Yeni Üyelik
45.
Bölüm

45. Bölüm

@wassel

Evet, iyi geldiniz. Bu sefer size yardım etmemi ister misiniz?

Bertun ile Aylin kendinden emin olsalar da Murat ile Cem gelmemi istiyorlardı.

Cem, Murat ve ben bekleyelim. Siz devam edin. Yorulursanız size yardıma geliriz olmaz mı?

Çok iyi olur. Biz de ne kadar gideceğimize bakalım.

Aradan 2 saat geçmişti. Aslan adamların üçte biri ölmüştü ama bizimkiler bitmek üzereydi. Aylin artık dayanamıyordu. Bertun Aylin’e yardım etmek istese de fırsat bulamıyordu. Beklemenin bir anlamı kalmamıştı. Onların sınırları da bu kadardı. Bizde olaya dâhil olduk. 1 saat sonra hepsi öldü. Zindan temizlendi sesinden sonra odaya tekrar döndük. Bertun, Aylin, Murat ve Cem bayılmışlardı. Önce Ayşe Hanım’dan Murat’ı iyileştirmesini istedim. 1 saat sonra Murat kendine gelmişti. Sonra Aylin’i iyileştirdi. Onun içinde 1 saat kadar ilgilendi. Bertun’u yarım saatte iyileştirdi. Sıra Cem’e gelmişti. Cem de iyileştikten sonra işimiz bitmişti. Benim seviyem hariç herkesin seviyeleri artmıştı. Kimse Gabriel’i görmese de biz kat ilerledikçe, Gabriel arkamızda kalan cesetleri özümseyerek geldi. Bertun seviye 59 olmuştu. Aylin 55, Murat 50, Cem 51 olmuştu. Cem için iyi bir hediye olmuştu.

Cem nasılsın? Seviyen arttı mı?

Çok iyiyim. Seviyem 51 oldu. Parşömeni neden çok istediğini anladım. Aylin’in de neden o kadar çabuk güçlendiği sayenizde belli oldu.

O sırada herkes kahkaha atıyordu. Öğlen olmuştu. Müdürün odasına gittik. Cem’in babası gelmişti. Cem’in diğer arkadaşları da uğurlamak için buradaydı. Vedalaşmalardan sonra Cem, babası ile evine döndü. Cem için en iyisi bu olmalıydı. Bertun ile Aylin çalışma sahasına gittiler. Murat yurda gideceğini söylemişti ama onu durdurdum.

Yurtta ne yapacaksın?

Kılıcıma aura yükleme egzersizi yapacağım.

Yurda akşam gideriz. Egzersizini akşam yap. Benimle kütüphaneye gel.

Kütüphaneyi sevmediğimi biliyorsun. Kitaplığı temizlemek için çağırıyorsan gelirim.

Sen gel sonrasına bakarız.

Murat ile kütüphaneye gittik. Ona bir kitaplık gösterdim.

Sen burayı temizle, ben arkadan başlayacağım.

Tamam.

Murat kitaplığı temizlemeye başladı. Ben arka taraftan dükkâna geçtim. Hüseyin beni görünce şaşırdı.

Yavuz hoş geldin. Nasılsın?

İyiyim. Hüseyin abi seviye 90-95 arası parşömen lazım. Elimizde var mı?

Olacak. Ben bir bakıp geleyim.

5 dakika sonra elinde 4 tane parşömen ile geldi.

Bunlar var. Bak istediğin hangisi ise onu alabilirsin.

Fiyatı ne kadar?

Ayla hanım senden parşömenler için para almamamı istedi. Haftalık bir tane parasız alabilirsin.

Ciddi misin?

Evet.

Çok iyi ya. Şu seviye 85-90 olanı alayım.

Tamam.

Dükkândan çıktım. Kütüphaneye geçtim. Murat halen kitaplığı temizlemeye çalışıyordu. Yanına gittim.

Evet, sana sürprizim var.

Ne sürprizi?

Benimle gel.

Albert’in yanına gittim.

