Yeni Üyelik
40.
Bölüm

40. Bölüm

@wassel

Merhaba Albert Bey, Burhan hakkında yeni bilgiler buldum.

Öylemi, lütfen bize eşlik edin.

Teşekkür ederim.

Evet, sizi dinliyoruz?

Öğleden sonra bir adamla konuştum. Ormanın kuzeyinde bir çiftlik var, Burhan orada saklanıyormuş. Bana verdiği bilgi bu. Umarım işinize yarar.

Albert, bu arkadaşınızın adı ne?

Adı Mert.

Daha çabuk bulabilmemiz için bizimle gelmek ister mi? Sonuçta buraları pek bilmiyoruz.

Mert Bey ne dersiniz?

Tabi ki. Yarın sabah burada buluşur gideriz. Size uyar mı?

Olur, yarın görüşürüz.

Mert yanımızdan ayrıldı. Tabi ben gölgelerimden birini peşine taktım. Mert direk Tekin Bey’in yanına gitti.

Tekin Bey, dediğiniz gibi onları ormanın kuzeyindeki çiftlik evine yönlendirdim. Yarın ben de onlara eşlik edeceğim.

Sen niye eşlik ediyorsun?

Benim onları götürmemi istediler. Bende şüphe etmesinler diye olur dedim.

İyi etmişsin. Onları istediğimiz yoldan getirirsin.

Yarın sabah çıkacağız.

Tamamdır. Adamları toplayayım.

Albert ile odada oturuyorduk. Durumu anlattım.

İyi oldu. Mert’ten de bu bahane ile kurtulabileceğiz. Onun yanında gölgelerini oluşturma. Haberi olmasın. Önden gölgeleri gönderirsin. Gelen habere göre hareket ederiz.

Anladım. Yarın bu işi bitirmiş olabilir miyiz?

Olabiliriz.

Sabah olmuştu. Kahvaltımızı yaptık. Mert gelmişti. Onunla beraber yola koyulduk. Yolda giderken gölgelerimi etrafı araştırmaları için gönderdim. Etrafımızda bizi beklenmedik saldırılardan koruması için Haşhaşi’yi, cesetlerden kurtulması için Gabriel’i görevlendirdim. Haşhaşi çiftlik evine gelene kadar yaklaşık 18 adamı bize saldırmadan öldürmüştü. Tabi cesetleri Gabriel özümsedi. Çiftlik evinin önüne vardık.

Albert ben bir tuvalet molası verip geliyorum.

Çabuk ol.

Birkaç ağaç ilerledikten sonra Alfa’dan bilgileri öğrendim. Çiftlik evinde seviye 85-90 arası iki kişi vardı. Diğer 25 kişinin seviyesi 50-60 arasındaydı. Tekin’de evde bekliyormuş. Bunları öğrenince Albert’in yanına gittim.

İşler biraz karışık.

Ne oldu Yavuz?

Seviyesi yüksek iki kişi var. 25 tane de önemsiz adam var.

İkisi benden yüksek mi?

Evet.

Biz konuşurken Mert dinliyordu.

Soylu da içeride.

Anladım. Sen ne düşünüyorsun Yavuz? Halledebilir miyiz?

Devam edelim.

Mert ile beraber çiftlik evine girdik. Büyük bir odaya doluşmuş bir sürü insan vardı. Tekin Bey de karşımızdaydı. Mert yanımızdan ayrılarak Tekin Bey’in yanına gitti.

İstediğiniz gibi getirdim.

Aferin Mert. Şöyle bir kenara geç ve dinlen. Gerisi bizde.

Albert etraftaki adamların duruşlarını inceliyordu. Tekin’in yanında duran iki adam göze batıyordu. Bir adım öne çıkıp,

Tekin Bey sizi burada bulmak sürpriz oldu. Burhan burada mı?

Artık Burhan’ı aramanıza gerek kalmayacak. Buradan tek parça halinde çıkamayacaksınız.

Ne demek istiyorsunuz Tekin Bey?

Bu işi burada bitireceğim.

Yanındaki adamlara dönerek,

İkisini de öldürün.

Albert sol tarafı aldı bende sağ tarafı aldım. Karşımdakiler fazla güçlü değildi. Kim saldırsa saldırsın kılıcımın tadına bakıyordu. 10 dakika sonra saldıran 25 kişi delik deşik olmuştu. Tekin kızgın ve dehşete düşmüş bir şekilde bakıyordu. Mert telaşa kapılmıştı. Diğer iki kişi sakinliğini bozmuyordu. Tekin yanında duran iki kişiye dönerek,

Yusuf Bey, lütfen ilgilenin şu ikisiyle.

