Yeni Üyelik
41.
Bölüm

41. Bölüm

@wassel

Bizim yükümüz biraz ağır. Bundan dolayı yavaş ilerliyoruz. Sizin için sorun olmaz ise yardımınızı isteriz.

Öğlen okulda olacağımıza akşam okulda oluruz. Kaç kişisiniz?

20 tane korumam var. Kafile başımızın kendisinin yanında kendi özel 4 koruması var. Toplamda ben dâhil 25 kişiyiz.

Aslında bayağı kalabalıksınız neden size saldırmak istesinler ki?

Kafile başımız Dündar Bey. Kafile güvenliği konusunda bayağı ünlendi. Bundan dolayı yüklü malları ona teslim ediyorlar. Bunu duyan haydutlar, seviyesi yüksek elemanları bünyesine katarak Dündar Bey’in kafilelerini soymaya çalışıyorlar. Son iki haftadır üç kafilemiz saldırı aldı fakat kaybetmedik.

Dündar Bey nerede?

Tanıyor musunuz?

Evet. Daha önce çalışmıştık. Yavuz burada derseniz o anlar.

Albert şaşırmış bir şekilde,

Nereden tanıyorsun?

Ünlendiği kafilede ben de vardım. Bazı yardımlarım dokunmuştu.

Lupen Dündar Bey’in yanına gitti. Kısa bir zaman sonra Dündar Bey yanında dört koruması ile karşımda belirmişti.

Merhaba Yavuz, buralarda ne işin var?

Kütüphane için yeni kitaplar almaya çıkmıştık. Sizi gördüğüm iyi oldu.

Seni burada bulmak süper bir şey. Bütün haydutlar sanki anlaşmış gibi sadece benim kafilelere saldırıyorlar.

Aranızda bilgi aktaran biri olabilir mi?

Olabilir. Sen yanımda olduğuna göre her şeyi çözebiliriz. Bana yardım eder misin?

Tabi ki. Sorman hata. Yanındaki korumaların kimler?

Keskin Kılıç Osman’ı biliyorsun. Yanındaki Şimşek Sezar. Solumdaki Rüzgâr Mustafa ve onun yanındaki Taş Musa.

Evet, Osman’ı biliyorum. Taş Musa’nın seviyesi oldukça yüksek. Seviye 90-95 arası olmalı. Seninle çalışmaya nasıl ikna oldu?

İş başı para ödüyorum.

İyi. Birlikte devam edelim. Yanımdaki öğretmenim Albert. Kendisi harika bir hocadır.

Tanıştığımıza memnun oldum. Eğer Yavuz harika diyorsa büyük ihtimal daha iyisinizdir.

Abartacak bir şey yok. Bildiğimi öğretiyorum.

Sonrasında kafile ile yola devam ettik. Bir saat kadar sonra tekrar mola verdik. Bu arada Alfa yanımda belirmişti.

Kralım, yarım saatlik yol sonunda 60 kişilik bir grup var. Baskın için iyi hazırlık yapmışlar. 20 kişi seviye 55-60, 20 kişi seviye 65-75, 15 kişi seviye 80-85 arasında. Kalan beş kişiden dördü 90-95 arasında. Liderleri seviyesi 95-100 arasında. Karşımızda çok güçlü bir düşman var.

O kadar güçlü ve kalabalık olmaları duyduklarımızı tasdikliyor. Ne yapsak bilemedim. Dündar Bey ile konuşmak lazım.

Dündar Bey ile konuşmak için yanına gittim. Albert yanımdaydı.

Dündar Bey, korumalarınızı ve Lupen’i çağırır mısınız? Önemli bilgiler edindim.

Aradan fazla bir zaman geçmeden hepsi gelmişti. Edindiğim bilgileri onlar ile paylaştım. Sayı ve güç bilgilerinden sonra çok şaşırmışlardı. Dündar Bey endişeli bir biçimde,

Şimdi ne yapacağız? Çok fazla güç toplamışlar. Çatışsak bile kazanamayız. Liderlerinin seviyesi 95-100 arasında demiştin değil mi? Yanındaki elemanlar da 90-95 arası.

Evet.

İmkânı yok kazanamayız. Geri dönsek, fark ederlerse bize yetişirler. Bir fikri olan var mı?

Tam bir sessizlik hâkimdi. Kimse bir şey söyleyemiyordu. Albert kimseden ses çıkmayınca,

İsterseniz Yavuz ve ben devam edelim. Yolda bizi durduracak ve sorular soracaklardır. Onlara sizin mola verdiğinizi ve yarım saat sonra çıkacağınızı söylersek. Bir saat kadar zaman kazanmış olursunuz. Geri dönerseniz size yetişemezler.

İyi de size bir şey yapmasınlar?