Albert sen de gelmek ister misin?

O sırada Murat şaşkın bir biçimde yüzümüze bakıyordu.

Nereye gideceğiz ki? Hem Albert Bey neden bizimle gelecek?

Zindana gideceğiz. Senin seviyeni yükseltmem lazım. En az 80 seviye olmalısın.

Gerçekten mi?

Evet. Elimde seviye 85-90 parşömen var. Bunu kullanırsak büyük ihtimal ile 60 seviyenin üstüne çıkarsın.

İyi de zindandan çıkamaya biliriz.

Rahat çıkarız. Ne diyorsun Albert?

Siz beraber gidin. Murat’ın seviyesi benimle aynı olunca bende katılayım. Şimdi deneyimi üçe bölmeye gerek yok.

Tamam. Biz senin çalışma odandayız.

Murat ile birlikte Albert’in çalışma odasına gittik. Murat çok heyecanlıydı.

Sen ne zamandır burada çalışıyorsun?

Seni buraya getirebilecek güce ulaşana kadar desem olur mu?

Çok teşekkür ederim. Ne yapıyoruz?

Benimle birlikte sütunun yanında dur. Çemberden çıkma.

Kelimeleri söyledikten sonra zindana ışınlandık. Etrafımız ağaçlar ile çevriliydi. Büyük bir ormanlığın içinde olduğumuz belliydi. Gündüz olmasına rağmen ağaçların altında gece gibiydi. Ağaçlar o kadar büyüktü ki dal ve yaprakları birbirlerine girmiş biçimde gökyüzünü göstermiyordu. Haritanın gösterdiği yönde hareket ettik. 10 dakika kadar sonra maymun adam ve goril adamlardan oluşan bir kampın önüne geldik. Gölgelerimi gönderdim. Biraz zaman sonra Alfa yanımda belirdi.

Kralım, karşımızda labirent biçiminde bir orman var. Labirentin sonunda çıkış yapılan odada seviye 90 kral goril adam ve yanında 100 tane goril adam var. Labirent yolunda yaklaşık olarak 400 maymun adam ve 500 goril adam bulunmakta. Maymun adamların seviyesi 85, goril adamların seviyesi 90. Labirent 6 bölümden oluşuyor. İlk bölümde 50 maymun adam, 50 goril adam bulunmakta. İkinci bölümünde 50 maymun adam 100 goril adam bulunmakta. Üçüncü bölümünde 100 maymun adam ve 50 goril adam bulunmakta. Dördüncü bölümünde 100 maymun adam ve 100 goril adam bulunmakta. Beşinci bölümde 100 maymun adam ve 200 goril adam bulunmakta. Son bölüm zaten bildiğiniz gibi.

Anladım. Ne kadar çok zaman kaybedersek o kadar çok seviye atlayacaklar.

Evet kralım.

