Yeni Üyelik
4.
Bölüm

4. Bölüm

@wassel

Hasan amca sakin sakin takip ediyordu bizi. Hiçbir şey söylemiyordu bana. Sonradan öğrendim ki eşlik etmek için sessiz kalma zorunluluğu varmış. Hasan amca da benim yüzümden baya bir sıkılmıştır. Bir diğer kapıya gittik. Kapı yemyeşildi. Daha önce gördüğüm asa gibi çok güzeldi. İçeri girdim. Yine aynı sorular vardı sadece bu sefer yaşam üzerine idi. Buradan çıktım. Zannediyorum artık son kapıydı. Luca Hanım bana gülerek “Son bir oda daha kaldı. Sonrada ruh bilekliği odasına gideceğiz” dedi. Yapacak bir şey yok. Luca hanımı takip ettik. Simsiyah bir kapının önünde durduk. Daha önce hiç siyah eşya görmediğimden şaşkınlık ile “Bu kapı ne kapısı” sorusu çıkıverdi ağzımdan. Luca Hanım bana gülerek;” Son kapı bu içeride öğrenirsin.” dedi.

Kapı açıldı. İçeriden iki kişi geldi ve beni içeri aldı. Karanlık sis oluşmuş bir koltuk vardı. Diğerlerinde böyle bir sis oluşumu yoktu. Beni içeri alanlara “Neden bu koltuk diğerleri gibi değil? Üzeri bir sis ile kaplı gibi” dedim. İkisi birbirlerine bakarak “Koltukta sis görmüyoruz, sen otur ve bizim sorularımıza cevap ver.” Neyse bende koltuğa oturdum. Sis üzerimde geziyordu. Karşıda oturanlar bunu görüyor mu diye bakıyorum ama hiçbir tepkileri yoktu. Karanlık hakkında sorular sormaya başladılar.

Siyah rengini sever misin?

Evet

Sana neyi çağrıştırıyor?

Gücü

Nasıl bir güç?

Korunacak insanları koruyacak bir kalkan, kılıç, balyoz gibi

İlginç! İlk girdiğinde koltuğun siyah bir sisle kaplı olduğunu söylemiştin. Hâlen öylemi?

Durum biraz faklı oldu. Koltuğa oturunca sis benim üzerimde gezmeye başladı ve bedenimi kapladı. Siz göremiyor musunuz?

Bu durum senin ruhunun içerisinde bulunan saklı kalmış bir özelliğinden kaynaklanıyor. Büyük ihtimal ile senin ruh özelliğin siyah renklerden birinin özelliği olacak.

Siyah renkli olanlar neler?

Kara büyücü, karanlık kılıcı, gölde adam gibi.

Anladım.

Biz böyle konuşmaya devam ederken, karşımda oturanların arkasında rüyalarımda gördüğüm gölge insanlar duruyordu. Ellerindeki eşyalarını yere vurarak bir şeyler söylüyorlardı. Ama ben halen onları duyamıyordum. Tabi bu gördüklerimi onlara anlatmadım.

Sorularımız bu kadar. Sizin sormak istediğiniz bir şey var mı?

Yok.

Luca size eşlik edecek ve son olarak ruh bilekliği odasına gireceksiniz. Büyük ihtimal ile siyah bir ruh bilekliği elde edeceksiniz. Umarım iyilerden olursunuz ve kötülüklerden insanları korursunuz.

Teşekkür ederim.

Kapıdan çıktım. Luca ve Hasan amca beni bekliyorlardı. Yanlarına gittim. Luca güzel bir gülümseme ile karşıladı.

Son odaya geçelim artık. Bütün odalara girdin. Hangi renk bir bilekliğin olacağı büyük ölçüde belli olmuştur. Hangi odada farklı şeyler hissettin?

Nasıl bildin?

Tabi ki bilirim. Bu odaların amacı bu. Hangi renk ruh bilekliğine yatkınlığın varsa o odada sana özel bir şeyler görünmüştür.

Evet, dediğin gibi oldu. Siyah odada farklı hissettim.

Gerçekten mi?

Evet?

Aslına bakarsan uzun zamandır bir siyah renge yakın birini görmemiştim. Benden önce buradan emekli olan arkadaşımın anlattığı bir genç vardı. O’na siyah ruh bilekliği çıkmış ve kara büyücü olmuştu. Nadir bir durum aslında. Sana ne çıkacak çok merak ettim şimdi. Haydi gidelim.