Yusuf şöyle bize baktı. Aralarında sanki paylaşım yapıyorlardı.

Turgut hangisini alırsın?

Benim için fark etmez. Önce hangisini öldüreyim?

Şu ihtiyar benim. Çocukla sen ilgilen.

O sırada Albert ile konuşuyordum.

Albert sana yardım için Ateş’i bırakacağım. Ben gelene kadar ölme.

Haha… Beni o kadar küçümseme Yavuz.

Yine de sen ölmemeye bak.

Albert ile odadan çıktık. Bahçeye doğru devam ettik.

Hey, korkup kaçmakta haklısınız. Ama kaçamazsınız. Haha…

Yusuf ile Turgut’ta bahçeye çıktı. Albert’e destek olması için Ateş’i oluşturdum. Ateş hemen yılanlarını oluşturdu. Oluşturduğu yılanlar seviyesi düşük olduğu için arka tarafta beklemeye çekildi. İçlerinden birini öldürürsek iyi seviye kazanacaklardı. Albert ve Ateş, Yusuf’a saldırmaya başladılar. Bende Turgut’a saldırmaya odaklandım. Seviyesi benden fazla olsa da ondan daha güçlüydüm. Toprak büyüleri ile bana saldırmaya çalışsa da hepsini çözebiliyor ve ona göre kendimi savunabiliyordum. Haşhaşi ’ye görünmeden Mert ve Tekin’i öldürmesini emrettim. Biz savaşırken o sessizce Mert ve Tekin’i öldürdü. Yılanların seviyeleri biraz da olsa arttı. Turgut’u öldürüp Albert’in yanına gitmeliydim. Ama Turgut iyi kaçıyordu. Yarım saat kadar sonra Turgut yavaşlamaya başladı.

Nasıl olurda senden daha yüksek seviye olmama rağmen beni durdurabiliyorsun?

Sırlar söylenmez. Albert burada olmasaydı şimdiye kadar ölmüş olurdun. Şimdilik biraz daha oyalanacağım seninle.

Dalga geçme benimle.

Kızgın bir şekilde saldırmaya başlayınca açıklar verdi. Bir iki derken kesmediğim yeri kalmadı. Kanlar içinde yerde sürünmeye başladı.

Burhan kızlara işkence yaparken sende orada mıydın?

Ne kızları?

İyi, haberin olmadığına göre hızlı öldüreceğim.

Son hamleyi kalbine yapıp onu orada öldürdüm. Albert ve Ateş, Yusuf ile iyi savaşıyorlardı. Onlar savaşırken Gabriel’i çağırdım.

Yerin var mı?

Var kralım.

Bunu da sakla. Seviyesi 89. Bu da bizim işimize çok yarar.

Emredersiniz kralım.

Diğerlerini ormana götürün. Gabriel sen de hepsini orada özümse.

Gölgelerim cesetleri ormana götürüyorlardı. Gabriel de onları özümsüyordu. Turgut’un ölmesi ile arka tarafta bekleyen yılanların seviyesi çok artmıştı. Yusuf’un etrafını sardık. Yusuf nefes nefese kalmıştı.

Bu kadar gücü nasıl elde ettiniz? Bu yılanların seviyesi nasıl birden bu kadar arttı?

Burhan kızlara işkence yaparken sende var mıydın?

Ne kızları? Ben kız falan görmedim.

Neden buradasın?

Para için? Sizi öldürmem için bana 80000 altın verdi.

Anladım.

Yılanlarımı üzerine saldım. Durmadan saldırdılar. Yarım saat kadar sonra yılanların hepsi ölmüştü. Yusuf çok yorgun duruyordu. Albert kenarda dinleniyordu. Ateş birkaç saldırı daha yaptı. Sonrasında araya ben girdim. Dinlenmesine fırsat vermeden saldırdım. Anlık boşluğundan faydalanıp gölgelerim ile kıpırdamayacak şekilde durdurdum.

Bunlar ne? Nereden çıktı ve beni nasıl tutabiliyorlar?

Onlar benim gölgelerim. Kızlardan haberin olmadığı için seni işkence yapmadan öldüreceğim.

Tek hamlede kafası önüme düşmüştü. Albert bana dönerek;

Yavuz cesetler yok olmuş?

Yok olmadılar. Hepsini ormana gönderdim. Arkamızda delil bırakmayalım demiştin.

Tekin ile Mert yok.

Turgut’tan sonra onları da öldürdüm.

Burada işimiz bitti. Sayende hızlı bitirdik. Etrafı bir gezelim. Geride delil kalmasın.

Tamam.