Gabriel ’den kraliçe karıncayı oluşturmasını istedim. Ateş’i oluşturdum ve yılanlarını oluşturmasını istedim. Arkada beleyen gücümü oluşturmuştum. Murat’a Ateş ile kalmasını ve Ateş’in onu kesinlikle korumasını söyledim. Bunu karınca ve yılanlara da söyledim. Murat Ateş’i ve Kraliçe karıncayı görünce biraz şaşırdı ama bir şey sormadan devam etti. İlk bölümü 1 saatte bitirdik. Biz ikinci bölüme geçerken Gabriel ölenleri özümsüyordu. Murat şaşkın olsa da hiçbir şey demeden devam etti. İkinci bölümü de 1 saatte bitirdik. Üçüncü bölüme geçtik. Bir buçuk saatte burada zaman kaybettik. Dördüncü bölüme geldiğimizde arkada bekleyen yılanların seviyesi iyi artmıştı. Karınca sayısı da artmaktaydı. Aklımda kral gorilin cesedini saklamak vardı. Seviyesini ne kadar çıkartabilirsem çıkartıp öldürecektim. Dördüncü bölümü 3 saatte bitirebildik. Beşinci bölüm yaklaşık 5 saat sürdü. Son bölüme geldiğimizde kral goril adamın seviyesi 101 ve yanında bulunan goril adamların seviyesi 101 olmuştu. Karınca sayım 6600 olmuştu. Yılanlarımın seviyeleri 180 olmuştu. Hep beraber saldırdık. 6 saat sonra kral goril adam hariç bütün goril adamlar ölmüştü. Kral goril adamın seviyesi 107 olmuştu. Seviye 110 olana kadar bekledim. Tabi beklerken onu kanlar içerisinde bıraktım. Fazla hareket edebilecek gücü kalmamıştı. Bu sırada Gabriel ölen cesetleri özümsüyordu. Ateş halinden çok mutluydu. İyi bir seviye atlayacağını biliyordu. Kral goril adamın seviyesi 110 olunca öldürdüm. Gabriel ‘den onu saklamasını istedim. Zindan temizlendi sesi ile Albert’in çalışma odasına ışınlandık. Murat yerde baygın bir şekilde yatıyordu. Gabriel’in beni iyileştirmesini istedim. Bir saat kadar sonra kendime gelebilmiştim. Sırada Murat’ın iyileşmesi kaldı. Yaklaşık 2 saat kadar onu iyileştirmeye uğraştık. Gabriel ile birlikte iyileştirmeye çalışmamıza rağmen 2 saatte zor bitirmiştik. Murat kendine geldi. Şaşkın bir şekilde yüzüme bakıyordu.

Bu nasıl mümkün olur?

Neyden bahsediyorsun?

Seviyem 65 olmuş. 15 seviye birden nasıl yükseldim.

Girdiğimiz zindan seviyesi çok yüksekti. Bundan dolayı.

Anladım. Zindanda gördüklerim neydi öyle?

Onlar benim yoldaşlarım. Aramızda kalsın olur mu?

Tabi ki. Ama yılan harika bir şeydi. Karıncanın sürekli kendi seviyesinde karınca oluşturması da muhteşemdi. Özellikle cesetleri özümseyerek seviye atlayan eleman çok iyiydi. Diğerlerini göremedim zaten çok hızlıydılar. Senin gerçek özelliğin ne?

Çok karışık. Zamanla kendin öğrenirsin, olmaz mı?

Olur. Kendimi muhteşem hissediyorum.

Hadi yemekhaneye gidelim. Seviyeni şimdilik kimseye söyleme olur mu?

Tamam.

Albert’in çalışma odasından çıktık. Albert kitapları düzenliyordu.

Yavuz, son verdiğim kitabı bitirdin mi?

Sonlarına geldim sayılır. Bugün olmaz ise en geç yarın akşam bitirmiş olurum.

Tamam. Bitirince haberim olsun. Yeni kitabını hazırladım. Bayılacağın bir şey.

Ya şimdi bu yapılır mı? Meraktan uyuyamam.

Beni ilgilendirmez, bitir de gel.

O sırada kahkaha atıyorduk. Murat ile yemekhaneye gittik. Bertun ile Aylin masada konuşuyorlardı. Bizde yanlarına gidip eşlik ettik. Murat seviyesinden ötürü çok heyecanlıydı. Onu anlıyordum. Odaya gidip kılıcına aura ekleme egzersizi yapmak istiyordu. Yemekten sonra Murat’ı alıp çalışma sahasına gittim. Özel çalışma odalarından birine girdik.

Burada ne yapacağız?

Yeni seviyeni test edelim. Karşına rakip olarak benim kılıç ustası gölgemi çıkartacağım.

İyi de gölgelerin silah kullanabiliyor mu?

Zindanda göremediğin gölgelerim iyi silahlar kullanıyorlar.

Onlar gölgelerin miydi?

Tabi ki. Şimdi sana ders verecek bir gölgemi oluşturacağım. Adı Katana. Senin kılıç ustan o olacak. Ben dışarıda olacağım.