Ruh bilekliği odasının önüne geldiğimizde ufak bir sıra vardı. Bizde sıraya girerek beklemeye başladık. Odadan çıkanlar genellikle mutlu ve heyecanlı oluyorlardı. İlk çıkan turuncu ruh bilekliği almıştı. Neşesinde geçilmiyordu. İkinci çıkan açık mavi ruh bilekliği almıştı. Gülümsüyordu. Benim önümde olana sıra gelmişti. İçeri girdi. 2-3 dakika sonra o da çıktı. Gözlerinden yaşlar akıyordu. Bileğine baktığımda herhangi bir bileklik yoktu. Sıra bana gelmişti. Beni içeri aldılar. İçerde 5 kişi bulunuyordu. 5 farklı renkten yapılmış koltuklarda oturuyordu. İnce bir sütun üzerinde karışık renklerden oluşmuş okuyamadığım yazılar ile işlenmiş yassı bir taş duruyordu. Yanındaki kişi beni yanına çağırdı.

Adın ne?

Yavuz efendim.

Yavuz, sol kolunu uzatarak bileğini taşın üzerine koy.

Böyle mi?

Evet. Bana cevap vermeden dinle ve sadece başınla onay ver tamam mı?

Başımı sallayarak tamam demek istedim. O bana anlamadığım dilde bir şeyler okuyordu. Yavaş yavaş taş simsiyah oldu. Üzerindeki yazılar altın renginde parlıyordu. Vücudumdan sol bileğime doğru karartılar hücum etmeye başladı. Sol bileğimde Siyah ama koyu siyah desenler oluşmaya başladı. Sol gözümde bir ekran açılmış gibi pencere oluştu. Ekran üzerinde Gölge yazıyordu. Sol ve sağ olmak üzere ekran ikiye bölünmüştü. Sol bölünmüş kısımda Seviye 1 yazıyor ve altında Özellikler başlığı vardı. Özellikler altında sadece gölge klon oluşturma (Her 10 seviyede 1 klon) yazıyordu. Sağ tarafta ise Sahiplikler başlığı vardı. Sahipliklerin altında 1 klon yazıyordu.

Yavuz. Neler değişti sende? Bize anlatabilir misin?

Sol gözümde bir ekran oluştu. Üzerinde gölge yazıyor. Özellik olarak klon oluşturma yazıyor. Sahiplik altında 1 klon yazıyor.

Gölge adam olmuşsun. Tebrikler.

Odadan çıktım. Luca ve Hasan amca beni bekliyorlardı. Hasan amca sol kol bileğimdeki siyah bilekliği görünce koşarak bana sarıldı.

Aferin Yavuz. İstediğin gölge adamı olmuşsun.

Sonunda Hasan amca. Luca gölge adam oldum.

Tebrikler Yavuz.

Hasan amca ile ruh bürosundan ayrıldık. Bunu kutlamak için beni o büyük eşya dükkânına götürdü.

Evet, Yavuz. Paramın yettiği en güzel eşyayı sana alacağım.

Hasan amca, öyle pahalı şeylere gerek yok.

Köyümüzde bir sen varsın gölge adam. Hem köyümüzü de düşünüyorum.

Pahalı olmasına gerek yok ki. Ne kadar fazla klon oluşturursam o kadar çok köye yardımcı olurum. Klon sayısını artıracak bir şey bulsak yeter değil mi?

Aynen. Bakalım kara eşya bulmak zor. Var mı ellerinde?

Konuşurken dükkânın içerisine girdik. Gözümüz Halise Hanımı aradı. Sonunda gördük. Ona doğru yöneldik.

Merhabalar Halise Hanım, Yavuz gölge adam ruh bilekliğini aldı. Onun için önereceğiniz eşyalar var mı?

Merhabalar Hasan amca, demek gölge adam oldu. Aferin Yavuz. Kara eşya pek fazla yok ama nasıl bir özellikte eşya arıyorsun?

Klon sayısını artıracak bir eşya istiyorum.

Anladım. Ben etrafa haber göndereyim elimizdeki kara eşyaları öğreneyim.

Ne kadar sürer ve ne kadar tutar?

