan Bayram ustaya dönerek David’in yaptığını mı demek istiyorsunuz? Onu evden çıkarken gördüğümüze göre, öyle olsa gerek! Korumalar yakalayın David’i! David panikleyip kaçmaya çalışsa da korumalardan kaçamadı. Zaten kaçmaya çalışması bile onun suçlu olduğunun göstergesiydi. Direk içeri attılar. Yanımızda ki kişinin suçlu olması çok büyük bir talihsizlik. Elinize sağlık, sayenizde içimize sızmış suçluyu da yakalayabildik. Yargılayıp cezasını çekmesini sağlayacağım. Size güveniyoruz başkanım. Oradan ayrıldık. Bayram usta yardımlarım için bana teşekkür ettikten sonra ekibi ile eve dinlenmeye geçti. Bende otele geçtim. Odaya girdiğimde Ceyda ile Hasan amca kahvaltı ediyordu. Neredeydin Yavuz? Hasan amca, Bayram ustalar ile birlikte tüccarların mallarını bulduk. Suçluları yakaladık. Başlarını da bugün yargılayacaklar. Siz ne yaptınız? Aferin sana. Demek Bayram ustalara yardımcı oldun. Kimmiş başları? Sarışın yüzü yaralı bir adam vardı, hatırladın mı? Evet. Adı David. Bugün cezası verilecek. Öğlene belli olur. Ben öğlene kadar uyuyayım. Ceyda sende Hasan amca ile kal, bir yere gitme. Seninle konuşmak istediklerim var. Öğlene kaldırırsınız beni. Yatağa girdiğim gibi uyumuşum. Öğlene doğru Ceyda beni dürterek uyandırdı. Hadi uyan! Kalktım. Seninle konuşma fırsatımız olmadı. Nasıl oldun? Ben çok daha iyiyim sayenizde. Kimsem yok demiştin, kardeşin, akraba veya arkadaşın da mı yok? Bir arkadaşım vardı ama 2 hafta önce öldü. Anladım. Hasan amca ile konuştum. Bizimle beraber köyümüze gelmek ister misin? Aklına kötü şeyler gelmesin. Hasan amcaya yardımcı olursun. Zaten onun evinin yanında boş bir ev var. Orayı senin için düzenleriz, orada kalırsın. Hasan amca da sana yardımcı olur. Gül gibi geçinir gidersin. Ben bunları söylerken onun gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Bana sarıldı ve ağlayarak bir şeyler söylemeye çalışıyordu. Gelmeyi çok isterim. Çok sevindim. Kardeşlerim de var. Onlar sana arkadaş olur. Mart biraz yaramaz olsa da Eylül seni yalnız bırakmaz. Hadi beraber kasabanın merkezine gidelim. Cezası verilmiştir. Hem dönüşte sana kıyafet alalım. Üstündekiler ile üşürsün. Hasta olmanı istemeyiz. Şey, benim param yok. Dert etme sen. Benim var. Kasabanın merkezine gittik. Hasan amca, Ceyda ve ben kalabalığın arkasından bakıyorduk. Başkan, yanına Bayram usta ve arkadaşlarını almış, konuşma yapıyordu. Geçmişte haydutların yaptığı soygunları, öldürdükleri insanları anlatıyordu. Konuşmasının sonuna doğru elleri ve ayakları bağlı bir şekilde David getirildi. Kalabalık “Ölüm, ölüm…” diye bağırıyordu. Kasaba başkanı ceza uygulayıcıyı çağırdı. David’i giyotin makinesine bağladırlar. David korkudan altına işemişti. Lütfen beni affedin, lütfen… Giyotin makinesinin önün kova getirdiler. Halatı serbest bırakınca keskin bıçak kafasını kesti. Kafası kovanın içerisine düştü. Herkes başkanı alkışlıyordu. Tebrik ediyorlardı. Kalabalık dağıldı. Ceseti yakmak için götürdüler. Bayram usta yanıma geldi. Yavuz, Nasılsın? Biraz yorgunum. Siz nasılsınız? Bizde aynı. Çok yorgunuz ama başkan bizimle kasaba turu atmak istiyor. Suçlulara karşı gövde gösterisi yapacak. Anladım. Size kolay gelsin. Hasan amca otele döndü. Ceyda ile üstüne başına bir şeyler almak için dükkânları gezdik. Beğendiği elbiselerden aldık. Üzerindekilerden kurtulduk. Artık daha iyi hissediyordur. Serhat abinin yanına gittik. Dükkândan içeri girdik. Yavuz, nasılsın? Yanında ki kim? Merhaba Serhat abi. Ceyda, benim yeni arkadaşım. Öyle mi, daha önce hiç bahsetmedin? Dün tanıştık. Artık bizimle beraber. Anladım. Merhaba