Biz de kitaptan başka bir şey yok. Hem okul öğrencisi ile öğretmeni öldürmeleri bir işlerine yaramaz. Zaten kimi kızdırdıysanız iyi adam toplamış. Bunu atlatsanız da tekrar böyle bir baskına yakalanacaksınız. İsterseniz savaşalım.

İyi de 5 tane seviye 90 üzeri savaşçı var. Diğer 55 kişiyi saymadım bile. Ormanın içine saklansak bile ormanda bu kadar yükü nasıl saklayacağız?

İlk dediğimi yapalım. Hiç olmaz ise bu kadar kişi ölmez. Bir şansınız var.

Peki madem. Umarım başınıza bir şey gelmez. Osman kafileyi geri götürelim.

Dündar Bey ve kafilesi geri dönmüşlerdi. Biz de yavaş bir şekilde ilerlemeye devam ettik.

Albert düşündüğün gibi olmaz ise ne yapalım?

İki kişilik arabadan bir şey beklemeyeceklerdir. Bekledikleri kafileden bilgi almak onların önceliği olacaktır.

Devam ettik. 45 dakika sonra kafile görünümüne bürünmüş bir grup bizi karşıladı.

Merhaba, nereden gelip nereye gidiyorsunuz?

Yogan Kasabasından geliyoruz. Okulumuz için yeni kitaplar aldık. Onları götürüyoruz.

Anladım. Kafilemizde önemli mallar var, sizden şüphe ettiğimiz için kusura bakmayın. Arabanıza bir göz atabilir miyiz?

Tabi ki. Zaten gelirken bir grup kafilede durdurup onlarda bakmıştı.

Öylemi. Ne kadar zaman önce.

Yarım saat oluyor. Mola vermişler. Yarım saate çıkarız isterseniz bizimle gelin dediler ama onlarda yük çoktu. Ağır geliyorlar. Bundan dolayı biz önden devam ettik.

Hım… Araba temiz. Siz geçebilirsiniz. Bu zaman da kimseye güven olmuyor.

Teşekkür ederiz.

Tam ilerleyecekken seviyesi yüksek birisi geldi.

Merhabalar, öğrenci senin adın ne?

Adım Yavuz.

Senden karanlık aura seziyorum.

Evet. Gölge adam yeteneğim var. Eşya taşımak için kullanıyorum.

Hangi kasabadansın?

Artan Kasabasındanım.

Merkez mi?

Hayır? Uç köyünden.

Anladım. Demek karanlık auralı birisi köyden çıkmış hem de Uç köyünden. Yavuz derslerine iyi çalış.

Teşekkür ederim.

Yolumuza devam ettik. Adamlar öyle bir pusu atmışlar ki gözlerimizle hiçbir şey göremedik. Eğer gölgelerim bunun pusu olduğunu söylemeseydi, anlayamazdık. Bizi bıraktıkları için ucuz yırtmıştık. Özellikle sonradan gelen adam bayağı bir güçlüydü. Biraz zaman sonra daha hızlı gitmeye başladık. Öğlene doğru şehir merkezine varmıştık. Yolda gördüklerimizden bir şey çıkamayacağı için kimseye baskın yapacak grubu anlatamadık. Okula varınca müdürün yanına vardık.

Albert nasıl geçti?

Öğrencilerimize zarar verenleri cezalandırdık.

Yavuz nasıldı? Yardımı dokundu mu?

Tabi ki. O olmasaydı yardım için sizi çağırmaya gelecektim.

Anladım. Aferin Yavuz. Bize biraz izin verir misin?

Tabi ki.

Ben odadan çıktım. Albert olan biteni en ayrıntısına kadar anlatmıştı. Ayla Hanım olanları duyunca tekrar beni çağırdı.

Albert bana her şeyi anlattı. Harika işler başarmışsın. Tebrik ederim.

Albert ne planladıysa onu yaptık.

Bu kadar mütevazı olmana gerek yok. Çok iyi işler yapmışsın. İstediğin bir şey var mı?

Aslında yolda gelirken bir haydut çetesi ile karşılaştık.

Evet. Albert bahsetti. Çok güçlü bir grupmuş.

Doğru. Aşırı güçlü bir gruptu. Benim seviye kasmam lazım. Bu yüzden parşömen gerekli. Bir daha böyle güçlü bir haydut çetesine denk geldiğim zaman onları geride özgür bir şekilde bırakmak istemiyorum. Artık hangi insanların canını yakacaklar bilemeyiz. Ama güçlü olsaydık onları durdurabilirdik. Böylece gelecekte yapacakları suçları işleyemezlerdi. Bundan dolayı çok üzgünüm. Lütfen gelişmem için bana yardım edin Ayla Hanım.