Etrafı gezindikten sonra Albert ile otele geri döndük. Yusuf’un cesedini de saklaması için Gabriel’e verdim. Sonuçta seviye 90 birisiydi. Bu olaydan sonra Gabriel’in seviyesi 55 olmuştu. Artık lanet büyüleri yapabilecekti. Seviye 70 olmasına az kalmıştı. Şifa büyülerini kullanmaya başlayınca zindanlardan çıkmazdım herhalde. Hazır kasabadayken parşömen alsam fena olmazdı.

Albert, okul dükkânından parşömen almak mı daha kazançlı olur ya da kasabadan parşömen almak mı?

Yarın kasabada ki dükkânları gezeriz. Fiyatı uygun olan varsa sana söylerim. Olur mu?

Teşekkür ederim.

Sabah olmuştu. Otelin yemekhanesinde kahvaltı yaptık. Etrafta korumalar Soylu Tekin’i arıyorlardı. Dün akşamdan beri görülmemiş. Neyse o bizim sorunumuz değildi.

Şimdi ne yapacağız Albert?

Dükkânları gezelim. Sana parşömen bakalım. Bugün biraz daha dinlenelim. Yarın Okula döneriz.

Tamam.

Yogan kasabası dükkânlarını gezdik. Güzel bir parşömen bulamadık. Akşama doğru otele döndük. Otelin yemekhanesinde yemek yedik. Sohbet ettik derken zaman geçmişti. Odamıza çıkıp yattık. Sabahın erken saatlerinde arabayı hazırlayıp yola koyulduk. Albert’in yüzünde mutluluk ve gurur bir aradaydı. Sonuçta öğrencilerine işkence edip birini öldürüp diğerini yaralı halede bırakanlara cezalarını vermişti.

Albert, ne zamandır bu iştesin?

Ayla Hanım geldiğinden beri.

Daha önce nasıl bir yol izleniyordu?

Önceki müdür yetkililere bildiriyordu. Ama Ayla Hanım geldiğinde ilk olay ile karşılaştığında çok üzülmüştü. Ne yapabiliriz diye sormuştu. Sonrasında araştırma derken bu hale büründü. Artık okulumuzda öğrencilerimize bir şey olursa ben ilgileniyorum.

Demek Ayla Hanım istedi. Şimdi daha çok sevdim onu.

Haha… Çok düşünceli bir insandır. Öğrencilerinin iyi olması için elinden geleni yapıyor.

Neden böyle durumlar için bir soruşturma ya da araştırma bölümü oluşturmuyor?

O zaman güvenlik konseyinden izin almak gerekir. Birçok prosedür var. Bunları yapmak çok pahalı. Aynı zamanda habersiz bir iş bile yapamazsın. Yani şimdi biz buraya gelmek için izin isteyecektik, izin verilse bile yanımıza denetimci birisini de ekleyeceklerdi. Denetimcinin istediği şekilde araştırma yapmak zorundaydık. Ayrıca kasabadan kasabaya prosedürler de değişiyor. İş uzadıkça uzuyor. Böylesi daha verimli.

Anladım. Peki, bu kadar insanı öldürdük. Bizi gören ve bizi şikâyet eden olursa ne yapacağız?

Bu yüzden dikkatli ve yavaş çalışıyoruz. Geride delil bırakmamaya özen gösteriyoruz.

Sadece ikimiz mi varız?

Ayla Hanım’da var. Zor bir görev olduğu zaman geri dönüp onunla beraber geliyorum.

Vay, çok iyiymiş.

Öyledir. Seviyesi 90 bir de. Çok güçlü bir savaşçı.

Gerçekten mi? Hiç öyle görünmüyor ama aurası çok baskındı.

Sen gelmemiş olsaydın büyük ihtimal ile geri dönüp Ayla Hanım ile gelecektim. Bu işi bitirdiğimize göre rahat rahat okula dönebiliriz.

Önümüzde bir kafile mola vermiş bekliyordu. Biz yaklaşınca korumalar bizi durdurdu. Arkada 4 kişi bekliyordu. Önde iki kişi vardı.

Merhabalar, sorun olmaz ise sizler kimsiniz ve nereye gidiyorsunuz?

Adım Albert, bu da öğrencim Yavuz. Astan okuluna gidiyoruz.

Kusura bakmayın kafile biraz endişeli. Baskın yapılacak haberi aldık. Bundan dolayı biraz gerginiz. Bu arada adım Lupen. Buradaki korumaların komutanıyım.

İsterseniz size yardım edebiliriz. Öğrencimin gölge adam yeteneği var. Bizden 30 dakika ilerisinden haber alarak ilerleyebiliriz.

Loading...
0%