@wassel
|
Vay be. Aynen. Ben senden alırken herhangi bir müşteriye satacak şekilde alacağım. Kırbaç için 2000 altın. Muşta için 600 altın verebilirim. Ne dersin? Senin bu anlattıklarını daha önce duymamıştım. Bence para biçilemez bir bilgi verdiğin için ne kadar versen olur. Aferin. Bilgi her zaman daha değerlidir. Bu yüzden sana 2600 altın değil de 2700 altın vereceğim. 100 altın fazla olmadı mı? O da içimden geldi. Dürüst bir kişiliğin var. Bunu herkes te bulamazsın. Teşekkür ederim. Berkan abi ile dükkândan çıktık. İyi para kazanmıştım. Bu haydutlar harbiden iyi kazandırıyor. 3000 altın ile yola çıkmıştım. 650 altın haydutlardan geldi. 2700 altın eşyaların satışından kazandım. Toplamda 6350 altınım oldu. Güzel. İyi bir eşya bulursam altın lazım olacak. Berkan abinin evine gelmiştik. Arabaları evin yanındaki boş araziye koyduk. Selim ve Serhat benimle ilgileniyorlardı. Berkan abi ile eşi Lale masayı hazırlıyorlardı. Yemeklerimiz yerken sohbet ediyorduk. Berkan abinin su mızrağı kullanıcısı olduğunu, Lale ablanın ateş oku kullanıcısı olduğunu öğrendim. Birbirleri ile iyi anlaşıyorlar. Zaten yolda pozisyon almalarından iyi birer savaşçı olduklarını anlamıştım. En güzel olanı iyi insanlar olmasıydı. Beni yolda görüp tek başıma yolculuk etmeme gönüllerinin razı olmaması bunu gösteriyordu. Benim için de iyi oldu. Basta kasabasında tanıdığım birilerinin olması iyiydi. Kralım, dükkândan çıktığımızdan beri bizi takip eden 3 kişi var. Şu an evin etrafında dolanıyorlar. Ne oldu Yavuz, gölgen yine belirdi. Dükkândan çıktığımızdan beri bizi takip eden 3 kişi varmış. Evin etrafında gözlem yapıyorlar. Daha önce de geldiğinizde oldu mu? Genelde olmazdı. Dükkânda, seni altınları alırken görmüşler ise, dayanamamışlardır. Kralım, seviyeleri 55-60 arası. Rahat ol Yavuz. Bizim eve kolay kolay giremezler. Seviyeleri düşük olmasaydı kapıdan içeri çoktan girmişlerdi. Sabaha kadar bekleyip senin evden çıkmanı bekleyeceklerdir. Sonra takip edip uygun bir yerde seni soyacaklardır. Başka insanları çağırırlarsa ne yapacağız? Korumaların gelmesi için fişek atarım. Kaçarlar büyük ihtimalle. Bekleyelim diyeceğim ama siz de çok yoruldunuz. Siz yatın ben bir hareketlilik olursa siz haber veririm. Olur mu? Sende yoruldun. Yarın yola gideceksin. Asıl sen yat, ben beklerim. Bende yatacağım Berkan abi. Gölgelerim ben uyurken de gözcülük ederler. Öyle mi! İyiymiş. Bir sorun olursa hemen bizi de kaldır tamam mı? Tamam. Berkan abi ve ailesi uykuya geçmişlerdi. Beklemede kaldım. Bakalım daha kimler gelecekti. 2 saat sonra gelenlerin sayısı 8 olmuştu. Gelenlerin de seviyeleri 55-60 arasındaydı. Ne yapsam diye düşünüyordum. Kralım, toplam 8 kişi oldular. Bekledikleri 7 kişi daha varmış. Sabah Artan kasabası yoluna pusuya gitmişler dönmelerini bekliyorlarmış. 7 kişiyi bekliyorlar dedin değil mi? Evet kralım. Büyük ihtimal ile karşılaştığımız 7 kişilik atlı gruptur. Ne yapalım? Dışarı çıkıp beklemenize gerek yok. Onlar, öldü mü diyelim. Ya da bunları da ormana götürüp öldürelim mi? Siz nasıl uygun görürseniz kralım. Hım… Bir dışarı çıkalım. Ne diyecekler? Evin kapısını açtım. Yola doğru biraz yürüdüm. Şaşkın bir şekilde bana bakıyorlardı. Merhaba! Bu saatte neden buradasınız? Şu aldığın altınlar için. Bu kadar az altın için ölecek misiniz? Ne yani? Evdekilere güveniyorsan birazdan diğer adamlarımız da gelecek. O zaman böyle konuşabilecek misin? Onlar öldü. Kimler öldü? Beklediğin 7 atlı arkadaşın. Hepsi ellerimde öldü. Bir dakika sen ne söylüyorsun? 