@wassel
|
Bak sen şunların yaptığına. Nasıl bir ders verelim? Şimdilik bir şey yapmaya gerek yok. Onun derdi birinci olmak. O yüzden bir dahaki okul sıralamasına bende gireceğim. Onunda bir bacağını kırarsam aklı başına gelir. Haha… Okul sıralamasında ilk üçe bile giremeyecek. Bu ona iyi bir ders olur. İyi de sen ve ben varız. Sonuçta üçüncü olabilir. Aylin üçüncü olacak. Bacağını kırınca devam edemeyecek. Sen birinci olursun ben ikinci olurum. İyi de okul müdürü sana çok kızar. Belki seni de sıralamadan eler. Yanlışlıkla kıracağım bacağını. Bile isteye değil. Anladım. Aylin’e güveniyorsun o zaman. Denebilir. Sende parşömen olacak. Bende olacak. 2 tane parşömen ile 2 kez zindana girebiliriz. İyi de sonrasında çok yatıyoruz. Üst üste giremeyiz. Dünkü öğrendiğim bilgiden sonra girebiliriz. Neymiş o? Şifa büyüsü yorgunluğa iyi geliyor. Öğleden sonra Ayşe Hanım ile geleceğim. Murat’a şifa büyüsü yapacak. O zaman anlarsın. Bende gelsem olur demi? Gelmezsen anlayamazsın değil mi? Haha… Bertun ile derse gittik. Jason öğretmen durmadan bizi düello adı altında dövüyordu. Mokkas ile Merlan, Zahir’i kenara çekmişlerdi. Zahir dermanı kalmadığı için kenardan izlemeye devam etti. Ben yorgunluk taklidi ile yerde uzanıyordum. Bertun iyi çabalıyordu. Biz dördümüz Bertun’u izliyorduk. Öğleye kadar Jason öğretmen canımıza okumuştu. Ders bittiğinde kimsenin enerjisi kalmamıştı. Biraz dinlendikten sonra Bertun ile yemekhaneye gittik. Karnımızı bir güzel doyurduk. O sırada masaya Aylin geldi. Nasıl oldun Yavuz? Sabahtan öğleye kadar bizim sınıf, Jason öğretmenden ders adı altında, iyi bir dayak yedi. Yapma be. O kadar zorladı mı sizi? Evet. Özellikle Bertun iyi iş çıkardı. Onun sayesinde bizi daha az dövdü. Övdün mü beni, yerdin mi anlamadım. Haha… Sen nasılsın Aylin? Bir sorun yok değil mi? Bu aralar Cem benimle uğraşıyor. Sana yardım ettiğim için bana ceza verdiğini düşünüyor. Anladım. İstersen onunla konuşabilirim. Ben hallederim. Hem senin nasıl konuştuğunu gördüm. Tekme yemeyi konuşmak zannediyorsan buyur? Haha… Aylin, yanlış anlamışsın. Ben arkamdan senin beni takip ettiğini bildiğim için kendimi o duruma düşürdüm. Acaba onlar ile birlik olup sende mi vuracaksın ya da dediğin gibi beni mi koruyacaksın. Bundan emin olmak istedim. Beni kandırdın yani? Aslında kandırmadım. Hem ayakta kaldın. Otur sende bizim masaya. Burada bekle. Ben şimdi konuşurum onunla. Aylin şaşkın bir şekilde bakıyordu. Bertun ona dönerek; Merak etme. O halleder. Emin misin? Geçen gün iyi bir dayak yedi. Numaraydı o. İnsan numara için dayak yer mi? O da öyle biri işte. Senden emin olmak için göze aldığı bir durum. Hem bak o gayet iyi. İyi bakalım. Bir şey olursa sen müdahale edersin. Bana gerek kalmayacak. Şimdi onu herkesin önünde rezil edecek. İyi izle. Cem’in oturduğu masaya doğru gidiyordum. Yaklaştığımı görünce ayağa kalktı. Yanında olan iki kişi de onunla beraber ayaklanmıştı. Gölgelerimden ikisi ayaklanan ikiliyi kaba kuvvet ile sandalyelerinde tutuyordu. Cem çok şaşırmıştı. Böyle bir şey beklemiyordu. Tam bana hamle yaparken gölgelerimin diğer ikisi onu tuttuğu gibi duvara çarptı. Yere düştü. Yerde kıvranıyordu. Boğazından tutup duvara yaslayarak kaldırdım. Ayakları yerden kesilmişti. Nefes almakta zorlanıyordu. Bu arada gücümü kontrol etmeye çalışıyordum. Fazla güç verirsem onu öldürebileceğimi biliyordum. Birkaç su numarası yapmaya çalışsa da elimden