Katana’yı önünde oluşturdum. Katana ’ya onu eğitmesini istedim. Kimse rahatsız etmesin diye iki gölge klonumu çalışma odasının önünde nöbetçi olarak bıraktım. Sonrasında dışarı çıkıp Ayşe Hanım’ın yanına gittim.

Merhaba Ayşe Hanım, nasılsınız?

Yavuz hoş geldin. İyiyim. Öğrencileri iyileştiriyorum. Bir yaran yok değil mi?

Herhangi bir yaram yok. Size yardımcı olabileceğim bir şey var mı diye geldim.

Çok naziksin. Aslında depodan gelmesi gereken malzemeler var. Vaktim olmadı getirmeye. Yardımcı olur musun?

Benim için harika olur.

Ayşe Hanım öğrencileri iyileştirirken benden istediği eşyaları depodan getiriyordum. Yarım saat sonra işim bitmişti. Murat odadan çıkmış karşıdan bana doğru geliyordu.

Nasıl geçti Murat?

Katana bana bildiğin hezimet yaşattı. Hiçbir şey bilmediğimi öğrendim. Bir dakika bile karşısında duramadım.

Olsun. Bu başlangıç. Zamanla daha iyi olursun.

Olurum değil mi?

Tabi ki olursun. Çok yorgun gözüküyorsun. Ayşe Hanım’a gözük te gidelim.

Tamam.

Murat, Ayşe Hanım’a göründükten sonra yurda döndük. Murat yatağa oturup kılıcına baktı.

Yavuz, sence bende Katana gibi olabilir miyim?

Daha iyi olmanı sağlayacağım. Sen Katana ile eğitime devam et. Her gün en az yarım saat çalışma yap onunla.

İyi de sen olmadan o benimle olabilecek mi?

Onu senin yanına verdim. Sen nerede olursan ol. Katana senin yanında olacak.

O zaman sabah erken gidip çalışma odasında Katana ile çalışabilirim. Sen burada uyurken sorun olmaz değil mi?

Olmaz. Ben nerede olursam olayım hiç sorun olmaz.

Çok iyi. Çok teşekkür ederim.

Teşekkür etmek için daha erken.

Aramızda kahkaha attıktan sonra Murat kılıcına aura eklemeye odaklanıyordu. Bende yaylı silahlar sanatı kitabımı bitirmeye odaklanmıştım. Murat yorgunluktan uykuya dalmıştı. Benim kitabı bitirmeme bir bölüm kalmıştı. Okurken uyumuşum. Sabah kalktığımda Murat yerinde yoktu. Katana uyandığımı anlayınca okulun çalışma odasında eğitimde olduklarını söyledi. Neyse hiç olmaz ise onlar erkenden kalkmışlar. Kitabımı kaldığı yerden okumaya devam ettim. Bir saat kadar sonra kitabı bitirmiştim. Şimdi yemekhaneye gidebilirdim. Sonrasında yeni kitabımı almak için Albert’in yanına gidecektim. Yemekhanede Aylin ile Bertun her zamanki gibi sohbet ediyorlardı. Onları birbirlerine iki âşık olarak görüyordum. Bertun ’un bakışları zaten belliydi. Aylin de ona karşı boş değilmiş gibi geliyordu ama yine de erken konuşmak iyi olmazdı. Ben yine hiçbir şeyden habersiz gibi yanlarına gittim.

Nasılsınız?

Biz iyiyiz de sen neredesin? Hiç çalışma sahasında görmüyoruz seni.

Arada bende geliyorum fakat siz çok yoğun çalıştığınız için rahatsız etmek istemedim. Bu arada Aylin kitabı bitirdim.

Geç kaldın. Turnuvadan önce bitirecektin.

Biliyorum. Öğleden sonra ne planlıyorsunuz?

Aylin ile çalışma sahasında antrenman yapacağız. Sen ne planlıyorsun?

Bende Murat ile antrenman yapmayı düşünüyorum.

Neyse yemek yedikten sonra dükkâna gittim. Hüseyin oradaydı.

Hoş geldin Yavuz. Var mı istediğin bir şey?

Loading...
0%