Tabi ki yardım edeceğim. Sen şu zamana kadar gelmiş en iyi öğrencimsin. Kişiliğin, dürüstlük ve yardım severlik üzerine. Seviyeni söylemek istemediğini biliyorum. Albert ile dükkâna gidip istediğin üç parşömeni alabilirsin. Bir de Albert’in sana vermiş olduğu Mızrak Sanatı kitabına başladın mı?

Mızrak sanatı kitabını bitirdim. Büyü kitabını da bitirdim. Yaylı silahlar sanatı kitabına başlayacağım.

Aferin. Çok iyi ilerliyorsun. Üç parşömen demiştim değil mi?

Evet.

Sen dört tane al. Bu da sıkı çalışmanın ödülü olsun.

Çok teşekkür ederim Ayla Hanım.

Albert ile müdürün odasından çıktık. Albert kütüphaneye gitti. Bende yemekhaneye gittim. Bizimkiler masada oturmuşlar yemek yiyorlardı. Yanlarına gidince çok sevindiler.

Hey! Nasılsınız?

Odada sen olmayınca yalnız çok sıkıldım.

Mızrak sanatı kitabını bitirdin mi? Bak fazla zaman kalmadı.

İyi ki geldin. Biraz da sen dayak yersin Jason’dan.

Bende sizi çok özledim.

Neyse gülüştükten sonra oturup sohbet ettik. Hepsinin bir planı vardı. Bende öğleden sonra kütüphaneye Albert’in yanına gittim.

Merhaba Albert. Dükkândan parşömen alalım mı?

Bende seni bekliyordum. Hadi gidelim.

Kütüphanenin kapısını kilitleyip dükkâna geçtik. Hüseyin oradaydı.

Hoş geldiniz. Yolculuk nasıl geçti Albert Bey?

İyiydi.

Buna çok sevindim.

Yavuz için parşömen almaya geldik. Ayla Hanım dört tane parşömen ödülü verdi. İstediği dört parşömeni alabilir.

Tabi. Hangi seviyede istersin?

Hım… Seviye 70-75 bir tane, Seviye 75-80 iki tane ve seviye 80-85 bir tane. Karanlık parşömen olursa benim için çok daha iyi olur.

Albert istediği parşömenlerin seviyesi çok yüksek. Ayla Hanım kızmasın sonra bana.

Sen ver. Karanlık olan var mı?

Karanlık parşömen hiç yok.

Hüseyin parşömenleri almaya gitti.

İyi de bu zindanları bitirebilecek misin?

Kesinlikle. Senin çalışma odanı kullanabilir miyim?

Her zaman.

Hüseyin elinde parşömenler ile geldi.

İstediğin seviyede parşömenler bunlar. Kim kullanacak ise dikkatli olsun.

Teşekkürler.

Direk kütüphaneye geçtik. Albert bana çalışma odasını açtı.

Ne kadar süre sonra geleyim? Ayşe Hanım gelmesi gerekli mi?

Aslında daha hesaplayamadım. Sen ara sıra bana baksan olur mu?

Olur.

Eğer baygın bulursan Ayşe Hanım’ı getirirsin.

O zaman iyi şanslar sana. Dikkatli ol.

Sağ olasın.

Albert odadan çıkınca sütunun yanına gittim. Artık seviye kasma vakti gelmişti. Bu parşömenleri bitirince kendim de birkaç parşömen alacağım. Seviyemi en kısa sürede yükseltmem lazım. Sonra da yaylı sanatlar kitabına başlarım. Seviye 70-75 olan parşömeni sütuna koydum. Kelimeleri söyler söylemez zindana ışınlandım. Ormanlık bir alanda buldum kendimi. Haritadaki yön, patika yolu işaret ediyordu. Gecenin ortasında ormanda olmak biraz tüylerimi ürpertiyor ama yapabileceğim bir şey yok. İlerlemek zorundayım. Biraz ilerledikten sonra zeminde bir delik gördüm. Harita burayı işaret ediyordu. Deliğin genişliği biraz büyüktü. Ben rahat bir şekilde girebilirdim. Gölgelerimi içeri gönderdim. Aradan 15 dakika sonra Alfa yanımda belirdi.

Kralım, bu delik aşağı doğru gidiyor. Yaklaşık 10 kat düşünebilirsiniz. Aralarda kapılar olmadığı için bütün bilgiye ulaşabildik. En alt katta kraliçe karınca var. Seviyesi 75. Yanında seviyesi 75, 4 tane erkek karınca var. Sayılar değişiyor ama seviyeleri hepsinin 75. İlk gireceğimiz tünelin sonundaki odada 5 karınca var. Sonraki odada 10 karınca var. Her oda da 5 karınca artarak devam ediyor.

Anladım. Hiç durmadan devam edeceğiz.

Loading...
0%