Ceyda. Merhaba. Yavuz, ne zamana kadar buradasın? Yarın sabah gideceğiz. Ceyda’nın evini düzenleyeceğiz. Okula gitmeden önce yetiştirmem lazım. Hiç parşömen gelmedi. Şansına küs. Artık şehir merkezinde bulurum. Biz çıktık. Kolay gelsin. Sağ ol. Dükkândan çıktık. Otele gidiyorduk. Ara sokaktan birisi bize seslendi. Ceyda bana korkulu gözlerle baktı. Korkmana gerek yok. Yanında artık ben varım. Sana zarar gelmesine izin vermeyeceğim. Kesin dünün intikamını almak için tuzak kurmuşlardır. Hiç gitmeyelim oraya. Sen burada bekle. Ben bir bakıp geleyim. İki tane gölgemde seninle dursun. Korkmana gerek yok. Hemen geleceğim. Peki. Yavaştan ilerledim. Ara sokakta bir düzlüğe çıktım. 6 kişi karşımda sırıtıyordu. Aslanım sen yürek mi yedin? Siz kimsiniz? Dün bunları dövmüşsün. Ne olmuş? Sizde mi dayak istiyorsunuz? HAHA. Güleyim de boşa gitmesin. Sana dayak atacağız. Eminim atarsınız. Hepsini bir güzel dövdükten sonra Ceyda’nın yanına getirdim. Üst başları yırtılmış, yedikleri dayakların etkisi ile zor hareket ediyorlardı. Hepsinin Ceyda’dan özür dilemesini istedim. Tek tek özür dileyip ayrıldılar. Aslında onlar ayrılacaklarını sanıyorlardı. Alfa’ya ormanın içine götürüp öldürmelerini söyledim. Sonuçta başka insanlara da kötülük etmeye devam edeceklerdi. Temiz kurtuldum. Ceyda çok şaşırmıştı. Nasıl yaptın? Benim gölge adamlarım var, yanındakiler gibi. Onlara dövdürttüm. Teşekkür ederim. Zaten köye gideceğiz, böyle insanları bir daha görmezsin. Otele döndük. Hasan amca bizi aşağıda bekliyordu. Masanın birine oturup yemek yedik. Ceyda köy ile ilgili birçok şey soruyordu. Hasan amca da anlatıyordu. Bende onları dinliyordum. Ceyda’nın aramıza katılması Hasan amcaya da bana da çok iyi gelmişti. Odaya çıktık. Hepimiz yorgunduk. Yarın zaten yolda çok yorulacaktık. Herkes yatağına girdiği gibi uyudu. Sabah kahvaltımızı yaptık. Otelden ayrıldık. Bayram Usta ve arkadaşları beni uğurlamaya gelmişlerdi. Sayende kısa zamanda birçok suçluyu yakaladık. Teşekkür ederiz. Ben bir şey yapmadım ki. Planları siz yaptınız bende bana söylediğiniz şeyleri yaptım. Bu kadar mütevazı olmana gerek yok. Biz senin ne kadar iyi birisi olduğunu biliyoruz. Okula giderken bize de uğra. Senin için parşömen bulacağız. Gerçekten mi? Çok sevinirim ama kendinize dikkat edin. Tehlikeli işlere girişmeyin. Tamam tamam. Hadi güle güle. Yola koyulduk. Bu sefer yanımızda Ceyda da vardı. Ceyda cana yakın tavrıyla, konuşkanlığı ile yolumuzu daha iyi bir hale soktu. Bu sefer fazla sıkılmayacaktık. Yol ayrımına geldiğimizde mola verdik. Yollar sakindi. Ormanın içlerinde de bir şey yoktu. Hasan amca, Ceyda’nın ona nasıl yardım edebileceğini anlatıyordu. Daha köye varmadan Ceyda’nın iş tablosu oluşmuştu. Akşam olmaya yakın köye vardık. Direk bizim eve gittik. Ceyda’yı bizimkiler ile tanıştırdım. Olanları anlatım. Eylül hemen kaynaşmıştı. Abla abla diye peşinde dolanıyordu. Annem onun için Eylül’ün yanında bir yatak ayarladı. Mart benim odama gelmişti. Bugünlük böyle idare edelim yarın sonrasına bakacaktık. Zaten çok yorgundum. Yatağa girdiğim gibi uyumuşum. Sabah olmuştu. Bizimkiler sofranın başında kahvaltı yapıyorlardı. Bende katıldım. Anne? Evet Ben 1 hafta sonra gideceğim. Ceyda burada benim odamda kalabilir mi? Ceyda çok şaşırmıştı. Bizimle olmayı çok sevmişti. Bunu gözlerinden anlıyordum. Bunu bana değil Ceyda’ya sormak lazım. Ne dersin Ceyda? Burada bizimle kalmak ister misin? Çok isterim. Tamam, o zaman. Eylül sımsıkı sarılmıştı bana. Sonra Ceyda’nın yanına oturdu. Herkes gülüyordu. Neşeli bir sabah geçirmek çok güzeldi. Eylül