kurtulamadı. Bayılmıştı. Onu yere bıraktım. Onun iki arkadaşına dönerek; Bir daha Aylin’in yanına yaklaşmasın. Yoksa bu kadar ucuz kurtulamaz. Korku içinde bana bakıyorlardı. Yemekhane görevlisi Sinem Hanım yanıma geldi. Yavuz, sakinleş ve benimle müdürün odasına gel. Sinem Hanım’ı takip ederek müdürün odasına gittim. O sırada Aylin’e merak etme anlamında el işareti yaptım. Onun da yüzünde şaşkınlık vardı. Benden böyle bir şey beklemiyordu. Bertun ’un kahkaha attığını görüyordum. Yaptıklarım hiç olmazsa birinin hoşuna gitmiş. Müdürün kapısına geldik. Sinem Hanım müdürün odasına girdi. Bende kapının önünde bekliyordum. İçerden bana seslendiler. Odaya girdim. Evet. Anlat bakalım Yavuz? Söz sende. Dün geceden başlayan tüm olayı anlattım. En son yemekhanede Aylin’in yanıma gelip durumu anlatması ile kızdığımı, Aylin’e bir daha karışmaması için onu hırpaladığımı anlattım. Bana kızmasını beklemeye başladım. Anlattıklarını dinledim. Dün Aylin geldi. Bana sana olanları anlattı. Buraya kadar dediğin gibi. Ama dün gece dayak yiyip şimdi dayak atman biraz tuhaf değil mi? Söylemeyi unuttum. Aylin bana numara yapıyor mu yoksa beni gerçekten korumak mı istiyor diye, bile isteye dayak yedim. Yoksa bana dokunamazlar bile. Senin farklı bir seviyede olduğunu tahmin edebiliyorum. Belki de okuldaki seviyesi en yüksek çocuklardan birisindir. Ama yine de dikkatli ol. Yaptığın bu suç cezasız kalmayacak tabi. Okul sıralaması turnuvasına kadar derslere girmen yasak. Çalışma sahasına girmende yasak. Şimdi gidebilirsin. Teşekkür ederim Ayla Hanım. Beni okuldan atmadığınız için. Bunu bilmen sevindirici. Bu zaman aralığında başka olay istemiyorum. Çok ucuz yırtmıştım. İyi ki dün gece olanları Aylin anlatmış. Yoksa müdür bana inanmazdı. Yapacak bir şey yok. Bertun’u bulayım da çalışma sahasına gidelim. Ben giremem ama Bertun girip Ayşe Hanım’ı çağırabilir. Yemekhaneye gittim. Bertun ve Aylin masa da beni bekliyorlardı. Ne oldu? Atılmadın değil mi? Aylin’in sayesinde atılmadım. Aylin ne alaka? Dün geceki olayı iyi ki müdüre anlatmış. Yoksa bana inanmayacaktı. Çok iyi. Ne ceza verdi? Okul sıralaması turnuvasına kadar derslere ve çalışma sahasına girmem yasaklandı. Yapma be. Kötü olmuş. Yine de okuldan atılmandan iyidir. Aynen. Niye bu kadar ileri gittin. Benim yüzümden bir de ceza aldın? Takma kafana. Ucuz yırttı Cem. Artık seni rahatsız edemez. Bu korku ona yeter. Bertun senden bir şey isteyeceğim. Nedir? Çalışma sahasına girmem yasak olduğu için benimle beraber gelip Ayşe Hanım’ı çağırır mısın? Murat için şifa büyüsü yapacaktı. Tabi. Hadi gidelim. Sonra görüşürüz Aylin. Bertun ile çalışma sahasına giderken sohbet ediyorduk. Çalışma sahasına geldiğimizde; Sen bekle. Ben Ayşe Hanım’a haber edeyim. Biraz zaman geçtikten sonra Bertun ile Ayşe Hanım geliyorlardı. Yavuz, bir şeyler duydum. Neler oldu? Yurda giderken olanları anlattım. Biraz endişeliydi. Odanın kapısına yaklaştık. İçeri girdiğimizde Murat yatakta yatıyordu. Ayşe Hanım sandalyeyi yatağın yanına çekip oturdu. Yaklaşık 10 dakika kadar iyileştirme büyüsü yaptı. Murat hafiften gözlerini açıp bize bakıyordu. Neler oluyor? Ayşe Hanım neden burada? Seni iyileştirmek için geldi. Şimdi nasılsın? Üzerimde at tepinmiş gibiyim. Murat yatakta oturdu. Etrafına biraz bakındıktan sonra. Ne kadardır yatıyorum? 