Yeni Üyelik
27.
Bölüm

27. Bölüm

@wassel

Evet. İkimizde okula girdik. Bunu kutlamış oluruz. Zaten sonra hep odada yeriz.

İyi ki senin gibi birisi ile karşılaşmışım. Yoksa okula bile girmeyebilirdim.

Benimle ne alakası var.

Gelirken beni çağırmış olmasaydın, vazgeçmeye niyetleniyordum. Dayanacak gücüm kalmamıştı. Yani sayende buralara kadar gelebildim.

Kim olsa aynısını yapardı. Önemli değil. Hadi gidip yemeğimizi yiyelim.

Peki.

Yemekhaneye çıktık. Sırası gelen istediği yemeği alıyordu. Bizde sıraya girdik. Sıra Murat’a gelmişti. Bende arkasında bekliyordum. Heyecanlı bir şekilde tabağını dolduruyordu. Bende tabağımı doldurdum. Boş bir masaya oturduk. Yemek yerken sohbet ediyorduk. Aklıma kılıç işi geldi.

Murat, yemekten sonra dükkânları gezmeye gidelim mi?

Olur. Ateş eşyalarını görmeyi çok isterim. Nasıllar acaba? Senin eşyan var mı?

Evet. Hançer ve orta boy kılıcım var.

Vay. Çok iyi. Şu sıralamalarda ilk 2’ye girdim mi, bende kılıcımı seçeceğim.

Bu gezdiğimizde sana göre kılıç bulursak alsam olur mu?

Kabul edemem. Zaten çok şey yaptın benim için.

Ama ne kadar erken kılıcı eline alırsan o kadar hızlı gelişirsin.

Dediğin doğru ama kabul edemem.

Sonra paran olunca ödesen olmaz mı? Gelişme hızın için.

Kalacak yer için borçlandım. Bir de bunun için borçlanamam.

Onu halletmiştik.

Hallettik diyorsun da zaten gölgelerin oda temizliğini ya da herhangi bir işi yaparlar. Ben seni anlıyorum, bana yardım etmek istiyorsun. Ama sana çok borçlanmış oluyorum.

Sen dert etme. Okul bittiğinde güçlü bir savaşçı olunca, haydut ve katillerden insanları kurtarırsın. Bana borcunu ödemiş olursun. Hem okul sonrasında köy arkadaşlarımın ölümünü araştıracağım. Bana yardım da edersin olmaz mı?

Arkadaşların mı öldürüldü?

Bu konuya gelince kısa bir özet geçtim. Yolda karşılaştığım olayları anlattım.

Borç olarak kabul edeceğim.

Anlaştık.

Yemekten sonra okuldan ayrıldık. Dersler daha başlamadığı için okul çıkışına izin verdiler. Murat ile Halise Hanım’ın dükkânına gittik.

Merhaba Halise Hanım.

Hoş geldin Yavuz. Yanında ki kim?

Arkadaşım Murat.

Benim patron ile karşılaşmışsın. Bayağı bir yardımcı olmuşsun ona. O kadar mutluydu ki bana bile ikramiye maaş ödülü verdi. Çok teşekkür ederim benden de bahsettiğin için.

Ne demek Halise Hanım. Ben olanı anlattım.

Patron sen gelince bana haber etmemi söyledi. Zaten evdeydi. Birini gönderip geliyorum.

Murat biraz şaşırmıştı. Eşyalara bakmaya başladık. Güzel ateş eşyaları vardı. Murat uzun bir kılıç beğenmişti. +%10 alev özelliği vardı. Biraz zaman sonra Dündar Bey gelmişti.

Hoş geldin Yavuz. Yoldan gelmişsinizdir. Hadi yemek yemeye gidelim.

Hoş buldum Dündar Bey. Biz yemeğimizi yiyip geldik. Nasıl durumlar. Anlattığın gibi oldu mu?

Daha iyisi oldu. Şehrin tüccarlarının yarısı kafilelerini benim götürmemi istedi. Anlaşmaları yaptık derken ünüm arttıkça arttı. Hepsi senin sayende.

Yine abartıyorsun Dündar Bey. Sizin plana ayak uydurdum.

Haha. Mütevazılığin hiç değişmemiş. Okul yarın açılıyor. Okul için geldin değil mi?

Evet.

Kalacak yer ayarlayım sana.

Ayarladım.

Hım… Okul zamanı burada olacaksın ama okuldan çıkamama kuralı var. Bana da yardım edemezsin. Neyse. Senin istediğin bir şey var mı? Dükkândan istediğin her şeyi alabilirsin. Sana %50 indirim var. Hem de her zaman.

Gerçekten mi?

Tatbikîde. Hatta ilk eşyan benden olsun.

Aslında ben arkadaşım için geldim. Adı Murat. Ona güzel bir ateş kılıcı lazım.

Olmuş bil.

Biz şu uzun kılıcı beğendik olur mu?

Ondan daha iyisi var depoda. Siz bekleyin geliyorum.