7 kişi olduğunu nereden biliyorsun? Bayağı bir şoka girmişti. Etrafa bakındı. Arkadaşlarına neler oluyor anlamında hareketler yapıyordu. Biraz tedirgin olmuşlardı. Bu kadar çabuk inanacağımızı mı düşündün? Sayısını biliyorsun diye senden korkup kaçacağımızı mı sandın. Gidecek misiniz yoksa kalıp ölecek misiniz? Çabuk karar verin, uyumam lazım. Sabah erkenden yola çıkacağım. Ben bunları söyledikten sonra her biri silahlarına sarıldılar. Anladığım kadarı ile aranızda gitmeyi düşünen yok. Değil mi? Aynen öyle. Burada öleceksin ufaklık. Gecenin bir yarısı olduğu için gölgelerimi istediğim her yerde oluşturabiliyordum. Her birinin etrafında 4 gölge oluşturacak şekilde planladım. Daha adımlarını atamadan hepsini kılıç ve mızrak darbelerimle öldürdüm. Sesleri bile çıkmadan öte dünyaya uğurladım. Cesetleri ormana götürüp yakmalarını istedim. Üzerlerinde ne varsa aldım. Yine karlı bir iş olmuştu. 800 altın ve güzel bir çekiç elde ettim. Sabah Melih abinin dükkâna gideyim de çekici satayım. Eve döndüm. Herkes uyuyordu. Bende odama geçip uyudum. Sabah olmuştu. Berkan abi beni uyandırmıştı. Günaydın Yavuz, akşam sorun oldu mu? Biraz daha durup dağıldılar. Bir ara kana susamışlık sezer gibi oldum ama sonra hiç kimseyi sezemedim. Büyük ihtimalle gittikleri zamana denk gelmiştir. Kahvaltıdan sonra hemen çıkacak mısın? Melih abinin dükkâna uğrayacağım. Dün satmayı düşünmediğim eşyamı da satacağım. Kahvaltımızı yaptık. Ayrılma vaktim gelmişti. Her şey için teşekkür ederim. Basta ’ya ne zaman gelirsen bize de uğra. Dükkâna uğradım. Günaydın Melih abi. Hoş geldin Yavuz. Elimde bir çekiç var. Satın almak ister misin? Tabi. Ver bir bakayım. %5 hasar %15 yıldırım etkisi. Çok aranan çekiçlerden. Hızlıca satılır. Satın alma yollarımı biliyorsun. Evet biliyorum. 4500 altına satarım genel olarak. İlgili müşterisini bulursam 6000 altına satarım. Fazla vitrinlerde kalmayacağından 3500 altın veririm. Ne dersin? Anlaştık. Paramı aldım. Yola koyuldum. Toplamda 9850 altınım oldu. İyi bir eşya alabilirim, umarım… Yogan kasabası yolunu yarılamıştım. Bir kenara çekip mola verdim. Buranın ormanları daha sıkıydı. Ağaçlar içi içe geçmiş gibi duruyordu. Haydutlar için tam pusu kurmalık orman diyebilirim. Bu gidişle iyice haydutların bakış açısını kazanacağım. Haha. Ortalık sakindi. Yemeğimi yedim ve biraz dinlendim. Yola devam ettim. İlk kez hiçbir sıkıntı çekmeden yolda ilerleyebilmiştim. Akşama doğru Yogan kasabasına vardım. Arabamı korumaların olduğu bölgeye bıraktım. Otele geçtim. Gece yaşadığım olaylardan dolayı yorgundum. Direk odamı ayarladım. Yatmak için odama ilerledim. Yalnız olduğumu gören 2 kişi beni izliyordu. Bu akşamda uyku yok gibi. Odama girip kapıyı kapattım. Aradan çok geçmeden kapı çalındı. Kapıyı açtım. İkisi içeri girip kapıyı hemen kapattılar. Bu oda bize ait. Başka odayı tut. Size ait ise neden bana verdiler. Aşağıdaki karıştırmıştır. Sen git başka oda tut. Ya da bu odayı bizden kirala. İyi de zaten kiraladım. Neden sizden de kiralayayım ki? Burada işler biraz değişiklik gösterir. Ya çıkarsın ya da bize kirasını verirsin. Ben çıkayım, başka oda tutarım. Bunun için fazla uğraşamayacağım. Çıkmak için hazırlanıyordum. Eşyalarımı toparladım. Adam kapıyı kilitledi. Neden kapıyı kilitledin? Çıkmak için de para vermen lazım. Siz bildiğin soygunculuk yapıyorsunuz. Evet. Bütün