2 gün oldu. Yine iyisin. Ayşe Hanım olmasaydı en az 1 hafta yatardın. Teşekkür ederiz Ayşe Hanım. Sayenizde derslerinden eksik kalmayacak. Önemli değil. Kendinize iyi bakın. Ayşe Hanım’a eşlik ettim. Onunla beraber çalışma sahasının girişine kadar gittim. Buradan sonrasına girmem yasak. Çok teşekkür ederim. Ayşe Hanım. Önemli değil. Auranızı artırmak için neler lazım? Neden sordun ki? Eğer auranız yükselirse daha fazla iyileştirme büyüsü yapabilirsiniz. Bunun farkındayım ama aura yükseltme eşyaları çok pahalı. Okulun eşya satış dükkânında var ama alabilecek kadar param yok. Öğretmenler iyi para kazanmıyorlar mı? Kazandığımız giderlere gidince pek elimizde kalmıyor. Anladım. Bu dükkân okulun içerisinde mi? Okuldan da girişi var dışardan da. Okula bir geçit gibi? Öyle de denebilir. Öğrencilerin girmesi yasak mı? Değil. Ama dükkândan dışarı çıkmanız yasak. Teşekkür ederim. Elimde enerjinizi artıracak bu yiyecekler var. Bunları alın. Çok düşüncelisin. Ayşe Hanım’ın yanından ayrıldım. Yurda geri döndüm. Öğrendiğim bilgi benim için önemliydi. Ben dışarı çıkamasam da dükkâna herkes gelebilirdi değil mi? Dükkânda istediğim insanlara ile görüşebilirdim. Dükkân çalışanlarının seviyeleri fazla yüksek olmaz ise gölgelerimi dükkândan çıkarabilirdim. Şehrin etrafındaki ormanlarda avlanabilirlerdi. Düşüncelere öyle dalmışım ki, odamın kapısına gelmiştim bile. İçeriye girdim. Murat masada bir şeyler yiyordu. Bertun odasına gitmişti. Neyse Bertun’a sonra teşekkür ederim. Murat, yemeklerini acele ye. Neden? Sen uyurken yeni bir kılıç metodu öğrendim. Onu anlatacağım sana. Ciddi misin? Hemen geliyorum. Gece yarısına kadar Murat ile çalışmıştık. Metodu ona öğrettikten sonra başka metotları da öğrenmeye çalıştık. Tabi ben öğrettikçe benim kılıç uzmanlığımda gelişiyordu. Sabah olmuştu. Murat derse gitmişti. Bertun da dersteydi. Bende şu okul dükkânına gitmeye karar verdim. O kadar okulu gezsem de nerede olduğunu hiç görmemiştim. Kütüphaneye gittim. Albert bilirdi. Merhaba Albert, nasılsın? Ben iyiyim de sen nasılsın? Geçen iyi bir dayak yemişsin. Bende iyiyim. Arada oluyor öyle. Aklıma bir şey takıldı. Nedir? Okulun eşya satış dükkânı var mı? Evet var. Okulda her yere baktım ama bulamadım. Tam olarak nerede? Burada. Nasıl yani? Kütüphanenin yanı dükkân. Kütüphane açık olmadığında dükkâna da bakıyorum. Girişi nerede? Bende girebilir miyim? Tabi sende girebilirsin ama dükkândan şehre geçmek yasak. Okuldan atılırsın. Nereden girebilirim? Beni takip et. Kütüphanenin arkasına doğru devam ettik. Bir kapıdan geçtik. Kütüphanenin deposu gibi duruyordu. Tekrar bir kapıdan geçtik. Dükkânın içerisindeydik. Diğer dükkânlardaki gibi eşyalar sıralanmıştı. Geçtiğimiz depo hem kütüphanenin hem de dükkânın deposu olarak kullanılıyordu. Yavuz, ben geri dönüyorum. Hüseyin Bey sana yardımcı olur. Sakın dükkândan çıkma. Çok teşekkür ederim Albert. Asla seni zor duruma düşürecek bir şey yapmam. İyi o zaman. Albert kütüphaneye gitmişti. Ben dükkânda geziyordum. Müşteriler eşyalara bakıyorlardı. Hüseyin Bey pek müsait değildi. Dükkânın bekleme bölümünde oturup bekliyordum. Müşteriler gidince Hüseyin Bey bana yaklaştı. Merhaba, adın ne? Yavuz. Yavuz, Albert Bey’e adıyla hitap eden öğrenci görmeyeli uzun zaman olmuştu. Bana Hüseyin diyebilirsin. Tamam. Ben ceza aldığım için derslere ve çalışma sahasına giremiyorum. O yüzden dükkâna bakmaya geldim. Bayağı güzel eşyaların var. Evet öyleler. Buna rağmen fazla müşterin yok gibi. Okul merkezden uzakta kalınca fazla insan gelemiyor. |
0% |