2-3 gün sürer. Ne kadar isteyeceklerini bilmiyorum. Bir de başka özellikte olanlar var ise onları da söylerim. Çünkü klon sayısı artıran eşya bulamayabiliriz.

O kadar nadir mi bu kara eşyalar?

Evet tatlım. Çünkü kara eşyayı karanlık zindanlarından elde ediyorlar. Karanlık zindanlarına girmek isteyen zaten olmuyor. Nedenini biliyorsun. Az sayıda kara eşya kullanıcısı var. Malzeme talebi de az.

Kendim girebilir miyim karanlık zindanlarına?

Belirli şartları var. Seviye şartları var. Bazı zindanlar kişi sayısı ister.

Anladım. Ya güçlenip kendim zindanlara gireceğim ve eşyalarımı kazanacağım ya da çok param olmalı.

Evet, öyle de denilebilir. Sen yine de canını sıkma belki dükkânımıza parasız bırakılan eşyalar arasında kara eşya vardır. Sen 3 gün sonra tekrar gel olur mu.

Hasan amca 3 gün burada kalabilecek miyiz?

Yani sana söz verdim. 3 gün sonra gelelim. Kara eşya bulmuş olurlar ise ve bizimde paramız yeter ise alırız.

Kolay gelsin Halise Hanım.

Hasan amca ile dükkândan çıktık. Yemek yemeye kaldığımız yere gittik. Hasan amca çok mutluydu. Masa da bana köyümüze nasıl yardım edebileceğimden bahsediyordu. Klon sayısını artırınca nerelere kadar klon göndereceğimi, kimlere nasıl yardımcı olacağımı anlatıyordu. Ben ise nasıl klon oluşturacağımı düşünüyordum. Neyse önümdeki yemekleri yedikten sonra Hasan amcaya danışarak çözerim.

3 gün göz açıp kapayıncaya kadar geçti. Bu zaman içinde şehir merkezini Hasan amca ile iyice gezdik. Kendi özelliğim hakkında bilgi almak için ruh bürosundaki görevliler ile konuştuk. Klon oluşturmayı öğrendim. Şimdilik 1 klon oluşturabiliyorum. Klona yapmasını istediğim şeyleri aklımdan geçiriyorum o da harfiyen yerine getiriyor. Benim için harika bir şey. Bayıldım buna. Kendi seviyem ile onun seviyesini de artırabildiğimi öğrendim. Seviyesi arttıkça daha hızlı ve güçlü olacakmış tabi benimde özelliklerim gelişecekmiş. Dedim “Okul yok mu?” Bunun ile ilgili bir okul varmış ama 15 yaşından küçükleri okula almıyorlarmış. Nedenini sorduğumda belirli bir seviyeye gelinmesi ve daha olgun olunması gerektiğini söylediler. Direk ruh bilekliğini alan çocuklar zaman geçtikçe güçlerini öğrendikçe küstah, yaramaz ve söz dinlemez oluyormuş. Artık nasıl bir fırtınadan geçtiler ise. Hasan amca ile büyük dükkâna gitmek için odada hazırlanıyorduk. Klonda bize eşyaları toplamakta yardım ediyordu. Klonun karakter özelliklerine baktığımda seviyesinin 2 olduğunu gördüm. Klonum çalıştıkça deneyim kazanıyor gözüküyordu. Ama Ruh bürosundakilerin dediği benimle beraber seviye atlayacağıydı. Neyse şimdilik bu bilgi bende kalsın. Zamanla neler olduğunu kendim öğrenirim. Dükkânın önüne geldik. İçim kıpır kıpırdı. İçeriye girdik. Gözümüz Halise Hanımı arıyordu. Yan tezgâhtan “Yavuz” sesi geldi.

Merhaba Halise Hanım.

Hoş geldiniz. Sizin istediğiniz kara eşyayı bulamadık ama iki tane kara eşya var. Özellikleri umarım hoşuna gider?

Tezgâhın üzerine gümüş bir yüzük ve bir hançer koydu. Yüzük üzerindeki taş siyaha yakın griden koyu karışmış bir renkte oval kesimdi. Hançerin kabzası kemikten ve işlemliydi. Hançerin bıçak kısmı siyaha yakındı. Ama üzerinde yüzük taşının üzerindeki gibi kara bir aura vardı. Tabi auraları ben görüyordum.