paranı bırak. Yoksa çıkamazsın. Sizden güzel yemek olur ama burada Ateş’imi çıkaramam. Öldürün şunları. Kiminle konuşuyorsun… Demeye kalmadı. İkisi de delik deşik oldular. Ben yatağıma geçip yattım. Gölgelerim bütün temizliği yaptılar. Bunlardan 300 altından başka bir şey çıkmadı. Sabah olmuştu. Aşağıda kahvaltımı yapıp çıktım. Birkaç dükkâna uğradım ama iyi bir eşya bulamadım. Parşömenler çoğu düşük seviye olduğu için almadım. Yol biraz kalabalıktı. Birçok kafile ile karşılaştım. Demek şehir yolu daha güvenli. Öğlene doğru bir mola verdim. Ağaç kenarına yerleştim. Yoldan geçen kafileleri izliyordum. Benim yaşlarımda bir genç yalnız başına, yürüyerek seyahat ediyordu. Ona seslendim. Merhaba, çok yorgun görünüyorsun. Sofram hazır. Gel beraber yemek yiyelim. Hem dinlenmiş olursun. Biraz şüpheci bir şekilde baktı. Yavaş bir şekilde yaklaştı. Yemek için para veremem. Senden para istemedim ki! Gel çekinme. Kurduğum sofraya oturdu. Pek bir şey demedi. Hemen yemek yemeğe başladı. Çok aç olduğunu anlamıştım. Sessizce izledim onu. Biraz zaman geçtikten sonra bana baktı. Özür dilerim. Çok acıkmıştım. Önemli değil. Adım Yavuz. Senin adın ne? Ben Murat. Şehir merkezine gidiyorum. Nereden geliyorsun? Basta kasabasına bağlı Sahra köyünden. Köyden beri yürüyerek mi geliyorsun? Evet. Genelde yola yakın orman içerisinden giderim ama şehir yolu güvenli olduğu için direk yoldan ilerliyorum. Ne zamandır yoldasın. 3 gündür. Biraz erzakım vardı. Biraz da ormandan elde ettim. Aslında dünden beri açım. Anladım. Bende şehre gidiyorum. Arabamda yer var. Benimle gelmek ister misin? Sorun olmaz değil mi? Benim için iyi olur. Yolda sohbet ederiz. Sen neden şehre gidiyorsun? Okula gideceğim. Ciddi misin? Bende okula gideceğim. Seviyem şu an 20. Ruh bilekliğim ateş özellikli. Kılıç kullanmak istiyorum. İyi bir ateş kılıcı olursam köyümdeki insanları koruyabilirim. Çok iyiymiş. Benim ruh bilekliğim karanlık. Seviyem 32. 32 mi? Gerçekten mi? Evet. Neden şaşırdın? Hiç benim yaşlarımda bu kadar yüksek seviyeli biri ile tanışmamıştım. Muhteşemsin. Ne yapabiliyorsun? Gölge adam oluşturabiliyorum. Süpermiş. Kaç tane? 4 tane. Görebilir miyim? Tabi ki. 4 tane gölge adam oluşturdum. Etrafta gezdirdim. Birkaç iş yaptırdım. Harikalar. Ben ateş oluşturabiliyorum. Yerden bir sopa aldı ve ucunda ateş oluşturdu. Sopayı yere koydu ve ateşi üzerinde gezdirdi. Vay, ateşi nasıl hareket ettiriyorsun? Bilmem. Öyle olmasını istiyorum, oluyor. Ateş kılıcı olacağım demiştim değil mi? Evet. Kılıcın var mı? Yok. Okulda iyi çalışırsam, sınıfımda dereceye girersem, istediğimiz bir eşyayı okul veriyormuş. Bende okulda alırım diye düşünüyorum. Bunu bilmiyordum. Peki, seviyesizler sınıfı da aynı mı? Bütün sınıflarda aynı. Bildiğime göre her ay sınıflar kendi içinde bir turnuva yapıp derecelendiriliyormuş. Sınıf sıralaması ilk 3 olan genel turnuvada ki derecelendirmeye girebilirmişler. Sonra ne oluyor? Dereceye girenlere ödül veriyorlar. İyiymiş. Okulda kalacak yer sağlıyorlar mı? Herkesi okula almıyorlar, okula girişte bir sınav yapıyorlar. Kazanırsan kalacak yer sağlıyorlar ama şartları varmış? Ne şartı? Sana iş veriyorlarmış. Dersler haricinde okuldaki işlerde çalışıyormuşsun. Anladım. Yola koyulduk. Biraz fazla mola verdim. Gece geç saatte şehre geldik. Murat, zaten geç oldu. Okula gitsek de bizi almazlar. Burada kamp kuralım. Yarın sabah beraber gideriz. Ne dersin? |
0% |