Ceyda’yı kaptığı gibi köyü gezdiriyordu. Annemler yine işleriyle uğraşıyorlardı. Hasan amca her zaman ki gibi önümüzdeki ayın planlarını yapıyordu. Bende kafama göre takılmaya karar vermiştim. Ormana gittim. Göletimi özlemiştim. Göletin yanında uzanıp gökyüzünü izlemek hoşuma gidiyordu. Mağarada ki kaplanlar aklıma geldi. Gidip bir ziyaret edeyim durumları ne? Mağaranın önüne geldim. İçeride olduklarını biliyordum. İçeri girdim. Duvarın dibinde yavrular duruyordu. Beyaz kaplan ve erkek kaplan önlerinde bekliyordu. Beni görünce biraz korktular. Geri çekilip sindiler. Onları biraz izledim. Beyaz kaplan cesaretini toplayarak bana doğru gelmeye başladı. Yaklaştı. Önümde oturup başını bana doğru eğdi. Biraz sevdim onu. Mırıldanmaya başladı. Hoşuna gittiği belliydi. Sonra mağaradan çıkarken geri dönüp el salladım. Kuyruk sallıyordu bana. Anlaşmaya başlamıştık. Hazır buradayken etrafı gölgelerime tarattırdım. Herhangi bir tehlike oluşturacak hayvan var mı diye. Bir şey bulamadık. Şimdi gidebilirdim. Köye döndüm. Bıraktığım gölgeler köyün birçok işini bitirmişti. Bana bir şey kalmaması iyi mi kötü mü anlamadım. Bu şekilde 1 hafta akıp geçti. Şehre gitme vaktim gelmişti. Hasan amca ile gitmeyi düşünmüyordum. Yalnız gitmek istiyordum. Bunu nasıl anlatacağımı düşünüyordum. Akşam olmuştu. Hasan amca da bizimle yemeğe kalmıştı. Ceyda daha da mutluydu. Geçmişte yaşadıklarını hiçbirimiz sormadık. Sormaya çekinmiştik. Eski acılarını tekrar yaşatmak istemiyorduk. Sohbetin ortasında Ceyda araya girerek: Benim hakkımda hiçbir şey bilmeden beni aranıza aldığınız için teşekkür ederim. Şu an anlatabileceğimi düşünüyorum. Eğer kendini hazır hissediyorsan dinleyebiliriz. Babam ben küçükken tarlada haydutlar tarafından öldürülmüş. Annem haberi aldığında evde benimle berabermiş. Korumalar olayı araştırmışlar ama bir şey bulamamışlar. Zaten önemsiz bir çiftçi olduğumuz için pek de önemsenmemiş. Annem, bu olayın peşine düşmüş. Gitmediği baş koruma ya da soylu kalmamış. Tabi bunlar 3 yaşlarımda iken olmuş. Mahmut adında, insanlara değer veren bir koruma varmış. Kimsenin önemsemediği olayları inceleyen ve sonucuna ulaştıran. Annem onunla konuşmuş. Olayları anlatmış. Mahmut bunları duyunca araştırmaya çalışmış. Sonrasında annem ile beraber ölü bulunmuşlar. O gün beni birinin yanına vermişler. Onlar da bir zaman sonra beni sokağa attı. En son beni Yavuz kurtardı. Aferin Yavuz. Bu güçlerini her zaman iyilik için kullan. Herkesin yapabileceği bir şey. O kadar büyütmeye gerek yok. Değil mi? Tabi canım. O yüzden insanlar sefalet çekiyor. Soylular insanları bu şekilde kullanıyorlar. Okul için hazırlıklarını yaptın mı? Bende bu konuya nasıl gireceğimi düşünüyordum. Ceyda burada olduğuna göre Hasan amca ile kasabaya mal satımına gidebilir. Zaten yeni geldiğimiz için Hasan amcanın benimle gelip zaman harcamasına gerek yok. Benim için ruh bilekliğimi almaya gelmişti. Yol uzun, onu yormak istemiyorum. Aslında kendim gitmek istiyorum. Sorun olur mu? HAHA. Bunu söyleyeceğini biliyorduk. Hasan amca kasabada yaptıklarını anlattı. Büyük bir çeteyi çökertmişsin. Üstüne üstlük Ceyda'yı da kurtardın. Bizden yana sıkıntı yok. Kendi başına yapabilirsin. Teşekkür ederim baba. Gitmeden seviyemi sormayacak mısın? 32 değil mi? HAHA. Söylememe gerek kalmamış. Yarın yola çıkmayı düşünüyorum. İyi düşünmüşsün. Gidince direk okula git. Öğrenciler için yapılan evlerde kalacak yer ayarlarlar. Dediğimi unutma. Tamam baba. Sabah olmuştu. Babam arabamı ayarlamıştı. Bir haftalık yiyecek koymuş. Baba, okula gidince bu arabayı ne yapacağım. |
0% |