Halise Hanım, yüzüğün özelliği nedir?

Yavuz eline aldığında göreceksin. Ama yine de ben söyleyeyim.

Yüzüğü takan kişinin canını %15 artırıyor ve Hasar oranını %5 artırıyor. Hançer ise kullanıcısına vurduğu hedefi %25 kara zehir ile zehirlenme şansı veriyor. Hasarı 75 artırıyor.

Hasan amca nasıl bu özellikler?

Yani savaşçılar için kullanışlı gözüküyor. Senin köy için kullanacağın özelliklerde değil. İleride köyü korumak için savaşçı olursan işine yarar.

Anladım. Peki bunların fiyatı nedir?

Aslında bunlar için çok para istemiyoruz. Çünkü uzun yıllardır depomuzda bekleyen ürünler. Normalde bunlar ateş ya da buz olsaydı yüzük için 1000 altın, hançer için 2500 altın isterdik. Size ikisini 500 altına vereceğiz ne dersin?

Hasan amca sen ne düşünüyorsun? İlerde köyü koruma için kullanabilirim güçlendiğimde. Hem bir daha ne zaman geleceğiz Astan şehrine?

Haklısın Yavuz. Bence de alalım. Zaten Halise Hanım bunları bulmak için bayağı uğraşmış. Hem alabileceğimiz bir fiyatta veriyor bize. Çok teşekkür ederiz Halise Hanım. Bizim için çok uğraştın. Biz bunları alalım.

Ne demek. İlerde buralara uğrarsanız yine uğrayın. Bana denk gelen kara eşyaları sizin için tutacağım.

Malzemeleri aldık. Dükkândan çıktık. Kaldığımız otele geri döndük. Odaya çıktık. Hasan amca ile malzemeleri masanın üzerine koyduk. Hasan amca bana dönerek” Dükkânda hiç özelliklerine bakmadın? Bunları bir incele bakalım.” Başımla olur der gibi yaptıktan sonra yüzüğü elime aldım. Yüzüğü elime alınca, parmağa olacak şekle gelene kadar küçüldü. Parmağıma taktım. Yüzüğün üzerindeki taş simsiyah oldu. Grimsi rengi değişmişti. Özelliklerine baktım. Halise Hanım söylediği özellikler vardı. Fakat yüzüğün seviyesi de vardı. Seviye 1 yazıyordu. Demek ki seviye atladıkça yüzüğün özellikleri artacaktı. Şaşkınlığımı anlayan Hasan amca “Ne görüyorsun?” diye sordu. Bende sadece renginin güzelliğine şaşırdığımı söyledim. Halise Hanım’ın söylediği özelliklerde olduğunu söyledim. Sonra hançeri elime aldım. Kemik kabzası elime göre küçüldü. Bıçak kısmındaki aura kapkara oldu. Bunun da seviyesi 1 yazıyordu. Yani buda kendini geliştiren bir eşya idi. Özelliklerini kontrol ettim ve aynıydı. Hasan amcaya bunun da aynı olduğunu söyledim. Hançeri belime taktım. Yüzüğü parmağımda bıraktım. Hasan amcaya dönerek;” Bunlar bende kalsın mı?” diye sordum. Hasan amca önce çok şaşırdı sonra da bir kahkaha attı. “Zaten sen kullan diye almadık mı, ne istersen öyle yap evladım.” Dedi. Gölge klonu oluşturdum eşyalarımızı arabaya taşıması için. Ona yapmasını istediğim şeyleri sıraladım. Sonra bizde toparlandık ve arabaya doğru hareket ettik. Yolda giderken birkaç dükkâna uğradık ve yolculuğumuz sırasında bize lazım olabilecek şeyleri aldık. Astan Şehri çıkışına geldiğimizde Hasan amca korumalar ile bilgi alışverişinde bulunuyordu. Yüzünden anladığıma göre pekte bir haber yoktu. Tekrar yolumuza devam ettik. Hasan amca arabayı sürerken benimde canım sıkılıyordu. Gölge klon oluşturdum. Karşıma oturmasını istedim. Onunla konuşmaya çalışıyordum. Belki o da rüyalarımda olan gölge klonlardan olabilirdi.

Sen rüyalarımda gördüğüm klonlardan mısın?

Loading...
0%