Aradan az bir zaman geçti. Dündar Bey gelmişti. Elinde kırmızı ışıltılar yayan harika bir kılıç ile geldi.

Buna bakın. Bu kılıç ateş kılıçları içinde çok popüler.

Murat bu nasıl?

Yavuz bu harika bir kılıç. Şu özelliklere bak. %20 alev etkisi ve %15 can artışı. Çok beğendim. Buna paramız yetecek mi?

Ne parası, bu benden hediye. Para filan istemez. Yavuz mutlu olduysa sorun yok. Mutlu oldun mu Yavuz?

Ben Murat adına çok sevindim. Ama bu çok değerli değil mi? Sorun olmasın sonra?

Ne sorunu, siz beğendiyseniz hiçbir şeyin önemi yok. Halen parşömen arıyor musun?

Okul bitene kadar gerek olmayacak. Okulda zindan girişi yasakmış son seneye kadar.

Lazım olan bir şey olursa burada bulabilirsin. Size şehri gezdireyim. Oradan akşam yemeğine geçeriz sonra sizi okul bırakırım. Ne dersiniz?

Zahmet olmasın. Biz Murat ile gezeriz.

Ne zahmeti. Hadi çıkalım. Buralar sende Halise.

Görüşürüz Halise Hanım.

Beraber dükkândan çıktık. Dündar Bey bizi çok güzel gezdirdi. Daha önce gelmiş olmama rağmen görmediğim bu kadar çok yer olacağını düşünmemiştim. Akşam kararmaya yakın bizi yemek yemeye götürdü. Restoran hem büyük hem de zarifti. Gelen garsonların üstü başı düzenliydi. Sohbetimiz derinleşmişken Dündar Bey’in yanına aurası güçlü bir adam yaklaştı.

İyi akşamlar Dündar Bey, Yarınki kafile için korumaları ayarladım.

Tamamdır. Sabah görüşürüz.

Bu aura bana tanıdık geliyordu.

Dündar Bey bu adamı sanki tanıyor gibiyim.

Evet, geçen ki olayda yanımdaki 4 kişiden biriydi. Şimdi onları 2’ye ayırdım. Adam sayımızı da artırdım. Ayrı ayrı grupları götürebiliyoruz. 2 kat fazla para kazanmış oluyorum.

Peki, bu sıkıntı olmasın. Bir anda iki kafile baskına uğrarsa zararın çok olmaz mı?

Bunu engellemek için adam sayısını 3 kat artırdım. Hatırlarsan 15 koruma ve 4 tanede benim özel korumam vardı. Toplamada 19 kişiydik. Şimdi grupları 2’ye ayırdım. Her grup 35 kişiden oluşuyor. Anlayacağın 35 kişilik bir koruma grubuna saldırmak öyle kolay olmayacak.

Seviyeleri güçlü o zaman?

Evet. Sayende güçlü adamlar ile iş yapabiliyorum.

İyi de anlaştığın adamlar sana hainlik yapar ise ne yapacaksın?

Güvenmek zorundayım yoksa nasıl iş yapacağım.

Sen de haklısın.

Bu arada Murat bizi heyecan ile dinliyordu. Bu konuşmalardan bana daha hayran bir şekilde baktığını görebiliyordum. Yemekten sonra Dündar Bey bizi okula bıraktı. Yurda odamıza gittik. Artık Murat’ın da bir kılıcı vardı.

Murat, gezerken de yemekte de pek konuşmadın. Herhangi bir şeye sıkılmadın değil mi?

Her şey çok güzeldi. Senin bu kadar olayların içinde olduğunu bilmek beni heyecanlandırdı.

Kılıcın nasıl? Üzerine aura aktarabiliyor musun?

Burada denesek sıkıntı olur mu?

Bilmem. Deneyelim görelim.

Murat kılıcına aura verdikçe daha bir kırmızılaştı. Sanki her şeyi kesecekmiş gibi görünüyordu.

Nasıl hissettiriyor?

Bu harika bir şey. Çalışma sahasına kılıcımla çıkmak için sabırsızlanıyorum.

Yarın yurdun girişine hangi sınıflarda olduğumuz yazılacak. Büyük ihtimal yemek zamanı ve akşam görüşürüz.

Aynen.

Ben çok yoruldum. Yatıyorum. Yatarken kapıyı kilitlemeyi unutma.

Ben biraz daha kılıcıma bakacağım. Sonra yatarım.

Gölgem odada olur korkma, olur mu?

Alıştım onlara. Sıkıntı yok.

İyi geceler…

Sabah olmuştu. Masaya kahvaltıyı hazırladım. Alışkanlık olmuş artık. Baktım Murat halen uyuyor. Yavaştan uyandırdım.

Murat, Murat hadi kalk…

Hafifçe yatakta doğruldu. Elini yüzünü yıkayıp geldi. Bana baktı.

Beraber hazırlardık neden beni de kaldırmadın?

Zaten gölgelerim hazırladı. Hadi otur kahvaltımızı yapalım.

Kahvaltımızı yapıp yurdun girişine indik. Fazla bir insan yoktu. 40-50 kişi arası bir şeydi. Kapının camlara asılmış listelere bakıyorlardı. Kendisini listede bulan sınıfına gidiyordu. Az bir zamanda pek kimse kalmadı. Murat’ın sınıfı seviye 15-20’lerin sınıfıydı. 1. Katta bulunuyordu. Benim sınıfım seviyesiz sınıfıydı. 1. Katta bulunuyordu. Diğer sınıflar seviye 21-29 ve seviye 30 üstü sınıfları vardı. Murat ile okula gittik. Sınıflarımız karşılıklıydı. Murat sınıfına girdi. Bende sınıfıma geçtim. Benimle beraber 7 kişi vardı. Kendime boş bir sıra buldum, oturdum. Sınıfta fazla kişi değildik. Ama herkes birbirlerine düşmanca bakıyordu. Sınıfta 12 sıra vardı. Acaba bu kadar mıydık? İçeri Danışman Burak girdi. Sınıfta gezeleyenler sıralarına geçti.

Herkes yerine geçtiğine göre yeni gelen 4 arkadaşımızı tanıyalım. Sonra eski öğrenciler kendilerini tanıtsınlar. İsmini okuduğum yanıma gelsin ve kendini tanıtsın. Zahir buraya gel!

Adım Zahir. Su özellikli ruh bilekliğine sahibim.

Sıradaki Merlan buraya gel.

Adım Merlan. Toprak özellikli ruh bilekliğine sahibim.

Sıradaki Mokkas buraya gel.

Adım Mokkas. Ateş özellikli ruh bilekliğine sahibim.

Sıradaki Yavuz buraya gel.

Adım Yavuz. Karanlık ruh bilekliğine sahibim.

Tamamdır. Yeni gelen arkadaşlarımız bunlar. Şimdi geçen sene gelen arkadaşlarımızda. Marki buraya gel.

Adım Marki. Ateş ruh bilekliğine sahibim. Benimle muhatap olmayın. Bu kadar.

Sıradaki Musa buraya gel.

Adım Musa. Su ruh bilekliğine sahibim. İyi şanslar.

Sıradaki Bertun buraya gel.

Adım Bertun. Hava ruh bilekliğine sahibim.

Tamamdır. Son arkadaşımızda kendini tanıttığına göre kurallarımızı anlatayım. Kendi aranızda kavga etmek yok. Direk okuldan atılırsınız. Sorununuz varsa çalışma sahasında düello edebilirsiniz. Düellolar silahsızdır. Öğretmenler konuşurken sözlerini kesmeyin, 1 hafta ceza alırsınız. Zamanında sınıfta olmazsanız derse giremezsiniz. Ders saatinde önce çıkamazsınız aksi bir durum olmadıkça. Okul içerisinde gezebilirsiniz. Okuldan çıkmak yasak. Yakalanırsanız atılırsınız. Yemekhanede sıranın önüne geçemezsiniz. Sıraya girmek zorundasınız. Sorun çıkarırsanız okuldan atılırsınız. Başka sormak istediğiniz var mı?

Neden her cezada okuldan atılıyoruz.

Evet, Yavuz bunu her yeni gelen soruyor. Çünkü biraz kuralları gevşettik mi sorunlar çok fazla çıkıyor. Okuldan atılma riskine kimse girmediği için kimse sorun çıkarmıyor.

Anladım.

Başka soru sormak isteyen var mı?

Neden dışarı çıkamıyoruz?

Evet, güzel bir soru Mokkas. Çünkü dışarı çıktığınızda kendinizi beğenmişlik edip okulun başına iş açıyorsunuz. Var mı başka sorusu olan? Yok mu? Çok iyi. Bugünlük ders yok. Kuralları iyice öğrenin. Okulda ne nerede iyice öğrenin. Yarın sabah ders işlemek için hocalarınız gelecek. Diğer sınıflar derslere başladılar. Siz seviyesiz olduğunuz için bugünlük bu kadar.

Sınıftan çıktım. Bari çalışma sahasına gidip çalışmaları izleyeyim dedim. Çalışma sahası binasına girdim. Salonu gören sandalyelere oturdum. Birkaç kişi çalışıyordu. Seviye 15-20 arası sınıfı geldiler. Murat’ta oradaydı. Sınıflarında 15 kişi vardı. Hepsinin seviyesi birbirine denkti. Öğretmenleri 2’şerli gruplara ayırdı. Birbirleri ile dövüştürüyordu. Kimse eşya kullanamıyordu. Biraz zaman sonra Murat ile bir kişi kaldı. Sıra onlardaydı. Murat karşısındakini de yenerek sınıfında birinci olmuştu. Murat adına sevinmiştim. O dövüşürken benden haberi yoktu. Öğlen anlatırdı. Yemekhaneye doğru gidip kapısında Murat’ı bekledim. Yarım saat sonra gelmişti.

Hey, nasıl geçti Murat?

Çok yorucuydu. Yemekte konuşalım mı? Ayakta zor duruyorum.

Tabi, hadi içeri geçelim.

Loading...
0%